07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2014 CUMARTESİ 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ÇYDD Başkanı Çelikel, TÜRGEV’e gönderilen 100 milyon doların ‘şaibeli’ olduğunu vurguladı n Baştarafı 1. Sayfada ne yazacağını nereden biliyor?.. Aman bu soruyu çevresindekilere sormayalım. Yazar çizer yalaka takımını çoook aşan yanıtlar alabilirsiniz. Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı olmayacak mı sorusuna yanıt aranmaya başladığından beri; AKP İstanbul il başkanından bilumum vekile kadar hemen tüm kadro; RTE’den başka Çankaya’ya münasip bir isim görmediklerini, üstelik kimi sosyal, siyasal gerekçeleri saptırarak, sıralayarak söylüyorlar. Üstelik Abdullah Gül’ün, tarihe bulunmaz Hint kumaşı diye geçeceğinden kuşku duymadıkları başbakanları şayet aday olmak isterse, elbette, emir buyurdunuz diye o anda olumlu yanıt vereceğinden kuşku duymuyorlar... Sık söylemeseler de RTE’nin Cumhurbaşkanlığını hak ettiğini gerekçeleri arasına sıkıştırıyorlar. Çankaya hak edilen bir görev midir, yoksa yetişme biçimi, kültür birikimiyle o göreve layık bir kişi midir; ne soran, ne araştıran ne de yanıtlayan tek bir kişi yok! Akıllarına kimi örnekler gelmiyor tabii şimdilik... İkinci Dünya Savaşı sona ermek üzereyken Başkan Roosevelt öldü. Başkanın ani ölümüden sonra ABD anayasasına göre başkan yardımcısının, başkanlık koltuğuna oturması gerekiyor. Yardımcısı Truman’dı ve asıl mesleği terzilikti. 1963’te Dallas’ta bir suikasta kurban giden Başkan Kennedy’nin yerini yardımcısı Johnson aldı ve… Vietnam Savaşı’nı körükleyerek on binlerce Amerikalı gencin ölmesine neden oldu. HHH Ama RTE’nin Çankaya’ya çıkmasını savunanlara bu örnekler anımsatıldığında işte demokrasi bu diyeceklerdir. Genel başkanlarının yukarıya çıkmasına bugün o koltukta oturanın karşı çıkmayacağını söyler ve savunurken; A.Gül adına konuştuklarını unutmuş görünüyorlar. Ha, RTE adına konuşabilenler Gül’e aba altından sopa gösteriyor diyebilirsiniz. Sakın ola aday olmaya heveslenme. Parti olarak sen, RTE’ye tercih edilerek, bir dönem daha cumhurbaşkanı olmazsın demeye getiriyorlar... HHH Çoğu zaman hele hükümetin getirdiği antidemokratik yasalara parlamento içi ve dışı muhalefetin karşı çıkması karşısında kullandıkları slogan şu: “Burası demokratik bir ülke ve bize göre bu yasalarla, uygulamaların tümü demokrasinin ta kendisi...” Öyleyse?.. Burası demokratik bir ülkedir. Çankaya’ya çıkmak için Cumhuriyet tarihini özümsemiş, sindirmiş, vârisi olduğu, kalkmamak kararıyla her türlü önlemi aldığı iktidar koltuğuna bu rejimin nimetlerinden yararlanarak oturduğunu bir kalemde inkâr edecek düzeyde bir karakter sergileyen biri de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmaya elbette layıktır, hakkıdır. Mantık bu olunca… … Seçimden sonra parti balkonundan maaile, çoluk çocuk damat, bir yanında da halkı selamlamak için de birlikte el kaldırdığı rüşvetten ve yolsuzluktan hakkında fezleke yazılan bir bakan... Adeta karşıtlarına, oy alamadığı halkın yüzde 55’ine meydan okudu. HHH Sırıtan bir gerçek var. Bugünlere dek RTE ile Gül’ün uyum içinde oldukları Çankaya vesilesiyle artık savunulamıyor. Hükümetin antidemokratik yasal girişimlerine, devlet içinde uygulamalarına karşı çıkan Gül’le, aksine davranışlarına devam eden RTE arasına çoktan karakedi girdiği artık saklanamıyor. TV’lerde bu gerçek pek öyle açık biçimde söylenemiyor, ama önceki gece başka gerçekler sergilendi. Bu gerçeklerin bir bölümünü; Dört Bir Taraf (DBT) programında iktidar borazanı olmayan üç gazeteci; Altan Öymen, Kadri Gürsel ve Nazlı Ilıcak; bu ve diğer Türkiye gerçeklerini “bir yerler ne der” demeden ve Nagehan Alçı’nın RTE, AKP adına bütün aksi çabalarına karşın halka duyurdular. Örneğin şu gerçeği: Alçı, hükümetin, telefonları yargı izni olmadan dinleyenlerin bir bir yakalayacağını ve İçişleri Bakanı’nın da bu konuda 180 soruşturma açtırdığını söyleyerek, RTE’nin bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu kanıtlamaya girişti ama… … Önce Ilıcak, Başbakan’ın bugün şikâyetçi olduğu gizli dinlemeleri dünkü can ciğer, bugün amansız düşmanı ve üstelik devlete, hükümete karşı paralel yapı kurduğunu ilan ettiği Fethullah Gülen’i dinleyen tapelerden de her fırsatta yararlandığını söyledi. Altan Öymen, Alçı’nın yalanlama çabalarını dinledi ve “Evet, ama Başbakan, Gülen’i dinlettiğini ülke içinde de Avrupa Parlamentosu’nda da hiçbir kaygı duymadan söylemekten çekinmedi” dedi. Yakın geçmişte böylece RTE’nin dinlettiği veya dinlenen telefon konuşmalarını her alanda ve fırsatta söyleyerek yararlandığı inkâr edilemeyecek biçimde ortaya çıktı. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu özdeyişi hafif kalıyor. Başbakan’ın dün söylediklerinin bugün aksini söyleyerek inanılmaz bir vurdumduymazlık, inkâr edilemeyecek bir tutum sergilediği kanıtlanmış ve… … Tarihe not düşülmüş oldu. HHH Ama ne çare; on yılın sonunda yeni bir siyaset etiği kurallaştı. Siyasette ayakta, iktidarda kalmak için yalanı geçerli saymak, geçmişini, vaatlerini inkâr ederek, halk aldatılıyormuş umursamadan, kısacası her yol yöntemi olağan sayarak… … Daha başka ikballere, örneğin Çankaya yokuşuna koşmanın mubah olduğuna inanmak günümüzde geçerli. HHH Bu başa bu tıraş! ‘Böyle bağış görülmedi’ HAKAN DİRİK İZMİR Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) yurtdışından yapılan 99 milyon 999 bin 990 dolarlık bağışa ilişkin, “Bugüne kadar herhangi bir vakfın böylesine yüklü miktarda bağış aldığını duymadık. Arkasında devlet gücü olan bir vakfın böyle bir bağışı alması dahi şaibe yaratacak niteliktedir” dedi. Çelikel, AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik’in TÜRGEV bağışını savunmak için, “ÇYDD de bağış alıyor, ne var bunda” sözlerine, “Biz bağışçılarımıza sadece bir teşekkür verebiliyoruz. Böylesine bağışlar ancak bir beklenti karşılığında olabilir” yanıtını verdi. u AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik’in TÜRGEV’in aldığı 100 milyon dolar bağış için örnek gösterdiği ÇYDD’nin Genel Başkanı Çelikel, “Biz bağışçılarımıza sadece bir teşekkür verebiliyoruz. Böylesine bağışlar ancak bir beklenti karşılığında olabilir” dedi. Çelikel, “Arkasında devlet gücü olan bir vakfın böyle bir bağışı alması dahi şaibe yaratacak niteliktedir” diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da yönetiminde olduğu TÜRGEV’e yurtdışından yapılan bağışın ortaya çıkmasının ardından AKP’liler, bu derneği savunmak için ÇYDD ile kıyaslama yolunu seçmişti. Kendilerinin de bağışlarla ayakta durduğunu, ancak bunların yaklaşık 10 liradan başladığını kaydeden Çelikel, “Vakfımız bağışlarla yaşıyor. Ama bu bağışlar, hiçbir zaman böyle milyonlarca lirayı içeren bağışlar olmamıştır. Olamaz da... Bizim arkamızda TÜRGEV gibi devlet gücü yok. Biz bağışçılarımıza sadece bir teşekkür verebiliyoruz. Herhangi bir vakfa şimdiye kadar böyle milyonluk bağı şın yapıldığını duymadım. Bu ancak karşılıkla yapılabilecek bir bağıştır. Bir beklenti karşılığı yapılan bir bağış olabilir. ÇYDD’nin arkasında devlet gücü yoktur. Arkasında devlet gücü olan bir vakfın böyle bir bağışı alması dahi şaibe yaratacak niteliktedir” diye konuştu. Hüseyin Çelik’in ÇYDD’ye yönelik daha önce de suçlamalara kalkıştığını anımsatan Çelikel, “Sayın Hüseyin Çelik, galiba ÇYDD’nin tanıtımını yapmak istedi. Daha önce de bize ‘marjinal dernek’ demişti. Biz Atatürk devrimlerini savunmak üzere kurulmuş bir derneğiz. Sürekli bizi örnek gösterme hastalığına tutuldu. Derneğimizi yeniden kamuoyuna tanıttığı için ona teşekkür ediyoruz” dedi. Havalimanında Çin’deki insanlık dışı durumdan kaçarak hayatlarını kurtarma telaşına düşen, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu 35 Uygur Türk’ü 18 gündür Atatürk Havalimanı’nda Türkiye’ye giriş izini bekliyor. Türkiye’ye girmek isteyen ancak yasalar nedeniyle giriş yapamayan Uygur Türkleri için TAV, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali geliş katı pasaport arkasındaki 224 numaralı körüğün olduğu yerde bir paravan yaptı. Yeme ve içme ihtiyaçları da TAV tarafından karşılandı. Ancak dışarıya çıkma hakları olmayan ve 18 gündür yıkanamayan 35 kişi arasında hastalıkların başladığı özellikle çocukların bu durumdan etkilendiği öğrenildi. AKP HÜKÜMETİ İstanbul Haber Servisi AKP gençlik kolları üyeleri, Mısır’da darbe karşıtı oldukları gerekçesiyle Müslüman Kardeşler üyesi 529 kişi için verilen idam kararını Eminönü Meydanı’nda protesto etti. Cuma namazı çıkışında gerçekleştirilen eylemde meydana idam sehpası kuruldu. Eyleme katılan AKP İstanbul Milletvekili Harun Karaca, “Amacımız idam kararına dur demek. Ancak burada Mursi, darbeyle işbaşından uzaklaştırılmıştır. O gün şayet dünya seyirci kalmasaydı 529 tane idamı konuşmazdık” dedi. ‘İdam’ protestosu insanlık dramı... Facebook’tan 353 kişinin bilgisi istenmiş Haber Merkezi Sosyal paylaşım sitesi Facebook, hükümetlerden gelen talepleri açıklayan ikinci raporunu yayımladı. 6 ayı kapsayan raporda Türkiye hükümetinin 353 kullanıcının bilgisini talep ettiği açıklandı. Facebook, dünyanın dört bir yanından devletlerden gelen taleplerin listelendiği ikinci devlet raporunu yayımladı. Raporda Türkiye ile ilgili olarak 2013 TemmuzAralık aylarında AKP hükümetinin Facebook’a toplam 353 kullanıcı için 129 talepte bulunduğu, bu taleplerin de yüzde 56’sına olumlu karşılık verildiği belirtildi. Ağaç katliamı için suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği’nce (TBB), Devlet Tiyatroları İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin bulunduğu arazide ağaç katliamı yapıldığı ve kamu binasına zarar verildiği gerekçesiyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. TBB, kamu arazisindeki ağaçların gece yarısı sökülmesinin ve binaya zarar verilmiş olmasının Türk Ceza Yasası’nın 152. maddesine aykırı olduğu belirtildi. bin 14 içeriğe sınırlama İçerik kaldırma taleplerinin de ilk kez yer aldığı raporda, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve bazı savcıların talebiyle toplam 2 bin 14 içeriğe sınırlama getirildiği belirtildi. Facebook’tan yapılan açıklamada, TİB’in bu sınırlama talebi için yasal gerekçesinin, Atatürk’ün hatırasına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne alenen hakaret suçu olduğu belirtildi. 2 l Manisa’nın isyanı ‘Keşke büyükşehir olmasaydık’ MANİSA (Cumhuriyet) Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Cengiz Ergün, İller Bankası’ndan gelen ödeneğin azaldığını belirterek, “Keşke büyükşehir olmasaydık diyeceğim bir noktaya geldik” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne büyük borç yükü bırakıldığını söyleyen Ergün, “Belediyeye her ay İller Bankası’ndan 89 milyon arası gelen miktar bu ay 5 milyona düştü. Keşke büyükşehir olmasaydık diyeceğim bir noktaya geldik. Bu para sadece personelin maaşına yetiyor. Sanki yangından mal kaçırır gibi hareket edilmiş” dedi. ANTALYA (Cumhuriyet) Elmalı ilçesi Tekke köyünde Alevi inancında kutsal sayılan ve Abdal Musa Dergâhı’nın da bulunduğu Dur Dağı’ndaki Hintli bir firmaya ait mermer ocağına karşı açılan davada, Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi’nin firma lehine verdiği kararı Danıştay oyçokluğuyla bozdu. Mahkeme 2011’de Tekke Köyü Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği ile köylülerce açılan davada, firmaya yönelik yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Daha sonra 3 üyeden 2’si değişmiş, bu karar bozulmuştu. Dernek yönetimi ve köylüler de davayı Danıştay’a taşımıştı. Dur Dağı’nda ‘dur’ kararı Sözde casuslukta 5 tahliye Asker sanıkların askeri mahkemede yargılanma istemi reddedildi. Tüm sanıkların tahliyesini isteyen savcı Genç dosyadan uzaklaştırıldı HAKAN DİRİK ‘Hayırsız Ada’ya Atatürk benzetmesi!..’ ANTALYA(DHA) Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün İl Başarısını Artırma Projesi (İLBAP) kapsamında 10 Nisan 2014 günü, ‘Performans Takip Sınavı’ yapıldı. Sınavın 7’nci sınıflara yönelik kısmında A kitapçığında bulunan Türkçe soruların 13’üncüsü ise İzmir Foça’da halkın üzerinde ot bile yetişmediği için ismini “Hayırsız Ada” olarak andığı adanın yukarıdan bakıldığında Atatürk profilini andırdığı yönündeki benzetmeli soru tepki çekti. Soruda adaya ilişkin bilgiler verildikten sonra yanıt olarak şıklarda, “Herkesin adaya aslında Atatürk Adası demesi gerektiğinin” doğru kabul edilmesi dikkat çekti. Soruyla bilinçli olarak üzerinde ot bile bitmediği için “Hayırsız” ismi verilen adayla Atatürk’ün özdeşleştirilmeye çalışıldığını belirten Eğitimİş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık, “Çocukların bilinçaltına bu tür benzetmelerle Atatürk’ü değersizleştirmeye çalışıyorlar. Sınav komisyonunun kasıtlı ve art niyetli olarak hazırladığı bir sorudur. Bu konuda cumhuriyet savcılarını ve Antalya Valiliği’ni gereğinin yapılması için göreve davet ediyoruz” dedi. l Sınav sorusu tepki çekti 1 Mayıs için randevu İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin de aralarında olduğu emek ve meslek örgütlerinin işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak için İstanbul Valiliği’ne yaptığı başvuruya dün yanıt verildi. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu “DİSK ve diğer kuruluşların temsilcilerine randevu verdim. 14 Nisan’da görüşeceğiz. Görüşmelerden sonra süreç içinde gerekli açıklamaları yapacağız” dedi. İZMİR İzmir’deki sözde askeri casusluk davasında 5 kişi daha tahliye oldu. 357 sanıklı “askeri bilgi ve belge bulundurma” davasında 357 sanıktan tutuklu 10 kişi kaldı. Özel yetkili mahkemeler kapatılınca davayı devralan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi dün ara kararını açıkladı. Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’nın dosyaya giren görüşü ve sanık avukatlarının da talebi olan “asker sanıkların askeri mahkemede yargılanması” istemini reddetti. Bu açıdan mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesi isteklerini de geri çevirdi. Davanın eski savcısı Zafer Kılınç’ın özel yetkili mahkemeler kapanırken hazırladığı ek iddianamenin birleştirilmesine karar veren mahkeme, avukatların bu iddianamenin davadan ayrılması isteğini de kabul etmedi. Mahkeme heyeti, ek iddianameyle birlikte 9 askeri personele uygulanan yurtdışı çıkış yasağını da içeren adli kontrol uygulamasını kaldırdı. 28 sanığın bu yöndeki talebini ise geri çevirdi. Mahkeme heyeti, sanıkların ve avukatların, davanın özünü oluşturan Pandora veri tabanının kendilerine verilmesi yönündeki istemini, veri tabanının içinde “kişisel nitelikli ifşai suç teşkil eden bilgiler, müstehcen içerikli kişisel görüntüler, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeler bulunduğu” gerekçesiyle uygun görmedi. İstanbul Haber Servisi Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçundan 2011’den bu yana tutuklu yargılanan Sedat Şahin, uzun tutukluluk süresinin 5 yıla indirilmesiyle tahliye edildi. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, aylık tutukluluk incelemesinde toplam 19 kişinin tahliyesine karar verdi. Tahliyeye gerekçe olarak, sanıkların tutuklu kaldıkları süre ve suç vasfının değişme ihtimalini gösterildi. Sedat Şahin serbest bırakıldı korunması sağlanamadı’ Dosyadaki dijital materyallerin kimlere ait olduğunun ve kimler tarafından kullanıldığının tespiti için parmak izi incelemesi ve DNA testlerinin yapılması taleplerini “Gelinen aşama, aradan geçen süre, el koyma işlemleri sonrası çok sayıda kişinin elinden geçmesi ve korumasının sağlanılmaması” sebebiyle reddetti. Mahkeme muvazzaf askerlerden tutuklu sanıklar Ergün Özkan, Merdin Kışkan, Saygın Özdemir, Sunay Akkaya ve Ümit Topaloğlu’nun mevcut delil durumu, tutuklu kaldıkları süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi. Böylece 357 sanıklı davada tutuklu 10 kişi kaldı. Davaya 16 Haziran’da devam edilecek. ‘Dijital verilerin İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan taşeron sağlık işçileri, 2012’nin Ağustos ayından bu yana maaş ve yol ücretlerindeki kesinti yüzünden iş bıraktı. İşçiler, İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ile görüşebilmek için Beyazıt’taki rektörlük binasına yürüdü. 5 temsilci binaya girerken işçilerden Erhan Taş, rektörün yerinde olmadığını ve taleplerinin kabul edilmediğini söyledi. Taşeron sağlıkçılar iş bıraktı dosyadan alındı Öte yandan davada tüm sanıkların tahliyesi yönünde mütalaa veren savcı Fatih Genç, dosyadan uzaklaştırıldı. Genç’in yerine savcı Ali Ertan’ın atandığı öğrenildi. Bazı sanık yakınları ve avukatlar, “Tahliye istedi, görevden alındı” yönünde değerlendirme yaparken bazıları da işlemin doğal olduğunu savundu. Tahliye istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Haymana’dan Ankara’ya giden Vedat Erkun (47) idaresindeki, içinde Ataköy ve Bahçecik köyü ilköğretim okullarında görev yapan 23 öğretmenin bulunduğu midibüs, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi nedeniyle şarampole devrildi. Kazada yaralanan 15 öğretmen, çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Feci kaza: 15 öğretmen yaralı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle