06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 Nİsan 2014 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL Erdoğan’ın gözdağı verdiği balkon konuşması dış basına yansıdı: CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada değerlendirmelere değinmiyor bile. Örneğin Financal Times gibi, Pirus zaferini RTE’nin rüşvet ve yolsuzluklardan, bir dizi “sızıntıdan” sorumlu tuttuğu “düşmanlarına” karşı kazandığını ve….. … bu zaferin “bir baskı olarak” döneceğini yazmıyor, yazamıyor.. Batılı anlamda yayın yaptığını iddia eden herhangi bir gazetemizin, örneğin El Pais gazetesi gibi, RTE’nin “otoriterliğe kaymasını sandıkta meşrulaştırdığını” yazdığını gördünüz mü? Corriera Della Sera, Batı dünyasında görülmemiş bir seçimle, Başbakan’ın “skandallarla batmadığını” yazıyor. Evet, hangi demokraside yıllardır iktidarda tek başına olan bir siyaset adamı iktidarı değiştirmeyen bir yerel seçimde ülkesini kucaklayacağı, birleştirici olacağı yerde… ….ayrıştırıcı olmayı yeğleyerek seçimi ve sonuçlarını gerginliğin devam etmesi için kullanabilir, toplumda düşmanlığı körükleyici olabilir? Tek örneği Türkiye ve 12 yıldır devleti yöneten RTE. HHH Yerel seçimleri siyasal ve tabii kişisel ihtiraslarını tatmin etmek… Çankaya’ya çıkmak, partisini ve ülkeyi kendinden sonra tepeden nasıl yöneteceğine hazırlamak için bir zemin, bir araç olarak kullandı. Amacı ne, bu ne, şu ne, iç düşmanlar, darbe özentileri, paralel devlet diye ne idüğü hâlâ belirsiz bir yapı… Bizde elbette korku belası doğrularla gerçekler, hiç değilse kıyısından köşesinden değinilerek aman RTE öfkelenmesin diye yazılamıyor. Başbakan’ın yerel seçimleri hangi amaçlara, hesaplara yönelik kullandığını New York Times’ta okuduk. Ünlü Amerikan gazetesi “saldırgan kampanyasıyla seçimi referanduma dönüştüren RTE, Cumhurbaşkanlığına aday olabilir” diyor. RTE bu yolun açıldığını artık rahatlıkla düşünebilir.. Çankaya seçiminin ilk turunda yüzde 50 oyu aşamayabilir ama ikinci turda rakibini tabii ciddi zorlayacak bir rakip aday çıkarsa karşısına salt çoğunlukla geçebileceğini çoktan hesap etmiş olabilir. HHH Malum basına fırsat doğdu yine. Siyasal yaşamımıza içtenlikle hizmet etmeyi görev bilseler elbette ana muhalefete eleştirilerini içtenlikle karşılayabilir insan. Ama yapıcı değil yıpratıcı karakterler yine sütunlarda. Kimilerini bu kategorinin içine almak elbette haksızlık olur.. Örneğin Radikal’den bir ara adı cemaatle anılan Eyüp Can’ın bir TV’de seçimi yorumlarken altını çizerek açıkladığı bir görüşe ve bu tür görüşlere katılmak olanaksız. CHP’nin seçmene rüşvet ve yolsuzluk olaylarını yeterince anlatamadığı ve seçmeni ikna edemediği öne sürülüyor. İnsaf demek gerek bu iddialı görüşe. Zira bu nasıl bir seçmendir ki, günlerce medyada örneğin rüşvetle ilgili günbegün ayrıntılı, belgeli, Başbakanlarının montaj deyip kıvırdığı kendi sesinden olaylardan habersiz!. Ne görmüş, ne de okumuş ne de duymuş sanki. Adeta üç maymunları oynuyor! Ehh yani muhterem seçmenimiz bu yayınlara karşın ayakkabı kutularından çıkan milyarları rüşvet değil de banka müdürünün bahşiş diye ayırdığını varsayıyorsa, algılıyorsa… ….bakan oğullarının evlerindeki kasaları… para sayma gereçlerini duymamış, okumamış da CHP’nin huzuruna gelip anlatmasını ve bu olaylara Başbakanlarının oğlu ile adının karıştığını hiç ama hiç duymamışsa… …sözün bittiği yere bir kere daha gelmişiz demektir. HHH Üstelik dünyanın hangi ülkesinde rüşvet ve yolsuzluklara yargı değil de.. sandık karar veriyor… seçmen acaba bu soruya vicdanında yanıt aradı mı? Diyelim ki, demokratik bütün kuralları, hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeleri vesaire hepsini boş ver, diye düşündü, düşünüyor seçmen. Bu seçimden sonra medyamız bu önemli öğeye önem verip vermediğini, vermedi ise nedenlerini neden, niçin sormuyor seçmene? Medyamız Batı medyası kadar bu ülkenin geleceğini... RTE’nin rejimsel değil kişisel siyasal amaçlarına bu seçimin ne ölçüde hizmet ettiğini araştırmak zahmetine katlanmıyor. Gerilimin devamına hizmet etmeye çalışmaktan fırsat bulamadı, diyeceksiniz. Dış görünüşe bakılırsa Başbakan bile seçim zaferini medyamız kadar büyüterek kutlamadı. Seçim sonuçlarını doğal kabul eden ve yine medya dahil karşısında gördüklerine saldırgan üslubuyla yüklenmeyi fırsat bildi. Kaç gündür, tutturduk; Erdoğan 4’üncü meydan savaşını kazandı, diyen başlıklar atılıyor. Yorumlar, haberler yazılıyor ve de tabii RTE’yi övmek yarışında birinciliği başkalarına kaptırmamaya çalışıyor medyamız!. O denli aşırıya kaçıyor ki haberler, yorumlar ve tabii övgüler. Pes yani!.. HHH Kendi düşen ağlamaz! Çatışma işine geliyor Dış Haberler Servisi Türkiye’deki seçimlerle ilgili dünya basınında yer alan yorumlarda, ülkede gerginliğin süreceği yorumları ağırlık kazandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ın yerel seçimle rin ardından yaptığı “balkon konuşması”nı haberleştiren Deutsche Welle, Almanya’daki iktidarda koalisyon ortaklarından tepki geldiğini yazdı. Gazete, “Erdoğan son muharebeyi kazandı ama savaş bitmedi” ifadesini kullandı. David Gardner’ın makalesinde “Kinci tavrını sürdürmesi halinde, Erdoğan’ın altından kalkamayacağı işlere girebileceği” değerlendirmesi yapıldı. Daniel Dombey’nin yazısında ise Erdoğan’ın artık kaderini kendisinin tayin edeceği vurgulandı. Gazetede Erdoğan’ın Kürt oylarının desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilebileceği de ifade edildi. li” şeklinde yorumladı. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Deutsche Welle: Almanya’da tepki var ‘Savaş bitmedi’ İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesinde yer alan bir makalede “Türkiye’nin deneyimi, yıllarca sürdürülen esaslı zemin çalışmalarıyla laik bir devletin niteliğini değiştirmenin mümkün olduğunu kanıtlıyor” iddiasına yer verildi. Haaretz: Laiklik tehlikesi VOA: Kaos sürecek ABD’deki düşünce kuruluşu Partilerüstü Politika Merkezi Dış Politika Projesi Direktör Vekili Blaise Misztal, seçim sonuçlarını değerlendirirken “Genel tablo Türkiye’nin hâlâ siyasi gerginlik ortamından çıkamadığını gösteriyor, istikrardan ziyade Türkiye’yi yeni bir karışıklık ortamına itti” açıklamasında bulundu. Independent İngiliz Independent gazetesi Erdoğan’ın üslubunu, özellikle de “Onların inlerine gireceğiz” şeklindeki sözlerini hatırlatarak böyle bir konuşmanın, kısa bir süre öncesine ka dar ılımlı ve demokratik örnek olarak gösterilen bir ülke için hayra alamet olmadığının altını çizdi. Gazete, “Erdoğan hafta sonu sınavı geçmiş olabilir, ancak saçmalıkları saygınlığını yitirmesine neden oldu” şeklinde eleştirdi. Guardian: Gerginlik sürecek Guardian gazetesinden Si mon Tisdall da Erdoğan’ın “bedelini ödeyecekler” sözlerine dikkat çekerken bunu “Şimdiden sonra olacaklar, çok sayıda Türk’ü üzecektir. Türkiye artık çok açık bir biçimde ve derin bir şekilde bölünmüş bir ülke. En büyük korku da, Erdoğan’ın bundan sonra yapacaklarının farklılıkları daha da derinleştirme ihtima Jeffrey, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi için öngörüde bulundu: Erdoğan aday olacak DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD Başkanı Barack Obama’nın 2009 yılındaki Türkiye ziyaretinde kullandığı “model ortaklık” tanımının mimarı eski Ankara Büyükleçisi James Jeffrey, seçim sonuçlarını değerlendirirken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Büyük ihtimalle cumhurbaşkanı adayı olacağı” yorumunu yaptı. Halkın yolsuzluğu büyük bir konu olarak görmediğini belirten Jeffrey , CHP için de, “Türk kamuoyu için anahtar önemdeki sorunlara yanıt bulmaktan yoksun” analizini yaptı. ABD’nin eski büyükelçisi Jeffrey, Erdoğan’ın “dış güçler” söyleminin destek bulduğuna işaret etti. Erdoğan’ın ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmasını beklediğini belirten büyükelçi, “Türkiye’de ona karşı etkili bir kampanya yürütecek kimseyi bilmiyorum” dedi. Büyükelçinin seçim sonuçları çerçevesinde Erdoğan’ın gelecek projeksiyonuna ilişkin beklentileri şöyle: “Büyük ihtimalle Erdoğan, bu yaz Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak. AKP ve Kürtlerin oylarının toplamı yüzde 50’den fazla. Bu da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı kazanması demek. O yoluna devam edecek. Dolayısıyla daha fazla baskı göreceğiz, muhtemelen medyada ve muhalefette çökme daha çok olacak. Ancak Erdoğan mevcut anayasayı değiştirmek ister. Cumhurbaşkanının gücünü artıracak anayasa değişikliği Erdoğan için bu koltuğu kazanmaktan daha önemli.” Jeffrey, ABD için Türkiye ile birlikte çalışmanın zor olacağını belirtti. Jeffrey, Başbakan Erdoğan’ın, seçim başarısının ardından balkonda yaptığı konuşmayı da 3 başlıkta değerlendirdi. l Erdoğan’ın, konuşmasında “kardeşlerim” diye seslendiği Mısır, Saraybosna ve Kosova halkının Sünni Müslüman olması dikkat çekici. l Konuşmasındaki, “Türkiye’nin sahibinin kim olduğunu gösterdiniz” sözleri Erdoğan’ın “çoğunlukçu” tutumunu yansıtıyor. l Erdoğan “İnlerine gireceğiz” sözüyle sadece Gülen cemaatini değil aynı zamanda medyayı, işadamlarını ve muhalefeti de kastetti. Büyükelçi Jeffrey, CHP için ise “Dinamik liderlikten veya Türk kamuoyu için anahtar önemdeki sorunlara yanıtlar bulmaktan yoksun” değerlendirmesini yaptı. u Eski Ankara Büyükleçisi James Jeffrey, seçim sonuçlarını değerlendirirken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Büyük ihtimalle cumhurbaşkanı adayı olacağı” yorumunu yaptı. Halkın yolsuzluğu büyük bir konu olarak görmediğini belirtti. Balkon konuşması için 3 kaygı ‘Yolsuzlukların Ekonomide kısa vadede istikrarın süreceğini belirten Jeffrey, “Türkiye’de çoğunluk 12 yıllık ekonomik büyümeyi, yolsuzluğun kapanması için yeterli görüyor veya büyük bir konu olarak görmüyor” dedi. Jeffrey buna karşın, “Yolsuzluk gölgesi onu izleyecek” diyerek yolsuzluk iddialarının tartışılmasının süreceğini belirtti. Jeffrey, seçim öncesi yaşanan sosyal medya ve internet yasaklarıyla ifade özgürlüğü önündeki kısıtlamalara da değinirken, “Tüm bunlardan vazgeçerek yine de başarılı modern bir ülke olabilir mi, bunu bilmiyoruz” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin ABD için Suriye, Irak, İran, Karadeniz politikalarında önemine işaret eden Jeffrey, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Erdoğan’ın İsrail ile ilişkiler konusunda izleyeceği tutum için de “Dikkali olacaktır. İsrail’le uzlaştı dedirtmeyecektir” dedi. mürekkebi kurumadan Köşk’e çıkması Köşk takviminin doğal bir parçası. Türkiye’de siyasetin yaşanarak görülmüş kurallarından biri şudur: Başbakanlık koltuğuna oturan herkes mutlak Çankaya Köşkü’ne çıkmak ister. Son 30 yılda Özal’dan Demirel’e bu gelenek değişmedi. Bugün de benzer bir olasılık tartışılıyor. Bu kuralın yanı sıra şu da yaşanarak görülmüştür: Başbakanlık’tan Cumhurbaşkanlığı’na geçen herkes parlamentoda da varlığını hissettirmek ister. Ancak bunu istediği ölçüde başaramaz. Çünkü Başbakanlık koltuğuna kim oturursa otursun gücünü Köşk’le paylaşmaya yanaşmaz. Erdoğan bu geleneği bozabilir mi? Çok şeyi bozduğu için bunu da denemek isteyecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimleri birleştirip sürecin tek karar vericisi olmak, kendince çıkış yollarından biri olarak görülebilir. AKP açısından önümüzdeki ayların gündemi budur. HHH AKP dışındaki siyasi yelpaze açısından gündem nedir? Elbette aynı konudur; Çankaya’ya çıkacak yeni kişi, parlamentoda oluşacak yeni yapı... Bu yelpazede en önemli belirleyici CHP’dir. CHP, yerel seçimlerin öncesinde olduğu gibi sonrasında da olağanüstü bir “beklenti yüksekliği” ile karşı karşıya. Bu beklenti yüksekliği beraberinde eleştiri dozunun yükselmesini, istenenler listesinin kabarmasını getiriyor. Her ikisi de sonuç olarak CHP’nin gücüdür. Toplumun CHP’den beklentileri sona erdiği gün CHP için son başlamış demektir. CHP’ye yönelik her şeyi toplayıp tek tümceye indirdiğimizde şunu söyleyebiliriz: Bir iktidar projesi yaratmalı. Son 3 aydır bu sütunlarda yeri geldikçe şu gerçeği vurguladık: Hükümeti eleştirmek işin yarısıdır, öteki yarısı seçenek oluşturabilmektir. Normal takvim işlerse önümüzdeki 10 Ağustos’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de Haziran 2015’teki genel seçimlerin ön aşaması olarak bakmak gerekiyor. HHH Ekonominin üretimsiz, demokrasinin bireysiz, medyanın fikirsiz büyüdüğü bir ülkedeyiz. Büyüme ile gelişme aynı şey değildir. Türkiye büyüyor ama gelişmiyor. Bu anlamda tüm veriler yanıltıcı. Böyle bir ortamda girdiğimiz seçimler sürecinin ilk ayağında önemli bir değişiklik olmadı. İkinci ve üçüncü ayak iktidar açısından ara verilmeksizin başlamış görünüyor. CHP açısından da dünden tezi yok başlamalı. Hedefe dönük, eleştirinin sahip çıkmaya ve sonuç almaya dayalı olduğu bir çalışma döneminin başlaması herkesin genel beklentisi. Toplumun tüm kesimlerinden, Türkiye’nin tüm bölgelerinden oy alınabilecek bir iktidar projesi yaratmak, bugünkü karanlıktan çıkışın başlıca yönüdür. Yerel seçimlerde sonuç alınan ya da alınamayan deneyimler önümüzdeki dönem için gözden geçirilip geliştirilebilir. Bugünkü iktidara karşı CHP’nin toplumun büyük çoğunluğunu kucaklayacak temel ilkeler ve hedefler ortaya koyup bunu iktidarda başaracağını ilan etmesi taze bir başlangıç olur. AKP seçimi kazandı, ama demokrasiyi kaybetti. Bu devran dönecek, doğa kanunlarının gereği bu. Bundan sonraki mesele, o güne hazırlıklı olmak. gölgesinde yaşayacak’ AA, Taraf gazetesi ile ticari ilişkilerini sonlandırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anadolu Ajansı (AA), Taraf gazetesi ile ticari tüm ilişkilerini sonlandırdı. AA’dan yapılan açıklamada Taraf gazetesinin “AA’nın aleyhine, taraflı, hasmane ve kasıtlı haber yaptığı, kurumu maddi ve manevi zararlara uğrattığı” iddia edilerek, zararlara ilişkin yargı sürecinin başlatıldığı dile getirildi. Basın Kanunu Başbakanlık’ta ABD Sözcüsü Harf: Hükümetleriyle ilgili kararlarI Türk halkı verecek ‘Pensilvanya’yı unutun’ Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, bir gazetecinin Fethullah Gülen ile ilgili sorusuna “Pensilvanya’da yaşayan beyefendiyi unutun” şeklinde yanıt verdi. Harf, günlük basın brifinginde hükümetcemaat çekişmesi ve ABD’nin tutumuna yönelik iddialarla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu saçma (bir iddia.) Bu beyefendi Pensilvanya’da yaşıyor olsun ya da olmasın, Türk hükümetinin Twitter’ı yasaklaması ve kendileriyle aynı şekilde düşünmeyenler üzerinde baskı uygulaması doğru değildir. Bu tür şeylerin bir Türk vatandaşının Pensilvanya kırsalında yaşamasıyla bir ilgisi yok.” Harf sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu noktada açık olalım. Türkiye sıkı bir NATO müttefikidir. Her zaman her konuda anlaşamayabiliyoruz, ama hiç kimseyle her zaman her konuda anlaşamıyoruz. Bu nedenle Pensilvanya’da yaşayan beyefendiyi unutun. Aynı fikirde olduğumuz ya da anlaşmazlığa düştüğümüz zaman bunu dile getiririz. Hükümetleriyle ilgili kararları vermek kesinlikle Türk halkına bağlı. Bunun üzerinde bizim herhangi bir etkimiz olduğuna yönelik her türlü haberler saçmadır.” n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, bir önerge vererek haber sitelerinin de yasal statülerinin belirlenmesi, basın kartları sorununun çözümüne ilişkin yasa çalışmasının niçin halen bitmediğini sordu. Önergeyi yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı’nın ilgili kuruluşlar ve paydaşların görüşleri doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere Başbakanlık’a gönderildiğini söyledi. Mal varlıklarına iade kararı İç savaşta yaralanan 180 kişi öldü n HATAY (DHA) Suriye’deki iç savaşta yaralanan ve getirildiği Türkiye’de son 3 aydır tedavi görenlerin 180’inin yaşamını yitirdiği belirtildi. Suriye’de yerleşim alanlarına, uçak ve helikopterler ile yapılan saldırılar sonucu yaralanan Suriyelilerin bazıları Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolünde bulunan hastanelerde tedavi edilirken, birçoğu da getirildiği Hatay ve Adana’daki hastanelerde tedaviye alındı. Yetkilerden alınan bilgilere göre son 3 ay içerisinde Türkiye’ye getirilen yaralılardan 180’i hayatını kaybetti. Ölenlerin çoğunu çocuk ve yaşlılar olduğu belirtilirken, cenazeler yakınları tarafından Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye götürülerek defnedildi. Uçaklar tarafından bombalanan İdlib kentine bağlı Harim ilçesinde ise sessizlik hâkim. n ANKARA (AA) 28 Şubat sürecinde kapatılan ve bu yılın başında mahkeme kararıyla yeniden kurulan Milli Gençlik Vakfı’na, Türkiye genelindeki 139 mal varlığı iade edildi. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na eklenen madde kapsamında, Milli Gençlik Vakfı’nın yeniden kurulması talebiyle dava açıldı. Bu kapsamda Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu yılın başında vakfın tesciline karar verdi. Mal varlıkları için ise Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışma başlattı. Bunun üzerine Türkiye genelindeki 139 taşınmaz malın tapuları, Milli Gençlik Vakfı temsilcisine teslim edildi. İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından iki aydır yürütülen Gazeteciler Özgürlük Platformu (GÖP) Başkanlığı görevini TGC Başkanı Turgay Olcayto, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’e düzenlenen törenle devretti. TGC toplantı salonunda yapılan devir teslim töreninde konuşan Türenç internetin ve ifade özgürlüğünün sansüre uğramasından kaygılı olduğunu belirtti. GÖP Dönem Başkanlığı devredildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle