05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 BCG’nin işgücü krizi raporuna göre küresel işgücü talebi Türkiye’deki işsizliğe çare olacak Umut yine ‘el kapısı’ Acem oyunu! Türkiye’den İran’a yatırım 413 milyon dolar, İran’dan Türkiye’ye gelen yatırım 101 milyon dolar. Türkiye’de 3 bin 350 İran şirketi var. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA İki ülke arasındaki altın trafiğine ilişkin tartışmalar devam ederken Türkiye’de 3 bin 350 İran sermayeli şirket bulunduğu ortaya çıktı. Geçen yıl İran’a en fazla ihraç edilen ürünler arasında kıymetli taş ve metaller yer aldı. Türkiye’den İran’a yönelik yurtdışı yatırım stoku 413.45 milyon dolar olurken 2002’den bu yana İran’dan Türkiye’ye gelen toplam yatırım tutarı 101 milyon dolarda kaldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın soru önergesi üzerine Rusya, Irak, İran, Suudi Arabistan’a yapılan ticaretle ilgili bilgi verdi. Yanıta göre, 2012 sonu itibarıyla Türkiye’den Rusya’ya yönelik yapılan yurtdışı yatırım stoku 623 milyon dolar oldu. Türkiye’de 1702 Rusya sermayeli şirket faaliyet gösterirken 2002’den bu yana Rusya’dan Türkiye’ye gelen toplam yatırım tutarının 3.45 milyar dolar olduğu bildirildi. 2012 sonu itibarıyla Türkiye’den İran’a yönelik yapılan yurtdışı yatırım stoku 48.15 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yanıta göre, Türkiye’de 459 Suudi Arabistan sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. 2002 yılından itibaren Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye gelen toplam yatırım tutarı ise 2.15 milyar dolar oldu. Yine Zeybekci’nin yanıtına göre, Türkiye’de 1232 Irak sermayeli şirket bulunuyor. 2002’den itibaren Irak’tan Türkiye’ye gelen toplam yatırım tutarı 11 milyon dolar. Geçen yıl Türkiye, Irak’tan en fazla mineral yakıtlar ve yağlar, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ile plastikler aldı. Karşılığında Irak’a demirçelik, elektrikli makine ve cihazlar, demir ve çelikten oluşan eşyalar ihraç edildi. 2012 sonu itibarıyla Türkiye’den Irak’a yönelik yapılan yurtdışı yatırım stoku ise 254.12 milyon dolar oldu. Ekonomi Servisi Türkiye’de yapısal bir krize dönüşen işsizliğe çare olarak yine el kapıları görünüyor. Yaklaşık 50 yıl önce iş bulamadığı evlatlarını “acı vatan”lara gönderen Türkiye için, küresel işgücü arz fazlası yeni umut kapısı olacak ancak iş bu kez daha zor. Zira işi ancak el kapılarında bulacak işsizlerin gerekli eğitimleri de almış olmaları şart. Dünya genelinde 20202030 yılları arasında ülkelerin iş gücü verimliliği ve gayri safi yurtiçi hasıla büyüme oranlarına göre değişen şiddette işgücü kıtlığı yaşanacak ve özellikle Almanya, İspanya, Rusya, Japonya gibi önemli gelişmiş ekonomilerde işgücündeki daralma hızlanacak. Yaklaşık 50 yıl önce iş bulamadığı evlatlarını ’acı vatan’lara gönderen Türkiye için, küresel işgücü arz fazlası yeni umut kapısı olacak. Ancak iş bu kez daha zor. Zira işi ancak el kapılarında bulacak işsizlerin gerekli eğitimleri de almış olmaları şart. Aynı dönemde, aksi bir tablo ile iş gücü fazlası vermeye devam edecek Türkiye için bu durum bir fırsat oluşturuyor. Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketlerinden The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan “Yaklaşan Küresel Yetenek Krizi” raporuna göre dünya genelinde 20202030 yılları arasında işgücü kıtlığı yaşanacak. Yapılan araştırmada, Türkiye’nin de dahil olduğu ve G20 ülkelerini kapsayan 25 ülke ekonomisi incelenerek iş gücü arztalep dengesinin sağlanmasının oldukça güç olacağı vurgulanıyor. 2012’de 27 milyon çalışanı olan Türkiye’de küresel darboğazın aksi bir tablo ortaya çıkacak. BCG analizine göre 20122020 arasında ortalama işgücü arz büyüklüğü yüzde 1.39 yıllık bileşik büyüme oranı ile birçok Avrupa ülkesine göre çok daha hızlı büyüyecek. Türkiye’nin 20202030 arasında ülke nüfusunun yaşlanması ve doğurganlık oranının kısmen azalmasına rağmen iş gücü arzının talebinden fazla olacağını belirten BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan “Türkiye için, oluşacak işgücü fazlalığını avantaja çevirmek mümkün. Öncelikle eğitim alanında yapılacak reformlarla ihtiyaca yönelik çalışan yetiştirilmesi, daha verimli işgücü yönetimi sağlayacaktır.” dedi. BCG’ye göre Almanya’da 2020’ye kadar 2.4 milyon, 2030’a kadar da 10 milyon çalışan açığı olacak. BRIC ülkelerinden Brezilya, 2020’ye kadar 8.5 milyon, 2030’a kadar da 40.9 milyon çalışan açığı yaşayacak. Benzer şekilde Çin 2030 sonunda 24.5 milyon çalışan açığı ile karşı karşıya kalacak. İsteğince (Keyfi) Yönetim Türkiye’nin siyasal düzeni tanımlanmaya çalışılıyor. Parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, benzer terimler sık kullanılan niteleme sıfatları. Başkanlık yanında yarı başkanlık sistemine yönelik anayasa düzenlemesi, değişikliği de tartışma konusu. Türkiye’nin kâğıt üzerinde, yasalarda belirlenen, “de jure” bir yasal hukuksal düzeni var. Fiili düzen, “de facto” oluşan düzen ise çok farklı. Fiili düzen, tek kişinin isteğince (keyfi) yönetimi. Yasalara uymayan, yasaları arka plana atan, zaman zaman şekli olarak yasalara uyum alalaması yapılan kuralsız, bir ilkesiz düzen. ABD başkanlık sistemi ile yönetiliyor, bizde ise sistem sözde parlamenter. ABD’de başkanda olmayan yetkiler, ülkemizde fiilen Sayın RTE’de mevcut. ABD başkanı, bırakın elçi, bürokraside önemli kuruluşlara yönetici atamayı, Fed başkanları (yöneticiler) kurulu başkanını atamak için bile Kongre’nin onayını almak zorunda. Başkanın önerilerinin seçimi ile halk tarafından onaylanmış programının uygulanması bile Kongre onayına bağlı. Başkanın her önerisi otomatikman Kongre’den yasa olarak geçmiyor, değişikliğe uğruyor hatta geri çevriliyor. HHH Bizde, kâğıt üstünde önemli atamalar Bakanlar Kurulu kararnamesi ile ya da üçlü kararname ile yapılıyor. Yasa yapma yetkisi anayasal olarak TBMM’ye ait, atamalar fiilen Sayın RTE tarafından yapılıyor, RTE’nin her buyruğu, önerisi, isteği de TBMM’den yasa olarak geçiyor. Sayın RTE’nin fiili atama yetkisi yalnız bürokrasi ile sınırlı kalsa bir ölçüde tartışılabilir. Özel kesime, sivil toplum örgütlerine, yüksek eğitim kurumlarına uzanıyor. Fiili iletişim kurularak bazen de uzaduyum, telepati yoluyla Sayın RTE’nin önerisi, isteği duyumsanarak atamalar yapılıyor. ABD’de başkanın anayasal yetkileri mi yoksa bizde fiilen Sayın RTE’nin yetkileri mi daha geniş? ABD’nin demokrasi anlayışını eleştirebiliriz ancak bir anayasal düzen olduğu kesin. Bizde ise bırakın anayasayı yasalarla bile uyumlu olmayan fiili keyfi bir yönetim var. Bu keyfi yönetim, çoğu kez milli irade alalaması ile savunuluyor, haklı gösterilmeye çalışılıyor. Milli iradeyi, çoğunluğun seçimi olarak yorumlasak bile çoğu anayasa hukukçusunun vurguladığı gibi çoğunluğun isteğini her zaman mubah, haklı bulmak, belli sınırlara tabi olmadan uygulamaya kalkışmak amiyane bir düşüncedir. Böyle bir düşünce, bir ülkede anayasal düzenin oluşmasını da önler. Sürekli olarak milli irade, halkın isteği vurgulaması yapılarak, uygulamalara haklılık, en azından demokratik bir görünüm kazandırmaya uğraşılıyor. Çoğunluk yarıdan bir fazla olarak anlaşılsa bile AKP, ülke çoğunluğunu temsil etmiyor. AKP 2002 seçiminde yüzde 34 dolayında oyla TBMM’de, 12 Eylül düzeninin seçim yasası ile üçte iki çoğunluk sağladı. Son 30 Mart yerel seçimleri de dahil AKP tek bir yerel veya genel seçimde dahi yüzde 50’nin üstünde oy alamadı. Uygulanan seçim sistemi sonucu çoğunluk sağladı. Ortada çoğunluğun değil azınlığın tahakkümü, ülke düzeyinde azınlığı temsil eden, teşahhus ettiren, kişileştiren Sayın RTE’nin isteğince yönetimi söz konusu. Bu içerikte bir yazıyı bundan otuz yıl önce aynı başlık altında Özal döneminde Milliyet’te yazdım. Menderes dönemini de, üniversite öğrencisi ve bürokrat olarak yaşadım. Uygulamalarda lehe ve aleyhe farklar görülebilir ancak anlayış aynı, yönetim biçimi kişisel isteğince yönetim. Demokratik yasal düzen, toplumsal çoğunluğun demokratik kişiliğe sahip olması ile gerçekleştirilebilecek bir düzendir. Özenti ile öykünme ile lafla demokratik düzen kurulamıyor. Demokrasi alalaması altında keyfi isteğince yönetim sürüp gidiyor, sadece kişiler değişiyor. Temizliğin sırrı ARGE’de ÖZLEM YÜZAK de bulunduğu 40 ülkeden 590 kişi çalışıyor. BRÜKSEL Kişisel ve ev Ekrem Dürüst’ün Minbakım ürünleri üreticisi Proc tax’ını satın alarak 1987 yıter and Gamble’ın (P&G) Av lında Türkiye pazarına girupa’daki en büyük inovasyon ren P&G biri Gebze Orgamerkezi olan Brüksel’deki nize Sanayi Bölgesi diğeri tesislerindeyiz. Yılda 2 mil Şekerpınar’da olmak üzere yar doları sadece “Araştır 2 fabrikada üretim yapıyor ma Geliştirme” için ayıran ve toplam 800 kişi çalışıyor. 5 kıtada 26 merkezde toplam Üretiminin yüzde 30’unu 22 8 bin 700 kişinin sadece Ar ülkeye ihraç ediyor. ge için çalıştığı küresel bir P&G Türkiye ve Kafkasşirket P&G. Antya Yönetim Kuropolojiden zoorulu Başkanı TanP&G lojiye kadar 120 kut Turnaoğlu farklı disiplinden Türkiye ve Kafkasya P&G’nin 5 önemYönetim insanlar çalışı li rekabet avantajıKurulu Başkanı yor. Amaç yerel nı şöyle sıralıyor: halkın ihtiyaçları Tüketici ihtiyaçTankut Turnaoğlu doğrultusunda ürelarını anlamak; ‘Başarının sırrı tim yapmak. Ariinovasyon; maryerel tüketiciyi el, Omo, Duracell, yaratma gücü; dinlemekten geçiyor’ ka Gilette, Fairy, Brapazara giriş becediyor. un, Pantene, Blenrisi; ölçek. Turnadax, Prima, Oroğlu Türkiye’nin kid, Olay, Head P&G için önem&Shoulders’un da araların li bir pazar olduğunu belirteda olduğu toplam 300 mar rek “Türkiye’de son 10 yılkanın her gün dünyanın dört da 23 kat büyüdük. Bubir yanında 4.8 milyar tüketici rada gerçek bir orta sınıf ile buluştuğu bir şirket olun hikâyesi var” diyor ve ekca haliyle bu konu da ön pla liyor “Esas tüketim patlana çıkıyor. Aralarında İTÜ, ması Türkiye’nin doğusunODTÜ’den gelen 22 Türk’ün dan gelecek”. Hedef 800 bin ev Hugo Boss, Gucci ve Dolce Gabbana gibi markaların da sahibi olan P&G’yi aslında “koku sihirbazı” olarak da tanımlamak mümkün. Türkiye’de önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak hava ferahlatıcı “Febreze”nin nasıl üretildiğini laboratuvar ortamında deneyimleyerek görüyoruz. Kötü kokuyu başka bir kokuyla gidermek yerine önce kötü koku moleküllerini tespit ederek onları hapsetmeyi başaran bir teknolojinin ürünü olan Febreze sigara ve balık gibi kötü kokuları yok etme konusunda iddialı bir ürün. Zaten biz de, yaptırdıkları deneyde kokladığımız ve çiçek kokusu diye tanımladığımız sepetin içinden balık çıkınca hayli şaşırıyoruz. Turnaoğlu ferahlatıcı ürünleriyle Türkiye’de 800 bin eve girmeyi hedeflediklerini söylüyor. Tankut Turnaoğlu 815 milyon lira oldu Adnan Bali “Sorunlu krediler yüzde 1.8 gibi düşük bir seviyede ve sektör ortalamasının oldukça altında” İş Bankası’nın kârı Ekonomi Servisi Türkiye İş Bankası 2014’ün ilk çeyreğinde 815 milyon lira kâr elde etti. Yılın ilk üç ayında aktif büyüklüğü 213 milyar 22 milyon liraya ulaştı. Bankanın 135 milyar 244 milyon lira tutarındaki nakdi kredilerinin yüzde 72’sini ticari krediler oluştururken gayri nakdi kredi hacmi 39 milyar 755 milyon lira oldu. Mevduat hacmi 2014’ün birinci çeyreğinde yıl sonuna göre yüzde 4 oranında büyüdü ve 126 milyar 294 milyon liraya ulaştı. Yurtiçin den menkul kıymet ihracıyla 2.4 milyar lira, yurtdışından ise kredi temini ve menkul kıymet ihracı gibi finansman yöntemleriyle 917 milyon doları aşan kaynak sağlandı. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, piyasalardaki dalgalanmaların yarattığı olumsuz koşullara rağmen, 2014’ün ilk üç aylık dönemini sorunsuz tamamladıklarına dikkat çekerek “Aktif toplamının yüzde 63.5’i kredilerden oluşan İş Bankası, yılın ilk çeyreğinde risklerini etkin bir şekilde yönetmeye devam etti” dedi. Şişecam 903 bin ton cam üretti Ekonomi Servisi Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı Mart ayı sonu itibarıyla net kârı 132 milyon TL oldu. OcakMart dönemindeki konsolide net satışları 1.6 milyar TL olarak gerçekleşti. Topluluk, aynı dönemde 361 milyon TL yatırım harcaması yaptı. 2013 ilk çeyreğine kıyasla, bu yılın ilk çeyreğinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşlarında yüzde 7.5’lik bir artışla 903 bin ton cam üreten Şişecam Topluluğu’nun soda üretimi ise yüzde 10 artarak 524 bin tona ulaştı. Şişecam Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdür Prof. Dr. Ahmet Kırman, 2014’ün ilk çeyreğinde toplam 360.9 milyon TL düzeyinde yatırım harcaması, 206 milyon ABD dolar ihracat yaptıklarına dikkat çekerek, “Mart sonu itibarıyla konsolide net satışlar, önceki yılın yüzde 30 üzerinde 1.638 milyon TL olarak gerçekleşti. Yıl sonuna göre yüzde 2.6 oranında artışla 6.790 milyon TL seviyesine ulaşan özkaynak ve 1.867 milyon TL tutarındaki likit kaynaklarımızla bilançomuzun sağlıklı ve güçlü yapısını koruyoruz” dedi. Kayserili girişimci Cambridge’i getirdi Ekonomi Servisi İngiltere’de eğitim sektöründe çalışan Kayserili genç eğitimci Hakan Şaştım, dünyanın önde gelen kurumlarından Cambridge’i Türkiye’ye getirdi. İstanbulTaşdelen’de 400 öğrenci kapasiteli binasıyla 2014 2015 eğitimöğretim dönemine hazırlanan kurum, anaokulu, orta bölüm ve lisenin hazırlık sınıfına öğrenci alıyor. 5 milyon liralık yatırım tutarıyla yola çıkan Şaştım’ın niyeti orta vadede şubeleşmek. Kurdukları sistem sayesinde öğrencilerin İngilizceyi anadili gibi konuşmasını sağlayacaklarını söyleyen Şaştım, eğitim modelleri ile ilgili olarak, “Anaokulu ya da en geç 8 yaşından itibaren gelen öğrenciler İngilizceyi anadili gibi öğrenecek. Bunun için Cambridge Üniversitesi’nin yayın kuruluşunun programını kullanıyoruz. İngiltere’den de uzmanlar gelecek” dedi. İsim kullanımı konusunda yasal bir engel olmadığını ama yine de Türkiye’de kullanım haklarını aldıklarını anlatan Şaştım, hedeflerinin İngiltere’deki Eton College modelini uygulamak olduğunu belirtti. MUHALEFETTEKİ PARTİLER ARTIK EL ELE VERİN Yerel seçimlerde birleşemediniz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde birleşmeniz şarttır. Müşterek aday çıkarmalısınız; o kişi de Yargıtay Onursal C. Başsavcısı Sabih Kanadoğlu olmalıdır. TBMM’ye akıl veren, iyi bir hukukçu, adam gibi adam ve güzel yürekli bir insan olan bu şahıs, Türkiyemizin başına geçerse her şey çok daha iyi ve umut dolu günler bizlerin olacaktır. Partinizi değil T.C. devletini düşünün. ANMA Çerez fiyatı el yakıyor Ekonomi Servisi Antep fıstığı ve fındığın ardından kayısıda da bahçeden gelen kötü haberler kuruyemiş dükkânlarının raflarına yansıdı, çerez lüks tüketim oldu. Doğal afetler nedeniyle üretimi dip yapan kuruyemiş ürünlerinde fiyatlar ortalama iki kat arttı. Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Muammer Çaputçu, “Arztalep dengesi bozuldu, tüketimin azalmasıyla yeni bir denge oluşacağını düşünüyoruz” dedi. Öte yandan, kuraklık sonrasında mart ayı sonunda ülkenin büyük bölümünde yaşanan don, üretici için büyük sıkıntı yarattı. Ocak ve şubatta hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ise meyve ağaçlarının erken çiçek açmasına neden oldu. Başta fındık, kayısı, elma, ceviz olmak üzere meyve ağaçları don olayından çok kötü etkilendi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçilerin sorunlarına çözüm aramak amacıyla 12 Mayıs’ta Ordu’da, 14 Mayıs’ta Malatya’da ve 16 Mayıs’ta Konya’da ‘Doğal Afet Değerlendirme Toplantıları’ düzenleyecek. Değerli Cahide’miz (Saatçioğlu Altınel) Anneler Günü’nde seni ve sana “AblaAnne” ismini vererek her zaman ikinci annesi olarak gören ve kardeşleriniz arasında layık olduğun yere koyan Atilla’nı sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. Hakan Şaştım, Şile’de 8 dönümlük İstanbul Kamp adlı tesiste öğrencilerin yılda 4 atölye ve bir kamp göreceklerini söyledi. SAYGILARIMLA Av. Gönül İşler AİLEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle