07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Milletvekilleriyle buluşan Erdoğan, Köşk’e çıkarsa partisinin güç kaybetmeyeceğini söyledi Özüne Karşı 12 Eylül 2010 anayasa referandumu askeri vesayetten kurtulma sivil anayasaya kavuşma sloganlarıyla yürütüldü. Tayyibizmin, ayak sesleri her adımda açıkça “geliyorum!” demekte olan diktasının liboş destekçileri, “yetmez ama evet!” feryatlarıyla onay verdiler; 12 Eylül anayasasını,12 Eylül’den de geriye götüren 12 Eylül 2010 değişikliklerine. Tayyibizmin gelen diktasını gören ve bağıra bağıra tehlikeye dikkat çekenler asıl amacın HSYK ve dolayısıyla, yargıyı ele geçirmek, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığını gömmek olduğunu ısrarla anlatmaya çalıştılarsa da onca gürültü patırdı arasında, başarılı olamadılar. Başarısızlık nedenleri arasında, demokratik hak ve özgürlükler konusunun geniş halk kitlelerinin pek de umurunda olmamasının bulunduğunu da itiraf etmek gerekir. Nihayet, 12 Eylül 2010 referandumu ile yargının kuşatması tamamlanmış ve yargıyı teslim alma operasyonu başarıyla sonuçlanmıştı. Daha doğrusu öyle sanılıyordu. Biz de öyle sanıyorduk Tayyip Bey de. Aslında, yargı bağımsızlığı kalktığına göre öyle sanmakta haksız değildik. Ama Tayyip Bey kısa bir süre sonra yanıldığını anladı. Yargı bağımsızlığı ortadan kalkmıştı ama yine de matlup hasıl olmamıştı. HHH Tayyip Bey için yargının bağımlı olması yetmiyordu ama önemli olan yargının kendisine bağımlı olmasıydı ki, gelişen olaylar onun tam olarak sağlanamadığını ortaya koydu. HSYK değişikliği sayesinde bağımlı yargı sağlanmıştı ama bu bağımlı yargının dizginleri Tayyip Bey’in değil, cemaatin elindeydi. 12 Eylül referandumunun getirdiği yeniliklerden biri de 12 Eylül anayasası ile kapatılmış bulunan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun yeniden açılmasıydı. Tabii Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini artıran böyle bir düzenlemeye, aslında anayasal denetim kavramına tümden karşı olan Tayyip Bey’in önayak olması çok şaşırtıcıydı. Ama Anayasa Mahkemesi’nin oluşumunu da iktidar lehine “düzelten!” değişikliklerle, denetim altına alınmış görünen yüksek mahkemeye kişisel başvuru, iç hukuk yollarının tümü tükenmeden AİHM’ye (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) başvuru yolunu daha da uzatan bir önlem olarak düşünülmüştü. Aslında Tayyip Bey’in şu ya da bu şekilde Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini artıran bir düzenlemeye olur demesi pek tutarlı bir davranış değildi. Çünkü Tayyip Bey, kararları ne olursa olsun anayasal yargı denetiminin özüne karşıydı. HHH O kadar ki, Tayyip Bey geçmişte, CHP’nin henüz iktidar rotasına sokulamamış Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasını, oyunun kuralları dışına çıkmak ve iktidar üzerinde bir tür vesayet oluşturmak girişimi olarak nitelemişti. Anayasa Mahkemesi’nin anayasal bir organ olması ve egemenliğin anayasal organlar tarafından kullanılması ilkesinin Tayyip Bey açısından hiç önemi yoktu. Mademki egemenlik ulusundu “sandık” ürünü olan Meclis çoğunluğunun verdiği karar veya onun yürütmesinin icraatına kimse karışmamalıydı. Kısacası iktidar üzerindeki anayasal denetim kavramının özüne karşıydı Tayyip Bey. Oysa, çağdaş demokrasiler artık milli iradeyle oluşan organların da hukuka ve demokrasinin temel ilkelerine uygunluk açısından, denetim altında tutulmalarını öngörmekteydiler. İşte Tayyip Bey’in anlamadığı husus budur. Kararları ne olursa olsun,Tayyip Bey “Anayasa Mahkemesi”ne kavram olarak karşıdır, meğer ki bu sonuncu herkes gibi iktidara biat edip sözünden milim sapmayan bir rota izleye... Durum böyle olmayınca, başbakanın tepkisi büyümektedir. Ve kimsenin kuşkusu olmasın ki Tayyip Bey Anayasa Mahkemesi hakkında bir “iyilik” düşünmektedir. ‘Tüm yetkileri kullanırım’ EMİNE KAPLAN ANKARA Milletvekilleriyle Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları “aday olacağı” biçiminde yorumlandı. Henüz karar vermediğini, istişareler sonucunda kararını netleştireceğini belirten Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı icra makamı, yeter ki millete hizmet edilmek istensin. Eğer Köşk’e çıkarsam halkın cumhurbaşkanı olurum, anayasal tüm yetkileri kullanırım. Köşk’e çıksam da kalsam da partinin neferiyim” sözalkın cumhurbaşkanı leri, anayasa değişikliği olmasa bile “partili cumhurbaşkanı ya da başBir milletvekilinin başkanlık sistekanlık sistemi”ni fiilen uygulayacağı miyle ilgili değişiklik yapılmadığı için biçiminde değerlendirildi. Köşk’e çıkhalk tarafından seçilen Cumhurbaşması durumunda partinin geleceğiyle kanı ile Başbakan arasında sürtüşme ilgili endişelerini dile getiren milletveyaşanabileceği endişelerini dile getirkillerine “partinin güç kaybetmeyemesi üzerine araya giren AKP Grup ceğini, partide başbakanlık yapaBaşkanvekili Nurettin Canikli, “Escak çok sayıda isim olki sisteme göre değerduğunu” söyleyen Erdolendirme yapılmamalı. ğan, bu dönem dar bölge Sistem değişmedi desisteminin Meclis’ten geniliyor, sistem değişti. çirileceği mesajını verdi. Cumhurbaşkanı’nı arBaşbakan Erdoğan, tık halk seçiyor. Halkın dün partisinin milletvegücüyle Cumhurbaşkilleriyle kahvaltılı topkanı o makamda otulantıda bir araya geldi. racak. Halkın cumhurMilletvekillerine dağıtılan başkanı olacak” dedi. anket formunda “CumErdoğan da hurbaşkanı adayı olaCumhurbaşkanlığı’nın rak kimi görmek isterönemli bir icra makasiniz?” sorusuna karmı olduğunu belirte şılık 3 isim yazmaları isrek, “Yeter ki milletendi. Formda, milletvete hizmet edilmek iskilleri için 3 dönem entensin. Daha önceki geliyle ilgili tüzük değiCumhurbaşkanlarının şikliği istenip istenmeanayasadaki yetkileridiği de soruldu. Toplantı ni kullanmamaları bunAB’den seçim bagirişinde, yasadışı dinle rajıyla ilgili eleştiriler dan sonra kullanılmameye karşı önlem olarak yacak anlamına gelgeldiğine dikkat çemilletvekillerinin telefonmez. Eğer Köşk’e çıken Erdoğan, bu kolarıyla salona girmeleri nuda 3 öneri sunduk karsam halkın seçtiği, ne izin verilmedi. Bakanlarını, ancak muhahalkın Cumhurbaşkanı lefetten bir yanıt gellar, telefonlarını korumaolurum. Tüm yetkileri mediğini belirtti. Erlara bırakırken, milletvede kullanırım. Şu andoğan, “Bunlarla orkilleri de parti görevlileda kesinleşmiş bir katak bir şey yapılamırine emanet etti. rarım yok. Kader rüzyor. Dar bölgeyi yagarları beni nereye göpalım bu dönem bu iş türürse orada çalışıırakma... bitsin” diye konuştu. rım, her yerde çalışıToplantıda ağırlıklı Toplantıda, Hatay’da olarak Cumhurbaşkan belediye başkanlığını rım. Her zaman bu parlığı seçimleri değerlendi kaybeden eski Adalet tinin neferiyim, davamız için hizmet etmerildi. Milletvekillerinin büBakanı Sadullah Eryük bölümü Erdoğan’ın gin, seçim bölgesine ye devam edeceğim” Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin değerlendirme diye konuştu. aday olmasını istedi, yaparken, söz alan ok isim var’ ancak partinin geleceİçişleri Bakanı Efkan ğine ilişkin endişelerini Ala, Erdoğan’ın aday Köşk’e çıksa da olması gerektiği yöde dile getirdi. Bazı milBaşbakanlık’ta kalsa da nünde görüş belirtti. partinin gücünü kaybetletvekilleri de, Türkiye’nin kritik bir dönemden geç Erdoğan’ın açıklama meyeceğini vurgulayan tiğini, böyle bir süreç larıyla ilgili izlenimleErdoğan, partide başrini aktaran milletvete Erdoğan’ın Çankaya bakanlık yapacak çok killeri, “Bir tek ‘adaKöşkü’ne çıkarak parsayıda isim olduğunu, yım’ demedi. Bunun partide herhangi bir sotiyi bırakmasının doğru olmayacağını belirterek, dışında her şeyi söyrun yaşanmayacağını partide kalmasını istedi. ledi” yorumunu yaptı. söyledi. Erdoğan, “Yu3 dönem engeliyle ilgikarıya çıkarsam partili olarak tüzük kuralının korunmade sorun olmaz. Dava meselesidir. sı ve tüzük değişikliği yapılarak enSelçuklu’dan Osmanlı’ya ve günügelin kaldırılması yönünde görüşler müze devam eden bir davanın temdile getirildi. Bazı milletvekilleri de, silcisiyiz. Geçmişte AK Parti yokErdoğan’ın genel başkanlığını sürdütu ama bu davaya hizmet edenler rebilmesi için yalnızca genel başkan vardı. Bugün AK Parti var, yarın için sınırlamanın kaldırılmasını önerAK Parti olmaz ama bu dava varlıdi. Bazı milletvekilleri, ANAP örneğiğını devam ettirir” dedi. Paralel yani vererek Turgut Özal’ın Çankaya pıyla mücadeleye her yerde devam Köşkü’ne çıktıktan sonra partisinin edeceğini belirten Erdoğan, “Partidağıldığına dikkat çekerek, “Takdir de kalsam da Köşk’e çıksam da sizin, aday olursanız arkanızdayız” bu mücadele kararlılıkla sürecek” görüşünü dile getirdi. diye konuştu. Yerel seçimlerle ilgili kısa bir değerlendirme yapan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kesinleşmiş bir kararının olmadığını, kararını parti teşkilatları, kongre delegeleri, sivil toplum örgütleri ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapacağı görüşmelerin ardından netleştireceğini söyledi. Erdoğan, “Ortak aklın ve halkın tercihlerine göre hareket edeceğim. Siyasette hiçbir zaman hırs ve arzularımla hareket etmedim. Bu konuda da nefsimle karar almayacağım” dedi. İlk kez atlı karşılama Letonya cumhurbaşkanı için Çankaya Köşkü’nde düzenlenen karşılama töreninde Atlı Tören Kıtası ilk kez görev yaptı. Konuk Cumhurbaşkanı’nı getiren makam aracı, 1 numaralı kapıda atlı birlikler tarafından karşılandı. Araç iki tarafındaki atlı muhafız alayıyla birlikte tören alanına götürüldü. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) H Kararı halk verecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Köşk seçimi için Başbakan Tayyip Erdoğan ile yakında konuşacaklarını yinelerken “Ama bu şahıslarımızla, ikimizle ilgili bir konu. Şüphesiz ki başka adaylar da söz konusu olacaktır ve neticede Türk halkı karar verecektir. Hiç kimse şimdiden ‘Bu benim cebimde’ de dememektedir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile Çankaya Köşkü’nde düzenlendiği ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgili yeni yasa konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Gül, bütün yasaları olduğu gibi MİT ile ilgili düzenlemeyi de yakından izlediğini belirtti. Diğer yasalarda yaptığı gibi hem ilgili bakan hem de müsteşar ile görüşerek fikirlerini söylediğini aktaran Gül, “Şüphemeyeceğine ilişkin soruya ise Gül şöyle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili takvim zaten açıklandı. Daha önce de söylediğim gibi ‘Sayın Başbakan ile biz konuşacağız’ dedim. Bunu yapmadık ama yakında konuşacağız tabii ki. Ama bu şahıslarımızla, ikimizle ilgili bir konu. Şüphesiz ki başka adaylar da söz konusu olacaktır ve neticede Türk halkı karar verecektir. Zaman zaman ‘biz ikimiz konuşacağız’ deyince buradan farklı farklı şeyler duyuyorum, eleştiriler de duyuyorum. Şüphesiz ki başka adaylar hep olacaktır ve neticede seçimlerde halk karar verecektir. Hiç kimse şimdiden ‘Bu benim cebimde’ de dememektedir. Bunun bilinmesini istiyorum. Diğer konularda, bakalım... Bunlar çok konuşulacak. Söyledim daha önce, nihayette benim ne düşündüğüm de muhakkak ki önemli olacak dedim.” Cumhurbaşkanı Gül, Köşk adaylığı için konuştu: Dar bölge mesajı B siz ki bu tip yasalar tartışmalı konulardır, işin doğası gereği. Nereden bakarsanız öyle, ama gayet dikkatli bir şekilde görüşlerimi paylaşıp tavsiye ettim. Nihayetinde TBMM’nin kararıdır. Yasayı TBMM yapar. Milletvekillerinin vereceği bir karardır” dedi. Cumhurbaşkanlığı’na aday olup olmayacağının ne zaman belli olacağına ve eğer aday olmazsa siyasete devam edip et ‘Ç O yasa askıda MİT, hakkındaki şikâyeti bilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda MİT’e olağanüstü yetkiler veren yasa önerisinin görüşmelerine devam edildi. Kabul edilen bir önergeyle MİT hakkında adli mercilere yapılan ihbar ve şikâyetlerin doğrudan MİT’e bildirilmesi hüküm altına alındı. Buna göre cumhuriyet savcıları, MİT’in görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı’na bildirmekle yükümlü olacak. MİT Müsteşarlığı’nın ihbar ya da şikâyet konusunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtmesi veya belgelendirmesi halinde konu hakkında başka bir işlem yapılmayacak. Görüşmeler sürerken AKP ile muhalefet arasında 30 Mart tartışması yaşandı. MHP’li Celal Adan, AKP’nin kaybettiği 2 milyon 300 bin oyun MHP’ye gittiğini belirtti. AKP’li Mustafa Elitaş, yerel seçim sonuçlarına atıf yaparak; montaj kasetlerle iktidara iftira atıldığını kaydetti. MHP sıralarına seslenen Elitaş, “Sen oyuna sahip olamadın. İstanbul’da dördüncü parti oldun” diye laf attı. Sataşmadan söz alan MHP’li Yusuf Halaçoğlu, Elitaş’a, “Siz önce kendi yolsuzluklarınızı temizleyin” diye karşılık verdi. Elitaş da “Millet kararını verdi. Osmanlı şamarını yediniz kalkamıyorsunuz” diye konuştu. CHP’li Muharrem İnce, “Oy almanız yetim hakkı yemediğiniz anlamına gelmez. Türkiye’de ilk kez size oy vermeyenler sizden nefret ediyor” dedi. Tartışmanın sürmesi üzerine birleşime ara verildi. BDP’li Sırrı Sakık, çözüm sürecine atıf yaparak, “MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. Bir yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT’in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız” dedi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Sakık’a katılmadığını belirterek süreci Abdullah Öcalan’ın başlattığını ve ona teşekkür edilmesi gerektiğini belirtti. EMİNE KAPLAN AKP’nin, Danıştay’a 30 yeni üye atanmasını öngören tasarı için HSYK’nin üye seçiminin yenilenmesini bekleyebileceği belirtildi ANKARA Seçimlerden önce Danıştay’a 30 yeni üye atanmasını da öngören Danıştay Yasa Tasarısı’nı HSYK yasası için bekleten AKP, tasarıyı yeniden erteleme eğilimine girdi. Anayasa gereği Danıştay üyelerinin dörtte üçü HSYK tarafından seçiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının ardından HSYK’nin mevcut yapısıyla Danıştay’a cemaate yakın isimlerin seçileceği kaygısı taşıyan hükümetin, yasa tasarısını geçirmek için HSYK üyelerinin yeniden belirleneceği ekim ayına kadar askıda tutabileceği kaydediliyor. AKP, seçimlerden önce Danıştay Yasa Tasarısı’nı Adalet Komisyonu’ndan geçirmiş ve TBMM Genel Kurulu gündemine getirmişti. Tasarı, Danıştay’ın 15’i dava, biri idari daire olmak üzere 16 daireden oluşması, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun her idari dava dairesinden ikişer üyenin katılımıyla oluşması öngörülüyor. İdari yargılamada “grup dava ve ivedi yargılama usulü” getiren tasarıya göre ÖYK kararları, Turizmi Teşvik Yasası uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, Çevre Yasası uyarınca idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlara ilişkin uyuşmazlıklarda ivedi yargılama yapılacak. İvedi yargılama usulünde, dava açma süresi 30 gün olacak. 7 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak. Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 günlük uzatmayla en fazla 30 gün olabilecek. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemeyecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanacak. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılacak. Tasarıyla yürütmenin durdurulması kararlarına da sınırlama getiriliyor. Tasarıyla Danıştay’a 31 yeni üye atanması öngörülüyor. AKP, anayasa gereği Danıştay üyelerinin dörtte üçünün HSYK Genel Kurulu’nca seçilmesi hükmünü dikkate alarak kurulun mevcut yapısıyla Danıştay’a cemaate yakın isimlerin üye olacağı kaygısıyla yasa tasarısını askıya almıştı. AKP, HSYK’nin birçok yetkisini Adalet Bakanı’na bağlayan yasaya öncelik vermişti. Anayasa Mahkemesi’nin yasa değişikliğinin birçok maddesini iptal etmesinin ardından AKP’nin Danıştay Yasa Tasarısı’nın görüşmelerini ikinci kez ertelemeyi değerlendirmesi dikkat çekti. Danıştay üyelerinin dörtte üçünü belirleyecek HSYK Genel Kurulu üyelerinin görev süreleri ekim ayında sona erecek. AKP’nin Danıştay tasarısı için HSYK’nin yeni üyelerin göreve başlayacağı ekim ayına kadar bekleyebileceği kaydediliyor. ‘Basın özgürlüğü ortadan kalkacak’ İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) MİT Yasasında yapılacak değişiklikle devletin istihbarat örgütünün Başbakan’ın özel istihbarat örgütüne dönüştürülmek istendiğine dikkat çekti. GÖP’ten yapılan açıklamada, “Basın ve ifade özgürlüğünün ötesinde kişi hak ve özgürlüklerine saldırı niteliği de taşıyan yeni düzenlemeyi; Türkiye’yi evrensel değerlerden uzaklaştıran, demokrasi yürüyüşümüzü geri döndürmeye yönelik bir çaba olarak görmekteyiz” denildi. Tasarının yasalaşması halinde, MİT’in gazetecilerden haber kaynaklarını açıklamalarını isteyebileceğine dikkat çeken GÖP’ün açıklamasında, “Tasarı yasalaştığında, hapis cezası tehdidi gazetecilerin başlarının üzerinde ‘Demokles’in kılıcı’ gibi sallanacaktır. Bu durumda basın özgürlüğü ortadan kalkarken, halkın haber alma hakkı da yok edilecektir” ifadeleri yer aldı. GÖP, bu yöndeki düzenlemenin yasadan çıkarılmasını istedi. BDP’de ‘MİT’e teşekkür’ krizi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle