06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Can’ın babalarının sözlerini dinlemeli. Farklı görüşten olan bu insanlar, birbirleriyle kucaklaşıyor çocukları için. Çünkü benim ülkemde çocuklar da, tüm insanlar da kardeştir. Vicdan sahibi olan herkes bu kırılmaya tavır ‘Adını ağzına alma’ Erdoğan’ın Adnan Menderes’i kullandığını belirten Kılıçdaroğlu, ‘Menderes’in çocuklarının evinde 1 milyar dolar çıkmadı. Ona bu millet hırsız demedi’ dedi ÖZCAN ÖZGÜR / HURİYE MAZİ Sakin Olun, Toplumu Kışkırtmayın... Bu ülkede yaşama hakkı, hukuk devleti ilkeleri, anayasal düzen ayaklar altına alınıp çiğneniyor, İzmir’de Gündoğdu Alanı’nda iki kadın, Başbakan’ın korumaları tarafından gözaltına alınıyor... Yaşadığımız coğrafyada birliktelik ve kardeşliğin yerini kutuplaşma alıyor. Arabalı vapur cinayetinde aracın içinde boğularak ölen beş yaşındaki Ece Su... Vapur çalışanları bile kaptanı suçlarken, küçük Su’nun cenaze törenine katılan sanatçılar için sosyal medyadan “Gezi provokatörleri” diye tweet atanlar, bu kutuplaşmayı, din, mezhep, ırk, inanç ayrımcılığına dek götürmekten zevk alıyor. Sanatçılara “mahluk” diyen bir kafa, fırsatını bulsa kendisi gibi düşünmeyenleri, Malatya Zirve Yayınevi katliamında olduğu gibi kör bıçakla kıtır kıtır boğazından kesecek. HHH Evrensel hukuk ilkelerinin yok sayıldığı, demokrasi ve özgürlüklerin sözde kaldığı bir toplumda, Mustafa Kemal’in fotoğrafını gösteren yurttaşa bir Başbakan şöyle seslenebilir mi: “Atatürk’ün fotoğrafını sallama, iş üret iş!” Aydınlı yurttaş nasıl üretecek iş? Pamuk, incir üreticisi perişan... Bölgede doğru dürüst sanayi yok! Var olan zaten özelleştirildi... Bir toplumda barış, sevgi, kardeşlik duyguları koptu mu, düzen altüst olur. İnsanlar yerel seçimlere giderken kaygılanıyor... Bir yerel seçim bu! Bakıyoruz sanki genel seçim yapılıyor... Başta iktidar partisi olmak üzere tüm partiler aynı dili konuşuyor... Bir Başbakan ana muhalefet partisinin liderine “CHP Genel Müdürü” diye sesleniyor, 15 yaşında yaşama “elveda” diyen Berkin Elvan’a “terörist” yaftası yapıştırmaktan çekinmiyor. HHH Kanla beslenenler, dincilik sarmalında halkı ayrıştıranlar önce o çocuk mezarlarını görmeli... Tunceli’de ölen polis memuru Ahmet’in, Berkin’in, Burak MUĞLA / AFYON CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın insanları bölüp karşı karşıya getirmek istediğine dikkat çekerek, “Bu toprakların hamurunda kin ve nefret yok. Daha huzurlu, barış içinde yaşayan Türkiye’yi kuralım” dedi. Muğlalılara Eski Garaj Alanı’ndaki mitingde seslenen Kılıçdaroğlu, konuşmasında adını kullanmadan yine Erdoğan’a yüklendi. “Bunlar zaman zaman darbelerden şikâyet ederler” diyen Kılıçdaroğlu, darberlerden en çok partilerinin ve solcuların zarar gördüğünü vurguladı. Erdoğan’ın özellikle Adnan Menderes’ten söz ettiğini anımsatarak, “Adnan Menderes’i kullanan bir diktatöre buradan sesleniyorum. Sakın ola ki o insanı ağzına alma. Adnan Menderes’in çocuklarının evinde bir milyar dolar para çıkmadı. Onun bakanlarının çocuklarının evlerinden 7 kasa çıkmadı. Ona bu millet asla hırsız deme di. Ama sen sokakların sesini duy” dedi. Yatağan Termik Santralı işçilerinin “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganları üzerine, “Bütün Türkiye Muğla ile gurur duyuyor. Yatağan işçileri de aramızda. Onlara saygım var. Onları tepede yönetenlere saygım yok. CHP iktidarında Yatağan özelleştirilmeyecek. Benim sözüm” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın insanları karşı karşıya getirmek istediğine de dikkat çekerken, “Bugün Çanakkale şehitlerini andık. Çanakkale’de dedelerimiz hiçbir ayrım yapmadılar. Tek amaçları vardı. Güzel bir Türkiye’yi çocuklarına bırakmak. Bizim de tek amacımız o olmalı. Burak da, Berkin de, şehit olan polis de benim çocuğum” dedi. Kılıçdaroğlu, “Alo Fatih”ten sonra şimdi de “Alo Mustafa” döneminin başladığını anımsatarak, şunları söyledi: “Mustafa esas duruşta. ‘Senin gazetede bir tane başörtülü yazar var, nasıl onu yazar, onun işine son vereceksin diyor’ ve işinden attırıyor. Şimdi ben başörtülü bü tün kadınlara sesleniyorum. Sizin başörtünüz üzerinden siyaset yapan bu diktatör, başörtülü bir kadın yazarın yazısına tahammül edemiyor. Elinizi vicdanına koyun sandığa öyle gidin.” Kılıçdaroğlu, Yatağan Termik Santrali önünde kurdukları direniş çadırıyla özelleştirmeye karşı mücadele eden işçileri de ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na madalya Daha sonra Afyon’da Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen Kılıçdaroğlu bakan fezlekelerinin Meclis’e geleceğini söyleyerek “Kim helalin yanında kim haramın yanında yarın (bugün) belli olacak” dedi. Başbakan sağda solda benim hakkımda konuşuyormuş diyen Kılıçdaroğlu, “Ben onu muhatap almıyorum. Niye alayım ki? Hırsızdan, yalancıdan adam olur mu?” dedi. Kılçdaroğlu’na Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyon Şubesi Başkanı İsmail Kumartaşlı tarafından dernek adına madalya verildi. Erdoğan’dan Gülen’e istihbarat şefi misin?’ OZAN YAYMAN ÇANAKKALE Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer için yaptığı “saksı” benzetmesini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dün Çanakkale mitinginde kullandı. Erdoğan, yerel seçimler için işbirliğine giden partilerin, adaylarını ve seçmenlerini “saksı” yerine koyduğunu öne sürdü. Fethullah Gülen’e de, “Hocaefendi misin, istihbarat şefi mi?” diye seslendi. Çanakkale’de de yoğun güvenlik önlemleri altında “taşıma” kalabalığa seslenen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Hırsızdan başbakan olmaz” sözüne katıldığını söyledi, “Sen 4 yıldan beri genel başkansın. Sende hırsızlık olduğu için başbakan olamıyorsun” dedi. Sık sık milliyetçi söylemler kullanan Erdoğan, devlet içinde paralel yapıya izin vermeyeceklerini öne sürdü. AKP karşıtı partilerin aralarında işbirliği yaptığını belirterek “Bunlar aday mı belirliyor, yoksa saksı mı belirliyorlar. Belediye yöneteceğiz ya böyle bir şey olur mu? Belirlediğiniz isimler saksı mı ki onları aday yaptınız. Bunlar kendi partilerinin adaylarına, seçmenlerine bile saygı duymuyorlar” diye konuştu. Erdoğan, son günlerde röportajları yayımlanan Gülen’e de şöyle seslendi: “Bu ara yazarlığa başlamış, röportajları yayınlanıyor. Başörtüsüyle ilgili Kestanepazarı’ndayken söylediği farklıydı, 28 Şubat’ta farklı. Eğer bugünlerde kapınıza ‘ablalar’ gelirse, onlara, ‘Sen benim kızımın başörtüsüne el uzatan kişinin yanındasın, git partini kur öyle gel’ deyin. Ey hoca ne işin var Pensilvanya’da, Türkiye’ye gel. Ortada korkunç yalan, takıyye var. ‘Bizim bunlarla alakamız yok’ diyor. Onu külahıma anlat. Bir başbakanın, cumhurbaşkanının, milletvekillerinin, bakanların telefonlarını, mahkeme kararı olsa da dinleyemezsiniz. Yasaktır. Buna rağmen dinlemeleri, montajları dublajları yaptılar, ondan sonra iftiralara başladılar. Şimdi onlar üzerinden vatandaşlara broşürler dağıtıyorlar kandırmak için... Sen hoca mısın istihbarat şefi misin? Sen n’apıyorsun ya, bu işlerle nasıl uğraşırsın. ‘İki tane ceketim var başka da bir şeyim yok’ diyor. Bu nasıl iki ceket ya. Milyar dolarla, tespihler, ananaslar var. Boynunu büküyor, pencere kenarında uyuduğunu söylüyor. Her şeyi pencere kenarından yapmış. Madem dünya malında gözün yok sana ne rafineriden, sana ne milletin telefonda ne konuştuğundan.” ‘Hoca mısın şındaki Muharrem’in cansız bedenini babası çuvalda taşımıştı. (Fotoğraf: DHA) eçen ay, kar nedeniyle yolların kapalı olG duğu Van’da ambulans helikopter bulunmadığı için hastaneye yetiştirilemeyen 1.5 ya Sosyal medyada Sağlık Bakanı’na tepki yağdı Müezzinoğlu’ndan ambulans helikopterle propaganda Yurt Haberleri Servisi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yerel seçim çalışmalarını sürdürdüğü Kütahya’ya ambulans helikopterle gitmesi büyük tepki çekti. Sosyal medyadaki tepkilerde, Müezzinoğlu’na Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyünün Çeli Mezrası’nda kar nedeniyle yolları kapalı olan ve ambulans helikopter olmadığı için hastaneye yetiştirilemeyen, cansız bedeni babasının sırtındaki çuvalda taşınan 1.5 yaşındaki Muharrem hatırlatıldı. Müezzinoğlu ise ambulans helikopteri Kütahya’daki sağlık hizmetlerini değerlendirmek için kullandığını, seçim çalışması yapmadığını ileri sürdü. Müezzinoğlu, önceki gün seçim çalışmaları için Kütahya’ya helikopterle geldi. Müezzinoğlu, ilk olarak bir otelde sivil toplum örgütü temsilcileri ve partililer ile bir araya geldi, daha sonra esnaf ziyaretinde bulundu. Rumeli Türkmenleri Derneği’ni de ziyaret eden Müezzinoğlu, ambulans helikopter ile geldiği Kütahya’dan yine ambulans helikopter ile Kırıkkale’ye uçtu. Helikopterin fotoğrafını çeken AKP Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Vural Kavuncu, Twitter hesabından paylaştığı fotoğrafa, “Ey milliyetçi geçinen, sosyal demokrat geçinenler. Acil hastalarımızı böyle taşıyoruz. İnsana değer veriyoruz” ifadelerine yer verdi. Bunun üzerine sosyal medya üzerinden Müezzinoğlu’na tepki yağdı. Sosyal medyada, Kavuncu’nun paylaştığı fotoğraf ile cansız bedeni babası tarafından çuvalda taşınan Muharrem’in fotoğrafı yan yana getirilerek paylaşıldı. Tepkiler üzerine Sağlık Bakanlığı’ndan, Müezzinoğlu’nun ambulans helikopterle ziyaretinin sağlık yatırımlarını yerinde denetlemek amacıyla olduğu açıklaması geldi. Müezzinoğlu da dün İstanbul’da Çekmeköy Devlet Hastanesi temel atma törenine katıldı. Gazetecilerin sorusu üzerine Müezzinoğlu, “Kütahya’da sağlık hizmetlerini değerlendirdim. Tek bir parti toplantısına katılmadım. İl sağlığın üst yönetimiyle toplantı yaptım. Sivil toplum örgütleri de katıldı. İl Sağlık Müdürümüz, Halk Sağlığı Müdürümüz, Vali Bey ile sağlık toplantısı yaptık valilikte. Bir de hemşeri derneğini ziyaret ettik” dedi. Müezzinoğlu’nun açıklaması üzerine sosyal medyada, hemşeri derneği ziyaretinin seçim çalışması olduğu vurgulandı. almalı... JİTEM’cilerin öldürüp asit kuyusuna attıklarında Seyhan 13 yaşındaydı. Polisin gaz kapsülüyle vurduğu Berkin ise komaya girdiğinde 14’ünde... Uğur 12 yaşında babasıyla birlikte öldürülmüştü yıllar önce... Uğur’un bedeninde 13 kurşun vardı... Devlet sokakta, çarşıda, bakkalın önünde kaç çocuk öldürdü bugüne değin, kaç? Son 20 yıl diyelim... 400 çocuk! Kaç kişi mahkum oldu? Hiç sanmıyorum! İktidarını yaşatabilmek için her yolu denemenin, ayrıştırmanın, düşman yaratmanın kimseye yararı olmaz. HHH Ölenler, öldürülenler ister çocuk, ister genç, ister polis, ister asker olsun, bu ülkenin öz evlatlarıdır. Ethem Sarısülük’ü öldüren polis kahramandı değil mi? Peki ya Sarısülük? Terörist! Hasdal’da tutuklu o denizci astsubay ve subaylar da... Suçları neydi onların? Terörist, casus, şu bu! Cemaate teslim ettin devleti... Binlerce insanı dinlettin... Şimdi kalkmış, çete, haşhaşi, neo Ergenekon, diyorsun. 70’lerde başlayan, 12 Eylül darbesiyle birlikte palazlanan, gelmiş geçmiş merkez sağ iktidarlardan, bir dönem Bülent Ecevit’ten destek alan, korunup kollanan cemaati herkes çok iyi tanıyordu. Yandaş medyanın yazarları, gazete patronları... Hepsi biliyordu! Yazar alıp vermelerde Hocaefendi’ye soruluyordu, diye yazsam bugün yalanlarlar! HHH Adına ister tehlikeli kutuplaşma, ayrışma deyin, kaygılı insanlar görüyorum. Bir yerel seçim yapılıyor sadece! Seçmen yerel seçimlerde partiye değil adaya oy verir... İktidar partisi de muhalefet de barışçıl bir dil kullanmalıdır! İnsan hakları, hukuk devleti, demokrasi, özgürlük ve özgür basın gün gelir herkese gerekir... Danimarka’da İslamofobi ve cemaat sorusu ‘İkisi ayrı konu’ Danimar“Birisi, tabii Müska Kraliçesi II. lümanların azınMargrethe’in lıkta yaşadığı üldavetlisi olarak kelerde yabancı bu ülkeye resdüşmanlığı, İslami ziyarette bumofobi gibi ayrı lunan Cumhurbir konsept, konbaşkanı Abteksti olan bir kodullah Gül, Danu. Diğeri ise, nimarka BaşTürkiye’deki sibakanı Helyaset, Türkiye’de le Thorningkarşılaşılan probSchmidt ile bir lemler, onlarla ilaraya geldi. gili bir konu. BirGül, Schmidt birinden ayırmak ile ortak bagerektiği kanaasın toplantısıtindeyim.” Gül, Gül, Danimarka Başbakanı nın ardından Parlamento BaşSchmidt ile görüştü. (AA) Avrupa’da arkanı Mogens tan İslamofobi hakkındaki soruLykketoft ile de görüştü. Cumyu yanıtladı. Gül’e Başbakan Rehurbaşkanı Gül’e eşlik eden eşi cep Tayyip Erdoğan’ın cemaaHayrünnisa Gül, Danimarka Tate yönelik nitelemeleri de sorulsarım Müzesi ile Royal Copenhadu. Gül sorulara şu yanıtı verdi: gen Porselen Mağazası’nı gezdi. Bahçeli: Komplo ve ORDU (Cumhuriyet) MHP lideri Devlet Bahçeli, İstanbul’da 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına karşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “komplo ve montaj” savunmasına sığındığını belirtti. Seçim çalışmalarını Ordu’da sürdüren Bahçeli, İkizce ilçesinde yurttaşlara seslendi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını anlatan Bahçeli, “Başbakan her yerde bunu reddediyor, ama gerekli tedbirleri de almak istemiyor. İki kelime üzerinde bir savunma kurmuş, ‘Bu bana komplodur, bu bana montajdır’. Peki, bunun aslı nedir sayın Erdoğan? Savcıları, kolluk kuvvetlerini, yargıyı harekete geçirmek suretiyle nerede yolsuzluk varsa kökünü montaja sığınıyor kazıyacağım, diyerek hayırlı bir adım atacağın yerde, savcıları kıyıyorsun, 8 bin polisimizi darmadağın ediyorsun. 28 valimizi yer değiştiriyorsun veya merkeze alıyorsun. HSYK’yi zaten sen kurdun. Eksikliklerini de tamamlayarak kendini aklaştırmanın yolunu arıyorsun. Bu nereye kadar gidecektir diye düşündüğümüzde, bunu demokrasi içerisinde çözmeye ve çözümü milli iradeyle yapmaya gerek vardır. Bunun dışındaki noktalar, sosyal hareketlilikler, sandıkla sokak arasında gençlerimizi bir sarkaç gibi sallamaya hiç gerek yoktur, doğru da değildir. Türkiye bu aşamaları aşmalıdır ve etrafını da iyi görmelidir” diye konuştu. Bahçeli daha sonra seçim çalışmalarına Ünye’de devam etti. ‘3. köprüyü Demirtaş: Öcalan’ın yıkacağız’ mektubu ulaşmadı İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi eşbaşkan adayları Pınar Aydınlar ve Sırrı Süreyya Önder, İstanbul’un sorunlarını çözeceklerini, tüm çılgın projeleri iptal edeceklerini belirttiler. Önder, 3. köprü için 2 buçuk milyon ağaç kesildiğine dikkat çekerek “ 3. köprüyü yıkacağız. Bu köprünün zararlarına sebep olanlardan da bu zararı tahsil edip, halkın ihtiyaçlarına harcayacağız. ‘2 buçuk milyon ağaç kestik, şu kadar da fidan diktik’ diyorlar. Bunlar bir ağacın kaç yılda yetiştiğinin farkında değil. Bu bir anneye çocuğunu öldürelim sen yenisini yaparsın demekten farksız” dedi. Aydınlar da “Kadınların sorunları için kadın bütçesi oluşturacağız. Yoksulluğu yeneceğiz” dedi. Yurt Haberleri Servisi BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan tarafından Diyarbakır’da Nevruz etkinliği sırasında okunmak için kendilerine gönderilen mektubun ellerine ulaşmadığını açıkladı. BDP tarafından düzenlenen ancak yoğun kar yağışı nedeniyle ertelenen Nevruz etkinlikleri için Hakkâri’ye gelen Demirtaş, BDP il binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, Öcalan’ın göndereceği mektuba ilişkin şunları söyledi: “Geçen Nevruz’da, Öcalan’ın bir mesajı Diyarbakır’da okunmuştu. O mesajla birlikte yeni bir süreç başlamıştı. Bu sürecin geçen bir yıl zarfında nelerin değiştiğini, neleri getirip, neleri götürdüğünü biz İmralı’dan gelecek olan yeni mektupla birlikte muhtevasına kavuşmuş olacağız. Mektup hâlâ elimize ulaşmadı. Adalet Bakanlığı mektubu bizlere vermiş değil. Fakat cuma gününe kadar yani Diyarbakır Nevruzu’na kadar bu mektubun elimize ulaşmasını bekliyoruz. Orada tahminimizce kapsamlı bir değerlendirme yapılmış olacak. Başlatılan sürecin son bir yıl içerisinde ne tür gelişmelere yol açtığı, sürecin olumlu yanları, eksik kalan yanları, özelikle Nevruz’da ve seçimden sonra devam edecek sürecin hangi koşullarda devam edeceği, nelerin yapılması, hangi adımların atılması gerektiği bu mektupta muhtemelen belirtilecektir.” HDP adayları Arama izni iptal METE KIZIK İZMİR Konak sınırlarında polise 4 Nisan’a kadar her türlü arama izni veren kaymakamlık kararını iptal eden İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçesinde de demokrasi vurgusu yaptı. Konak Kaymakamlığı, İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar doğrultusunda polise 4 Nisan’a kadar, olası eylemleri bahane ederek her türlü arama yetkisi vermişti. Ancak Halkın Kurtuluş Partisi buna itiraz etmişti. Arama yetkisini iptal eden İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi, kaymakamlığın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, yerel seçimler gibi bahanelerinin yurttaşların demokratik hak ve eylemlerini engelleyemeyeceğini vurguladı. Mahkeme devletin görevinin, bu eylemler sırasında çıkabilecek olayları engellemek olduğuna dikkat çekti. Kararda, “Olağanüstü hali çağrıştıracak şekilde 5 günlük, 10 günlük, 1 aylık gibi uzun süreler belirlenerek, yine mekân olarak tüm ilçe geneli belirlenerek arama kararı vermek mahkemelerin takdir ve yetkisinde değildir” denildi. İtirazı yapan HKP İzmir İl Başkanı avukat Tacettin Çolak, “Bu karar, ülkeyi açık cezaevine dönüştürenlere karşı önemli bir yanıttır. Bu uygulamadan mağdur olan, gözaltına alınan, evi aranan herkesin tazminat davası açma hakkı vardır” dedi. İzmir’de mahkemeden demokrasi dersi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle