03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Suriye’de 1.5 yıldır kuşatma altındaki Humus kentine giden BM ekibine ateş açıldı Yardım konvoyuna saldırı Dış Haberler Servisi Suriye’nin 1.5 yıldan bu yana bombardıman altında bulunan Humus kentine insani yardım götüren ve aralarında Suriye Arap Kızılayı’nın da bulunduğu BM gözetimindeki konvoy havan saldırısına uğradı. Saldırıda yaralananlar olduğu, ancak can kaybının yaşanmadığı belirtilirken Suriye Arap Kızılayı yetkilileri saldırıda araçlarının zarar gördüğünü ve bir şoförün yaralandığını açıkladı. Cenevre görüşmelerinin ardından varılan anlaşma gereği, muhaliflerin kontrolünde bulunan Humus’ta insani yardım faaliyetleri için üç günlük ateşkes ilan edilmişti. İnsani yardımların ulaşması için çatışan taraflar arasında ilan edilen ateşkesin ikinci günü olan önceki gün bozulması anlamına gelen saldırının sorumluluğunu üstREUTERS BM gözetimindeki yardım ekipleri uğradığı saldırıya rağmen Humus’a girdi. BM yardım faaliyetlerini sürdürmekte kararlı. Harabeye dönen kentten 83 sivilin otobüslerle Humus dışına çıkarıldığı bildirildi. Kentte 2 bin 500 kişinin mahsur kaldığı tahmin ediliyor. Suriye Kızılayı, BM ile işbirliği yaparak kentte muhaliflerin denetimindeki bölge lerde mahsur kalanlara gıda malzemesi, su ve ilaç ulaştırmaya çalışıyor. İnsani yardım konvoyunun saldırıya uğramasına BM’den tepki geldi. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinatörü Valerie Amos, konvoya yönelik saldırının kendilerini yıldırmayacağını söyleyerek kentin tarihi bölümüne yardım ulaştırılması için ilan edilen 3 günlük ateşkesin bozulmasından ötürü üzgün olduklarını belitti. Amos, “Bu olaylar, sivillerin ve yardım görevlilerinin Suriye’de karşı karşıya olduğu tehlikelerin en çarpıcı örneği. BM elinden geleni yapmaya devam edecek ancak güvenlik garantisi isteyeceğiz” dedi. Bugüne Nasıl Geldik? Hükümet, 2002’de ABD’den ve AB’den destek alarak iktidara geldi. AKP, BOP’un uygulanmasına ortak oldu. Ancak bu işbirliğinde, “Ankara’nın içerde ve bölgede İslamcı yapılanmalara yol açan politikası” ABD, AB ve İsrail’e zarar vermeye başladı. İçerde “İslami yaşam tarzını esas alan uygulama ve baskılar” ABD ve Avrupa’da büyük kuşkular yarattı. Çünkü Türkiye “Batı’ya yaklaşıyor sanılırken Batı’dan ve çağdaş değerlerden uzaklaşıyordu”. Cumhuriyet’in 90 yıllık “sentezci geleneği” tersyüz edilmeye başladı. Oysa Türkiye Cumhuriyet döneminde, esas itibarıyla, “Avrupa’nın çağdaş değerlerini benimseme amacına yönelmişti”. Kadınerkek eşitliğinden kılık kıyafete, eğitim sisteminden sanata, hukuk düzeninden sivil toplum örgütlerine kadar çabalar bu yöndeydi. Son 56 yıldaki uygulamalar bu felsefe ve uygulamalarla bağdaşmıyordu. BM: Devam edeceğiz lenen olmazken, Esad yönetimi ve muhalifler birbirini suçladı. BM’nin insani yardımın güvenliği konusunda Suriye rejimi ile görüşmelerini sürdürdüğü belirtilerek Humus’taki sivillerin cuma günü tahliye edilmeye başlandığı kaydedildi. ANKARA KIBRIS MUTABAKATINDAN MEMNUN ‘Garantörlük masada’ DUYGU GÜVENÇ Ankara’nın ‘kendi sistemini kurması!’ ANKARA Kıbrıs’ta bu hafta başlayacak müzakereler için yapılacak ortak açıklamada “garantörlük” hakkı yer almazken, Ankara, “Bu, görüşmelerin ayrı bir başlığı. Olmazsa olmaz şarttır” görüşünde. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile telefonla görüştü. Davutoğlu, Venizelos ile yaptığı görüşmede, Kıbrıs Rum ve Türk taraflarının temsilcilerinin ilk görüşmesinin ardından, karşılıklı, eşzamanlı ve eşit statüde yapılması planlanan ziyaretin de hemen gerçekleşmesini istedi. Diplomatik kaynaklar, metinde garantörlük hakkına değinilmediğinin anımsatılması üzerine, “Bu görüşmelerde masaya gelmeyecek anlamını taşımaz. Garantörlük zaten görüşmelerde ayrı bir başlık” dedi. Yetkili, garantörlük hakkına metinde değinilmemesinin Türkiye için bir kayıp olmayacağını belirtti. Öte yandan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün katıldığı bir televizyon programında, taraflar arasındaki mutabakattan Ankara’nın memnun olduğunu söyledi. Umrede yangın Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan’ın Medine kentinde, umreye giden Türklerin kaldığı bir otelde elektrik kontağından çıkan yangında, dumandan zehirlenen 17 kişi hayatını kaybetti, 130 kişi de hastaneye kaldırıldı. Ölenler arasında Türk olmadığı bildirildi. İşrak el Medine otelinin alt katlarında başlayan yangın sırasında dumanın üst katlara ulaşması üzerine çok sayıda müşteri otelin terasına çıkarak kurtarılmayı bekledi. İtfaiye ekiplerine bir helikopter de yardımcı olurken, çevrede toplanan kalabalık, kurtarma ve söndürme çalışmalarının aksamasına yol açtı. Yangının söndürülmesi yaklaşık iki buçuk saat sürdü. REUTERS u Medine’de umreye giden Türklerin de kaldığı otelde çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında Türk yok. Medine Valisi Prens Faysal bin Salman bin Abdulaziz’in emri üzerine yangının yayılması ihtimaline karşı çevredeki diğer oteller boşaltıldı. Yetkililer, yangına oteldeki bakım çalışmaları sırasında meydana gelen elektrik kontağının neden olduğunu duyurdu. Ölenlerin çoğunun Mısırlı olduğu açıklanırken, ölenler arasında Türk vatandaşı bulunmadığı, ancak yaralılar arasında bir Türk buDış Haberler Servisi Rusya’da Soçi Kış Olimpiyatları sürerken güvenlik endişelerini artıran bir olay daha yaşandı. Ülkenin doğusundaki Sahalin Adası’nda katedrale giren bir kişi ateş açınca, biri rahibe 2 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi de yaralandı. Rus Interfax haber ajansı, ülkenin en büyük adasında meydana gelen olayda yaralananların hayati tehlikesi bulunmadığını bildirdi. Yetkililer, yakalanan saldırganın özel bir güvenlik şirketinde çalıştığını, akli dengesinin yerinde olup Hükümet ABD’nin Ortadoğu politikasına destek verirken bir yandan da “içerde kendi sistemini inşa ediyordu”. Oysa AKP hükümeti 2002’de, “Türkiye’yi ve bölgeyi küresel sisteme entegre etmek misyonu ile ABD ve AB’den büyük destek alarak iktidara gelmişti”. Örneğin, TÜSİAD da 2002 seçimlerinde AKP’yi bu nedenle desteklemişti. Oysa AKP iktidarı içerde “kendine özel bir sistem (ve düzen) kurmaya başladı.” İslam ülkeleri ile ilişkilerini de “kurmak istediği bu düzene yardım edecek doğrultuda yürütmeye koyuldu”. ABD ve AB’nin AKP’ye olan desteğindeki amaç ile bu gelişmeler örtüşmüyordu. AKP’nin iktisadi, sosyal, kültürel ve İslami boyutları ile kurmaya çalıştığı “kendine özgü düzen”, üstelik sadece bir tek kişiye bağlanacak bir biçimde gelişiyordu. İşte burada sorun çıkıyordu; ABD ve AB’nin AKP’yi desteklerken öngördüğü misyon çok farklıydı. Türkiye küresel sistemle bütünleşme yerine hükümet tarafından “kendi özel düzenini inşa ederek Batı’dan uzaklaşıyordu”. 2002’de Batı’nın talepleri ile AKP üst yönetiminin taleplerinin örtüştüğünü düşünen (ve öngören) iç ve dış çevreler artık farklı değerlendirmeler yapıyorlar. Üstelik “Batı yaşam tarzından uzaklaştıran uygulamalarla birlikte antidemokratik gelişmelerin yaygınlaşması” ve Türkiye’deki belirsizliklerin yoğunlaşması, “hem Batı’yı hem de içerdeki Cumhuriyetçi ve demokratik çevreleri rahatsız etti”. Artık 2002’de “örtüşen hedefler” örtüşmemeye, aktörler de yer değiştirmeye başladılar. 2002’de işbirliği yapan AKP ve Cemaat bugün büyük bir çatışmanın içine girdi. Yine dün AKP’ye destek vererek AKP’nin iktidara gelmesine yol açan ABD ve AB ise AKP ile (ve Tayyip Erdoğan’la) karşı karşıya geldiler. 2002’de aynı tarafta yer alarak AKP’ye destek veren TÜSİAD bugün karşısına geçti. Türkiye’de ilginç gelişmeler yaşanmaya başladı. Solun bir bölümü dışında Atatürkçüler ve çağdaş demokrasiyi savunanlar ABD ve Avrupa’dan destek alacak bir duruma geldiler. ABD ve Avrupa ise AKP ve Erdoğan’a karşı cephe aldı. Gezi’ye “Avrupa ve ABD büyük destek veriyor” haberleri medyamızda “övgüyle” yer buldu. Obama’nın Erdoğan’a mesafe koyması bile sevinilecek bir durum olarak medyaya yansıdı. 2002’den 2014’e Türkiye’de, bölgede ve dünyada çok şey değişti ve değişim hızla sürüyor. 30 Mart seçimleri sadece Türkiye bakımından değil, Ortadoğu ve Batı açısından da yaşamsal bir önem taşıyor. AKPCemaat çatışması küresel düzen ile AKP’nin kurmaya çalıştığı “kişiye özel” düzen arasındaki kavgadır. Yanıtı aranan soru; bu çatışmalardan demokratik bir Türkiye’nin çıkıp çıkmayacağıdır. Eğer çıkmaz ise bundan bütün taraflar zarar görecektir. TAHRAN’DAN MİSİLLEME Dış Haberler Servisi İran savaş gemilerinin ilk kez ABD’nin karasularına yaklaşacağı açıklandı. İran Kuzey Donanma Komutanı Oramiral Efşen Rızai Haddad, Amerikan donanmasının Basra Körfezi’nde konuşlandırılmasına misilleme olarak, ABD deniz sınırına bir firkateynle helikopter taşıyan bir destek gemisinden oluşan bir filo göndereceklerini söyledi. Haddad açıklamasında, “İran donanma filosu ABD’nin deniz sınırlarına yaklaşıyor ve bu görevin bir mesajı var” diye konuştu. Yarı resmi Fars ajansı da filonun, Amerikan donanmasının Körfez’deki varlığını güçlendirmesine tepki olarak gönderildiğini duyurdu. İran medyasına göre, bir ay önce yola çıkan ve Güney Afrika sularından Atlas Okyanusu’na giren filoda askeri personelin dışında yaklaşık 30 deniz akademisi öğrencisi bulunuyor. ABD 5’inci filosu yaklaşık 5 bin kişilik personeliyle İran’ın karşısındaki Bahreyn’de konuşlanmış durumda. ABD sınırına İran filosu Rusya’da lunduğu açıklandı. Diyanet İşleri Başkanlığı Medine yetkililerinden Çelebi Akkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet’in Medine Sorumlusu Nevzat Ünal başkanlığında oluşturulan bir heyetin, olayın ardından Medine hastanelerini ve morglarını gezdiğini, olayda hayatını kaybedenler arasında Türk vatandaşı bulunmadığının kesinleştirildiğini söyledi. Yangının yaşandığı otelde 2 Türk kafilesinin kaldığını belirten Akkurt, olay esnasında kentteki çeşitli mekânları ziyaret eden Türklerin yangına yakalanmadıklarını bildirdi. Akkurt, yangında dumandan zehirlenen Türk vatandaşının Medine’de tedavisine devam edildiğini söyledi. olmadığının araştırıldığını duyurdular. Saldırının amacı hakkında henüz bilgi edinilemedi. Rusya’da geçen hafta da bir öğrenci babasının ruhsatlı silahıyla başkent Moskova’da bir okulu basmış, güvenlik görevlisini rehin alarak bir öğretmeni ve bir polisi öldürmüştü. Radikal İslamcı militanların saldırı tehditleri nedeniyle Soçi Olimpiyatları süresince ülkede güvenlik önlemleri arttırılmış durumda. Soçi’de 37 bin asker ve polis görevlendirildi. Sorun çıkıyor katedrale baskın Ve demokrasi REUTERS İRAN ANKARA’YI BEKLEMEYE ALDI Ruhani yine erteledi DUYGU GÜVENÇ Uyuşturucu kartelinin kalesine girdiler Dış Haberler Servisi Meksika’nın batısında, bir yıldan bu yana uyuşturucu çetelerine karşı savaşan yerel halk milislerinin önceki gün Michoacan eyaletine Apatzingan kentindeki Tapınak Şövalyeleri adlı etkili ve büyük bir uyuşturucu kartelinin kalesine girdiği belirtildi. Milislerin, suçluların bulunması için bölgeye kendi adamlarını yerleştirdiği ve kontrol noktaları oluşturduğu kaydedildi. Milislerin lideri Estanislao Beltran, “yüzlerce” üyelerinin 120 bin kişilik Apatzingan kentinin dışına “kontrol” sağlama amacıyla yerleştirildiğini söyledi. Ağır silahlarla donatıldığı belirtilen milislerin polis ve askerlerle birlikte çetenin kalesinde şüphelileri yakalamak için “ev ev” arama yaptığı bildirildi. Milislerin bir süre önce tutuklanan kartelin liderinin kardeşi Antonio Plancarte’yi de ele geçirdiği belirtildi, ancak resmi yetkililer ha İNGİLTERE GÖÇ BAKANI Kaçak göçmen istifa ettirdi Dış Haberler Servisi İngiltere’nin göçten sorumlu Devlet Bakanı Mark Harper, başkent Londra’daki evinde çalışan temizlikçinin kaçak göçmen olduğunu anlayınca istifa etti. Harper, 20072012 arasında çalışma izni olan temizlikçinin, bu tarihten sonra kendisine sahte belgeler gösterdiğini, durumu dört gün önce fark ettiğini açıkladı. Harper, Başbakan David Cameron’a yazdığı açık mektupta, “Politikanın birtakım oyunu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, size, iktidar partisine ve ülkeye zarar vermemek için istifa etmem gerektiğine karar verdim” dedi. ANKARA Göreve geldiği ilk günden bu yana İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi ağırlamak isteyen Ankara’ya Tahran’dan yine kötü haber geldi. Ankara’nın ziyaret için sunduğu 2021 Şubat tarihlerindeki ziyaret talebine İran, “program yoğunluğu” nedeniyle “daha sonra” karşılığını verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ilk olarak Ruhani’nin 17 Aralık’ta Şebi Aruz törenleri için Türkiye’ye geleceğini duyurmuştu. Ruhani’nin bu ziyareti gerçekleşmezken bu defa Davutoğlu, önce Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Tahran’ı ziyaret edeceğini, ardından da Ruhani’nin geleceğini açıklamıştı. beri doğrulamadı. Meksika’nın batısındaki zengin tarım alanlarına sahip Michoacan bölgesi, uzun zamandır Tapınak Şövalyeleri mensupları ve silahlı sivil gruplar arasındaki çatışmalara sahne oluyor. Silahlı sivillerin çoğunlukla bölgedeki çiftçilerden ve tarım işçilerinden oluştuğu belirtiliyor. Eyalet Vali Yardımcısı Fernando Cano, milislerin ordu şemsiyesi altında yasal olarak faaliyet gösterdiklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle