02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 CHP’nin ‘Ekonomi Raporu’nda 17 Aralık sonrası hükümetin tutumunun ağır sonuçlar doğurduğu belirtildi Faturayı millet ödüyor Ekonomi Servisi CHP Raporda, Ekonomi Politikaları Genel hükümetin Başkan Yardımcılığı’nın demokrasiyi Genel Başkan Yardım cısı Faik Öztrak’ın kove hukuku ordinasyonunda hazırladıtepeleyerek Faik ğı 87. Ekonomik Görünüm Öztrak istikrarsızlık Raporu’nda, hükümetin yolyaratmasının suzluk ve rüşvet iddialarından “hukuku tepeleyerek” çıkmabedelini ise tüm milletin, çalışmasının ekonomide ileriye artan faizler ve döviz kuru ya dönük algıları bozduğu, bunun soile ödemeye başladığı nucunda doğan istikrarsızlığın bedelini de artan faizler ve döviz kuvurgulandı. ru ile milletin ödemeye başladığı ileri sürüldü. Raporda ekonomideki son gelişmeler özetle şöyle değerlendirildi. * ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını kısmaya başlama kararı ve ardından Türkiye’de hükümetin içine düştüğü “yolsuzluk ve rüşvet” skandalının siyasi tansiyonu artırması ekonomideki beklentileri bozdu. Öncü veriler 2014’ün ilk üç ayı ve hatta sonrasında Türkiye’nin düşük büyüme, buna karşın yüksek enflasyon makası arasında sıkışacağını gösteriyor. * Risk algısındaki bozulmanın faturası önce Hazine’ye çıktı. 24 ve 25 Şubat tarihlerinde yapılan 5 iç borçlanma ihalesinde tekliflerin yüzde 80’i “değişken kuponlu” ve “TÜFE’ye endeksli” kâğıtlara geldi. 25 Şubat 2014’te yapılan referans borçlanma ihalesinde bileşik faiz yüzde 11.18’e çıktı. Anlaşılıyor ki ekonomik aktörler ileriye dönük riskleri taşımak istemiyor. Piyasa riskleri Hazine’nin üstüne yıkmaya çalışıyor. * İleriye dönük beklentilerin bozulmasında, rüşvet ve yolsuzluk iddialarına muhatap iktidarın, bu iddialardan hukuku tepeleyerek ve bir devlet krizi yaratarak çıkmaya çalışmasının da önemli bir rolü var. Hükümetin soruşturmanın üstünü kapatmaya çalışması, Türkiye’ye yönelik bakış açısını çok olumsuz etkiliyor. Doğan istikrarsızlığın bedelini de artan faizler ve döviz kuru ile millet ödemeye başladı. Demokrasiye Evrilememe İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana nerdeyse yetmiş yıl geçti. En çok kullanılan sözcüklerin başında demokrasi geliyor. Demokratik bir düzen en azından bir kesimin özlemi olarak kalıyor. Rejim, aradan bunca yıl geçmesine karşın bir türlü demokrasiye evrilemiyor. De facto olarak, ülkede fiilen kurulan otokratik, tek kişinin mutlak biçimde iktidara sahip olduğu düzene şimdi yasal altyapı oluşturulmaya, hukuki bir kisve verilmeye çalışılıyor. Uygulamalar 1930’ların Hitler Nazi düzenini çağrıştırıyor. Benzerlikler dile getiriliyor. Hitler düzenini çok net olarak anımsamıyorum, ama 19501960 Demokrat Parti, Menderes dönemini, üniversite öğrencisi, 1955 yılından itibaren de bir alt düzey bürokrat, Maliye Bakanlığı hesap uzman muavini ve hesap uzmanı olarak yaşadım. Özellikle 1955 sonrası yaşananlarla günümüz arasında benzerlikler, ortak noktalar var. O dönemde HSYK yoktu, ama gerek de duyulmuyordu. Görülen lüzum üzerine yargıçları görevden alma, azil düzeneği vardı. Bakanın azil, görevden alma yetkisi temyize (Yargıtay’a) değin uzanıyordu. İktidarın istekleri, buyrukları doğrultusunda karar almayan, kararlara katılmayan yüksek yargıçlar bir günde emekliye sevk ediliyordu. Ankara Cezaevi’nde gazeteciler için “Hilton Koğuşu” oluşturulmuştu. Türkiye’nin Hüseyin Cahit Yalçın, Metin Toker, Bedii Faik, Falih Rıfkı Atay, Nihat Erim, Şinasi Nahit Berker gibi tanınmış yazarları, Ratip Tahir Burak gibi çizerleri ya içeriye alınıyor, ya ağır tazminat ödemeye hüküm giyiyor ya da haklarında ceza davaları sürüyordu. Bürokraside tam partizanlık gözlemleniyordu. Bir iktidar “Altmış üç valisi ile gelir ve gider” anlayışı yönetime egemendi. Üniversitelerde istenmeyen hocalar uzaklaştırılıyor, dekanlar görevden alınıyordu. Yalakalık yine yaygındı; yandaş basın o tarihlerde besleme basın olarak tanımlanıyor, kamu kaynakları, resmi ilanlarla besleniyordu. Radyo tam iktidar borazanı olarak günümüzü pek aratmıyordu. Haksızlık etmeyeyim, günümüz kadar da düzeysiz değildi. Kişi zengin etme, örgütü besleme çeşitli yollarla sürüyordu. O dönemde döviz tahsisi, kotalardan pay, Türk parasının kıymetini koruma çerçevesinde yayımlanan tebliğler dış ticaret sirkülerleri, KİT ürünlerine zam gibi yöntemlerle çıkar sağlama yaygın biçimde uygulanıyordu. Doğrudan alo hattı var mı idi? Pek bilmiyorum. Ama dolaylı “beyefendinin talimatı, beyefendinin istekleri” biçiminde ileti aktarımı yaygındı. O dönemi yaşayanlar biber gazına benzer gazlar dahil, günümüzle başka benzerlikler de bulabilirler. Ancak her şeye karşın o dönemde baskılara direnen bürokratlardan, kara cüppeliler diye nitelendirilen hocalardan yükselen onurlu sesler duyulurdu. Vatan Cephesi uygulamasına, baskına karşın, zararı göze alıp partisinden istifa etmeyen, direnen gururlu, gerçek işadamları vardı. Yalnız yolsuzluk, günümüz kadar yaygın değildi, sınırlı düzeyde kalıyordu. Günümüzde ne yazık ki bu tür kişiler görülmüyor; tepkiler, onurlu sesler duyulmuyor. Yalakalık, bilgisizlik, niteliksizlik daha alt düzeylere devrilmiş durumda. Alo hattı daha etkin. Ancak çoğu kez gereksiz. Çoğu yönetici, işadamı, bürokrat, yazar, üniversite hocası uzaduyum yoluyla Sayın Başbakan’la temas kurup Başbakan’ı alo zahmetinden de kurtarıyor. Başbakan’ın sezintileri, istekleri doğrultusunda kararlar alıyor, demeçler veriyor, övgüler yağdırıyor. Atama, işten uzaklaştırmalar yapıyorlar. Aloya gerek bırakmıyorlar. Niçin düzen, demokrasiye evrilemiyor da daha gerilere, Hitler düzenine doğru devriliyor? Demokrasi özgürlüklere öncelik veren, onurlu, mücadeleci, kişiler, çıkar hesabı yapmayan, özgüveni olan bireylerin düzenidir. Her rejimin, her düzenin kendine uygun birey tipi vardır. Özgürlüğü, bağımsızlığı önemsemeyen, onurunu koruyamayan özsaygısı olmayan, baskı karşısında ürken, el öpmekten, iki büklüm olmaktan, ar duymayan, güçlü gördüklerince aşağılandıklarında alkış tutan, kişiliği gelişmemiş, yalakalığı bir yaşam tarzı olarak benimsemiş bireylerle demokratik düzen kurulamaz. Bireyi, önce insan olduğuna inandırmak gerekiyor. Yetmiş yıllık bir başarısızlığa karşın yine de demokrasi tutkusundan vazgeçmemek gerekiyor. ABD, hatta AB tipi demokrasi değil, insan onuruna en yaraşır düzeni kurma çabası her koşulda sürdürülmelidir. TÜİK ve Merkez Bankası’nın Tüketici Güveni Endeksi’nden sonra Gfk Türkiye’nin güven endeksi de düşüşün devam ettiğini gösteriyor. Ekonomi Servisi Araştırma kuruluşu Gfk Türkiye’nin açıkladığı Tüketici Güven endeksi Şubat 2014 sonuçlarına göre, Ocak 2014’te 84.6 puan olarak ölçülen Endeks, şubat ayında 2.1 puan azalışla 82.5 puan olarak gerçekleşti. Bu ay da, 17 Aralık operasyonu ve ekonomi öne çıkan konu başlıkları oldu. Endeksin alt kalemlerine ve değişim oranlarına bakıldığında şubat ayında gelecek 12 ay için hanenin maddi durumuna yönelik beklenti 2.9 puan (yüzde 2.9) azalarak 96.5 puana düştü. Genel ekonomik duruma yönelik beklenti 0.8 puan (yüzde 0.8) azalarak 102 puan olarak kaydedildi. İşsizlik oranının azalacağına yönelik beklenti 3 puan (yüzde 3.7) azalarak 78.6 puan olarak gerçekleşti. Tasarruf eğilimi ise 1.7 puan (yüzde 3.1) azalarak 53 puan oldu. 17 Aralık güveni düşürdü Mali müşavirlerin Taksim çıkarması Ekonomi Servisi İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), bağımsız denetim hakkı, çağdaş ve demokratik bir meslek yasası talebiyle Taksim’de toplandı. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye genelindeki 100 bin meslektaşının büyük iş yükü altında ve artan gelecek kaygısıyla sıkıntılı günler geçirdiğini söyledi. Ülke genelinde meslektaş sayısının stajyer ve büro çalışanlarıyla birlikte 260 bine ulaştığını kaydeden Arıkan, bağımsız denetimin önünün açılmasını istedi. Yeniden sınav zorunluluğundan ve birliklerinin yetki ve sorumluluk alanlarına müdahaleden kaçınılması gerektiğine dikkat çekti. Arıkan “Türkiye’de şeffaf ve denetlenebilir bir ekonominin güvencesine dönüşen, yarım milyon işletmeyi 100 bin mali müşaviri ilgilendiren bağımsız denetiminde meslektaşlarımızın önü kapanmaya çalışılıyor. Türkiye ekonomisi kayıt dışılığa mahkum olmamalı” dedi. Forbes Türkiye’nin ‘En Zengin 100 Türk’ listesinde Murat Ülker 3.7 milyar dolarla ilk sırada. En Zengin Türk Murat Ülker Ekonomi Servisi Forbes Türkiye, 9. “En Zengin 100 Türk” listesini açıkladı. Geçen yıl listede 3. sırada yer alan Murat Ülker servetini 600 milyon dolar artırarak 3.7 milyar dolarla ülkenin yeni en zengini oldu. Şarık Tara da servetini 500 milyon dolar artırarak ikinciliğe yerleşti. Üçüncü sırada 3.1 milyar dolarla Hüsnü Özyeğin yer aldı. Geçen yıl 3.4 milyar dolarla Türkiye’nin en zengini olan Ferit Şahenk’in serveti 2.1 milyar dolara geriledi ve altıncı olabildi. Türkiye’nin en zengin ailesi Koçların serveti 3.8 milyar dolar azalarak 8.8 milyar dolara geriledi. Toplam serveti 8.9 milyar dolar olan Sabancılar, “en zengin aile” unvanını devraldı. Şubat’ta ihracat yüzde 4.3 arttı Mehmet Büyükekşi, Geçen ayın ihracatı 2012’nin aynı ayına göre yüzde 4.3 artışla 12.1 milyar dolar oldu. Ekonomi Servisi Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıklamasına göre şubat ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.3 artışla 12 milyar 93 milyon dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şubatta en çok ihracatın, 1 milyar 836 milyon dolarla otomotiv sektöründe olduğunu belirterek hazır giyim ve konfeksiyonun 1 milyar 489 milyon dolarla ikinci sırada, kimyevi maddeler ise 1 milyar 449 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldığını söyledi. En fazla ihracat yapılan üç ülke ise sırasıyla Almanya, Irak ve İngiltere oldu. TUSKON’a ‘Sizi sileriz’ tehdidi Ekonomi Servisi Gülen hareketine yakınlığıyla tanınan Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, 17 Aralık’tan sonra üyelerinin tehditlerle karşılaştığını açıkladı. Wall Street Journal Türkiye’nin Ayşegül Akyarlı Güven ve Kerim Karakaya imzalı haberine göre Meral, son operasyonlar başladıktan sonra bir kısım büyük üyeleriyle bizzat Başbakan Erdoğan’ın görüştüğünü belirterek, “Bir kısmıyla da gerek istihbarat teşkilatı, gerek maliyeci McDonald’s’tan tedarikçiye destek Başarır : McDonald’s’ Türkiye olarak 2014’te yüzde 30 büyüme hedefliyoruz. Dilek D. Başarır Gülen cemaatine yakınlığı ile tanınan Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun Başkanı Rızanur Meral, “Sizi sileriz” tehdidi ile karşılaştıkları açıkladı. ler siyasi partilerin temsilcileri ve hatta işadamları dernekleri TUSKON’un üyelerini ziyaret ettiler. ‘Ya siz şuralara çok yakınsınız. Başınız derde girecek. Listedesiniz’ veya ‘yoksunuz ama girebilirsi niz bu listelere. Onun için bize üye olun veya buralardan uzaklaşın. Yoksa başınız belaya girer’ gibi çok açık tehdit yapıldı. ‘Sizi sileriz’ ifadeleri bile kullanıldı” dedi. Habere göre Maliye yetkilileri ise iddiaları reddetti. Öte yandan TUSKON’un 5. Genel Kurulu’nda yeniden genel başkanlığa seçilen Meral, “Para kazanmak isteyen siyasileri eşit şartlarda rekabet edebilmek adına siyaseti bırakıp, şirket kurup iş hayatına girmeye davet ediyoruz” dedi. Ekonomi Servisi McDonald’s Türkiye, tedarikçilerinin önünü açıyor. Ürün içeriklerini temin ettikleri firmaların yurtdışındaki McDonald’s’lara da ihracat yaptığını belirten McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Dilek Dölek Başarır, “Tasarladığımız 60 yeni ürünün bir bölümünü APMEA bölgesine ihraç ediyoruz. Dekorlarımızı da yerli tedarikçilerden temin ediyoruz. Tedarikçilerimiz artık tüm bölgeye ürünlerini ihraç edebilecek” dedi. 2013’ü 600 milyon TL ciro ile kapatan şirket, 2014’te yüzde 30 büyüme hedefliyor. T.C. ANTALYA 2. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/53 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAŞINMAZIN Özellikleri : Antalya ili, Kepez ilçesi, Muratpaşa mah. 3913 Ada No, 5 Parsel No’lu taşınmaz Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19/09/2013 tarih 2011/311 E.2013/1173 K. sayılı kararı gereğince varsa üzerindeki tüm muhtesatlarla birlikte açık artırma usulü ile satılacaktır. Gazi bulvarının 275 mt. kuzeyinde olup tüm altyapı ve belediye hizmetlerinden faydalanmaktadır. Zirai ve inşaat yönünden muhtesat yoktur. 10,00 mt’lik imar yoluna cepheli ara parseldir. Adresi : Antalya ili, Kepez ilçesi Karşıyaka Mah. 3928 sokak üzerindedir. Yüzölçümü : 251 m2 İmar Durumu : Parsel ayrık nizam zemin üstü max 3 kat inşaata müsaittir. Yol ve komşu mesafeleri 5.00 m/3.00 m/3.00 m, 075 emsalli konut alanında olup 10.00 mt’lik imar yoluna cepheli ara parseldir. 1/1000 ölçekli uygulama imar alanı içerisinde konut alanında kalmaktadır. Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ve bu bölgeye ait lejant hükümleri geçerlidir. Kıymeti :175.700,00 TL KDV Oranı : % 18 Kaydındaki Şerhler : Tapu kaydında muhtesat bilgilerinde “üzerindeki ev İsmail Emektar’a aittir” şerhi vardır. 1. Satış Günü : 03/04/2014 günü 16:00 16:10 arası 2. Satış Günü : 05/05/2014 günü 16:00 16:10 arası Satış Yeri : ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ DURUŞMA SALONU Satış şartları : 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/53 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 26/02/2014 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 13653)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle