28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Sosyolog Pınar Selek’in temyiz duruşmasında karar 11 Haziran’a bırakıldı 3 beraat da yetmedi Aynı okul, iki farklı öğretmen SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Mısır Çarşısı’nda 9 Temmuz 1998’de yedi kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin “yılan hikâyesine” dönen davada, daha önce üç kez beraat kararı verilen sosyolog Pınar Selek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının temyiz duruşması Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde gerçekleştirildi. 25 avukatın temsil ettiği Selek, aralarında babası Alp Selek’in de bulunduğu 4 avukat tarafından yaklaşık 4 saat savunuldu. Yurtdışından gözlemciler, yazarlar, feminist ve LGBT hareketinden temsilciler ile sendika ve meslek örgütlerinden isimlerin takip ettiği duruşmayı, CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Musa Çam ve HDP’li Hasip Kaplan da izledi. Duruşmanın izleyicileri arasında Selek’i onur konuğu olarak kabul eden Strasbourg Belediyesi’nden Abdelkarim Ramdanil, Fransız Komünist Partisi ile Fransız Sol Bloku temsilcileri, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu gözlemcileri de bulundu. Avrupalı gözlemciler, salonda yer bulamayan avukatlar ve gazeteciler duruşmayı koridora kurulan ekrandan yere oturarak izlemek zorunda kaldı. Selek’i yaklaşık 25 avukat temsil etti. 25 klasörlük dosya içindeki çelişkileri ise Selek’in babası avukat Alp Selek’in yanında, avukatlar Akın Atalay, Bahri Belen ve Ayhan Erdoğan anlattı. Savunmalar yaklaşık 4 saat sürdü. Avukatlar, mahkeme heyetinin kendilerine “Sizi ilk defa dinleme imkânı bulduk” dediğini aktardı. Avukat Atalay, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararının “usu Cinlere hoşgörü Gezi’ye soruşturma İstanbul Haber Servisi Şişli ilçesindeki Kurtuluş Ortaokulu’nda sözleşmeli görev yapan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Züleyha Hıdır’ın, öğrencilerine “Cola’nın içinde içki var, sakın içmeyin”, “Ben sınıfta ders anlatırken sınıfın bir köşesinde iyi cinler bir köşesinde kötü cinler var”, “Başınız açık gezerseniz koridorda şeytan dolaşır” gibi sözler söylediği öğrenildi. Aynı okulda görevli bir başka din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninin ise daha önce antikomünizm propagandası içeren kitaplar dağıttığı, ders sırasında öğrettiği duaları videoya çekip Facebook’a yüklediği öne sürüldü. Karabulut’un AKP’ye oy verdiğini gösteren bir fotoğrafı da siteye yükledikten sonra sildiği Aynı okulda Türkçe öğretmeni olan Nesrin Şentürk hakkında ise Gezi olayları sırasında sosyal paylaşım siteleri üzerinden yaptığı paylaşımları nedeniyle soruşturma açılması ise dikkat çekti. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin öğrencilere söyledikleri, velilerin ve okuldaki Eğitim Sen’li öğretmenlerin tepkilerine neden oldu. Olaya tepki gösteren veli Gülnaz Bahçeli, “Çözüm sağlanana kadar çocuğumu derse göndermemekte kararlıyım” dedi. Okul müdürü Mehmet Yıldız, “Kesin bir bilgiye sahip değilim. Türkçe öğretmenimiz Nesrin Şentürk hakkındaki soruşturma Züleyha Hıdır ile ilgili söz konusu olayla ilgili değildir. Şentürk hakkında açılan soruşturma, Gezi olayları sırasında sosyal paylaşım siteleri üzerinden yaptığı paylaşımlardan kaynaklanıyor” dedi. Selek: Artık dönmek istiyorum Pınar Selek’in kardeşi ve avukatı Seyda Selek, Pınar Selek’in bir mesajı olup olmadığı ile ilgili soruya, “‘Artık Türkiye’ye dönmek istiyorum’ dedi. Aramıza dönmek istiyor. Sokaklarımıza dönmek istiyor. Buraların çocuğu olduğunu söylüyor. Biz ümitli değil, umutluyuz” yanıtını verdi. Başbakan Erdoğan’ın Yeni Düşmanları... Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasının bir bölümü, Almanya Cumhurbaşkanı ve Gülen’le ilgili sözleri nedeniyle önemsenmemiş gibi görünüyor. Dinlerken çok şaşırmıştım. O bölümü Anadolu Ajansı’ndan gelen biçimiyle aktarıyorum. Çünkü AKP’nin hukuk anlayışını MİT Yasası’ndan sonra daha da somutlaştırıyor. “27 Mayıs sonrasında siyasetin üzerinde tesis edilen kurumlar ve mahkemeler, üzerlerinde Menderes’in ve iki bakanının kanı olduğu halde, bugün dahi millete düşmanlık yapmaya devam ediyor.” Başbakan’a göre “millete düşmanlık yapmaya devam eden” kurum ve mahkemeleri özetle anımsayalım. Anayasa Mahkemesi (AYM), Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Kredi ve Yurtlar Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü, Devlet Personel Dairesi, Basın İlan Kurumu, özerkliği, bağımsızlığı ve tarafsızlığı kalmamasına karşın TRT, AA ve üniversiteler, 1961 Anayasası ile kurulmasa da “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” kuralı ile güçlendirilen Danıştay ve yerel idare mahkemeleri. Her karşı görüşte düşmanlık arayarak ve yaratmasını başararak oya dönüştüren, ama “77 milyonu kucakladığını” söyleyen Başbakan’ın yeni “millet düşmanları” hayırlı olsun! Umarım, hedefte Anayasa Mahkemesi ve Danıştay vardı ama ele geçirilmiş kurumlar öfkeye kurban gitmiştir. HHH AKP’nin hukuk anlayışını bire bir yansıtan MİT Yasası, öyle birkaç yazı ile geçiştirilecek nitelikte değil. Ama önce geriye dönelim. Yaratılan darbe, korkunç hayali (heyulâ) ile kaynatılmaya başlayan cadı kazanı sürecindeyiz. İmzasız ihbar mektupları, imzasız belgeler ve sahte bilgisayar verileri, düzenlendiği ve uyduruk olduğu ortaya çıkan kimi belgeler üzerine başlatılan soruşturmalar. Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Odatv, Devrimci Karargâh, KCK davalarında idamdan dönüşen ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, ömür boyu hapis, uzun süreli hapis cezalarına çarptırılan yüzlerce askere, sivile ceza! Nedeni, AKP’ye karşı olmaları. Peki, AKP’ye yakın olanların, verilecek her görevi duraksamadan yerine getireceklerine inanılanların ayrıcalığı ne? Bu sorunun yanıtı yeni MİT Yasası’yla 26’ncı maddeye eklenen bölümde yer alıyor. “İsimsiz, imzasız, adressiz, yahut takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetler, cumhuriyet savcılarınca işleme konulmaz.” Bilmem fazla söze gerek var mı? HHH AKP’nin kendi yaptığı ama yok saymayı yeğlediği anayasa maddelerinden biri de 90’ıncı maddenin yeni şekli. 2004 yılında maddeye eklenen bölüm şöyle: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Ama alınmıyor. Son somut örneği de Taksim yasağı. AİHM’nin kararında “Barışçıl ve silahsız gösteri düzenleyenler yerini de kendileri belirler” denilmesine karşın Başbakan istemiyor diye Taksim bu yıl da yasak. 39 bin polis “göstericiler Taksim’e sokulmasın” diye görevlendirileceğine göstericilerle eylemcileri ayırmak için görevlendirilse olmaz mı? Olur ama “şiddet” siyasetine ters düşer. 1 Mayıs kutlu olsun... ‘SELEK’E ÖZGÜRLÜK’ “Hâlâ Tanığız Platformu” üyeleri duruşma öncesinde Güvenpark’ta toplanarak Selek’e destek verdi. Yapılan açıklamada, “Mücadelemiz sadece bir insan için değil, sistemin dışladığı ve bedel ödettiği herkesin hakkı için mücadele veren, hedef gösterilen bütün hayat değerlerimiz için” denildi. Ardından eylemciler Alman ve Fransız aktivistlerle birlikte, Türkçe, Almanca, Fransızca ve Kürtçe “Pınar Selek’e özgürlük” sloganı attı. (NECATİ SAVAŞ) likte gerçekleştirdiğini söylediği kişi en ağır cezaya çarptırılıyor. Nasıl anlatacaksınız bunu vicdanlara?” dedi. Patlamanın bomba nedeniyle mi yoksa, tüp nedeniyle mi yaşandığı tartışması yeniden yapıldı. Avukat Erdoğan, hazırlanan 3 ayrı animasyonla bomba patlaması ile tüp patlaması arasında hasar farkı gösterdi. lüne ilişkin” bozma talebinde bulundu. Cezanın açıkça yasa ve hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Atalay, yasa ve hukukun yanında karar ile “Hakkaniyet ve adaletin paramparça” edildiği söyledi. Selek hakkında üç kez beraat kararı verildiğini, ardından aynı mahkemenin kendi kararından döndüğünü anlatan Atalay, Selek hakkında verilen kararın Mısır Çarşısı Davası’nın ikinci sanığı A.Ö’den avukat yardımı olmaksızın alınan ifadeye dayandığını, 16 yıllık muhakeme sürecinin sadece “Eylemi Pınar’la birlikte gerçekleştirdik” ifadesinden yola çıkılarak yürütüldüğü söyledi. Atalay, “Bir sanık bir eylemi ‘birlikte gerçekleştirdik’ diyor. Ancak kendi ifadesi kendisi için geçerli sayılmıyor ve beraat ediyor. Ancak eylemi bir Selek’in babası ve avukatı Alp Selek ise savunmasında, kızı ile ilgili olarak, “Pınar, ‘Ben sosyoloğum’ diyor. ‘Savaşı nasıl önleyebilirim’ diyor. İki tarafla da görüşmek istiyor. Ancak gözaltına alındı ve her türlü işkence yapıldı. O dönem işkence müsaitti. Her türlü soru soruluyor. Ama niye gitmediniz’ ‘Doktora bir tek bomba ile ilgili soru sorulmuyor” dedi. Avukat baba Selek, raporlarını AİHM’nin de dikkate aldığı, “Überleben” adlı kuruluşun raporunda Selek’in gördüğü işkence sonucunda sol omzunda yaşadığı sorunun yer aldığını aktardı. 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Erturğul, Selek’ten raporun tarihini sordu, 2010 yanıtını alınca da “Neden gözaltından çıkar çıkmaz bir doktora gitmediniz, işkence için” dedi. Selek ise “O dönem işkence ile ilgili olarak hakiki bir sonuç alınacağını düşünmedik” yanıtını verdi. Ertuğrul, karar için davayı 11 Haziran’a erteledi. Kararın ne anlama geldiği ile ilgili soruya avukatlar, “Dosyadaki soru işaretlerini anlatmayı başardık” yanıtını verdi. Zamanaşımı skandalı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Paşaciya mezrasında 2009 yılında hayvanlarını otlattığı sırada yakınlardaki askeri birlikten atılan havan topu mermisiyle yaşamını yitiren 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümüyle ilgili soruşturmada savcılık “Daimi arama kararı” verdi. Olayın “taksirle ölüme sebebiyet verme” kabul edilerek zamanaşımının 15 yıla indirildiğine dikkat çeken İHD Genel Başkan Yardımcısı ve ailenin avukatı Serdar Çelebi, “Eğer faile ulaşmamış ise, olayın taksirle ölüme neden olmak olduğunu sayın savcı nereden biliyor? Bu hukuki bir garabettir” dedi. 5 yıldır sürdürülen soruşturmada failler belirlenemedi ve bir arpa boyu yol alınamadı. Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların, faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirerek, dosya için “Daimi arama kararı” verdi. Savcılık kararında, havan mermisinin Tapantepe Taburu’ndan atıldığı yönündeki tanık ifadeleri, otopsi tutanağı, ekspertiz raporları, mında zamanaşımı süresinin sonuna kadar faillerin aranmasını ve kimlik tespitinin yapılması ile “Düzenli olarak yılda bir kez” kolluk kuvvetlerinin savcılığa bilgi vermesini istendi. ‘Kızlar daracık giyinmiş’ tepkisi MUŞ (DHA) Muş’un kurtuluşunun 97. yıldönümü nedeniyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü önünde bulunan tören alanında kutlamalar yapıldı. Giydikleri siyah pantolon ve mavi gömlekle Ege, Karadeniz ve Doğu Anadolu yörelerinin oyunlarını sergileyen halkoyunları ekibine bazı kişiler tepki gösterdi. Bu kişiler, tören sonrasında Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı ve Belediye Başkanı Feyat Asya’ya, “Bu kıyafetler bizi temsil etmiyor. Kızlar daracık giyinmiş” diyerek tepki gösterdi. Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı da programın komite tarafından düzenlediğini belirtirken Belediye Başkanı Feyat Asya vatandaşlar gibi olaya tepki göstererek, “Ne oynanan oyunlar ne de giyilen kıyafetler yöremize ait. Bu konuda gerekli girişimleri yapacağız” dedi. Ceylan Önkol davasında faillere ulaşamayan savcılık, olayı ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ olarak kabul edince zamanaşımı 30 yıldan 15 yıla indi Savcı nereden biliyor Çelebi: ‘Faizin haram olduğunu anlatın’ Kaymakam Bingöl’den dini uyarılar MARDİN (DHA) Midyat Kaymakamı Oğuzhan Bingöl, ilçede düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, mahalle ve köy muhtarları ile din görevlilerine “dini uyarı”larda bulundu. Belediye Başkanvekili Mehmet Taş, Emniyet Müdürü Serdal Yurdagül, daire müdürleri, mahalle ve köy muhtarları ile din görevlilerinin katıldığı toplantıda konuşan Bingöl, faiz ve kız çocuklarının okula gitmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Bingöl, “İkindi namazından sonra minberin dibine çökmüş, gözünde gözlük, Kuran’ını okuyan ve olur da ‘bir Müslüman evladı gelir, yol sorarsa’ diye bekleyen imamlar hayal ediyorum. Namazı kılar kılmaz dükkândaki telefon satışının kaç olduğunu görmek için, öğrenmek için dükkânına kaçan imamlar istemiyorum. Camileri kapatmayın, gerekirse sabaha kadar açık kalsın” dedi. Faiz konusunda da açıklamalarda bulunan Bingöl, “Ben ehil değilim, ben hüküm vermeye yetkili bir insan değilim, ama ben şunu biliyorum. Borç paraya ihtiyacı olan birisi varsa ve borç para almaya gidiyorsa, daha fazlasını da bir süre sonra ödüyorsa, bu İslam anlayışına göre haramdır” diye konuştu. olay yeri tutanakları, bilirkişi raporlarına istinaden faillerin tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile bu kararı verdiğini bildirdi. Başsavcılık kararında, ola yın kasten işlendiğine dair yeterli delil elde edilmediğini ve bu haliyle olayın “Taksirle ölüme neden olma suçu” olarak kabul edildiğini aldığı karar kapsa Avukat Çelebi, “Cumhuriyet savcısı delil bulamıyorsa biz mi bulacağız? Olayın, ‘taksirle adam öldürmek’ olacağını belirtip zamanaşımı süresini 30 yıldan 15 yıla indirmiş. Eğer faile ulaşmamış ise, olayın taksirle ölüme neden olmak olduğunu sayın savcı nereden biliyor? Bu hukuki bir garabettir. Faillerin bulunması için her yıl kolluk kuvvetinin kendisine yazı yazmasını istiyor. Olay olduğunda olay yerine gidemeyen kolluk kuvveti, nasıl kendisine ‘Faili bulduk’ diye yazı yazacak merak ediyorum” diye konuştu. Çelebi, olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşımakla ne kadar haklı olduklarının bir kez daha ortaya çıktığını belirterek “AİHM’den ciddi bir ihlal kararının çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu. Ayşe Deniz Karacagil ve 4 kişi yargılanıyor Alevilerin Başbakan Erdoğan’a tepkisi sürüyor Barodan 1 Mayıs hazırlığı Kırmızı fularlı kıza 5 yıl hapis istemi ANTALYA (Cumhuriyet) Gezi Direnişi nedeniyle 4 ay 6 gün cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Ayşe Deniz Karacagil’in de aralarında olduğu 5 sanık hakkında, Hatay’da yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ın ölümünü protesto gösterilerine katılmaktan 5 yıla kadar hapis cezası istendi. Antalya’da yapılan eylemde şehiriçi karayolunu trafiğe kapattıkları iddiasıyla haklarında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe katılmak” suçlamasıyla dava açılan 5 kişinin yargılanmasına başlandı. Antalya 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, kırmızı fularının sosyalizmi simgelediği yönünde polis sorgusunda ve savcılık iddianamesinde suçlamalar yöneltilen sanıklar Ayşe Deniz Karacagil, Mustafa Cihan Yılmaz, Hacı Bey Temur, Naim Doğan ve Ersin Elyakut hazır bulundu. Elyakut, evine giderken polislerin kendisi hakkında işlem yaptığını, olaylara katılmış olsa da bunun demokratik hakkı olduğu yönünde ifade verdi. Diğer 4 sanık ise zaten aynı olaya ilişkin haklarında açılmış bir dava olduğunu belirterek ifade vermeyi reddetti. Mahkeme, davayı 13 Haziran 2014 tarihine erteledi. Sanıkların avukatı Hakan Evcin, “Kanunen bu davanın reddi gerekiyor. İlk davayı açan terörle mücadele kanununa ilişkin yetkilendirilmiş savcı. Bu ikinci davayı açan ise örgütlü suçlar savcısı. Savcıların olaylardan ve birbirinden haberi yok” dedi. ‘Hazımsızlığı bırak taleplerimize bak’ İstanbul Haber Servisi Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği, “Almanya’da Ali’siz Alevilik denen bir olay var, yani ateist bir anlayışın, Alevilik kisvesi altında, kendilerinin de desteklemiş olduğu bir yapı” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu başta olmak üzere Avrupa’nın 14 ayrı ülkesinde Federasyon bazında örgütlenip bir Konfederasyon çatısı altında toplanan Avrupa Alevi örgütlenmesinin bütün inanç gruplarına sağlanan haklardan faydalandığına dikkat çeken dernek, yaptığı açıklamada “Almanya’da Alevi Birlikleri Federasyonu’na sağlanan haklar orada faaliyette bulunan İslami örgütlere sağlanan haklardan ne bir eksik ne de bir fazla. Almanya’da Aleviler üzerinde bir asimilasyon politikası uygulanmıyor. Almanya’da insanlar Alevi oldukları için işten çıkartılmadığı gibi işe alınırken de Alevi olduklarına bakılmıyor, evleri işaretlenmiyor, zaman zaman devlet destekli katliamlara uğramıyor” ifadelerine yer verdi. Başbakan’ın Aleviliğin teolojik, inançsal tartışmalarına dil uzatmak yerine demokratik taleplerine kulak vermesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Başbakan kendi yurttaşı olan Alevilerin haklarını gasp ederken bununla yetinmeyip ülkesi dışında yaşayan Alevilerin haklarının da gasp edilmesi telaşına düşmüş. Başbakan bu hazımsızlıktan vazgeçip, Alevilerin taleplerini yerine getirmeli” denildi. n İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi, baronun internet sitesinde “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı özel broşürü” yayımlayarak 1 Mayıs öncesi anayasal hakları anımsattı. Broşürde, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü hakkı, yakalama, gözaltı, tutuklama ve yargı yollarına ilişkin açıklamalar yer aldı. Broşürde, AİHM’nin, kamuya açık alanda düzenlenen gösterilerin, trafiği aksatmak gibi etkilerle günlük yaşam düzenini bozabileceğini kabul etttiği, ancak göstericiler şiddet içeren hareketlerde bulunmadıkları sürece, resmi makamların barışçıl nitelikteki toplantılara hoşgörü göstermesinin önemli olduğu vurgulandı. Keneden bir ölüm daha n SİVAS (AA) Yozgat’tan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle Sivas’a sevk edilen Hüseyin Alparslan (69), tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Alparslan’ı bir hafta önce hayvan otlatırken kene ısırdığı ifade edildi. 2 kişiye 330 biner TL n ANKARA (AA) Şans Topu oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “3, 8, 11, 14, 22 ve +12” olarak belirlenirken, 5+1 bilen 2 kişi 330 bin 777’şer TL kazandı. Çekilişte 5 bilenler 3 bin 307’şer TL, 4+1 bilenler 323’er TL, 4 bilenler 29’ar TL, 3+1 bilenler 21’er TL, 3 bilenler 3’er TL, 2+1 bilenler 6’şar TL, 1+1 bilenler ise 3 TL 60’ar kuruş ikramiye kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle