06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2014 PAZAR 8 HABERLER barajların yanı sıra tarımda da alarm zilleri çalıyor Hava sıcaklıklarındaki olağandışı artış nedeniyle GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Tarımda endişe! MUSTAFA ÇAKIR ÇYDD’den 6. Anıtkabir buluşması n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Gençlik 6. Anıtkabir Buluşması’nı gerçekleştirdi. Derneğin tüm şubelerinden gençlerin katıldığı buluşmada Atatürk’e bağlılık ifade edildi ve “teslim olmadık, boyun eğmedik” mesajları verildi. ÇYDD’nin bu yıl 6.’sı düzenlenen Çağdaş Gençlik Anıtkabir buluşmasına derneğin tüm şubelerinden yaklaşık bin genç katıldı. Aslanlı yol yürüyüşü ve mozoleye çelenk konulmasının ardından ÇYDD Çağdaş Gençlik adına Gökhan Acer, Anıtkabir defterine gençliğin düşüncelerini yazdı. Cilvegözü Kapısı geçişlere açıldı n HATAY (Cumhuriyet) Suriye’nin BabelHava Sınır Kapısı yakınlarındaki çatışmaların yoğunlaşması ve bölgedeki yaklaşık 5 bin sivilin tahliye çalışmaları nedeniyle 17 Şubat’ta geçici olarak kapatılan Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı giriş ve çıkışlara yeniden açıldı. Taşıdıkları yardım malzemeleri ve ticari ürünleri ara bölgede Suriye tarafından gelen araçlara aktarmak için bekleyen TIR’lar, kontrollü şekilde kapıdan geçmeye başladı. Sınır kapısının geçici olarak kapatılmasının ardından 5 sıra halinde oluşan TIR kuyruğu, ilçe merkezine kadar yaklaşmıştı. ANKARA Hava sıcaklıklarındaki olağandışı yükseliş barajların yanı sıra tarımı da vurdu. Türkiye’nin tahıl ambarlarında alarm zilleri çalıyor. Çaresiz kalan çiftçi Adana’da buğday tarlalarını sürüp yeniden ekti. Gaziantep’te fıstık ağaçlarındaki filizlenmeyi durdurmak için ilaç sıkılıyor. “Bıçak sırtındaki” Konya’da ise buğdaylarda bir aylık “gelişme geriliği” var. 15 gün içerisinde yağmur yazmazsa çiftçi yandı. Ziraat Mü hendisleri Odası (ZMO), Türkiye’de yaşanan kuraklı ğın tarıma etkilerini gazetemize değerlendirdi. ZMO Başkanı Turhan Tuncer, ilkbahar yağışlarındada umutsuz olduğunu, bir an önce tarıma yeterli bütçe ayrılarak önlem alınmasını istedi. Tuncer, “salma sulama” yerine, daha tasarruflu olan damlama sulamaya geçilmesini önerdi, ancak bunun için kaynak gerektiğini söyledi. Buğdayın yetersiz olmasının ekmek fiyatlarına yansıyacağına dikkat çeken Tuncer, samanın azlığı nedeniyle de hayvancılığın olumsuz etkileneceğini vurguladı. ‘Verim yüzde 7080 azalacak’ ZMO Adana Şube Başkanı Semih Karademir: Adana’nın bir ova, bir da dağ tarafı var. Ovada buğday çimlenmediği için sürüp yeniden ekenler oldu. DSİ’nin su bırakmasıyla buğdaylar çimlendi. Ancak çimlenme yetmiyor. Bir tohum atarsınız 34 tane “kardeş” yapar. Yani bir tohumdan 3 başak çıkar. Biz buna “kardeşlenme” diyoruz. Çimlenmenin ardından “soğuklama” ihtiyacını karşılayamadığı için buğday “kardeşlenme” yapamadı. Verim yüzde 2530 düşecek. Dağ tarafından ise durum çok daha vahim. Aralık ayında sulama şansı yok. Doğal yağış beklenmek zorunda. Ancak doğal yağış olmadı. Sürüp tekrar ekme şansı da yok. Burada verim yüzde 7080 azalacak. Adana genelinde buğday rekoltesi yüzde 40 düşecek. Adana’da buğday üretimi normalde 1 milyon ton. Ancak bu yıl 600 bin ton civarında olacak. Sulama ve gübreleme nedeniyle maliyet artacak. Normalde Adana’nın yağış ortalaması 640 milimetre. Geçen yılki yağış ise 415 milimetre. 2014’te şimdiye kadar 100 milimetre yağış oldu. İlkbaharda yağış olmazsa ayçiçek üretiminde de rekolte düşüklüğü olacak. n MUŞ (DHA) Muş’un Bulanık ilçesindeki Banoki aşiretine mensup 13 yaşındaki Serhat Kiğa, Bulanık ilçesindeki bir internet kafeye gittikten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Polis ve jandarmanın başlattığı aramalara destek için aşiret mensupları da çevre köy, ilçe ve illere giderek Serhat’ı aramaya başladı. Aramalar sonucunda Serhat’ın cesedi BulanıkMuş karayolunda inşaat halindeki bir binada oyun oynayan çocuklar tarafından bulundu. Cesedini çocuklar oynarken buldu Adana’da feci kaza: 2 ölü, 15 yaralı ‘ÇİFTÇİ ÜRÜN KAYBI YAŞAYACAK’ ZMO Gaziantep Şube Başkanı Kenan Seçkin: Burada ana geçim kaynağı antepfıstığı. “Yalancı bahara” aldanan fıstık ağaçlarında “mevye gözleri”, taze sürgünler erkenden çıkmaya başladı. Bademler de çiçek açtı. Daha şubattayız. En küçük bir soğukta, don halinde sürgünler, mevye gözleri kurur. Çiftçi, sürgünlerin dondan zarar görmemesi için çiçek, tomurcuk geciktirici çeşitli kimyasallar kullanarak önlem almaya çalışıyor. Biz de bunu öneriyoruz. Aksi takdirde çiftçi ürün kaybı yaşayacak. ‘KONYA’DA BIÇAK SIRTINDAYIZ’ ZMO Konya Şube Başkanı Celil Çalış: Konya’da bıçak sırtındayız. Kar yağışı olmadı. Yağmurlar da 5 aylık sürede değil de yüzde 70’i ocakta yağdı. Şu anda tahılda bir aylık “gelişme geriliği” var. Bu dönemde ve nisanda yağış alabilirsek uygun gübreleme ile verim kaybını minimuma indiririz. Ancak 15 gün içinde mevsim yağışlarını alamazsak tarımsal kuraklık kapıdadır. Bakanlık bir an önce önlemleri düşünmeye başlamalı. Çiftçilerin borçlarını, ihtiyaçlarını karşılamada gerekli desteği vermeli. n ADANA (DHA) Adana’nın Ceyhan ilçesinde, ön sol lastiği patlayınca kontrolden çıkan yolcu midibüsünün karşı şeride geçip TIR’a çarpması sonucu meydana gelen kazada 2 kişi öldü, 3’ü Suriye vatandaşı 15 kişi de yaralandı. Yaralılar arasında bulunan Suriyeli bir kadının ise 7 aylık hamile olduğu bildirildi. Kazada yaralananların, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Ceyhan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı bildirildi. n İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde bugün seçim var. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 42. Dönem Olağan Genel Kurulu seçimi Karaköy’deki şube binasında gerçekleştirilecek. Seçime Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar tek liste olarak giriyor. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin 39. Olağan Genel Kurulu’nun seçimleri de Şişli’deki Karagözyan Yetimhanesi İlköğretim Okulu’nda yapılacak. Seçimde mevcut Başkan Beyza Metin’in “Demokrat Mühendisler” listesi, Meslekte Birlik Grubu ve Değişim Grubu’nun listesi ile yarışacak. mitinglerinde konuşmakla kalmıyorum; ara mahallelerde, pazaryerlerinde, esnaf sokaklarında insanların elini sıkıp yüz yüze konuşuyorum. Toplumun çok büyük bir dilimi olup bitenlerin farkında. Kafalarında hep şu soru var: Hapistekiler ne zaman çıkacak? Ben de onlara yargılamaların yargılama olmadığını, mahkemede uygulanan yasaların hukukla ilişkisi olmadığını anlattıktan sonra benim de özgürlüğümün yarım olduğunu vurgulayıp şöyle sesleniyorum: “Sizlerin vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle halen hapiste tutulan tüm yurtseverler serbest olduğu gün ben de kendimi özgür hissedeceğim. O güne dek benim de özgürlüğüm yarımdır. Bir gün bu sokaklarda Tuncay Özkan’lar, İlker Başbuğ’lar, Engin Alan’lar, Mehmet Çelebi’ler, Deniz Yıldırım’lar da özgürce yürüyecek, işte o gün biz de özgürlüğümüze kavuşmuş olacağız.” Özel olarak düzenlenmiş toplantılar bir yana, rastgele sokaktaki insanların da kimi bu beklentiyi selamlıyor ve bir an önce olsun artık diyor. HHH Perşembe gününe dek bu isimlerin arasında Fatih Hilmioğlu’nu da sayıyordum. Fatih Hoca demir parmaklıkların ardından perşembe gecesi çıktı. İlk özgür konuşmamızı o gece yaptık. Şimdi yarım özgürlüğümüz bir arttı. Fatih Hoca’nın çıkışta yaptığı konuşma, hastalığının ancak bedenine hasar verebildiğini, ruhunda tüm yurtseverler için özgürlük arayışındaki kararlı direncinin devam ettiğini gösteriyordu. Anadolu’da tek tek insanlara dokunarak, onlara sarılarak adalet arayışının yanı sıra, güzel bir gelecek kurmanın hayallerini de paylaşıyorum. Onlardaki umutlu arayışı gördükçe benim umudum daha da katlanıyor. Günde 1718 saate varan çalışmam yine de beni tatmin etmiyor. Anadolu buluşmalarında sütunlara sığmayacak “karşılaşma anıları” biriktiriyorum. Bunlardan beni en çok etkileyenlerden birini paylaşmadan geçemeyeceğim. 19 Şubat Çarşamba günü Afyon’a giderken, Emirdağ, Çay, Şuhut üzerinden bir yay çizmemizi önerdiler. Tamam deyip yola çıktık. Arada bir belde daha vardı. Geç kalmayı göze alarak mutlak buraya da uğramalıyız dediklerinde yüzlerinde “hayır derseniz kesinlikle olmaz” ifadesini görünce elbette dedik. Sultan Dağları eteğinde 3 bin nüfuslu Karaadilli beldesine girdik. Kasabanın meydanı silme kadın doluydu. Ellerinde bayraklar olağanüstü bir coşku içindeydiler. Erkekler meydana giremeyince iki taraftaki yükseltilerde mitinge kenardan katıldılar. HHH Orta Anadolu’nun klasik kadın giysileri içinde 15’inden 85’ine kadar onlarca kadına hitap ederken içimden gelen coşkuyla şöyle seslendim: “Bu memleket için, sizler için, 5 yıl değil 50 yıl da yatılır...” Kadınlar sık sık sözümü kesip bağırıyorlardı: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz... Kendilerine gemi liman, halka din iman... Yurtseverlere özgürlük...” Erkekler de biraz kenarda, onların coşkusuna ayak uyduramamanın ezikliği ama mitinge katılmanın heyecanıyla sloganlara el çırparak katılıyorlardı. Açıkhava toplantısının sonrasında hemen yandaki kahvede haşhaşlı ekmekle çay içerken dışarıdan kadınların sesleri yükseliyordu: “Balbay halaya... Balbay halaya...” Çayı yudumlayıp aralarına katıldım. Kasabadan bizi uğurlayıncaya dek coşkularını eksik etmediler. Bir kez daha inandım ki; kadınların arkasında durduğu hiçbir istek susturulamaz, unutturulamaz, geri çevrilemez. Odalarda seçim var Uzmanlar kuraklık beklentisinin psikolojiyi bozduğunu belirtti Susuzluk korkusu hasta ediyor İstanbul Haber Servisi Son dönemlerde yağışların beklenen düzeyde olmaması Türkiye’de kuraklık riskini gündeme getirirken, psikiyatristler kuraklık korkusunun suya bağımlı insanların psikolojisini doğrudan etkilediğini, bunun kişide kaygıya neden olduğunu vurguladılar. Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, kuraklık korkusunun suya bağlı insanları etkileyebileceğini belirterek, “Su hayatın vazgeçilmezidir. Sadece doğrudan vücudun ihtiyacı olarak değil dolaylı katkıları ile de alternatifsizdir. Bu kapsamda tüm canlıların suya bağımlı olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Durumun madde bağımlılığındaki gibi olmasa da yokluğunda ortaya çıkan sonuçları itibarıyla benzer özellikler taşıdığını kaydeden Evrensel, şunları söyledi: “Kuraklık yaşanması ihtimali insan psikolojisi üzerinde kaygı verici bir gelişme olarak algılanabilir. Gelişmelerin olumsuz olacağı düşüncesi ile panik yapılabilir. Olayları felaketleştirme eğiliminde olan, her zaman olumsuzu gören, kötümser insanlarda kaygı düzeyi yükselebilir. Ancak gelişmeleri gerçekçi düzeyde değerlendirmek gerekir. Herhangi bir olumsuzluk ihtimali, riskin yüksek olduğu anlamı taşımaz. Risk ne oranda ise o oranda, gerçekçi ölçüler içinde kaygılanmalı ve tedbir alınmalıdır.” ‘Bayrak propaganda malzemesi değildir’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir il örgütü, AKP’nin Türk bayrağını seçim malzemesi olarak kullandığını belirterek, konuyla ilgili valiliğe şikâyet dilekçesi verdi. AKP’nin, Gazi Osman Paşa Caddesi ile Şair Eşref Bulvarı’nın birleştiği kavşakta, parti ve genel başkan bayraklarının yanına Türk bayrağı da astığı belirtilen şikâyet dilekçesinde, “Türk bayrağı milletin ortak değeridir. Yasalar ve YSK’nin yasakları çerçevesinde de seçim propagandası malzemesi olarak kullanılamaz” denildi. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle