05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 Danimarka’da bir futbol kulübünün yönetimine gelen şeriatçılara, aileler ve politikacılar tepki gösteriyor Hizbut Tahrir yeşil sahada SADİ TEKELİOĞLU n Dış Haberler Servisi Nijerya’da Boko Haram’ın kaçırdığı 200’ü aşkın kız öğrenciyi bulma çalışmalarına destek gerekçesiyle geçen çarşamba günü bu ülkeye giden ABD askerlerinin önceki gün grupla bağlantılı olduğu şüphesiyle iki kişiyi yakaladığı belirtildi. Şüphelilere ait olduğu savunulan bazı silah ve mühimmatın ele geçirildiği duyuruldu. Bu arada ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama, Anneler Günü öncesinde, eşinin ulusa sesleniş konuşmasını devralarak Nijerya’daki kaçırılma olayından dolayı “öfkeli ve kırgın” olduklarını söyledi. Eğitimin kız çocukları için önemine vurgu yapan Obama, “Ben ve Barack, kaçırılanlarda kendi kızlarımızı görüyoruz. Onların umutlarını, düşlerini görüyoruz ve ailelerinin şu anda çektiği ıstırabı yalnızca kafamızda canlandırabiliyoruz” dedi. ABD operasyon için düğmeye bastı KOPENHAG Danimarka’nın başkenti Kopenhag yakınlarındaki Bröndby semtinde bulunan bir futbol kulübünün yönetimine Hizbut Tahrir üyelerinin gelmesi tepkilere yol açtı. 1935’te kurulan Bröndby Strand IK (BSI) kulübünün başkanlığına seçilen Zahid Mansur ’un Hizbut Tahrir üyesi olduğu ortaya çıkınca burada çocuğu spor yapan birçok Danimarkalı ailenin çocuklarını kulüpten aldıkları belirtiliyor. Danimarka genelinde 200’e yakın üyesi olduğu tahmin edilen Hizbut Tahrir, son yıllarda yaptığı etkinliklerde, intihar bombacılarını öven bildiriler dağıtması ve hilafeti getirmek için çalışmalar yapmasıyla dikkati çekmişti. Yeni yönetim kurulunun işbaşına gelmesiyle ilk iş olarak kulüp tesislerinde bulunan kafeteryada domuz eti ürünleri ve al L iberal Parti Venstre’nin Türkiye kökenli milletvekillerinden Öktem: “Hizbut Tahrir demokrasiyi araç olarak kullanıyor.” kol satışının yasaklandığı bildiriliyor. Mansur ise, kulüp kafeteryasının mönüsünde neler bulunacağına, kafeterya işletme ihalesini alan kişinin karar vereceğini belirterek, siyasi bir amaçla bu kararların alındığı iddialarını reddetti. Kulübün çeşitli kategori ve liglerde mücadele eden çok sayıda takımının bulunduğu ve 615 yaş grubunda 150’ye yakın Müslüman çocuğun kulüpte spor yaptığı belirtiliyor. Kulübün eski başkanı Henrik Pedersen, “Demokrasi gereği yönetim kuruluna seçildiler. Yapacak bir şey yok ama kulübümüz ve kulüpte spor yapan çocuk için endişeleniyorum. Hizbut Tahrir kendisine taraftar toplamak için bundan daha güzel bir fırsata sahip olamazdı” diye konuştu. Danimarka ana muhalefet partisi Liberal Parti Venstre’nin Türkiye kökenli milletvekillerinden Fatma Yeliz Öktem de yönetim kurulunda Hizbut Tahrir üyelerinin bulunmasına tepki gösterdi, “Hizbut Tahrir demokrasiyi araç olarak kullanıyor. Ben çevremdeki herkesi bu gruba karşı uyarmaya çalıştım ama sanki Hizbut Tahrir’e karşı olmak İslama karşı olarak algılanacakmış gibi saçma bir korku var birçok insanda. Hizbut Tahrir Danimarka’da göçmenlerin uyumuna zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda İslama da zarar veriyor” dedi. Expo, Rüşvet, Aşk ve Mafya ROMA Başkentin ünlü hapishanesi Regina Coeli’de ilk gecesini geçiren Berlusconi’nin yakın arkadaşı, eski İçişleri Bakanı Claudio Scajola konuşmuyor… Sabık başbakanla birlikte İtalya’nın 3. partisi Forza Italia’yı kuran Scajola’nın “mafyozi bir işadamına” sağladığı özel olanaklar nedeniyle tutuklanması, Çizme’de yeterince şok yaratmıştı. Dün eski bakanın, her fedakârlığa katlanarak koruduğu mafyozi işadamının karısıyla ayrıca tutkulu bir de aşk ilişkisi yaşadığı ortaya çıktı. En azından basındaki bazı iddialar böyle… Hakkında 5 yıl hapis kararı bulunan Amadeo Matacena isimli mafya bağlantılı bir siyasetçiişadamının, Beyrut’ta devamlı ikametini sağlamak amacıyla tüm ilişkilerini kullanan Scajola’nın bu uğurda araya Lübnan’ın eski devlet başkanlarından Emin Cemayel’i bile soktuğu anlaşıldı. Skandal böylece… İtalya sınırlarını aşan ve Ortadoğu’ya yayılan bir uluslararası boyut kazandı. 66 yaşındaki eski bakanın, Amadeo Matacena adındaki siyasetçi işadamına böyle canını dişine takarak yardım etmeye çalışmasının tek nedeni belli ki yalnız çıkarlar değil... Sabık bakanın aynı zamanda Matacena’nın güzel eşi Chiara’ya gönlünü de kaptırdığı anlaşılıyor. Basının perde ardından gücü yöneten “Lady Macbeth”e yapılan bir göndermeyle bu nedenle Lady Matacena lakabı taktığı Chiara ile sabık bakan arasında geçen telefon konuşmaları, halen Dubai’de bulunan “kaçak mafyozi”nin karısı ile politikacı arasında, önemli bir tutku ilişkisi olduğu izlenimini yaratıyor. Kanun kaçağı işadamına yurtdışında yeni ikametgâh ayarlamak için “şifreli” bir dile başvuran bakan; sevgilisi olduğu söylenen kadını aynı bizde bazı devlet büyüklerinin yakınlarıyla konuşurken yaptığı gibi! sık sık; “Aman dikkat telefondayız!” diye uyarıyor. Demek güçlüler her yerde böyle. Telefonda ne tür risklere açık olduklarını en iyi onlar biliyor... Ama kudretlerinin her şeyin üzerinde olduğunu düşündüklerinden zahir, gene kendilerini ele veren konuşmalar yapmaktan çekinmiyorlar. Scajola’nın yakayı ele vermesine yol açan neden, her halükârda siyaset adamının gözünü bağlayan bu aşk ilişkisi olmadı. Eski bakanı tongaya bastıran dinamik, kirli bir işadamı siyasetçiye kol kanat germesi ve onu yasadan kaçırması oldu. Bu meyanda bir “yasak aşk” da gazetelere yansıyınca, skandal katmerlendi. Vergi kaçırmak suçundan aldığı “sosyal hizmet” cezasını bir huzurevinde yaşlılara fıkra anlatarak, şarkı söyleyerek ve “Milan” ile ilgili anekdotlar aktararak geçiren eski Başbakan Berlusconi ise bir dönem arasından su sızmadığı arkadaşı Scajola’nın başına gelenlerle ilgili olarak yalnız “Vah vah üzüldüm!” demekle yetindi. Ve “Eski bir içişleri bakanı için hapis cezası çok fazla olmuş, ona ev hapsi verilebilirdi!” diyerek ekledi. İtalya’nın bir günlük “skandal kontenjanı” bu iki olayla dolmadı. Üstüne bir de dün yazdığım gibi “Expo 2015”in “mega rüşvet skandalı” patladı. Scajola ile “Expo 2015”in rüşvet skandalları doğrudan bağlantılı değil. Ama ikisinin de Ndrangheta adıyla anılan “Calabria mafyasıyla” ilişkisi var. Scajola’yı yakan mafyozi işadamı “Ndrangheta” örgütünden geliyor... Siyasetiş dünyası, mafya “rüşvet bağını” içeren “Expo 2015”in iş takipçileri ve aracıları da gene aynı “Ndrangheta” ile ilgili... Kısaca hangi taşı kaldırsanız altından aynı mafya çıkıyor. “Expo”da İtalya’yı en çok kaygılandıran boyut; krizden tam çıkarken gereken imaj tazelemesinin gölgelenmesi… bir. Diğeri de rayından iyice çıkan rüşvet ilişkileri... “Expo 2015” gibi tıpkı… 20 yıl önce Milano’da gene patlak veren ilk “Temiz Eller” skandalındaki “kirli para ilişkileri” ağırlıklı olarak partilerin yasadışı finansmanında kullanılıyordu. Bugün alınan rüşvetlerde kişisel zenginleşme ön planda... Siyaset yani o derece gerilemiş ki… “rüşvet pazarında” dahi artık itici güç olmuyor. İtici gücü bundan böyle yalnız ekonomifinans lobileri oluşturuyor. Kamuoyunu etkileyen ikinci büyük konu da bu! “Expo 2015”; rüşvet piyasasındaki yeni trendleri göstermek açısından, çarpıcı bulgular sunuyor. 1 milyon metrekarelik bir alanın (ulaşım, su şebekesi, yolların bağlanması gibi) muazzam lojistiği ve büyük sergi alanlarıyla ülke pavyonlarını kapsayan dev altyapıyı gerçekleştirecek şirket kadroları / aracılar; Expo altyapısından sorumlu CEO ile yasadışı bir “lobi” oluşturuyor... Expo CEO’su, bu özel lobiye giren şirketlere “ihale şartlarını” rüşvet karşılığında satıyor... Şartlara göre, ihalede verecekleri önerileri önden ayarlayan şirketler, bu avantajlara sahip olmayan rakipleri yarıştan eliyor. Ele geçirilen avantajlar öyle büyük oluyor ki, karşılığında her rüşveti gözden çıkarıyorlar. Rayicin tümünü veremezlerse, rüşveti taksite bağlıyorlar. İhaleye fesat karıştırmanın yöntemi her yerde belki bu. Ancak bizde olduğu gibi tıpkı İtalya’da da rüşvet bir “sapma” değil, bir sisteme dönüşmüş durumda. Nedenleri de gelecek yazıya. Geriye ne kaldı... uriye’de hafta başında muhalif güçlerin çekildiği, yaklaşık 2 yıldır kuşatma altında bulunan Humus’un eski kent bölgesine sivillerin dönüşü başladı. Ordu güçlerinin kontrolü ele almasının ardından binlerce kişi dün adeta harabeye dönmüş kentteki evlerinden, işyerlerinden, eşyalarından geriye ne kaldığını görmek için yollara döküldü. AFP ajansına konuşan kimi bölge sakini, evlerinin çatışma, bombardıman sonucu yerle bir olduğunu söylerken bazıları da kaçarken geride bıraktıkları birçok eşyanın yağmalandığını anlattı. (Fotoğraf: REUTERS) ‘Lady Matacena’nın fendi S G. Sudan’da barış için el sıkıştılar nDış Haberler Servisi Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir ve isyancı lider Riek Machar beş ay süren çatışmaları sona erdirmek yönünde Etiyopya’daki görüşmelerin ardından önceki gün barış anlaşması imzaladı. Anlaşma, derhal ateşkesi, geçici hükümet kurulmasını, yeni anayasa hazırlanmasını, seçimlere gidilmesini, BM ve uluslararası ajanslarla işbirliğini içeriyor. Çatışmalarda binlerce kişinin öldüğü, yüz binlercesinin evlerini terk etmek zorunda kaldığına işaret ediliyor. Taraflar arasında ocak ayında da ateşkes ilan edilmiş, ancak birkaç gün sonra bozulmuştu. Çatışmalar, Kiir’in darbe girişimiyle suçladığı yardımcısı Machar’ı görevden almasından sonra başlamıştı. Vakfın yeni yönetim kurulu başkanı Vardan, yerel toplantıların ilkini hem barış sürecini hem AB sürecini ele alacakları Diyarbakır’da yapacaklarını söyledi İKV Diyarbakır’dan işe başlıyor ÖZGÜR ULUSOY Mafya her taşın altında ktisadi Kalkınma Vak fı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, vakfın İstanbul dışında farklı bölgelerde de etkinlikler yapacağını, bu çerçevede ilk olarak 26 Mayıs’ta Diyarbakır’da toplanmayı planladıklarını söyledi. Özel sektörün Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini yürüten İKV’nin başına 16 Ocak’ta geçen Vardan, AB’den demokrasi ve ifade özgürlüğü konularında Türkiye’ye ağır eleştirilerin yöneltildiği bir dönemde Cumhuriyet’e İKV’nin yeni dönemde yapacaklarını anlattı.“İlk olarak yönetim kurulu üyemiz olan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı’nın ev sahipliğinde 26 Mayıs’ta İ anayasanın henüz Diyarbakır’da toplayapılamamış olmanacağız” diyen Vardan, sı gibi konular uzun Diyarbakır’da “hem AB zamandır hepimisüreci hem barış sürezin sıkıntısını çekciyle ilgili yerinde intiği konular. Bunu celemelerde bulunmak birkaç olaya bağistediklerini” kaydetÖmer Cihad lamak yerine geneti. Daha sonra Adana, Vardan le bakmak gerekir. İzmir ve başka şehirlere gidileceğini kaydetti. Vardan Türkiye AB üyesi bir ülke olason TÜİK anketinde Ankara’nın caksa, kişisel haklarının ve doğusundaki illerin AB’ye katı hürriyetlerinin en geniş anlım arzusunun batıya göre daha lamda temsil edildiği, kullanılabildiği bir ülke olmasını yüksek çıktığını anımsattı. arzu ediyoruz. Ekonomik olaasıllar açılmalı’ rak düşünülünce de AB içinAlmanya Cumhurbaşkanı’nın de en az o seviyede olmasıAnkara’ya yönelik eleştirileri ve nı istiyoruz. Uzun zamandır AB’den Gezi sürecinde ve son söylenen, sıkıntısını çektiğirasında YouTube ile Twitter ya miz adalet ve yargı sistemisağına gelen tepkilerin ilişkileri nin tam anlamıyla oturması nasıl etkilediği sorumuza Var gerektiğini söylüyoruz. Bundan şu yanıtı verdi: “Yeni bir lar birtakım eksikliklerimiz.” ‘F Vardan, Alman siyasetçi Claudia Roth’un, yargıya müdahalenin Türkiye’nin AB’deki dostlarını zora soktuğu yönündeki açıklamalarına ilişkin olarak da şu görüşleri dile getirdi: “Sizin söylediğiniz, temel hak ve hürriyetler, adalet ve yargı sistemini içeren 23. ve 24. fasıllar ile 15 No’lu enerji fasılı, Rum yönetiminin bloke ettiği fasıllar arasında. Bu blokajın kaldırılması lazım. Hollande ve Merkel’in bu fasılların açılmasını söylemeleri önemli, fiiliyata geçmesi lazım. Türkiye tarafı olarak açılmasını istiyoruz, ki bu son dediğiniz olaylarla birlikte 23 ve 24 No’lu fasılların açılması artık elzem hale gelmiştir. Eğer temel hak ve hürriyetler ve adalet ve yargı sisteminde sıkıntı varsa, bu fasıllar açılsın, eksiklikleri ortaya koyalım, giderilmesi için çalışalım.” İki taraf arasın da diyalog eksikliği bulunduğunu kaydeden Vardan, AB tarafının da maç oynanırken 90. dakikada kuralları değiştirmemesi gerektiğini ifade etti. Geri kabul taahhüdüne karşın Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda AB’den söz almadığı eleştirilerine yanıt olarak Vardan, “Eleştiriler geçerli değil. Sayın Dışişleri Bakanı ile de görüştüm, bizi rahatlatan bir husus var, süreç sonunda vize muafiyeti olmazsa geri kabul de revize edilecek” diye konuştu. Almanya ile ilişkilerde yaşanan gerginliğin geçici olduğuna inandığını dile getiren Vardan, “Almanya Türkiye ticareti çok büyük, Ukrayna’daki krizde bile ticari öğelerin işlerin farklı noktalara gitmesini önlediği ortada” dedi. Rüşvetin son trendleri Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın doğusunda Donetsk’te referandum talep eden Rusya yanlıları tarafından önceki gün kaçırılan aralarında doktorların da olduğu 7 Kızılhaç görevlisi serbest bırakıldı. Ukrayna’nın doğusunda ayrılıkçıların bugün referanduma gidileceği yönündeki tutumlarına Kharkiv kentinden olumsuz yanıt geldi. Ukrayna’nın doğu ve güneydoğu illerindeki federe yapıya geçilmesi için referandum yapılmasını talep eden “Güneydoğu Hareketi Koordinasyon Konseyi” üyesi Yuriy Apuhtin, “Kharkiv, Lugansk ve Donetsk için ortak meselelerde uzlaşma sağlayamadık” dedi. Kharkiv vazgeçti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle