02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER AB ve AP yetkilileri, AKP’nin ‘dondurduk’ mesajına karşın HSYK’yi geçirmesinden rahatsız ‘Hükümet bizi kandırdı’ AYŞE SAYIN ANKARA AB yetkilileri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 10 Şubat’taki Brüksel ziyaretinde HSYK yasasını “dondurma” sözü verdiğini belirtip “Önce dondurma sözü verdiler. Ardından HSYK yasasını geçirdiler. Çok şaşırdık” dedi. Brüksel’de temaslarda bulunan CHP heyeti ise başta HSYK, internet düzenlemeleri olmak üzere “yolsuzluklara zırh” niteliğindeki düzenlemeler nedeniyle “Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan kesimlerin sesini yükselttiğini ve bu kesimlerin eline koz verildiği” uyarısında bulundu. AB, hükümetin ‘bu kadar cüretkâr müdahalesi’ni ise Türkiye’de kurumların “çok zayıfladığının” göstergesi olarak yorumluyor. CHP’nin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ile eski AİHM yargıcı da olan İzmir Milletvekili Rıza Türmen’den oluşan heyet AKP’nin “yolsuzluklara zırh” getiren ve yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldıran HSYK düzenlemelerinin Avrupa’daki yansımaların yerinde izle CHP HEYETİNDEN BRÜKSEL’DE TEMASLAR HP’nin Avrupa Birliği Temsilcisi ve Avrupalı sosyal demokrat partilerin Avrupa düzeyindeki partisi olan PES’in yönetim kurulu üyesi de olan Kader Sevinç heyete C eşlik etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevlendirdiği CHP heyeti, Brüksel temasları çerçevesinde AP Türkiye Raportörü RiaOomen Ruijten, AB Genişleme Genel Direktörü Alexandra Cas Granje, Türkiye Masası Başkanı JeanChristophe Filori, AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’un danışmanı ve Türkiye Bölüm Başkanı Giles Portman ile bazı PES temsilcileri ve Avrupa Parlamentosu üyeleri ile görüşmeler yaptı. mek ve partilerinin görüşlerini anlatmak için Brüksel’e gitti. AB yetkilileri, AKP’nin HSYK düzenlemesini, kendilerini de kandırarak Meclis’ten geçirmesinin nedenini ve Türkiye’ye vereceği zararı “tanımlamakta güçlük çektiklerini” ifade etti. CHP heyeti, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stephan Füle’nin, HSYK ve internet yasası konusunda art arda gönderdiği 5 mektupla ilettiği rahatsızlıkları bizzat dinledi. CHP heyetine birinci elden aktarılan ve AB’nin kabul edilen yasalarla ilgili rezervleri şöyle: l Kabul edilen internet yasası ifade özgürlüğüne önemli kısıtlamalar getiri yor. İnternet sağlayıcıların sunulan içeriği ve kullanıcıların tarama geçmişinin 2 yıl boyunca tutulması, aynı zamanda TİB Başkanı’na verilen, yargı kararı olmaksızın 4 saatte internet erişimini durdurma yetkisi, yargı yetkisinin sınırlandırılması anlamına gelmektedir. l Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yeni yapıyla ağır siyasi etki altına giriyor. Bu durum, müzakerelerin temeli olan Kopenhag kriterlerini ihlal anlamına gelir. Bu tür düzenlemeler yapılırken mutlaka Avrupa Konseyi’nden görüş alınmalı. l AB’ye üyeliğin doğal süreçlerinden biri de yasaların AB kurumlarıyla danışı larak yapılmasıdır. İnternet ve HSYK düzenlemeleri de müzakere sürecinin en önemli parçasıdır. Başbakan Brüksel’e geldiğinde, kendisine bu görüşleri ilettik. Hem Başbakanınız hem de yetkili bakanlar buraya geldiklerinde bize HSYK’yi “dondurma sözü” verdiler. Ancak sonrasında hiçbir danışmada bulunmadan, yasayı geçirdiler. AB kurumları olarak hükümetin bunu neden yaptığını, Türkiye’nin demokrasisine nasıl zarar vereceğini tanımlamakta zorlanıyoruz. Bu, AB içindeki Türkiye dostu kesimleri de son derece zor durumda bırakmıştır. l HSYK ve internet düzenlemeleri kadar tartışılması ve görüş alışverişinde bulunulması gereken bir başka konu ise yolsuzluk operasyonuna yapılan müdahaleler. Yolsuzluk operasyonunda görev alan polis müdürlerinin yerinin değiştirilmesi son derece kaygı verici. Türkiye’de yaşanan tartışmaları yakından izliyoruz. Yapılan düzenlemeler konusunda toplumsal mutabakat aranmadığı görüşündeyiz. Bu düzenlemeler yargı bağımsızlığı ve özgürlükler açısından büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Paralel Millet de Var mı? Evet, paralel millet de varmış, ortaya çıktı. Bu millet AKP’ye oy veren paraleldir ki; bir soruya yanıt olarak “evet, yolsuzluk da var, rüşvet de, öğrendik ama oy verdiğimiz partiyi değiştirmeyi düşünmüyoruz” demişlerdir. Böylesine körü körüne sadakat gösterenler oldukça olan bitene şaşılmaz. İkinci paralel, Başbakan söyledi, cemaat paralelidir. Aslında bu oluşuma paralel değil de “ortak payda” demek daha doğru olur ya. Şunca zamandır el birliği, yol birliği yapanlara paralel denmez ki. Hadi işi matematik dersine çevirmeyelim. Sonraki paralel, “ben yerim, başkasına yedirmem” paralelidir ki bu da AKP iktidarına destek olur. Sonraki paralel, ortada görünmeyi seven sorumluluk kaçkınlarının yer aldığı paraleldir: “Al birini vur ötekine, birbirinden ne farkı var, ben oy falan kullanmam” takımıdır ki AKP’nin arayıp da bulamadığı destektir. Bir başka paralel üst düzey çıkarlar paralelidir. “Tamam abi, emrin olur abi, bizim hatamız abi, gözden kaçmış abi, bir daha olmaz abi” paralelidir. “İhale almadık ama verelim de biz de alırız canım”, “emri yapanlar unutulmaz, biz de yolumuzu buluruz elbette” paralelidir ki al gülümver gülüm denklemine girer. “Tek bayrak, tek cumhuriyet” paraleli MHP tabanına yöneliktir ki yeri geldikçe destek olacaklardır. “Ne Türkümne Atatürküm” paraleli geçmişi silme paralelidir ki burada dincilerle etnik kökenciler yer alır. Asıl paraleli ise, dile getirilmeyen “özerk Kürdistan” paralelidir. Neden mi? HHH Paraleller hiçbir zaman buluşmazlar. Trenler bu nedenle çarpışmaz, tren yolları paraleldir. AKP ve cemaat paralel değil, ortak paydadır. Asıl paralel, “özerk Kürdistan” paralelidir ve AKP bunu çok iyi bilmektedir, çünkü eser onlarındır. Dile getiremezler, yaygın tepkiden çekinirler, adını “çözüm süreci” koymuşlardır, doğrusu “çözülme” sürecidir. Proje ABD projesidir, program AKP tarafından yürütülmektedir. Bu durum, Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi projesidir. Paralel millet böylece gözler önüne serilmektedir. HHH Biz hangi paraleldeyiz? Biz, 38. ve 45. paralellerdeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te çizilen sınırlarının içindeyiz. Biliyoruz, görüyoruz, görev başındayız… Günün görevi: GÜÇBİRLİĞİDİR. Güçbirliği: Sandığa gitmek... Oyları birleştirmek... Ülkenin kaderini değiştirmektir... Tarihsel sorumluluk budur... Yargıda gizlilik istihbarat için kalkıyor MİT her şeye ‘hâkim’ olacak ALİCAN ULUDAĞ ANKARA AKP tarafından Meclis’e sunulan teklifle devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suçlara ilişkin soruşturmalarda uygulanan gizlilik, MİT açısından kaldırılıyor. MİT, darbe ve terör soruşturmalarından ifade tutanaklarına her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek ve bunlardan örnek alabilecek. Örneğin 7 Şubat soruşturması bu yasa çıktığında yürütülüyor olsaydı MİT, müsteşarı Hakan Fidan hakkındaki dosyayı alabilecekti. Yargı dernekleri yöneticileri bu yetkiyle soruşturmanın gizliliğinin ihlal edileceğini belirterek “Başbakan, her şeye hâkim olma anlayışını MİT üzerinden gerçekleştirmek istiyor” dedi. Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da MİT ile ilgili yapılmak istenilen değişikliklerin zaten kâğıt üzerinde kalan hukuk devletini iyice ortadan kaldırdığını ifade etti. İki AKP vekilin Meclis’e verdiği MİT Yasası’nda değişiklik öngören teklifin tepki çeken maddelerinden biri “soruşturmaların gizliliğini ihlal” tartışması yarattı. Madde, MİT açısından fiilen soruşturmanın gizliliğini ortadan kaldıracak. MİT, soruşturmanın taraflarının dahi kolayca alamadı ğı belgelere istediğinde sahip olabilecek. Yargı dernekleri yöneticileri, bu maddeyle soruşturmalarda gizlilik kalmayacağı görüşünde. YARSAV Başkanı Murat Arslan, soruşturmanın gizliliğinin evrensel hukukun en önemli ilkelerinden biri olduğunu kaydetti. Arslan, “Her yönüyle sakat bir yasa teklifidir. Bu, kişilerin hukuk güvenliğini de zedeler” dedi. Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin, bu maddeyi, “Hükümetin MİT’e dayalı yeni bir ceza sistemi yaratması” olarak değerlendirdi. Ertekin, “MİT’e verilen bu yetkiyle cemaatin yargı kurumuna dayalı ceza sisteminin yanına, hükümetin MİT’e dayalı ceza sistemi ile karşı karşıya kalacağız. Devlet içinde cephesel konum alınıyor” diye konuştu. Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Eminağaoğlu da hukuk devletinde istihbari birimlerin tüm faaliyetlerinin denetlenebilir olmak zorunda olduğuna dikkat çekti. Eminağaoğlu “Bu düzenlemeler, hukukla açıklanamaz ve hukuk devleti kurallarıyla asla bağdaşmaz. İktidar, yargısal süreçlerde ortaya çıkacak eylemleri için de karartma çalışmalarına zemin yaratmakta, polis devletinin ötesinde korku imparatorluğunu ilan etmektedir” dedi. l MİT’in görev alanı genişledi İstihbarat dışı göreve açık kapı MAHMUT LICALI ANKARA AKP’nin olağanüstü yetkiler verdiği MİT hakkındaki yasa önerisinde yapılan değişiklikle; sınır ötesi görev yetkisiyle birlikte MİT’in istihbarat hizmetlerinden başka hizmet istikametlerine yöneltilemeyeceği hükmünün de kaldırılması, teşkilatın istihbarat dışında farklı faaliyet alanlarına yönlendirilmesine açık kapı bırakılması olarak yorumlandı. MİT, ihtiyaç duyduğu hallerde diğer kurum ve kuruluşlarından alacağı her türlü ekipman ve cihazı bedelsiz olarak devralabileceği gibi geçici olarak tahsis etmesi durumunda kayıt tutmayacak. TBMM İçişleri Komisyonu’nda MİT’e olağanüstü yetkilerle donatan yasa önerisinin görüşmelerinde sert tartışmalar yaşandı. Gece geç saatlere kadar süren komisyonda kabul edilen ve verilen önergelerle şu değişiklikler yapıldı: Kurulun başında başbakan olmayacak: MİT Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’nın başında başbakanın olmasına ilişkin düzenleme tekliften çıkarıldı. Sınırsız belge talebine ‘yasa çerçevesi’: MİT’in kamu kurum ve kuruluşları, meslek kuruluşları, Bankacılık Yasası kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile tüzelkişilerden her türlü bilgi, belge ve veri kayıtlarını alabilmesi, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim altyapısından yararlanması ancak “MİT yasası kapsamında görevlerle ilgili” olacak. Dinleme kararı tek hâkime: Dinleme talebini yapan birimin bulunduğu yerdeki ağır ceza mahkemesinin üyesi yerine, HSYK tarafından belirlenecek Ankara ağır ceza mahkemesinin üyesi MİT’e dinleme kararı verecek. Adli merciler bilgi isteyemeyecek: MİT’e ait herhangi bir belge ve bilgiler devlete karşı suçlar hariç olmak üzere adli merciler tarafından istenemeyecek. HSYK’nin 5 ‘sessiz’ üyesi konuştu: ‘Ayakkabı kutusu’ gözaltısı Yargı bağımsızlığı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Yargı ve yargıyı şekillendiren HSYK’nin, 17 Aralık operasyonunun ardından hükümet ile cemaatin mücadale alanlarından biri haline gelmesi, bu kavganın “tarafı” olmayan hâkim ve savcılarda “Neler oluyor, bize sahip çıkan kimse yok mu” kaygısı yarattı. Ancak HSYK’de bu kavganın dışında olan yüksek yargı kökenli 5 üye, “yargının içine düşürüldüğü durum karşısında çözüm bulmak için tartışmalara müdahil oldu.” Hiçbir grup, siyasi parti ve oluşumun içinde olmadıklarını belirten 5 üye, “Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı dışında bireysel olarak bir kaygımız yoktur” mesajını verdi. 17 Aralık operasyonunun ardından yargıya müdahale etmek isteyen AKP, bunu HSYK üzerinden gerçekleştirmek istedi. Özellikle, hâkim ve savcıları atayan ve yetkilendiren HSYK 1. Dairesi’nin iki üyesinin hükümet lehine değişmesinin ardından hükümet, HSYK üzerinde tam kontrolü sağlamak için kurulda Adalet Bakanı’na geniş yetkiler veren düzenlemeyi Meclis’e sundu, ancak gelen tepkiler üzerine teklif durduruldu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, istediği görevden almaları yapmak için HSYK Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırdı. Ancak cemaate yakın üyelerin boykot etmesi nedeniyle toplantı gerçekleştirilemedi. Buna sinirlenen hükümet, HSYK düzenlemesini bir ge için kaygılıyız cede yasalaştırdı. Bu süreç, hükümete yakın üyeler ile cemaate yakın üyelerin karşı karşıya gelmesine neden oldu. Ancak kurulda bu iki kesimin dışında 5 üye daha vardı. 2010 referandumunun ardından yüksek yargı tarafından HSYK’ye atanan Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Ziya Özcan, Ahmet Karayiğit, Zeynep Kavlak, Ulvi Yüksel’in isimleri ise bu tartışmada gündeme gelmedi. Cumhuriyet’in görüştüğü bu 5 üye, HSYK’ye seçildikleri tarihten bu yana yargının hak ettiği konuma kavuşturulması için doğruları söylemekten geri durmadıklarını söyledi. 17 Aralık sürecinde HSYK’de yaşananlara işaret eden üyeler, “Bu süreçte hiçbir siyasi polemiğe girmediğimiz gibi taraf durumunda da kalmak istemediğimizi belirttik. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarını korumak dışında herhangi bir kaygı ve beklenti içinde olmadan inandığımız bu ilkelerden hareket ederek, yasanın yürürlüğe girmesi halinde doğacak yasal ve fiili sıkıntıları engellemek amacı ile kurul içerisinde yapılan çalışmalara katkıda bulunmaya çalıştık” dedi. 5 üye, hâkim ve savcılara “yargı sahipsiz değildir” mesajı verirken şunları kaydetti: “Gerek yargıç kimliğimiz, gerekse devlet ciddiyeti içerisinde bugüne kadar hiçbir şekilde düşüncelerimiz basın ve yayın kuruluşları ile paylaşılmamıştır. Ancak yargının içine düşürüldüğü durum karşısında çözüm bulma yönünde müdahil olma gereği duyulmuştur.” NİĞDE (Cumhuriyet) Eşi Gülseren Ala ile Bor ilçesine gelen İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP’nin seçim iletişim merkezinin açılışına katıldı. Bakan Ala, katıldığı sohbet toplantısında konuşurken ayağa kalkan Cüneyt Tetik, “ayakkabı kutusu” diye bağırmaya başladı. İşsiz olan Tetik’e müdahale eden korumalar, susturmak için ağzını kapatmaya çalıştı. Gözaltına alınan Tetik, önce toplantının yapıldığı çay bahçesinde bir odaya, ardından da Emniyet’e götürüldü. Tetik ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Hilmioğlu hastaneye yatıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Prof. Fatih Hilmioğlu’nu evinde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Hilmioğlu’nun bugün hastaneye yatacağını aktardı. Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile geçen günlerde sağlık durumu nedeniyle serbest bırakılan Ergenekon davası hükümlüsü Hilmioğlu’nu dün evinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından Kılıçdaroğlu, “Sorunları devam ediyor. Yarın (bugün) hastaneye yatacağını ifade etti. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi ifade ettik. Kendisi, ailesi büyük acılar yaşadı. Silivri’de kalanlar için üzülüyor. İnşallah herkes tahliye olur. Masum insanların hapiste olması doğru değil. Bunu kabul etmek de doğru değil. İnsanın vicdanı sızlıyor. Düşünün, bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisi terör örgütü üyesi diye içeride. Olacak şey değil” açıklamasını yaptı. CHP’den her okulda bir hukukçu İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanlığı, 30 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerde her okulda bir hukukçu görevlendirdi. CHP İBB adayı Mustafa Sarıgül de bir araya geldiği hukukçulara ,“Her okula bir avukat değil her sandığa bir avukat lazım. Sandıklara hâkim olmamız için hukukçu arkadaşlara çok ihtiyacımız var. Sizlere güveniyorum” dedi. ‘Seçimde çıkışı BDP yapacak’ WASHINGTON (ANKA) A&G Araştırma şirketi başkanı Adil Gür, 12 Haziran genel seçimlerine göre AKP’nin 34 puan daha aşağıda olduğunu, ama muhalefet oylarında ciddi bir değişiklik olmadığını belirtirken bugün seçim olsa en büyük sürprizi yapacak partinin BDP olacağını vurguladı. AKP’den giden oyların bir bölümünün BDP, diğer bir bölümününse SP, DP, BBP ve DSP gibi partilere dağıldığını gözlemlediklerini ifade eden Gür, buna karşılık MHP’nin Anadolu’da oyunu artırdığı, ancak büyük şehirlerde, düşük profilli adaylarla oylarını parti dışındaki adaylar arasında paylaştırdığını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle