05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2014 CUMA 6 HABERLER Cumhurbaşkanı, Erdoğan’ın ‘Eyy TÜSİAD’ diye seslendiği dernek üyelerini AB gayretleri için tebrik etti Gül moral verdi DEMOKRASİ UYARISI TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, “Seçim barajının düşürülmesinin toplumsal uzlaşmaya katkı yapacağını düşünüyoruz” dedi. Haşim Kılıç Köşk Adaylığı İçin Ne Düşünüyor u Demokratik ülkelerde “çoğulculuğun” her şeyin başı olduğunu dile getiren Gül, Türkiye’nin Avrupa Birliği konularına TÜSİAD’ın ne kadar sahip çıktığını yakından bildiğini belirterek “Hepinizi gerçekten tebrik ederim’’ dedi. ihtiyacımız yok CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkması durumunda anayasal tüm yetkilerini kullanacağı yönündeki sözlerine “Yeni bir Kenan Evren’e ihtiyacımız yok” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, TÜSİAD toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. TÜSİAD yetkililerinin değerlendirmelerinin ve bazı eleştirilerinin olduğunun anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Son derece önemli değerlendirmeler yapıldı. Hukuk devletine, adalete, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına vurgu yapıldı. Dış politikada Türkiye’nin yalnızlığına vurgu yapıldı. Bu değerlendirmelerin, özellikle Türk iş dünyasından gelmesi daha da önemli bize göre” yanıtını verdi. Gül’ün “Herkes işine baksın” dediğinin anımsatılması üzerine ‘Yeni bir Evren’e Kılıçdaroğlu “Elbette ki. Ama hukukun üstünlüğünün ihlal edildiği bir toplumda, iş dünyası endişe taşıyorsa bu endişeleri de dile getirecek. O endişeleri giderecek olan yapı şu anda Türkiye’de yok” diye konuştu. Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili “Kimse cebinde görmemeli” ifadesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Halkın kararı olacak” dedi. Kılıçdaroğlu’na Erdoğan’ın milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “Köşk’e çıkarsam anayasal tüm yetkileri kullanırım. Partide sorun olmaz” açıklamaları da anımsatıldı. Gazetecilerin, “1982 Anayasası’nın tıpkı Kenan Evren’e sağladığı gibi bu yetkiyi aslında bu anayasanın sağladığı görüşü var” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Yeni bir Kenan Evren’e ihtiyacımız yok” ifadesini kullandı. ‘Gülüp Geçiyorum!’ Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP kurmayları, 30 Mart seçimleri sonrasında planlı bir biçimde, bir zamanlar yere göğe sığdıramadıkları Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a yükleniyorlar. Nedeni belli: AKP’nin otoriterleşme eğilimi karşısında son dönem verilen özgürlükçü kararlarla ön plana çıkan Anayasa Mahkemesi’nin başkanının önünü baştan kesmek. Erdoğan ve kurmayları, Köşk yarışında karşılarında “en zorlu potansiyel aday” olarak Kılıç’ı görüyor. Çünkü Kılıç, seçimlerde son derece etkili olabilecek iki temel özelliği üzerinde taşıyor: 1. Muhafazakârlık. 2. Özgürlükçü ve demokrat söylem. Geçmişten bu yana bazı önemli karar ve görüşlerine katılmasak ve eleştirilerimiz olsa da Kılıç’ın son dönemde mahkemenin aldığı birçok kararda özgürlükçü, demokrat, çoğulcu ve liberal bakışın bir temsilcisi olduğu yönünde kamuoyunda yaygın bir algı var. Tam da bu algı nedeniyle AKP, Kılıç’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığından çok çekiniyor. İşte bu yüzden, kendisine yönelik sert kampanya başlamadan önce Haşim Kılıç ismini ilk ortaya atan da aslında muhalefet ya da cemaat değil iktidar partisiydi. Geçen hafta bu köşede aktardığımız bilgileri anımsatmak gerekirse, “Biz araştırdık, cemaatin öncelikli adayı Kılıç olacak” diyenler AKP karargâhının önde gelen isimleriydi. Nitekim bu söylemlerin hemen ardından planlı bir strateji süratle hayata geçirildi. Anayasa Mahkemesi’nin Twitter ve HSYK kararları da bahane edilerek genel olarak mahkemeyi, özel olarak da Kılıç’ı hedef alan demeçler, köşe yazıları ve hatta geçmişten fotoğraflar ortaya çıkarıldı. Merkezinde isminin geçtiği tüm bu iddialar karşısında Haşim Kılıç ne düşünüyor? Kılıç bu konuda ilk kez 7 Nisan’da konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin Twitter yasağını kaldıran kararına hükümetten gelen “milli değil” eleştirilere yanıt verdiği konuşmasında adaylık konusunda da “Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili herhangi bir düşüncem, kararım yok. Bunlar benim dışımda konuşulan şeyler” dedi. Erdoğan’ın “Cüppenizi çıkarıp siyasete gelin” şeklinde kendisini hedef alan konuşması üzerine Milliyet gazetesine 13 Nisan’da verdiği demeçte ise “Ben evden mahkemeye, mahkemeden eve diyebileceğim bir tarzda çalışıyorum. İşimiz zaten çok yoğun. Bu konuda yapılan konuşmalar, analizler tümüyle benim dışımdaki değerlendirmelerdir” ifadelerini kullandı. Ancak bu açıklamalar, AKP kamuoyundan gelen tepkilerin önünü kesmedi. Nitekim önceki gün Kılıç’ı, İBDAC’nin lideri Salih Mirzabeyoğlu ile birlikte gösteren fotoğraflar yıllar sonra yeniden piyasaya çıkarıldı. Yazılan çizilenlerden anlaşılan o ki, AKP cephesi Kılıç’tan net bir yalanlama duymak istiyor. Bunu duymadan rahat etmeyecekler, kendisini de rahat bırakmayacaklar. Kılıç ile konuşma imkânı bulamadık. Ancak kulislerden en taze bilgileri aktarabiliriz. Edindiğimiz izlenim, Kılıç’ın kesinlikle cumhurbaşkanı adaylığını düşünmediği şeklinde. Yakın çevresine şu değerlendirmeleri yaptığını işittik: “Ben bu söylenenlere gülüp geçiyorum. Benim kalbimden geçenleri Allah biliyor. Dışarıdan bu konuda yorum ve değerlendirme yapanlar, benim gönlümde hiç olmayan şeyleri bana yüklemeye çalışıyorlar. Ben de bunlara gülüp geçiyorum.” Yakından tanıyanlar Kılıç’ın, Köşk yarışında, tanışıklıkları oldukça eskiye dayanan ve dünya görüşleri örtüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e daha yakın durduğu düşüncesinde. Kendisi ne kadar bu söylentilerden uzak kalmak istese de, Kılıç ismi ErdoğanGül pazarlıklarında da masada yer alabilir. Erdoğan’ın adaylığını kesinleştirmesi halinde, Gül cephesinin, “Haşim Kılıç aday olursa zorda kalırsınız” söylemi ile Başbakanlık talebinde bulunabileceği ileri sürülüyor. Kılıç, adaylık konusundaki net düşüncelerini önümüzdeki günlerde duyurabilir. Kamuoyuna ilk konuşmasını 25 Nisan’da Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü törenlerinde yapması öngörülüyor. O güne kadar konuşmazsa, o konuşmasında adaylık söylentisine son noktayı koymasına kesin gözüyle bakılıyor. Adaylık söylentilerine kesin bir dille son verecek o konuşmasında Kılıç, hükümetin giderek artan otoriterleşme eğilimlerini de ağır biçimde eleştirecektir. Ancak ne kadar ağır olursa olsun, eleştirileri, Erdoğan cephesinde, en zorlu rakipten kurtulmanın sevincinden başka bir iz bırakmayacak gibi gözüküyor... TÜSİAD: Türkiye yalnızlaşıyor TÜSİAD İstişare Konseyi’nde dernek ve konsey başkanları, konuşmalarında hukuk devletine, yargının bağımsızlığına vurgu yaptı. Dış politikada Türkiye’nin yalnızlaştığına dikkat çeken başkanlar, “Biz siyaset için siyaset yapmıyoruz, demokrasiyi konuşuyoruz” dedi. TÜSİAD’ın YİK toplantısının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu dinleyicilere şu mesajlarla seslendi: ler; sert siyasi çatışmalar, keskin kutuplaşmalar,vahim yolsuzluk ve devlet içi örgütlenme iddiaları ile maalesef hayli yıpratıcı geçti. Önümüzdeki dönemi de böyle geçirirsek demokrasimizi geliştirme konusunu tartışmaya toplumca mecalimiz kalmayacak korkusundayım. Kutuplaşmanın yerini toplumsal mutabakat almalı. Siyaset yapmıyoruz: Zaman zaman TÜSİAD’ı eleştirenler “çok siyaset konuşuyorsunuz” diyorlar. Oysa siyaset ve ekonomi aynı gerçekliğin iki farklı yüzü. Biz siyaset için siyaset yapmıyoruz, demokrasiyi konuşuyoruz. Ekonomideki yavaşlamanın bir diğer temel nedeni de piyasa ekonomisinin üzerinde faaliyet gösterdiği “hukuk zemininde” oluşan hasarlar. TÜSİAD YİK Başkanı Erkut Yüceoğlu, da şu mesajları verdi: “Seçimlerde kullanılan kutuplaştırıcı üslup, basını zaman zaman baskı altına alma çabaları, tabii ki ileri bir demokrasiyle bağdaşmadı. Öte yandan, güvenlik güçlerimiz sert müdahaleleri zaman zaman devam ettiriyorlar. Son olarak, kısa süreler için olsa da Türkiye’yi Twitter’a, YouTube’a erişimi engelleyen bir ülke olarak gördü dünya ve bizi hiç arzu etmediğimiz bir kategoriye soktu. Devlet içinde devlet görüntülerine karşı mücadele verilmesi kaçınılmazdır. Ama bu mücadele, yargı süreçlerini aksatmadan objektif kriterlerle yapılmalı.” Böyle giderse mecalimiz kalmayacak: Yerel seçim ANKARA (Cumhuriyet) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 17 Aralık sürecinde “TÜSİAD’ın Başkanı ‘böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez’ ifadesini kullanamaz. Eğer kullanıyorsa bu, bu ülkeye karşı bir ihanettir. Eyy TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin?” sözleriyle hedef aldığı TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısında işadamlarına “moralinizi yüksek tutun” diye seslendi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısındaki konuşmasında, 2000’li yıllara kadar Türkiye’ye yıllık 1 milyar doların üzerinde yabancı sermaye gelmediğini, bunun da hukuka güvensizlikten kaynaklandığını anlatan Gül, yapılan reformlarla bu rakamın 10 milyar dolara ulaştığını söyledi. İsim vermeden “paralel yapı” tartışmasına değinen Gül, “Devlet sistemi içinde ayrı devletler, ayrı oluşumlar kesinlikle söz konusu olamaz” dedi. Moral motivasyonun sadece iş dünyasında değil her alanda çok önemli olduğunu dile getiren Gül, “Seçim döneminin ne En zorlu rakip görüyor kadar sert olduğunu ve ne kadar gergin olduğunu hep beraber yaşadık. Ama şunu da unutmayın, Türk siyasi geleneği maalesef böyle” dedi. Gül, işadamlarına “Cumhurbaşkanlığı seçim var diye telaşa kapılmamak lazım. Siz moralinizi bozmayın, işinize gücünüze odaklanın” sözleriyle seslendi. Demokratik ülkelerde “çoğulculuğun” her şeyin başı olduğunu dile getiren Gül, “Tartışmalar olacaktır, önemli olan tartışmaların kırıcı, dışlayıcı olmaması ve hepimizin kutuplaşmamamız” diye konuştu. Türkiye’nin AB konularına TÜSİAD’ın ne kadar sahip çıktığını yakından bildiğini söyleyen Gül, şöyle devam etti: “Hepinizi gerçekten tebrik ederim. Türkiye’nin meseleleriyle de yeri geldiğinde ilgileniyorsunuz ve güzel önerilerde bulunuyorsunuz.” Gül, taşın altında eli bulunanların işadamları olduğunun altını çizerken “Ay sonunda maaşları, kiraları ödeyeceksiniz. Sıkıntıları da en iyi siz bilirsiniz, başarıları da” dedi. TÜSİAD’ın toplantısına CHP geniş bir heyetle katılırken AKP’nin tek temsilcisi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Recai Berber oldu. TÜSİAD’ın geleneksel İstişare Konseyi Toplantısı için Ankara’daki devlet protokolünün yanı sıra gazetecilere ve dernek üyelerine davetiye gönderildi. Gül daveti kabul etti ve yalnızca Gül’ün konuşması karara bağlandı. Başbakan Tayyip Erdoğan ve diğer tüm protokole de davetiye gönderilmesine karşın Erdoğan ve bakanlar toplantıya katılmadı. İsmi ortaya atan AKP Açıklamaları tatmin etmedi Rüşvetin heykeli gibi! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis’in önündeki kavşağa belediye tarafından yaptırılan kol saati heykeli, milletvekillerine 17 Aralık operasyonunun simgelerinden eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a rüşvet olarak verildiği belirtilen 700 bin liralık saati çağrıştırınca Meclis gündemine taşındı. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Çağlayan’ın 700 bin TL değerindeki kol saatini anımsatarak İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya, “TBMM’nin karşısına rüşvetin sembolü olarak bilinen kol saatinin yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yöneltti. 30 Mart yerel seçimlerinden önce Ankara Büyükşehir Belediyesi, başkentin değişik noktalarına dekoratif saatler yaptırdı. Saatler için iki farklı ihaleye çıkıldı. 34 saat için 5 milyon 812 bin TL, 16 saat için 4 milyon 238 bin TL para harcandı. Bu saatlerin bir kısmının açılışı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle yapıldı. Proje kapsamında Ankara’nın bir tek noktasına, TBMM ile Genelkurmay Başkanlığı arasında kalan ve Ankara’nın yoğun olarak kullanılan kavşağa 4 taraflı altın kol saati heykeli yapıldı. 17 Aralık operasyonunda istifa eden eski bakan Çağlayan’ın 700 bin TL’lik kol saatini rüşvet olarak aldığı iddiasını anımsatan heykel, TBMM gündemine taşındı. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Bakan Ala’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “ İnsanların yiyecek ekmek bulamadıkları bir ülkede bakanın 700 bin TL’lik saat takması taraflı tarafsız her kesimde büyük tepki yarattı. Durum bu şekildeyken, kol saatinin rüşveti çağrıştığı bilinirken sanki bir misilleme yaparcasına TBMM’nin karşısındaki Genelkurmay Başkanlığı’nın bulunduğu meydana kol saatinin yapılması uygun olmamıştır. TBMM’nin Genelkurmay Başkanlığı ile kesiştiği Dikmen Caddesi üzerindeki kavşak güzergâhında Büyükşehir Belediyesi’nce yeni yaptırılan kol saati rüşvetin sembolü olarak değerlendirildi” yorumunu yaptı. Bayraktutan, Ala’ya “TBMM’nin karşısına rüşvetin sembolü olarak bilinen kol saatinin yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Anılan güzergâhta kol saatinin kaldırılması ile ilgili bir talimatınız olacak mıdır” sorularını yöneltti. BELEDİYENİN, MECLİS İLE GENELKURMAY ARASINA YAPTIRDIĞI HEYKEL ŞAŞIRTTI Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘Gönlümden geçeni Allah biliyor’ YI . SA 0 7 2 TI! ÇIK Gül’e yakınlığı da gündemde Üniversiteye ağ gerdiler Kars Kafkas Üniversitesi’nin bazı fakültelerinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgalar yüzünden katlar arasındaki merdiven boşluklarının üzeri ağlarla kapatıldı. Emniyet Müdürlüğü’nün isteği üzerine Eğitim ile İktisadi ve İdari Bilimler fakültelerinin bulunduğu 5 katlı binada uygulanan ağlı önlemle, üst katlardan alt katlardakilerin üzerine herhangi bir şeyin atılması ve öğrencilerin olası kavgalarda boşluktan düşme ihtimali önlenmiş oldu. Üniversitede olaylarda bir kişi tutuklanırken 2 kişi bıçakla yaralanmış, 25 kişi de gözaltına alınmıştı. (Fotoğraf: DHA) Bu hafta konuşacak Kampusta gerginlik: 2 yaralı İstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu’nda Dicle Üniversitesi’ndeki olayları protesto etmek isteyen bir grup öğrenci ile karşıt görüşlü öğrenciler arasında gerginlik yaşandı. Kampus girişinde basın açıklaması yapan öğrenciler oturma eylemi yaptı. Karşıt görüşlü bir grup eylem yapan gruba taş ve şişeler attı. Gerginliğe özel güvenlik ve çevik kuvvet ekipleri müdahale etti. Olaylarda 1 çevik kuvvet polisi ve 1 öğrenci gözüne gelen şişe nedeniyle yaralandı. Yaralılar tedavi altına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle