02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Derviş Zaim Kültür Servisi 520 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek 33. İstanbul Film Festivali’nin Altın Lale Ulusal Yarışması Jüri Başkanlığı görevini “Filler ve Çimen” (2000), “Çamur” (2003), “Cenneti Beklerken” (2006) gibi filmlerin yönetmeni Derviş Zaim üstlenecek. Festivalde Derviş Zaim başkanlığındaki jüri en iyi film, en iyi yönetmen, jüri özel ödülü, en iyi kadın oyuncu, en iyi erkek oyuncu, en iyi senaryo, en iyi görüntü yönetmeni, en iyi kurgu ve en iyi müzik olmak üzere, toplam 9 dalda ödül verecek. 15 Pera Müzesi’nde ‘Picasso: Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler’ sergisi Çocuk Picasso’nun izinde... CEREN ÇIPLAK 2013’ün Çoksatanları 2013 yılında Türkiye’de 47 bin 352 başlık yeni kitap yayımlanmış. 1732 yayıncı 536 milyon 259 bin 40 adet kitap üretmiş. UNESCO verilerine göre Türkiye kitap başlığında dünyada 13. sırada ve Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin (IPA) 2013 araştırmasına göre 1 milyar 682 milyon Avro ciro ile dünyanın en büyük 13. yayıncılık sektörü. Kitap üretiminde en büyük payı ders kitapları alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2013 yılında ilk ve ortaöğretim öğrencilerine 206 milyon 241 bin 635 adet ücretsiz ders kitabı dağıtmış. Bu rakama 90 milyon adetlik sınava hazırlık ve yardımcı ders kitaplarını da eklerseniz eğitim yayıncılığının payı yüzde 55.24’e ulaşıyor. Tüm dünyada da yayıncılıkta en büyük payı eğitim yayıncıları alıyor. Bizde sorun eğitim yayıncılığının büyük bölümünü MEB’in gerçekleştirmesi. Ders kitaplarını devlet üretince eğitim yayıncılığından sağlanan gelir, yayıncılığın diğer alanlarına aktarılamıyor. Kişi başına 7.1 kitap düşüyor. Doğal olarak, bu rakamda edebiyatın, inceleme araştırma kitaplarının ne kadar payı olduğu merak ediliyor. Eğitim yayınlarını 63 milyon adetle çocuk kitapları (yüzde 11.75), 62 milyon adetle inanç kitapları (yüzde 11.56), 60 milyon adetle edebiyat (yüzde 11.19) ve 35 milyon adetle inceleme araştırma kitapları (yüzde 6.53) izliyor. Akademik yayınlar da 20 milyon adede ulaşmış (yüzde 3.73). Geçen yıl 7 bin 270 çeşit yeni edebiyat kitabı yayımlanmış. Toplam kitap çeşidi içinde edebiyatın payı yüzde 15.35. Edebiyat eserlerinin ortalama baskı sayısı 8 bin 253. Genelde kitapların 1000 1500 adet tirajlarla basıldığını biliyoruz. Ortalamayı çoksatanlar yükseltiyor. Hemen her ay 100 binin üzerinde baskı sayısı ile 2 3 kitap yayımlanıyor. Yılın çoksatanları listesine giren kitaplar da 100 binin üzerinde satışa ulaşanlar. Türkiye’nin en büyük zinciri DR kitapevlerinin 2013 rakamlarına göre ilk beşi Zülfü Livaneli’nin “Kardeşimin Hikâyesi” (Doğan Kitap), Dan Brown’ın “Cehennem” (Altın Kit.), Ayşe Kulin’in “Dönüş” (Remzi Kit.), Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” (Yapı Kredi Yay.) ve E.L James’in “Grinin Elli Tonu” (Pegasus Yay.) romanları oluşturuyor. 20 kitaplık listede 12 telif, 8 çeviri eser var. Şiir ve öykü kitapları yok. Çoksatanları 10 yayınevi yayımlamış. Öykünün birincisi İstiklal Akarsu’nun “Olsa Dükkân Senin”i (Okuyan Us Yay.), Emrah Serbes’in “Hikâyem Paramparça” (İletişim Yay.), Uğur Yücel”in “Yağmur Kesiği” (Can Yay.), Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika” (Nesin Yay.) ve Umut Sarıkaya’nın “Benim de Söyleyeceklerim Var Üç” (Mürekkep Yay.) ilk beş kitabı oluşturuyor. 20 kitaplık listede Sait Faik’in 3, mizah yazarı Umut Sarıkaya’nın 3, Sabahattin Ali’nin 2 ve Aziz Nesin’in 2 kitabı yer alıyor. Listedeki kitaplardan sadece sekizi 2013’te yayımlananlardan, diğerleri klasikler ya da yeniden basımlar. Şiirin ilk beşi de şöyle; Nâzım Hikmet’in “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni”, Özdemir Asaf’ın “Dokuza Kadar On”, Cemal Süreya’nın “Sevda Sözleri”, Nâzım Hikmet’in “Henüz Vakit Varken Gülüm” ve Cemal Süreya’nın “Üstü Kalsın”. Hepsinin yayımcısı şiir yayınını azaltmakla eleştirilen Yapı Kredi Yayınları. YKY’nin 13 kitabı listeye girmiş. Şiir kitapları çoksatan diğer yayınevleri İş Bankası (3 kitap) ve birer kitapla Sel, Metis, Everest ve Altıkırkbeş. Şiir kitapları listesindeki tek yeni kitap 20. sıradaki Umay Umay’ın “Cevapsız Ağrı”sı (Altıkırkbeş Yay.). Günümüz şairlerinden bir de Ah Muhsin Ünlü’nün 11. baskısına ulaşan “Gidiyorum Bu”su var (Sel Yay.). Diğer kitaplar çağdaş klasikler diyebileceğimiz şairlerden. İlk yirmide Orhan Veli, Turgut Uyar, Edip Cansever, Attilâ İlhan, Ahmed Arif, Ümit Yaşar ve Can Yücel’in de kitapları var. Tek klasik şair Ömer Hayyam. Tek sürpriz de Yılmaz Erdoğan’ın “Kelebeğin Rüyası” filmi ile hatırlattığı Muzaffer Tayyip Uslu. Picasso’nun kurşun askerleri, oyuncakları, bebeklik gömleği, patikleri... Picasso’nun izini, Malagalı küçük bir çocuk olarak sürmek ister misiniz? Öyleyse, Picasso’nun doğduğu evden, İspanya’nın Malaga kentindeki Museo Casa Natal Koleksiyonu’ndan seçilen gravür, seramik ve kişisel eşyalarından oluşan “Picasso: Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler” sergisine düşürün yolunuzu. Sergide 56’sı gravür, 8’i seramik olmak üzere 60’tan fazla yapıtla birlikte Picasso’nun kişisel eşyaları da yer alıyor. Suna ve İnan Kıraç u Ustanın seramikleri ve gravürlerinin de yer aldığı sergisi, izleyiciyi Picasso’nun Malaga’da doğduğu eve götürüyor. Kurşun askerlerine, oyuncaklarına, bebeklik gömleğine, patiklerine… Picasso’nun yapıtı, ‘Anne ve Çocuklar’ Vakfı Pera Müzesi’nin ev sahipliği yaptığı sergi, 5 Şubat20 Nisan tarihlerinde ziyarete açık kalacak. Dün yapılan tanıtım toplantısında konuşan, serginin küratörü ve Picasso Vakfı, Picasso Evi Müzesi Kültürel Tanıtım Direktörü Mario Virgilio Montañez Arroyo “Picasso bir baş dönmesi, bir cesaret sınavı” diyor. Arroyo, serginin ortaya koyduğu arayışı, Picasso’nun en çok gönderme yapılan ‘Ben aramıyorum. Rastlıyorum’ sözüne bağlıyor. Bunu da Helene Parmeli’in Picasso’nun tanıklıklarına yer verdiği kitapta yer alan şu sözlerle ifade ediyor: “Bu, cesur olduğu kadar isabetli ve mükemmel cümle, eğer onu gerçekten söylediyse, ancak zıddıyla yer değiştirerek açıklanabilir. ‘Arayış hiç bitmiyor, çünkü rastlamak mümkün değil.’ Aslında her an arıyor, her zaman buluyor. Bir tuvali bitirdikten sonra, bizzat kendisinin içine yerleştirdiği sırları bulmaya çalışarak resmi seyrediyor. Ve ardından, Picasso’yu istemediği bir yere sürükleyen ve Picasso tarafından istemediği bir yere sürüklenen bir yenisine başlıyor. Ve böylece sürüp gidiyor...” ‘Çark Doktoru’ Cam sanatına çağdaş bakış AURORA: KUZEY ÜLKELERİNDEN ÇAĞDAŞ CAM SANATI Pera Müzesi, 5 Şubat20 Nisan tarihleri arasında da çağdaş cam sanatı üretiminde önde gelen kuzey ülkelerin yapıtlarını bir araya getiren “Aurora: Kuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda’dan 25 sanatçının 51 yapıtı yer alıyor. Serginin küratörü Mats Jansson sergideki yapıtlarla, cam, zanaat ve çağdaş sanat ilişkisine daha farklı bir gözle bakılabilmesinin hedeflendiğini belirtiyor: “Kuzey ülkelerinden çağdaş cam sanatı ortamının gelişimi hakkında genel bir fikir vermeye çalışıyoruz. Sanatçıların seçimi, bugün bu ülkelerde sanatsal anlatımda görülen çeşitli yaklaşımlar ve yeni yönelimler gözetilerek yapıldı. Sergi, genel olarak, son derece hızlı bir dönüşüm döneminde yaratılmakta olan çok yönlü ve sınırların ötesine geçen sanatsal çalışmaları göstermeyi hedefliyor.” MEHMET AKSOY YENİ SERGİSİYLE İZMİR’DE ‘Kütleyi değil, ışığı yontuyorum’ OĞUZ YILDIZ dır” diyerek yılmadan çalışmalarını sürdüren Aksoy’un heykellerine İZMİR “Ben kütleyi değil ışıgeçen yıllarda bu kez de Başbakan ğı, yontuyorum”, laf olsun Recep Tayyip Erdoğan tarafından diye söylenmiş bir cümle “ucube” denilmişti. değil bu, 50 yılın özeti... Erdoğan, Kars’taki “İn1994’te yaptığı “Perisanlık Anıtı” heykeline ler Ülkesinde” adlı çabu tanımlamayla yaklaşıp lışmasını “müstechen” “yıkılmasını” istemişti. bulan şimdinin AnkaTüm tepkilere karşın “İnra Büyükşehir Belediye sanlık Anıtı” 2011’de yıBaşkanı Melih Gökçek kılmaya başlanmıştı. Ömtarafından, “Ben böyrünü heykele adayan, çale sanatın içine tükürülışmaları yurtiçi ve yurtrüm” diyerek “taçlandıdışında ödüllerle taçrılan” Mehmet Aksoy’a landırılan Aksoy, yarım ait bu cümle. yüzyılı geride bıraktıAksoy’un, Ankara Alğı sanat yaşamında şimtınpark’taki heykeli Gökdi de son dönem çalışçek tarafından kalmalarını İzmir’de sergidırılmış, “Periler leyecek. “Işık heykelin “Nevruz” Ülkesinde”ye can vedamarlarında dolaşan kanren heykeltıraş da hakdır. Formlar ışık taşırlar. Heykını yargıda aramıştı. kel sonuçta mekân içinde üç boMahkeme Aksoy’u maddi ve mayutlu bir ışık komposizyonudur. nevi olarak haklı bulmuş, heykel Işık anlamlı bir senfoniye dönüyeniden yerine konulmuştu. Oyşür. Zamanın kaydedildiği bir saki Gökçek’in “beğenisini” kataş plak…” diyerek tanımladığı zanamayan bu heykel, “AsyaAvsergisi, DecozoneArt Shop Sanat rupa Bienali”nde birincilik ödüGalerisi’nde yarından itibaren izlelüyle taçlandırılmıştı. “Işık heykenime sunulacak. Sergi, 15 Şubat’a lin damarlarında dolaşan kandek görülebilecek. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI’NDAN 40. YIL MANİFESTOSU ‘İktidarınız gayri meşru’ Kültür Servisi 40. yılını kutlayan Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), birçok sanatçının imzalarıyla destek verdiği “Çağı Utandırmayacağız!” adlı bir manifesto yayımladı. Orhan Aydın, Füsun Erbulak, Yılmaz Onay, Zeynep Oral gibi isimlerin imzaladığı ve dün yapılan basın toplantısıyla duyurulan manifestoda, hükümetin politikaları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinden örnekler aktarılarak eleştirildi. “İktidarınız bizim için meşruiyetini yitirmiştir. Çünkü halkını hısım akrabasına soyduranlar, iktidar değil, talanın suç ortağıdır” denilen açıklamada, HES’lerden AVM’lere, kadına yönelik ayrımcılıktan Kürt sorununa kadar birçok konuya değinildi. İktidarın “vandalların yol ortağı, sermayenin kâr ortağı” olarak suçlandığı açıklamayla TYS “yalanın, talanın, zulmün gölgesi silinene kadar direnmeyi sürdüreceğini” duyurdu. Toplantıda sendika üyeleri de konuşmalarıyla yazarların politik baskılara karşı korunmasının, sendikanın en önemli görevlerinden olduğunu belirti. Öte yandan, yazar Bilgesu Erenus, sloganlardan ziyade, içinde yaşadığımız neoliberal çağı utandırmamız gerektiğini söyledi. n Kültür Servisi Brezilyalı yönetmen Eduardo Coutinho, evinde uğradığı bıçaklı saldırı nedeniyle hayatını kaybetti. 80 yaşındaki yönetmenin Rio de Janeiro’daki evinde birlikte yaşadığı akıl hastası oğlu Daniel tarafından öldürüldüğü açıklandı. 1967 yapımı “ABC do Amor” (Aşkın ABC’si) filmiyle ülkesinde tanınan yönetmen, aynı filmle 17’nci Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü için yarışmıştı. Yönetmen, 40 yılı aşkın kariyerinde 20’den fazla filme imza atmıştı. Eduardo Coutinho evlat kurbanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle