28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 2014 CUMARTESİ 10 EKONOMİ [email protected] Yargı bağımsızlığında Çin’in bile gerisindeyiz Başbakan Erdoğan’ın ‘one munite’i ile tanıdığımız Davos’un düzenleyicisi Dünya Ekonomik Forumu, 185 ülkenin bilgiiletişim teknolojisi ağlarıyla ekonomi ve sosyal hayatlarını geliştirme durumlarını ölçtü. Türkiye mobil ağın yaygınlığında 27 ülke ile birlikte dünya birincisi, yargı bağımsızlığında Çin ve Mısır’ın gerisinde yer aldı. Ekonomi Servisi Başbakan Erdoğan’ın “one munite”i ile tanıdığımız Davos’un düzenleyicisi Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı “Küresel Bilgi Teknolojileri 2014” raporunda Türkiye’deki “Yargı bağımsızlığı”, tek parti ile yönetilen Çin’den, Müslüman Kardeşler’i darbe ile saf dışı bırakan ve geçenlerde yarım saat içinde yüzlerce kişi için idam cezası verilen Sisi’nin Mısır’ından, hatta mollalar egemenliğindeki komşumuz İran’dan, krallıkla yönetilen Suudi Arabistan’dan daha geride çıktı. Dünya Ekonomik Forumu’nun Ava Giderken Avlanmak Anayasa Mahkemesi’ne “bireysel başvuru” hakkı, hukuk sistemimize 12 Eylül 2010 referandum paketinin kabulüyle girdi. Referandum öncesi, kamuoyu üzerindeki bütün “rıza üretme aygıtları” “daha özgürlükçü bir Türkiye” tasavvuru üzerine kurgulanmış olsa da, AKP iktidarının “bireysel başvuru”yu pakete dahil etmesi; aslında gayet pragmatist bir gerekçeye dayanıyordu: Türkiye’yi Strasbourg’dan başlayarak dünya ölçeğinde; hem saygınlık hem de bütçe yükü açısından ciddi sıkıntıya sokan AİHM dosyalarını “eritmek”. Özellikle art arda gelen mahkumiyet kararlarının Türkiye’yi bütçeden her yıl milyonlarca lira ödenek ayırmak zorunda bırakmasının ilk sebep olduğunu not düşelim. Resmi olarak, 2012 Eylülü’nde başlayan “bireysel başvuru”nun, iktidar nezdinde nasıl özgürlükçü bir hedefe dayanmadığını, dün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı keskin mesajlar içeren konuşmasına verdiği cevabın unsurlarında bütün açıklığıyla gördük. Bakan Bozdağ’ın açıklamasının hızı, metne dayalı olması, içeriği, mekânı ve üslubu; bu “cevabın” “çok öfkelenmiş” Başbakan’ın talimatıyla verildiğinin açık kanıtlarıydı. Meraklısı bilir, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümlerinde kitapçık olarak dağıtılan başkanların yaptığı konuşma; geleneksel olarak, geride kalan bir yılı “kavrayan” başlıklar içerir. Bu yönüyle de başkanlar, bu metin üzerinde haftalar süren bir hazırlık çalışması yapar. Kılıç’ın metninde; 17 Aralık yolsuzluk operasyonu, yargıda “paralel yapı” tartışması ve son olarak da “bireysel başvuru kararlarının” yer alması, bu nedenle sürpriz sayılmamalıydı. Ancak, belli ki Başbakan, mesajların bu kadar sert olacağını da öngörmemişti. Bu yanıyla hükümetin “hazırlıksız” yakalandığı; ancak süratle toparlanarak “muhtıra” çağrışımı yapan bir metinle daha sert bir yanıt verdiğini gördük. Meselenin “nezaket”, “konukseverlik” ve “cumhurbaşkanı olma arzusu”nu çağrıştıran ima boyutlarını bir yana bırakacak olursak... Karşılıklı metinlerde; özellikle “Twitter” kararının yüksek mahkeme ile hükümet arasındaki gerilimin “tavan” yaptığı konulardan biri olduğu anlaşılıyor. Başbakan Erdoğan’ın daha önce “Saygı duymuyorum” diye tepki gösterdiği “Twitter” kararı için, Adalet Bakanı Bozdağ da, “iç hukuk yollarının tüketilmemesi” gerekçesiyle “Anayasayı alenen çiğnemiştir” ifadesini kullandı. Gerçekten öyle mi? Düz mantıkla yani anayasa ve yasaların “lafzıyla” bakıldığında; Bozdağ’ın yaklaşımına göre; idare mahkemesinin 30 günlük uygulama süresinin ardından muhtemelen de iptal başvurusuna dair esas hakkındaki kararın çıkması gerekiyordu. Ancak, “bireysel başvuru” literatürü ve içtihatları böyle demiyor. Kabul edilen yaklaşıma göre, şu üç durumda, “kanun yollarının tüketilmesi” aranmıyor: “ Kanun yollarının tüketilmesinden bir sonuç alınması beklenmiyorsa, Başvuruya konu normun esaslı anayasal sorunlar ortaya koyması ve mahkemenin kararının somut olay dışında benzer birçok durumu aydınlatacak olması söz konusuysa, Başvuruya konu işlemin derhal uygulanması nedeniyle ağır ve başka türlü giderilemeyecek bir zarar söz konusuysa.” Bu çerçeveden bakıldığında Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararının, söz konusu yaklaşımı benimsediği açık. Nitekim, karardaki şu ifade, bu yaklaşımın benimsendiğini teyit ediyor: “Yargı kararının yerine getirilerek siteye erişimin ne zaman sağlanacağı konusundaki belirsizliğin sürmesi karşısında ihlali ve olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak bakımından etkili ve erişilebilir nitelikte bir koruma sağladığının söylenemeyeceği ve böylece başvurucuların idare mahkemesine başvurmalarının etkili bir yol olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın, dün hükümeti çok öfkelendiren “Twitter kararımızın arkasındayız” cümlesi, işte bu hukuki yaklaşıma dayanıyor. Ne Başbakan ne de AKP’nin diğer kurmayları, 12 Eylül referandumunda; “bireysel başvuru” hakkını pakete koyarken; günün birinde, idare mahkemesine başvurmanın “etkili bir yol olmadığının” takdirini Anayasa Mahkemesi’ne verdiklerini biliyordu. Özellikle de bu özgürlükçü yorumun Kılıç’tan geleceğini hiç hesaplamamışlardı. “Hukukun araçsallaştırılması” böyle tehlikeli bir oyun işte. Özgürlükçü olmadığınız halde öyleymiş gibi yaparak getirdiğiniz bir “araç”; günün birinde gerçekten “özgürlükçü” bir kimliğe bürünüp sizi beklemediğiniz bir yerden gafil avlayabiliyor. SERBEST PİYASA ALIŞ SATIŞ 2.1320 2.9510 3.5900 2.4240 89.30 599.27 ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 2.1290 2.9480 3.5730 2.4100 88.95 590.07 Hükümetin vizyonu da parlak değil Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı “Küresel Bilgi Teknolojileri 2014” raporunda bilişim teknolojileri ve ağ teknolojilerine hazırlık bakımından Türkiye’nin durumu hiç de parlak görünmüyor. Dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığında hükümetin bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik vizyonu da 55. sırada yer alıyor. Raporun, her yıl Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılan 15 binin üzerinde yöneticiyle yapılan anketler ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği, Dünya Bankası ve BM gibi kaynaklardan sağlanan göstergelerden yararlanarak oluşturulan endekslerinde, Türkiye 148 ülke arasında, fikri hakların korunmasında 74., hukukun anlaşmazlıkları çözme yeterliliğinde 59., işletme okullarının kalitesinde 101., hükümetin bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik vizyonunda 55., kamunun online hizmet endeksinde 77., okullarda internet erişiminde 63. sırada yer alıyor. yayımladığı “Küresel Bilgi Teknolojileri 2014” raporuna Ankara’dan Orhan Aysezen imzasıyla yer veren ANKA’nın haberine göre 185 ülkenin bilgiiletişim teknolojisi ağlarıyla ekonomi ve sosyal hayatlarını geliştirme durumlarının ölçüldüğü endekste Türkiye, mobil ağın yaygınlığında 27 ülke ile birlikte dünya birincisi, yargı bağımsızlığında 148 dünya ülkesi arasında 85’inci gösterildi. Habere göre raporun iskele tini “Ağ Teknolojisine Hazır Olma” endeksi oluşturdu. Türkiye geçen yıl 144 ülke arasında 45’inci sırada bulunduğu sıralamada bu yıl altı sıra gerileyerek 148 ülke arasında 51’inci oldu. Raporda ana endeksi oluşturan 10 alt başlık ve bunların altında da “Yasama organlarının etkinliği”, “Yargısal bağımsızlık”, “Telif hakları koruma”, “Korsan yazılım oranı”, “Mobil ağ kapsama oranı”, “Eğitim sisteminin kali tesi” gibi 54 küçük endekste de ilginç sonuçlar çıktı. Türkiye “Yargısal bağımsızlık” alt endeksinde 148 ülke arasında 85’inci sırada görüldü. Bu endekste “Ülkenizde yargı hükümet üyeleri, vatandaşlar ya da firmaların etkisinden ne ölçüde bağımsızdır?” sorusuna yanıt arandı. 7 puan üzerinden yapılan değerlendirmede 1 puan “ağır etki altında”, 7 puan “tamamen bağımsız” sayıldı. Bu endekste Türkiye; Liberya, TimorLeste, Fas, Kazakistan, Vietnam’la birlikte 3.4 puan aldı. Yargısal bağımsızlıkta birinci sıradaki Yeni Zelanda 6.7, ikinci Finlandiya 6.6, üçüncü İrlanda 6.4 puan aldı. 20122013 yargı bağımsızlığı ortamının ele alındığı endekste, Mısır 3.5, İran 3.6, Çin 4, Pakistan 4.1, Ürdün 4.4, Hindistan 4.7, ABD 5, Suudi Arabistan 5.3, Belçika 5.4, İsrail 5.8, Japonya ve Almanya 6, İsveç 6.2 gibi puanlar elde etti. Turkcell’in geliri yüzde 6 yükseldi Üç genel müdür yardımcısının ani istifası ile sarsılan Turkcell’in 2014’ün ilk çeyreğinde de büyümesini sürdürdüğü açıklandı. Şirket, geçen yılın aynı çeyreğine göre Türkiye’ye yatırımlarını ikiye katladı. Ekonomi Servisi Turkcell, 2014 yılı ilk üç aylık finansal sonuçlarını Londra’da açıkladı. Buna göre Turkcell Grup, ilk çeyrekte gelirini bir önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 6 artırarak 2 milyar 855 milyon TL’ye çıkardı. Büyümede yüzde 26 oranında artan mobil internet gelirleri ve yüzde 33 oranında büyüyen grup şirketlerin etkisi oldu. Şirket, ilk çeyrekte bir önceki yılın ilk üç ayına göre Türkiye’ye yaptığı yatırımları ikiye katlayarak ilk çeyrekte 230 milyon TL yatırım yaptı. Turkcell Grup ise bu çeyrekte 340 milyon TL yatırım gerçekleştirdi. Grup net kârı özellikle Ukrayna para biriminin ABD Doları karşısında değer kaybetmesi etkisiyle 359 milyon TL olarak gerçekleşti. 2014’ün ilk üç ayında 93 bin faturalı abone kazanan şirketin, Türkiye’deki toplam abone sayısı 34.8 milyon oldu. Turkcell şebekesinde akıllı telefon kullanan abonelerin sayısı ise yılın ilk üç ayında 10.3 milyona ulaştı. Bu artışta kontratlı satışlar ve Türkiye’nin ilk yerli tasarım akıllı telefonu ‘Turkcell T40’ etkili oldu. Turkcell üst düzey yönetiminde üç genel müdür yardımcısı görevini bıraktı. Perşembe günü M2M konferansı için bir grup gazeteci ile birlikte Londra’da bulunan Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler, İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Meltem Kalender Öztürk ve Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Acar istifa eden isimler oldu. Bu arada Turkcell’in Bireysel Satış ve Bireysel Pazarlama fonksiyonları, ‘Bireysel Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’ olarak birleştirildi. Bireysel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül bu yeni görevin sorumluğunu üstlendi. Twitter kararı anayasaya aykırı mı? Sürpriz istifalar Erdemir’den her yıl 300 milyon dolarlık yatırım Ekonomi Servisi Erdemir Grubu, 2014 yılı ilk çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre aktif büyüklüğü 15 milyar TL olan grup, yılın ilk çeyreğinde yassı çelik satış miktarını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artırarak 1.7 milyon tona yükseltti. Toplam satış gelirleri 2.9 milyar TL olan grubun 2014 yılı ilk çeyrek net dönem kârı ise yüzde 52 büyümeyle 432 milyon TL oldu. Ocakmart dönemi finansal sonuçlarıyla ilgili değerlendirme yapan Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, 2014’ün ilk çeyreğinde Türkiye’de yassı çelik tüketimine paralel olarak yerli çeliğe olan ilginin de arttığına dikkat çekerek “Erdemir Grup olarak yılda 300 milyon dolarlık, beş sene devam edecek yatırım planımız var. 2014’te satışlarda tonaj olarak yüzde 7 büyüme öngörüyoruz” diye konuştu. Ali Pandır Süreyya Ciliv Türkiye’de başta otomotiv sanayisi olmak üzere birçok sektörde geniş ebatlarda ürüne ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Pandır, “Yeni yatırımlar ile bu ihtiyacın önemli bir bölümünü karşılamayı hedefliyoruz. Özellikle mevcut galvaniz üretim kapasitemizi iki katına çıkarmayı planladığımız yatırımla, bugüne dek üretemediğimiz farklı ebatlardaki galvanizli ürünleri de üretme imkânına sahip olacağız” dedi. ‘Haksız KDV iadesi önlenecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Katma Değer Vergisi (KDV) ile ilgili uygulamaların günün koşullarına uygun şekilde revize ederek 120’nin üzerinde olan tebliğin basit ve anlaşılır tek bir tebliğde toplandığını belirten Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KDV oranlarında artış ya da azalma olmayacağını, vergi indirimi veya artırımının da gündemde olmadığını söyledi. “Katma Değer Vergisinde Yeni Dönem” konulu bir ba MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 26 NİSAN 2014 EFEKTİF ALIŞ 2.1324 1.9666 2.9512 3.5797 2.4131 1.9255 7.4339 SATIŞ 2.1410 2.0004 2.9630 3.6063 2.4358 1.9488 7.7606 Maliye Bakanı Şimşek, KDV mevzuatının tek bir tebliğde toplandığını ve basitleştirildiğini açıkladı. Amaç, vergi iade sürecini hızlandırmak, haksız iadelerin önüne geçmek. sın toplantısı düzenleyen Şimşek, birkaç gün önceden “çok önemli bir reform” diye duyurduğu KDV uygulamasındaki değişikliklerle ilgili özetle şunları açıkladı: * KDV, Türkiye için de önemli bir gelir kaynağı. KDV’den elde edilen gelirlerin vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 30 civarında. 2013’te 124 milyar TL KDV tahsil edildi. Bunun 23 milyarı iade edildi. İade edilen KDV tutarı yüksek görünüyor. Bu haksızlığın önlenmesi gerekir. * Getirilen tek metinle, mevzuattaki dağınıklığın giderilmesi, gri alanların netleştirilmesi, iade süreçlerinin hızlandırılması ve haksız iadelerin önlenmesi amaçlanıyor. * Getirilen değişiklikler arasında şunlar da yer alıyor: Onarım, bakım, istisna maddeleri değişiyor. Tecil telkin kapsamına ilk kez tarımsal üretim yapanlar da girecek. Hızlandırılmış iade süreci yumuşatılıyor. Bu kapsamda bilanço büyüklükleriyle ilgili dört kriterden üçünü sağlamış olması yeterli olacak. Çalıştırılacak işçi sayısı da 300’den 250’ye düşürülüyor. Tebliğ çalışmasıyla daha fazla mükellefin yararlanılması isteniyor. Daha önce sadece imalat ve ihracat yapan şirketlerin yararlanabileceği indirimli teminat uygulaması tüm vergi mükelleflerine genişletiliyor. İndirimli teminat uygulaması sistemi kapsamında gerekli koşulları sağlayan mükellefler yüzde 100 teminat yerine yüzde 4 ya da yüzde 8 teminat göstererek alabilecekler. 2.1339 2.1378 1.9757 1.9885 2.9533 2.9586 3.5822 3.6009 2.4167 2.4322 1.9327 1.9414 7.5471 7.6459 0.39507 0.39701 0.39479 0.39792 0.32326 0.32660 0.32303 0.32735 0.35540 0.35779 0.35515 0.35861 2.0839 2.0977 2.0762 2.1057 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.56897 0.57000 0.56470 0.57428
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle