08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] Hollanda’da bütün partiler, Türkiye’ye AB desteğinin azaltılması konusunda anlaştı Yardımlara tırpan tehdidi YUSUF ÖZKAN AMSTERDAM Hollanda parlamentosu, AKP hükümetinin savaş yanlısı tutumu nedeniyle Suriye kaynaklı saldırı tehdidine karşı Türkiye’de konuşlandırılan Patriot bataryalarının geri çekilmesini isterken parlamentodaki siyasi partiler, Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen uygulamalar nedeniyle Avrupa Birliği (AB) tarafindan yapılan parasal yardımın azaltılmasını benimsedi. Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, Türkiye ile yeni bir müzakere faslı açılması konusunda “çaba harcamayacağını” belirterek, “yasaklar sürdüğü müddetçe Türkiye AB’ye üye olamaz” dedi. Hollanda Parlamentosu Dışişleri Komisyonu dünkü oturumunda Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Suriye ile ilgili üst düzey güvenlik toplantısına ilişkin internete sızan iddialar, ABD’li gazeteci Seymour Hersh’ün “sarin gazı” iddiası ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller ele alındı. İktidar ortağı Liberal Sağ Parti (VVD) ve muhalefet partileri, son dönemde yaşanan gelişmeleri “kaygıyla” izledik H ollanda parlamentosu, Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen uygulamalar nedeniyle AB tarafından yapılan parasal yardımın azaltılmasını benimsedi. Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, Türkiye ile yeni bir müzakere faslı açılması konusunda “çaba harcamayacağını” söyledi. findan dile getirilen, “Suriye’deki kimyasal saldırının Türkiye’nin desteğiyle yapıldığı” iddiası da “vahim” olarak değerlendirildi. Türk jandarması ve istihbaratının bu konudaki rolüne ilişkin haberlere dikkati çeken siyasi parti temsilcileri bu konuda uluslararası kapsamlı bir soruşturma açılmasını istediler. Milletvekilleri, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik savaş çıkartma girişimi nedeniyle Hollanda tarafindan gönderilen Patriot hava savunma sistemlerinin de geri çekilmesini istedi. Hollanda Dışişleri Bakanı Timmermans, AKP hükümetinin Suriye’de “aktif rolü bulunduğunu” inkâr ettiğini söyledi. Bu konuda ellerinde “somut veri” bulunmadığını belirten Timmer lerini vurguladılar. Suriye’den saldırı tehdidi altında bulunduğunu savunan Türkiye’nin “ikiyüzlü” davrandığını ileri süren parti temsilcileri, asıl saldırgan tutumun Ankara tarafından sergilendiğini ve “Batı’nın iyi niyetini kötüye kullandığını” dile getirdi. Hıristiyan Demokrat Parti (CDA), Sosyalist Parti (SP), Demokratlar 66 (D66), Hıristiyan Birliği (CU) ve Özgürlük Partisi (PVV) adına konuşan milletvekilleri, Suriye’deki rejim karşıtı şeriatçı örgütlerin Türkiye tarafından desteklendiğini savundular. Toplantıda Türkiye’nin, “saldırgan bir tutum izleyerek” diğer NATO üyelerini de çatışmanın içine çekmek istediği kaydedildi. ABD’li gazeteci Seymour Hersh tara mans, “Bu nedenle bağımsız araştırmaya öncülük edemem” dedi. Komisyonda Patriotların geri çekilmesi konusunun gelecek ay karara bağlanması benimsendi. Mayıs ayında, Patriotların görev süresinin uzatılıp uzatılmaması meclis genel kurulu tarafindan oylanacak. Meclisin büyük çoğunluğu, Türkiye’nin Suriye’deki savaşta rolü bulunması halinde Patriotların geri çekilmesinden yana. Dışişleri Komisyonu’nda, Türkiye’de tutuklu gazeteciler, internet yasakları, düşünce ve ifade özgürlüğü ile Başbakan Erdoğan’ın “tehditkâr açıklamaları” da masaya yatırıldı. Türkiye’nin, “gazeteci hapishanesine döndüğünü” belirten milletvekilleri, Erdoğan’ın sert açıklamalarının da rahatsız edici olduğunu dile getirdi. Parlamentonun, bütün bu gelişmeleri “endişeyle izlediği” vurgulanırken iktidar ortağı VVD’nin, “Türkiye’ye verilen AB yardımlarının kısıtlanması” önerisi tüm partiler tarafından benimsendi. Dışişleri Bakanı Timmermans, bu öneriyi Brüksel’e AB’nin gündemine taşıyacağını söyledi. ‘#occupyCHP’ Modeli Üzerine “#occupyCHP olgusu”nun, siyasetimizin profesyonelleri aktör ve gözlemcileri için yarattığı sürpriz etkisi kısa sürdü. İlk anın şaşkınlığı geçer geçmez ortaya hızla “komplo teorileri” sürüldü… Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığını perdelemek amacıyla bizatihi sahneye koyduğu bir “çakma occupy”operasyonundan, CIA’nın malum tezgâhlarına dek iddialı tezler dolaşıma girdi. Her türlü tartışma ortamını bulandıran bu acayip iddialı tezleri her konuda, her zaman büyük fikirler serdeden “komplo uzmanlarına” bırakacağım. Onun yerine bir gazeteci olarak doğrudan tanıklık ettiğim ve “occupyCHP”nin, “occupyPD” olarak bilinen “Çizme versiyonu”nun, ne tip arayışlarla ortaya çıkmış olduğunu ve hangi sonuçlar elde ettiğini anlatacağım. Pazar günkü yazımda da bahsettim. OccupyCHP’den tam bir yıl önce İtalya’da bir occupyPD hareketi ortaya çıktı. İtalya’nın merkez sol partisi PDPartito Democratico/Demokrat Parti’nin tüm merkezleri geçen bahardan itibaren ülke çapında bir işgalin öznesi oldu. Şimdiye dek yalnız Ankara’da genel merkezle sınırlı kalan “occupyCHP”, “occupyPD”ye göre gayet mütevazı bir eylem ama her iki eylemin siyasi zamanlamaları ve çıkış noktaları birbirine çok benziyor. İtalya örneğini o nedenle daha ayrıntılı biçimde irdeleme gereği duyuyuyorum. “occupyCHP” gibi “occupyPD”yi de çıkaran ivme; tam bir “dibe vuruş duygusu”ydu… Merkez solun gençleri; değişen topluma ayak uyduramayan, değişen sorunlara yanıt veremeyen, saray entrikalarından başka bir şey düşünmeyen, eski kafa siyaset yapan, toplumla gereken iletişimi kuramayan ve Berlusconi badiresinden İtalya’yı kurtaramayan sosyal demokrat kadroya sonunda kazan kadırdı! Bu nedenle hareketin popüler düsturlarından biri, bir feryat çığlığı olan ve “Aaa yetti be!” anlamına gelen #mobbasta “hashtag”iydi. Gençleri “#mobbasta” çizgisine getiren başlıca konulardan biri, PD’nin giderek sağa kayması olmuştu! 2013 Nisanı’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde PD liderliği, gerçek bir “merkez sol aday” yerine, Berlusconi yörüngesindeki bir Hıristiyan demokrat adaya (Franco Marini) razı gelince; tabandaki gençler “Yok artık! Bu kadar da olmaz/mobbasta!” diyerek seri biçimde parti merkezlerini işgale giriştiler. İtalyan solunun “Cumhurbaşkanlığı seçiminde” güttüğü en öncelikli ajanda zira Berlusconi gölgesini “köşkten uzak tutmaktı!” Berlusconi’nin favori adayının, PD rızasıyla zirveye çıkması, iki ay önceki genel seçimde derin düşkırıklığı yaşıyan parti için altından kalkılamaz hezimet olacaktı. “Köşk” polemiği, genel seçim bozgununun hemen arkasından gelmiş, bardağı taşıran son damla olmuştu. Sosyal demokratlar, Şubat 2013 seçimine giden süreçte oysa hep Berlusconi’den 34 puan önde görünüyordu. Ama ne var ki Berlusconi, kampanyadaki farkı kapatmayı başarmış, tam gaz popülizm ve halk dalkavukluğu sayesinde sandıktan ana muhalefet partisiyle başa baş çıkmıştı! Son yıllarda peşi peşine ortaya çıkan Berlusconi kepazelikleri, yolsuzlukları ve tüm skandallara rağmen seçmenlerin 1/3’i yoz politikacıya oy vermekten kaçınmamıştı! Bunda Berlusconi’nin kontrol ettiği medyalardaki propagandalar kadar, sağ liderin vergi indirimi gibi!avantacı vaatleri etkili olmuştu. İlkesiz ve oportünist seçmenler; “O ne yaparsa iyi eder! Kendi cebime bakarım!” demiş bazılarının da derin kutuplaşma iklimiyle sandıkta eli “merkez sola oy vermeye” gitmemişti! Neticede merkez sol lehine olan kampanya başındaki 34 puanlık fark erimişti. Kuyruğunda “cumhurbaşkanlığı yarışı” bulunan bir kader seçiminde uğranılan bu kayıp işte PD seçmeninde psikolojik bir travma yarattı. Travmanın ardından PD liderleri bir de Berlusconi’nin partisiyle masa altından muhafazakâr adayı köşke taşımak için paslaşınca, “occupyPD”ciler parti merkezlerini bastılar… Cumhurbaşkanlığı seçiminde elde edilen ilk sonuç, Berlusconi’nin adayının derhal yarıştan düşmesi oldu. İtalyan siyasetinin iki ana partisi, sıra dışı bir formülde anlaşarak 90’lık Napolitano’nun görevini, 7 yıllık ikinci dönem için uzattı! İlk bakışta çok devrimci bir şey olmamış, “statüko” korunmuş ama beri yandan Berlusconi’nin köşkü avcunun içine alma planları bertaraf edilmişti… “OccupyPD”nin tetiklediği ikinci önemli sonuç; İtalya’nın gelmiş geçmiş en genç lideri Matteo Renzi’nin önce partinin, sonra Çizme’nin başına geçmesi oldu ki onu da bir sonraki yazımda anlatacağım. Not: Pazar günkü yazımda “#occupyCHP” üzerinde ironi yapan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün görüşlerine yer vermiş ve bu tavrı eleştirmiştim. Aygün’den bir ileti geldi. İki yazılık bu mini dizinin ardından ona da yer vereceğim. AB yardımı ‘#yettibe!’ hareketi Suriyeli muhaliflere 20 adet ‘ilk füze’ TOW aldılar Dış Haberler Servisi Suriye’de yönetim karşıtı muhaliflerin “bir Batılı kaynaktan” en az 20 adet ABD yapımı TOW tipi antitank füzesi aldığı ileri sürüldü. AFP’nin “ilk kez” olduğunu belirttiği ve Suriye muhalefetinden bir yetkilinin ortaya attığı iddiaya göre söz konusu füzeler Özgür Suriye ordusu bünyesinde bulunan ve saf değiştiren eski ordu yetkilleri ile askerlerden oluşan Hazm grubuna verildi. Füzelerin hangi ülkeden alındığı bildirilmedi. Huffington Post’ta bir hafta önce yer alan bir haberde muhalif Hazm grubunun ABD yapımı tanksavar füzeleri elde ettiği ile ilgili haber yer almıştı. Muhalif kaynak “düzinelerce savaşçının” bu füzeler kullanmak için uluslararası uzmanlarca eğitildiğini de belirterek söz konusu silahların İdlib, Halep ve Lazkiye’deki çatışmalarda kullanıldığını ifade etti. Muhalifler uzun zamandır Batı’dan kendilerine ağır silahlar vermesini istiyor ancak Batılı ülkeler bu silahların cihatçı grupların eline geçeceğinden endişe ediyordu. Fransa hükümeti, Esad rejiminin hapishanelerindeki işkenceleri gösteren fotoğrafların gerçekliği ile ilgili bir raSuriye yönetimine yönelik işkence poru dün Birsuçlamaları BM’ye taşındı. (AFP) leşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sundu. Fransa’nın BM Büyükelçisi Gerard Araud önceki gün, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden Suriye’deki insan hakları ihlallerinin araştırılmasını isteyeceklerini ve konuya ilişkin gerekçeleri bir hafta içinde BM’ye sunacaklarını kaydetmişti. Araud, Suriye yönetiminin tutukluların aç bırakıldıklarını ve işkence gördüklerini gösteren binlerce fotoğraftan oluşan bir de dosya sunacağını bildirmişti. Bu arada Ürdün hükümeti, hava kuvvetlerine bağlı savaş uçaklarının, Suriye sınırını geçmeye çalışan bazı araçları vurduğunu açıkladı. Ukrayna tankları Rusya yanlılarının elinde Moskova taraftarı güçler, Slavyansk şehrine girerken Donetsk’te belediye ve valilik işgal edildi Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın doğusunda ki bölgelerde Kiev’in askeri operasyonlarına karşın Rusya yanlılarının işgalleri sürüyor. Donetsk’te dün ayrılıkçı gruplardan yüzleri maskeli, askeri üniforma giymiş silahlı kişilerin belediye ve valilik binalarında direnişle karşılaşmadan kontrolü ele geçirdikleri belirtildi. Belediye meclisinin bu gelişmelerin ardından toplandığı kaydedildi. Bazı kaynaklar Kiev yönetiminin Donetsk’e isyanları bastırmak için gönderdiği ordu birliklerinin saf değiştirdiğini duyurdu. Slavyansk kentine de Rusya yanlısı yaklaşık 150 üniformalı ve ağır silahlı kişiyi taşıyan, içerisinde Rus bayraklı 6 tankın da yer aldığı bir konvoyun girdiği haberleri de dün gündeme düştü. AA’nın haberinde, bu kişilerin üzerlerinde kimliklerine ilişkin herhangi bir işaret taşımadıkları ancak Rus ordusunun kahramanlık sembollerinden turuncusiyah kurdeleler taktıkları ifade edildi. Rusya yanlısı grupların Kiev’in operasyon olasılığına işaret ederek sivillere evlerinizden çıkmayın ya da kentten ayrılın çağrısı yaptığı, çok sayıda kişinin bölgeyi terk ettiği kaydedildi. Görgü tanıkları söz konusu tank ve zırhlı araçların Rusya yanlısı milisler tarafından ele geçirilerek Rus bayrağı çekilen Ukrayna tankları olduğunu duyurdu. Sosyal medyada Slavyansk’ta çekildiği iddia edilen bir videoda üzerinde Rusya bayrağı bulunan bir tank ve sevinç gösterileri yer aldı. Gelişme(Fotoğraflar: AP) İşkence fotoğrafları BM’de R usya yanlıları yeni mevziler ele geçirirken Moldova’dan 1990’da tek taraflı bağımsızlık ilan eden komşu Transdinyester Cumhuriyeti parlamentosu, bağımsızlıklarının tanınması için Rusya ve BM’ye çağrı kararı aldı. PYD’den muhalif Kürtlere gözaltı Dış Haberler Servisi Suriye’deki Kürt bölgesini kontrolünde bulunduran PYD’nin geçtiğimiz günlerde dört Kürt partisinin birleşmesi ile kurulan Suriye Kürt Demokrat Partisi yöneticilerinden 17 kişiyi Irak’tan Suriye’ye geçiş yaparken gözaltına aldığı önü sürüldü. Derik’e bağlı Kerbelat bölgesinde gözaltına alınanlar arasında partinin Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Haci Killo’nun da bulunduğu belirtildi. Gözaltına alınan 4 kadın sorgudan sonra serbest bırakıldı. lerin ardından bu bölgelerin çevresinin Ukrayna birliklerince kuşatıldığı, savaş uçaklarının alçaktan uçtuğu kaydediliyor. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı da Rusya yanlısı grupların Kramatorsk kasabasında 6 zırhlı aracı ele geçirdiğini bildirdi. Ukrayna birliklerinin Kramatorsk’ta bazı bölgeleri isyacıların elinden geri aldığı, ancak kimi siviller tarafından yolda ilerlemelerinin engellendiği savunuldu. Ukrayna Savunma Bakanlığı, Lugansk bölgesinde iki askerinin kaçırıldığını bildirdi. Karadeniz kıyısında yer alan Odessa şehrinde de Rusya yanlılarının meydana çıktığı haberleri geliyor. Ayrılıkçı bir grubun Odessa Halk Cumhuriyeti’ni kurarak halkı sokağa çıkarmaya çağırdığı belirtildi. Odessa’dan da Kiev yönetimine isyan çıkmasıyla Rusya’nın etkinliğini Moldova sınırına kadar dayaması yönündeki planlarını gerçekleştirebileceği yorumları yapılıyor. Ayrılıkçı bölgelerin artmasının Putin yönetimindeki Rusya’nın Avrupa istikametinde eski Sovyet dönemi sınırlarına dönmesi anlamına geleceği iddiaları dikkat çekiyor. Kader seçimi kavşak oldu Bender görevden alındı Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz, İstihbarat Şefi Prens Bender bin Sultan’ı “kendi talebi üzerine” görevinden alarak yerine yardımcısı General Yusuf bin Ali el İdrisi’yi atadığını duyurdu. Suudi Arabistan’ın eski Washington Büyükelçisi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Bender bin Sultan, Temmuz 2012’de istihbarat şefliği görevine atanmıştı. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın devrilmesi amacıyla istihbaratın başına getirildiği belirtilen Bender’in bu görevinde başarılı olamadığı için eleştirildiği söyleniyordu. Bender istihbarat şefi olmadan önce 22 yıl boyunca ülkesinin Washington büyükelçiliği görevinde bulunmuştu. S. ARABİSTAN İSTİHBARAT ŞEFİ Dış Haberler Servisi Dünyayı sarsan 1968 hareketinin önde gelen öğrenci liderlerinden “Kızıl Dany” lakaplı Daniel CohnBendit, dün 25 yıldır Yeşiller Partisi üyesi olarak yer aldığı Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmayla siyasete veda ettiğini açıkladı. Konuşmasında, “Federal Avrupa’nın inşası için gerekli çabanın gösterilmesini” isteyen 69 yaşındaki CohnBendit 20. yüzyıla damgasını vuran I. ve II. dünya savaşlarını anımsatarak “Milliyetçilik, sadece savaş nedeni değil aynı zamanda bencilliktir” dedi. Uzun süredir Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek veren yabancı siyasetçiler arasında yer alan CohnBendit’in tamamen emekli olmayacağı belirtildi. Futbola ilgisi ile tanınan Alman siyasetçinin, Brezilya’da düzenlenecek Dünya Kupası’nda bir bel(AFP) gesel çekmeye hazırlandığı kaydedildi. ‘Kızıl Dany’den buraya kadar Müslümanları izleme birimi kapatıldı n Dış Haberler Servisi New York Polis Teşkilatı’nın (NYPD), büyük eleştirilere yol açan Müslüman toplumunu izlemeye yönelik istihbarat birimi kapatıldı. 11 Eylül saldırıları gerekçe gösterilerek kurulan ve New York’ta yaşayan Müslümanları izleyen istihbarat biriminin, yeni Belediye Başkanı Bill de Blasio’nun göreve getirdiği NYPD Şefi William Bratton tarafından lağvedildiği açıklandı. Söz konusu birim insan hakları savunucuları ve Müslüman toplum temsilcilerinin yoğun eleştirilerine hedef oluyordu. n Dış Haberler Servisi Libya’da önceki gün kaçırıldığı duyurulan ABD elçiliğinde görevli kadın korumanın kurtulduğu bildirildi. Kadının, aracının içindeyken kaçırıldığı, silahla yaralandığı açıklandı. Kimliği açıklanmayan korumanın kendi çabasıyla saldırganların elinden kurtulduğu ifade edildi. Libya’da yine önceki gün Ürdün büyükelçisi silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Kendisini kaçıranlardan kaçmayı başardı n Dış Haberler Servisi Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinin başbakanı Barry O’Farrell, 2011’de bir şirket yöneticisi tarafından hediye edilen 3 bin dolar değerindeki şarap yüzünden görevinden istifa etti. Girolamo ile yaptığı 28 saniyelik telefon konuşmasını hatırlamadığını öne süren O’Farrell, şarap için yazılan teşekkür yazısının kendi el yazısı olduğunu ise kabul etti. Başbakanı ‘şarap çarptı’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle