Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’tan yeni yıl değerlendirmesi Yargı 2015’e A nayasa Mahkemesi Haşim Kılıç ‘Yargıda vahim vesayet’ haberimiz üzerine arayarak yargıda vesayet arayışına ilişkin kaygılarını bizzat iletti. “Yargının çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini” belirten Kılıç, 2015 için şu temennide bulundu: “Her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir çok sıkıntılı giriyor yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl dilerim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim.” Kılıç 2014 yılını da Anayasa Mahkemesi’nin 52 yıllık tarihinin ‘en özgürlükçü yılı’ olarak niteledi. şöyle devam etti: “Ancak biz Anayasa Mahkemesi açısından 52 yıllık tarihimizin en özgürlükçü yılını yaşadık diyebilirim. Mahkemenin önyargısız, tarafsız, adil ve özgür vicdanıyla karar veren insanlardan oluştuğunun tüm kesimler tarafından da takdir edildiğini görüyoruz. Ve bundan gurur duyuyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bu konumunun herkes tarafından korunup kollanmasında çok büyük fayda var.” 2014 değerlendirmesi böyle. “Peki ya yeni yıl? 2015 beklentiniz nedir” sorumuz üzerine ise Kılıç şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de yargı çok sıkıntılı günler geçiriyor. Bir yargı mensubu olarak her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl olmasını temenni ederim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim. 2015 Yılında ‘Disiplin’ Yeni yıla, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde “Disiplin”in zayıflamakta olduğu bir dönemde giriyoruz. Bu trendin 2015 yılında ivme kazanacağını düşünüyorum. Gramsci’den, hegemonya, “tarihsel blok”, entelijansiya (çeşitli işlevleriyle) gibi kavramları öğrendik. “Disiplin” kavramını da Foucault’tan: Kapitalizm ile “disiplin” bir madalyonun, birbirini tamamlayan, üreten iki yüzünü oluşturur, biri olmadan öbürü var olamaz. veSAyeT SORUnU Kılıç’ın dünkü haberimizle ilgili olarak gönderdiği metin ise şöyle: “30 Aralık 2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşetten verilen “Yargıda vahim vesayet” başlıklı haberi eksik ve bağlamından koparılarak verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki düzeltmenin yapılması zarureti doğmuştur. Bir düşünce kuruluşunda yapılan iki saatlik konuşmanın bir bölümünde; “Cumhuriyetin kuruluşundan 2010 yılına kadar yargının siyasi bir düşüncenin etkisi ve baskısı ile yönetildiğini, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bu vesayet sisteminin kırıldığını, ancak doğan boşluğun özgür ve tarafsız bir yargı anlayışı ile doldurulması gerekirken, bu kez de başka bir grubun vesayeti altına sokulduğunu, son yapılan yasal değişikliklerle de bu vesayete son verilmek istendiğini, bu şekilde sürekli yeni bir vesayet sistemine yol açan tercihlerle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a yapılan son seçimlerde eski dönemlere göre daha çoğulcu bir yapının oluşturulmasının sevindirici olduğunu, buna rağmen, yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözümün “Bölge Sistemine” geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri’nde bile Federal Yüksek Yargı’nın 9 kişiden oluştuğunu, bizde Yargıtay’ın 516 kişiye ulaştığını” belirttim. İleri sürdüğüm düşüncelerim eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verilmiştir. Yanlış yorum ve anlamalara yol açmaması için bu açıklamaya gazetenizde yer verilmesi rica olunur.” Olgunlaşma ve çürüme “Eski rejime” karşı bir “tarihsel bloku” eşitlik, özgürlük, demokrasi sloganıyla kurabilen burjuva sınıfı hemen, alt sınıfların, siyasi olarak en düşük maliyetle denetlenmesi, ekonomik olarak en verimli biçimde üretime sokulması sorunuyla karşı karşıya kaldı. Topraktan, üretim araçlarından kopmuş nüfusun servete saldırmasının engellenmesi; yeni, üretim birimlerinin düzenlenmesi, denetlenmesi gereksinimleri, bilimsel gelişmelerle birleşerek bu sorunu çözecek unsurların toplamı olarak “Disiplini” üretti. Foucault bize, “Disiplinin” salt devlet politikasının bir ürünü değil, daha çok, ekonomik, hukuksal ve siyasi, bilimsel gelişmelerin sentezi, yalnızca yukardan aşağı uygulanan baskı değil aynı zamanda tabanda, mikro, hatta bireysel düzeyde çalışan bir “üretken güç” olduğunu da gösterdi. Böylece, bir taraftan burjuvademokratik toplum, alt sınıflara, görünüşte bir eşitlik, yöneticilerini belirleme gücü sunuyor, aynı anda “Disiplin” bu gücü alt sınıfların elinden alıyordu. Bu “Disiplin”, hapishane, hastane, okul, fabrika, ordu gibi, birçok açıdan birbirine benzeyen kurumlarda, mekânla ve araçlarla, uygun bir söylemin birleşmesiyle stabilize oldu. Bu stabilizasyon, sermayenin “Fordist” birikim rejimi döneminin kitlesel üretim, kitlesel işçi, kitlesel tüketim, kitlesel eğlence (sinema, televizyonkültür endüstrisi), sağlığı, eğitimi, hatta ulaşımı doğrudan düzenleyen, bazen üretim faaliyetini de üstlenen “Refah Devleti” ile, gelişmiş kapitalist ülkelerde 19501970 arasında gelişmesinin zirvesine ulaştı. Fordist rejim, 1970’lerde yapısal bir krize girince, sermayenin yeni gereksinimleri karşısında “Disiplin”in, hem söylemi, hem kurumları hem de yarattığı öznellikler çürümeye başladılar. Neoliberalizmin, Fordist rejimin sınırlamalarından kurtularak tüm kaynakları sermayeye yönlendirme çabaları, Fordist rejimi tasfiye ederken, “Disiplin”in kurumlarındaki çürümeyi hızlandırdı. Sağlık, eğitim, hapishane, savunma kurumlarının, her ülkede içinde olduğu krize bakarak bu süreci kolaylıkla görebiliriz. “Disiplin”in çürümesi, alt sınıfların siyasi yönetiminin, üretime sokulmalarının maliyetinin hızla artması, giderek zorlaşması “Disiplin Toplumu”nun istikrarını kaybetmesi anlamına geliyor. “Disiplin”in kurumları çürür, devletler sermayenin krizin yükünü halkın üzerine yıkarken, alt sınıfların en eğitimli ve vasıflı kesimleri biçimselliğin farkına vararak, yaşadıkları özgürlük eşitlik pratiklerini gerçek anlamda talep etmeye, kitleler (çokluk) politikaya geri dönmeye başladı. Bir anlamda zemini hazırlayan “küreselleşme karşıtı” hareketi saymazsak, Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya, ABD’ye Türkiye’ye kadar kendini gösteren meydanişgal hareketlerini ilk dalga olarak düşünebiliriz. Bu, eşitliközgürlükkardeşlik, gerçek demokrasi arzusunu dile getiren, sol hatta genel olarak “tarihsel komünist hareket” içinde değerlendirilebilecek bir dalgaydı. Örgütsel siyasi ifadelerini bulamayan her muhalefet dalgası gibi bu da giderek, ama zengin deneyimler, “yeni insanlar” bırakarak, geri çekildi. Şimdi, çok daha karmaşık bir ikinci dalga şekilleniyor. Bu dalga öncekinden farklı olarak, içinde kitle hareketlerinin karakterini oluşturan halkçılığın en karanlık sağ, ırkçı, dinci, milliyetçi, hatta faşist damarını da barındırıyor. Evet, Yunanistan’da Şiriza, İspanya’da Podemos gibi, sosyal demokrasinin, işçi hareketinin parçası olduğu dönemi anımsatan yeni fidanlar var ama Fransa’da Marine LePen’in Ulusal Cephesi, İngiltere’de UKİP, bence en önemlisi, Avrupa’nın en büyük, en zengin ülkesi, Almanya’da birdenbire parlayarak kitleselleşmeye başlayan PEGIDA (Batı’nın Müslümanlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) daha yakınımızda bir yarıdevlet kurabilen IŞİD gibi zehirli yılanlar da var. Sol örgütlenmeler birinci dalgaya uyum sağlayamadılar. Ancak, emperyalist devletler arasında rekabetin hızlanmaya başladığı bir dönemde şekillenen bu ikinci dalgaya karşı mücadelenin yollarını mutlaka bulmak zorundalar! Yasama, yürütme ve yargının sorunlu kararları nedeniyle tıkanan birçok konuyu, geçen yıl içinde verdiği özgürlükçü kararlar ile Anayasa Mahkemesi açtı. Uzun tutukluluk, tutuklu milletvekilleri, Balyoz davasındaki sahte delil iddiaları, Twitter ve YouTube yasakları, TİB’e verilen yetkilerin iptali, HSYK’yi yürütmeye bağlayan yasa gibi hayati kararlar nedeniyle mahkeme ve Başkan Haşim Kılıç da sürekli hükümetin eleştiri yağmuru altındaydı. İşte böyle bir ortamda Haşim Kılıç’ın kısa süre önce bir düşünce kuruluşunda yargının sorunlarına ilişkin yaptığı çarpıcı değerlendirmeleri Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ‘Yargıda Vahim Vesayet’ başlığıyla dün kamuoyuna duyurdu. Büyük yankı yaratan haberin ardından dün yaptığımız görüşmede Kılıç, bahse konu toplantıdaki değerlendirmelerinin ‘eksik ve bağlamından koparılarak’ yansıdığı düşüncesini paylaştı. Bununla beraber Kılıç, aşağıda tam metnini verdiğimiz açıklamasında da görüleceği gibi, o toplantıda ‘yargının vesayet sorunu’ ve ‘Yargıtay ve Danıştay’da üye sayıları nın artırılmasının yargının sorunlarını çözmeyeceği’ gibi konulara değindiğini teyit etti. Bu kapsamda açıklamasında “ABD’de Federal Mahkeme’nin 9 üyeden oluşmasına karşın Türkiye’de Yargıtay’ın 516 üyeye ulaştığı” vurgusu ile birlikte, “Yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözüm için ‘Bölge sistemine’ geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini” ifade etti. Kılıç ile görüşmemizde kendisinin “Bazı konulardaki eleştirilerini, şu andaki kritik görevi nedeniyle mahkemeyi zan altında bırakmamak amacıyla mart ayındaki emekliliği sonrasına bıraktığı” izlenimini de edindik. 2015’e sıkıntılı giriş ahkeme’nin en özgürlükçü yılı’ Kılıç ile görüşmemiz yılın sondan bir önceki gününde gerçekleştiği için kendisinden bir eski yıl, bir de yeni yıl değerlendirmesi yapmasını rica ettik. 2014’ün Türkiye için birçok açıdan ‘sıkıntılı’ geçtiğini belirten Kılıç, sözü Anayasa Mahkemesi’ne getirerek ‘M KPSS SORUŞTURMASI 2. Daire dosya gelmediği için müfettişin ihraç istemini görüşemedi Dosya kapandı serveti fırladı ALİCAN ULUDAĞ Görevlerine son verildi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, 1725 Aralık soruşturmalarını yürüten savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Muammer Akkaş’ın haklarındaki soruşturma tamamlanıncaya kadar tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verdi. 2. Daire, bu kararına gerekçe olarak, savcıların görevde kalmalarının “yargı erkiMuammer Akkaş Zekeriya Öz Celal Kara nin nüfuz ve itibarına zarar vereceğine kanaat getirilmesini” rın medyaya alelacele servis edilmerın altına çeşitli gerekçelerle imza atmadıgösterdi. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, si, HSYK’nin hangi etik değerlere gölar. Bu nedenle 4 savcıyla ilgili soruşturma “Bu karar görevleriyle ilgili değil. Sore hareket ettiğini açıkça göstermekdosyası halen 2. Daire’ye gönderilemedi. ruşturmaları Ceza Muhakemesi Yasatedir. Karar hukukilikten uzak, siyasi Sadece savcılarla ilgili tedbir istemli yazı sı kurallarına uygun ve tarafsız yerine ile müfettişin raporu 2. Daire’ye gitti. Bu bir karardır. Kararın şahsımla alakası getirmemeleri nedeniyle verildi” dedi. yoktur. Bana karşı değildir, yargı banedenle 2. Daire, soruşturma dosyasının HSYK 2. Dairesi, 3. Daire’nin 17 Arağımsızlığına karşı verilmiş bir karardır. kopyası ve tedbir yazısı üzerinden görevlık operasyonu yöneten, eski Ergenekon Karara karşı itirazımı yapacağım” deden uzaklaştırma kararı aldı. savcı Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet di. Öz, dosyayı ve kendisiyle ilgili suçlaYüzgeç ile 25 Aralık soruşturmasını yürümaları bilmediğini dile getirerek, “Bizimosya bekleniyor ten Muammer Akkaş hakkındaki açığa alle alakalı suçlamaların tamamını böyDünkü toplantıda 2. Daire, soruşturma ma talebini dün görüşerek karara bağlale medya mensupları televizyonlarda, dosyası kendisine gelmediği için 4 savdı. 7 üyeli daire, oyçokluğuyla 4 savcının bir takım yerlerde söyleyip, bu konuda cıyla ilgili müfettişin ihraç istemini görüşegörevinden uzaklaştırılmasına karar verdi. sansasyon yapıyorlar. Bu karar bence medi. Bunun için dosyanın gelmesi bekKarara, cemaate yakın olduğu iddia edikurulda alınmadı, bence başka bir yerleniyor. Dosya gelirse savcılarla ilgili kolen üyeler Mahmut Şen ve Mustafa Kede alındı ve kurulda uygulamaya konulvuşturma kararı da çıkabilecek. Kovuşmal Özçelik muhalefet etti. Daire, 2802 du” şeklinde konuştu. turma kararı çıkarsa 4 savcı, adli yönden sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası’nın 77. Yargıtay’da yargılanacak. maddesi uyarınca 4 savcının “göreve deolsuzlukları karartma vamının yargı erkinin nüfuz ve itibarıgirişimi’ z: Büyük şereftir benim için na zarar vereceğine kanaat getirilmeCHP Grup Başkanvekili Levent 17 Aralık operasyonu sonrası Bolu’ya si” nedeniyle haklarındaki soruşturma taGök , Meclis’te Parlamento Muhabirleri düz savcı olarak sürülen Zekeriya Öz, ka mamlanıncaya kadar uzaklaştırma verdi. Derneği’ni (PMD) ziyaret etti. HSYK’nin rara sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden tepki gösterdi. “Yürütmenin 1725 Aralık soruşturması savcıları ile arafsız davranmadılar ilgili kararını da değerlendiren Gök, söz boyunduruğu altına girmiş bağımlı yarHSYK 2. Daire Başkanı Mehmet Yılgı tüm aşamalarıyla teşekkül etmiştir. konusu savcılardan bazılarının daha önce maz, bir grup gazeteciye yaptığı açıklaErgenekon davasında görev aldıklarına Bu halde 16 yaşındaki çocuğun tutukmada, savcıların yaptıkları görevleri nedikkat çekti. Gök, “O zaman kimsenin lanması da beklenir. Hakaretten şüphedeniyle uzaklaştırılmalarının söz konusu aklına ‘ortada bir hukuksuzluk var, bu liyi gözaltına aldırmayan savcının süolmadığını kaydetti. Yılmaz, “Savcılar, savcılar hakkında bir işlem tesis edeyim’ rülmesini yapan kurulun kendi iradesoruşturma sırasında hukuken davdiye bir şey gelmedi. Ne zaman aklına sinden söz edilemez. Milletimin hakranmaları gereken şekilde davranmageldi? Yolsuzluklar ortaya döküldüğü kını hırsıza yolsuza yedirmediğim için dıkları, Ceza Muhakemesi Yasası’nın zaman. Eğer Ergenekon ile ilgili bir işlem verdiğim mücadele sonucunda sürülkurallarına uygun ve tarafsız yürütebaşlatmış olsalardı belki şu anda bunu mem ve görevden alınmam büyük bir medikleri kanısına varıldığı için bu kaanlayabilirdik ama yolsuzluklarla anılan şereftir” diye yazan Öz, eşyalarını toprar verildi” dedi. dosyaları ortaya çıkarıldığı bir tabloda bu layıp vedalaştıktan sonra Bolu Adliyesi Bu karar sonrası 4 savcı, maaşlarının savcıların görevden uzaklaştırılması yine çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtla3’te 2’sini alacaklar. Savcılar, soruşturma iktidarın yolsuzluklarla ilgili karartma dı. Öz, “Olayla ilgili tebligat ya da hersonuna kadar herhangi bir şekilde yargı ve yolsuzlukların üzerine gidenlere bir hangi bir açıklama gelmedi. Bugüne görevini yapamayacak. Savcıların bu katehdit, baskı aracı oluşturmaktan başka kadar savunmam dahi alınmadı. Bana bir anlam taşımamaktadır” dedi. rara itiraz etme hakkı var. 2. Daire kararıbildirilmeyen ve gönderilmeyen karanı düzeltmezse, dosya Genel Kurul’a gidecek. elişme ANKARA HSYK 3. Dairesi’nin dün gerçekleştirdiği toplantıda, dönemin Ergenekon Hâkimi Hüsnü Çalmuk hakkında, tayini çıktığı sırada yaklaşık 40 bilgisayarın harddiskini “geri dönülemeyecek” şekilde sildiği, KPSS soruşturmasını yürüten eski Ankara Başsavcıvekili Şadan Sakınan hakkında ise “mal varlığında orantısız artış” nedeniyle soruşturma başlatılmasına karar verildi. Daire ayrıca, İstanbul’da görevli bir savcı ve iki hâkim hakkında, yaklaşık 8 internet sitesinin yöneticisini “hakaret etmek için örgüt kurmak” suçundan dinlemesi nedeniyle soruşturma izni verdi. İki farklı dalga... Mal varlığında artış Hakkında soruşturma izni kararı verilen bir diğer isim ise Konya Başsavcıvekili Şadan Sakınan oldu. Soruşturma başlatılmasına neden olan olay ise Şadan Sakınan’ın Ankara Başsavcıvekili olarak görev yaptığı yıllarda mal varlığında yaşanan ciddi artışlar. İddiaya göre Şadan Sakınan’ın mal varlığında çok ciddi artışlar yaşandı ve bunlar gelirleriyle açıklanmayacak türden... Sakınan ile ilgili soruşturma dosyasında, “imar ve iskân planlarında değişiklik yapılacağını önceden öğrendiği bazı arazileri değerinden ucuza alıp, daha sonra pahalıya satarak haksız gelir elde ettiği, adliyenin kafeterya, restorasyon ve mal alım işlerinde ihalelerin değerinden düşük verildiği” gibi iddiaların yer aldığı öğrenildi. KPSS’de kopya soruşturmasını yıllarca yürütüp üzerine örten Sakınan, 17 Aralık sürecinden sonra Konya Başsavcıvekilliği’ne atanmıştı. Yeni yargı paketinde, daha önce mesleğe kabul edilmeyen hâkim ve savcı adaylarına “yeniden başvuru” hakkı tanınmasının ardından daire, önceki HSYK döneminde mesleğe kabul edilmeyen Nebi Salgınkaya, Tolga Onur ve Zafer Özbek’in durumunu da ele aldı. Daha önce elektrik faturasını ödemediği gerekçesiyle mesleğe alınmayan Onur ve diğer iki isim 3. daire kararıyla mesleğe kabul edildi. D Ö ‘Y T yARgITAy’DA iŞbÖlüMü PAzARlIğInA gizliliK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni oluşan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, dairelerin işbölümünü belirlemek amacıyla yaptığı toplantıda, çalışmalar tamamlanana kadar gizlilik kararı aldı. 12 üyesi pazartesi yapılan seçimle belirlenen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, dün dairelerin iş bölümünü belirlemek amacıyla toplantı yaptı. Toplantıda dairelerin işbölümüne ilişkin karar çıkmadı. Süreçle ilgili gizlilik kararı alındığı, iş bölümüne ilişkin çalışmanın tamamlanmasına kadar bu konuda açıklama yapılmayacağı öğrenildi. Kurulun işbölümünü yapmasının ardından buna ilişkin karar derhal Resmi Gazete’de yayımlanacak ve yayım tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanacak. Kurul tarafından, dairelerin iş durumu ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, Yargıtay daire başkanları, üyeleri ve tetkik hâkimlerinin hangi dairelerde görev yapacağı yeniden belirlenecek. İşbölümü kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam edecek. AKP’de zehir zemberek istifa Cemaatten direniş Öte yandan HSYK 2. Dairesi’nin görevden uzaklaştırma kararını, 4 savcı ile ilgili dosyanın kopyası üzerinden verdiği öğrenildi. Bunun nedeninin ise HSYK 3. Dairesi’nin cemaate yakın üç üyesinin direnişinin etkili olduğu belirtildi. Bu üç üye, geçen ay savcılarla ilgili açığa alma talebi ve soruşturma izni verilmesi kararına muhalefet etmişti. 3. Daire, dosyanın 2. Daire’ye gönderilmesine 26 Kasım’da karar vermişti. Ancak alınan bilgiye göre üç muhalif üye, kararla Öz’ü DUbAi TATili yAKTI ‘G bekleniyordu’ Zekeriya Öz’ün görevden uzaklaştırılmasına hakkındaki çok sayıda usulsüz eylem iddiası gerekçe gösterildi. Bunların başında Öz’ün 2013 yılı Ekim ayındaki Dubai tatilinin masraflarını 17 Aralık şüphelisi işadamı Ali Ağaoğlu’na ödettiği iddiası geliyor. Yine Fatih Belediyesi’nden bir otel ve bir kafe ile ilgili usulsüz imar değişikliği talep etmesi de müfettişin raporuna girdi. Öz’ün 17 Aralık operasyonu sonrası Emniyet’e giderek polisleri tehdit ettiği savı, Twitter’da siyasi mesaj atmak ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret etmek iddiaları da soruşturma kapsamında ele alınıyor. Raporda Öz hakkında 7 yer değiştirme, 2 ihraç cezası talep ediliyor. Savcı Celal Kara, 17 Aralık’ta gözaltına alınan şüphelilere savunma hakkı vermemek, Mehmet Yüzgeç’in somut bilgi ve belge olmadan gözaltı işlemi yapmak, Muammer Akkaş ise adliye önünde basın açıklaması yapmak ile suçlanıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay da konuya ilişkin bir soru üzerine “Yargıda bir gelişme bekleniyordu. O kişilerle ilgili çok spekülatif, onlar da yargı insanı değil gibi açıklamalar yapıyorlardı. Dolayısıyla soruşturmanın yürütülmesi açısından savcıların açığa alınmaları HSYK’nın kararıdır. O konuda fazla açıklama yapmak istemiyorum” dedi. n KONYA (Cumhuriyet) AKP Konya Kadın Kolları Başkanı Özgür Ergün, görevinden istifa etti. Ergün, yaptığı yazılı açıklamada, “Ak Parti teşkilatlarında görev yapmış olmanın devletten maaş almayı hak ettirdiği bir Ak Parti Allah korusun yozlaşmanın eşiğine gelmiş demektir. Gerek Necmettin Erbakan Üniversitesinin bir arka bahçe gibi kullanılması, il başkanlığında görev alan isimlerin kadro verilerek ödüllendirilmesi, gerekse de resmi kurumların avukatlığını Ak Partili yöneticilerin yapması etik ve adil olmayan uygulamalardan bazılarıdır. Paralel yapı ile mücadele edeceğini açıklayan yeni il başkanının yönetiminde paralel yapıya yakın isimlerin bulunması, hükümet karşıtı açıklama yapan ve Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ağır hakaretlerde bulunan Sivil Toplum Kuruluşu yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle yollarımızı ayırdığımız bir ismin de yeni il yönetiminde yer alması manidardır” ifadelerini kullandı. C M Y B