02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ 8 Hükümetin MİT Kanunu’nda yapılmasını istediği değişikliklerin her birinin Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bireylerin hak ve özgürlüklerine nasıl ağır bir darbe vuracağını Cumhuriyet olarak birkaç gündür haber ve yorumlarımızla aktarmaya çalışıyoruz. Bunlar arasında özellikle bir madde, çok kısa süre içinde dünyadaki Türkiye algısını iyice olumsuz bir noktaya vardırma potansiyeline sahip: MİT’e tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra “Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile tüzelkişiler ve tüzelkişiliği bulunmayan tüm kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kaydı alabilme ve bunlara arşivlerden yararlanabilme” yetkisini veren madde... Kapsamına biz gazetecilerden, avukatlara, hekimlere kadar neredeyse her yurttaşın bir şekilde gireceği bu madde, dışarıda AKP hükümetlerinin tek olumlu karne notu olarak gözüken ‘ekonomi’nin geleceği açısından kaygı verici sonuçlar doğurabilir. Dünyanın her yerinde bankacılık sektörü, güvene dayalı, hassas sırları saklaması gereken sektörlerin başında gelir. Türk bankaları da Batı’daki örnekleri gibi kişisel bilgilerin korunmasına ve müşterilerin dışında paylaşılmamasına son derece hassas yaklaşır. Finansal sektör açısından bu en önemli konuların başında gelir. Elbette ki sır saklanacak diye kara para aklama gibi yasadışı eylemlere göz yumulamaz. Nitekim Türkiye’de de MASAK ve BDDK gibi kurumlar bu tür kaygılar dikkate alınarak oluşturulmuştur. Ancak MİT teklifinde yer alan madde, istihbarat teşkilatına bireylerin finansal bilgilerine sınırsız erişim yetkisi veriyor. Eğer bu madde teklifin Meclis’teki HABERLER Bu kanunu gören ürker ve parasını Türkiye’ye getirmez. büyütür Cari açığı daha da Ekonomiye darbe Sakınca bununla da bitmiyor. Son dönemlerde ABD Merkez Bankası (Fed), ve Dünya Bankası MİT Kanunu’nun Ekonomiye Etkisi IMF raporlarında öne çıkan ortak değerlendirme, Türkiye’yi ‘kırılgan’ ülkeler listesinin başında göstermeleri. Bunun temel nedenlerinin başında ‘cari açık’ meselesi görüşmelerinde geri alınmaz ya da geliyor. Ekonomistlere göre, sınırlandırılmazsa, sadece bireylerin hal böyleyken, MİT Kanunu nedeniyle finansal bilgilerinin mahremiyeti ihlal banka mudilerinin paralarını dövize edilmeyecek, Türkiye ekonomisine de çevirerek yurtdışına çıkarmaya kalkması telafisi mümkün olmayacak ciddi bir durumunda, cari açık meselesi altından darbe vurulacaktır. kalkılması imkânsız bir noktaya varabilir... ‘Kimse Parasını Türkiye’de Tutmaz’ Bankalar Birliği Kurucu Başkanı ve CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın bu konudaki kaygıların haklı olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Teklif bu haliyle çıkması halinde Türkiye’de bankacılık yapılamaz hale gelir. Dünyanın hiçbir yerinde bankacılık bilgileri siyasi iktidarın önüne bu şekilde serilemez. Bankacılık sektörü tamamen güvene ve müşteri sırlarını saklama esasına dayalıdır. Bankalardaki mudilerin her türlü sırlarının siyasi otoritenin emrinde bulunan bir kuruma servis ediliyor olması, Türk bankacılık sektörüne içeride ve dışarıda büyük zarar verir.” Ayaydın’a göre teklifin yasalaşarak uygulamaya geçmesi halinde; l Birçok banka mudisi Türkiye’deki paralarını yurtdışına çıkarır. l Vatandaşların yurtdışındaki paraları gelsin diye defalarca çıkarılan ‘varlık barışı’ uygulamalarının bir anlamı kalmaz. ‘Paralar yurtdışına çıkarılır’ Özelde bankacılık sektörüne, genelde ise tüm ekonomiye ağır darbe indirebilecek bu düzenlemeye henüz Bankacıların bilgisi yokmuş! bankacılık sektöründen hiçbir tepki gelmemesi son derece şaşırtıcı. Sektörün temel örgütlerinden birinin üst düzey bir yetkilisi dünkü görüşmemizde kanun hakkında değerlendirme yapmaktan kaçınırken “Kanun hakkında bilgilerinin olmamasını ve kendilerinden görüş istenmemesini” gerekçe gösterdi. Türkiye’yi ‘istihbarat devleti’ne götürecek son derece önemli bir kanun, Meclis’teki komisyonlardan geçip Genel Kurul’a gelmiş durumda. Ama Türk bankacılarının henüz bilgisi yok! Ancak bu ‘gerekçenin’ ne kadar gerçekleri yansıttığını geçmişte hem banka hem de Bankalar Birliği yöneticiliği yapan Ayaydın’dan öğreniyoruz: “Aslında hepsi kanunu da ve sakıncalarını da çok iyi biliyor. Ama hükümetin hışmından korktukları için kimse sesini çıkaramıyor. Özel sohbetlerde son derece şikâyetçiler. Benimle konuşan banka genel müdürü arkadaşlarım, kanun çıkarsa mudilerinin paralarını yurtdışına çıkaracağından son derece endişeliler...” GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AKP’nin ‘sıtmaya razı etme’ taktiği İktidar partisi AKP, 17 Aralık’tan bu yana Meclis gündemine getirdiği tüm kanunlarda aynı taktiği uyguluyor: Ölümü gösterip sıtmaya razı etme! Teklifleri milletvekilleri eliyle Meclis’e gönderirken, kimsenin kabul etmeyeceği en ağır, en antidemokratik hükümleri koyuyorlar. Kamuoyundan gelen tepkilere bakarak daha sonra düzeltme yapma yoluna gidiyorlar. Ama kanunu çıkarma niyet ve amaçlarını ‘kırmızı’ çizgi olarak koruyarak. İşte üç örnek: 1. HSYK Kanunu’nu itirazlar üzerine Meclis’te komisyonlarda ve Genel Kurul’da düzelttiler. Ama son hali yine HSYK’yi Adalet Bakanı’na bağlıyor. 2. İnternet yasasını, Cumhurbaşkanı’nın itirazlarını dikkate alarak kanun onaylandıktan sonra düzelttiler. Son hali yine TİB Başkanı’na istediği siteyi mahkeme kararı olmaksızın kapama yetkisi veriyor. 3. MİT Kanunu’nda iki değişiklik yaptılar. Ama son hali yine MİT’e anayasa üstü yetkiler ve sınırsız dokunulmazlık zırhı sağlıyor. BAŞBAKAN’IN OĞLUNUN YÖNETİMİNDE BULUNDUĞU TÜRGEV’İN AÇIKLAMASI İLE ASL İNŞAAT’IN ‘SAVUNMASI’ BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR Bağıştı ‘avans’ oldu! ÖĞRETMENLERİN HAYATI KARARTILACAK AYKUT KÜÇÜKKAYA Emeklerini unut, öğretmenim ol! SİNAN TARTANOĞLU ANKARA TBMM Eğitim Komisyonu’nda kabul edilen dershane yasasına eklenen bir madde ile özel okula dönüştürülecek yani kapanacak dershanelerdeki yaklaşık 15 bin öğretmenin hayatı karartılacak. Tasarı komisyonda kabul edildiği haliyle yasalaşırsa, kapanacak dershanede 6 yıl sigortalı olarak çalışan öğretmenin, Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen olarak çalışabilmesi için kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkından vazgeçmesi gerekecek. Milli Eğitim Bakanlığı, dershaneleri kapatarak dershane öğretmenlerinin de hayatını karartmaya hazırlanıyor. Milli Eğitim Komisyonu’na getirilmeden önceki halinde kapanacak dershanelerdeki öğretmenler arasından 6 yıldır sigortalı çalışan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine alınması düzenlenmişti. ıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyecek Sigortalı çalışma süresi 6 yılın altında olan yaklaşık 40 bin dershane öğretmeninin işsiz kalmasına yol açacak düzenleme, 6 yıldır sigortalı yaklaşık 15 bin öğretmenin ise KPSS şartı aranmaksızın Milli Eğitim kadrolarına alınması ile eleştirilmişti. Bu öğretmenler TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda, söz konusu düzenlemeye eklenen bir hüküm, dershane öğretmenleri açısından tartışılacak bir düzenlemeyi içerdi. Kapanacak dershanelerden MEB kadrosuna geçecek öğretmenlere “maraba” muamelesinin yapılmasını öngören bir ekleme gerçekleştirildi. AKP’lilerin verdiği önergeyle dönüşen dershanelerden, “öğretmen” olarak MEB’de istihdam edilenler, ayrıldıkları kurumdan kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyecek. Komisyonda yapılan düzenleme ile okul müdürü atamaları sadece il milli eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile yapılabilecek. Kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren 4 yıl ve daha fazla süredir okul ve kurum müdürlüğü ve müdür yardımcılığı yapanlar bu yıl sonunda görevlerinden ayrılacak. Bu durumda olan 100 bin okul müdürü olduğu belirtilmesine karşılık Avcı, “100 bin kişi değil yaklaşık 40 bin kişi. Görevleri sona erecek ama tekrar görevlendirilebilecekler. Bu insanlar tamamen gidecek, yerlerine yenisi gelecek anlamına gelmiyor. Değişmesi gereken insanları dahi görevden alamıyoruz” dedi. Avcı’nın, Milli Eğitim kadrolarının tamamen değiştirileceğine ilişkin eleştirilere, “Bu düzenleme safları düzgünleştirmek için, hani imam diyor ya... Yaptığımız iş ona benziyor. Cemaati ayağa kaldırıyoruz. Başka yolumuz yok” yanıtını vermesi dikkat çekti. CHP’li vekillerin “Hangi cemaat” sorusuna ise Avcı, “Vallahi bilerek söylemedim, cami cemaatini kastettim” karşılığını verdi. K 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla birlikte kamuoyunun gündemine oturan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu TÜRGEV’in açıklamasıyla, vakfa bağış yaptığı iddia edilen ASL İnşaat’ın “savunması” birbiriyle çelişti. 10’a yakın şirketin isminin yer aldığı bağış listesiyle ilgili 21 Şubat’ta bir açıklama yapan TÜRGEV, “Vakfımıza bağışta bulunan hayırseverlere ‘rüşvetçi’ yaftası yapıştırmaya çalışmak, vakıf kültürümüze, özellikle de bu aziz milletin yardımlaşma ve paylaşma duygularına açık bir saldırıdır. Hele ki ‘bunun karşılığında devletin çeşitli kurumlarının ihalelerinin alındığı’ iftirasında bulunmak, en hafif ifadesi ile alçaklıktır” demişti. Biz de bağışçı listesin de dikkat çeken şirketler den birisi olan ASL İnşaat’a TÜRGEV’in açıklamasından bir gün önce sorular yönelttik. “17 Aralık soruşturması kapsamında adı sıkça gündeme gelen TÜRGEV’e yaptığınız 1 milyon TL’lik bağışın gerekçesi nedir? Fatih Belediyesi’nden aldığınız bir yurt ihalesi nedeniyle vakfa bağış yapmanız istendi mi” şeklindeki sorula yaratmaya aday... Tümünün başında Başbakan’ın tek yetkili olacağı bu devletçikler Türkiye’yi ileri demokrasiye değil, diktatörlüğün hafif kalacağı ürkütücü bir yapıya götürmeye gebe. Hükümet daha önceki yasa değişikliklerinde olduğu gibi vitrine özgürlük beklentilerini koydu. Toplum son demokratikleşme paketi ile hapisteki yurtseverlerin çıkıp çıkmayacağını tartışırken, hükümet kamuoyu önünde konuşulmasını istemediği bütün değişiklikleri de yasalaştırmış oldu. Başına “demokratikleşme” tanımının konduğu ilk dört paketten hiçbiri, toplumsal beklentileri karşılamaya yetmedi. Son paketle de yine vitrinde başta beş yıldan fazla hapiste kalanlar olmak üzere, toplum katında tartışmalı davalar nedeniyle cezaevindeki herkesin serbest kalabileceği iklimi yayıldı. Bunun öncekiler gibi aldatıcı değil gerçekçi olmasını bekliyoruz. HHH Son pakette özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasına ilişkin madde de yer alıyor. ÖYM’ler Temmuz 2012’de Meclis’ten geçen paketle birlikte kaldırılmış, yerlerine Terörle Mücadele Kanunu (TMK) çerçevesinde kurulan yeni mahkemeler gelmişti. ÖYM’ler de sadece ellerindeki dosyalara bakacak, bunlar bitince de işlevleri sona ermiş olacaktı. Öyle anlaşılıyor ki 17 Aralık süreci hükümetin yargı hesaplarını altüst etti. Şimdi, hükümeti olumsuz etkileyecek, yolsuzluk operasyonlarını boşa çıkaracak bir yargı oluşturulmaya çalışılıyor. Burada tam yetkili Adalet Bakanı olacak. Adalet Bakanı da Başbakan’a bağlı olarak adım atacağına göre pek çok kritik davada hükmü Başbakan’ın vereceğini söylemek abartma olmaz. Başbakan giderek sertleştirdiği son söylemlerinde içlerindeki şeytanı sonradan gördüklerini, aralarına çetecilerin sızdığını vurguluyor. Bütün bunları da yasadışı bir örgüt zemininde yorumladığı “paralel devlet” adı ile tarif ediyor. Eğer Başbakan samimiyse, başta Ergenekon ve Balyoz olmak üzere kendisinin de kumpasla, hâkim ve savcıların ayarlanarak açılmış olduğunu düşündüğü davalarda tartışmaları bitirecek bir adım atabilir. Samimiyet, bu davaların ikide bir görüldüğü adresi değiştirmek yerine hukuksuz, delilsiz açıldığı gerçeğinden hareket edip dosyaları tümüyle kapatmayı gerektirir. HHH Bütün bunların üzerine MİT Yasası dikiliyor! Zaten tüm operasyonları gizli olan, özel yasası bulunan MİT, şimdi daha özel bir yasayla kimlik ve kabuk değiştiriyor. Hükümetin de daha komisyon aşamasında en kritik maddeleri üzerinde oynamalar yapmasından anlaşılıyor ki, öncekiler gibi bu yasa da apar topar getirilecek. Böylesine tartışmalı yetkilerle donatılmış, özel görevli MİT oluşturmak Türkiye’nin genel çıkarlarına hizmet etmeyeceği gibi orta vadede AKP devletinin çıkarlarına da hizmet etmeyecek. Önceki iktidarlar döneminde, sandıktan önce seçim yasalarını değiştirmek gelenekti. AKP iktidarı ile birlikte seçim yasaları da kesmiyor. Devlet çarkını tümüyle değiştirecek adımlar atılıyor. Deyim yerindeyse icraatı yasalara uygun yapmak yerine yasalar icraata uyduruluyor. Buna devletin çivisi çıkmış demek hafif kalır. İktidar almış eline bir çivi devletin her yerine çakıyor. MÜCADELE KIZIŞTI TÜRGEV’in iki yurdunu yapan şirket Bağışçı listesinde dikkat çeken şirketlerden birisi ASL İnşaat’tı. Çünkü ASL İnşaat, Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu, Fatih Belediyesi tarafından yaptırılan ve TÜRGEV’e devredilen o ünlü yurt binasının müteahhit firmasıydı. Yurdun yapıldığı arsanın 1. derece sit alanında bulunması büyük tartışma yaratmış, 17 Aralık kapsamında gözaltına alınan isimlerden biri olan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de bu suçlamayla ilgili ifade vermişti. AKP’li belediye başkanı Demir’in de TÜRGEV üyesi olması dikkat çekmişti. ASL İnşaat aynı zamanda açılışı Erdoğan tarafından yapılan ve yine TÜRGEV’e ait olan Kartal’daki kız öğrenci yurdunu da yapan şirketti. Cemaatten sendika atağı MUSTAFA ÇAKIR rımıza ASL İnşaat yetkilileri şu yanıtı verdi: “Şirketimiz herhangi bir ihale için TÜRGEV’e bağışta bulunmamıştır. Şirketimiz TÜRGEV’e 06.11.201117.07.2012 tarihleri ara sında Kartal’da kız öğrenci yurdu bina inşaatı yapmış olup, bahsi geçen 1 milyon TL TÜRGEV’den alınan avanstan 10.07.2012 tarihinde iade edilen tu tardır. Ticari ilişki neticesinde cari hesap hareketidir. Fatih Belediyesi’nden ihale almış olduğumuz yurt binası sözleşme tarihi 06.11.2012’dir. Bu ihale ile ilgili idare, TÜRGEV’e bağışta bulunmamızı istememiştir ve TÜRGEV’e bir bağışta bulunulmamıştır. Basına yansıyan konu ise her halde TÜRGEV’in banka hesabına yatan bütün paraların bağış olabileceği gibi yanlış bir değerlendirmeden kaynaklanmaktadır.” ASL İnşaat’ın gazetemize yaptığı açıklamadan bir gün sonra TÜRGEV’in kamuoyuna yapılan açıklamasında, söz konusu ASL İnşaat şirketiyle ilgili böyle bir bilgiye yer vermemesi ise dikkat çekti. Urla villalarında sit rüşveti iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yayımladığı tapelerle yolsuzluk iddialarını gündeme taşıyan “Haramzadeler” isimli Twitter hesabı bu kez de İzmir Urla’da Başbakan Tayyip Edoğan ve ailesi için yapıldığı iddia edilen villalar hakkında yeni bir ses dosyası yayımladı. Ses kayıtları, villaların arazisinin 1. derece sit alanından 3. derece sit alanına dönüştürülmek için 6 üniversite görevlisine 130 bin TL “rüşvet” verildiğini gösteriyor. Kayıtlara göre işadamı Mustafa Latif Topbaş ile 2. yolsuzluk operasyonunda hakkında yakalama kararı çıkartılan, daha sonra ise kaldırılan Oğuzhan Boyacı arasında telefon görüşmesi geçiyor. Boyacı, Topbaş’a, inşaat için arazinin 3. derece sit alanına çevrilmesini sağlayan raporun hazırlandığını, öğretim görevlilerine paranın gönderilmesini istiyor. Topbaş “tamam” diyerek onaylıyor. ‘Hangi cemaat?’ Katillere övgü katledilene küfür İstanbul Haber Servisi Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992’deki katliamı bahane eden ırkçı bir grup, Agos Gazetesi önüne ırkçı bir pankart astı. Hocalı katliamını protesto için Şişli Camisi önünde toplanan grup, “Yaşasın Ogün Samast’lar, kahrolsun Hrant Dink’ler, Azerbaycan’a selam mücadeleye devam Alparslan Türkeş’in askerleri” yazılı pankart açarak Taksim’e yürümek istedi. Şişli’de caddelerde yürüyen grup Osmanbey’deki Agos Gazetesi önünde toplandı. Grup, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de tabanca ile vurarak öldüren Ogün Samast’ı öven söylemlerin olduğu pankartı Agos Gazetesi’nin önüne astı. Aynı grup, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi seçimlerinin yapıldığı Karagözyan İlköğretim Okulu’nun önünden geçerken ırkçı sloganlar attı. Grup ile EMO üyeleri arasında gerginlik yaşandı. Rektör için 2. suç duyurusu KASTAMONU (AA) CHP Kastamonu belediye başkan adayı Mehmet Yıldırım, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Seyit Aydın’ın “üniversitedeki kirli para akışını kestik” açıklamasının ardından, 2. kez suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. İlk suç duyurusu hakkında YÖK’ten soruşturma izni beklendiğini ifade eden Yıldırım, “Elime yeni ulaşan belgede orman fakültesine laboratuvar yaptırılması için kanunsuz, usulsüz, ihalesiz şekilde firmanın biriyle anlaşılmıştır. Borç inkâr edilmiştir. Frma, mahkeme kararı ile 14 bin TL inkâr tazminatı, 35 bin TL alacağını icra ile tahsil etmiştir” dedi. ANKARA Sendikal alanda, hükümetle Gülen cemaati arasındaki başlayan kavga kızıştı. Cemaate yakın olduğu ileri sürülen memur sendikaları, konfederasyon kurdu. Cihan Sendikalar Konfederasyonu (CihanSen) adıyla kurulan konfederasyonla birlikte toplam memur konfederasyonu sayısı 8’e çıktı. CihanSen’in kurulmasıyla ağırlıklı olarak MemurSen’e bağlı sendikalarda olan hizmet kollarındaki yetki dengesinin de değişebileceğine dikkat çekiliyor. MemurSen, AKP’ye yakın olmakla eleştiriliyor. Geçen yıl martta kapanan, ancak 22 Kasım 2013’te u CihanSen’in yeniden açılan Aktif kurulmasıyla EğitimSen’in öncüağırlıklı olarak lüğünde yeni kurulan Ufuk TarımOrmanMemurSen’e bağlı Sen, Ufuk EnerjiSen, Ufuk SağlıkSen, Ufuk sendikalarda olan BüroSen ve Ufuk hizmet kollarındaki YerelSen bir arayetki dengesinin ya gelerek CihanSen Konfederasyonu’nu de değişebileceğine kurdu. Konfederasdikkat çekiliyor. yonun merkezi Ankara olacak. Konfederasyonun genel başkanlığını da Aktif EğitimSen Başkanı Osman Bahçe yürütecek. Yönetiminde şu isimler de yer aldı: Cemalettin Çelik, Bayram Ali Bahadır, Erkan Kocaoğlu, Ahmet Yılmaz, Bülent Kaya, Melik Türedi, Naci Haliloğlu, Yüksel Uluer, Faruk Aslan. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, bağımsız sendikalar dışında 8 memur konfederasyonu bulunuyor. MemurSen’in 707 bin 652, Türkiye KamuSen’in 444 bin 935, KESK’in 237 bin 180, Birleşik Kamuİş’in 40 bin 41 üyesi var. AKP’ye yakın olmakla eleştirilen MemurSen’e bağlı sendikalar, 11 hizmet kolunun 10’unda yetkili. Sadece “kültür ve sanat hizmetleri” hizmet kolunda KESK’e bağlı Kültür SanatSen yetkili. Türkiye KamuSen’in ise yetkili sendikası bulunmuyor. CihanSen ile eğitim de dahil yetki dengesi değişebilecek. Bu arada Gülen cemaatine yakın olduğu ileri sürülen “Pak” isimli işçi sendikaları da kurulmuştu. Önümüzdeki günlerde bu sendikaların da konfederasyon oluşturması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle