23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER BAŞBAKANLIK’A BAĞLI AFAD, SAĞLIK BAKANLIĞI’NA HASTA SURİYELİ GÖÇMENLER İÇİN HARCANAN PARAYI SORDU: 7 Kardeşimizin maliyeti nedir? İKLİM ÖNGEL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Suriyeli misafirlerimiz, Suriyeli kardeşlerimiz” şeklindeki sözlerine karşın Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD), Suriyelilere uygulanan aşılama hizmetleri dahil pek çok birinci basamak sağlık hizmetinin “maliyet hesabını” istediği ortaya çıktı. AFAD’ın talebi üzerine harekete geçen Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, “Tüm Genel Sekreterliklerin Dikkatine Önemli” şeklinde tüm illere yazı gönderdi. Yazıda, Suriyeli vatandaşlara sunulan sağlık hizmetleri ile ilgili olarak, “hastaların birim maliyetlerinin hesaplanması” istendi. Yazıda, Suriyeli hastalara sunulan sağlık hizmetlerinin maliyet hesaplamasının AFAD tarafından istendiği ve gerekçesinin “Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde konu ile ilgili yapılması planlanan toplantıda sunma” olduğu kaydedildi. Suriyeli hastalara 20112014 yılları arasında yapılan işlemlerin bilgisinin istendiği yazıyla birlikte gönderilen, “Suriyeli Sığınmacılara Sunulan Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin Maliyet Analizi” başlıklı tablonun “her bir sağlık tesisince” doldurulması istendi. Tablonun doldurulmasının ardından kurumun bağlı olduğu finansal analiz uzmanına gönderilmesi, Mali İşler başkanlıklarınca kontrol edilmesinin ardından da Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na gönderilmesi gerektiği bildirildi. Tabloda, kamp içi ve dışında sevkli sevksiz muayeneden doğum kontrol yöntemlerine, gebe, çocuk, bebek izlemlerinden tek kullanımlık steril su şişesine kadar A’dan Z’ye birinci basamakta yapılan sağlık hizmetlerinin sayısı ve fiyatı isteniyor. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bu çalışmayı yürütürken Sağlık Bakanlığı da dün valiliklere gönderdiği yazıda “Suriyelilerin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerinin takibi ve planlanması amacıyla, bu kişilere verilen sağlık hizletlerinin aylık takip edilmesi” kararı alındığını bildirdi. Özel hastaneler ve üniversite hastanelerinin dolduracağı tabloda, yalnızca AFAD’a kesilen faturaların tablolara işleneceği, Suriyelilerin cepten yaptığı harcalamaların dikkate alınmayacağı bildirildi. Türkiye’deki Suriyeli sayısı büyükşehir nüfusunu geçti ANKARA (AA) AFAD Başkanı Fuat Oktay, Türkiye’deki Suriyeli sayısının 900 bini aştığını bildirdi. “Türkiye’deki Suriyeli sayısı 900 bini aştı. İç savaştan kaçan misafirlerin çoğunluğu sınıra yakın illerde yaşıyor. Suriyelilere yönelik yardımlar ise devam ediyor. Uluslararası yardımların tutarı ise yaklaşık 200 milyon dolar civarında. Bugüne kadar bizim harcamalarımız ise 2.5 milyar doları geçti” dedi. Türkiye’deki Suriyeli sayısı büyükşehir olmak için gereken 750 bin nüfus sayısını yaklaşık 150 bin kişi aşmış durumda. Annelerle Babalar Galiba Eşit Değil... Günlük yaşantımızı etkileyen olayların algılanması da Borsa İstanbul’daki (BİST) alışveriş mantığına benziyor. Örneğin faizin artırıldığı gün BİST’te yaprak kımıldamıyor. Anlayana soruyorsunuz. “Faizin yükseleceği belliydi. Söylentinin doğruluğunun anlaşıldığı günkü işlemlerde etkili oldu. Resmi açıklama gününe etkisi kalmadı” deniyor. Yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet iddialarının ortaya döküldüğü 17 ve 25 Aralık günlerinde oluşan havanın yerel seçimlere yansımaması da benzer bir yaklaşımla değerlendiriliyor: “Yolsuzluk ve rüşvet olayları yıllardan beri biliniyordu zaten.” HHH Yerel seçim geride kaldı ama tartışması hâlâ sürüyor. “Türkiye’nin en şaibeli seçimi” aynı zamanda dinsel söylemin de en çok dile getirildiği seçim oldu. Dinin siyasete alet edilmesi artık Türkiye’nin yadsınmaz gerçeklerinden biri. “Kim yapıyor” sorusunun yanıtı da “Kim yapmıyor ki”ye dönüştü. Ama seçimin en ilginç ve özgün suçlaması Başbakan Erdoğan’dan geldi. CHP Üsküdar adayı Özkes için hazırlanan yaftalardan birinde “Üsküdar’a müftü başkan yakışır” yazıyordu. Konunun uzmanı Başbakan, suçlamasını ekranlardan iletiverdi: “Dini siyasete alet ediyor.” HHH Propaganda sürecini, yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin suçlama ve savunmanın simgesine dönüşen “yetim hakkı” ile geçirdik. Muhalefet “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar” derken, iktidar da “darbe girişimi” iddiasından artan süreyi “Tüyü bitmemiş yetim hakkını kimseye yedirmeyiz” diyerek tamamlamayı yeğledi. Türkçe özellikle kan bağı ile oluşan akrabalık ve evlenme ile oluşan hısımlık ilişkileri konusunda da dünyanın en zengin dillerinden biri. Aileler içindeki kişilerin birbirlerine karşı konumunun özgün adları var. Bunlardan biri de “yetim”. Babası ölmüş küçük çocuklar için kullanıyoruz. Annesi ölmüş çocuklar için de “öksüz” diyoruz. Peki, yetimin hakkı var da öksüzün yok mu? Dile getirilmediğine göre herhalde yok! Anlaşılıyor ki büyüyüp toplum içine karıştıklarında da haklarını tümüyle yitirmiş oluyorlar. Oysa insan hakları diye bir kavram var. Eğer bir şeyler yenilip yutuluyorsa üzerinde her yurttaşın hakkı var. Kadın erkek eşitliği, hatta bütün çocuklar için pozitif ayrımcılık yapılması da bir anayasa kuralı. Bir kadın sadece harp ya da görev şehidi olduğunda çocukları yetim sayılıyor. Başlangıçta yalnızca babaları ölmüş olan çocukları alan Darüşşafaka bile uzun süredir kapılarını anneleri ölenler için de açmış durumda. İslam hukukundaki kuralları içeren Mecelle, 4 Ekim 1926’da yerini Yurttaşlar Yasası’na bıraktı. Kadınerkek eşitliğini çocuklardan yola çıkarak yok sayan yaklaşımlardan lütfen uzak duralım. Mevlüt Dudu: Jandarma eskortlu katı atık TIR’ının sahibi olan şirketin nakliyattan haberi yok CHP TIR’ın peşinde u Hatay’da yeni bir “şüpheli TIR” iddiasını ortaya atan CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, Katı Atık Birliği’nin işletmecisi konumundaki ENVİTEC adlı şirketin, 10 Nisan’daki faaliyeti nedeniyle, şoförden bilgi istediğini, ancak tatmin edici yanıt alamadığını söyledi. AYŞE SAYIN ‘Türk araçları yağmada’ Dışhaberler Servisi İngiliz The Times gazetesi, Suriye’nin Türkiye sınırı yakınlarındaki Kesap kasabasından Lübnan’ın başkenti Beyrut’a kaçan Ermenilerin iddialarına yer verdiği geniş bir haber yayımladı. Haberde Hosvep isimli 66 yaşındaki Ermeni mültecinin, “Telefonla ulaştığım Kesaplılardan, Türkiye plakalı araçlarla gelen kişilerin büyük bir yağma yaparak her şeyi arabalarına yüklediklerini duydum” şeklindeki özlerine yer verildi. ANKARA CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, Meclis gündemine taşıdığı, Hatay’da 10 Nisan’da “jandarma eskortu” ile “katı atık taşıyan” şüpheli TIR’la ilgili yeni bilgi ve duyumların kendisine ulaştığını söyledi. TIR’ın Katı Atık Birliği’nin Hatay’daki işletmecisi konusundaki ENVITEC adlı firmaya ait olduğunu belirten Dudu, “Ancak bana gelen bilgilere göre şirketin, şoförünün bu faaliyetinden haberi yok” dedi. CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, “şüpheli TIR”la ilgili kendisine çok sayıda ihbar ve bilgi geldiğini söyledi. Hükümetten bu konuda açıklama gelmediğine dikkat çeken Dudu, kendisinin olayın peşini bırakmayacağını, ancak bilgi kirliliği oluşmaması için de gelen her ihbarla ilgili titizlikle inceleme yaptığını ifade etti. Yaptığı araştırma sonucunda söz konusu TIR’ın, Katı Atık Birliği’nin Hatay’daki işletmecisi olan ENVITEC adlı şirkete ait olduğu bilgisinin geldiğini belirten Dudu, ancak bu şirketin “jandarma eskortu” ile taşımacılık yapmadığına dikkat çekti. Şirketin de 10 Nisan’daki “jandarma eskortlu” seyahatten haberi olmadığının anlaşıldığını belirten Dudu, “Bana gelen bilgiye göre, şirket şoförü sorgulamış, ancak tatmin edici bir yanıt alamamış. Öyle anlaşılıyor ki, şirketin şoförün bu faaliyetinden haberi yok. Olayı araştırmaya devam ediyorum” dedi. Hatay’ın bölgede yaşanan olaylar ve dış basında sarin gazının Türkiye’den gittiği yönündeki iddialar nedeniyle yurttaşların son derece tedirgin olduğunu belirten Dudu, “AKP’nin El Kaide ve benzeri unsurlara destek verdiği artık dünyanın bildiği bir şey. Ciddi anlamda silah yardımı yapıldığı biliniyor. Şimdi ne yazık ki, kimyasal madde yardımında da bulunduğu şüpheleri var. O nedenle bu polis eskortlu TIR, şüpheleri artıran bir şey” görüşünü dile getirdi. Hükümetin Suriye rejimine yönelik geliştirdiği bu politikanın ters tepeceğini ve “bu silahın Türkiye’ye döneceğine” dikkat çeken Dudu, Reyhanlı patlamasının bunun ilk işaretlerinden olduğunu, hükümetin bu Suriye politikasını terk etmesi gerektiğini söyledi. İran’da Ermeniler Türkiye’yi protesto etti Suriye’nin Kesap kasabasındaki Ermenilerin öldürülmesine Türkiye’nin destek verdiğini öne süren bir grup Ermeni, İran’ın İsfahan kentinde bulunan Türk Hava Yolları bürosu önünde protesto gösterisi düzenledi. Türkiye karşıtı Farsça ve İngilizce dövizler taşıyıp sloganlar atan göstericilere, Ermeni din adamları da destek verdi. Yürüyüş sonunda okunan bildiride, Türkiye’nin uluslararası tüm yasaları ihlal ederek Kesap’taki silahlı teröristleri doğrudan desteklediği iddia edildi. (Fotoğraf: DHA) CHP’li Aygün, ‘Sarin gazında MİT parmağı’ iddiası nedeniyle Başbakan hakkında suç duyurusunda bulundu: İnsanlığa karşı suç işledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında Suriye’de yaşananlar dolayısıyla “İnsanlığa karşı suç, soykırım, bu amaçla örgüt kurma” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Aygün, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Fidan hakkında yaptığı suç duyurusunda, Suriye’de yaşananlara işaret etti. Aygün’ün, “insanlığa karşı suç, soykırım, bu amaçla örgüt kurma” iddiasıyla yaptığı suç duyurusunda şu ifadeler yer aldı: “Ne yazık ki bugün itibarı ile 100 bin masum insanın ölümüne sebep olan bu kanlı iç savaşın en büyük destekçilerinden birisi de ülkemizin hükümeti ve onun Başbakanı olan Erdoğan’dır. Nitekim bu terörist unsurlar bu iç savaş sırasında çok sayıda kanlı eylem gerçekleştirmiş olup, bu eylemlerden biri de 2013 yazında gerçekleşen sarin gazı saldırısıdır. Haberlerde verilen bilgilere göre sarin gazı saldırısı şüphelilerden Erdoğan’ın bilgisi dahilinde MİT ve jandarma tarafından temin edilen sarin gazı ile yapılmıştır. Tüm bu bilgi ve belgelerin içeriğinden, şüphelilerin Suriye’de süren iç savaşta terörist unsurlara silah ve lojistik desteği sağladıkları, terörist unsurların bu destek sayesinde masum sivilleri katlettikleri ortaya çıkmaktadır. Üstelik bu terörist unsurların Alevileri katlettikleri, hedeflerinin özellikle Alevi köyleri olduğu görülmektedir. Bu terörist unsurlar Türk Ceza Yasası’nda tanımlanan ‘soykırım’ ve ‘insanlığa karşı suçlar’ fillerini işlemektedirler.” Başbakan Tayyip Erdoğan ile Neçirvan Barzani, Başbakanlık Resmi Konutu’nda yaklaşık bir saat görüştü. (Fotoğraf: AA) Taksim inadı hukuk içinmiş! ‘Dünya biliyor’ Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Ankara’ya geldi Barzani ile gündem petrol ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşmesinde, Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin enerji işbirliğini sürdürme ve geliştirme konusunda kararlı olduklarını belirterek, bunu hem Bağdat’taki merkezi yönetime hem de ABD makamlarına açık bir şekilde ifade ettiklerini vurguladı. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başbakanlık Resmi Konutu’nda basına kapalı olarak yaklaşık 1 saat süreyle gerçekleşen görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel sorunların da ele alındığı öğrenildi. Başbakan Erdoğan ve Barzani, Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin enerji işbirliğini sürdürme ve geliştirme konusunda kararlı olduklarını, bunu Bağdat’taki merkezi yönetime de ABD makamlarına da açık bir şekilde ifade ettiklerini vurguladı. Görüşme sırasında, Irak’ta son dönemlerde istikrarsızlık ve terör saldırılarında yaşanan artış da gündeme geldi. Başbakan Erdoğan, bu konudaki endişelerini dile getirerek, Türkiye olarak komşu ülkelerin güvenlik ve istikrarına büyük önem atfettiklerini vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ve İstanbul’da nerede kutlanacağına ilişkin sorularını yanıtladı. Gösteri yapılırken birisi hastalandığı zaman, onu hastaneye götürme imkânının olacağını ifade eden Ala, “Güvenlik lazım olduğu zaman güvenliğini alacaksınız. Sonra o işten, toplantı ve gösteri yürüyüşünden rahatsız olanların onlara karşı müdahalesini önleyeceksiniz. Aslında toplantı ve yürüyüşü yapan insanların hak ve hukukunu ve onların güvenliğini korumak için o yerler belirlenir. Bizim derdimiz gösteri yürüyüşü yapanları engellemek değil. Bizim derdimiz, onların güvenliğini sağlamak” diye konuştu. 3 yıl sonra bilirkişi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Silvan ilçesinde 14 Temmuz 2011 günü PKK saldırısı sonucu şehit olan 13 askerin şehit olmasıyla ilgili haklarında ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla dava açılan Silvan 4. Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Murat Toprak, 4. Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Milbay Şahin, 1. Bölük Komutanı Üsteğmen M. Emin Karagöz ve 2. Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan’ın tutuksuz olarak yargılanmalarına, Diyarbakır’daki 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme, olayda sanıkların ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için Jandarma Albay rütbesindeki 3 kişiden oluşacak bilirkişiye dosyanın gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle