05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 NİSAN 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Bankaları zorlu bir yıl bekliyor l Derecelendirme kuruluşu Fitch’e göre gelişmekte olan ülkelerde bankacılık düşük büyüme ve yüksek faizden olumsuz etkilenecek u Bankaların önceki yıllara göre kötü bir performans göstereceğini öngören kuruluş, aşağı yönlü risklerin Türkiye ve Rusya’da arttığına işaret etti. Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, gelişmekte olan ekonomilerin bankacılık sistemlerinin, önceki yıllara kıyasla daha zayıf bir performans sergileyeceği değerlendirmesinde bulundu. Fitch, gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sistemlerine ilişkin değerlendirme raporunda, “Gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sistemleri daha düşük ekonomik büyüme, yüksek faiz oranları ve bazı durumlarda artan politik belirsizlik nedeniyle 2014’te önceki yıllara kıyasla daha zayıf bir performans gösterecek” öngörüsüne yer verdi. Bankacılık sisteminde aşağı yönlü risklerin Çin ve Hindistan’da en yüksek seviyedeyken Rusya ve Türkiye’de de arttığına işaret edilen raporda, “Fitch, Çin’de güçlü kredi büyümesinin 2014’te yüzde 18 gibi biraz daha ılımlı bir hızda sürmesini beklemektedir” denildi. Değerlendirmenin Türk bankalarına ilişkin kısmında ise şu görüşlere yer verildi: “Türk bankaları, varlık kalitesindeki azalış, azalan marjlar, daha düşük büyüme, yükselen faizlere göre kredilerin ayarlanması, daha zayıf olan para birimi, yavaşlayan ekonomi ve politik belirsizlikler sebebiyle zorlu bir yılla karşı karşıya kalacak. Bunlara rağmen bankaların çoğu ılımlı gerilimi absorbe edebilir durumda ve aşağı yönlü reyting baskıları sınırlı olacaktır.” Brezilya’daki ekonomik yavaşlamanın bankaların varlık kaliteleri ve marjları üzerinde ılımlı bir baskı oluşturabileceği belirtilen değerlendirmede, Rusya’ya ilişkin olarak da jeopolitik belirsizliklerin ve iş ortamında azalan güvenin, ekonomik büyüme üzerinde oluşturduğu baskıların Rus bankalarının görünümünü zayıflattığının altı çizildi. Ekonomide de Gerçek Yaşanacak Ekonomi alanında da son on yıldır yalan rüzgârı esiyor. Tıpkı ileri demokrasi gibi. Yalan sonunda yerini gerçeğe bırakıyor. İşsizlik, hızlı fiyat artışı, aşırı borç yükü, bozulmuş bilançolar... 1970’li yıllarda ekonomide enkaz söylemi yaygındı. Bu söylem günümüz için de geçerli. Sorun, oluşan yıkıntının, enkazın nasıl kaldırılacağı. Ekonomide nedensonuç ilişkisi geçerlidir. Geleceğe umutla bakabilmek için neden, nedenler olmalı. Ekonomi de lafla yürümüyor. Gösteriş yatırımları, aşırı borçlanma, sıcak para girişi, mevcudu tüketme ile, bir süre için başarı algısı yaratılabiliyor; ama sonunda gerçek yaşanmaya başlıyor. Ekonomi yönetimi, Merkez Bankası gerçekten zor durumda. Bir yandan ülkeye gelmiş sıcak paranın ülkede kalması sağlanacak, buna ek olarak en az 50 milyar USD dolayında oluşacak cari işlemler açığı fonlanacak, enflasyon hedeflenmesi nedeniyle enflasyon en az yüzde 7 yüzde 8 düzeyinde tutulacak, işsizlik oranının çift haneye yükselmesi önlenecek, finans sektöründe kredi çöküşü yaşanması engellenecek... Ekonominin daha derin bir krize devrilmemesi için, en azından yukarda sayılanların gerçekleştirilmesi gerekir. Elinizdeki tek silah da faiz. O silahın kullanılması da siyasal kaygılarla, benmerkezci bir tutumla istenmiyor. Tersine faizlerin indirilmesi konusunda baskı var. Şu sırada faizler gerçekten indirilirse, sıcak paranın bir bölümü ülkeden çıkmaya başlar, taze kaynak girişi azalacağından hatta duracağından cari işlem açığı Merkez Bankası rezervleri ile fonlanmaya başlarken, iç tasarruflar TL’den dövize yönelir, açık pozisyonda olanlar ucuz TL ile döviz alarak açıklarını kapatmaya başlarlar... Tüm bu gelişmeler, döviz kurunu aşırı derecede yükseltir. Döviz kuru yükselişi ekonomiyi devalüasyonenflasyon sarmalına sokar. Bu koşullarda faizleri düşürün cakasının, komutunun bedeli ağır olur. Öte yandan yüksek faizin, kredi sınırlamasının da ekonomiye maliyeti vardır. İşletmelerin zaten bozuk olan bilançolarını daha da bozar, ödeme zorlukları yaratır. Tüm sektörleri de aynı ölçüde etkilemez, özellikle, inşaat sektörü, sermayeçıktı oranı yüksek endüstri kolları, yatırım malları üreten işletmeler daha çok etkilenir. Bankalar kredi emniyeti nedeniyle büyük, eskiden beri kredi ilişkisinde oldukları işletmeleri fonlamayı yeğleyeceklerinden, KOBİ’ler daha fazla zarara uğrar. Yüksek faiz ekonomideki durgunluğu derinleştirir. Ne yazık ki değneğin iki ucu da temiz değildir. Gerçekten ekonomi yönetimi, Merkez Bankası, ikilem içinde zor durumdadır. Gerçeği kabul edip ciddi kemer sıkma politikasına yönelmek çıkar yoldur. Kemer sıkmanın da bir bedeli vardır. Bu bedel daha da ağırlaşmadan ödenmeye başlanmalıdır. Özür dilerim yurtdışından 400 milyar dolar borç almışsınız, hane halkı olarak ulusal gelirin en az yüzde 25’i kadar borçlanmışsınız, şimdi bedel ödemeden bu durumdan kurtulmaya en azından durumu sürdürmeye çalışıyorsunuz. Başarılabilirse gerçekten mucize olur. Ekonomide de ne yazık ki mucizeye yer yoktur. Biz hep 1950’li yıllarda da mucize peşindeydik. O dönemde Alman ekonomik mucizesini gerçekleştirdiğini düşündüğümüz Ludwig Erhard’a başvurulduğunda bize yaptığı öğüdü anımsayalım. “Ekonomide mucize yoktur.” Ancak emek, üretim, bilgi, beceri, disiplin sonucu başarıya ulaşılabilir. Yalan rüzgârına kapılmadan gerçeği ne zaman görebileceğiz? Başarısızlığı giderek belirginleşecek denemelerin son olmasını dileyelim. Merkez’e Yeni Şafak’tan üye Merkez Bankası’nın 82. olağan genel kurulunda denetleme kuruluna yeni üye seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası’nın 82. olağan genel kurulunda görev süresi 30 Nisan’da sona erecek olan denetleme kurulu üyesi Prof. Dr. Hasan Türedi’nin yerine Hazine’nin önerisi ile Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Ziya Gökalp seçildi. Banka meclisinde görev süresi 30 Nisan’da sona erecek olan iki üyenin görev süresi ise yine Hazine’nin önerisi ile uzatıldı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı hükümetten gelen baskılar nedeniyle istifa edeceği söylentileri hakkında, “Yapılan resmi açıklamalar dışında söylentilere itibar etmeyin” dedi. Merkez Bankası Başkanı Başçı, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa’da ciddi bir toparlanmanın yaşandığını belirterek “Enflasyon, büyüme, cari açık üçlüsüne hızlıca baktığımızda, enflasyon yüzde 5’in üzerinde, cari işlemler dengesi gelişmelere bağlı olarak belki 5 ile 6 arasında olabilir. Büyüme de yüzde 4’ün hafif altında görünüyor” dedi. Genel kurulda, banka hissedarları Selahattin Ergüder ile Adnan Bahar sert eleştirilerde bulundu. Ergüder, TL’nin yeni simgesini “ucube” olarak nitelendirdi, “acayip şeklin” Türk Lirası ile ilişkisinin kesilmesini talep etti. Yıllık raporu de eleştiren Ergüder, “Okunacak şekilde yazılmamış” dedi. Merkez Bankası’nın hükümetin “siyasi kolu” olarak çalıştığına dikkat çeken Ergüder, bankanın bağımsız olması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda görev süreleri 30 Nisan’da dolacak olan banka meclisi üyeleri Mehmet Vehbi Çıtak ile Doç. Dr. Lokman Gündüz Hazine tarafından yeniden aday gösterildi. Çıtak ve Gündüz yeniden üye olarak seçildi. Görev süresi 30 Nisan’da dolacak olan denetleme kurulu üyesi Prof. Dr. Hasan Türedi’nin yerine ise Hazine’nin önerisi ile Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı ekonomist Mehmet Ziya Gökalp seçildi. 20 yaşında dünya devi Turkcell, 11 Temmuz 2000 yılında New York Borsası’na kote ilk Türk şirketi oldu (yukarıda). 10 yıl sonra Turkcell 10.5 milyar dolar piyasa değeriyle NYSE’de en yüksek değere sahip ilk yüzde 20’lik dilimde yer alıyordu. 20 yıl önce Türkiye topraklarında doğan Turkcell, bugün beşinde pazar lideri olduğu 9 ülkede toplam 71.3 milyon müşteriye hizmet sunan bir dünya devi haline geldi. Şirket, son iki yıldır Avrupa’nın en hızlı büyüyen Telekom grubu unvanını elinde tutuyor. Ekonomi Servisi Son iki yıldır Avrupa’nın en hızlı büyüyen operatörü olma unvanını elinde bulunduran Turkcell, 20. yaşını kutluyor. 28 Şubat 1994’te zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in sesi ile cep’ten ilk “alo”yu gerçekleştiren Türkiye’nin ilk GSM operatörü Turkcell, bugün, beşinde pazar lideri olduğu 9 ülkede toplam 71.3 milyon müşteriye hizmet sunan bir dünya devi haline geldi. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, 20. yıl etkinliklerini tanıtım amacıyla düzenlenen basın toplantısında, “Bir ses şirketi olarak kurulduk, şimdi bir iletişim ve teknoloji şirketi haline geldik. Gelecek 20 yılda daha büyük başarılara imza atmak için çalışacağız” diyerek ulaştıkları nokta hakkında bilgi verdi. Turkcell’in fikir babası bugün MV Holding’in patronu olan Murat Vargı’ydı. Vargı projeye, cep telefonunun adının bile pek bilinmediği 1988’de, daha sonra şirketin isim babası olan Thorsten Press ile birlikte başladı. Üç yıl tanınmış bütün holdingleri ikna için uğraştılar. Koç’lar, Sabancı’lar öneriyi pas geçtiler. Sonunda Çukurova Holding’in kapısını çaldılar. Kurmaylarını toplayan Mehmet Emin Yellen: Düzelme 2016’nın sonunda WASHINGTON (WSJ) Fed Başkanı Janet Yellen tam istihdamın ve fiyat istikrarının sağlandığı sağlıklı bir ekonominin ufukta olduğunu söyledi. New York’ta Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada Fed Başkanı, merkez bankası yetkilileri ile birçok ekonomistin 2016’nın sonunda tam istihdama ve istikrarlı fiyatlara sahip bir ekonomi göreceklerini belirtti. Yellen, enflasyonun yüzde 2’nin altında seyretmesinin yüzde 2’nin üstüne tırmanmasından daha olası olduğunu, bunun da ABD ekonomisi için çok hayırlı olmadığını dile getirdi. “Bugüne kadar çok yol aldık ama asıl yolculuğumuz yeni Karamehmet, ileriyi görüp bir başlıyor” diyen Turkcell Genel Müdürü günde “Evet” dedi. İhalede biSüreyya Ciliv, kuruluşun toplumsal sorinci olan şirket de terreddüt rumluluk projelerini özetle şöyle sıraladı: gösterince, işi aldılar, hızİlk günden bu yana sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluklarla yarattığımız la büyüdüler. değer 620 milyon TL’ye ulaştı, milyonlarca atırımla kişiye dokundu. Kardelenler projemiz ile şimdiye kadar 29 bin kız öğrenciye Turkcell bursu büyüdüler verildi. 17 bin Kardelen lise, 1800 Kardelen üniverKaramehmet ihasite mezunu oldu. Kardelenler projesiyle verilen leyi aldığında bir burs sayısı 100 bine ulaştı. Ekonomiye Kadın kâğıda 0532 ya Gücü projemiz ile mikro kredi, teknoloji, zıp verdiler. Ortasatış, pazarlama ve eğitim desteği vererek da ne bina, ne tesis, dar gelirli kadın girişimcilerimizi ekonone tek bir kablo... miye kattık. Geleceği Yazanlar Projemiz hiçbir şey yoktu. ile yerli mobil yazılım seferberliği ilan Kollar sıvandı, paettik. Geleceğe Koşanlar ve federasyon ralar yatırıldı. Turkişbirliklerimizle bireysel spor dallarında cell o günden bu yabaşarısının çıtasının yükselmesine na Türkiye’de 20 yılkatkıda bulunduk. Gönül Köprüsü da toplam 23 milyar liprojesi ile 81 ilden 140 bin öğrenci ralık yatırım yaptı. “BiTürkiye’nin farklı bölgelerini zizim yatırımlarımız dayaret etme imkânı buldu. Y Bir günde verilen karar ha fazla olduğu için daha hızlı büyüdük” diyen Karamehmet’e göre rakip operatöre (Telsim) karşı başarının temeli de buradaydı. 1998’de 25 yıllık lisans sözleşmesi resmen imzalanmadan bir yıl önce (üç yılda) abone sayısı 1 milyonu geçti. Asıl yolculuk şimdi başlıyor servisinin kullanıma açılması, 2001’de Inteltek’in kurulması, 2002’de cep’ten fotoğraf gönderme olanağını getiren ilk MMS, 2003’te ilk mobil ödeme, 2005’te Doğu’ya ilk çağrı merkezi, 2011’de Çift Taşıyıcı teknolojisi ile iki kat hızlı mobil internet teknolojisine geçen dünyadaki ilk 13 şirket arasına girmek, 2013’te ilk Turkcell markalı tablet ve ilk yerli akıllı telefonun piyasaya sunulması da yer alıyor. Turkcell’in Türkiye’de gerçekleştirdiği bir dizi ilk arasında 1995’te ilk SMS, 1996’da Azarbeycan’dan alınan lisans, 1997’de 1 milyonuncu abone, 1999’de ilk hazır kart, Kazakistan’daki şirketin, Turkcell Global Bilgi’nin kurulması, 2000’de New York Borsası’na kote olunması, cep’ten internete geçiş yolu olan WAP ‘İlk’leri gerçekleştirdi 155 bin yeni taşıt trafikte n Yılın ilk iki ayında trafikte taşıt sayısında 155 bin 134 adet artış yaşandı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı 2014’ün şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13.9 oranında azalışla 52 bin 240 oldu. Trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 22.3 oranında azalışla 9 bin 854 adede geriledi. Dövizzedeler çözüm arıyor Ekonomi Servisi Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) ‘döviz kredisi borçlarının yeniden yapılandırılması’na’ ilişkin yayımladığı genelge yeterli olmayınca, dövizzedeler sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı. Japon Yeni ve İsviçre Frangı ile konut kredisi alan ve bu para birimlerindeki değerlenmeyle birlikte borçları katlanan dövizzedeler, TBB’nin mart ayında yayımladığı genelgedeki ‘banka ile mahkemelik olmama’, ‘borcunu daha önceden TL’ye çevirmeme’ gibi maddelere takılmıştı. Kur artışlarıyla birlikte konut kredisi borçları katlananlar, Meclis’ten gelecek çözümü bekliyor. Bayram gelmiş neyime? Yılmaz’ın verdiği düEkonomi Servisi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, zelmiş veriler de şöyle; Türkiye’de yaşayan yurttaşların ezici bir çoğun TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları 2006 yılında en zengin luğu evden uzak bir haf Anketi kapsamında ‘Evden uzakta yüzde 20’lik kesimin getalık tatili bile karşılaya bir haftalık tatili karşılayabiliyor lirden aldığı pay, en yoksul yüzde 20’lik kesimin mıyor. CHP Genel Başmusunuz?’ sorusuna yüzde gelirden aldığı payın 9.59 kan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru öner 85.9’unun ‘Karşılayamıyorum’ katı iken bu oran 2012’de 7.96’ya gerilemiş. Yılgesini yanıtlayan Kalkınyanıtını verdiğini söyledi. maz ayrıca, TÜİK tarama Bakanı Yılmaz’ın verdiği yanıtlar, tablonun ne kadar vahim ol fından açıklanan 2012 yoksulluk veriduğunu ortaya koydu. Yılmaz’ın verdi lerine göre Türkiye’de kişi başı günlük ği yanıta göre, her ne kadar tatile gide 2.15 dolar altı geliri olan nüfusun orameyenler çok büyük çoğunlukta olması nının yüzde 0.06’ya gerilerken kişi bana karşın durum yine de iyi. Zira bugün şı günlük 4.3 dolar altı harcaması olan tatile gidemeyenler yüzde 85.9 iken bu nüfusun oranının da yüzde 2.27 olarak gerçekleştiğini ifade etti. durum 2006’da yüzde 88.5!.. Haftaiçi Meclis’e giden dövizzedelerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyetlerini ilettiği ve Erdoğan’ın da 30 bin kişiyi bulan dövizzedelerin sorununun çözüleceğini belirttiği öğrenildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Recai Berber’in ise bankalardan, her ne aşamada olursa olsun dava açanların ve borçlarını daha önce Türk Lirası’na çeviren ya da yapılandıranların genelge kapsamında tutulmasını istediği kaydedildi. TBB’nin çarşamba günü temsilci bankalarla bir araya geldiği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle