Katalog

1 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 HHH Tarihsel ayrışmanın, kimin solcu, demokrat, yurtsever, aydınlanmacı, sosyalist olduğu yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor. DİSK, KESK, demokratik kitle örgütleri, gençler, emekçiler; içeriği boş bir buyurganlığa karşı bugün Taksim’de olacak... Çünkü insanlar demokratik ve özgür anayasal haklarını kullanacak! 12 Eylül’cülerin başlattığı Taksim yasağı, o tepeden inmeci düşünce yapısı, toplumsal muhalefetin, sendikaların çabasıyla 2007’de kırıldı, 2010’da bitti... O korku var ya, o korku! 1980 darbesinin ardından başladı, 1983 seçimleri oldu, iktidarlar geldi, iktidarlar düştü, 2007 yılına dek sürdü. 2013 yılında inşaat çukuru falan, denilerek yasak geri geldi... HHH Taksim bu yıl niçin yasak! 1 Haziran 2013 Gezi Direnişi’nin rövanşını almak için... Özgürlük isteyen, yaşamını çoğaltmak isteyen, doğayı seven, dağların, ovaların yağmalanmasına, HES’lere karşı çıkan... Ülkesini seven, ayrımcılığa isyan eden... Baskıya, şiddete karşı olan... Çocuk ölümlerinin acımasızlığına göz yuman, diktatörlüğe soyunan, halkların kardeşliğini isteyen, ezenin değil ezilenin yanında olan... Biz, siz, hepimiz, umutlarımızı çalan, Taksim’e çıkanları “bölücü” olarak tanımlayanlara “demokratik tavrımızı” göstermek için Taksim’e çıkacağız... Elimizde ne silah, ne gaz bombası, ne dönerci bıçağı olacak. Sevdamız masmavi bir bulut, kırmızı kanatlı bir kuş! Umudumuz çocuklar! Şiirlerimiz, şarkılarımız özgürlüğe açılacak olan kapılardan. HHH Güray Öz’ün dün köşesinde değindiği gibi bugün Taksim’de neler olacağını ben de biliyorum... Bir grup ajan kışkırtıcılar olacak... Ancak, Emniyet güçlerinin bunları görüp yakalamaları gerek. Taksim’e çıkacak olanların tümünü “bölücü” olarak önceden suçlayanların da oyununa gelmemek için dikkatli olunmalı... Taksim’e çıkmak hepimizin anayasal hakkıdır... Bu hakkı engellemek isteyenler ise anayasal suç işler. 1 Mayıs hayattır, sevdadır, umuttur, direniştir... Bırakın insanlar bunu yaşasın... Umutlarını çoğaltsın! Ne hüzün vursun alınlarına, ne ölüm; aşk vursun, barış vursun, özgürlük vursun... Sevda ateşi yansın, bırakın bu baskıyı, yasakçı kafayı... ‘Hırsız kadı olmuş’ CHP ‘sehven ifade’ krizinin savcısı Mehmet Demir’i YSK’ye şikâyet etti Kılıçdaroğlu’ndan şikâyetçi olan kişinin Bilal Erdoğan olduğu ortaya çıktı GEREKÇESİ TAŞOVA KONUŞMASI CANAN COŞKUN CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “hakaret” suçlamasıyla şikâyetçi olan Bilal Erdoğan’ın suçlamaya gerekçe olarak CHP liderinin 18 Ocak 2014 Amasya Taşova konuşmasını gösterdiği belirtildi. Bilal Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun 18 Ocak 2014’te Amasya Taşova’da yaptığı konuşma nedeniyle 24 Ocak’ta şikâyetçi olduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu şikâyete konu olan konuşmasında, 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu şüphelilerinden olan Bilal Erdoğan ile ilgili Başbakan Erdoğan’ın “Benim oğlumdan şüphem yoktur” sözlerine atıf yaparak, “Zaten çete başı sensin kardeşim. Sen ne söylediysen oğlun onu yapmış. Senin oğlunun ne ayrıcalığı var. Senin oğlunun ayrıcalığı rüşvetleri toplama merkezinin başkanı olması” ifadelerine yer vermişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılması soruşturmasında şikâyetçi kişinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan olduğu ortaya çıktı. CHP yönetimi, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir’i “anayasa suçu” işlediği gerekçesiyle HSYK’ye şikâyet etti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de Kılıçdaroğlu’nun ifadeye çağrılmasına “saygısızca bir işlem olarak görüyorum” sözleriyle tepki gösterirken CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Demir’i “sehven savcı” diye nitelendirdi. Kılıçdaroğlu’na Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine “kişiye hakaret” suçlaması nedeniyle anayasanın 83. maddesine aykırı olarak “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağıran İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir’in elinden soruşturma dosyası alınırken CHP yönetimi de HSYK’ye başvuruda bulundu. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan imzasıyla HSYK Başkanlığı’na iletilen dilekçede, anayasanın 83. maddesi hükümleri anımsatılarak şu görüşlere yer verildi: “Suçun varlığına ilişkin kanaati bulunan savcılık makamının durumu TBMM Başkanlığı’na bildirmesi gerekmektedir. Bir milletvekili ve siyasi parti genel başkanı olan kişi hakkında bu usulün uygulanmayarak doğrudan ifadeye çaBilal Erdoğan’ın ğırma işleminin yapılKılıçdaroğlu’ndan ması kamuoyunda ada24 Ocak’ta şikâyetçi lete olan güvenin sarolduğu öğrenildi. sılmasına ve kişiye özel uygulama yapıldığı ka naatine varılmasına neden olacaktır. Açıkça hukuka aykırı bir şekilde soruşturma yürüterek anayasanın 83. maddesine aykırı şekilde çağrı kâğıdı düzenleyen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir hakkında soruşturma açılarak gereğinin yapılmasını saygılarımla dilerim.” TBMM Başkanı Cemil Çiçek, gazetecilerin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu’nun ifadeye çağrılmasını “saygısız bir işlem” olarak nitelendirdi. İlgili makamların TBMM, siyaset insanları ve milletvekilleriyle ilgili yapacakları işlemlerde daha dikkatli olması gerektiğini belirten Çiçek, sehven yapılmış olsa da olayın bir soruşturma konusu yapılıp gereğinin yapılması gerektiğini söyedi. Kılıçdaroğlu’na yönelik “sehven ifade” çağrısı CHP MYK’de de değerlendirildi. MYK toplantısı sürerken açıklama yapan CHP’li Koç, CHP liderine dönük işlemin baştan itibaren yanlış olduğunu ifade etti. Savcının bu eylemiyle hukukun tüm kurallarını hiçe saydığını belirten Koç, “Yine bu kişi, çeşitli fırsatlarla hükümetten yana AKP’den yana tavır sergilemekten çekinmeyen ‘sehven savcı’ olan bir kişi. Bu girişimin altında ne yatıyor? Akılları sıra Sayın Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırmaya dönük bu tertip, kimlerin talimatıyla devreye sokulmuştur?” sözleriyle eleştirdi. Savcı Demir’in Kılıçdaroğlu’na yönelik “Ne yaptık yani, zorla mı getirdik, haberi oldu işte daha ne istiyor” sözlerini “cüretkâr ve küstah” olarak nitelendiren Koç, “Şimdi majestelerinin özel yargı vesayetinin himayesinde olan bir savcı bu eylemin içine giriyor” dedi. Şikâyetçinin 17 Aralık operasyonunun “baş aktörlerinden biri” olduğuna işaret eden Koç, “Yani şu paraları sıfırla talimatını zor algılayarak, gereğini yapmaya çalışan mahdum kişi. Durum daha da vahimleşiyor bu tablo karşısında, aynı Nasrettin Hoca fıkralarına gidiyoruz burada. Hırsız mahkemeye kadı olmuş, millet adalet bekliyor. Daha başka diyecek söz bu noktada kalmıyor” dedi. 1 Mayıs Umuttur, Hayattır, Aşktır!.. Yakın tarihimizin sayfalarında acı vardır, hüzün vardır, kimi zaman da bir parça umut... Kaç kuşak gelip geçti yasaklarla... Konuşmak yasak, düşünmek yasak, sevişmek yasak! Yasakoğlu yasak! Bugün 1 Mayıs! İşçinin, emekçinin bayramı! Taksim Meydanı yasak! Susacaksın, boyun eğeceksin, sen birey değil kulsun... Bir hayat böyle geçti işte! Taksim Meydanı bir simgedir işçi sınıfı için... Emekten yana, demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından, sendikal örgütlenmeden, bağımsızlıktan yana olanlar için. Bugün yine Taksim yasak! Buyruk tepeden geldi... Sözüm ona sol parti olduğunu iddia eden partinin lideri, AK siyasete uygun açıklamasını çok önceden yaptı: “1 Mayıs’ta Taksim’de bölücüler olacak!” Emrin olur kardeş! Sen söylediğine göre doğrudur! Bildiğin bir şey vardır, iyi saatte olsunlar kulağına fısıldamıştır. Sana karşın, kuyruğuna takıldığın AK siyasete karşın, işçiler, solcular, demokratlar, yurtseverler, sosyalistler, komünistler, emekten yana olan herkes 1 Mayıs’ta Taksim’de olacak. Sana, iktidara inat! HHH Masken bir kez daha düştü... Bizim kuşak bilir senin maskenin kaç kez düştüğünü, peşinden gelen o çocuklar bilmez, anımsatayım, dedim. İstanbul’da Taksim, Ankara’da Sıhhiye, Tandoğan, İzmir’de Gündoğdu. O girilmez alanlara girmek suç değildir, oraya girecek olanlar bölücü hiç değildir. Sağcılarla, AK siyasetle iş bağlayan sana karşı, o alanlara girecektir. Hiçbirinin belinde silah, kasap bıçağı olmayacaktır... Eğer öyle birileri çıkarsa onlar mutlaka ajan provokatördür... Elbet “Taksim’e bölücüler çıkacak” diye halkı kışkırtanlar da!.. ‘Sehven savcı’