06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2014 CUMARTESİ 6 HABERLER Adalet bakanına geniş yetkiler veren düzenlemenin birçok maddesini iptal etti AYM’den HSYK ayarı ALİCAN ULUDAĞ Cumhur ve Başkanı Günümüz Türkiye’sinde “cumhur”un nasıl bir başkanı olması gerektiği üzerine biraz fikir jimnastiği yapalım... Cumhur Arapçada halk demek olduğuna göre bu sözcükten türetilmiş Cumhuriyet rejiminin de halkla ilgili bir yönetim biçimi olması gerek. Halkın belli bir bilinçlilik ve örgütlenme düzeyine sahip olduğu cumhuriyetlerde, böyle halklar, içinde halk sözü geçen bir yönetim biçimini hak ediyorlar demektir… Zaten bu gibi ülkelerde tek adam yönetimlerinden, krallıklardan, imparatorluklardan cumhuriyet yönetimlerine geçiş de o ülke halklarının bedel ödemeleriyle gerçekleşmiştir. Kendi cumhuriyetimizin tarihine bu açıdan kısaca bir göz atalım… HHH İlk cumhurbaşkanı, başkanı olduğu Cumhuriyetin kurucusu olarak bu hakka doğallıkla sahipti. “Yenilikçi, kurucu, devrimci bir tek adam”dı… İkinci cumhurbaşkanı, kişisel farklılıklar dışında, toplumsal anlam bakımından ilkinin devamıdır. Üçüncü cumhurbaşkanı ise çok partili sisteme geçiş döneminin ilk cumhurbaşkanı olarak ilk ikisine göre daha az yetkiye sahiptir ve cumhurbaşkanlığı makamı artık daha çok simgesel bir önem taşımaktadır. Asıl yetki artık, partinin de başkanı olan başbakana geçmiştir. Tek parti dönemi sona ermiş, görünüşte demokrasiye geçilmiş, fakat bu kez de BÜTÜN SİYASAL başbakanların tek adamlaşma dönemi TUTUKLULARA, başlamıştır… TUTSAKLARA HHH ÖZGÜRLÜK Darbe dönemleri cumhurbaşkanlarını konu dışında tutacak olursak, Demokrat Parti iktidarı döneminden günümüze kadar ülkemizdeki siyasal sistemin (Batı demokrasilerinin hemen hepsinde olduğu gibi) güçlü başbakanlık sistemi olduğunu görüyoruz. Bu sistemde, doğal olarak, cumhurbaşkanlığı makamı daha çok simgesel, temsili nitelik taşıyacaktır. Başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçen Demirel, özellikle de Özal dönemlerinde bu durum bir kez daha farklılaşıyor. Hukuksal dayanağı olmasa da, özellikle Özal’la, Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki gibi, bütün yetkileri elinde toplamış bir çeşit tek adamla karşılaşmış oluyoruz… 12 Eylül darbesi ve 24 Ocak kararlarıyla yaşama geçirilen; tümüyle dışa bağımlı, sıcak parayla ve üretimden çok tüketimle beslenen “köklü” ekonomik dönüşümler ister istemez böyle bir tek adamlığı gerektiriyordu… HHH Buraya kadar söylenenler özetlenecek olursa, Cumhuriyetin ilk iki kurucu başkanından sonra güçlü başbakanlık sistemine geçildiğini, Menderes yönetimiyle başlayan bu sistemin, Demirel ve özellikle de Özal dönemlerinin farklılıklarıyla, darbe dönemleri dışında günümüze kadar sürdüğünü görüyoruz… Şimdi ülke bir kez daha bir cumhurbaşkanlığı seçimiyle karşı karşıyadır. Zaten “tek adam” konumundaki güçlü başbakan, büyük olasılıkla cumhurbaşkanlığı yetkilerini de kendinde toplamak istiyor… Bir bakıma, ilk kurucu Cumhurbaşkanı’nın sahip olduğu yetkilerin de üstünde güç ve yetkiyle donatılmak arzusunda… İlk kurucu cumhurbaşkanının, neyi, hangi düşünceyi, hangi cumhuru, ülke için nasıl bir geleceği temsil ettiği tarihsel gerçeklikler olarak apaçık ortada… Günümüzün güçlü Başbakan’ı cumhurbaşkanı olarak neyi, hangi düşünceyi, hangi cumhuru, ülke için nasıl bir geleceği temsil edecek?.. Sözü uzatmaya gerek olmaksızın yanıtlayalım: İlk kurucu cumhurbaşkanı neyi, hangi düşünceyi, hangi cumhuru, ülke için nasıl bir geleceği temsil ediyorsa, tam tersini… HHH Halkımızın bilinçlilik ve örgütlenme düzeyi bakımından, cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmesi yönteminin yanlışlığı, içerdiği tehlikeler bugün apaçık görülüyor olmalı. Demokrasiyi çoğunluk sistemi olarak görüp dayatmaya çalışan, popülist, oportünist düşünceler için bundan daha güçlü bir dayanak olamazdı. Günümüz Başbakanı’nın cumhurbaşkanı olması, Türkiye’de demokrasinin son kırıntılarının yok olmasıyla kalmayıp ülkenin de sonunu getirecek, Türkiye iç ve dış savaşlara sürüklenerek parçalanıp yok olacaktır… Cumhuriyetimizin yüz yıla yaklaşan tarihi süresince, çağdaş, uygar bir dünya devletinin yurttaşları olma yönünde büyük adımlar atan Türk ulusu, Türkiye halkı, böyle bir geleceği hak etmiyor… Karamsar değil kararlı olunması gereken günlerden geçmekteyiz… ANKARA Son dönemde Twitter kararı nedeniyle hükümetin hedefinde olan Anayasa Mahkemesi, 17 Aralık operasyonunun ardından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) adalet bakanına geniş yetkiler veren düzenlemenin önemli kısmını iptal etti. Ancak iptal hükümleri geriye yürümeyeceği için yapılan atamalar değişmeyecek. İptal hükümleriyle birlikte HSYK’deki “hükümetcemaat” mücadelesinde ibre cemaate kaydı. Yasanın 27 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi üzerine CHP, düzenlemenin önce yok hükmünde sayılması, aksi halde ise iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Kılıçlar çekildi Ü yelerinin büyük bölümünü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün atadığı Anayasa Mahkemesi, son dönemde verdiği kararlarla gündem yarattı. Gazetemiz yazarı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesi ile başlayan, tutuklu vekiller ve eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu kararlarına imza atan Yüksek Mahkeme, son olarak Twitter’a uygulanan erişimin engellenmesi kararını kaldırmıştı. Mahkemenin bireysel başvuru sonucunda Twitter yasağını kaldırması özellikle hükümetin tepkisini çekmişti. Başbakan Erdoğan, tepkisini “AYM’nin kararına saygı duymuyorum” sözleriyle gösterirken AKP sözcüleri, iç hukuk yolları tükenmeden karar verdiği eleştirisini getirmişti. Mahkeme, tamgün yasasının bazı bölümlerinin yürütmesini durdurmuştu. İktidarın “paralel yapı” suçlamasında bulunduğu Anayasa Mahkemesi’nin Köşk seçimlerine giderken dikkat çekici kararlar vermesi bekleniyor. AKP kulislerinde, Başkan Haşim Kılıç’ın adı “cemaatin cumhurbaşkanı adayı” olarak geçiyor. VERDİĞİ KARARLARLA GÜNDEM YARATTI 19 maddeye tırpan Yüksek Mahkeme, 10 Nisan günü düzenlemenin iptal istemini görüştü. Gece yarısına kadar süren görüşmelerin ardından mahkeme, kararını dün sabah açıkladı. Anayasa Mahkemesi, 50’den fazla maddesinin iptalinin istendiği HSYK Yasası’nda toplam 19 hükmün iptaline karar verdi. Mahkeme, düzenlemenin tümden yok hükmünde olduğunun saptanması ile tümünün şekil bakımından anayasa aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemlerini reddetti. ‘Teftiş’i atama yetkisine iptal Buna göre, Anayasa Mahkemesi, HSYK’de kurul başkanı olarak adalet bakanına verilen “teftiş kurulu başkanını, teftiş kurulu başkan yardımcılarını atamak” yetkisini iptal etti. Böylece, HSYK’de görev yapacak “teftiş kurulu başkanını, teftiş kurulu başkan yardımcılarını” atama yetkisi adalet bakanından alınıp tekrar genel kurula verildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın adı AKP kulislerinde ‘cemaatin cumhurbaşkanı adayı’ olarak geçiyor. Daire üyelerini belirleyemeyecek K Bakan soruşturamayacak urulun seçimle gelen üyelerinin, disiplin suçu oluşturan eylemleri sebebiyle, haklarında yürütülecek disiplin soruşturmasının başkan (adalet bakanı), disiplin kovuşturmasının genel kurul tarafından kanun hükümleri uyarınca yapılmasını düzenleyen hüküm ile başkanın (bakan), ihbar veya şikâyetle ilgili olarak, doğrudan veya yaptırdığı inceleme sonucuna göre soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verebileceğine ilişkin hükümler de iptal edildi. Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkındaki soruşturma izni işlemlerinin başkan, kovuşturma izni Yüksek Mahkeme, HSYK’de bulunan kurul üyelerinin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağını adalet bakanının belirlemesi maddesini de anayasaya aykırı buldu. Bir diğer iptal hükmü HSYK genel sekreterinin seçimi yöntemine oldu. Tüm atamalar iptal işlemlerinin genel kurulca, kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin belirlenmesinin ise gösterilen yetkili mercilerce yapılmasına ilişkin düzenleme de anayasaya aykırı bulundu. ‘Teftiş’ eskiye döndü Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte kurulda görev yapan genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, teftiş kurulu başkanı, teftiş kurulu başkan yardımcıları, kurul müfettişleri, tetkik hâkimleri ve idari personelin görevlerini sona erdiren hüküm ile bunların yerine yeni atama yapılmasına yönelik düzenleme iptal edildi. İptal kararlarının birçoğu, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek. Teftiş kurulu başkanının kurul yerine HSYK başkanı olarak adalet bakanına “karşı sorumlu” olduğuna ilişkin düzenleme de anayasaya aykırı bulunarak iptal edildi. Teftiş kurulu, artık bakan yerine kurul ve daire başkanlarının verdiği görevleri yerine getirecek. Kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliği Olağanüstü çağırmaya son ‘Temel hak ama yasa yok’ ‘Hemen çıkarmalıyız’ Adalet bakanı olan HSYK başkanının gereken hallerde veya üye tam sayısının salt çoğunluğunun, görüşülecek konuyu da belirten yazılı talebi üzerine genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırması yetkisi anayasaya aykırı bulundu. Anayasa Mahkemesi, kurul üyeliği seçimlerinde, adayların hâkimlik ve savcılık mesleğinde 20 yıl çalışmış olmaları şartını öngören maddeyi anayasaya aykırı buldu. ‘Anayasaya r’ aykırı değille savcı im ve Yüksek mahkeme, hâk me ve soele inc ılan yap da kın lar hak kisi buluyet me ver r ruşturmalara olu urma yauşt sor nan Adalet Bakanı’na kin işiliş a ığın ad olm yer pılmasına esini ilm ver i kis yet lemlere olur verme lmadı. HSYK bu ırı ayk aya yas ana de t Bakanı’na Başkanı da olan Adale dımcılarıyar er HSYK genel sekret kanun hüknı atama yetkisi veren dildi. Yargıde red mi münün iptal iste alet AkaAd ye tay, Danıştay ve Türki ilecek seç an ınd lar rul ku l ne demisi ge cak an nin üye r he kurul üyeliği için abileceğine llan ku oy için ay ad bir de anayasaya ilişkin yeni düzenleme Bakanı’na, t ale Ad uygun bulundu. nlerini tesgü tı lan top un rul ku l gene un hükkan en ver i kis pit etme yet akademi M AY i. mü de iptal edilmed kin hüiliş ne esi ilm seç ın başkanın detti. red ni eri ml iste kümlerin iptal TwItter hamlesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK Yasası’nın adalet bakanına geniş yetkiler veren hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi, hükümetle arasındaki kavgada bir cephe daha açtı. Twitter yasağını kaldıran kararıyla şimşekleri üzerine çeken Yüksek Mahkeme, hükümetin “Bu kadar özgürlük hayvanlar âleminde bile yok” mantığı ile eleştirdiği Twitter’da resmi hesap açtı. “@AYMBASKANLIGI” hesabının takipçi sayısı birkaç saat içinde 30 bini aştı. Takipçiler arasında mahkemenin eski raportörlerinden AKP MKYK üyesi Osman Can’ın da bulunması dikkat çekti. Mahkeminin ilk tweet’leri ise başkanlık tarafından alınan kararların metinleri oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun başvurusu üzerine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) “kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin korunması” yetkisi veren yasa hükmünü iptal etti. Karar 6 ay sonra yürürlüğe girecek. CHP’li Erdal Aksünger ise kişisel verilerin korunmasına ilişkin bir yasanın olmadığına, tüm yetkinin BTK ve TİB’in elinde olduğuna işaret ederek bu karardan sonra derhal yasa çıkarılması gerektiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi, HSYK ile ilgili yasanın iptaliyle birlikte BTK’ye “kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin korunması”na ilişkin yetkiler veren yasanın bir maddesini de iptal etti. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 51. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. “Kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin korunması” başlıklı madde, “Kurum, elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına yönelik usul ve esasları belirlemeye yetkilidir” hükmünü içeriyordu. Başvuruyu esastan görüşen mahkeme, bu maddeyi iptal etti. Kararın hükmü, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, kişisel verilerin anayasa ile güvence altına alınmış olan kişisel özgürlükler kapsamında olduğunu vurguladı. Ancak böyle kişisel verilerin korunması konusunda Türkiye’nin hâlâ bir kanun çıkaramadığına dikkat çeken Aksünger, “Böylesine önemli bir konu yönetmelikle düzenleniyor. Mahkemenin bu kararından sonra derhal kişisel verilerin korunmasına yönelik bir temel kanun çıkarmamız gerekiyor” dedi. Kişisel verilerin korunması konusunda BTK ve TİB gibi güvensiz iki kuruma yetki verilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Aksünger, “Güvensizler, çünkü denetime açık değiller. Ortada bir kanun yok, yönetmelikle bu işi yapıyorlar” diye konuştu. ‘Güvensizler’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle