06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA YEREL SEÇİM ANALİZİ 7 MHP tarihinin en yüksek oyunu alırken, üç büyük kent adayının yüzde 10 barajını Adaylar oy alamadı MAHMUT LICALI bile geçememesi seçmenin adaylardan daha çok partiye oy verdiğini gösterdi Şu Seymour Hersh Hükümetlerin sevmediği bir gazeteci bu Seymour Hersh. Yaptığı haberlerle onların planlarını, programlarını altüst ettiği, gizli saklı ne varsa ortaya döktüğü için sevmiyorlar; ellerinden gelse bir kaşık suda boğarlar. Ünlü Mai Lai katliamını, Ebu Gureyb işkencelerini ortaya çıkaran, burnundan kıl aldırmaz ABD’yi dize getiren o. Bu arada hiçbir resmi yetkilinin onu, devletine, Batı’nın çıkarlarına ihanet etmekle suçlamayı aklına bile getirmediğini de ekleyelim. Kızıyorlar ve mümkünse yazdıklarını yalanlıyor ya da yalanlar gibi yapıyorlar, ama işte o kadar. Son yazdıklarının başına da aynı şeyler geldi. ABD Dışişleri, Hersh’ün yazdıklarının bir kısmını yarım ağız yalanladı. Bizse çok ama çok kızdık. HHH Her neyse, bu “şüyuu vukuundan beter” olduğu ifade edilen kimyasal silah yapımında kullanılan sarin gazını El Nusra örgütünün Türkiye’den temin ettiğine dair iddiayı elbirliği ile; yani devletimiz, hükümetimiz ile birlikte “ciddiye almıyoruz”. Bakın ne kadar dikkatli bir dil kullandım. Ama anlı şanlı ve özgürlük yanlısı, bu alanda bayrağı kimseye kaptırmayan gazeteci kardeşlerimin Hersh’ün yazdıklarını aktarırken “Hersh de neden kaynağını açıklamıyor canım” havasında “dikkat göstermeleri” beni doğrusu hayretlere düşürmüştür; onu da kaydedeyim bu arada. Hersh’ün makalesindeki küçük bir ayrıntı çekti benim dikkatimi. Onun üzerinde durulsa daha iyi olacak gibi sanki. Çünkü bu sarin gazı meselesini ne yapsak netleştiremeyeceğiz, iddiaları karşı iddialar kovalayacak, ta ki Beyaz Saray zabıtları yayımlayana kadar. Gazetecilerse Hersh’ün söyledikleriyle fena halde sabıkalı devletlerin söylediklerini aynı terazide tartmayacaklar diye umuyorum; tabii devletler gibi “hadi kaynağını söyle, nerde kaynağın” diyen cinsten değillerse. HHH Gelelim o yazıdaki o küçük ayrıntıya. Şöyle diyor Hersh: “Erdoğan (Mayıs 2013’te Washington’dan) eli boş ayrılmadı. Obama, Amerikan başkanlığı kararı ile İran’a altın ithalatı engelinden ve uygulanan yaptırımlardan doğan fırsatı, Türkiye’nin çıkarına kullanmasına hâlâ izin veriyordu. Mart 2012’de, Avrupa Birliği’nin de İran bankalarına uygulanan yaptırımlara cevap vermesiyle, uluslararası ödemelerde kullanılan SWIFT elektronik ödeme sistemi, onlarca İran bankasını devre dışı bırakmıştı. İran’ın uluslararası ticaret yeteneği zedelenmişti. Amerika haziranda bir başkanlık emri çıkararak sürece dahil oldu, ancak ‘altın boşluğu’ olarak bilinen meselenin önünü açtı: İranlı özel şirketlere altın nakliyatı devam ediyordu. İran’daki petrol ve gazın büyük müşterilerinden olan Türkiye de enerji ödemelerini TL bazında depozito vererek bu boşluktan yararlandı. Sonrasında bu paralar Türkiye’den altın satın alınmasında, İranlı müttefikler tarafından kullanıldı. Mart 2012 ve Haziran 2013 arasında, 13 milyar dolar değerinde altın İran’a bu şekilde giriş yaptı. Bu program kısa sürede Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’da adı yolsuzluğa karışmış politikacılar ve ticaretçiler için ana gelir kaynağı oldu. Eski istihbarat yetkilisi şunları belirtti: Aracılar daima yaptıkları şeyi yaptılar: İşin yüzde 15’ini almak. CIA 2 milyar dolar kadar bir miktarın söz konusu olduğunu tahmin ediyor.” (...) Geçen yılın sonlarında Jonathan Schanzer ve Mark Dubowitz, Foreign Policy’de bir rapor yayımladı. Bu rapora göre, Haziran 2013’te Obama yönetimi altın boşluğu’nu kapattı; fakat kararın 6 ay süresince yürütmeye girmemesi için lobi faaliyetlerinde bulundu.” HHH Tarihlere dikkat isterim sevgili okur. Mayısta ErdoğanObama görüşmesi, haziranda Obama’nın 6 ay ertelemeli “altın boşluğunu” kapatma kararı. Haziran 2013’e 6 ay ekleyin, süre doldu mu? Doldu. Aralık 2013’e geleceksiniz; 17 Aralık 2013’e yani... Biz bu hikâyeyi de, aracıları da biliyoruz öyle değil mi? Biliyoruz. Sevgili gazeteci kardeşlerim. Kaynak istiyor musunuz? Tapelere, kayıtlara yeniden bakmak ister misiniz? Meclis’teki fezlekelerin peşine düşecek misiniz? Yoksa Hersh’ün Türk vatandaşı olmadığını da unutup gayri milli mi ilan edeceksiniz?.. Biliyorsunuz bugünlerde ölçü millilik, milliyetçiliktir. “Milli gazeteci” olmak istiyorsanız bu fırsatı kaçırmayın bence. ANKARA MHP, yerel seçimlerde tarihinin en yüksek oyunu alırken, üç büyük ilde büyük hayal kırıklığı yaşadı. İç Anadolu bölgesinde oy oranlarını artıran MHP’ye, belediye meclislerinde başkan adaylarına göre 2 milyon daha fazla oy verilmesi, seçimin sonucunu büyük oranda belirleyen 3 büyük ilde MHP’nin tercih ettiği adayların seçmen tarafından desteklenmediğini ortaya koydu. Türkiye genelinde oy oranını artıran MHP’nin kazandığı il belediye sayısının azalması, yerel seçimin genel seçim havasına dönüştürülmesinin sonucu olarak yorumlanıyor. MHP, 30 Mart yerel seçim sonuçlarını başarı olarak değerlendirirken, partinin özellikle üç büyük kentte aldığı oylarda yaşanan düşüş nedeniyle Türkiye genelinde yeterince oy patlaması yapamadı. MHP’nin çözüm sürecine yönelik getirdiği sert eleştiriler, özellikle İç Anadolu’da partiye oy olarak geri dönerken, büyük kentlerde sandığa yansımadı. Seçmenin belediye başkanları ile il belediye meclislerinde MHP’ye verdiği 2 milyonu bulan oy farkı, seçmenin özellikle büyük kentlerde MHP’nin yarıştığı adayları tercih etmediğini gösterdi. Büyük kentlerde MHP seçmeni AKP karşısında kazanması daha kuvvetli adaylara oy verdi. MHP İç Anadolu’da AKP seçmeninden, Trakya’da ise CHP seçmeninden oy alarak bu bölgelerde oy oranlarını artırdı. MHP yerel seçimlerde oyunu artırdı ancak seçmen üç büyük kentte AKP’ye karşı MHP’li adaylar yerine CHP’li adaya yönelirken, il meclislerinde MHP’ye adaylarından daha çok oy çıktı. rel seçimlerde adayı olan Mansur Yavaş etkeniyle oy oranını yüzde 27’ye çıkaran MHP’nin oyu 30 Mart’ta yüzde 7’ye kadar geriledi. İzmir’de de oy oranı yüzde 8 civarında kaldı. MHP’nin Güneydoğu Anadolu dışında sadece İstanbul, Ankara ve İzmir’de yüzde 10’un altında kalması, büyük kentlerde MHP’nin yaşadığı sıkıntıyı ortaya koydu. adayı yaklaşık yüzde 8 oy alırken, il belediye meclisinde MHP’ye 12.6 oy çıktı. MHP İç Anadolu’da oy oranlarını artırdı Türkiye seçim tarihinin en gergin propaganda sürecine sahne olan 30 Mart seçimlerinde MHP’nin kullandığı temel söylemleri, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile çözüm sürecine yönelik sert eleştiriler oluşturdu. MHP’nin çözüm sürecine yönelik eleştirileri büyük kentlerde oya dönüşmezken, özellikle İç Anadolu’daki Kütahya, Afyon, Yozgat gibi illerde partiye verilen desteği artırdı. MHP Afyon’da yüzde 15 olan oyunu yüzde 42.5’e, Kütahya’da yüzde 17 olan oy oranını ise yüzde 46’ya çıkardı. CHP adayı Yavaş, MHP tabanının oyunu aldı Ankara’da da MHP’nin adayı yüzde 7 civarında oy toplarken, il genel meclisinde MHP’ye yüzde 18’e yakın oy çıktı. Bu durum üç büyük kentteki seçmenin MHP’nin büyükşehir adayları yerine partiye oy verdiğini gösterdi. Yerel seçimler öncesi propaganda sürecinin adeta bir genel seçim havasına dönüştürülmesi de bu durumu tetiklerken özellikle MHP’li seçmenin Ankara’da CHP’nin adayı Mansur Yavaş’a verdiği desteğin büyük bir kısmını, il belediye meclisinde MHP’den yana kullandığını da ortaya koydu. Seçmen MHP adaylarına değil, meclise oy verdi Üç büyük kentte MHP’nin adaylarının aldığı oy oranlarıyla il belediye meclisi oy oranları arasında 3 ile 10 puan arasında farkların oluşması dikkat çekti. MHP’nin İstanbul’daki adayı yüzde 4.7 oy alırken, il belediye meclisinde sandıktan yüzde 7.5 oranında oy çıktı. İzmir’de MHP’nin 12 Haziran’da düştü, 30 Mart’ta arttı MHP, 2009 yerel seçimlerinde il belediye meclisinde 6 milyon 386 bin 279 oy (yüzde 15.9) alırken, oyları 2011 genel seçimlerinde ise 5 milyon 585 bin 513’e (yüzde 13.1) düşmüştü. MHP 30 Mart’ta il belediye meclisinde ise henüz kesinleşmeyen sonuçlara göre oyunu 7.8 milyona (yüzde 17.6) çıkardı. Ancak MHP’nin 30 Mart’ta belediye başkanlıklarından aldığı oy 5.7 milyon yüzde (14.7) civarında kaldı. Parti üç büyük il için çalışma yapacak Parti yönetiminde seçimlere ilişkin yapılan değerlendirmelerde büyük kentlerdeki başarısızlık kabul edildi. Partinin İç Anadolu’daki oylarını artırması sevinç yaratırken, oy deposu olan büyük kentlerde daha farklı stratejilerin uygulanması gerektiği görüşü öne çıktı. Türkiye genelinde MHP’nin oy oranını artırmasına karşın kazandığı belediye sayısının azalması ise 30 Mart yerel seçimlerinin iktidarın seçim sürecindeki söylemiyle genel seçim havasında geçmesine bağlandı. 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde büyük kentlerde AKPCHP yarışı algısını kırmak için çalışma yapılması gerektiği bu kapsamda büyük kentlerdeki adayların daha güçlü olması gerektiği öne çıktı. Parti hiç oy alamadığı Güneydoğu için de özel bir strateji geliştirmeyi gündemine aldı. OYLAR ARTARKEN BELEDİYELER DÜŞTÜ MHP büyükşehir belediye seçimlerinde, elinde olmayan Adana ve Mersin’i alırken Manisa, Osmaniye, Bartın ve Isparta’yı korudu. MHP sürpriz bir şekilde Doğu Anadolu’da da oylarını artırarak Kars’ı alırken, Iğdır’da ise az bir farkla seçimi kaybetti. 30 Mart akşamı MHP, elindeki Balıkesir, Uşak, Karabük, Kastamonu, Bartın, Gümüşhane illerini kaybetti. MHP’nin 2009’da kazandığı 10 il belediyesi; 2014’te 8 il belediyesine geriledi. MHP, 2009 seçimlerinde toplam 129 ilçe belediyesini kazanırken, 2014’te kazandığı ilçe belediyesi sayısı da 113’e düştü. Adaylar 3 büyük şehirde oy yitirdi 30 Mart’ta, MHP kurulduğu tarihten bu yana en büyük oy oranını yakaladı. Parti yönetimini bu tablo memnun ederken, büyük kentlerde yaşanan hayal kırıklığı ise bu sevinci gölgeledi. İstanbul’da MHP’nin belediye başkanı yüzde 5 barajını geçemedi, Ankara ve İzmir’de de yüzde 10 oy oranı yakalanamadı. İstanbul’da MHP’nin adayı HDP’nin de altında kalarak 4. parti konumuna düştü. Başkentte ise bir önceki ye Trakya’da kısmen yükselişte CHP’nin kalesi olarak tanımlanan Trakya bölgesinde de MHP’nin yükselişi dikkat çekti. MHP, Trakya’da CHP seçmeninden oy aldı. MHP, Trakya’daki oy oranını kısmen artırmayı başardı. Özellikle CHP’nin kalesi olan Kırklareli’nde yüzde 15 civarındaki oy oranı yüzde 24 seviyesine çıktı. Gezi etkisi sandığa yansımadı MAHMUT LICALI BDP Güneydoğu’daki etkinliğini korurken batıda HDP beklenilen oy oranına ulaşamadı ANKARA BDP, 30 Mart seçimlerinde bazı kentlerde oy oranları düşmesine karşın bölgedeki gücünü korurken, Gezi Direnişi’nin sembol isimlerinden Sırrı Sürreyya Önder’in İstanbul adayı olduğu HDP beklenen etkiyi yaratmadı. Belediye başkan adaylarında BDPHDP oylarının toplamı Türkiye genelinde düşüş yaşadı. Ancak HDP’nin İstanbul’da MHP’nin üzerinde oy alarak görünür hale gelmesi, başarı olarak yorumlandı. Güneydoğu’da seçim yarışı AKP ile BDP arasında geçerken, bölgede CHP ve MHP varlık gösteremedi. Yaklaşık 1.5 yıldır devam eden çözüm sürecinin etkisiyle AKP, 2009 ve 2011 seçimlerine oranla oy kazınırken BDP bazı kentlerde oy kaybetmesine karşın bölgedeki 3’ü büyükşehir belediyesi olmak üzere 11 il ve 68 ilçe belediyesini kazandı. Güneydoğu dışındaki bölgelerde HDP çatısı altında girilen seçim yarışında beklenen etki sağlanamazken, İstanbul’da MHP’nin üstünde oy alınması başarı olarak değerlendirildi. Kadın adayların başarısı Bölge partisi imajını kırmak için BDP’nin seçimden önce Güneydoğu dışında HDP çatısı altında seçime girme hamlesi beklenen etkiyi yaratmadı. HDP batıda girdiği seçimlerde en yüksek oyu yüzde 7 ile Adana’da ulaştı. Gezi Direnişi’nin sembol isimlerinden olan Sırrı Süreyya Önder’in aday olduğu İstanbul’da HDP oya yüzde 4.9’u bulurken, partiler üstü bir hareket olan Gezi eylemleri HDP’ye beklediği oyu getirmedi. HDP İzmir’de yüzde 3.7, Ankara’da ise yüzde 1 oy aldı. Öte yandan HDP’nin İstanbul’da MHP’yi geride bırakarak yüzde 5’i zorlaması siyaset sahnesinde görünür hale geldiğini gösterdi. Seçmen Türkiye genelinde HDP’nin başkan adaylarına yaklaşık 810 bin oy verirken, il belediye meclisinde HDP’ye sandıktan yaklaşık 880 bin oy çıktı. seçimlerinde DTP çatısı altında 8 il ve 60 ilçe belediyesi kazanan BDP 30 Mart’ta 11 il ve 68 ilçe belediyesinde seçimi zaferle bitirdi. BDP, Mardin Büyükşehir Belediyesi ile Ağrı ve Bitlis belediyelerini AKP’den aldı. BDP’nin bölgedeki oylarında belediye başkan adayları ile il belediye meclisi arasında fark yaşandı. BDP bölgedeki gücünü korurken, Sırrı Süreyya Önder’in İstanbul adayı olduğu HDP beklenen etkiyi yaratmadı. Bölgedeki 4 ilde oy oranları düştü BDP, Mardin’den bağımsız aday olan Ahmet Türk’le oy oranını yüzde 36’dan yüzde 52’ye çıkardı. BDP’nin Diyarbakır’daki oyu 2009 yerel seçimlerine göre yaklaşık 10 puan düşerken, Batman’da da 3 puan, Hakkâri’de 15 puan, Bingöl’de ise 8 puan azaldı. Çözüm sürecinin etkisiyle BDP’nin Güneydoğu’daki oyları AKP’li adaylara kaydı. AKP’nin Diyarbakır, Hakkâri’deki oy oranlarındaki artış dikkat çekti. BDP’li adaylar oy oranlarını Bitlis’te ortalama 10 puan, Mardin’de ortalama 16 puan Ağrı’da da ortalama 14 puan artırarak bu illeri AKP’den aldı. verdiği Urfa’da ise oyların artmasına karşın seçmen AKP’yi tercih etti. 2009’da yüzde 10 olan oy oranı 2014’te yüzde 32’ye çıkarken, AKP yüzde 60’la Şanlıurfa’yı BDP’ye bırakmadı. BDP’nin, 2011 genel seçimlerinde 2 milletvekili çıkaran ve ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de de seçimi kazanması, bölgedeki gücünü gözler önüne serdi. BDP 2009 yerel seçimlerinde de Tunceli’yi almıştı. Seçimi kaybedince, cemevine yaptığı yardımı geri aldı 14 kadın aday seçimi kazandı Güneydoğu’daki etkinliğini yerel seçimlerde gösteren BDP’nin aynı zamanda bölgede aday gösterdiği kadın adayların önemli bir bölümü de başkanlık koltuğuna oturdu. BDP’den aday olan biri büyükşehir, 13’ü ilçede belediye başkanlıklarına kadınlar seçildi. BDP’li Gültan Kışanak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Güneydoğu’da BDP, batıda ise HDP oylarının toplamı değerlendirildiğinde her iki partinin oy oranlarını beklenen düzeyde artırmadığı görüldü. İl ve ilçe belediye sayısını artırdı Seçim öncesinde Güneydoğu’da oy patlaması yaşayacağını ilan eden BDP geçmiş seçimlere benzer bir sonuçla karşılaştı. BDP, beklenen oranda oyunu yükseltemedi ama bölgedeki il ve ilçe belediye sayısını artırdı. 2009 yerel BDP Urfa’yı alamadı BDP’nin propaganda sürecinde özel önem KAYSERİ (Cumhuriyet) AKP Sarıoğlan belediye başkan adayı Ali Taştan, seçimi kazamayınca, seçim öncesi İğdeli Mahallesi Cemevi’ne yaptığı yardımları geri aldı. Kayseri’de, 110 haneli bir Alevi köyü olan ve son yasal değişikliklerden sonra Sarıoğlan ilçesine bağlı bir mahalle olan İğdeli’de, AKP Sarıoğlan belediye başkan adayı Ali Taştan seçim çalışmaları süresince mahalledeki cemevine 100 adet sandalye, 5 adet masa, 30 adet yastık bıraktı ve bunun karşılığında oy istedi. Ancak seçim sonuçları Taştan’ın beklediği gibi olmadı. Evrensel gazetesinden Eren Öner’in haberine göre, ilçede seçimi MHP kazanırken, mahalleden ise AKP’ye büyükşehir ve ilçe oy pusulalarında hiç “evet” oyu çıkmadı. Bunun üzerine Taştan tarafından cemevine yapılan masa, sandalye ve yastık yardımları geri alındı. Kayseri Hacı Bektaşi Veli Derneği Yöneticisi ve aynı zamanda İğdeli Mahallesi Derneği’nin başkanı olan Orhan Ceylan, AKP’nin bu tutumuna tepki göstererek şunları söyledi: “Biz Aleviler AKP’nin ülke genelinde izlediği bütün politikaların ne kadar samimiyetsiz olduğunu biliyorduk. AKP bu olayla bunu bir kez daha gözler önüne serdi.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle