Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Yolsuzluk iddiası istifaya yetti İngiltere’de, ev kredisinde yaptığı usulsüzlük için 5800 sterlin ödemesine karar verilen Kültür Bakanı’nın 31 saniyelik özür konuşması Avam Kamarası’na yetmedi... Miller istifasını sundu Dış Haberler Servisi Hakkında bir süredir harcamalarında ve aldığı ödenekte usulsüzlük yaptığı iddiaları bulunan İngiltere Kültür, Medya ve Spor Bakanı Maria Miller yoğun baskıların ardından dün koltuğundan istifa ettiğini açıkladı. İktidardaki Muhafazakâr Parti’den Miller’ın annesi ve babası için satın aldığı bir evin kredi bedelini düşük gösterdiği, bu çerçevede 45 bin sterlin (yaklaşık 158 bin TL) aldığı iddiası üzerine hakkında soruşturma süreci başlatılmıştı. Evin kredisini usulsüz şekilde artırıp vergi mükellefleleştiri rinden elde edilen devoklarının let ödeneklerini kulhedefindeki landığı suçlamasınMiller, özür dan aklanan Miller’ın konuşmasından Avam Kamarası’na yaklaşık bir hafta sonra bağlı ve çoğunluğu istifa etmiş Muhafazakâr Partioldu. (AA) li üyelerden oluşan soruşturma komitesi tarafından 5800 (yaklaşık 20 bin TL) sterlini geri ödemesi gerektiği yönünde karar çıkmıştı. Ancak komitenin bu kararı gerek siyaset sahnesinde gerekse kamouyunda ciddi tartışmalara yol açmıştı. İngiltere Başbakanı David Cameron’a kendi partisi Muhafazakârlar da aralarında olmak üzere başta İşçi detti. Cameron ise Miller’ın istifasından dolayı üzgün olduğunu, kendisinin suçlamalardan aklandığını belirtti ancak görevden ayrılma kararını da kabul ettiğini ekledi. İstifa ile birlikte Cameron’a yönelik baskıların biraz olsun dineceği yorumları dikkat çekiyor. Bu arada Miller’dan boşalan koltuğa dün Muhafazakâr Parti’nin parlayan yıldızı olarak nitelenen Maliye Bakanlığı’nın üç numaralı ismi Sajid Javid getirildi. 2005 yılından bu yana milletvekilliği yapan Miller (50), ikinci eviyle ilgili ödenekte usulsüzlük yaptığı İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins iddiaları ve bu konudaki soruşturtarihi İngiltere ziyareti çerçevesinde madaki tavrı nedeniyle geçen hafdün Kraliyet ailesiyle de bir araya geldi. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ta Avam Kamarası’nda yaptığı bir tarafından Windsor Kalesi’nde verilen konuşmayla özür dilemişti. Ancak resmi yemeğe katılan Higgins ve eşine sadece 31 saniye süren özür konuşeşlik eden isimler arasında Londra’nın ması kendi partisinden birçok üyeuzun yıllar mücadele ettiği İrlanda nin de aralarında olduğu vekillerce Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) eski ve kamuoyunda yetersiz görülmüşliderlerinden ve mevcut Kuzey İrlanda tü. Miller, ödenek tartışmalarıyla ilyönetimi Başbakan Yardımcısı Martin gili ayrıntıları uzun süre açıklamaMcGuinness de yer aldı. (AFP) dığı için eleştiriliyordu. Partisi ve diğer muhaliflerden Miller’ın istifa etmesi gerektiği yönünde baskılar vardı. Miller, Cameron’a gönderdiği istifa mektubunda, başbakanın kendisine verdiği desteğe teşekkür ederken bu kararını “hakkındaki tartışmaların, dikkatlerin hükümetin yaptığı önemli işlerden dağılmasına neden olduğu gerekçesiyle” aldığını kay Yumruk “Alo Fatih” basınının yaklaşımı; iktidarın “yumruk”a bakışını özetliyor: Biçimsel niteliğini bile kaybeden Türk demokrasisi açısından tarihi olabilecek bir kritik olay söz konusu. Ana muhalefet lideri, hem de Meclis çatısında, bir “AKP üyesi” saldırganın kurbanı olmuş… Ama birinci sayfalarda, sayfanın nerdeyse tümünü kapsayan Başbakan’ın resimleri var! AKP liderinin, ekran altyazılarında dahi tahammül göstermediği muhalefetin ön saftaki liderinin saldırı sonrasındaki fotoğrafı, başbakanı hiddetlendirmemek için olsa gerek en alta gizlenmiş. Nerdeyse büyüteçle lazım. Star’ın ilk sayfası örneğin böyle. RTE’nin sayfaya damga basan iri fotoğrafının yanında Star, AKP grubunda başbakanın seçim sonrasındaki ilk konuşmasının ana başlıklarını çıkarmış: “Millet tasviye talimatı verdi! Balkon konuşmasını muhalefet yapsın! Vesayet defterleri dürüldü! Köşk öncesi gerilime izin vermeyiz!” demekte Erdoğan... Haberin altına Kılıçdaroğlu’na saldırı sanki bir dipnot gibi sıkıştırılıvermiş: Üstünde genel geçer bir “siyasete saldırı” başlığı dikkat çekiyor. Akşam’a bakıyoruz. Durum farklı değil… Başbakanın fotoğrafı gene baş köşede. Dev puntolu manşette: “Millet temizle talimatı verdi! Yaşananları asla unutmayız” vs. yazıyor. Alt köşede ana muhalefet liderinin kibrit kutusu büyüklüğünde bir fotoğrafı; “Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırı” sözleriyle yorumsuz verilmiş. Sabah’ta keza “Bu ihaneti asla unutmayacağız!” başlığı yanında Erdoğan’ın Obama’ya salladığı parmak misali! parmak havada bir resmi var. Yumruk mağduru Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı bu gazetede de küçüle küçüle artık madeni para ebadına indirgenmiş. “Yumruk kenetledi” başlığıyla görülen haber ha gayret sayfadan düştü düşecek izlenimi veriyor. “Alo Fatih” ekibi demek olayı böyle görüyor. Ya da benzeri doğrultuda gazetecilik yapanlar(!); durumdan böyle vazife çıkartıyor. “Ana muhalefet liderine indirilen yumruk”u; dipnot boyutunda değerlendiren bir iktidar basını anlayışı; yumruğun en az kendisi kadar ağırdır ve yumruğun bire bir kendisi kadar demokrasiye indirilen darbeyle eşdeğer sayılır! Başbakan ve cumhurbaşkanı bu uğursuz saldırı ardından saldırıyı kınadıklarına dair en sert tonlarda yapacakları bir açıklamayı doğrudan kamuoyuna sunmaları gerekirdi. Çünkü ana muhalefet liderine yönelen saldırı, onun bire bir şahsına değil; demokrasi ve demokratik kamuoyuna yapılan bir saldırıdır. Kılıçdaroğlu’na telefon açmakla, “demokratik duyarlılık” sergilenmiş olmaz. Bu sadece kerhen yapılan bir jest izlenimi verir ki yandaş medyada zaten ortaya konan duruş tam budur. Yaşananlar bana heyhat! Mussolini İtalyası’nın Matteotti olayını anımsattı. Zihnimdeki ilk çağrışım bu oldu. Adına meydanlar ve caddelerin adandığı Giacomo Matteotti’nin hikâyesi, aslında İtalya’da faşizmin yükselişinin özetidir. Mussolini faşizminin henüz daha kök salmadığı ilk yıllarda sosyalist muhalefet liderlerinden olan Giacomo Matteotti; faşistleri alicengiz oyunları, oy hırsızlığı, yolsuzluk, gözdağı ve tehditlerleüçte iki çoğunlukla iktidara getiren 6 Nisan 1924 seçimlerindeki üçkâğıdı teşhir amacıyla mecliste bir konuşma yapmış; bu konuşma akabinde kaçırılıp öldürülmüştü. “Derin devlet”e bağlı milislerce kaçırılan lider; önce dövülmüş; sonra öldürülüp bir çukura konmuştu. “Matteotti olayı”; çok açıdan İtalyan faşizminin dönüm noktası oldu... Matteotti öncelikle, demokratik olmayan seçimlerle iktidara gelmenin “demokrasi anlamına gelmeyeceğini” söyleyen; faşizmin sandıkla da gerçekleşebileceğine işaret eden ilk siyasiydi… Mussolini söz edilen tarihi seçim öncesinde, sandıktan çıkan ilk partiyi otomatik olarak 2/3 çoğunlukla iktidara taşıyacak bir “yaptım oldu!” yasasını kendisi için özellikle tanzim etmişti. Seçim kampanyasında her yere korku pompalamış; basın ve seçmene gözdağı verilmişti. Matteotti seçimlerin ardından mecliste yaptığı o ilk konuşmada işte sandıktaki usulsüzlükleri ortaya koyup müdahalesini “Bizler halkın (dayatma altında olmayan!) özgür iradesini savunuyoruz!” diye bitirdi ve sandığın geçersiz sayılmasını istedi! Sen misin bunu isteyen! Duçe’nin çevresine “Bu adam ne cüretle böyle konuşuyor?” demesi yetti. Derin devlet unsurları şefin yakınmasından süratle vazife çıkartıp sosyalist liderin icabına baktı. Matteotti’nin akıbetinden sonra faşizm, İtalya’da demir yumruğunu sağlamlaştırdı. Bu açıdan da Matteotti’nin ölümü bir dönemeç oldu. Matteotti’nin devre dışı kalmasıyla, özgürlük arayışındaki yurttaşların ümitleri yok oldu. Sesleri kısıldı ve faşizm devleti tamamen ele geçirdi. Kıssadan hisseyi artık ben yazmayayım. İstediğiniz gibi siz çıkarın… Sarayda bir IRA’lı Yandaş basında ‘dipnot’ gibi E Hersh: Faşist Alevinin tekiymişim Dış Haberler Servisi Ankara’yı hedef alan ağır iddialarıyla Türkiye kamuoyunun gündemine bir kez daha gelen ABD’li ünlü gazeteci Seymour M. Hersh, Beyaz Saray’ın raporu yalanlamasını “Elimde hatta şu an önümde bulunan raporun var olmadığını söylüyorlar yani” diyerek kahkahalarla karşıladı. İddialarıyla ilgili haber sitesi Diken’e konuşan Hersh, haberin, kimilerini 30 yıldır tanıdığı sağlam kaynaklara ve Suriye’deki saldırıyı MİT’in planladığını, sarin gazı yapımında kullanılan kimyasalların da bizzat Türk jandarması tarafından Halep’e taşındığını anlatan Amerikan istihbarat raporuna dayandığını vurguladı. Pulitzer Ödüllü gazeteci, haberinde yer almayan bir bilgiyi de aktardı: “Beyaz Saray, Suriye’deki muhalif grupların elinde sarin gazı bulunduğunu yalanlayadursun, Florida’da ABD Genelkurmay Başkanı başkanlığında bir ekip o sarin gazı yanlış ellere düşerse ne yaparız diye kafa patlatıyordu.” Hersh, “Bu rapor elinizde mi yoksa duyumunuz mu var” sorusuna şu yanıtı verdi: “Evet, tabii ki. Hatta şu an önümde! İzin verin ilk satırını okuyayım isterseniz. İlk satırı kalın harflerle yazılmış ve ‘konuşma noktaları’ diyor. Hitap ettiği kişi, üst düzey yetkili, ABD Savunma Bakanlığı İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı David Shedd…. 20 Haziran (2013) tarihli…” “Yine kalın harflerle, ‘El Nusra Cephesi bağlantılı sarin üretim hücresi…’ yazıyor. Deniyor ki, El Nusra Cephesi bağlantılı sarin üretim hücresi 11 Eylül 2001 öncesindeki El Kaide bağlantılı hücreden bu yana en ileri sarin üretim merkezi. El Kaide’nin sarin gazını hayvanlar üzerinde denediğini biliyoruz.” Hersh, haberiyle ilgili kendisine ilginç gelen bazı değerlendirmeleri de şöyle anlattı: “Yok efendim, Rusların istihbaratına nasıl güvenirmişiz? İyi de o bulgular önce İngiliz Genelkurmayı tarafından, sonra da ABD Genelkurmayı tarafından gözden geçirildi ve bundan sonra ABD Başkanı’nın önüne kondu. Ruslar getirdi diye çürük mü olacak bulgular? Deli saçması bu. Ha tabii bir de Baas’çıymışım ben. Öyle diyorlar. Faşist Alevinin tekiymişim. Bunu bilmiyordum (kahkaha atıyor).” Hersh, geçen ay Florida’daki Merkez Komutanlığı’nda yapılan bir beyin egzersizinin konusunu şöyle anlattı: El Nusra veya IŞİD dışarı sürülür de sarin stokunu ve gazı kullanma yöntemlerini diğer cihatçı gruplara aktarırlarsa ne yaparız? Hersh, Türkiye’nin böyle bir saldırı düzenlemesinin güç olduğu yönündeki iddialara ilişkin şunları kaydetti: “Amerikan istihbaratı bir sonuca vardı. O da şu: MİT bizzat yapmıyor… Teknik olarak değil yani ama stratejik ve düşünce bazında yapıyor. Türk jandarmalar maddeleri kamyonlarla Suriye içine taşıdı. Bu materyaller Türkiye’den Suriye’ye sokuldu, Halep’e götürüldü. Sonradan da orada bileşim gerçekleştirildi. Ve tüm bunları anlatan bir (ABD) istihbarat raporu var. Ben de bunun üzerine yazdım. Hepsi bu.” MİT’e bu kez de Mısır suçlaması Filistin dergisi El Minar’a göre, Türkiye ve Katar, cumhurbaşkanlığı seçimlerini ‘sabote etmeye’ hazırlanıyor Dış Haberler Servisi Mısır’da AKP hükümetinin desteklediği, Müslüman Kardeşler eksenindeki Mursi yönetiminin ordu darbesiyle devrilmesinin ardından AnkaraKahire hattında ilişkiler gerilirken gündeme şimdi de Türkiye ve Katar’ın Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine karşı “ortak bir plan” hazırladıkları iddiası düştü. ANKA’nın haberinde, İran Fars Haber Ajansı’nın, Filistin’de yayımlanan El Minar dergisinin bu yönde iddialarına yer verdiği ve “El Minar ifşa etti. Türkiye ve Katar’ın Mısır seçimlerini sabotaj planı” başlığını kullandığı aktarıldı. Haberde El Minar dergisinin “güvenilir kaynaklara” atfen verdiği “Başbakan Erdoğan’ın MİT’e Mısır seçimlerine karşı İhvanlıKatarlı planı hayata geçirmek üzere yeşil ışık yaktığı” iddiasına yer verildi. Ankara’nın Suriye ve Mısır politikalarına yönelik eleştiriler sık sık dış basında da yer alıyor. Son olarak Suriye’de kimyasal silah saldırısının arkasında MİT’in olduğu iddiaları tartışma yaratmış durumda. Mısır’da Mursi’nin görevden uzaklaştırıldığı 3 Temmuz darbesine liderlik eden Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi de, cumhurbaşkanlığına aday. ‘Kerhen’ geçmiş olsun! Mussolini ve ‘Matteotti olayı’ Yunanistan’da kamu işçilerinin grevine özel sektör de destek verdi. (Fotoğraf: AP) Merkel’e grevli karşılama Dış Haberler Servisi Yunanistan’da binler kemer sıkma politikalarına karşı dün genel greve gitti. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yarın gerçekleştirmesi beklenen Atina gezisinden önce düzenlenen binlerce kişinin destek verdiği bir günlük genel grev çerçevesinde dün okullar, eczaneler kapanırken limanlarda da çalışmalar durdu, seferler çoğu yerde yapılmadı. Grev çağrısına tüm kamu ve özel sektör çalışanları destek verdi. Yunanistan Gazeteciler Sendikası’nın çağrısı üzerine önceki gün de ülke genelinde devlet ve özel televizyon kanallarıyla radyo istasyonlarında haber yayınları durmuştu. yayımladığı gerekçesiyle sağ eğilimli Bağımsız Yunanlılar Partisi (ANEL) milletvekili Rahil Makri’nin şikâyeti üzerine, Elefteros Tipos gazetesinin muhabiri Despina Kontaraki’nin gözaltına alınması tepkiye neden oldu. Hükümet Sözcüsü Simos Kedikoğlu, “Bir siyasetçinin, kendisini eleştiren gazeteciler hakkında gözaltına alınması talebinin kabul edilemez olduğunu” belirtirken, ana muhalefet Radikal Sol İttifak SYRİZA gazetecinin gözaltına alınmasını protesto ettiklerini duyurdu. Yunanistan Komünist Partisi, “siyasi eleştiri ne kadar ağır olursa olsun gazetecilere suç duyurusunda bulunulamayacağını”, Demokratik Sol Parti DİMAR ise “Basın hürriyetinin hapsedilemez olduğunu” belirtti. ‘Bir de Baas’çıymışım’ ‘Filistinlilerle teması durdurun’ Bu arada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun tüm bakanlarına, Filistinli yetkililerle her tür üst düzey teması durdurma talimatı verdiği duyuruldu. İsrail kaynaklarına göre Netanyahu, “Filistin Yönetimi yükümlülüklerini yerine getirmediği” gerekçesiyle bu kararı aldı. azeteci, eleştirdi diye gözaltına alınamaz’ Yunanistan’da, hakkında yalan haber ‘G TBMM’deki partiler ortak bildiriyle idam kararlarının uygulanmamasını istedi Ankara’dan Kahire’ye çağrı Rus gemileri Boğaz’dan geçti Rus donanmasına bağlı iki gemi, Çanakkale Boğazı’ndan geçiş yaptı. Marmara Denizi yönünden gelen “Saratov” ve “Yamal” adlı askeri gemiler, Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Ege Denizi’ne ilerleyen askeri gemilerin geçişine botla eşlik etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, AKP, CHP, MHP ve BDP’nin imzasıyla Mısır’da 528 kişi hakkında verilen idam kararı konusunda ortak bildiri okundu. Kaygı verici gelişmelerin son idam kararlarıyla yeni bir aşamaya ulaştığı ifade edilen bildiride şunlar kaydedildi: “Mısır halkının herhangi bir dış müdahale olmaksızın kendi geleceğini en sağlıklı şekilde belirleme hak, yetenek ve iradesine sahip olduğunu biliyoruz. Siyasi gerekçelerle verilmiş olan idam cezalarının sadece Mısır halkını değil, bütün insanlığın vicdanını sızlatacağı açıktır. Bunun, Mısır’daki gerginlikleri daha da artırabileceği ve intikam hislerine dönüşebileceği endişesini taşıyoruz. Mısır’da barış ve demokrasiye giden yolun özgürlük ve insan haklarının düğmesinden geçtiği inancındayız. Hedefimiz sadece Mısır halkıyla dayanışma halinde olduğumuzun altını çizmektir. Mısır’ın demokratik mücadelesine, hayallerine, istikbaline gölge düşürecek, insanlık tarihine karar leke olarak kazınacak bu idam kararlarının uygulanmaması, TBMM’de tecelli eden millet iradesinin ortak arzusudur.” ABD’de okulda bıçaklı saldırı: 20’den fazla yaralı NEW YORK (AA) ABD’nin Pensilvanya eyaletine bağlı Pittsburgh kenti Murrysville Franklin Bölge Lisesi’nde dün sabah saatlerinde bıçaklı saldırı meydana geldi. İkinci sınıf öğrencisi olduğu belirtilen saldırgan, sınıf ve koridorlardaki öğrencilere bıçakla saldırdı. Olayda, çoğunluğu öğrenci 20’den fazla kişi yaralandı. Çevredeki hastanelere kaldırılan yaralıların çoğunun durumunun ağır olduğu öğrenildi. Saldırganın gözaltına alındığı bildirildi. Rusya yanlılarına ültimatom Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın Luhansk şehrindeki Rusya yanlısı ayrılıkçılar, Kiev’in düzeni sağlamak için güç kullanılabileceği yönündeki uyarısı üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den yardım istediler. Ukrayna İçişleri Bakanı Arsen Avakov, doğudaki kentlerde kamu binalarını ele geçiren Rusya yanlısı göstericilere siyasi çözüm için masaya oturma çağrısı yaparken, aksi takdirde “güç” kullanılacağını bildirdi. Avakov, dün “48 saat içinde” sorunun şu veya bu şekilde çözüleceğini kaydetti. Avrupa Birliği (AB), Rusya, ABD ve Ukrayna krizin çözümü için gelecek hafta, 4 taraflı görüşme için bir araya gelecekler. Görüşmelerde Rusya’nın ilhak ettiği Kırım meselesine çözüm getirilmesi hedefleniyor. Fehmi: İdam kararları için temyiz hakkı ve af yetkisi var Dış Haberler Servisi Mısır’da Müslüman Kardeşler yanlısı 528 kişiye verilen idam kararına yönelik tepkiler artarken Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, bunun nihai karar olmadığını söyledi. Fehmi, “Bunun ağır bir karar olduğunu kabul ediyorum ancak bu nihai karar değil, 140 kişi için yapılan yargılamanın bir aşaması. Nihai karar bu olsa bile hem şeklen hem de içerik bakımından temyiz hakkı var. Son olarak, yeni seçilecek cumhurbaşkanı da af yetkisini kullanabilir.”