05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2014 CUMA 4 HABERLER Kahraman Yaratmak Cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan ve Gül’ün yanı sıra yeni bir aday daha çıktı: AYM Başkanı Haşim Kılıç. Çankaya’ya adaylığını yakında açıklayacağı ileri sürülen Haşim Kılıç ile ilgili olarak AKP’ye de yakınlığı ile bilinen Furkan Dergisi’nde yerici yayın başladığına göre, AKP cephesi de Kılıç’ın adaylığı söylentilerini ciddiye alıyor olsa gerek. Gerçekten de özellikle AKP içinde hatırı sayılır bir grup. Anayasa Mahkemesi’nin son zamanlarda verdiği iptal kararlarını, Haşim Kılıç’ın, Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasına bağlamaktaydılar. Tayyip Bey’in açtığı yolda azimle yürüyen partisinin de kendisi gibi yargı kararlarına hep bir kulp takıp bahane uydurarak tanımama eğiliminde olduğu inkâr edilmez bir gerçektir. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin iktidarın tartışma konusu ettiği kararlarına nasıl bakmak gerekir? Sanırım, söylentileri bir yana bırakarak kararların anayasanın hükümleri, demokrasinin temel ilkeleri, AİHS ve AİHM ilke ve doğrultularına ne derecede uygun olduğuna bakarak karara varmak en doğru yol olacaktır. HHH Nesnel açıdan bakıldığında son kararlar ile yukarıdaki hükümler ve ilkeler arasındaki uygunluğu görmemek mümkün değildir. Ayrıca 12 Eylül 2010 düzenlemesi sonrasında, iktidar doğrultusuna girdiği vurgulanan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararlarının oybirliği ile alınmış olması da, Haşim Kılıç’ın etkisi söylentilerini zayıflatmaktadır. Bütün bu söylediklerimden AYM’yi bugünkü haliyle demokrasinin teminatı olarak gördüğüm sonucunu çıkarmayın lütfen! Bununla birlikte, AKP dışı çevrelerde de Haşim Kılıç’ın Çankaya adayı olduğu söylentileri, son kararlardan daha önce de dolaşmaktaydı. Hatta bu çevreler de verilmiş olan iptal kararlarının o doğrultuda çıkacağını ileri sürmekteydiler. Haşim Kılıç’ın aday olup olmayacağı konusunda, şimdiden kesin bir şey söylemek zor. Ama, Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesi tartışma yaratmış olan, başkanlık için AYM üyelerinin oylarını almış olması şaşkınlıkla karşılanan, Anayasa Mahkemesi’nin ilk hukukçu kökenli olmayan başkanının Çankaya’ya aday olması halinde, gerekli çoğunluğu sağlayabilmesi kuşkuludur. Gerçi Haşim Kılıç, dünya görüşleriyle muhafazakâr kesime seslenmenin ötesinde sağın ucunda yer alan bir kişidir ama sağın geniş desteğini sağlaması yine de güç. Furkan Dergisi de Haşim Kılıç’a sağdan vururken onun “güvenilmez!” olduğunu ileri sürüyordu. Olayın bu yönüne yine değineceğim. HHH Laiklik, temel hak ve özgürlükler konusunda duyarlı olan kesime gelince: Haşim Kılıç’ın onların özlemlerini karşılayacak, kaygılarını giderecek bir kişi olarak Çankaya yolunda oylarını alabileceğini söylemek mümkün değildir. Haşim Kılıç’ın, Anayasa Mahkemesi Başkanlık seçimi sırasında, laik ve demokratik duyarlıkları yüksek olduğu ileri sürülen AYM yargıçlarının oyunu almaktaki başarısı her ne kadar bu alandaki hünerinin yabana atılmaması gerektiğini düşündürse ve kendi beceriksizliği ile yetersizliğinin eksiğini sağda keramet arayarak kapama eğiliminde olan CHP’nin, yine sürpriz kahramanla herkesi şaşırtma yeteneği yabana atılmasa bile AYM Başkanı’nın, üzerinde birleşilebilecek olan ve Tayyip Bey’i sandıkta yenme olasılığı bulunan aday olamayacağı aşikârdır. Baskı dönemlerinin en büyük sakıncalarından biri de kolay ve ucuz kahramanlar yaratılmasıdır. Bir kez daha böyle olmaması için herkesin dikkatli olması ve Çankaya için çıkarılacak aday konusunda çok titiz davranılması gerekiyor. Çankaya için gerekli niteliklere sahip, geniş kesimlerin üstünde birleşebileceği aday, hiç kuşkusuz Haşim Kılıç değildir. Zaten kendisi de adı çevresinde geniş mutabakatı sağlayamayacağını görerek aday olmayacağını yakında açıklayabilir... Tabii ne de olsa, Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var. Yetki süper, denetim göstermelik u MİT’in görev alanını genişleten, soruşturmalardan koruyan, basını susturan yasa önerisi Meclis’ten geçti. u TBMM denetimi konusunda AKP içinde yaşanan büyük kriz Başbakan Erdoğan’ın devreye girmesiyle aşıldı EMİNE KAPLAN ANKARA MİT’i “süper yetki”yle donatan, İmralı görüşmelerine “yasal güvence” getiren yasa TBMM Genel Kurulu’ndan geçti. MİT’in Meclis’te oluşturulacak komisyon tarafından denetlenmesine ilişkin değişiklik önergesi, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile grup yönetimi arasında sert tartışmalara varan kriz çıkardı. Kriz, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesiyle aşılırken Atalay’ın imzasıyla verilen önergeye milletvekillerinin imza vermedi. Muhalefet, düzenlemede Meclis komisyonunun doğrudan MİT’i denetlemesine olanak tanımadığı ve “devlet sırrı” niteliğindeki belgeler komisyona sunulamayacağı için Meclis denetiminin “göstermelik” kalacağı eleştirisini yöneltti. TBMM Genel Kurulu’nda dün MİT yasa önerisi görüşüldü. MİT’in Meclis tarafından denetlenmesine ilişkin yasa önerisine eklenecek maddeyle ilgili birkaç gündür AKP’de süren sıkıntı ve tartışma dün doruk noktasına ulaştı. AKP grup yöneticileri, MİT’i denetleyecek komisyonun yasa önerisine eklenecek bir maddeyle kurulmasının teknik açıdan sıkıntı yarattığını, komisyonun bağımsız bir yasayla kurulması ya da içtüzük değişikliği yapılması gerektiğini, bu şekilde Anayasa Mahkemesi’nin iptal edebileceği uyarısına karşın Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ısrarcı oldu. Bunun üzerine bir grup başkanvekili önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşerek yasa önerisine bu yönde madde eklenmesinin yaratacağı sıkıntıları anlattı. Erdoğan, bunun üzerine önergeden vazgeçilmesini istedi. AKP’nin dünkü grup yönetim kurulu toplantısında Atalay ile grup yönetimi arasında konuyla ilgili olarak sert tartışmalar yaşandı. Atalay, “Bu çalışmayı baştan beri ben yürütüyorum. Kaç gündür bu konu üzerinde çalışıyoruz, basına denetimin getirileceği konusunda açıklamalar yapıyorum. Bu çalışmayı katlediyorsunuz, bu madde eklenmezse böylesine önemli bir çalışma Atalay’dan sert tepki nın katili olursunuz” diye tepki gösterdi. Bu sözlere tepki gösteren grup yöneticileri, “Siz nasıl konuşuyorsunuz? Biz grup başkanı olan Başbakan’ın vekilleriyiz” dedi. Atalay, yaşanan tartışmalar üzerine sert bir şekilde toplantıdan çıkarak Başbakan Erdoğan’la görüşmek için Başbakanlık’a gitti. Başbakan’ın Atalay ve grup yöneticileriyle görüşmesinin ardından maddenin yasa önerisine eklenmesi ancak komisyonla ilgili olarak TBMM İçtüzüğü’nde de değişiklik yapılması benimsendi. Atalay’ın Erdoğan’la görüştüğü sıralarda TBMM Genel Kurulu çalışmalarına başladı. Atalay’ın çalışmalara katılabilmesi için TBMM Başkanvekili, Genel Kurul’a 20 dakika kadar ara verdi. Müsteşara çifte koruma TBMM’den geçen yasa ile getirilen diğer önemli düzenlemeler şöyle: l MİT müsteşarına “çifte koruma” geliyor. Buna göre MİT müsteşarı hakkında başbakan soruşturma izni verse bile müsteşar, soruşturma iznine itiraz için cumhurbaşkanına başvurabilecek. Cumhurbaşkanı itirazı kabul ederse hakkında soruşturma yapılamayacak. l MİT’in bugüne kadar Abdullah Öcalan’la yaptığı Oslo ve İmralı görüşmelerine yasal dayanak getirilirken yapılan değişikle başta BDP’liler olmak üzere Öcalan’a yapılacak sivil ziyaretler de suç kapsamı dışına çıkarılıyor. l Hatay’da devlet krizine yol açan “MİT TIR’larına” da yasal koruma getiriliyor. Buna göre cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde, MİT ile temasa geçecek. Konunun MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunun anlaşılması veya belgelendirilmesi üzerine adli yönden başkaca bir işlem yapılmayacak ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmayacak. l MİT’in görev alanı genişletiliyor. Buna göre MİT; “dış güvenlik, terörle mücadele, milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu’nun vereceği görevleri yerine getirmek, dış istihbarat, milli savunma, uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında” da görev yapabilecek. Bu kapsamda MİT, yerli, yabancı her türlü kurum, kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek. l Düzenleme ile MİT’e kurumların her türlü bilgi ve belgesine el koyma yetkisi tanınıyor. Kamu kurumları, bankacılık yasası kapsamındaki kuruluşlar ile tüzelkişiliği bulunanbulunmayan tüm kuruluşlar, MİT’in istediği belgeleri vermek zorunda olacak. l Düzenleme, MİT’e, istihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilme, gizleme ve tüzelkişilikler kurabilme yetkisi tanıyor. Muhalefet bu düzenleme ile geçmişte “devlet içinde devlet” haline gelen yeni “Yeşil”lere yasal dayanak oluşturulacağı endişesini dile getiriyor. l MİT; telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplama yetkisi veriyor. Böylece kişisel iletişimin yanı sıra, önleyici istihbarat elde etme, gerekçesiyle “ankesörlü telefonlar” bile dinlenebilecek. l MİT’te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. l Yasa, MİT belgelerini alan, çalanlara 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası getirirken bu belgeleri yayımlayan medya kuruluşlarına ise 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Raporlar Başbakanlık’tan Çalışmalara başlanmasının ardından Atalay’ın imzasıyla önerge TBMM Genel Kurulu’na sunuldu. Atalay’ın dışında önergeye imza veren milletvekili olmadı. Önergeyle TBMM’de “İstihbarat ve Güvenlik” adıyla yeni bir ihtisas komisyonu kurulacak. Komisyon 17 üyeden oluşacak ve görüşmelerini kapalı olarak yapacak. Komisyon üyeleri TBMM’deki partilerin sandalye oranlarına göre belirlenecek. MİT’in yanı sıra MASAK, jandarma ve Emniyet’in istihbarat ve güvenlik faaliyetleriyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı’ndan yıllık olarak rapor hazırlayarak Başbakanlık’a gönderecek. Başbakanlık her yılın her yılın mart ayında raporları komisyona sunacak ve komisyon bu raporları 90 gün içinde ele alacak. Genel Kurul’a gelmeyecek CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, komisyonun bu şekliyle denetleme görevi yapmayacağını belirtti. Söz konusu düzenlemede komisyonun Başbakanlık’tan gelen raporu görüşmesine ilişkin hüküm bulunduğunu belirten Hamzaçebi, “Bunun içinde denetim yok. Komisyon raporları görüşecek ancak Genel Kurul’a getiremeyecek” dedi. MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu da denetim yapılması amacıyla kurulacak komisyonun göstermelik bir komisyon olduğuna işaret ederek, “MİT doğrudan denetlenemeyecek. Gelen raporlar üzerinden görüşme yapılacak. Bu denetleme değildir” diye konuştu. Beşir Atalay da komisyonun MASAK, MİT, Emniyet İstihbarat ve jandarma İstihbarat’ın nasıl çalıştığını bileceğini ifade etti. Atalay, kamuoyunda tartışılan telefon dinlemeleri konusunda komisyonun bu sistemin nasıl yürüdüğünü göreceğini ifade etti. Atalay, gerektiğinde bu raporları Genel Kurul’a da getirebileceğini belirtti. Devlet sırrı görüşülmeyecek Başbakanlık’tan gelecek raporlarda ve komisyon tutanaklarında devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelere yer verilmeyecek. Komisyona rapor hazırlayacak kurumların bu raporların hazırlanmasına ve kapsamına ilişkin usul ve esasları Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konacak yönetmelikte belirlenecek. Komisyon, milli güvenliğe ilişkin konularda görüş ve öneri sunmak; güvenlik ve istihbarat konularında uluslararası kabul gören gelişmeleri izlemek; bu faaliyetler kapsamında elde edilen kişisel verilerin güvenliğini ve bireyin hak ve özgürlüğünü koruyucu öneriler geliştirmekle de görevli olacak. GENÇ’E CEZA Meclis’teki MİT yasa tasarısı görüşmeleri sırasında TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı teklifin bir maddesini oylamaya sunarken CHP’li Kamer Genç karar yeter sayısı istedi. Bahçekapılı kendisini duymadan oylamaya geçince Genç tepki gösterdi. Bahçekapılı ise Genç’e “Meclis’ten geçici çıkarma” cezası verilmesini istedi. CHP’nin itira zı üzerine Bahçekapılı, Genç’e, özür dilemesi halinde cezayı geri alabileceğini söyledi. Genç, “Ben ne sizden, ne gruptan özür dilerim. Kimsin bana ceza veriyorsun?” dedi. Bahçekapılı, dışarı çakarılmasını istediği Genç’in konuşmasını sürdürmesi üzerine, birleşime ara verdi. AKP’li milletvekilleri Genç konuşurken sırtlarını kürsüye döndü. Başkanlık hesabı EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili istişarelerini sürdürürken, AKP yönetimi, 2015 genel seçiminde partinin anayasa değişikliğini yapacak çoğunluğa ulaşabilmesi için seçim sistemini değiştirmek için çalışma yapıyor. Hükümetin, demokratikleşme paketi tartışmaları sırasında gündeme getirdiği 3 seçenekli seçim sistemi önerisi, Erdoğan’ın milletvekilleriyle yaptığı toplantıdaki açıklamasıyla yeniden gündeme geldi. Erdoğan, mevcut yüzde 10’luk seçim barajının yerine dar bölge sistemiyle ilgili yasa değişikliği yapılacağını söyledi. AKP, daha önce mevcut sistemin devam etmesi, dar bölge ile daraltılmış bölge sistemlerini önermiş, muhalefetin sıcak yaklaşmaması üzerine mevcut sistemle devam etme kararı almıştı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Seçim sistemi için hedef dar bölge ya da daraltılmış bölge Turgut Özal anıldı 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ölümünün 21. yıldönümünde Topkapı Anıtmezar’da düzenlenen törenle anıldı. Törene Özal’ın eşi Semra Özal, çocukları Ahmet ve Efe Özal, gelini Sinem Özal, torunu Serra Özal, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, diğer yetkililer ve yurttaşlar katıldı. Semra Özal, zaman zaman gözyaşı döktü. Oğlu Ahmet Özal da ölümü üzerine şaibelerin devam ettiğini belirterek “Açılan davalar, Adli Tıp raporu üzerine oynanan oyunlar olduğu biliniyor. Raporun eksik parçaları var. Birileri engellemeye çalışıyor” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) seçimleriyle yapılan hesaplar doğrultusunda parti yönetimi dar bölge ya da daraltılmış bölgeye geçilmesi için çalışma başlattı. Her iki sistemde de çoğunluk partisinin daha çok milletvekili çıkaracağı, bunun da AKP’nin milletvekili sayısını artırması sonucunu getireceği belirtiliyor. AKP, seçim sistemi değişikliğiyle 2015 yılında yapılacak genel seçimlerde anayasayı değiştirecek 367 oy çoğunluğuna ulaşmayı hedefliyor. Böylece AKP, bir süredir ısrarla dile getirdiği yarı başkanlık, başkanlık ya da partili cumhurbaşkanı düzenlemesini yapabileceğini hesaplıyor. AKP’de Anayasa Mahkemesi’nin yasa değişikliğini “temsilde adalet” ilkesine aykırı bularak iptal edebileceği kaygısı yaşanıyor. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmesine yol açmayacak bir şekilde dar bölge ve daraltılmış bölge sistemleri üzerinde ayrıntılı çalışma yapılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle