02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2014 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Türkiye’nin eski İsrail Büyükelçisi Çelikkol’a göre ilişkilerin iyileşmesinde doğalgaz rol oynayabilir İlişkilere enerji gaz verecek MİNE ESEN Gezi Turnusol Oldu “Türkülerimizi söyletmiyorlar bize” der Nâzım o harikulade dizelerinde: “Korkuyorlar Robson,/ Şafaktan korkuyorlar,/Görmekten,/Duymaktan,/ Dokunmaktan korkuyorlar…/Ümitten korkuyorlar Robson, ümitten korkuyorlar ümitten,/Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam/Türkülerimizden korkuyorlar.” Gezi kitlesel anlamda ilk kez “ümide” geçit verdi. İşte bundan çok korktular. AKM’ye asılan dev “Boyun Eğme” pankartından… İktidar şiddetine tek başına meydan okuyan “Kırmızılı Kadın”ın cesaretinden… “Duran insan” yığınlarının pıtrak gibi çoğalmasından… Korktular! İktidarın altlarından bir halı gibi çekilip alınması ihtimali, akıllarını başlarından aldı. Gezi’nin ümitlerini bu yüzden TOMA, cop, biber gazı, tazyikli su, Allah ne verdiyse, dünya TV’lerinin gözleri önünde; vahşi ve acımasız yöntemlerle, böcekmiş gibi adeta ezmek istediler. Öylesine korkmuşlardı ki yedi düveli iplemediler. Gezi’nin, Ortadoğu’da kendilerini sözümona “model” yapan “İslam demokrasisi” maskesini… düşürmesine bu nedenle aldırmadılar. Onların indinde koltuğu yitirmektense, “marka”yı yitirmek yeğdi! ürkiye’nin eski İsrail Büyükelçisi Dr. Oğuz Çelikkol, Mavi Marmara baskınının ardından gelinen sürece bakıldığında iki ülke arasında geçmişteki gibi ilişkilerin odağında askeri işbirliğinin olamayacağını düşünenler arasında. Çelikkol, Türkiyeİsrail arasındaki ekonomik işbirliğinin kriz döneminden pek etkilenmediğine işaret ederken Doğu Akde malleştirilmesi konusunda bir kararniz’deki doğalgazın ilişkilerin güçlenme lılık varsa, bu iki süreci (hukukisiyasine katkı sağlayacağı görüşünde. si) birbirinden ayırmak da daha doğTürkiyeİsrail arasında ipleri koparan sü ru olur diye düşünüyorum.” reçte “alçak koltuk” krizi ve kanlı Mavi Ortadoğu’daki bu zor dönemde, TürMarmara baskınları sırasında Türkiye’nin kiye ile İsrail ilişkilerinin normalleşmesi Tel Aviv Büyükelçisi görevinde bulunan gerektiğini kaydeden Çelikkol, iki tarafta Çelikkol ile İstanbul Kültür Üniversitesi’ne da istek olduğunu, ancak iki ülkenin cumbağlı Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi’nde hurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı bir (GPoT) gerçekleşen “One Minute’ten Mavi Marmara’ya Türkiye İsrail Çatışması” isimli kitabının tanıtımı toplantısı çerçevesinde bir araya geldik. Son dönemde Türkiyeİsrail arasında ilişkilerin normalelikkol’un kitabında leşmesine yönelik anlaşmaya varılmasının Mavi Marmara baskıeli kulağında olduğu yorumları yapılırken nına ilişkin Mısır şüphesi dikhafta başında Türkiye’deki mahkemenin kat çeken bölümlerden. Gemisaldırı sırasında görevde olan İsrailli 4 deki bir kişinin baskın sonrasınkomutan hakkında tutuklama kararının da Türkiye’ye tahliyesinde son anda ilişkilere nasıl bir yansıması olacağıuçaktan inerek, Mısır Büyükelçiliği yetnı soruyoruz Çelikkol’a. Mavi Markililerince havaalanından götürüldüğümara baskınının yıldönümünün önnü aktaran Çelikkol, daha sonra bu kişinin cesinde kitabı yayımlanan Çelikkol Mısır istihbaratına çalıştığına dair duyummahkeme kararının İsrail’de endilar aldıklarını belirtiyor. Kahire yönetiminin o dönemde Gazze’ye yönelik ambargo koşeler yarattığına dikkat çekerken nusunda İsrail’le işbirliği yaptığı, Türkiye’nin şu görüşlerini dile getiriyor: bölgede artan rolüne ilişkin rahatsız olduğu “Mutabakat zaptının ya da görüşünü dile getirerek kitabında Mısır İstihanlaşmanın meclislerden geçibarat Şefi Ömer Süleyman’ın baskından bir rilmesi yönünde bir karar olhafta önce İsrail’e geldiğini hatırlatıyor. Kiduğu ortaya çıkıyor gelen hatapta şu ifadeler yer alıyor: “Süleyman’ın berlerden. Bunun sorunu çözebu ziyaret sırasında Mavi Marmara konusubileceği anlaşılıyor. Her şekilnu ele alması, gemide Mısırlı istihbaratçıde iki tarafta da ilişkilerin nor T MEZHEBE DAYALI FAY HATLARI TEHLİKELİ “Ortadoğu’da tekrar geçmişteki mezhep ayrılıklarına dayanan fay hatlarının harekete geçirilmemesi gerekiyor” görüşünü dile getiren Çelikkol, “Mısır’la da ilişkilerin rayına oturtulması gerektiğine inananlardanım” diyor. MISIR ŞÜPHESİ Ç Çelikkol, Arap halklarının demokratik, daha fazla özgürlükçü, çoğulcu toplum taleplerinin kabul edilmesi gerekliliğine vurgu yapıyor. 20002004’te Şam Büyükelçiliği yapan Çelikkol’a Suriye konusunu da soruyoruz. Emekli bünın bulunması, Mübayükelçiye göre, krizin başından bu yarek yönetimi istihbarat na en büyük hatalardan biri Rusya ile örgütünün İsrail’e geİran’ın Esad rejimini iktidarda tutma mi ve hatta gemide siyönündeki kararlılığının başlangıçta lah ve silahlı milisler çok iyi değerlendirilememesi. Çelikbulunduğu yönünde kol, “Bu hatayı Batı da yaptı, belabartılı ve yanlış bilki Türkiye de. Ama şimdi ortaya gi aktarmış olabileceçıkan tablo şu ki Libya, Tunus’tan ği ihtimalini de ortaya farklı olarak Suriye’de Rusya ve çıkartmaktadır. İsrail askerlerinin gemiye İran mevcut rejimi ayakta tutasaldırı düzenlerken gemide silah ve silahlı kişiler bulunduğu düşüncesinde olabilecebilmekte büyük bir kararlılık ği ve gemide silah arandığı, silah bulunmagösteriyor. Rusya ile İran’ın da masının şaşkınlık yarattığı anlaşılmaktadır.” ikna edilerek bir çözüm bulunÇelikkol “kumpas” dediği “Alçak koltuk” masının zorunluluğu görülüyor” krizinin arkasında dönemin Dışişleri Bakanı diyor ve ekliyor: “Esad’ın devlet Lieberman’ın Evimiz İsrail Partisi’nin oldubaşkanı olarak devam edip etğu görüşünde. Çelikkol, “Ayrılık” ve “Kurtmeyeceğine, onunla çözüm olup lar Vadisi” dizilerindeki İsrail karşıtı böolmayacağına da karar verecek lümlerin krize yol açtığına dikkat çekiyor. olan Suriye halkı sonuçta.” dönemde iki tarafta da iç siyaset hesaplarının yapıldığı görüşlerini dışlamıyor, Netanyahu’nun Türkiye’nin özür talebini yanıtlamasının İsrail’deki genel seçimler sonrasında geldiğini hatırlatıyor. Son dönemde Doğu Akdeniz’deki enerji pastasının Kıbrıs sorununun çözümünün yanı sıra İsrailTürkiye ilişkilerine de katkı sağlayabileceği yorumları dikkat çeki yor. Bu konuya ilişkin Çelikkol, artık askeri işbirliğinin İsrailTürkiye ilişkilerinde odak noktası olamayacağını belirterek şunları söylüyor: “Krizde de iki hükümetin ekonomik ilişkileri engellemek gibi girişimi olmadı. Doğalgaz ve bunun Avrupa’ya nakli gibi, Ukrayna krizinin etkileri de göz önüne alınarak bazı işbirliği alanları ortaya çıkarsa, tabii ki ekonomik işbirliği yeni ilişkilerin odak noktasında önemli olacaktır. Bugün dünyada ekonomik işbirliği giderek daha önem kazanıyor. Rusya ile ilişkilerin temelinde de ekonomik işbirliği var. İsrail ile de bu olabilir.” uriye’de değerlendirme hatası S IŞİD 300 Kürt’ü kaçırdı Dış Haberler Servisi Suriye’nin Halep kentine bağlı Bab kasabasındaki bazı köylere baskın düzenleyen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları 300 Kürt’ü kaçırdı. Bab kasabasına bağlı Kabbasin, Tılbettal ve Sabasıra köyleri önceki gece bir grup IŞİD üyesi tarafından basıldı. Köydeki evlerde arama ve kimlik kontrolü yapan silahlı grup, yaşları 17 ile 70 yaş arasında 300 kişiyi yanlarına alarak bölgeden uzaklaştı. Katar merkezli El Cezire televizyonu muhabiri kaçırılanların tamamının Kürt olduğunu ve götürüldükleri yerin hâlâ saptanamadığını bildirdi. Türkiye’nin Ceylanpınar sınırına yakın bir kasaba olan Bab’da nüfusun büyük bölümü Kürtlerden oluşuyor. Suriye’nin batısında Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Rojava’da da önceki gün IŞİD militanları tarafından düzenlenen saldırıda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırı PKK ile bağlantılı Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) denetimindeki Resulayn kasabasındaki Tiliye köyünde meydana geldi. Bölgede yaklaşık dört gündür PYD ile IŞİD güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, çatışmalarda öne sürüldüğü gibi 4550 değil, PYD’nin askeri kanadı YPG üyesi 6 kişinin öldüğünü duyurdu. Müslim, IŞİD’in öldürdüğü sivilleri YPG mensubu olarak göstermeye çalıştığını, bu nedenle “YPG çok kayıp verdi” diye yanlış haberler yayıldığını da söyledi. Halep’e bağlı köyleri bastılar İsrail polisi Türk diplomata El Aksa izni vermedi KUDÜS (AA) İsrail, 45 yaş altı erkeklerin Mescidi Aksa’ya alınmama kararını gerekçe göstererek Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Mustafa Sarnıç’ın Aksa’ya girişine izin vermedi. İsrail polisi söz konusu gerekçeyle Sarnıç’ın yanı sıra konsolosluk çalışanları ile Türk turistlerin de cuma namazı kılmaları için Mescidi Aksa’ya girişini engelledi. Güvenlik gerekçesiyle 45 yaş altı erkeklerin Mescidi Aksa’ya alınmayacağını duyuran İsrail, daha önce sadece Filistinlileri kapsayan bu uygulamaya Türkleri de dahil etti. İsrail’in dört gün önce de “Kudüs Günü” nedeniyle Mescidi Aksa’ya gelen Müslümanlardan 50 yaş altında olanların sabah namazında içeriye girmesine izin vermemesi üzerine olaya tepki gösteren Müslümanlarla polis arasında yaşanan arbedede 3 Türk vatandaşı darp edilmişti. Gezi’nin birinci bilançosu bu oldu. Türkiye’ye yıllardan beri kök söktüren AKP istibdatı, Taksim’de iyot gibi açığa çıkınca dünyanın ileri gelen tüm yorumcularının koyduğu ilk teşhis bu oldu: “Türk modeline veda!” Gezi’ye dek cümle âlem gerçi, bu istibdadın değişik boyutları ve unsurları ile tanışmıştı… Yurtdışında kafalar hâlâ Ergenekon bahsinde biraz karışıktı ama alkol ve kürtaj yasağı baskıları, RTE’nin üç çocuk ısrarı, “ucube” denen heykellere hızla “nihai çözüm” uygulanması, THY’nin “kırmızı ruj cihadı” vs… Türkiye’de aslında işlerin AKP’ye biçilen “İslam demokrasisi” yönünde gitmediğini nicedir göstermişti. Yeryüzündeki en büyük gazeteci hapishanesine dönüşmüş olmamız, Batı’nın okur yazar çevrelerinde gitgide alarm yaratan bir durum olmaktaydı… Yazar Paul Auster misal; “Orada neler oluyor?” diye feveran etmiş; “Türkiye en çok endişelendiğim ülke” demiş ve “Antidemokratik gelişmeleri protesto ettiği için Türkiye’ye gelmeyeceğini!” beyan etmişti. Auster gibi entelektüel dar çevre, yaşananların aslında çoktan farkındaydı. Ama yedi cihanın büyük resme uyanması “Gezi” ile oldu! Gezi, dünyanın Türkiye’nin karanlık siyasi realitesine uyanışının turnusol kâğıdıdır. Uluslararası kamuoyu, protesto hakkını kullanan savunmasız kitlelere, iktidarın uyguladığı ilkel, acımasız, kör ve vahşi baskıyı Gezi’de; ay ve gün gibi gördü. Öyle ki bundan böyle yurtdışında yapılan hiçbir Türkiye konuşması; Gezi’ye atıfta bulunmadan tamamlanmıyor. Türkiye hakkındaki tüm konuşmalar daha doğrusu Gezi ile artık başlıyor! Gezi, yurtiçinde de aynı şekilde siyasi bilinç kazanımının ve kitlesel uyanışın turnusoluydu… “Yetmez ama evet”çi propagandasına kapılan çoğu genç; Erdoğan’ın sınırsız iktidar hırsı ve otoritarizminin sertliğine ancak Gezi ile uyandı. Yaşamlarındaki ilk kitlesel gösteriye Taksim’in ağaçlarını kurtarmak için katılan ama Gezi şiddetiyle birlikte o güne değin hiç farkında olmadıkları bir “siyasi duyarlılık” edinen onlarca genç tanıyorum… Bu değişimin doğrudan tanığı olan bir kuaför ahbabım durumu şöyle özetliyor: “Kızım Gezi’ye dek siyasetle hiç ilgilenmemişti. Taksim tecrübesinden sonra, odasında bilgisayarının başından kalkmaz oldu. Şimdi artık her şeyi canavar gibi izliyor!” AKP’nin maskesinin düşmesine ve bu genel uyanışa karşın; Gezi ne yazık ki sandıkta karşılığını bulan bir “siyasi dil” ve fark yaratan muhalefete dönüşmedi. Bunun çeşitli nedenleri var, olabilir… Ama başlıcası; “Gezi muhalefeti” ile “mesajını”, kurumsallaştıracak siyasi yapıların, Türkiye’de hâlâ çok zayıf olması... CHP tam ne dediği anlaşılmayan, derbeder, başı sonu belli olmayan bir parti izlenimi yaratıyor. Gezi enerjisini siyasete dönüştürebilme atik tetikliğini ve becerisini gösteremiyor. Bu zaafı sonuna dek istismar eden iktidar Gezi’de ayna gibi serilen baskı sisteminin vidalarını her seferinde daha sıkıştırmaktan başka şey yapmıyor. Gezi, 17 Aralık, Soma kavşaklarında baskının her defasında daha da “pervasızlaştığına” ve “tırmandığına” tanık olduk. Gezi, kamuoyu için genel uyanışı simgelediyse; iktidar açısından ibretlik bir ar damarı çatlamasına yol açtı. En son Soma’da gördüğümüz Yusuf Yerkel tekmesi ile Başbakan’ın “market” şamarı bunun tipik örnekleriydi. Sandık gücüne çevrilemediği sürece, Gezi idealleri bizi heyhat iktidarın despotluk cenderesinden kurtarmaya yetmeyecek! ‘Türk modeline veda!’ Söz artık Gezi ile başlıyor Siyasi dile çevrilemedi H indistan’da en aşağı kasttan iki küçük kızın tecavüz edilerek öldürülmeleri ve cansız bedenlerinin ağaca asılmasına ek olarak polisin başta kayıtsız kalmasına tepkiler sürüyor. Yeni Delhi’deki protestoların hedefinde de polis vardı. (Fotoğraf: REUTERS) Varil bombaları 2 bin kişiyi öldürdü Dış Haberler Servisi Suriye’nin Halep kentinde yılbaşından beri rejime bağlı kuvvetlerin varil bombalarıyla düzenlediği hava saldırılarında 1963 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıklamasına göre ölenlerin 567’si çocuk, 283’ü de kadın. Rejim kuvvetleri tarafından helikopterlerden atılan içi patlayıcı dolu variller, büyük patlamalara ve geniş çaplı hasara yol açıyor. Varil bombalarının kullanılması uluslararası insan hakları örgütleri tarafından kınanıyor. 2012’den beri şiddetli çatışmalara sahne olan Halep’in bir bölümü muhalif güçlerin elinde. Berlin: Hayretle karşıladık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köln ziyareti sırasında Almanya’da yaşayan Türklere yönelik konuşmasını eleştiren Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir’e yönelik “Haddini bil” sözleri, Ankara ile Berlin arasında gerginliğe neden oldu. Alman Dışişleri Bakanlığı’nın, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nu bakanlığa çağırarak “Erdoğan’ın açıklamalarını hayretle karşıladık” şeklinde tepki verdiği ifade edildi. Die Welt gazetesinin haberine göre bakanlık ayrıca, bir politikacının kamuoyunda bu şekilde eleştirilmesinin TürkAlman ilişkilerine fayda sağlamayacağını da kaydetti. Çarşamba günü gerçekleşen görüşmede, bakanlığın Siyasi Direktörü HansDieter Lucas, Karslıoğlu ile görüştü. Özdemir, Köln konuşmasının ardından “Erdoğan’ın konuşmasının bedelini ödeyeceğiz” ve “Almanya’daki Türkler nankör değil” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan da “Haddini bil” ve “Sözde Türk” suçlamasında bulunmuştu. HALEP’E SALDIRILAR Pakistanlı eş eski karısını öldürmüş Dış Haberler Servisi Pakistan’da ailesi tarafından taşlanarak öldürülen 25 yaşındaki Farzana Pervin’in eşi Muhammed İkbal’den şok etkisi yaratan bir açıklama geldi. Amerikan CNN televizyonuna konuşan İkbal, altı yıl önce Farzana Pervin ile evlenebilmek için ilk karısını öldürdüğünü söyledi. İkbal’in bu ifadesini polis de doğruladı. İlk eşini öldüren İkbal’in, oğlu kendisini affettiği için serbest bırakıldığı belirtildi. Farzana Pervin, ailesinin istediği gibi kuzeniyle değil İkbal’le evlendiği için öldürülmüştü. (REUTERS) Yine de gülümsüyor Sudan’da İslamiyete dönmediği için ölüme mahkum edilen Meryem Yahya İbrahim’in hapishanede ayakları zincirli olarak doğum yapmaya zorlandığının ortaya çıkmasının ardından Sudan yönetimine uluslararası baskılar artıyor. Kadının eşi Danial Wani, uluslararası baskıların, eşine verilen asılarak idam cezasından vazgeçilmesini sağlayabileceğini söylüyor. Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı, Sudan hükümetinin dini özgürlüklere saygı göstermesi gerektiğini açıkladı. Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki, mümkün olan her yolla baskı yapmaya devam edeceklerini kaydetti. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonla görüştüğü bildirildi. Başbakanlık’tan yapılan açıklamada görüşmede Erdoğan’ın Ukrayna’daki seçim sonuçlarının saygıyla karşılanmasının önemine işaret ettiği, Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na uygulanan yasağın kaldırılması ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ile görüşülmesi gerektiğini ilettiği belirtildi. Görüşmede ayrıca, Suriye konusunda da eşgüdüm içinde hareket edilmesinin vurgulandığı belirtildi. Erdoğan, Putin’le görüştü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle