24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2014 PAZAR 4 HABERLER Danıştay töreninde Feyzioğlu’nun konuşmasına tahammül edemeyen Erdoğan salonu terk etti Kırk Yıl Önce Sevgili, Birkaç yıldır hayalini kurduğum o an nihayet gerçekleşiyordu. Oktay (Kurtböke) Yeni Ortam’a telefon etti ve haberi vermişti: Heyecanla Cumhuriyet’in iki ay önce taşındığı bahçe içindeki binanın kapısını çalmak üzere ertesi günü beklemeye başladım. Ahşap binaya ilk gelişimin üzerinden neredeyse çeyrek yüzyıl geçmişti. 1950’nin ilkbaharında bir çarşamba günü, Ortaköy Aksaray tramvayından Sirkeci’de inmiş, Babıâli Yokuşu’nu tırmanarak Cumhuriyet’in kapısına gelmiştim. “Kore’de Mehmetçik” diye şiirle uzaktan yakından ilişkisi olmayan şiirimi, öğretmenimin tavsiyesi üzerine, yayımlamaları için Cumhuriyet’e getirdiğim günle ilgili hatırladıklarım; binanın girişindeki mermer basamaklar, girişin solundaki masa ve bir de sürekli burnunum aktığı, üstelik de yanıma mendil de almamış olduğumdu. Daha sonra, gazeteciliğe başladığımda da, İlhan Selçuk ve çok yakın arkadaşım olan Mehmet Barlas’ı ziyaret için ahşap konağa gidip gelmiştim. HHH Akşam’ın Paris muhabirliği ve dış politika yazarlığından sonra, 12 Mart’ın hapislik ve işsizlik günlerinin ardından Yeni Ortam’da yazıyordum. Kısa bir süre sonra “sakıncalı piyadeliğini” tamamlayıp Uğur Mumcu da Yeni Ortam’a gelecek, gelmek ne kelime, basın âleminin ortasına bir bomba gibi düşecekti. Uğur Mumcu, Ankara bürosu şefi Mustafa Ekmekçi ve ben, Yeni Ortam’ın üç sürekli yazarıydık. Üçümüzün de gözü, Cumhuriyet’teydi. Ben dış politika yazarıydım, benim için Cumhuriyet’te yer yoktu. Çünkü gazetenin Kayhan Sağlamer’in ayrılmasından sonra, iki iyi, hem de çok iyi dış politika yazarı vardı. Haftada bir yazan Ergun Balcı ve her gün yazan ve 1970 Şubatı’ndaki Hindistan gezisinden sonra çok yakın arkadaş olduğum Mehmet Barlas. İkisi de yerlerini fazlasıyla dolduruyorlardı. Anlaşılan benim için çocukluğumdan beri okuduğum Cumhuriyet hep uzaktan bakılacak bir heves olarak kalacaktı. 1974 başlarında, 1973 seçimlerini kazanan Bülent Ecevit, TRT’nin başına İsmail Cem’i getiriyor, Cem de, Mehmet Barlas’ı haber müdürlüğüne davet ediyordu. Mehmet Barlas ekip olarak çok başarılı işler çıkaracakları TRT’ye gitmek üzere ayrılıyordu. Yerine birini alacaklardı. İlhan Selçuk, Nadir Bey’e beni tavsiye etmişti. Oktay Kurtböke de desteklemişti. Nadir Bey’den onay çıkmıştı. İş, davet edip konuşmasına kalmıştı. Nihayet Oktay Kurtböke’den telefon geldi: “Nadir Bey yarın 14.30’da seni bekliyor.” HHH Nadir Bey yarın beni bekliyordu beklemesine de, yarın bir türlü olmuyordu. O zaman bir kez daha öğrendim bütün günlerin aynı uzunlukta olmadıklarını. İlhan Abi bir kere anlatmıştı, Nadir Bey’in kendisini Cumhuriyet’e nasıl çağırdığını. Yazılarınızı okuyorum, çok beğeniyorum. Bizimle çalışır mısınız, demişti Nadir Nadi. O günden sonra, Nadir Bey’in bana da aynı cümleyi söylediğini kaç kez düşlemiştim. Nihayet 1974’ün Mart ayının 23’ünde, Nadir Bey’in odasındaydım. Aynı okuldan olmamız konuşmaya girişi sağladı. Sonra o ne söyledi, ben neler geveledim hatırlamıyorum, bütün heyecanımla sihirli cümleyi bekliyordum. Sonunda Nadir Bey yıllarca beklediğim cümleyi söyledi: Yazılarınızı izliyorum, beğeniyorum. Bizimle çalışmak ister misiniz? Sonra ekledi: Uğur Mumcu’yu da çok beğeniyorum. Kadro durumunu ayarlayalım, onu da alacağız. Bir ay sonra, 23 Nisan 1974’te, Cumhuriyet’te ilk yazım çıkıyordu. 7 Mayıs 1974’te 50. yılı kutlanırken, Cumhuriyet’in en genç köşe yazarıydım. Kısa pantolonla şiirimi bastırmak için geldiğim kapıdan içeri, 24 yıl sonra girmeyi başarmıştım. Evet Sevgili, ben Cumhuriyet’e girmek için 24 yıl bekledim ve 40 yıl önce başardım. 7 Mayıs’ta yine bunları hatırladım, 40 yıl sonra, yine bulutlar üzerinde gezindim. Sinirlendi, bağırdı ve gitti FIRAT KOZOK ANKARA Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreni, eşine önce rastlanmamış bir olaya sahne oldu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşmasında Van depreminin ardından kurulan konteynır kentte yaşanan sorunlara değindi. Feyzioğlu’nun konuşmasının son bölümünde, nasıl bir cumhurbaşkanı istediğini söylediği sırada kendini daha fazla tutamayan Başbakan Tayyip Erdoğan, oturduğu yerden “Baştan aşağı yanlış konuşuyorsun. Böyle bir edepsizlik olmaz ki, edepsizlik yapıyorsun” diye bağırmaya başladı. Feyzioğlu’nun “Edepsizlik yapan ben değilim Sayın Başbakan” yanıtı üzerine ayağa kalkan Erdoğan’ı, kolundan tutan, telkin etmeye çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de sakinleştiremedi. Elini kolunu sallayarak protestosunu sürdüren ve tepkisini yanındakilerle paylaşan Erdoğan, ardından “protokol kurallarını hiçe sayarak”, Gül ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i “peşine takıp” salondan ayrıldı. Salonda bulunan izleyicilerin, hatta rahatsızlanan bir Danıştay üyesinin bile Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından bir süre salonda “hapsedilmesi” tepkiyle karşılandı. “Tepkiden ülkem adına üzüldüm” diyen Feyzioğlu, konuşmasının uzunluğu üzerinden yapılan eleştiriye de “Biz 7 gün 24 saat televizyonları her açışımızda kendilerini izliyoruz. Memlekette bunca hukuksuzluk olmasa konuşmam 5 dakika sürerdi” yanıtını verdi. Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümü töreni, unutulmayacak bir skandalla tarihe geçti. Törene ilk olarak Erdoğan geldi. Salona girerken Feyzioğlu ile de tokalaşan Erdoğan, daha sonra kendisine ayrılan yere geçti. Erdoğan ile Feyzioğlu, tokalaşırken, şakalaşıp birbirlerine gülümsedikleri kare, törenin en samimi anlarından biri olarak objektiflere yansıdı. Erdoğan’dan sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu salona girdi. Kılıçdaroğlu salona girdikten sonra Erdoğan ile birlikte ön sırada oturanlarla tokalaştı. Ancak iki liderin bir diyalog kurmaması dikkat çekti. Törene en son gelen Cumhurbaşkanı Gül de, protokolle tokalaştıktan sonra Erdoğan’ın yanındaki yerine oturdu. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra kürsüye çıkan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, “kuvvetler ayrılığı” vurgusu yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “Yargı kararlarına ve yargıçlara eleştiri getirilirken, yargı ve yargıçlar idarenin yandaşı ya da idarenin faaliyetlerine sürekli engel çıkaran bir güç gibi değerlendirilmemelidir. Yargı sürecinin sağlıklı şekilde işleyebilmesi için bir taraftan yasama ve yürütme, yasal yetkilerini kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun kullanmalı, diğer taraftan yargıçlar da uygunsuz müdahalelerden kendilerini olabildiğince korumalı, bununla da yetinmeyip, iç dünyalardaki duygu ve düşüncelerin etkisinden uzak karar verebilmeyi başarmalıdırlar.” Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde Haşim Kılıç’ın konuşmasına sinirlenen, Kılıç’ı alkışlamadan ve resepsiyona katılmadan salondan ayrılan Erdoğan, bu kez de sinirlerine hâkim olamadı. Gül’ün çabası yetersiz kaldı ‘Edepsizlik yapıyorsun’ Danıştay doğan daha da sinirleBaşkanı’nın ardınnerek “Baştan aşağı dan Metin Feyzioğlu yanlış konuşuyorsun. kürsüye geldi. Ancak Böyle bir edepsizFeyzioğlu’nun kolik olmaz ki, edepsiznuşmasının uzamalik yapıyorsun” dedi. sı, Erdoğan’ı kızdırdı. Feyzioğlu’nun “EdepFeyzioğlu, yaklaşık 45 sizlik yapan ben değidakika süren konuşlim Sayın Başbakan” masının sonunda “Bisözleri üzerine de Ertirdim, bitirdim, bidoğan, “Sen kendin tirdim... Ama şunu yapıyorsun. Yalan kosöylemeden bitirmenuşuyorsun hep. Ne yeceğim” diyerek, anlatıyorsun? Van’da son bölüme geçti. neler yapıldığından Metin Feyzioğlu’nun haberin var mı” dinasıl bir Cumhurbaşye sordu. FeyzioğErdoğan ve Feyzioğlu tören baş lu, Cumhurbaşkanlıkanı istediğini söylamadan önce tokalaşırken şakala ğı seçimiyle ilgili son lediği sırada kendişıp birbirlerine gülümsemişlerdi. sözlerini söyledikten ni tutamayan Erdoğan, Feyzioğlu’nun sonra “Ben edepsizkonuşmasını “25 dakika Başkan konulik yapmadım. Kimseye de ‘edepsizşuyor, 1 saat sen konuşuyorsun” sözlik yapıyorsun’ demeyi kendime yakışleriyle böldü. Bunun üzerine Feyzioğlu, tırmam Sayın Başbakan” dedi. Başba“Kızmayın Sayın Başbakanım, güzel kan Erdoğan’ın ayağa kalkarak, tepkisibir şey söylüyorum Sayın Başbakane devam etmesi üzerine Feyzioğlu, konım” ifadesini kullandı. “Neyi güzel konuşmasının yapıcı olduğunu ve hakaret nuşuyorsun canım?” diyen Erdoğan’a içermediğini savundu. Feyzioğlu’nun koFeyzioğlu “Neyi yanlış söyledim sanuşmasını salonda bulunan bazı Danışyın Başbakanım?” yanıtını verince, Ertay mensupları alkışladı. Feyzioğlu konuşmasını bitirmeye hazırlanırken Erdoğan kendini tutamadı Erdoğan’ın tepkisini yanındakilerle de paylaşarak, “Siyasi konuşuyorsun. Bu saygısızlıktır. Hukuksal bir hakkı da yok. Maalesef bir tüzük ile böyle bir şeyi sürdürebiliyor. Siyasi konuşma yapılıyor, böyle bir şey olabilir mi?” ifadesini kullanması üzerine Feyzioğlu, “Hiçbiri siyasi değildir. Hepsi anayasaya uygundur” yanıtını verdi. Başbakan Erdoğan da “Van ile ilgili anlattıkların baştan aşağı yalan” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül’ün, Erdoğan’ın konuşmasını engellemek için “yapma” şeklinde el işaretinde bulunması da sonuç vermedi. Gül’ün, tartışmanın yaşandığı anlarda Başbakan Erdoğan’ı elini tutarak ve dizine dokunarak sakinleştirmeye çalıştığı görüldü. Bu tartışmanın ardından çok sinirlenen Erdoğan, konferans salonunu terk etti. Protokolü dağıttı Erdoğan ile birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de salonu terk etti. Erdoğan’ın bu sırada da protokol kurallarını çiğneyip Gül’ün önünden yürüyerek salondan çıkması dikkat çekti. Sosyal medyada bu konu “Erdoğan, Abdullah Gül’ü de peşine taktı” yorumlarına neden oldu. Daha önce AYM töreninde Haşim Kılıç’ın sosyal medya ile ilgili sözlerine gülmekle eleştirilen Abdullah Gül’ün, Erdoğan’ın salonu terkettiği sırada da gülümsemesi dikkat çekti. ‘Yargıç yandaş karşıt olmaz’ Çıkmak yasak! Gül arabasına binene kadar Danıştay mensuplarının bile törenden ayrılmasına Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından izin verilmedi. Rahatsızlanan bir Danıştay üyesine bile izin verilmemesi tepkilerin sertleşmesine neden oldu. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, karşıladığı gibi Gül ve Erdoğan’ı otomobillerine kadar uğurladı. Gündeme bomba gibi düşen haberi Anadolu Ajansı, “Başbakan Erdoğan TBB Başkanı Feyzioğlu’nun uzun ve siyasi içerikli konuşmasına tepki gösterdi” başlığı ile servis etti. Ajansın bu yorumlu haberi Twitter’da alay konusu oldu. ‘Varsın yürekleri Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Başbakan’ı kızdıran konuşmasından bazı satır başları şöyle: l Demokrasilerde siyasi partiler, iktidara, yargı tarafından denetlenmeyi peşinen kabul ederek talip olurlar. l Son dönemde yaşadığımız ve geçmişin yasakçı zihniyetini çağrıştıran sosyal medyaya yönelik idari veya yargısal engellemeler, anayasamıza, AİHS ve İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a aykırıdır. l Sayın Cumhurbaşkanım, Zatı âlinize ve buradaki muhterem heyete iletmek üzere, üzerimde bir selam borcu var. Van’da konteynır kentte yaşamaya devam eden kiracıların selamı. Sosyal devlet, yurttaşın barınma ihtiyacını gidermek zorundadır. Deprem, kiracımal sahibi ayrımı yapmadan binaları yıkıp insanlarımızı öldürmüş, deprem konutları ise öncelikli olarak mal sahiplerine ve yalnızca bir kısım kiracıya ise ku l İşte Başbakan’ı kızdıran konuşma taşlaşmış olanlar kızsın’ rayla tahsis edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu insanlarımızın mağduriyetini giderebilecek kudrete kuşkusuz sahiptir. Basit bir yönetmelik değişikliğiyle bile çözüm bulunabileceğini düşündüğümüz bu sorunun kısa sürede giderilmesini dileyerek bu selamı sizlere iletiyorum. l MİT’e verilen kişisel verilere, meslek ve şirket sırlarına, veri tabanlarına yargı kararı olmaksızın erişim yetkisi, yine yargı kararı olmaksızın iletişimi tespit, belli soruşturma ve dava dosyalarına ulaşabilme yetkisi, MİT’in ülke içinde operasyon yetkisiyle donatılması, MİT mensuplarının soruşturmalarının izne tabi kılınması, yeni ve denetimsiz bir kolluk gücü yaratmıştır. l Varsın yürekleri taşlaşmış olanlar yine kızsın söylediklerimize. Ülkemin Cumhurbaşkanına, Başbakanına, iktidar ve ana muhalefet partilerine, diğer ve milletvekillerimize sesleniyorum. Bu sessiz çığlığı duyalım, ilk sırada özel görevli mahkemelerin sebep olduğu mağduriyetler olmak üzere bu sorunları yarından tezi yok el birliğiyle gidermeye başlayalım. l Feyzioğlu, Erdoğan’ın sert çıkışını değerlendirdi ‘7/24 kendisini dinliyoruz’ Erdoğan’ın bu sert çıkışının ardından Feyzioğlu’na “Öncelikle geçmiş olsun. O an neler hissettiniz, tepkiyi nasıl karşılıyorsunuz?” diye sorduk. “Bana değil, ülkeme geçmiş olsun” diyen Feyzioğlu, şöyle konuştu:“Ben ülkem adına üzüldüm. Çünkü, içinde tek kelime hakaret olmayan, baştan sona yapıcı bir konuşmadır.” Feyzioğlu, konuşma süresinin uzunluğu üzerinden yapılan eleştirilele ilgili olarak “Bana ayrılan süre 30 dakika, ben 45 dakika konuşmuşum. Kaldı ki, 7 gün 24 saat, biz sayın bakanları ve Başbakan’ı dinliyoruz. Tüm bunlar bir yana, memlekette bu kadar çok hukuksuzluk olmasa, bizim bu konuşmalarımız 5 dakika bile sürmez” diye ekledi. Feyzioğlu, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kendisini eleştiren ifadelerini içeren açıklamasını yaptığı sırada TBB’de basın toplantısı düzenledi. Feyzioğlu, Güngör’ün tavrına “Danıştay ile polemiğe girmem. Objektif gözlükle okuması lazım. Danıştay’ın görevi tarafsız kalabilmektir. Konuğuna edepsiz, yalancı diyen kişi başbakan olsa da yanında olmak değildir ama yalancı ve edepsiz sözleri Danıştay Başkanı’na göre hakaret değilse bir şey diyemem” tepkisini gösterdi. Türkiye ve dünyanın bir ilkle karşılaştığını belirten Feyzioğlu, Erdoğan’ın “yalancı ve edepsiz” sözlerinin şahsına değil, yargıya sarf edildiğini dile getirdi. Feyzioğlu, “Başbakan’ın hakaretlerle ayağa kalkmasının Van depremine ilişkin sözlerimle arasında 10 dakika var. Uludere’den söz etmemiz mi edepsizlik, faili meçhullerin faillerini bulmaya devam edelim demek mi?” dedi. Feyzioğlu, “Başbakan’ı dava etmeyi düşünüyor musunuz” sorusuna ise “hayır” yanıtını verdi. Reuters: Türkiye’nin öfkeli başbakanı Dış Haberler Servisi Danıştay’ın 146’ncı yıldönümünde Başbakan Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasında yaşanan gerginlik dış basında da yankı uyandırdı. İngiliz haber ajansı Reuters, “Türkiye’nin öfkeli Başbakanı...” ifadesini kullandı. Reuters, Başbakan Erdoğan’ın Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nu çok uzun ve eleştirel bir konuşma yaptığı için “edepsizlikle” suçlayarak salonu terk ettiğini duyurdu. Reuters haberinde, “Bu, birçok Türk tarafından sert konuşmaları onun bir özelliği olarak görülen Erdoğan için bile sıra dışı bir patlamaydı” ifadelerine yer verdi. Ajans, Erdoğan’ın 2009 yılında Davos’ta da İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e öfkelenerek toplantıyı terk ettiğini hatırlattı. ‘Görevi tarafsızlık’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle