30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2014 PAZAR 6 HABERLER Fidan’a koruma MAHMUT LICALI MİT müsteşarının yargılanmasının cumhurbaşkanının iznine bağlanmasının perde arkası ANKARA TBMM’de önceki gün kabul edilen MİT Yasası’yla birlikte MİT müsteşarı ve personelinin yargılanmasına sınırlama getirilirken, MİT müsteşarı ise yalnızca Yargıtay tarafından yargılanabilecek. MİT müsteşarının yargılanması için cumhurbaşkanının izni gerekecek. Cumhurbaşkanı izin vermediği sürece MİT müsteşarı hiçbir şekilde yargılanamayacak. MİT müsteşarına “Köşk zırhı” getirilmesine ilişkin düzenleme ise mevcut siyasi gündemle ilişkilendiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olma sı durumunda MİT’i koruma yetkisini eline almak için söz konusu düzenlemenin yasalaştığı belirtilirken Erdoğan’ın Köşk’e çıkması durumunda bu düzenlemeyle MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı koruma altına alacağı ifade ediliyor. 2012 yılında yapılan düzenlemeyle MİT müsteşarının yargılanması Başbakan’lığın iznine bağlanmıştı. MİT’e “süper yetkiler” veren yasayı değerlendiren CHP’li Atilla Kart, getirilen Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu düzenlemesinin büyük bir aldatmaca olduğunu kaydetti. Kart, “Bu, araştırma komisyonu niteliğinde bile değil; dilek ve temenniler ko misyonu diyebileceğimiz denetim yetkisi olmayan göstermelik bir komisyon” diye konuştu. MİT Yasası’yla Türkiye’nin rejiminin dönüştürülme sürecinin bittiğini belirten Kart, “Başbakan, cumhurbaşkanı olduğu takdirde onu koruma altına alıyor. Türkiye artık fiilen Efkan Ala’lar, Hakan Fidan’lar üzerinden yönetilen bir ülke olacak. 17 Aralık operasyonu MİT’in koruması altına alınıyor. Cumhuriyet savcıları artık MİT karşısında görev yapamayacaklar. Uludere, Reyhanlı, Oslo olaylarında MİT’in manipülasyonunu konuşamaz haldeyiz. Türkiye artık Erdoğan’ın özel timiyle yönetilir hale gelmiştir.” MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, MİT Yasası’yla getirilen yetkilerin Erdoğan’ın bir diktatöre dönüşmesine yetecek genişlikte olduğunu söyledi. Çetin, “Tayyip Erdoğan gözünü diktiği Çankaya Köşkü’ne ikinci bir Kenan Evren gibi büyük yetkilerle çıkmak için en önemli adımını bu yasa ile atmıştır. Aylardır kendine göre devletin kurumlarını yeniden dizayn eden Erdoğan, MİT Yasası’yla en sağlam zırhını giymiştir” dedi. GülErdoğan: Şaşırmayın Gül ile Erdoğan restleşmesi... Bu köşenin okurları şaşırmamıştır. Tıpkı cemaatErdoğan çatışmasında olduğu gibi... Tek adam, MİT, HSYK yasası ile diktatörlüğe benzer yönetiminin temel taşlarını koydu. Dar bölge seçim sistemini de dayatacak ve her şeyi kontrol edecek. Tarihteki tüm diktatörlerin “kontrol” mekanizması. Bu konuya yarın gireceğim. Bu arada, cemaatErdoğan ve Gül çatışmasını yazıyorum, biter yakında kitap. Bugün kitapta kullandığım kısa bir bölümü alıyorum buraya. Yaşadığımız cemaat ErdoğanGül çatışmalarını 2011 Aralık’ında yorumlayan yazılarımdan kısa notlar. HHH GülErdoğanCemaat Kavgası: “İktidar odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecek. Güçlü bir olasılıkla, bu mücadele sonunda saflar ve destekler değişecektir. Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2014’te yapılacaksa Türkiye’nin zirvesinde üç koltuk boşalıyor. Kişiler ve şapkalar değişecek. Gül, cumhurbaşkanlığından ayrılıyor. Erdoğan, başbakanlıktan. Ve Erdoğan parti başkanlığı’ndan..” (11 Aralık 2011; “3 Koltuk Boşalıyor”) HHH “Cemaati siyaset yükseltti, siyaset batıracak”: “Siyasi çatışmanın dozu yüksektir ve çözüm hiç de öyle yağdan kıl çeker gibi olmayacak. Çünkü arada üçüncü bir güç var: Cemaat! Cemaat siyasetin göbeğinin de göbeğinde. Bu siyasidini kurum, bir süredir Erdoğan’ın bazı bakanlarını hedef aldı... Cemaat, güç topladığı emniyet ve adalet gibi kurumlarda, AKP ile çatışıyor. Erdoğan’ın, boş koltuklar meselesini yağdan kıl çeker gibi çözmesine engel, bu durumdur. Tehditler ve yeni saflaşmalar dönemindeyiz. Cemaati yükselten, doğrudan siyaset yapması ve iktidar odağı haline gelmesidir! İktidarın nimetlerinden menfaat dağıtması, iktidar olanaklarıyla örgütlenmesidir. Cemaati yükselten siyaset, batmasına da neden olacaktır!” (12 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor2) HHH Cemaat Erdoğan’ı Suçluyor: “Cemaat.. Erdoğan’ın Ergenekon’u tafsattığı ve bugün gelinen noktada artık bir uzlaşma ile davaları sonuçlandırmak istediği düşüncesinde... Bu iki yapının arasında büyük bir çelişki olduğu açık ama gelinen noktada AKP, büyük bir baskı altındadır, hem dış hem iç. Burada durmak istiyor! Subayları daha ne kadar, artık esarete dönen yargılamada içeride tutabilirsin? Gazetecileri daha ne kadar terör örgütü faaliyetleri şaklabanlığıyla, uydurmacasıyla içeride tutabilirsin? İçeriyi ve dışarıyı daha ne kadar aldatabilirsin veya oyalayabilirsin? Seçilmiş milletvekillerini içeride tut... Erdoğan ile cemaat çatışıyor. Anlıyoruz ki, siyasi davalar üzerinde süren cemaat vesayeti, hukuksuzluğu ve zorbalığı, AKPyi bunalttı!.. Şike olayı da, cemaat ile Erdoğan arasındaki kırılmanın tam dışa vurumu... Cemaat her şeyi ‘organize ağır suç’a sokarak, sözde temizlik yaftası altında, aslında futbolda kendisine yer açmak istiyor.” (13 Aralık 2011: 3 Koltuk Boşalıyor3; CemaatErdoğan İkiliği) HHH “Cemaat: Bedel Ödeme Zamanı..” : Cemaat, üçüncü ‘eşit güç’ olarak büyüdüğünü düşünmektedir! Dolayısıyla tepelerde 3 koltuk için 3 güç çarpışmaktadır! Erdoğan ile cemaat arasında, eski ittifakın yürüyeceğini artık sanmıyorum. Camlar kırılmıştır. Cemaat, varlığını, Erdoğan’ın iktidar ve gücüyle eşitlediği(ni düşündüğü) zamandan beri, bu böyle! Bazı yorumlara göre, cemaatAKP ittifakı bozulmaz. Tartıştığımız bu değil. Cemaat, kendisi için en uygun koşulları yaratmak için liderlikte kimin olacağı konusuna ağırlık koyuyor.. Bu ‘politika oyunu’nu kaybetmesi durumunda, bir de bedeli olacaktır! Cemaat, artık bir siyasi iktidar odağıdır! Bunun da bedelini er geç ödeyecektir!” (15 Aralık 2011) HHH Erdoğan 10 Yılın Denklemini Kuruyor: “Temel siyasi gerçek şudur: Erdoğan bugün sahip olduğu liderlik gücüne dayanarak eğer siyasetten emekli olmaya niyeti yoksa, cumhurbaşkanlığını, parti başkanlığını ve başbakanlığı, öyle bir şekilde ‘bağlamaya’ çalışacak ki, önümüzdeki 10 yılda kendisini ve geleceğini görebilsin. Lider konumundaki bir politikacı, bu hesaplamaları ve buna yönelik stratejileri, zirvede olduğu sırada yaparsa, en yüksek yararı sağlayacak denklemler kurar!.. Öyleyse, Erdoğan için temel soru: 10 yıl sonra da Türkiye’de egemen kişi olma hesabı, politik denklemi nedir? Şunu söyleyebiliriz: Parti başkanlığını ve başbakanlığı da himayesivesayeti altına alacak bir Köşk... Bunun en kestirme çözümü ise şüphesiz başkanlık sistemine geçiştir. Erdoğan ikiüç yıldır bunun iklimini yaratacak çalışmalar yapıyor. Bu arada Gül’e gelince, cemaat güçleriyle ittifak yapabilir. Ama hiçbir siyasi lider, bir cemaat politikacısı olarak liderlikte kalamaz. Ta ki cemaat, AKP’nin içini tam oymuş olsun. Zaten o zaman AKP diye bir şey kalmamıştır.” (20 Aralık 2011, Erdoğan Vesayet Arıyor) HHH Cemaatin Erdoğan’ı Kuşatması: Yargı ile Erdoğan’ı vurur mu? “Cemaatin devleti ve AKP’yi Erdoğan’ı kuşatması... Cemaatin üzerinde çalıştığı yeni hedefi, MİT’te yapılanma... Cemaat Erdoğan siyasi çatışmasında, akla gelen fantastik sorulardan biri de acaba cemaat Erdoğan’a da hukuk mızrağının ucunu gösterir mi? Bu fantezi sorunun ardındaki olgu, cemaatin kendisine karşı olan ve rakip olarak gördüklerine her türlü hukuki tuzağı kurabilecek bir güce ulaştığını sanmasıdır. (2 Ocak 2012: 2012 Beklentiler: Erdoğan Cemaat) HHH Bu son nottan bir ay sonra, cemaatin yargısı, MİT üzerinden Erdoğan’a yönelmişti. Ama ne demiştik: Siyasetle yükselen siyasetle düşer. Şimdi Gül konusuna bakacağız...s Hakan Fidan Kilit mayısta açılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Köşk adayının kim olacağı, AKP’nin genel başkanlık koltuğuna kimin oturacağı tartışmaları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Gelecekle ilgili bir siyaset planım yok” açıklamasıyla hız kazandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bursa’da, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı ve Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkıp çıkmayacağı tartışmasıyla ilgili olarak, Erdoğan’ın “mayıs ayı ortalarında” Gül ile görüşmesinin ardından kararını açıklayacağını bildirdi. Bir gazetecinin, Gül’ün “Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili bir siyaset planım yok” şeklindeki açıklamasını hatırlatarak değerlendirmesini sorması üzerine Arınç, şunları kaydetti: “Bu yeni bir Gül’ün açıklaması tartışmaları alevlendirdi. olay değil bildiğiniz gibi. Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Başbakanımız da bu konuyu birlikte görüşeceklerini ve en olumlu şekilde sonuçlandıracaklarını ifade ediyorlar. Bunu farklı yorumlamaya da gerek yok. Sayın Başbakanımız istişarelerinin sonucunda, Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koymak isterse sayın Cumhurbaşkanımız da bundan büyük bir onur duyacak ve onun adaylığını destekleyecektir.” Hem Köşk hem de AKP’nin genel başkanının kim olacağı hesaplarının yapıldığına dikkat çeken Arınç, “Bu hesaplar yapılırken, Cumhurbaşkanımızı herhangi birisi olarak bu meselenin içerisinde bir aktör olarak düşünmek veya çeşitli ihtimallerde onun da ismini geçirmek, belki sayın Cumhurbaşkanımızı üzüyor olabilir” dedi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise “Cumhurbaşkanını halk seçince o iş temsilde kalmaz. Yüzde 60, 70 ile gelen bir cumhurbaşkanı orada öyle pasif pasif akşama kadar oturmaz. Vatandaş da oturmasını istemez zaten. Halkın seçtiği cumhurbaşkanına ‘orada otur’ diyemezsin” dedi. Kuzu, sorunun gerçek çözümünün tam başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi olduğunu ancak muhalefetin buna yanaşmadığını belirtti. Kuzu, bir televizyon programında yaptığı değerlendirmede ise “Bu sözlerin ardından sayın Gül kesinlikle ikinci kez Cumhurbaşkanlığı’na aday olmaz” dedi. AKP’nin kurucularından ve eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise Gül’ün mevcut tavrını “Cumhurbaşkanı adayı oldum oldum. Olmadı evime çekileceğim” diyerek özetledi. Gül’ün ‘Siyaset planım yok’ sözleri TARTIŞILMAYA DEVAM EDİYOR BDP’li Kaplan’dan Köşk çağrısı ‘CHP’yle yan yana düşebiliriz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda “Nasıl şu an AKP’yle yan yana düşüyorsak CHP’yle de yan yana düşebiliriz. Bu, çözüm sürecine nasıl baktıklarından geçiyor” dedi. Amerika’nın Sesi’nden Hilmi Hacaloğlu’na konuşan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’yle de CHP’yle de işbirliği yapabileceklerini söyledi. Kaplan, “İlk tur seçimde herkes kendi adayıyla yer almalı. Ondan sonra ikinci turda kimin kiminle işbirliği yaptığı ve cumhurbaşkanının neye göre seçildiği net anlaşılsın. Biz hiçbir partiye kapalı değiliz. Önyargımız yok. Bizim kafamızdaki cumhurbaşkanı devletin başı oldu. Milletin halkın sesi olmadı. Halkın sesi olacak cumhurbaşkanına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. BDP’nin şu anda AKP’yle yan yana düştüğünü söyleyen Kaplan, “Nasıl şu an AKP’yle yan yana düşüyorsak CHP’yle de yan yana düşebiliriz. Bu, çözüm sürecine nasıl baktıklarından geçiyor” diye konuştu. Hasip Kaplan İmralı ziyareti ertelendi İstanbul Haber Servisi BDP ve HDP heyetinin bugün yapması öngörülen İmralı ziyareti, 26 Nisan tarihine ertelendi. BDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP Müzakere ve Çözüm Sürecinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder’den oluşan heyet, yerel seçimlerin ardından Abdullah Öcalan ile ilk kez 26 Nisan’da görüşecek. Pervin Buldan, 18 Nisan olarak açıklanan tarihin Adalet Bakanlığı tarafından 26 Nisan’a ertelendiğini açıkladı. Pervin Buldan ve İdris Baluken, Kandil’e giderek getirdikleri KCK’nin mektubunu, Öcalan’a iletilmesi için 11 Nisan’da Adalet Bakanlığı’na teslim etmişlerdi. İmralı ziyaretinde KCK’nin 5 sayfalık mektubu ve seçim sonuçları görüşülecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle