23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2014 PAZARTESİ 8 HABERLER Yerel ya da merkezi her kamu yöneticisi hakkındaki yolsuzluk iddialarının aklanma yeri “sandık” değil, bağımsız yargıdır. Hal böyleyken AKP hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili hem bağımsız yargının çalışmasını engelledi hem de 30 Mart seçimlerini, Türk siyasi tarihinin en büyük rakamlı yolsuzluk iddialarının aklanma mecrasına dönüştürdü. Meydanlardan üç ay boyunca yaptığı her konuşmada “Ortada yolsuzluk değil ‘darbe’ var. Buna da 30 Mart’ta millet cevabını verecek” dedi. Sandık sonuçlarını, bakanlarına ve kendi aile bireylerine yönelik suçlamaların bir çeşit “aklanma” yeri gibi göreceğinin mesajını verdi. Yolsuzlukların aklanma yeri sandık değil. Bu doğru. Peki, ama bu son derece ciddi iddiaların kamuoyu üzerinde hiç mi etkisi olmadı? Sandığa hiç mi yansıması olmadı? Özellikle de iddialara konu olan bakanların seçildikleri bölgelerde... Kampanya sırasında tek tük de olsa seçim bölgelerinde görülen bu siyasetçiler acaba partieri AKP’ye seçimi kazandırabildiler mi? Kendileri aday olsa, kazanabilirler miydi? 30 Mart seçimlerinin kesin olmayan sonuçları üzerine yaptığımız küçük bir araştırmada, iddialara konu bakanlar ve seçim bölgeleriyle ilgili şu sonuçlara ulaştık: İddialara konu isimlerden ilki eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan. Seçim bölgesi Mersin. Çağlayan, kampanya süresince bazı ilçelere giderek kampanya da yürüttü. Mersin’de seçim sonucunda büyükşehir belediyesini MHP kazanırken, 2011’de yüzde 32.24’le birinci parti konumundaki AKP, bu kez sandıktan üçüncü parti olarak çıktı. Oyları yüzde 28’e düştü. İddialara konu ikinci isim, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in seçim bölgesi ise Mardin. O da kampanya süresince bir Sandıktan Çıkan ‘Yolsuzluk’ Mesajı kaç açıklama yaptı. İlk kez büyükşehir olan Mardin’de bağımsız aday Ahmet Türk, oyların yüzde 52.2’sini alarak belediye başkanlığını AKP’nin elinden aldı. 17 Aralık sürecinde gündeme gelen soruşturmalardan biri de eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yakınlarının da içinde yer aldığı ileri sürülen İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen bir soruşturmaydı. Hükümetin talimatı ile bu davaya müdahale edildi; Emniyet şefleri görevden alındı ve savcıları değiştirildi. Yıldırım, seçim bölgesi İzmir’de AKP’nin büyükşehir belediye başkan adayıydı. Seçimi CHP kazanırken, AKP’nin İzmir’deki oyları yüzde 36.9’dan (2011 seçimleri) yüzde 35.9’a düştü. İddialara konu bir diğer isim ise eski AB Bakanı Egemen Bağış. İstanbul 1. Bölge’den milletvekili seçildi. Aynı Başbakan Tayyip Erdoğan gibi. Erdoğan ilk sırada, Bağış ise 2. sırada seçimlere girerek Meclis’e geldiler. Genel seçimlerde “İstanbul 1. bölge” olarak adlandırılan 14 ilçede 30 Mart seçim sonuçlarının analizi ise şöyle: Adalar, Ataşehir, Kadıköy, Kartal, Maltepe’de seçimi yine CHP kazandı. Adalar dışındaki 4 ilçenin hepsinde AKP, oylarını yüzde 35 puan arasında kaybetti. Kalan 9 ilçede ise yine AKP’li belediyeler kazandı. Oylarında yaşanan değişim ise şu şekilde: nucu oylarını yüzde 32.73’ten 43.1’e çıkardı. CHP’nin 108 bin olan oy sayısını yaklaşık 40 bin artırarak 147 bine ulaştırdı. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ayraktar gitmedi, oylar düşmedi İddiaların odağında olan sonuncu bakan, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dı. 17 Aralık sonrasında ismi gündeme gelen 4 bakandan biri olduğu halde “Ben istifa etmem, edecek biri varsa o da Başbakan’dır” diyen Bayraktar’ın seçim bölgesi Trabzon da bu çerçevede bakılacak yerlerden biri. AKP burada yüzde 59 civarındaki oylarını korumuş gözüküyor. 2011’deki yüzde 59.1’lik oyunu yüzde 0.4 artırarak, yüzde 59.5’e ulaşmış. Ancak Trabzon’da saydığımız diğer bölgelere göre farklı bir durum da yaşandı. Geçmiş seçim kampanyalarında şehirde çok aktif rol oynayan Bayraktar, bu kampanya süresince Trabzon’da neredeyse hiç görünmedi. HHH AKP’liler, zafer açıklamaları yapsalar da iktidar partisinin 30 Mart seçimlerinde oylarının gerilediği bir gerçek. AKP’nin oy oranının yüzde 45 mi yoksa 43 mü olduğuna ilişkin hesaplama tartışmaları sürse de 2011 seçimlerindeki yüzde 50’lik oran nedeniyle yapılan “iki kişiden biri AKP’li” gerçeğinin sona erdiği kesin. AKP’deki oy gerilemesinin tek nedeninin yolsuzluk iddiaları olduğu tabii ki söylenemez. Asıl olarak kamuoyu araştırmalarıyla ve anketlerle bu nedenler ortaya çıkacaktır. Bize göre AKP’deki oy kaybının çok sayıda nedeni var ve yolsuzluklar da bu kayıpların nedenlerinden biri. Zaten AKP oyları daha detaya inilerek incelendiğinde, 17 Aralık’ın aktörü olan bakanların seçim bölgelerindeki sonuçlar yolsuzluk konusunun sandıktaki yansımasını daha iyi gösteriyor. AKP’nin 17 Aralık sonrası iddiaların odağındaki 4’ünün fezlekesi Meclis’te olan 5 eski bakanıyla ilgili bölgelerdeki oy gerilemesini 30 Mart seçimlerinin yolsuzlukla ilgili mesajları olarak okumak mümkün. B n Baştarafı 1. Sayfada Lütfen usule uyun! Ceza davalarında usul, esastan da önemlidir. Bu anlamda yerleşmiş sözlerden biri şöyledir: Usul, esasın kapısıdır. Yanlış kapıyı açarsanız yanlış yere girmiş olursunuz. Ergenekon davasında öylesine yoğun usul hataları yapıldı ki, avukat kökenli sanıklar bunları alt alta sıraladıklarında 500’ü geçtiler. Ergenekon yargıçları 600’ü aşkın duruşma boyunca olağan hale getirdikleri usul hatalarını davanın tabutuna son çiviyi çakarken de yaptılar. Daha sanıklara ve avukatlarına vermeden gerekçeli kararı basınla paylaştılar. Üstelik bir basın toplantısı yapıp kendilerini ayrıca ifade etme gereksinimi duyarak. Oysa mahkeme heyeti duruşmalar boyunca sanıkların, “Medya mahkemesi kuruldu, bizi tutuklu yargılayıp orada linç edilmemize neden oluyorsunuz” sözlerine şu karşılığı veriyordu: “Medya bizi ilgilendirmez, mahkememiz tamamen bağımsızdır.” Bunu söyleyen heyet, sanıkları bir kez daha medya önünde mahkum ettirme arayışındaydı. HHH Hukuk dilinde geleneksel bir söz vardır; yargıçlar kararlarıyla konuşur. Ergenekon yargıçları 16 bin 798 sayfalık gerekçeli kararla tam olarak konuşamamış olacaklarını düşünmüşler, bir de önsöz yazmışlar. Sadece önsöz bile bu mahkemenin sözcüğün tam anlamıyla hukuktan bağımsız hareket ettiğini göstermeye yetiyor. Önsöze göre heyet, gerekçeyi yazarken ne kadar vicdani davrandığını görmüş ve kendisine aferin vermiş. Böylesi ilk kez görülüyor. Yasal olarak da kapatılmış bir mahkeme dosyayı devretmesi gereken yere gönderip çekilmek yerine inatla peşin hükmünü savunmaya girişiyor. Heyete göre, usul hataları her duruşmada görülebilecek basit hatalarmış. Soralım; yürürlükteki yasalara uymayan dijital verileri delil saymak mıdır basit hata? Yasa, eğer sanık bir tanık getirmişse mahkeme onu dinler dediği halde mahkemenin duruşma salonu kapısına kadar gelmiş tanıkları dinlememesi midir basit hata? Gizli tanıkların ifadelerinde yanlış bir cümle varsa, ifade geçersiz sayılır ilkesi bizim yasalarımızda da olduğu halde, 5 kez ifade değiştiren gizli tanıklara dayalı olarak hüküm vermek midir, basit hata? Sorulabilecek daha tonlarca soru var. HHH Mahkeme heyeti kararından övünçle söz ederken ilk kez derin devletin yargılandığını söylüyor ve ekliyor: “Biz her şeyi ortaya çıkaramadık. Yeni soruşturmaların açılması gerekir...” Hukukta yanlışın azı çoğu olmaz. İki kere ikinin 3 ettiğini söylemek de yanlıştır, 350 ettiğini söylemek de... Oysa mahkeme şöyle diyor: Biz 3’e kadar geldik, demek ki doğruya en yakın biziz! Mahkeme, sanıkların duruşma sırasındaki davranışlarından da terör örgütü üyesi olup olmadıklarını saptamış. Bu, kan tahlilinden karakter tahlili çıkarmak gibi bir şey. Binlerce sayfalık gerekçeyi birkaç günde inceleyip okumak olanaksız. Sadece önsöz bile bir fikir vermeye yetiyor. Silivri yargılamaları sırasında hukuk sistemimiz sınıfta kaldı. 5 Nisan Avukatlar Günü’nü de selamlayarak söylemek gerekirse, savunma bu sürecin hukuk adına yüz akı oldu. Şimdi önümüzde hukukla ilgili tüm kesimlere düşen bir sorumluluk daha var: Ergenekon davasının gerekçesinin usulden esasa ne kadar hukuka uygun olduğu irdelensin, Türkiye ile paylaşılsın... Bu davanın Türkiye’ye verdiği onca zararın yanında tek faydası hukukun önemini topluma anlatmak olabilir... Yıldırım İzmir’de kaybetti Beykoz: Yüzde 52.6’dan yüzde 44.6’ya (8) düştü. Çekmeköy: Yüzde 53.8’den yüzde 48.6’ya (5.2) düştü. Pendik: Yüzde 56.4’ten yüzde 52.9’a (3.5) düştü. Sancaktepe: Yüzde 52’den yüzde 49’a (3) düştü. Sultanbeyli: Yüzde 68.9’dan yüzde 61.2’ye (7.7) düştü. Şile: Yüzde 52.1’den, yüzde 45.2’ye (4.9) düştü. Tuzla: Yüzde 51.5’ten yüzde 48,2’ye (3.3) düştü. Ümraniye: Yüzde 58’den yüzde 46.5’e (11.5) düştü. İstanbul 1. bölgede yer alan ilçelerin en sonuncusu olan Üsküdar’ın en önemli özelliği Başbakan Erdoğan’ın ikâmet ettiği ve seçmen olarak oy kullandığı ilçe olması. Erdoğan kendi kalesinde, 2011 yılında 166 bin 117 oy ile seçmenlerin yüzde 49.93’ünü kazandırmıştı partisine. Aradan geçen üç yılda seçmen sayısındaki artışa karşın, 30 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin oy sayısı 10 bin azalarak 156 bin 280’e düştü. Oy oranı ise yüzde 45.6’ya geriledi. Evinde 10 bin oy kaybetti Erdoğan ve Bağış aynı bölgede Mersin’de üçüncülüğe düştü Mardin’i Türk’e kaptırdılar Kalelerinde oyları düştü İ lahiyatçı rakip ‘yolsuzluk’ anlattı AKP’nin karşısına CHP’nin adayı olarak çıkan eski Üsküdar Müftüsü ve CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ise ağırlıklı olarak “yolsuzluk” temasını işlediği kampanya so Kriz nedeniyle, Deniz Yıldızı’nın Karadeniz sahilindeki ülkeler ayağı yapılmayacak Tatbikata Kırım ayarı YARGIDAN MEMURA İYİ HABER BARKIN ŞIK Muaf olanda askerlik şartı aranmayacak ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara 8. İdare Mahkemesi, “sağlık sorunları nedeniyle askerlikten muaf olan” memur adayı Burak Can İlbaş’ın Hacettepe Üniversitesi’nin Anestezi Teknikerliği alımı ilanına yaptığı başvurusunun “askerliğini fiilen yapmış olmak” şartını taşımadığı gerekçesiyle reddedilmesi kararının yürütmesini durdurdu. Mahkeme, askerlikten muaf olanların da askerliğini fiilen yapmış olmak kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü, 27 Aralık 2013 tarihinde sözleşmeli Anestezi Teknikerliği alımına ilişkin ilan yayımladı. Duyuruda, erkek memur adayları için fiilen askerliğini yapmış olmak şartı aranıyordu. İlanı gören Burak Can İlbaş, Anestezi Teknikerliği kadrosu için başvuru yaptı. Üniversite, bu kadro için 5 asıl, 5 de yedek aday alacaktı. İlbaş, başvuranlar arasında en iyi 3. puana sahipti ve memur olması kesindi. Ancak üniversite yönetimi, askerlikten sağlık sorunları nedeniyle muaf olan İlbaş’ın başvurusu fiilen askerliğini yapmış olmak şartını taşımadığı gerekçesiyle reddetti ve atamasını yapmadı. Bu nedenle memur olamayan İlbaş, avukatı Şenal Sarıhan aracılığıyla dava açtı, kararın yürütmesinin durdurulması ve iptalini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme, Burak Can İlbaş’ın davasını kabul etti ve askerlikten sağlık sorunu nedeniyle muaf olması gerekçesiyle başvurusunun kabul edilmemesinin yürütmesini durdurdu. Mahkeme, kararda şu gerekçeleri yazdı: “Askerlikten muaf olan davacının sağlık koşullarının raporu ile belgelendirilmesi koşuluyla atanabileceği açık olmakla, değerlendirmeye ve sıralamaya alınmayarak askerlikten muaf olduğu gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uyarlık görülmemiştir.” ANKARA Geçen yıl İzmir’deki Casusluk davası nedeniyle iptal edilmek zorunda kalan Deniz Yıldızı 2014 tatbikatı bugün başlıyor. Kırım’la ilgili gelişmeler nedeniyle ısınan Karadeniz sularında gerçekleşecek tatbikata, Casusluk Davası sanığı Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele komuta edecek. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın tatbikatına Hava Kuvvetleri Komutanlığı da uçaklarıyla destek verecek. NATO’nun Kırım krizi nedeniyle Rusya ile askeri ilişkileri askıya almasıyıla tatbikatın, Karadeniz’e sahildar ülkeler ile ilgili ayağının gerçekleştirilmeyeceği belirtiliyor. Nitekim Genelkurmay geçen yılların aksine tatbikat ile ilgili yaptığı duyuruda, yalnızca Karadeniz’deki Türk limanlarının ziyaret edileceğini belirtti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Deniz Yıldızı2014 Tatbikatı bugün başlayacak ve 11 Nisan’a kadar Marmara Denizi ve Karadeniz’de icra edilecek. Her yıl gerçekleştirilen tatbikat kapsamında, Karadeniz EreğliZonguldak, AmasraBartın, Sinop ve Samsun liman ziyaretleri yapılacak. Tatbikatta, yıl fiili güdümlü mermi ve füze atışları icra edilerek Türk donanmasının savaş yeteneği sınanacak. Tatbikata, yedi firkateyn, bir korvet, iki denizaltı, sekiz hücumbot, iki mayın avlama gemisi, üç yardımcı sınıf gemi, altı helikopter, iki deniz karakol uçağı, sekiz sahil güvenlik botu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı uçaklar iştirak edecek. Geçen yılki Deniz Yıldızı Tatbikatı, İzmir’deki Casusluk Davası nedeniyle iptal Yurtdışı yasağı edilmişti. Casusluk Davası’ndan yargılanan Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ahmet İskender Yıldırım hakkında “yurtdışına çıkış yasağı” bulunduğu için tatbikat gerçekleşememişti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın teklifi üzerine uluslararası sularda yapılan Deniz Yıldızı Tatbikatı, Türk karasularında yapılan daha kapsamlı bir tatbikat olan Deniz Kurdu tatbikatı ile birleştirilerek “yasaklı komutan” krizi aşılmıştı. 2012 yılında tatbikat kapsamında Rusya’nın Novorosky Limanı’na giden Türk donanması 2011 yılında ise Romanya’nın Köstence ve Bulgaristan’ın Varna limanları ziyaret etmişti. Bu yılki tatbikatta yurtdışı liman ziyareti yapılmayacağı belirtiliyor. Kırım krizi nedeniyle NATO Rusya arasındaki askeri ilişkilerin askıya alınmasının, Türkiye’nin bu ülkeyle olan ilişkilerini de etkilediği kaydediliyor. TÜRBANA DİRENEN HÂKİM Sürgün için ALİCAN ULUDAĞ düğmeye basıldı ANKARA HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın eşi avukat Zübeyde Kamalak’ı türbanlı olarak duruşmaya almadığı gerekçesiyle Ankara 11. Aile Mahkemesi Yargıcı Mustafa Karadağ hakkında “yer değiştirme cezası uygulanmasını” istedi. Karadağ, HSYK’yi eleştirerek “Kendilerine bir düşman tayin ettiler, yenip rahatlamak istiyorlar” dedi. Kamalak’ın avukat eşi Zübeyde Kamalak, geçen yıl duruşmalara türbanlı olarak girmeye başlamıştı. Ancak o dönemde kamuda türbanı serbest bırakan yönetmelik değişikliği yoktu. Bazı mahkemeler Kamalak’ı duruşmaya alırken bazıları da yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bu durumu kabul etmedi. Bu kapsamda Ankara 11. Aile Mahkemesi Yargıcı Mustafa Karadağ, bir boşanma davasında Kamalak’ın türbanla duruşmaya girmesine izin verdi. Kamalak’ın ısrar etmesi üzerine Karadağ, duruşmayı erteledi. Karadağ, gerekçesinde “mahkemelerde geçerli olan meslek kuralları gereğince avukatların davanın görüldüğü mahkemenin ve hâkimin tabi olduğu kurullara tabi olması zorunluluğu olduğunu” belirtti. Kamalak’ın şikâyeti üzerine HSYK 3. Dairesi, yargıç hakkında 5 Eylül 2013’te soruşturma başlatarak müfettiş görevlendirdi. Tarafların ifadelerini alan müfettişler, soruşturma sonunda hazırladığı raporda yargıç Karadağ’a yer değiştirme cezası verilmesini önerdi. Danıştay 8. Dairesi’nin avukatların başları açık şekilde görev yapacaklarına ilişkin yönetmeliği iptal etmesine yönelik karara dikkat çekildi. Yer değiştirme istemini HSYK 2. Dairesi karara bağlayacak. Yargıç Karadağ, müfettişlerin bu raporu üzerine, “Biz sürekli adil yargılanma koşullarının sağlanması ve etkin savunmanın yapılabilmesi için soruşturmaya esas alınan belge ve bilgilerin tarafımıza verilmesi gerektiğini söyledik. Avukatlarım ısrarla bu belgeleri istedi. Fakat HSYK hâlâ bu belgeleri vermiyor. Savunma hakkımızı kullanmamızı engelliyor. Kendilerine bir düşman tayin ettiler, yenip rahatlamak istiyorlar” tepkisini gösterdi. Askeri casusluk davası bugün Tebrik ederiz Kadir Abi! İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ve ailesinin sahibi olduğu Saray Muhallebicisi’nden atılan 14 işçi dün, Saray Muhallebicisi Teşvikiye Şubesi’nde protesto gösterisi yaptı. DİSK’e bağlı Turizm İş Sendikası yöneticileri ve işçiler Osmanbey Metro durağından Teşvikiye’deki Saray Muhallebicisi’ne kadar “Hak yiyenin muhallebisi yenmez işten atılan işçiler geri alınsın” ve “Kadir Abi tebrik ederiz, hakkını isteyen 14 işçiyi işten attığın için”, “Kadir Abi işten atıyor” yazılı pankart ve dövizler taşıyarak yürüdüler. Basın açıklamasında konuşan işçi Ahmet Bayır, çalıştığı süre boyunca bayram tatili, resmi tatil görmediğini, haklarını istemeye başladıklarında ise işten çıkarıldıklarını anlattı. DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Ali Karabudak, Saray Muhallebicisi Teşkiviye Şubesi önünde yaptığı açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlanmayacağı sözlerini anımsatarak “Taksim Meydanı’na çıkmayı, işçilerle dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta hiçbir güç engelleyemez” şeklinde konuştu. n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi kararlaştırılan, 10’u muvazzaf asker, 15’i tutuklu 357 sanığın yargılandığı “Askeri Casusluk” davasına bugün devam edilecek. 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son olarak 16 Ocak günü ele alınan ve 7 Nisan’a ertelenen 2014/100 dosya numaralı davanın duruşması, İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri Konferans Salonu’nda yapılacak. Üç hâkimden oluşan mahkeme heyetine hâkim Orhan Kızıltaş başkanlık edecek. İnsan tacirleri yakalandı n EDİRNE/IĞDIR (Cumhuriyet ) Edirne’de, jandarma ekipleri, merkeze bağlı Yenikadın köyü ile Uzunköprü’ye bağlı Saçlımüsellim köyünde yaptıkları kontrollerde, sınırı yasadışı yollardan geçmek isteyen Suriye ve Myanmar uyruklu 38 kişi tespit etti. Kaçaklar, emniyete götürüldü. Öte yandan Iğdır’da, İran’dan yasadışı yollarla yurda girdiği belirlenen 14 Pakistan, 6 Afganistan ve 4 Bangladeş uyruklu yakalandı. Adliyeye sevk edilen 3 kişi, “İnsan kaçakçılığı yapmak” suçundan tutuklanırken kaçaklarınsa sınır dışı edilmek üzere Emniyet’e teslim edildiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle