06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 göre daha mı meşru? B ankacılara göre evinden ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar çıkan Aslan’ın yönetim kurulu üyeliğini sürdürmesi etik açıdan yanlış ve güven zedeleyici. Yasanın ruhuna da aykırı. PELİN ÜNKER Yolsuzluk, sevmeye B Evinden ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar çıkan eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın bankada yönetim kurulu üyeliğine devam etmesi tartışmalara neden oldu. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 23. maddesinin (d) fıkrasına göre; zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, kara para aklama gibi suçlardan hüküm giymiş olanlar bankalarda yönetim kurulu üyeliğinde bulunamıyor. Adı böyle bir işleme karışanların, hatta ufak tefek gönül işleriyle anılanların iş akdi bile anında feshediliyor. Oysa Aslan’ın hakkında henüz hüküm bulunmaması görevini devam ettirmesini kanunen geçerli kılıyor. Eski bankacı ve CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Aslan’n bankadaki yönetim kurulu üyeliğinin kanunen herhangi bir sakıncası olmasa da etik açıdan bu durumun uygun olmadığını söyledi. Aslanoğlu, “Bankacılık Kanunu’na baktığımızda yasal bir takip, süren bir soruşturma için herhangi bir madde yok. Eğer ceza alırsa bu görevini sürdüremez. Ancak etik açıdan bu yanlış. Finansal kurumlar için güven unsuru çok önemli. Gelinen noktada bankayla ilgili güven sarsılması olmuştur” dedi. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 1. maddesinde “Bu kanunun amacı, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasına, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir” deniyor. TBMM KİT Komisyonu Başkanı Ha ankSen uzmanına göre Halkbank’ta bir iş akdinin feshi için bırakınız adınızın bir yolsuzluk dosyasına karışmasını, bir müşteri ile gönül ilişkisinin varlığı bile yeterli sebep sayılıyor. ‘Çocuk gelin’leri meslek edindirerek önleyecekler Ekonomi Servisi Kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmesinin önüne geçmek ve onlara meslek edindirmeyi amaçlayan ihracatçılar “Gönül Köprüsü” projesini hayata geçirdi. Denizli İhracatçılar Birliği önderliğinde, Türkiye İhracatçılar Birliği Hazır Giyim Sektör Kurulu’nun katkılarıyla yürütülen projeyle Mardin Kızıltepe Kız Meslek Lisesi’ne bir konfeksiyon atölyesi kuruldu. Denizli ve İstanbul’daki konfeksiyoncular okula dikiş makinesinden overlok makinesine, kesim makinesinden ütüye kadar bir atölyenin ihtiyaç duyduğu tüm makineleri gönderdi. Törende konuşan Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert, çocuk gelin konusunun Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu belirterek “Biz istedik ki bölgedeki kız çocuklarımızın meslek edinmesine katkıda bulunalım. Böylece sorunun değil, çözümün parçası olalım” dedi. Kocasert yapılacak atölye yatırımlarıyla 6’ncı Bölge teşvikleriyle gelecek yatırımlara ara eleman ve altyapı sağlanacağını söyledi. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi de 6’ncı Bölge teşvikleriyle Doğu ve Güneydoğu’ya yapılacak yatırımın artacağını belirterek “Biz İstanbullu hazırgiyimciler olarak bu bölgede üretim yaptırma sözü veriyoruz” dedi. Aslan’ın yerine 7 Şubat’ta atama yapılmış, genel müdürlüğe Ali Fuat Taşkesenlioğlu getirilmişti. Ancak bu atama yapılırken Taşkesenlioğlu, daha önce vefat eden yönetim kurulu üyesi Ahmet Kahraman’ın yerine atandığı için Süleyman Aslan’ın yönetim kurulu üyeliği devam etti. 7 Şubat’tan bu yana yönetim kurulu üyesi görünen Aslan, diğer yönetim kurulu üyeleri gibi özlük haklarını almaya devam edecek, makam arabası, lojman, makam odası gibi hizmetlerden de yararlanabilecek. Aslan aynı zamanda Halk Hayat ve Emeklilik Yönetim Kurulu üyesi görevini de sürdürecek. Diğer yandan banka yönetim kurulu üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra mahkeme huzurunda görevlerini tam bir dikkat ve dürüstlük içinde yapacaklarına, kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair yemin etmekle yükümlü. Ayrıca göreve başladığı ve ayrıldığı tarihler itibarıyla eş ve velayeti altındaki çocuklarını da kapsayacak şekilde müsteşarlığa mal beyanında bulunmak zorunda. Ancak Süleyman Aslan göreve yeni başlamadığı, koltuğunu hiç kaybetmediği için böyle bir zorunluluk taşımıyor. Koltuğu boş bırakıldı NE OLMUŞTU? 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan Süleyman Aslan, 14 Şubat’ta tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Mahkeme kararı ile elde edilen delillerde, söz konusu paranın kara para transferine aracılık edilmesi nedeniyle alınan rüşvetlerden oluştuğu iddia edilmişti. Aslan ve hükümet üyeleri ise 4.5 milyon doların “imam hatip” yaptırmak için hayırsever işadamlarından toplanan para olduğunu öne sürmüşlerdi. Aslan’ın şimdi de bu parayı geri alabilmek için teminat mektubu arayışına girdiği ve kamu bankalarıyla görüştüğü ifade ediliyor. Halkbank 31 Mart’ta genel kurulu toplayacak. Bu tarihte Süleyman Aslan’ın bankayla ilişiğinin kesileceği de konuşulanlar arasında. san Fehmi Kinay, “Bu hadiseler bankanın tüzelkişiliğini gölgelememeli. Eski banka genel müdürünün evinde bulunan paranın Halk Bankası ile herhangi bir ilgisi yok. O paranın hesabını eski genel müdür Süleyman Aslan verecektir” demişti. Ancak banka Aslan’la bağlarını koparmadı. Halkbank konuyla ilgili sorularımızı yanıtlamazken, bankacılara göre hakkında böyle bir soruşturma açılan birinin banka yönetiminde görevine devam etmesi Halkbank için de riskli bir durum. Türkiye Devrimci Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (DİSK/BankSen) örgütlenme uzmanı Dilek İsmailoğlu, hırsızlığın dünyanın hiçbir yerinde etik karşılanacak bir durum olmadığını belirterek bankaya olan güvenin zedelendiğini söyledi. İsmailoğlu “Daha da önemlisi kurum, çalışanlarının gözünde güven yitirdi. Mevcut banka yönetiminin aldığı kararla yolsuzluğa adı karışan kişinin yeniden yönetim kuru Çalışanlar güvenini yitirdi Ekonomi Servisi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin negatif etkisiyle ocak ayı banka kârlarında yüzde 44 düşüş görüldüğünü belirterek “Bu düşüşte kur farklarından meydana gelen zararın ve vade uyumsuzluğu nedeniyle faiz artışlarının maliyetinin bilançolara yansımaması etkili oldu. Yılın kalan bölümlerinde bu denli bir düşüş asla beklemiyoruz. Ancak kârlar azalacaktır; bu da beklenen bir sonuçtur” dedi. Sektörde yüzde 25 kredi büyümesi olduğunu ifade eden Aydın, “Bu krediler hala üretim ve yatırıma dönük ağırlıklı” diye konuştu. Bireysel kredilerde düşüş olduğuna dikkat çeken Aydın, “Bu bizi acıtsa da ülke için olumlu diyoruz” dedi. Aydın, ihtiyaçlara göre ekonomi yönetimi tarafından bankalar lehine bazı düzenlemeler olabileceğini söyledi. Aynı zamanda Ziraat Bankası Genel Müdürü olan Hüseyin Aydın, çok uzun olmayan bir sürede Ziraat katılım bankasının kurulacağını belirtti. Bankaların kârı düşecek lu üyeliğine kabul edilmesi güven tazelemekten çok daha fazla güven yitimine sebep olacak” dedi. İsmailoğlu şunları söyledi: “Bir kamu bankasının genel müdürünü düşünün ki evinden kutuların içinde yüklü meblağda para çıksın ve bununla ilgili yolsuzluk soruşturmasından ceza alacak konuma gelsin. Ne paranın kaynağını açıklayabilsinler ne de amacını. Sonra da bunun etik olduğuna inandırmaya çalışsınlar. Bu tam anlamıyla bir yolsuzluk ve skandaldır. Eğer düşük kademede çalışan bir personel iseniz adınız böyle bir yolsuzlukta geçse dahi o anda iş akdiniz feshediliyor. Tamamen keyfi uygulamaların olduğunu bildiğimiz durumlar bile var. Örneğin siz bir şube çalışanısınız ve müşterilerinizden biriyle duygusal bir ilişkiniz oluyor. Bu bile iş akdinizin feshi için yeterli bir durum. Şöyle düşünün; çalmanın sevmekten daha meşru olduğu bir dönemdeyiz. Biz BankSen olarak biliyoruz ki Halk Bankası çalışanları verdikleri örgütlü mücadele ile bu talanın hesabını soracak.” Koza Altın’a CAN HACIOĞLU muhalefet yaramadı ESKİŞEHİR Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz Beldesindeki Koza Altın’ın faaliyetleri, Eskişehir Valiliği, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün talebi üzerine Sivrihisar Kaymakamlığı tarafından, işletmenin bir kısmının mera alanında bulunması gerekçesiyle durduruldu. Koza Altın, durdurma kararına karşı yasal süreç başlatılacağını duyurdu. CemaatHükümet çekişmesinden sonra Koza Altın’ın iki ayrı işletmesi de aynı sorunu yaşamıştı. Koza Altın’dan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada, “Mevcut ve kamuya açık Resmi Tapu kadastro kayıtlarında bu arazilerin mera olmadığı açıkça belirtilmesine rağmen işlem yapıldı. İşletmemiz gerekli tüm izinlere sahip. Açıkça yasaya aykırı olan bu kararla ilgili tüm yasal haklarımızı kullanacağız” denildi. Yenilenen Kliksa dünyaya açılıyor Ekonomi Servisi Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Kliksa’da dünya çapında web platformu oluşturmak için bu yıl 15 milyon dolarlık altyapı yatırımı yapacaklarını söyledi. Sabancı Topluluğu’nun eticaret platformu “Kliksa’nın” yeni yüzü ve yapılanmasının tanıtıldığı toplantıda konuşan Dinçer, “Carrefoursa ve Teknosa’nın ardından Kliksa ile online alışveriş sektörüne yatırım yaparak, perakendede daha güçlü bir pozisyon almayı hedefliyoruz” dedi. Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ise Kliksa’da 20 ana kategoride sunulan 250 bine yakın ürünü, Türkiye çapında tüm ilçelerin yüzde 90’ına sevk ettiklerini belirterek, “Stokumuzdaki ürünlerin yüzde Nevgül 100’ünü İstanbul sınırlaBilsel rı içinde ertesi gün, İstanSafkan bul dışında 2 günde teslim ediyoruz” dedi. 2013’te 120 milyon lira ciro elde eden şirket, 2014’te cirosunu 3 katı artışla 360 milyon liraya ulaştırmayı hedefliyor. En itibarlı üç firma: Koç, Sabancı, Arçelik İstanbul Haber Servisi İtibar Atölyesi ve XSIGHTS araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi’nde (TİE) Koç Holding, Sabancı Holding ve Arçelik Türkiye’nin en itibarlı ilk üç firması olarak belirlendi. İnşaat, otomotiv, hazırgiyim, bankacılık, beyaz eşya, gıda ve eğitim alanında gerçekleştirilen TİE 2013 sonuçları dün, araştırmanın akademik kontrolünü de üstlenen İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Eminönü Kampusu’nda açıklandı. Listede söz konusu firmaları sırasıyla Ülker, Turkcell, Samsung, THY, CocaCola, Eti ve Beko şirketleri izledi. Endeksinin radarına üst üste üç yıl giren kurum ve markalara da TİE Başarı Belgeleri verildi. Üniversitenin İtibar Derecelendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ferhan Benli, itibar yönetiminin stratejik önemine dikkat çekerek “İlk defa Türkiye’de üniversitemizde kurumsallaştırılan bir itibar ölçüm merkezinin kurumsal itibarın ölçülebilir ve yönetilebilir bir stratejik parametre konumunu getirmesinden gurur duyuyoruz” diye konuştu. 2 milyar dolar gelmeden gitti Ekonomi Servisi Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, öngörülemezlik ve siyasi riskler nedeniyle sanayi yatırımlarının duraklamaya başladığını söyledi. Reuters’e konuşan Meral, elektrik malzemeleri ve madencilik sektöründe yaklaşık 2 milyar dolar değerindeki iki birleşme ve satın alma işleminin de yabancılar tarafından askıya alındığını belirtti. Meral, Türkiye’de şu anda bir öngörülebilirlik sorunu olduğunu; bunun da sermaye akışını etkilemeye başladığını belirterek, “Sanayi yatırımlarından şu anda zorunlu olmayanlar bekletiliyor. Özellikle yabancılar Türkiye’ye gelmek için bekliyorlar” dedi. AKP TTK’yi göz göre göre batırıyor Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda işçi açığı artıyor, satılabilir kömür azalıyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Enerji Bakanlığı’ndan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) itirafı geldi. AKP’nin işçi talebini karşılamaması nedeniyle bir zamanlar 2 milyon tonun üzerinde olan satılabilir üretim 2013’te 1 milyon 369 bin 922 tona düştü. İşçi açığı ise 5 bine yaklaştı. TTK’nin AKP’nin iktidara geldiği 2002’de maden ocağından çıkarılan ve harhangi bir zenginleştirmeye tabi tutulmayan (tüvenan) üretimi 3 milyon 246 bin 627 tondu. Satılabilir üretim de 2 milyon 244 bin 372 ton olarak gerçekleşmişti. Ancak sonra ki yıllarda üretim de çalışan sayısı da düştü. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, CHP İstanbul Millletvekili Erdoğan Toprak’ın soru önergesine verdiği yanıtlar da bu gerçeği gözler önüne serdi. Yanıta göre, TTK’nin 2010’daki tüvenan üretimi 2 milyon 727 bin 414 tona, satılabilir üretimi de 1 milyon 708 bin 844 tona düştü. Düşme her yıl devam etti. 2013’te tüvenan üretimi 2 milyon 190 bin 837 tona, satılabilir üretim 1 milyon 369 bin 922 tona kadar geriledi. Yıldız, Zonguldak kömür havzasının jeolojik yapısı itibarıyla bazı yerler dışında tam mekanize kazı yapılmasına uygun olmadığını, kömür üretiminin genellikle emek yoğun şekilde ve martopikör (havalı kazıcı) ile yapıldığını bildirdi. TTK’deki işçi açığı da her geçen yıl büyüdü. Yıldız’ın verdiği yanıta göre, TTK’de yeraltında 11 bin 500, yerüstünde de 2 bin 500 olmak üzere toplam 14 bin norm kadroya ihtiyaç bulunuyor. Ancak TTK’de şu anda 9 bin 619 işçi çalışıyor. Bakan Yıldız, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün yardıma muhtaç ailelere dağıtılan kömürlerle ilgili soru önergesini de yanıtladı. Yılda ortalama 2 milyon aileye yerli kömür yardımı yapıldığını bildiren Yıldız’a göre, 2013 sonuna kadar toplam 17.2 milyon ton kömür dağıtıldı. Bunların nakliyesi için de toplam 5 milyon 787 bin 74 lira nakliye bedeli ödendi. Yardıma muhtaç ailelere asgari 500 kg. kömür dağıtıldığı, bunun üzerindeki taleplerle ilgili kararın valilikler, kaymakamlıklar ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına ait olduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle