25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2014 ÇARŞAMBA 12 HABERLER Canavara öfke seli KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Kırklareli’de, okula gitmek üzere evinden ayrıldıktan 3 gün sonra cesedi bulunan 10 yaşındaki H.İ.A’nın cenazesi toprağa verildi. Törene yüzlerce kişi katıldı. Kırklareli Adliyesi önünde toplanan bir grup, cinayeti protesto ederek “H’ye uzanan eller kırılsın” sloganları attı. Grup daha sonra olaysız şekilde dağıldı. Ortaokul 4. sınıf öğrencisi H.İ.A, okula gitmek için 14 Mart’ta evden ayrılmış, bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Polis, yaptığı çalışmayla A’nın son olarak birlikte görüldüğü Y.T’yi gözaltına almış, Y.T. sorgusunda H.İ.A’yı kaçırdığını ve Kırklareli Belediye Mezarlığı yakınlarındaki İnciraltı mevkiinde tecavüz ettikten sonra da boğarak öldürdüğünü itiraf etmişti. Y.T, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklanmıştı. İsyanlar Boşuna Değil: Uygarlık Tehlikede Pazartesi yazımda kitlelerin taleplerini sokak eylemleriyle dile getirme eğilimlerindeki belirgin artışa dikkat çekmiştim. Günümüzün kapitalizminin yapısalmaddi dinamiklerinin, bu eğilimin devam edeceğini, bir isyanlar çağına girdiğimizi düşündürdüğünü savunmuştum. Gelişmekte olan ülkelerde genç nüfus artmaya devam ederken gençler arasındaki işsizlik oranları da artmaya devam ediyor. Sermaye daha fazla kâr, daha hızlı dolaşım, daha fazla tüketim peşinde koşarken finanse ettiği teknolojiler, işsizliğin artmasını hızlandırıyor. Hem bu eğilimler önümüzdeki dönemde etkilerini göstermeye devam edecek hem de düşük oktanlı ekonomik büyüme, mali şoklar (yapısal kriz) bu eğilimleri daha da güçlendirecek. Teknolojik gelişmeler; işsizliği daha da artırarak, gelir dağılımını daha da bozarak gençler arasında hızla öfkeye dönüşen adaletsizlik duygusu yaratmakla kalmıyor, haberleşme ve örgütlenme alanlarında (sosyal medya vb.) gelişmeler bu öfkenin örgütlenmesini de kolaylaştırıyor. Diyalektik işte... İsyanların arkasında proleter gençliğin (Gerek klasik işçi sınıfından, gerekse yeni “orta sınıf”tan olsun...) adalet ve özgürlük talebi var. Kapitalist uygarlık gençlerin yaşamlarını bu ilkelere uygun biçimde yönlendirmelerine olanak verecek bir ilke sunamıyor. Aksine bu uygarlık, hızla bir çöküşe doğru koşuyor. Bu sonuncusunu ben söylemiyorum, ABD’nin uzay araştırmaları kurumu NASA’nın finanse ettiği bir çalışma, endüstri uygarlığının (Siz kapitalist olarak okuyabilirsiniz.) on yıllarla ölçülecek kadar kısa bir süre içinde geri çevrilemez bir çöküşe gittiğini ortaya koyuyor. (The Guardian 14/02; The Independent 16/03) Bakanlığa rekor tazminat n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Avukat Mehmet İsen, 8 yıl önce İzmir Eğitim Araştırma Hastanesi’nde apandisit ameliyatı oldu. Patoloji raporunda kanser hastası olduğu tespit edilmesine rağmen hastaya bilgi verilmedi. Hastalığı ilerleyen ve durumu ağırlaşan İsen, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı ancak kanserinin ilerlediği anlaşıldı. Sağlık Bakanlığı’na dava açan ve dava sırasında yaşamını yitiren İsen’e İzmir 2. İdare Mahkemesi Sağlık Bakanlığı’nın 1 milyon 230 bin TL ödemesine karar verdi. n ISPARTA (AA) Çünür Mahallesi’nde bir inşaatın önüne kazılan kanalizasyon çukuruna genişletmek için giren inşatta çalışan işçi Bayram Taşçı (40) meydana gelen göçüğün altında kaldı. Çukurdan çıkarılarak hastaneye kaldırılan Taşçı, kurtarılamadı. Göçüğe bir can daha! Çelik’e istifa çağrısı n İstanbul Haber Servisi DİSK’e bağlı Limterİş Sendikası, Tuzla Gemi Tersanesi’nde 25 Şubat’ta meydana gelen iş kazasında yaralanan ve önceki gün yaşamını yitiren Tamer Şeyhun’u andı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i istifaya çağırdı. Limterİş Genel Başkanı Kanber Saygılı “Her ay 100’ü aşkın iş arkadaşımız iş cinayetlerine kurban gidiyor. AKP hükümeti hiçbir şey olmamış gibi ‘Durmak yok yola devam’ demeye devam ediyor” dedi. n KIRIKKALE (Cumhuriyet) Kırıkkale Cumhuriyet Savcısı Osman İsmailoğulları’nın adliye lojmanlarındaki evine önceki akşam uzun namlulu silahla ateş açıldığı ortaya çıktı. Evde kimsenin olmadığı bir esnada açılan ateş sonucu kurşunlardan biri pencere camını delip duvara saplandı. İstanbul Haber Servisi Deniz Haber Ajansı muhabiri Recep Canpolat imzasıyla www.denizhaber.com.tr adresinde yayımlanan haberde, SirkeciHarem İskelesi’nde 15 Mart 2014 günü İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) Sirkeci İskelesi’nde arabalı vapura girmeye çalışan aracın denize düşmesi sonucu 5 yaşındaki Ece Su Yılmaz’ın ölümüne “ticari kaygı ve ihmaller zincirinin” neden olduğu belirtildi. Deniz Haber Ajansı’nın haberine göre 2011’de özelleştirilerek yabancılara devredilen İDO’da personel sayısının azaltılması ve çalışma süresinin artırılması, ihmaller zincirinin en önemli halkasını oluşturuyor. 12 Şubat 2014 tarihinde İDO yönetiminin aldığı kararla, vapurlarda çalışan personelin “12 saat mesai, 24 saat dinlenme” sistemi kaldırılarak “24 saat mesai, 24 saat dinlenme” şeklinde düzenlendi. Ayrıca arabalı vapurlarda çalışan güverte gemi adamı sayısı, 1 kaptan 3 gemiciden, 1 kaptan 2 gemiciye düşürüldü. ‘İhmaller ’ zinciri İDO AŞ yönetiminin çalışma saati uygulamasının, İDO çalışanları arasında “güvenlikten taviz” olarak değerlendirilerek huzursuzluk yarattığı belirtildi. Ayrıca İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ’ye bir genel müdürün atanmaması da dikkat çekti. Deniz Haber Ajansı’nın haberinde, denizcilik uzmanlarının “arabalı vapurların iskeleye yanaşırken, zaman kaybına neden olduğundan dolayı halat vermeyip tam yol iskeleye yanaşmasının güvenli olmadığı” görüşlerine yer verildi. Denizcilik uzmanları, ayrıca “Bir arabalı vapurun, iskeleye bağlanması ve halat vermesi halinde 20 dakika zaman kaybı olduğunu, SirkeciHarem ve EskihisarTopçular hattında günde ortalama 20 sefer yaptığı, halat bağlaması halinde bu sefer sayısının yüzde 30 düştüğü” değerlendirmesini yaptı. Uzmanlar “Aracın kapağın üzerinden düştüğü hesap edilirse bu varsayımın göz önünde bulundurulmasında fayda olduğu” uyarısında bulundu. 5 yaşındaki çocuğu ölüme zaman kaybı yüzünden verilmeyen halat ve çalışma koşulları mı götürdü? l İDO’dan yapılan açıklamada, Deniz İş Kanunu’na uygun olarak çalışma sistemi oluşturulduğu anlatıldı. Açıklama özetleşöyle: “... Araba vapurları hızlı yükleme/boşaltma yapmalarından dolayı fribord yükseklikleri hızlı olarak değişmektedir. Bu durum halatların üzerinde ani kuvvetlerin oluşmasına ve çevredeki geçen gemilerin de dalgalarının oluşturduğu ilave yüklerle kesilmesi, yolcuların zarar görmesi ve geminin istemsiz hareketi gibi yüksek riskler oluşturacaktır. Gemilerimizde makine gücü ve dümen etkisi ile rıhtıma halat vermeden kaptan kontrolünde optimum makine gücü ile sahil rampasına yaslayarak yükleme/boşaltma operasyonları yapılmaktadır.” reddetti İDO iddiaları Uygarlığın kapitalizmle intiharı Araştırmanın sponsorluğunu NASA’nın Uzay Uçuşları Merkezi üstlenmiş. Araştırmada İnsan ve Doğa Dinamikleri Modeli (HANDY) kullanılmış. Araştırma ABD Ulusal Bilim Vakfı’ndan uygulamalı matematikçi Safa Motesari’nin liderliğinde, Ulusal Toplum Çevre Sentezi Merkezi’nin desteğiyle, doğa ve toplum bilimleri alanında çalışan uzman bilim insanları ekibi tarafından yapılmış. Araştırmacılar, tarihteki diğer karmaşık uygarlıkların yükseliş ve çöküş dinamiklerini de incelemiş. Bu incelemeyi HANDY ile birleştirince de kaynakların ekolojik yapının taşıma kapasitesini aşacak düzeyde kullanımı ile toplumun seçkinler (zenginler) ve kitleler (yoksullar) olarak bölünmesi eğilimlerinin kesişmesinin, çöküşlerde merkezi bir rol oynadığı sonucuna ulaşmışlar. Araştırmaya göre günümüzde ileri derecede yaşanan toplumsal bölünmüşlük (Yüzde 1 ve yüzde 99 gibi örneğinEY), kaynakların aşırı tüketimiyle doğrudan bağlantılıymış. “Biriktirilen ekonomik fazla toplumda eşit biçimde dağıtılmıyormuş, aksine bir seçkinler grubu tarafından kontrol ediliyormuş. Seçkinler, zenginliği üreten toplumsal kitlenin payına çok az ancak geçinecek düzeyinin az üstünde bir miktar ayırıyorlarmış.” (Bir anımsatma: Bu aşırı solcu fanatiklerin değil, NASA’nın bir raporu.) Teknolojik gelişmeler de bu duruma çare olmuyormuş. Uygun politikaların yokluğu durumunda, teknoloji kaynak tüketimini, servetin seçkinlerin elinde yoğunlaşmasını daha da hızlandırıyormuş. Neticede seçkinler çok fazla tüketiyor, halkın arasındaysa yetersiz tüketim görülüyormuş”. Raporu yazan bilim insanları, “Nüfus artışı belli bir dengeye kavuşur, insan başına kaynak tüketimi azaltılır ve kaynaklar daha eşitlikçi biçimde dağıtılabilirse toplumsal çöküş engellenebilir” diyorlar. Raporu hazırlayanlar, seçkinlerin ve yandaşlarının, gerekli önlemlerin alınmasına karşı çıktıklarını, bugünkü durumun sürdürülebileceğini savunduklarını vurguluyor. (The Guardian, The Independent). Bu karşı çıkma gerekçelerini daha önce birkaç kez tartışmıştık. Gelin bir kez daha anımsayalım: Birinci gerekçeyi, kibar davranıp liberal saçmalık olarak tanımlayabiliriz: Sorunlara akılcı çözümler üreterek uygulanmasını istemek bu seçkinlerin özel mülkiyet hakkını ve ekonomik faaliyet yapma özgürlüğünü hedef alan bir “toplum mühendisliği” oluyor. İkinci itiraz ise daha “derin”: Takdiri ilahiye karışmamak ya da “günah işleme özgürlüğü”nü kısıtlamamak gerekir, diyor. Sonuç olarak özgürlükçü olduğunu iddia eden, maddiyatçı bir yaklaşım, ruhani ve totaliter bir akımla, çalıp çırpmaya devam edebilmek için dünyayı feda etmekte birleşiyor. “Büyük insanlığa” da “bütün ülkelerin emekçileri, yoksulları birleşiniz” sloganını yeniden anımsamak düşüyor. Savcının evine saldırı Beş yaşındaki çocuk arabalı vapurdan düşen araçta can vermişti. YGS önlemleri arttı n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖSYM, YGS’nin seçime bir hafta kala yapılacak olması nedeniyle sınavın yapılacağı 08.0013.00 saatleri arasında seçim duyurusu ve miting yapılmamasının sağlanması amacıyla YSK’ye yazı gönderdi. YGS’de sınav görevlisi olup rapor alanlar da Medula Hastane Sistemi üzerinden anında ÖSYM’ye bildirilecek. ÖSYM de hasta olan görevli yerine yeni atama yapacak. Park ihalesi iptal edildi Öğrenciler hükümetcemaat arasındaki kavganın kurbanı olmasın n İstanbul Haber Servisi AKP’li Beylikdüzü Belediyesi’nin 8 parkı açık teklif usulüyle ihalesi dün gerçekleştirildi. İhale, CHP’li ve MHP’li encümen üyelerinin “etik olmadığı ve kamu yararı gözetmediği” gerekçesiyle verdikleri dilekçe doğrultusunda iptal edildi. Seçimlere kadar bir daha encümen toplantısı yapılmaması kararı da alındı. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MEB müfettişlerinin bazı dershane, özel okul ve özel yurtlarda öğrencilere, anne babalarının bilgisi dışında ailesi ve öğretmenleriyle ilgili yanlı soruların sorulduğu haberlere ilişkin Türkiye Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği açıklama yaptı. Açıklamada, çocukların sorgulamaya alınması “ruhsal travma” ve “duygusal istismar” olarak değerlendirildi. YGS şimdiden çıldırttı Artık SGK kapsamında İKLİM ÖNGEL SİNAN TARTANOĞLU ANKARA ÖSYM, YGS sorularının sızdırılacağı, şaibe iddiası üzerinden kaos yaratılacağı yönündeki söylentileri savcılığa taşıdı. Önceki akşam sosyal paylaşım sitelerinde 23 Mart Pazar günü düzenlenecek sınavın soru kitapçığının paketli haldeki fotoğrafı “YGS soru kitapçığı yandaşlara sızdırıldı” yorumuyla paylaşıldı. ÖSYM yetkilileri, “Bir dershanenin 16 Mart Pazar günü yaptığı deneme sınavında gerçek sınavda kullanılan kitapçığın kapağını kullandığını” bildirdi. Konu ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını belirten ÖSYM yetkilileri, bunu yapan dershanenin isminin savcılıkça tespit edilmesi durumunda paylaşılacağını açıkladı. Ancak ÖSYM’nin sorumlu olarak nasıl “bir dershane” yi belirlediği kuşkusu doğdu. Kaos söylentileri üzerine ÖSYM’nin hemen harekete geçtiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, fotoğraftaki kitapçık bir dershane tarafından hazırlandı. Dershane, 16 Mart tarihinde uyguladığı deneme sınavında öğrencilerine gerçek sınav kitapçığının bire bir benzerini dağıttı. Bunun için de ÖSYM’nin internet sitesindeki örnek kitapçık görüntüsünü kullandı. Dershane, öğrencilerine gerçek sınav ortamını yaşatabilmek için 23 Mart günü olacağı gibi kalem, silgi, kalemtıraş ve şeker de dağıttı. İnternette paylaşılan fotoğrafta hem kitapçık, hem de kalem, silgi, kalemtıraş ve şekerin paketli halde olduğu görüldü. Sorgu ‘duygusal istismar’ Yorum açlık grevini bitirdi n İstanbul Haber Servisi Grup Yorum elemanlarının 14 Şubat’ta başlattığı 1 aylık açlık grevi dün İstiklal Caddesi Suriye Pasajı önünde basın açıklamasıyla sonlandırıldı. Grup elemanı Ali Aracı, “Kazanılan haklarımız sonucunda açlık grevini sonlandırıyoruz” dedi. ANKARA Sağlık Bakanlığı “parası olana kürtaj” uygulamasını sona erdirdi. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) göre 10 haftadan küçük gebeliklerdeki “isteğe bağlı” kürtajlar SGK kapsamına girdi. Bundan böyle kürtaj olmak isteyenler gebelikleri 10 haftadan küçük olmak koşuluyla, devlet hastanelerinde kürtaj yaptırabilecek. Daha önce işlemin ücretinin devlet tarafından ödenebilmesi için tıbbi zorunluluk koşulu getiriliyordu. SUT’ta kürtajın hastaneye getireceği puan ise 150.8 olarak belirlendi. Uzmanlar riskin büyük olmasına karşın puanın düşük olmasını eleştirirken düşük puanın doktorların kürtaj yapmaktan çekinebilme ihtimaline yol açabileceğine dikkat çekti. Sorumluya nasıl ulaşıldı? Yetkililer, fotoğraf üzerinden bu uygulamaya imza atan dershaneyi belirleyemediklerini ve konu ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Yetkililer, savcılığın tespit etmesi durumunda dershanenin adının paylaşılacağı bilgisini verdi. Adı tespit edilemeyen ancak “bir dershane” olarak belirtilen sorumluya nasıl ulaşıldığı soru işareti yarattı. Konunun savcılığa taşınması ise ÖSYM, şaibe iddiaları daha ortaya atılmadan konuyu adli makamlara taşımış oldu. Böylece, “olası bir şaibe ve kaos senaryosunun” hükümet ile cemaat arasındaki kavganın temel unsurlarından biri olan dershanelerin üzerine atılacağı yorumu yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle