22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 5 MART 2014 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan en önemli bestecilerdendi Richard Strauss yılı... u R. Strauss, sayıları 150’yi aşan lied’iyle bir lied ustası olduğunu kanıtlamıştır. Senfonik şiirlerinde orkestradaki ses boyutlarını genişletmiş, Wagner’in sürekli müzik ilkesini benimsemiş, dışavurumcular gibi tonalitenin sınırlarını zorlasa da bir melodi kuyumcusu olarak tarihe geçmiştir. formal bir müzik eğitimi almadan, adeta babasının orkestrasındaki müzikçilerle yetişir. On altı yaşında Birinci Senfoni’sini besteler. İlk kez 1884’te, Münih’de hiç prova yapmadan yönettiği bir konserden sonra, büyük şef Hans von Bülow onu Meiningen Saray Orkestrası’na yardımcı şef olarak alır. Bir ay içinde bu orkestranın başına geçer. 1889’da Bayreuth Festivali’ne ikinci şef, daha sonra Münih Saray Operası’na şef olur. Bundan sonra art arda senfonik şiirler yazar: Till Eulenspiegel, Zerdüşt Böyle Buyurdu, Don Kişot ve Bir Kahramanın Yaşamı, gibi. Yeni yüzyılla birlikte Strauss’un ilgi alanı opera besteciliğine dönüşür. Hugo von Hofmannsthal’la işbirliğinden doğan operalar: Salome, Elektra, Güllü Şölarda önce Nazilerin devlet bürosu müzisyenidir, sonra kendini politik bir kavganın içinde bulur: Gelini ve dolayısıyla torunları Yahudi soyundan geldiği için Nazilerle arası bozulur. 23 yaylı çalgı için “Metamorfozlar”ı, savaş sırasında opera binalarının bombalanmasından etkilenerek yazar. Sonraki besteleri, “Capriccio” adlı opera, “İkinci Korno Konçertosu”, “Obua Konçertosu” ve “Son Dört Şarkı” (1948), sanki yaşama veda etmesinin birer simgesidir. R. Strauss’un en şanslı yönü, ilk yapıtından başlayarak ilgi görmesi ve 60 yıldan fazla Almanya’nın en seçkin bestecilerinden biri olarak ününü korumasıdır. Sayıları 150’yi aşan lied’iyle bir lied ustası olduğunu kanıtlamıştır. Senfonik şiirlerinde orkestradaki ses boyutlarını genişletmiş, Wagner’in sürekli müzik ilkesini benimsemiş, dışavurumcular gibi tonalitenin sınırlarını zorlasa da bir melodi kuyumcusu olarak tarihe geçmiştir. Geçen hafta Gürer Aykal yönetimindeki BİFO’nun konserinde klarinetçi Ferhat Göksel ve fagotçu Selim Aykal solistliğinde onun ikili konçertosunu dinledik. Solistlerin güzelim tonlarına bayıldık. Tarabya Çeviri Ödülü Tarabya Çeviri Ödülü töreni bu yıl her zamankinden farklı bir mekânda ve yerde yapıldı. Her yıl kasım ayında İstanbul’da yapılan tören bu yıl 26 Şubat’ta Berlin’de gerçekleştirildi. Almancadan Türkçeye ve Türkçeden Almancaya çeviriler yapanlara verilen Tarabya Çeviri Ödülü, Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Ernst Reuter Girişimi çerçevesinde gerçekleştirdikleri bir etkinlik. Ödüle S. Fischer Vakfı, Robert Bosch Vakfı ve Goethe Enstitüsü de destek veriyor. Bu yıl destekçilere Yunus Emre Enstitüsü de katılmış. Ödül töreni Türkiye’nin yeni inşa edilen Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlendi. Tören tarihinin şubata kaymasının nedeni de Almanya’daki seçimler sonrası koalisyon görüşmelerinin uzaması ve hükümetin kurulmasındaki gecikme. Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ev sahipliğinde ve S. Fischer Vakfı’nın titiz organizasyonu ile gerçekleşen törene önceki yıllardaki gibi bakan düzeyinde bir katılım bekleniyordu ama Almanya’yı Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Steinlein, Türkiye’yi Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin temsil ettiler. Büyük ödülleri Almancadan Türkçeye çevirileri ile Sezer Duru ve Türkçeden Almancaya çevirileri ile Ute BirgiKnellessen aldılar. Yeni nesil teşvik ödülleri Monika Demirel ile Tanıl Bora’ya, çalışma bursu da Sami Türk’e verildi. Törende ödül alanlar için iki de övgü konuşması yapılıyor. Sezer Duru için övgü konuşmasını Almanya’nın önemli kültür adamlarından şair yazar Joachim Sartorius yaptı. Eserlerini Türkçede de okuduğumuz Sartorius, Sezer Duru’nun Alman edebiyatının Tükçedeki en önemli çevirmenlerinden biri olmakla kalmadığını, iki ülkenin edebi ilişkilerinde de önemli roller oynadığını belirtti. Sartorius konuşmasında Sezer Duru’nun kişiliğini, dostluğa verdiği önemi, işine bağlılığını yansıtan anekdotlar da anlattı. Çevirdiği yazarların önemine değindi. Ute BirgiKnellessen ve Monika Demirel için övgü konuşmasını Ayşe Kulin yaptı. Kulin konuşmasında ödül alan çevirmenlerin emeğine yoğunlaşmak yerine kendi deneyiminden yola çıkarak çevirmenliğin ne denli bir güç iş olduğunu anlattı. “Bir kitabı çevirmek yerine, beş kitap yazmayı tercih ederim” dedi. Ute BirgiKnellessen, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali, Metin Eloğlu ve İhsan Oktay Anar’dan, Monika Demirel de Oya Baydar, Alper Canıgüz, Kemal Özer ve Pınar Selek’ten yaptığı çevirilerle ödüle hak kazanmışlar. Sezer Duru teşekkür konuşmasında “Bizler için en büyük isteğim hukuk devletinde yaşayabilmek. Bir yayıncının ve çevirmenin Apollinaire’nin kitabını yayımladıkları için 6 yıl hapis cezası yemedikleri bir Türkiye’de yaşayabilmek” dedi. Duru’nun sözleri izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı. Tören sonunda Müsteşar Steinlein ve Müsteşar Yardımcısı Şahin, Tarabya Çeviri Ödülleri’nin dört yıl daha uzatılmasına ilişkin anlaşmayı imzaladı. Ödül töreninde yapılan konuşmalarda en çok değinilen konu çevirmenliğin “ağır işçilik” olduğu, çevirmenin emeğinin tam olarak ödenemediği ve gereken önemin verilmediğiydi. Tarabya Çeviri Ödülleri Türkiye’de devlet katında verilen tek çeviri ödülü. 25 bin Avro tutarındaki ödülleri ile maddi önemi de var. Tarabya Çeviri Ödülleri bu maddi ve manevi nitelikleriyle Türkiye’nin en önemli çeviri ödülü halini aldı. Darısı diğer dillerden çeviri yapanların başına. Bu yıl 150. doğum günü kutlanan Richard Strauss’u doğru tanıtmak için iki konuyu düze çıkartmak gerekir: Birincisi, “Space Odyssey 2001” filmindeki o müthiş görkemli müzik aslında R. Strauss’un “Zerdüşt Böyle Buyurdu” başlıklı senfonik şiiridir. İkincisi, bu Alman bestecinin ünlü Viyanalı vals bestecileri Johann Strauss ailesiyle hiçbir ilgisi yoktur. Strauss (18641949) postromantizmi modernizme, dolayısıyla 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan en önemli bestecilerdendir. Post romantiklerin büyük orkestrasıyla öyküler anlatmış, orkestra yazısında romantik geleneğin sınırlarını aşmış, modernizme kapıları açmıştır. Babası Franz Strauss, Almanya’nın önde gelen korno sanatçılarından biri ve sarayın baş kornocusudur. Dört yaşında piyano çalmaya, altı yaşında beste yapmaya başlayan Richard, valye, Naksoslu Ariadne, Gölgesiz Kadın ve Arabella’dır. Strauss 1908’den sonra Garmisch’teki villasına yerleşir. 1917’de Hofmannsthal ve Max Reinhardt’la Salzburg Festivali’ni kurar. 1918’de, Viyana Operası’nın direktörü olur. 1930’lu yıl ‘Dayatmayı kabul etmiyoruz’ Sivil toplum örgütleri, Bakanlığın düzenlediği TÜSAK çalıştayını protesto etti ANKARA (Cumhuriyet Başkanı Erhan Gökgücü, Bürosu) Kültür ve Turizm Devlet Tiyatrosu SanatçılaBakanlığı’nın Devlet Tiyatrorı Derneği (DETİS) ve DT Saları (DT), Devlet Opera ve Banatçı Temsilcisi Şahin Ergülesi (DOB) ile Güzel Sanatlar ney ile Kültür SanatSen GeGenel Müdürlüğü’nü lağv etnel Başkanı Yavuz Demirkameye yönelik hazırladığı, önya, ortak basın toplantısı düceki gün de Ankara’da sivil zenledi. Kültür SanatSen Getoplum örgütlerinin görüşüne nel Başkanı Yavuz Demirkasunduğu Türya, TÜSAK yasa tasarısının kiye Sanat varlığının meslek Kurulu (TÜkuruluşları u Kültür Sa natSen Gene SAK) yasa ve sivil topl Başkanı Dem taslağı salum örgütleir k a y a , ‘Bu taslak sanatı nat kuruluşrince yazılı nh hükümetlerin er disiplinini larınca proolarak bakantesto edillığa kerelerpiyasa koşull güdümüne ve arının acıma di. Külce sorulduğusı zlığın terk edecek’ tür Sanatdedi. TOMED a nu belirterek, Başkanı Gök Sen Genel bakanlıkça angücü Başkacak kendileriTÜSAK’la bir de, sanatın nı Yavuz ne böyle bir çamahkumu ola ideolojinin Demirlışmanın rescağını söyled i. kaya, mi olarak bildi“3 Mart’ta rilmediğini kayAnkara’da düzenlenen topdetti. lantıya girdiğimizde sanat TOBAV Genel Başkanı Taüreten kuruluşların ve temmer Levent, taslakla ilgili olasilcilerinin azlığını gördük. rak 4 Ekim 2013’te 46 bin imBu taslak sanatın her disipza topladıklarını ve bu imzayı linini hükümetlerin güdübakanlığa sunduklarını, ancak müne ve piyasa koşullarıbakanlığın herhangi bir yanıt nın acımasızlığına terk edevermediğini dile getirdi. TOMEB Başkanı Erhan cek. Bu bir kötü niyettir. Bu Gökgücü de toplantı sırasında tercih manidardır, dayatNihat Gül’e, “Böyle bir yasa madır. Bakanlık bize yalan tasarısı taslağı hazırlamaya söyledi. Tasarıyı kabul etniçin gerek duydunuz?” sorumiyoruz” dedi. TÜSAK’la ilgili çalıştayın sunu yönelterek, buna bakanlık ardından Kültür SanatSen’le çalışanlarının hiçbir şekilde yabir araya gelen Devlet Tiyatnıt vermediğini kaydetti. Gökgücü, “Sanat rosu Opera ve Balesi ÇalışanTÜSAK’la bir ideolojinin ları Yardımlaşma Vakfı (TOmahkumu olacaktır. Siyasi BAV) Genel Başkanı Taiktidarın güdümüne sokulamer Levent, Tiyatro Sanatçıcaktır” görüşünü dile getirdi. ları Meslek Birliği (TOMEB) TÜSAK yasa tasarı taslağı çalıştayının perde arkası Müsteşar, ünlü besteciyi tanımadı sınız, boyuna konuşuyorsunuz. Bize de sadece daha önce resmi olarak bilmediğimiz, ANKARA Kültür ve Turizm bilgimize sunulmayan taslakla ilgili hukuki Bakanlığı’nca, önceki gün TÜRKSOY Topve teknik bilgilerimizi soruyorsunuz. Hukulantı Salonu’nda sivil toplum kuruluş temsilki olarak böyle bir çalıştayda madde madde cilerinin de katılımıyla gerçekleştirdiği Türkonuşmak, usule uygun değildir. Böyle bir kiye Sanat Kurulu (TÜSAK) yasa tasarısı tasşey kabul edilemez. Sanki bu taslağı bizimle lağı çalıştayında müsteşar yardımcısı Nihat yapmışsınız gibi bizden sadece teknik detay Gül’ün, Türkiye’nin en saygın bestecilerinsoruyorsunuz” dediği kaydedildi. den Muammer Sun’u tanımadığı, Sun’un Gül’ün de Sun’un söz taslağa ilişkin tepkileri üzerine, “Sikonusu eleştirilerine kızdızin adınız nedir? Hangi ğı ve Sun’a, “Pardon, sir şa e st ü gerekçeyle konuşuyorsuM zin adınız nedir? Hangi u Bakanlık l, ülkemizin nuz?” dediği öğrenildi. gerekçeyle konuşuyorihat Gü DOB Genel Müdürü Rensunuz?” dediği belirtilirYardımcısı N estecilerinden gim Gökmen’in de çalıştaken, Sun’un, “Bendeniz en saygın b tanımadı ’u n yı yarıda terk ettiği ve bakanu Muammer Sun, besS r e m m i Mua g n a H ? ir lık temsilcilerine, “Biz opeteci” deyince Gül’ün d e ız n ve ‘Sizin adın uşuyorsunuz?’ ra ve bale olarak hiçbir şekil“Afedersiniz, sizi taon k le y e ç de bu tasarının yanında yer alnıyorum ama simak re iz e n g da, ‘Bende n u S mayacağız. Kurumların kapa. nızdan çıkartamau rd so diye steci’ diye e b tılmasına karşıyız” dediği belirdım” sözleriyle duru, n u S r e Muamm tilirken, Gökmen’in Gül’ün daha mu düzeltmeye çalışyanıt verdi. önce, “Taslak çalışmasını Sayın tığı dile getirildi. Gökmen ve Sayın Lemi Bilgin’in Öte yandan, Devde görüşleri doğrultusunda halet Tiyatroları Genel Müdürü Muszırladık” sözlerini düzeltmesini istafa Kurt’un da, “DT çok köklü bir kurumtediği de kaydedildi. dur. Kapatılırsa Türkiye’deki tiyatro hareÇalıştaya Muammer Sun’un damga vurduğu keti biter” dediği ve Kurt’un bu sözlerinin sabelirtilirken, Sun’un çalıştayı usulen de eleştirlondan büyük alkış aldığı belirtildi. diği ve Nihat Gül’e atfen, “Belirtmek gerekir Çalıştayda yapılan konuşmaların kayıtlarıki, bir toplantı yapılmadan önce o toplantının da yapıldığı toplantıda tartışmaların yanın başkanı seçilir. Toplantı başkanı toplanşandığı sırada bakanlıkça kayıtların kapattıtıyı yönetir. Siz ise elinize mikrofonu almışrıldığı da öğrenildi. SELDA GÜNEYSU Kültür Servisi Hükümetin KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI NİHAT GÜL: “Devletin sanatı Türkiye Sanat Kurumu tasarısıyla desteklemesi lazım, ilgili önceki gün Ankara’da düzençünkü sanat çok zahlenen çalıştay sonrası Anadolu Ajansı’na açıklametli, çok emek isteyen ama getirisi az görünen ma yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar bir alan. Destekleme sanatların icra edilmesine Yardımcısı Nihat Gül, çalıştayın olumlu geçtiğini katkı sağlayacak. Sistemin sağlıklı işleyebilmebelirterek, sanat temsilcilerine TÜSAK’ı ilk kez si için devlet kurumları da yapılandırılmalı. Biz anlatma fırsatı bulduklarını, bundan sonra da de toplantıda bunun nasıl yapılacağını anlattık” görüş alışverişinde bulunacaklarını söyledi. diye konuştu. Nihat Gül, bazı sanat temsilcilerinin toplantıyı protesto edip ayrıldığıÖte yandan, Devlet Tiyatrosu’nun bütçesinin 180 milyon lira, özel nı, kalan temsilcilerle devam edildiğini kaydederek “Bu kurum tamatiyatroların ise 4 milyon lira olduğunu aktaran Gül, TÜİK verilerine men bağımsız. Hiçbir kurum, kuruluş ve kişinin talimat veremeyeceği göre sanat alanında işsizlik oranının ortalama yüzde 20 olduğunu, ve yerindelik denetimine tabi tutulamayacağı tasarıda belirtildi” dedi. bunun nedeninin işverenin büyük oranda devlet olmasından kayGül, devletin sanat kurumlarının kapatılmayacağını da yineleyerek, naklandığını dile getirdi. ‘Çalıştay olumlu geçti’ TOBAV İZMİR ŞUBE BAŞKANI GÖKALPSEZER TÜSAK değil tuzak! OĞUZ YILDIZ İZMİR Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Devlet Tiyatroları (DT), Devlet Opera ve Balesi (DOB) ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nü, yeni oluşturulacak Türkiye Sanat Kurulu’na (TÜSAK) devretmeyi öngören yasa tasarısına tepkiler dinmiyor. TOBAV İzmir Şubesi de yasa taslağına, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun katılımıyla yarın İzmir’de tepki gösterecek. İzmir’in tarihi mekânlarından Elhamra’da yarın saat 12.30’da bir araya gelecek STK üyeleri ve sanatçılar, TÜSAK’a karşı görüşlerini bildirecek. TOBAV İzmir Şube Başkanı Hale Gökalpsezer ise “Hayata geçirilmek istenen TÜSAK değil ‘tuzak’tır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle