02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Biz yerinize tweet atarız Başbakanlık tarafından hazırlanan rapor, sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiğini anlatırken devletin vatandaşın temel haklarını hiçe saydığını gösteriyor FIRAT KOZOK DURSUN’DAN TUHAF KABATAŞ AÇIKLAMASI: Özel hayatın gizliliğini ihlal ettiler Haber Merkezi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş’ta yaşananlara yönelik güvenlik kamera görüntülerinin yayımlanmasını değerlendirdi. Dursun, “Özel hayatın gizliliği ilkesinden hareketle kişinin bilgisi olmadan çekilmiş olan bir görüntünün eğer bir kamusal fayda yoksa bunun yayımlanmaması gerekiyordu. Ama yayımlanmasında kamusal bir fayda varsa özel hayatın gizliliği orada son buluyor. Biz o konuyla ilgili henüz bir değerlendirme yapmadık” dedi. Sancaktepe Belediyesi Samandıra Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Medya Paneli”nde konuşan Dursun, televizyon programlarında, izleyicilerden gelen şikâyetleri değerlendirdiklerini belirterek, Şefkat Tepe dizisinde Hz. Muhammet ile ilgili bir sahneye izleyicilerden çok fazla tepki geldiğini belirtti. Dursun, “Şefkat Tepe dizisinde bir sahne nedeniyle vatandaşlardan yoğun bir eleştiri geldi. Şimdi bununla ilgili vatandaşların talebi; ‘Böyle program olur mu? Bu programı derhal kaldırın.’ Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun herhangi bir programı yayından kaldırması gibi bir yetkisi söz konusu değil. Bizim yapabileceğimiz, eldeki kanun koyucunun düzenlemiş olduğu yayın ilkeleri çerçevesinde burada bir ihlal söz konusuysa o ihlale belli bir müeyyide uygulamak” diye konuştu. Dursun, “Dizilerdeki cinsellikten, şiddet ve çocuklar konusunda şikâyet geliyor. Yapımlarda genellikle Türk izleyicisi belli dozda şiddet ve cinsellik içeren programları daha çok izliyor” dedi. Kabataş’ta Z.D. isimli kadına ilişkin kamera görüntülerini yayın ilkeleri açısından değerlendiren Dursun, “Özel hayatın gizliliği ilkesinden hareketle kişinin bilgisi olmadan çekilmiş olan bir görüntünün eğer bir kamusal fayda yoksa bunun yayımlanmaması gerekiyordu” dedi. Hak arayışına tahammül yok İstanbul Haber Servisi Taksim’de önceki akşam polisin aşırı şiddet uyguladığı internet sansürünün protestosu sonucu gözaltına alınan 46 kişi dün adliyeye sevk edildi. Sorguları tamamlanan eylemcilerden 2’si çocuk 3 kişi mahkemeye sevk edildi. Mankemeye sevk edilen 2 çocuk serbest bırakılırken 1 kişi de tutuklandı. Savcı, üzerinde halk arasında “kız kaçıran” olarak adlandırılan maytap çıkan bir direnişçinin “patlayıcı madde” bulundurduğu iddiasıyla tutuklanmasını talep etti. Taksim, önceki gün, bir kez daha demokratik haklarını kullanarak gösteri yapmak isteyen yurttaşlara karşı polis şiddetine sahne oldu. İnternet kullanımını sınır getiren yasayı protesto etmek isteyenlere müdahale eden polis, Taksim ve çevresinde terör estirdi. Beyoğlu gaz bulutu altında kalırken binlerce plastik merminin yanı sıra, TOMA’lardan göstericilerin üzerine tonlarca basınçlı su sıkıldı. Taksim’e çıkmak isteyen gruplara karşı polis, üzerlerine kamera yerleştirilmiş TOMA’lardan basınçlı su sıkarken, insanların üzerine plastik mermi ve gaz bombaları yağdırdı. İstiklal Caddesi üzerinde polis en sert müdahaleyi Demirören Alışveriş Merkezi önünde yaptı. Demirören AVM önünde toplananlara karşı polis, plastik mermi, gaz ve basınçlı su sıktı. “B.E. onurumuzdur” şeklinde slogan atan grup, Demirören AVM’nin kapalı olan kepenklerini açarak içeri sığındı. Polis arkalarında su, gaz, mermi yağdırdı. GalatasarayBeşiktaş maçının ardından, çevredeki kafelerde maç izleyen Galatasaray taraftarları da “Yeter Demirören yeter” sloganlarıyla Demirören AVM önündeki eylemcilere katıldı. Halay çeken gruplar Ali İsmail Korkmaz marşını okudu. Polis ile göstericiler arasında kovalamaca sürerken İstiklal Caddesi üzerinde ateş yakan ve havai fişek atan gruplar, “Hırsız Tayyip Erdoğan”, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Hırsız var” sloganları attı. Olaylar sırasında polisin gazetecileri hedef aldığı, yakın mesafeden attığı plastik mermilerin Çapul TV, Sendika.Org, 7/24, İMC ve Ulusal Kanal muhabirlerine de isabet ettiği öğrenildi. Gezi yine kapandı 19.00’da Taksim’de buluşma çağrısı üzerine çevik kuvvet ekipleri Taksim Meydanı’nı kuşattı. Eylem haberi üzerine Gezi Parkı saat 17.30 sıralarında yurttaşlara kapatıldı. İstiklal Caddesi üzerinden ANKARA Gezi Direnişi ve 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında kamuoyunun aydınlanması noktasında etkin rol oynayan sosyal medyayı internet düzenlemesiyle kontrol altına almaya çalışan hükümet, bu alanda kendi lobisini yapmak için harekete geçti. Başbakanlık 2014 yılı Performans Raporu’nda planlanan çalışmalar arasında sosyal medyanın kamu kurumları tarafından kullanılması da yer alıyor. Buna göre Başbakanlık kurumlar için “Sosyal medya nasıl etkin kullanılır?” başlıklı kitapçık için kolları sıvadı. Başbakanlık 2014 yılı Performans Raporu’nda sosyal medyanın kamu kurumları tarafından kullanılmasını düzenleyen bir rehberin hazırlanması yer aldı. Rapora göre, bu yıl içerisinde eDevlet hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin temel politikalar ve eylem planı da belirlenecek. Bilgi Toplumu Stratejisi çerçevesinde kayıtlı elektronik posta altyapısıyla entegrasyon sağlama ve hukuki altyapıyı oluşturmakda hedefler arasında yer alıyor. Gezi eylemlerinde sosyal medyanın gündem oluşturma gücünü gören hükümet, bir dizi önlem almıştı. İlk olarak AKP Genel Merkezi ve bakanlıklar bünyesinde sosyal medya takip ekipleri oluşturulmuştu. Bu ekip içerisinde yer alan kamu görevlilerinin sosyal medyada yer alan mesajları zaman zaman tartışma konusu olmuştu. Başbakanlık 2014 Yılı Performans Raporu’nda, 2014 yılı içerisinde yapılması hedeflenen konular arasında, yükseköğre timde bağımsız ve özerk bir kalite güvence sistemi oluşturulması, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve hareketliliğini artırmaya yönelik uluslararası programların yaygınlaştırılması da yer alıyor. Grup Yorum tutuklu öğrenciler için çaldı Grup Yorum üyeleri, DevGençlilerin Cevahir AVM önünde tutuklu 2 bin 785 öğrencinin serbest bırakılması istemiyle başlattığı açlık grevi ve çadır direnişi eylemine dün destek verdi. Üyelerine konulan yurtdışı yasaklarının kalkması istemiyle 10. gündür açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri, DevGençlilerle birlikte Kazova DİH Mağaza Kültür Merkezi’nden “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarını atarak Cevahir AVM önüne kadar yürüdü. Burada açıklama yapan DevGenç üyelerinden biri Grup Yorum üyelerine desteğinden dolayı teşekkür ederek “Parasız, bağımsız, nitelikli eğitim için 5 gündür açlık grevindeyiz. Öğrenciler tutuklanıyor, hapishanelere konuyor. Gençlerin düşünmesi engellenmek isteniyor. Bize karşı polis, 4 günde 27 saldırı gerçekleştirdi. Arkadaşlarımız dövüldü, kemikleri kırıldı. Tutsak öğrenciler serbest bırakılsın. Bu saldırılar 27 değil, 50 saldırı da olsa direnmeye mücadeleye devam edeceğiz. Baskılar, gözaltılar, tutuklamalara karşın geri adım atmayacağız” diye konuştu. Açıklamanın ardından eylem halaylar ve şarkılar eşliğinde devam etti. (HAZAL OCAK) Kamuda etkin denetim Başbakanlık tarafından sivil toplum örgütlerine yönelik çerçeve bir mevzuat hazırlanması da öngörülüyor. Daha önce gündeme geldiğinde işçi sendikalarının yoğun tepkisini alan kamu personel sisteminde esnek çalışma modelinin bu yıl içerisinde uygun görülen kuruluşlarda uygulanması öngörülüyor. Rapora göre, genelge ve yönetmeliklere uygun hareket eden kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetlerinin Sayıştay tarafından kanuna uygunluk bakımından denetlenmemesine yönelik düzenleme yapan iktidar ayrıca, kamuda etkin denetim için Sayıştay’ın uygulama altyapısının güçlendirilmesi başlığına da yer verdi. Rapora göre Başbakanlık bu yıl için belirlediği 7 adet performans hedefi için 752 milyon TL harcayacak. 2014 bütçe ödeneği toplam 933 milyon 821 bin TL olan Başbakanlık, bu paranın 141 milyon 107 bin TL’sini genel yönetim giderleri, 40 milyon 600 bin TL’sini de diğer idarelere transfer edecek. İçerisinde sosyal medyanın etkin kullanımı da yer alan “Bilgi ve iletişim teknolojilerinden ileri düzeyde faydalanılarak hizmet etkinliğinin artırılması” başlıklı performans hedefi için yıl boyunca 14 milyon 590 bin TL harcanacak. işçisinin yanında İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri, 2 hafta önce taşeron çalışma düzenine hayır diyerek, insanca yaşam için ücret istemiyle direnişe başlayan ve fabrikayı işgal eden Hadımköy’deki Greif Çuval işçilerine destek ziyaretinde bulundu. TGS, Greif işçilerinin mücadelesini desteklediğini belirterek “Taleplerinizin sonuna dek arkasındayız” mesajı verdi. TGS Genel Merkez ve İstanbul Şube yönetimi üyeleri, “Greif işçilerinin yanındayız” pankartı açtı. DİSK’e bağlı Tekstil Sendikası’nda örgütlü işçiler, DİSK/Tekstilİş Esenyurt Bölge Temsilcisi Engin Yılgın ve işyeri temsilcisi Ferhat Alsaç ile görüşen TGS yönetimi, işçilerin taleplerini dinledi. Hadımköy’deki fabrikada 800’e yakın çalışanın bulunduğunu anımsatan işçiler, bunlardan yaklaşık 500’ünün taşeron çalıştırıldığını söyledi. İşçiler, işçilerin 1 yıl önce Tekstil Sendikası’nda örgütlenmeye başladığını ve yüzde 80’e yakınının sendikalı olduğunu kaydederek “Bizler taşeron çalışmanın sona ermesini ve işverenin toplu sözleşme masasına oturarak taleplerimize kulak vermesini bekliyoruz, insanca yaşanacak ücretler ve çalışma ortamı talep ediyoruz” dedi. Gazeteciler Greif Kaleli’nin ‘dublörü’ kim? Bursa Milletvekili Sn. Sena Kaleli’nin kız kardeşinin adı Sema Kaleli olarak yazılmıştır. Kaleli soyadı Sena Hanım’ın eşinin soyadıdır. İkizi Sema Hanım’ın soyadı Kaleli değildir. Sena ve Sema Hanımlar rahmetli Kamil Koç’un kızlarıdır. Koç, kızlık soyadlarıdır.Bilginize sunulur. Dr. Sedat Aksın Okurlardan kısa kısa Olaylar ve Görüşler sayfası Cumhuriyet’in 2. sayfasındaki yazarları internet sitenizden okuyamıyoruz. Bunun bir çözümü yok mu, diğer yazarlar gibi onları da okuyamaz mıyız? E. Sefa Onur Hepsi de dozer mi? 19 Şubat 2014 tarihli Cumhuriyet’in ilk sayfasında “Ne çektin be Fethiyespor” başlıklı haberde (başlık da pek olmamış ama) dozerin ne olduğunu biliyor mu yazan? Her gördüğü iş makinesine dozer diyenler, biraz sözlüğe filan baksalar. Sacit Renda Basın Özgürlüğüne İnternet ve MİT Darbesi Vakayı adiyeden oldu diye alışacak mıyız? Başbakan muhabirleri azarlıyor, sorulara kızıyor, telefona sarılıp haber, altyazı değiştiriyor, gazete patronlarına yazarlarla ilgili akıl veriyor, “tavsiyelerde” bulunuyor. Yalnızca bakanları, bürokratları aracılığı ile değil, kimi zaman doğrudan müdahale ediyor. Mizah konusu oluyor. Ama durum gerçekte ciddidir. İnternet yasası ardından MİT yasası basın özgürlüğünü kâğıt üzerinde bile bırakmayacak bir düzenleme olarak karşımızda. Cumhuriyet gazetesi de haberciliğini, haber kaynaklarını, basın özgürlüğüne fiili darbelerden kendini korumak için önlemler almak zorunda hissediyor. Cumhuriyet okurları gazetemizin aldığı önlemleri okumuşlardır. Ama bu konu yalnızca Cumhuriyet gazetesinin değil, şimdi kendilerini ölçülü ya da ölçüsüz hükümete yakın hissedenler de dahil tüm medyanın sorunudur. Özgürlüğe, habere değer veren yayın organlarının bu saldırı karşısında neler yapabileceklerini düşüneceklerinden hiç kuşku duymuyoruz. Ve en önemlisi, bu saldırı aynı zamanda ve her şeyden önce okurların, izleyenlerin haklarına bir saldırıdır ve onlar da okudukları, dinledikleri, izledikleri medyayı bu saldırı karşısında yalnız bırakmayacaklardır. Kuzey Kore haberiniz Geçen günlerde gazetede ve internet sitesinde “flaş haberler” arasında, Kuzey Kore’yle ilgili beni epeyce rahatsız eden bir haber çıktı. “Okur temsilcisi” olman dolayısıyla da doğrudan sana yazayım dedim. Haber halen, “dünya” bölümündeki haberler arasında duruyor. Sanırım tek rahatsız olan ben değilim. Haberin başlığı ve içeriği bir yana, hazırlanışındaki baştan savmalık seziliyor. Haberde sözü edilen BM raporuna haydi, o kadar sayfayı okumayı kimse göze alamadı diyelim şöyle bir göz atmak da mı akla gelmedi? Dil bilen o kadar adam var. Tamamı bir yana, ilk 1015 sayfası okunsa, ne menem bir “yem” olduğu rahatlıkla görülebilirdi. Yazık! Bir de haberin giriş cümlesinde yer alan, “...bir yılı aşkın bir soruşturmanın ardından...” bilgisi de raporun kendisi tarafından yalanlanıyor. Okursanız görürsünüz (sf.10, paragraf 28 ve 31). Bir Nasrettin Hoca çıkıp da şöyle sorarsa hiç şaşırmayın: “Michael Kirby’e inanıyorsun da Z.D’ye neden inanmıyorsun?” Kolay gelsin. Celil Denktaş hasta tutuklu eylemi İstanbul Haber Servisi Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyeleri, F tipi cezaevilerinde sağlık sorunu yaşayan 162’si ağır, 544 hasta tutuklu ve hükümlünün durumuna dikkat çekmek için Galatasaray Lisesi önünde yarım saat oturma eylemi yaptı. Hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması gerektiğini belirten grup, 1 Mart Cumartesi gününden itibaren her cumartesi saat 19.00’da Taksim Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne yürüyeceklerini ve yarım saatlik oturma eylemi yapacaklarını kaydetti. Grup adına yapılan açıklamada, F tipi cezaevlerinin 2000 yılında açıldığı ve 2013 yılına dek 2 bin 304 tutuklunun yaşamını yitirdiği anımsatılarak “Katil AKP iktidarı emperyalizmin ‘sessiz imha politikasını’ F tipi hücrelerde harfiyen uyguladı ve sonuç, sessiz sedasız katledilen 2 bin 304 tutsak oldu” denildi. Açıklamada, “Birlik olur ve istersek kör kuyulardan 162 hasta tutsağı çekip alabiliriz. TAYAD’lı ailelerin başlatmış olduğu kampanya hepimiz içindir. 28 Şubat günü Gazi Mahallesi Dörtyol’da Sultan Düğün Salonu’nda ilkini gerçekleştireceğimiz ‘Hasta tutsaklar serbest bırakılsın’ gecemize herkesi bekliyoruz” denildi. TAYAD’lılardan Fener başka Emre başka Sayin Bedri Baykam’ın 17.2.2014 tarihli gazetemizde bir gün önce oynanan FB maçı ile ilgili değerlendirmesini okudum. Kendisine bir sanat eri ve bir yazar olarak saygı duyuyorum. FB’nin günümüzdeki dik duruşunu da bir Sarıyer taraftarı olarak alkışlıyorum. Ancak Sayın Baykam’ın söz konusu yazıda Emre’ye methiye düzmesini yadırgıyorum. Aynı sayfanın hemen yan sütünunda adı geçen oyuncunun rakip ekibe ve çok saygın hocasına sarf ettigi sözler sergilenmekte. Türk sporunu böyle düzeysizliklerden temizlemek hepimizin, basta Sayın Baykam gibi gerçek aydınlarımızın görevidir. Saygılarımla. Ramazan T. Bayer Düzeltme desteği Sayın yetkili, aramıza yeni katılan Sayın Nevzat Aydoğdu’ya “hoş geldin” diyoruz ve 16.02.2014 tarihli yazıdaki hataları yazmadan geçemiyoruz. 1 İlk satırdaki “cumhuriyet”, “Cumhuriyet” şeklinde, 2 Dördüncü paragraftaki “Bardakçı koyu”, “Bardakçı Koyu” şeklinde, 3 Beşinci paragraftaki “gorevlisi”, “görevlisi” şeklinde, 4 Beşinci paragraftaki “yarışmacılarımıza kolaylıklar diliyorum”, “yarışmacılarımıza başarılar diliyorum” şeklinde, 5 Yedinci paragraftaki “damle kazandı”, “damla kazandı” şeklinde, 6 Yedinci paragraftaki “Çünkü Sonradan”, “Çünkü sonradan” şeklinde olması gerekmez miydi? Kuşkusuz bu eleştiri aynı zamanda düzeltme servisine de yararlı olabilir. Saygılarımla. Ali Durmaz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle