03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 TMO’nun sıfır gümrükle ithalat izni alması inkâr edilen kuraklığın artık reddilemeyeceği anlamına geliyor Kuraklık tescillendi OLCAY BÜYÜKTAŞ Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO), Bakanlar Kurulu’ndan sıfır gümrükle toplam 4.2 milyon ton ithalat izni alması, tarımda tehlike çanlarının çaldığı anlamına geldiği şeklinde yorumlandı. Durumu değerlendiren uzmanlar, AKP hükümetinin uzun zamandır görmezden geldiği tarımdaki olumsuz gidişin tescillendiği anlamına geldiğini savundular. Kuraklığın etkisiyle rekoltede meydana gelecek azalmaların karşılanması için TMO’ya, sıfır gümrükle toplam 4.2 milyon tonluk hububat ithalat izni verildi. Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile TMO, sıfır gümrük ile buğday, arpa, mısır ve pirinç ithalatı yapabilecek. Buna göre TMO, 31 Mayıs 2016’ya kadar, ihtiyaç durumuna göre 2.5 milyon ton buğday, bir milyon ton arpa, 500 bin ton mısır ithalatı, 1 Eylül 2016’ya kadar da Enerji Bakanı Taner Yıldız, kuraklık ne200 bin ton gümrükdeniyle elektrik üretiminde sorun yaşasüz pirinç ithalatı iznabileceğini vurgulayarak İran, Gürcistan ni aldı. ve Bulgaristan’dan yaz döneminde elektrik Türkiye’nin cidithal edebileceklerini belirtti. Enerji Bakanı, di bir kuraklıktan Ceyhan’da 1.5 milyon varilin biriktiğini, sevkıgeçtiğini hatırlatan yatın 2.5 milyon varile ulaştığında başlayacaÇiftçinin zor günler geçirdiğini dile Türkiye Ziraattçılar ğını söyledi. Mavi Akım’la ilgili de konuşan getiren Çiftçi Sen Genel Başkanı Derneği Genel BaşYıldız, “Mavi Akım’dan gelen yıllık doğalgaz Abdullah Aysu, son beş yıldır buğdayda kanı (TZD) İbrahim 16 milyar metreküp, 19 milyar metrekübe ithalatçı duruma gelindiğini, bunda 30Yetkin, kurumun bu çıkması konusunda Rusya ile prensipte 40 yılda yaşanan kuraklığın artık on yılı anlaştık” dedi. Yıldız, Rusya’dan özel yetkiyi şimdiden almadoldurmadan yaşanması kadar üretimden sektör eliyle ve uygun fiyattan yeni sının, hükümet tarafınkaçışın da önemli rol oynadığını anlattı. 1 bir kontrat ile doğalgaz almak dan sürekli görmezlikten milyon hektar üretimin 2 milyon ton buğday için görüşeceklerini de gelinen kuraklık ve tarımanlamına geldiğini anlatan Aysu, döviz ve sözlerine ekledi. daki tehlike çanlarının artık reddilemeyeceği an lamına geldiğini söyledi. TMO’nun depolarında 2.5 milyon ton buğday olmasına karşın bu önlemin alınmasının ciddi bir anlam taşıdığını söyleyen Yetkin, “Hasat mayıs gibi yapılır. Somut durum o zaman görülür ancak, buğdayda yüzde 15 ile 20 arası bir rekolte kaybı öngörülüyor. Bu da 22 milyon tonluk üretimde 18 milyon ton buğday üretildiği anlamına gelir ki ciddi bir kayıptır” dedi. Tarımdaki sıkıntının yalnız iklim değişiklikleri değil hatalı tarım politikaları olduğununun da altını çizen Yetkin, üretimden ciddi kaçış olduğunu, yalnız buğdayda değil zeytin, kaysı, fındık ve birçok üründe sıkıntı yaşanacağını söyledi. T ZD Genel Başkanı İbrahim Yetkin, TMO’nun depolarında 2.5 milyon ton buğday bulunmasına karşın bu yetkinin ithalat izni almasının artık,tarımda sorunların görmezden gelinemeyeceği anlamı taşıdığını söyledi. Ç Başbakan’ın Buyruğuyla 1 Mayıs Karabasanı Tam da Cumhurbaşkanı Gül’ün ikinci adam ilan edilmiş konumda parti başkanlığı, başbakanlığı kabul edemeyeceğini ilan etmesinin üzerine, “Millet kendi başkanını seçecek” sözleriyle anayasal, yasal düzenimizde yeri olmayan, hukuku ayaklar altına almanın bir yeni boyutuna adım attı Başbakan Erdoğan, kendince devlet başkanlığını ilan etti. Yetmedi, İktidarlarının emir komuta zinciri içinde “Hodri meydan” diyerek milletvekillerini muhtarlık işlevine indirgetecek “dar bölge” başlıklı, gönlündeki başkanlığa uyumlu seçim sistemi değişikliklerini gündemimize getirtti... Siyasal güç gösterisinin güncel pratiği isyan edebileceklere ders olmasına yönelik olarak da kendisinin önce yasaklayıp sonra açtığına inandığı 1 Mayıs’la özdeşleşmiş Taksim Meydanı’nı bir kez daha, gerekçesiz, hukuksuz, Türkiye’yi bağlayan AHİM kararını da yok sayarak işçilere kapatma buyruğunu verdi. Böylesi bir yetkisi olmadığını, gerekçesizliği, hukuksuzluğu, AİHM kararının evrensel bağlayıcılığını anımsatanlara daha bir kızmış olarak “Taksim’i de Kadıköy’ü de yasakladım..” ek cezalandırma buyruğunu ilan etti. Takşak ilişkileri içinde polis, dün 1 Mayıs’a ilişkin basın toplantısı yapmak isteyen konfederasyonların yöneticileri, temsilcilerinin basın açıklamasına gazla müdahale etti. İşçiler gözaltına alındı, yöneticiler otel binasının içine püskürtüldüler... Artık diktatörlüklerde dahi, solun, Marksizmin, sendikaların tehdit oluşturmamaları gerçeği karşısında, yasaklanmayan, şiddet uygulama örneklerine pek rastlanmayan günümüz dünyasında 1 Mayıs 1914 karabasana dönüştürülmüş oldu... İktidarlarından ödleri kopan Türkİş yönetimi, uyumluluğunu kanıtlamaya yönelik Kadıköy’de kutlama yapacağını ilan etmişken, fren tutmayan çıkışları ile Başbakan Kadıköy için de “yasak” buyruğunu verince işler daha bir arapsaçına dönmüş oldu... HHH Erdoğan İktidarları yandaşlarına bol bol kullandırdığı Taksim’i, işçi sınıfı, sendikal örgütler için çok simgesel, bedeli kanla ödenmiş Taksim 1 Mayıs Alanı’nı kapalı tutmada uzun yıllar direnmişti. Sonuçta 1 Mayıs kutlamaları İktidarlarının icraatlarıyla uzun yıllar karabasana dönüşmüş, orantısız polis şiddeti, gaz, su, coplu şiddet çok pahalıya mal olmuştu... Gün boyu süren her toplanma, yürüyüş kollarını hedef alan polis şiddeti, vapurların, köprülerin, anayolların işçilerin yürüyüş kollarının geçişlerine yasaklanmaları çare olamamıştı. Kaçınılmaz radikal grupların molotoflu, taşlı yanıtları ile daha acılı sonuçlar doğurmuştu. Sonuçta ABDAB ile siyasal, ekonomik ilişkilerini sürdürmek gereğini duyan Erdoğan İktidarlarının şiddet ve yasakları Emek Platformu’nun direnci ile 2009’da kırılmıştı.. Aslında o yıl da önce polis şiddetiyle yollar kesilmeye çalışılmış, kalabalık kararlı yürüyüş kortejlerinin pasif direngenliğinde sonunda 1 Mayıs Alanı, uzun yıllar aradan sonra DİSK öncülüğünde işçi sınıfı, sendikalara açılmıştı... Tekerlekli sandalyesi ile en ön saflarda meydana giren Sevgili Server Tanilli Hoca’ya saygıyla, geçmişin 1 Mayıs’larının bedellerini ödemiş, yaşını başını almış lider kadrolarının sevinç gözyaşları, meydan şenlikleri anılara kazınmıştı... Türkiye bir tabudan, 1 Mayıs karabasanından kurtulmuş sanmıştık. Bir sonraki yıl İktidarları yasak yerine barışçı 1 Mayıs kutlamalarının yanında bir vitrinle dünya kamuoyunun karşısına çıkmıştı. Yandaş sendikaların desteği pek değil hiç söz konusu olmasa dahi vitrinde kimi alt kadrolardan siyasetçilerin etkinlik süreci içinde meydanda görülmelerine onay verilmişti... Sonra ne olduysa oldu, gözlemlerimle İktidar şakşakçılığına dönüştürülemediğinden, geçen yıl inşaat gerekçeli, yasak yeniden gündeme geldi... Önce Emek Platformu parçalanmış olarak Türkİş ağırlıklı Kadıköy’de toplanma, kutlama gündeme girdi. Taksim’e gelmek isteyenlere geçmişi aratan polis şiddeti, operasyonu ile yasaklamanın ağır bedelleri, saatler süren çatışmalar yaşatılırken, Kadıköy’de şenlikli bir kutlamanın olanağı verildi. Daha o günlerde, sonra pek çok konuşmasında Başbakan, aslında amacın Taksim’in yasaklanması olduğunu açık açık kamuoyuna ilan etti. Bundan sonrasının miting alanları YenikapıMaltepe, deniz kıyısında sonradan doldurulmuş alanlar olacağının buyruğunu, kişisel kararını iletiverdi. Oysa demokrasilerde gösteri haklarını, hele de 1 Mayıs’ı kutlayan işçi sınıfı, sendikal hareket için kutlama yerini belirleme hakkı, hele de sınıf tarihi açısından yeri ve anlamı varsa tartışılamazdı. AHİM kararı da bunu kanıtlıyordu... Şimdi Taksim için inşaat gerekçesi de yokken, “trafik, ana yollar tıkanıyor” gerekçeli Başbakan yasağı gündemde. Siyasi parti olarak seçtikleri, ücretsiz taşımalı getirilen kitleler için deniz kenarı Yenikapı’nın denizden taşınanlar gibi avantajları bir yana, park etmiş on binlerce araçla taşımadan, gün boyu, gece yarısına kadar kapalı tutulan anayollar ne olacak? Her neyse işçi sınıfı için Taksim, 1 Mayıs Alanı... Bu haksız, hukuksuz, diktatoryal güç gösterisi ile nereye varılacak? iftçi Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu, 10 yıldır baklagillerde artık Türkiye’nin kendisine yetmediğini, buğdayda da iki ileri bir geri durumu yaşandığını, bazı yıllar yettiğini bazen ithal edildiğini anlattı. Elektrikte sıkıntı kapıda Bir milyon hektarda üretim yok Halkbank’ta yeni skandal: faizdeki artışla maliyetin hızla yükseldiğini, artan maliyetlere bir de kuraklık eklendiğini hatırlatarak artan maliyetler ve kuraklık nedeniyle çiftçilerin üretime devam edebilmesinin mümkün gözükmediğini dile getirdi. Aysu artık bildik yöntemlerle tarımsal üretim yapılamayacağını, bir an önce ıslah çalışmalarına geçilmesi, yerli ve kuraklığa uygun tohum çalışmalarına başlanması gerektiğinin altını çizdi. İsmailov Gebze’de ABD’ye şeker üretilecek haralı şu bilgileri verdi: l Uluslararası bir Türk şirketinin üyesi olarak, Türk markalarının özellikle komşu ülkeler ve bölge coğrafyasında en sevilen, hatta pazarın lideri markaları arasında görmek bizim için gururu verici. l Gebze fabrikamız Mondelez dünyası içerisinde en gelişmiş, en modern fabrikalardan. İçinde 17 farklı teknoloji barındırıyor ve ArGe’ye dayalı inovasyon yeteneği de çok yüksek. Bu nedenle Mondelez, herhangi bir ülkede inovasyona dayalı bir ürün üreteceği zaman Gebze fabrikamız hemen öne çıkıyor. Bu nedenledir ki bir süreEkonomi Servisi First, Falım, Kent, Olips, Jelibon, Milka, Toblerone, Jacobs ve Oreo markalarının üreticisi Mondelez International, Gebze’deki fabrikasında ABD pazarına özel şeker üretimi yapacak. Gebze’den ABD’ye şeker ihracatı bu yılın ilk yarısında başlayacak. Mondelez International Türkiye Genel Müdürü Antoine Collette ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Can Buharalı düzenledikleri basın toplantısında, grubun Türkiye cirosunun 600 milyon TL olduğunu, bunun 200 milyon TL’sinin ihracattan geldiğini ifade ettiler. Collette ve Budir Japonya’ya ürün ihraç edebiliyoruz. l Türkiye’de her yıl 2.5 milyar adet ürün üretiyoruz. Bunun 1.5 milyarı iç pazara, 1 milyarı dış pazarlara gidiyor. l Türkiye’de markalarımızdan satışı en yüksek olan marka Falım. Onu Kent ürünleri, First ve Milka izliyor. l Gebze’deki 85 bin m2 büyüklüğünde ve 80 bin ton üretim kapasitesine sahip tesiste üretilen ürünler 50 ülkeye ihraç ediliyor. Yaklaşık 1300 kişiye doğrudan, iş ortaklarımızla birlikte 2 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Can Buharalı Antoine Collette Ekonomi Servisi Halkbank’ta İran asıllı Rıza Sarraf’tan sonra Azerbaycan asıllı Telman İsmailov skandalı patlak verdi. Taraf’ın haberine göre 1.4 milyar dolar yatırımla açılan Mardan Palace otelinin sahibi işadamına açılan 62.5 milyon dolar kredi battı. Teminat ise hazine arazisi çıktı. Ekonomi Servisi Rüşvet ve yolsuzluk opeHalkbank, 2009’da rasyonunun bir numaralı sanığı İranlı işadamı açılan Mardan Oteli’ne, 62.5 milyon dolarlık kre Rıza Sarraf, Başbakan’a yakın olarak bilinen di açtı. Kredinin geri öde gazete ve TV’ye verdiği röportajlarda, “200 ton mesinde sıkıntı yaşanın altın ihraç edip Türkiye’ye 25 milyar TL geca banka uzmanları, oteli lir sağladım. Cari açığın da yüzde 15’ini ben mercek altına aldı. Yapı kapattım” iddiasında bulundu. Sarraf’ın anlatlan incelemede otelin bir tıklarına göre bugünkü ekonomik dengeyi ona kısmının kamu arazisine borçluyuz, ancak rakamlar Sarraf’ı yalanlıyor: 4 200 ton altın son 3 yıllık fiyatlar baz alınkurulu olduğu, ipotek değerinin olmadığı tespit edil dığında 8 ile 8.5 milyar dolar arasında değişidi. Banka yönetimine 24 Ni yor. Döviz kuru ortalaması 2 TL alındığında san 2013’te bununla ilgili ra bu ticaretin karşılığı 16 milyar TL’yi buluyor. 4 Türkiye’de altın üretimi 2001’de başpor sunulurken, banka içinde lamış ve yıllık olarak en fazla 2530 ton olayın duyulmaması için adeta üretilebiliyor. sıkıyönetim ilan edildi. 42013’te Türkiye’nin toplam altın Bankanın İsmailov’a kredi kulihracatı 3.3 milyar dolar. Otomolandırdığı dönemde, yönetimde butiv sektörü ise 21.3 milyar dolar günkü Ziraat Bankası’nın mevcut yöile ihracatta ilk sırada. netimi bulunuyordu. Genel müdürlük 4 İran’ın Türkiye ile yılgörevini Hüseyin Aydın yürütürken 17 lık ticaret rakamı ise 3.5 Aralık operasyonunda evinde ayakkabı kumilyar Avro. tularında 4.5 milyon dolar çıkan Süleyman Aslan da banka yönetimindeydi. Sen neymişsin be Sarraf! Nasdaq’ta Türkiye günü Ekonomi Servisi ABD’nin Nasdaq Borsası’nda dün açılış gongunu Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Turhan, kapanış gongunu ise Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu çaldı. New York kentindeki NASDAQ MarketSite’da düzenlenen tören öncesinde konuşan İbrahim Turhan, “Nasdaq OMX ile stratejik işbirliği anlaşmamızı imzaladık ve çalışmaya başladık. Şimdi bunun kutlama törenini yapıyoruz. Barbarosoğlu da üniversitenin 150. yılını kutlama programı çerçevesinde gong çalacak. Dolayısıyla bugün Nasdaq’ta Türkiye günü” dedi. Öte yandan dün Avrupa piyasalarında Paskalya tatili sürerken Borsa İstanbul ekside seyretti. Piyasalar Merkez Bankası’nın perşembe açıklayacağı faiz kararına odaklandı. Ekonomistler faiz indirimi için erken olduğunu düşünse de Merkez’in kararında Avrupa’da parasal genişleme ihtimali de etkili olacak. Borsa ilk seansı yüzde 0.20 kayıpla tamamladı, kapanışta yüzde 0.04 düşüşle 73 bin 447 puana geriledi. Serbest piyasada dolar 2.1370 TL, Avro 2.95TL’den kapandı. Türkiye’nin borcu 1 trilyon TL arttı Ekonomi Servisi Türkiye’nin borcu son 10 yılda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) üzerinde, 1 trilyon 147 milyar TL arttı. Borçlar 10 yılda cari rakamlarla TL bazında yüzde 1173 büyürken, cari fiyatlarla GSYH yüzde 179 büyüdü. ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut’a göre 2004’ten bu yana Türkiye’de sektörlerin bankalara borcu yüzde 1173 artış göstererek 98 milyar TL’den 1 trilyon 244 milyar TL’ye yükseldi. Cari fiyatlarla GSYH 2004’te 559 milyar TL seviyesindeyken, 2013’te 1 trilyon 561 milyar TL’ye yükseldi. 20042014 arasında GSYH artış miktarı 1 trilyonken, borçlardaki artış ise 1 trilyon 147 milyar TL oldu. Bireysel krediler 15 milyar TL’den 339 milyar TL’ye 23 kat (konut kredileri 32 kat, otomobil 2 kat, ferdi kredi 50 kat, kredi kartları 31 kat) artış gösterdi. Toptan perakende sektörü 12 milyar TL’den 165 milyar TL’ye 14 kat, inşaat sektörü kredileri 5 milyar TL’den 88 milyar TL’ye 19 kat, taşımacılıkdepolama ve haberleşme sektörleri 4 milyar TL’den 71 milyar TL’ye 17 kat yükseldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle