23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2014 CUMARTESİ 10 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Diyelim ki uluslararası bir bankada yöneticisiniz. Türkiye’de yapılacak çok büyük, etki alanı çok geniş bir altyapı projesi için şirketler kapınızı çaldı, kredi istiyorlar. İncelediniz ve bir baktınız ki o proje bittiğinde dünyanın en güzel kentinde: 345 hektar meşe ormanı 284 hektar kozalaklı/iğne yapraklı orman bölgesi 112.5 hektarlık da akasya ıhlamur, söğüt içeren bir yaşam alanı yok olacak. Bugüne kadar ortaya çıkmamış ama varlığı bilinen tarihi değere sahip mimari yapılar ortadan kalkacak. Arkeolojik miras geri gelmeyecek şekilde zarar görecek. Bu kadar vahim bir tablo karşısında parayı verir misiniz vermez misiniz? Şüphesiz ki kastettiğim; bankalarda, merhamet duygusu ve çevreyi koruma özeninin varlığı değil. Banka, çevreye bakarmış gibi görünse de paraya bakar. Nitekim, kastettiğim de bu: İstanbul’un doğasını ve tarihini mahvedeceği bu kadar açık bir projenin, hukuksal olarak er ya da geç “başa bela olma” ihtimalinin yüksekliği... HHH Evet; 3. köprü, yabancı bankaların ve Hazine’nin de gözünü korkutmuş durumda. Daha geçen hafta, üç işçinin 50 metreden düşerek yaşamını yitirdiği 3. köprüde finansman sorunu yaşanıyor. Gerçi bundan ta yedi ay önce “2.3 milyar dolarlık finansman sağlandı” diye haberler okudunuz. 7 bankadan oluşan konsorsiyum kredi sözleşmesini imzaladı. Felaket hızlı ilerliyor: Yüz binlerce ağaç kesildi, köprü ayakları da 200 metreyi geçti. Ama “kamu”nun varlığını ortaya koyacak nihai anlaşma henüz ortada yok. Hazine, iktidara her anlamda rant yaratacak bu tür projeler için yeni “icat edilen” “Borç Üstlenim Anlaşması”na henüz imza atmamış meğer... Neden? Yabancı bankalar, çevresel sorunlardan dolayı ileride tazmin yükümlülüğü doğarsa bunun karşılığını da Hazine’nin ödemesini istediği için. Hazine de bunu kabul etmiyor. HHH Bankaların 3. köprüdeki risk kaygısı, saygın bir rapora dayanıyor: Uluslararası danışman lık ve mühendislik firması AECOM’un inşaatı yapan ICA Konsorsiyumu’nun talebiyle hazırladığı rapora. Yazının girişinde aktardığım doğa ve tarihi miras kayıplarına dair bilgiler, Dr. Brian A. Cutchbert’in imzasını taşıyan bu rapordan. Şöyle deniyor mesela: “Ağaç yoğunluğu büyük oranda değişiklik gösterebileceği için, verimli bir ormanlık yaşam alanı kesildiği zaman kaybedilecek ağaçların gerçek miktarını hesaplamak çok zor olmaktadır. Ancak proje inşaatı nedeniyle kaybedilecek ağaçları telafi etmek için uygulanacak yeni ağaç dikimi açısından, bire dört oranı tavsiye edilmektedir.” Bitmedi... Bu rapor için iki kıdemli arkeolog, 3. köprü güzergâhında, günler süren bir saha yürüyüşü yapmış. Diyorlar ki: “Saha yürüyüşü sırasında zemin üzerindeki görünür arkeolojik izler (seramik parçaları, mimari kalıntılar ve/veya izler, mezarlar ve/veya mezarlara ait izler, tümsekler ve höyükler vb.) gözlemlenmiş, kaydedilmiş ve değerlendirilmiştir. Otoyol projesinin kapsamlı orman arazileri ve yoğun bitki örtüsüyle kaplı alanlarla çakışması, zararı azaltmaya yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. (...) Avrupa yakasında yer alan kısımlar kapsamındaki inşaat faaliyetleri sırasında tarihi değere sahip mimarı yapılara rastlama olasılığı vardır.” Ve demişler ki en sonunda: “İnşaat alanlarının ormansızlaştırılmasından sonra yoğun bir saha incelemesinin yapılması önerilmektedir. Bölgenin arkeolojik potansiyeli göz önüne alındığında, fiziksel müdahaleyi de kapsayan tüm faaliyetlerin deneyimli arkeologların gözetimi altında yerine getirilmesinin zorunlu olması da önerilmektedir.” HHH Neymiş, demek ki 3. köprüyü ÇED Yönetmeliği’nin dışında tutmak yetmiyormuş. Kredi kartı ekstresini postayla değil epostayla yollamanın “çevreci” görünmeye yetmediği gibi. Şüphesiz, bankalar için asıl dert, söğüt palamut değil; doğa katliamının bilançoya zarar yazma riskinden ibaret. Hazine’nin imzalamadığı ama inşaatın hızla ilerlediği bir yapişletdevret projesinde yatırım süresinin başlayıp başlamayacağı ise başka bir yazının konusu. Aslan’ı göreve getiren güç siyasal iradedir B Ekonomi Servisi Başbakan Yar la alakalı, bizim kendi grubumu ‘Biz aramızda konuşacağız’ dedikdımcısı Ali Babacan, IMF bahar top zun, Ak Parti’nin verdiği bir öner ten sonra bu konuda kimsenin şahlantıları için geldiği Washington’da ge var. Bu önergenin en geç bir ay si yorumunu ortaya koymasını ben Türk gazetecilerle yaptığı sohbet top içerisinde TBMM’de görüşülüp ka uygun görmüyorum. Şahsım için lantısında, 17 Aralık soruşturmasın rara bağlanması gerekiyor” dedi. de uygun görmüyorum, bu konuda evinde ayakkabı kutusu içinde da kendi görüşlerini beyan eden aşbakan aday olur mu? 4.5 milyon dolar bulunan eski Halk arkadaşlarımız için de uygun görBabacan, Cumhurbaşkanlığı se müyorum açıkçası” diye cevapladı. Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın 31 Mart’ta Ziraat Bankası çimleri öncesi ortaya çıkacak adayBabacan, diğer soruları da özetle yönetim kurulu üyeliğine seçilme lar ve yeni başbakanın kim olabilece şöyle yanıtladı: siyle ilgili soruları, “Siyasi irade ği yolundaki soruları yanıtlarken de Gülenhükümet kavgası: Küsonucun Başbakan ve Cumhurbaşka çük çıkarlar için büyük hedefi, ülkenin bir tercihidir” diye yanıtladı. Babacan, bu durumu içine sindirip nin yüksek çıkarlarını riske atmamak sindirmediği ve kendisini bahsettiği lazım. Fethullah Gülen’in ABD’den siyasi iradenin içinde görüp görmeiadesi konusunda bugün itibarıydiği sorusuna ise gülerek, “Ben la bir girişim olduğuyla ilgiashington’da artık cevabımı verdim” dedi. li bir bilgi yok. gazetecilerle sohbet eden Başbakan Babacan, rüşvet operasyo 17 Aralık süreci ve nu ile ilgili soruları cevapsosyal medyanın yasakYardımcısı Ali Babacan, rüşvet operasyonuna adı larken de, “Evrensel bir laması: Finansal piyakarışan eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman hukuk ilkesi var. Hukuki salar hükümet gerçeksistemde suçu tespit edileten yerinde oturuyor mu, Aslan’ın Ziraat Bankası yönetimine seçilmesini ne kadar herkes masumdur. kontrol hükümette mi diye “Siyasi iradenin bir tercihidir” İddialar olabilir. Ama bu idbakar. Yoksa hükümetin ipdiye yorumladı. dialar incelenir, bakılır. Ve yetleri elinden kaçırdığı bir ülkede kili organlar, mahkemeler, milletistikrar değil, kaos olur. vekilleri ya da bakanlar olması haSonuç olarak ne zaman ki Gezi linde TBMM ve Anayasa Mahke nı arasında çözüleceğini ve herkesin olayları yatıştı, bizim piyasalarda mesi, buralardaki değerlendirme bunu beklemesi gerektiğini bildirdi. düzelme oldu. Ne zaman ki 17 AraBabacan kendisinin başbakan aday lık operasyonuna karşı biz adımlar lerde gerçekten suç olduğu kanaati oluşursa, o zaman ancak o ki ları arasında olup olmadığı ve baş attık, o zaman piyasalar da rahatlaşiye biz ‘suçlu’ diyebiliriz. Doku bakan adayı olacak bir kişinin gö dı. Ama ortauzun vadede bir hunulmazlığı olmayan herkesle ilgili reve talip olmasının ne derece uy kuk devleti olmak; yargının bağımmahkeme süreçleri var. Bunlar de gun olabileceği konusundaki soru sız, tarafsız çalışabilmesi yargı süvam ediyor. Dokunulmazlığı olan larını da, “Bunları tartışmak için reçlerinin kısalması hızlı, güvenilir, arkadaşlarla ilgili de Meclis’te so çok çok erken. Sayın Başbakanı adil kararlar alınması ekonomik isruşturma komisyonu kurulmasıy mız ve Sayın Cumhurbaşkanımız tikrarımız açısından çok çok önemli. Bankalar Korkuyor Hazine 3. Köprü İçin İmza Atmıyor W
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle