Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  31	ARALIK	2014	ÇARŞAMBA  4  HABERLER Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’tan yeni yıl değerlendirmesi  Yargı 2015’e A nayasa Mahkemesi Haşim Kılıç ‘Yargıda vahim vesayet’ haberimiz üzerine arayarak yargıda vesayet arayışına ilişkin kaygılarını bizzat iletti. “Yargının çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini” belirten Kılıç, 2015 için şu temennide bulundu: “Her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir  çok sıkıntılı giriyor yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl dilerim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim.” Kılıç 2014 yılını da Anayasa Mahkemesi’nin 52 yıllık tarihinin ‘en özgürlükçü yılı’ olarak niteledi. şöyle devam etti: “Ancak biz Anayasa Mahkemesi açısından 52 yıllık tarihimizin en özgürlükçü yılını yaşadık diyebilirim. Mahkemenin önyargısız, tarafsız, adil ve özgür vicdanıyla karar veren insanlardan oluştuğunun tüm kesimler tarafından da takdir edildiğini görüyoruz. Ve bundan gurur duyuyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bu konumunun herkes tarafından korunup kollanmasında çok büyük fayda var.” 2014 değerlendirmesi böyle. “Peki ya yeni yıl? 2015 beklentiniz nedir” sorumuz üzerine ise Kılıç şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de yargı çok sıkıntılı günler geçiriyor. Bir yargı mensubu olarak her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl olmasını temenni ederim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim.  2015	Yılında	 ‘Disiplin’ Yeni yıla, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde “Disiplin”in zayıflamakta olduğu bir dönemde giriyoruz. Bu trendin 2015 yılında ivme kazanacağını düşünüyorum. Gramsci’den, hegemonya, “tarihsel blok”, entelijansiya (çeşitli işlevleriyle) gibi kavramları öğrendik. “Disiplin” kavramını da Foucault’tan: Kapitalizm ile “disiplin” bir madalyonun, birbirini tamamlayan, üreten iki yüzünü oluşturur, biri olmadan öbürü var olamaz.  veSAyeT SORUnU Kılıç’ın dünkü haberimizle ilgili olarak gönderdiği metin ise şöyle: “30 Aralık 2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşetten verilen “Yargıda vahim vesayet” başlıklı haberi eksik ve bağlamından koparılarak verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki düzeltmenin yapılması zarureti doğmuştur. Bir düşünce kuruluşunda yapılan iki saatlik konuşmanın bir bölümünde; “Cumhuriyetin kuruluşundan 2010 yılına kadar yargının siyasi bir düşüncenin etkisi ve baskısı ile yönetildiğini, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bu vesayet sisteminin kırıldığını, ancak doğan boşluğun özgür ve tarafsız bir yargı anlayışı ile doldurulması gerekirken, bu kez de başka bir grubun vesayeti altına sokulduğunu, son yapılan yasal değişikliklerle de bu vesayete son verilmek istendiğini, bu şekilde sürekli yeni bir vesayet sistemine yol açan tercihlerle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a yapılan son seçimlerde eski dönemlere göre daha çoğulcu bir yapının oluşturulmasının sevindirici olduğunu, buna rağmen, yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözümün “Bölge Sistemine” geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri’nde bile Federal Yüksek Yargı’nın 9 kişiden oluştuğunu, bizde Yargıtay’ın 516 kişiye ulaştığını” belirttim. İleri sürdüğüm düşüncelerim eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verilmiştir. Yanlış yorum ve anlamalara yol açmaması için bu açıklamaya gazetenizde yer verilmesi rica olunur.”  Olgunlaşma	ve	çürüme “Eski rejime” karşı bir “tarihsel bloku” eşitlik, özgürlük, demokrasi sloganıyla kurabilen burjuva sınıfı hemen, alt sınıfların, siyasi olarak en düşük maliyetle denetlenmesi, ekonomik olarak en verimli biçimde üretime sokulması sorunuyla karşı karşıya kaldı. Topraktan, üretim araçlarından kopmuş nüfusun servete saldırmasının engellenmesi; yeni, üretim birimlerinin düzenlenmesi, denetlenmesi gereksinimleri, bilimsel gelişmelerle birleşerek bu sorunu çözecek unsurların toplamı olarak “Disiplini” üretti. Foucault bize, “Disiplinin” salt devlet politikasının bir ürünü değil, daha çok, ekonomik, hukuksal ve siyasi, bilimsel gelişmelerin sentezi, yalnızca yukardan aşağı uygulanan baskı değil aynı zamanda tabanda, mikro, hatta bireysel düzeyde çalışan bir “üretken güç” olduğunu da gösterdi. Böylece, bir taraftan burjuvademokratik toplum, alt sınıflara, görünüşte bir eşitlik, yöneticilerini belirleme gücü sunuyor, aynı anda “Disiplin” bu gücü alt sınıfların elinden alıyordu. Bu “Disiplin”, hapishane, hastane, okul, fabrika, ordu gibi, birçok açıdan birbirine benzeyen kurumlarda, mekânla ve araçlarla, uygun bir söylemin birleşmesiyle stabilize oldu. Bu stabilizasyon, sermayenin “Fordist” birikim rejimi döneminin kitlesel üretim, kitlesel işçi, kitlesel tüketim, kitlesel eğlence (sinema, televizyonkültür endüstrisi), sağlığı, eğitimi, hatta ulaşımı doğrudan düzenleyen, bazen üretim faaliyetini de üstlenen “Refah Devleti” ile, gelişmiş kapitalist ülkelerde 19501970 arasında gelişmesinin zirvesine ulaştı. Fordist rejim, 1970’lerde yapısal bir krize girince, sermayenin yeni gereksinimleri karşısında “Disiplin”in, hem söylemi, hem kurumları hem de yarattığı öznellikler çürümeye başladılar. Neoliberalizmin, Fordist rejimin sınırlamalarından kurtularak tüm kaynakları sermayeye yönlendirme çabaları, Fordist rejimi tasfiye ederken, “Disiplin”in kurumlarındaki çürümeyi hızlandırdı. Sağlık, eğitim, hapishane, savunma kurumlarının, her ülkede içinde olduğu krize bakarak bu süreci kolaylıkla görebiliriz. “Disiplin”in çürümesi, alt sınıfların siyasi yönetiminin, üretime sokulmalarının maliyetinin hızla artması, giderek zorlaşması “Disiplin Toplumu”nun istikrarını kaybetmesi anlamına geliyor. “Disiplin”in kurumları çürür, devletler sermayenin krizin yükünü halkın üzerine yıkarken, alt sınıfların en eğitimli ve vasıflı kesimleri biçimselliğin farkına vararak, yaşadıkları özgürlük eşitlik pratiklerini gerçek anlamda talep etmeye, kitleler (çokluk) politikaya geri dönmeye başladı. Bir anlamda zemini hazırlayan “küreselleşme karşıtı” hareketi saymazsak, Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya, ABD’ye Türkiye’ye kadar kendini gösteren meydanişgal hareketlerini ilk dalga olarak düşünebiliriz. Bu, eşitliközgürlükkardeşlik, gerçek demokrasi arzusunu dile getiren, sol hatta genel olarak “tarihsel komünist hareket” içinde değerlendirilebilecek bir dalgaydı. Örgütsel siyasi ifadelerini bulamayan her muhalefet dalgası gibi bu da giderek, ama zengin deneyimler, “yeni insanlar” bırakarak, geri çekildi. Şimdi, çok daha karmaşık bir ikinci dalga şekilleniyor. Bu dalga öncekinden farklı olarak, içinde kitle hareketlerinin karakterini oluşturan halkçılığın en karanlık sağ, ırkçı, dinci, milliyetçi, hatta faşist damarını da barındırıyor. Evet, Yunanistan’da Şiriza, İspanya’da Podemos gibi, sosyal demokrasinin, işçi hareketinin parçası olduğu dönemi anımsatan yeni fidanlar var ama Fransa’da Marine LePen’in Ulusal Cephesi, İngiltere’de UKİP, bence en önemlisi, Avrupa’nın en büyük, en zengin ülkesi, Almanya’da birdenbire parlayarak kitleselleşmeye başlayan PEGIDA (Batı’nın Müslümanlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) daha yakınımızda bir yarıdevlet kurabilen IŞİD gibi zehirli yılanlar da var. Sol örgütlenmeler birinci dalgaya uyum sağlayamadılar. Ancak, emperyalist devletler arasında rekabetin hızlanmaya başladığı bir dönemde şekillenen bu ikinci dalgaya karşı mücadelenin yollarını mutlaka bulmak zorundalar!  Yasama, yürütme ve yargının sorunlu kararları nedeniyle tıkanan birçok konuyu, geçen yıl içinde verdiği özgürlükçü kararlar ile Anayasa Mahkemesi açtı. Uzun tutukluluk, tutuklu milletvekilleri, Balyoz davasındaki sahte delil iddiaları, Twitter ve YouTube yasakları, TİB’e verilen yetkilerin iptali, HSYK’yi yürütmeye bağlayan yasa gibi hayati kararlar nedeniyle mahkeme ve Başkan Haşim Kılıç da sürekli hükümetin eleştiri yağmuru altındaydı. İşte böyle bir ortamda Haşim Kılıç’ın kısa süre önce bir düşünce kuruluşunda yargının sorunlarına ilişkin yaptığı çarpıcı değerlendirmeleri Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ‘Yargıda Vahim Vesayet’ başlığıyla dün kamuoyuna duyurdu. Büyük yankı yaratan haberin ardından dün yaptığımız görüşmede Kılıç, bahse konu toplantıdaki değerlendirmelerinin ‘eksik ve bağlamından koparılarak’ yansıdığı düşüncesini paylaştı. Bununla beraber Kılıç, aşağıda tam metnini verdiğimiz açıklamasında da görüleceği gibi, o toplantıda ‘yargının vesayet sorunu’ ve ‘Yargıtay ve Danıştay’da üye sayıları  nın artırılmasının yargının sorunlarını çözmeyeceği’ gibi konulara değindiğini teyit etti. Bu kapsamda açıklamasında “ABD’de Federal Mahkeme’nin 9 üyeden oluşmasına karşın Türkiye’de Yargıtay’ın 516 üyeye ulaştığı” vurgusu ile birlikte, “Yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözüm için ‘Bölge sistemine’ geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini” ifade etti. Kılıç ile görüşmemizde kendisinin “Bazı konulardaki eleştirilerini, şu andaki kritik görevi nedeniyle mahkemeyi zan altında bırakmamak amacıyla mart ayındaki emekliliği sonrasına bıraktığı” izlenimini de edindik.  2015’e	sıkıntılı	giriş	  ahkeme’nin	en özgürlükçü	yılı’	 Kılıç ile görüşmemiz yılın sondan bir önceki gününde gerçekleştiği için kendisinden bir eski yıl, bir de yeni yıl değerlendirmesi yapmasını rica ettik. 2014’ün Türkiye için birçok açıdan ‘sıkıntılı’ geçtiğini belirten Kılıç, sözü Anayasa Mahkemesi’ne getirerek  ‘M  KPSS SORUŞTURMASI  2. Daire dosya gelmediği için müfettişin ihraç istemini görüşemedi  Dosya kapandı  serveti fırladı ALİCAN ULUDAĞ  Görevlerine son verildi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA		Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, 1725 Aralık soruşturmalarını yürüten savcılar Zekeriya	Öz, Celal	Kara, Mehmet	Yüzgeç	ve Muammer	Akkaş’ın haklarındaki soruşturma tamamlanıncaya kadar tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verdi. 2. Daire, bu kararına gerekçe olarak, savcıların görevde kalmalarının “yargı	erkiMuammer	Akkaş Zekeriya	Öz Celal	Kara nin	nüfuz	ve	itibarına	zarar	vereceğine	kanaat	getirilmesini”	 rın	medyaya	alelacele	servis	edilmerın altına çeşitli gerekçelerle imza atmadıgösterdi. Daire Başkanı Mehmet	Yılmaz, si,	HSYK’nin	hangi	etik	değerlere	gölar. Bu nedenle 4 savcıyla ilgili soruşturma “Bu	karar	görevleriyle	ilgili	değil.	Sore	hareket	ettiğini	açıkça	göstermekdosyası halen 2. Daire’ye gönderilemedi. ruşturmaları	Ceza	Muhakemesi	Yasatedir.	Karar	hukukilikten	uzak,	siyasi	 Sadece savcılarla ilgili tedbir istemli yazı sı	kurallarına	uygun	ve	tarafsız	yerine	 ile müfettişin raporu 2. Daire’ye gitti. Bu bir	karardır. Kararın	şahsımla	alakası	 getirmemeleri	nedeniyle	verildi” dedi. yoktur.	Bana	karşı	değildir,	yargı	banedenle 2. Daire, soruşturma dosyasının HSYK 2. Dairesi, 3. Daire’nin 17 Arağımsızlığına	karşı	verilmiş	bir	karardır.	 kopyası ve tedbir yazısı üzerinden görevlık operasyonu yöneten, eski Ergenekon Karara	karşı	itirazımı	yapacağım” deden uzaklaştırma kararı aldı. savcı Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet di. Öz, dosyayı ve kendisiyle ilgili suçlaYüzgeç ile 25 Aralık soruşturmasını yürümaları bilmediğini dile getirerek, “Bizimosya	bekleniyor ten Muammer Akkaş hakkındaki açığa alle	alakalı	suçlamaların	tamamını	böyDünkü toplantıda 2. Daire, soruşturma ma talebini dün görüşerek karara bağlale	medya	mensupları	televizyonlarda,	 dosyası kendisine gelmediği için 4 savdı. 7 üyeli daire, oyçokluğuyla 4 savcının bir	takım	yerlerde	söyleyip,	bu	konuda	 cıyla ilgili müfettişin ihraç istemini görüşegörevinden uzaklaştırılmasına karar verdi. sansasyon	yapıyorlar.	Bu	karar	bence	 medi. Bunun için dosyanın gelmesi bekKarara, cemaate yakın olduğu iddia edikurulda	alınmadı,	bence	başka	bir	yerleniyor. Dosya gelirse savcılarla ilgili kolen üyeler Mahmut	Şen	ve Mustafa	Kede	alındı	ve	kurulda	uygulamaya	konulvuşturma kararı da çıkabilecek. Kovuşmal	Özçelik	 muhalefet etti. Daire, 2802 du” şeklinde konuştu. turma kararı çıkarsa 4 savcı, adli yönden sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası’nın 77. Yargıtay’da yargılanacak. maddesi uyarınca 4 savcının “göreve	deolsuzlukları	karartma	 vamının	yargı	erkinin	nüfuz	ve	itibarıgirişimi’ z:	Büyük	şereftir	benim	için na	zarar	vereceğine	kanaat	getirilmeCHP Grup Başkanvekili Levent	 17 Aralık operasyonu sonrası Bolu’ya si”	nedeniyle haklarındaki soruşturma taGök , Meclis’te Parlamento Muhabirleri düz savcı olarak sürülen Zekeriya Öz, ka mamlanıncaya kadar uzaklaştırma verdi. Derneği’ni (PMD) ziyaret etti. HSYK’nin rara sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden tepki gösterdi. “Yürütmenin	 1725 Aralık soruşturması savcıları ile arafsız	davranmadılar ilgili kararını da değerlendiren Gök, söz boyunduruğu	altına	girmiş	bağımlı	yarHSYK 2. Daire Başkanı Mehmet Yılgı	tüm	aşamalarıyla	teşekkül	etmiştir.	 konusu savcılardan bazılarının daha önce maz, bir grup gazeteciye yaptığı açıklaErgenekon davasında görev aldıklarına Bu	halde	16	yaşındaki	çocuğun	tutukmada, savcıların yaptıkları görevleri nedikkat çekti. Gök, “O zaman	kimsenin	 lanması	da	beklenir.	Hakaretten	şüphedeniyle uzaklaştırılmalarının söz konusu aklına	 ‘ortada bir hukuksuzluk var, bu liyi	gözaltına	aldırmayan	savcının	süolmadığını kaydetti. Yılmaz, “Savcılar,	 savcılar hakkında bir işlem tesis edeyim’ rülmesini	yapan	kurulun	kendi	iradesoruşturma	sırasında	hukuken	davdiye	bir	şey	gelmedi.	Ne	zaman	aklına	 sinden	söz	edilemez.	Milletimin	hakranmaları	gereken	şekilde	davranmageldi?	Yolsuzluklar	ortaya	döküldüğü	 kını	hırsıza	yolsuza	yedirmediğim	için	 dıkları,	Ceza	Muhakemesi	Yasası’nın	 zaman.	Eğer	Ergenekon	ile	ilgili	bir	işlem	 verdiğim	mücadele	sonucunda	sürülkurallarına	uygun	ve	tarafsız	yürütebaşlatmış	olsalardı	belki	şu	anda	bunu	 mem	ve	görevden	alınmam	büyük	bir	 medikleri	kanısına	varıldığı	için	bu	kaanlayabilirdik	ama	yolsuzluklarla	anılan	 şereftir”	diye	yazan	Öz,	eşyalarını	toprar	verildi” dedi. dosyaları	ortaya	çıkarıldığı	bir	tabloda	bu	 layıp	vedalaştıktan	sonra	 Bolu Adliyesi Bu karar sonrası 4 savcı, maaşlarının savcıların	görevden	uzaklaştırılması	yine	 çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtla3’te 2’sini alacaklar. Savcılar, soruşturma iktidarın	yolsuzluklarla	ilgili	karartma	 dı. Öz, “Olayla	ilgili	tebligat	ya	da	hersonuna kadar herhangi bir şekilde yargı ve	yolsuzlukların	üzerine	gidenlere	bir	 hangi	bir	açıklama	gelmedi.	 Bugüne	 görevini yapamayacak. Savcıların bu katehdit,	baskı	aracı	oluşturmaktan	başka	 kadar	savunmam	dahi	alınmadı.	Bana	 bir	anlam	taşımamaktadır”	dedi. rara itiraz etme hakkı var. 2. Daire kararıbildirilmeyen	ve	gönderilmeyen	karanı düzeltmezse, dosya Genel Kurul’a gidecek. elişme		  ANKARA		HSYK 3. Dairesi’nin dün gerçekleştirdiği toplantıda, dönemin Ergenekon Hâkimi Hüsnü	Çalmuk hakkında, tayini çıktığı sırada yaklaşık 40 bilgisayarın harddiskini “geri	dönülemeyecek”	şekilde sildiği, KPSS soruşturmasını yürüten eski Ankara Başsavcıvekili Şadan	Sakınan hakkında ise “mal	varlığında	orantısız	artış”	nedeniyle soruşturma başlatılmasına karar verildi. Daire ayrıca, İstanbul’da görevli bir savcı ve iki hâkim hakkında, yaklaşık 8 internet sitesinin yöneticisini	“hakaret	 etmek	için	örgüt	kurmak” suçundan dinlemesi nedeniyle soruşturma izni verdi.  İki	farklı	dalga...	  Mal	varlığında	artış Hakkında soruşturma izni kararı verilen bir diğer isim ise Konya Başsavcıvekili Şadan Sakınan oldu. Soruşturma başlatılmasına neden olan olay ise Şadan Sakınan’ın Ankara Başsavcıvekili olarak görev yaptığı yıllarda mal varlığında yaşanan ciddi artışlar. İddiaya göre Şadan Sakınan’ın mal varlığında çok ciddi artışlar yaşandı ve bunlar gelirleriyle açıklanmayacak türden... Sakınan ile ilgili soruşturma dosyasında, “imar	ve	iskân	planlarında	değişiklik	 yapılacağını	önceden	öğrendiği	bazı	arazileri	 değerinden	ucuza	alıp,	daha	sonra	pahalıya	satarak	haksız	gelir	elde	ettiği,	adliyenin	kafeterya,	 restorasyon	ve	mal	alım	işlerinde	ihalelerin	değerinden	düşük	verildiği” gibi iddiaların yer aldığı öğrenildi. KPSS’de kopya soruşturmasını yıllarca yürütüp üzerine örten Sakınan, 17 Aralık sürecinden sonra Konya Başsavcıvekilliği’ne atanmıştı. Yeni yargı paketinde, daha önce mesleğe kabul edilmeyen hâkim ve savcı adaylarına “yeniden	başvuru” hakkı tanınmasının ardından daire, önceki HSYK döneminde mesleğe kabul edilmeyen Nebi	Salgınkaya, Tolga	Onur ve Zafer	Özbek’in durumunu da ele aldı. Daha önce elektrik faturasını ödemediği gerekçesiyle mesleğe alınmayan Onur ve diğer iki isim 3. daire kararıyla mesleğe kabul edildi.  D  Ö  ‘Y  T  yARgITAy’DA iŞbÖlüMü PAzARlIğInA gizliliK ANKARA	 (Cumhuriyet	 Bürosu)	 	 Yeni	 oluşan	Yargıtay	Birinci	Başkanlık	Kurulu,	 dairelerin	işbölümünü	belirlemek	amacıyla	 yaptığı	toplantıda,	çalışmalar	tamamlanana	 kadar	gizlilik	kararı	aldı. 12	üyesi	pazartesi	yapılan	seçimle	belirlenen	 Yargıtay	Birinci	Başkanlık	Kurulu,	dün	dairelerin	 iş	bölümünü	belirlemek	amacıyla	toplantı	yaptı.	 Toplantıda	dairelerin	işbölümüne	ilişkin	karar	 çıkmadı.	Süreçle	ilgili	gizlilik	kararı	alındığı,	iş	 bölümüne	ilişkin	çalışmanın	tamamlanmasına	 kadar	 bu	 konuda	 açıklama	 yapılmayacağı	 öğrenildi.	Kurulun	işbölümünü	yapmasının	 ardından	 buna	 ilişkin	 karar	 derhal	 Resmi	 Gazete’de	yayımlanacak	ve	yayım	tarihinden	 itibaren	on	gün	sonra	uygulanmaya	başlanacak.	 Kurul	 tarafından,	 dairelerin	 iş	 durumu	 ve	 ihtiyaçları	göz	önünde	bulundurularak,	Yargıtay	 daire	başkanları,	üyeleri	ve	tetkik	hâkimlerinin	 hangi	 dairelerde	 görev	 yapacağı	 yeniden	 belirlenecek.	İşbölümü	kararı	uygulanmaya	 başlayıncaya	 kadar	 bu	 kanunla	 yapılan	 değişiklikten	 önceki	 işbölümüne	 ilişkin	 hükümler	uygulanmaya	devam	edecek.	  AKP’de zehir zemberek istifa  Cemaatten	direniş  Öte yandan HSYK 2. Dairesi’nin görevden uzaklaştırma kararını, 4 savcı ile ilgili dosyanın kopyası üzerinden verdiği öğrenildi. Bunun nedeninin ise HSYK 3. Dairesi’nin cemaate yakın üç üyesinin direnişinin etkili olduğu belirtildi. Bu üç üye, geçen ay savcılarla ilgili açığa alma talebi ve soruşturma izni verilmesi kararına muhalefet etmişti. 3. Daire, dosyanın 2. Daire’ye gönderilmesine 26 Kasım’da karar vermişti. Ancak alınan bilgiye göre üç muhalif üye, kararla  Öz’ü DUbAi TATili yAKTI  ‘G  bekleniyordu’  Zekeriya Öz’ün görevden uzaklaştırılmasına hakkındaki çok sayıda usulsüz eylem iddiası gerekçe gösterildi. Bunların başında Öz’ün 2013 yılı Ekim ayındaki Dubai tatilinin masraflarını 17 Aralık şüphelisi işadamı Ali	Ağaoğlu’na ödettiği iddiası geliyor. Yine Fatih Belediyesi’nden bir otel ve bir kafe ile ilgili usulsüz imar değişikliği talep etmesi de müfettişin raporuna girdi. Öz’ün 17 Aralık operasyonu sonrası Emniyet’e giderek polisleri tehdit ettiği savı, Twitter’da siyasi mesaj atmak ve Cumhurbaşkanı Tayyip	 Erdoğan’a hakaret etmek iddiaları da soruşturma kapsamında ele alınıyor. Raporda Öz hakkında 7 yer değiştirme, 2 ihraç cezası talep ediliyor. Savcı Celal Kara, 17 Aralık’ta gözaltına alınan şüphelilere savunma hakkı vermemek, Mehmet Yüzgeç’in somut bilgi ve belge olmadan gözaltı işlemi yapmak, Muammer Akkaş ise adliye önünde basın açıklaması yapmak ile suçlanıyor.  AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir	Atalay da konuya ilişkin bir soru üzerine “Yargıda	bir	gelişme	bekleniyordu.	O	 kişilerle	ilgili	çok	spekülatif,	onlar	da	yargı	 insanı	değil	gibi	açıklamalar	yapıyorlardı.	 Dolayısıyla	soruşturmanın	yürütülmesi	açısından	savcıların	açığa	alınmaları	HSYK’nın	 kararıdır.	O	konuda	fazla	açıklama	yapmak	istemiyorum”	dedi.  n KONYA	(Cumhuriyet)		AKP Konya Kadın Kolları Başkanı Özgür Ergün, görevinden istifa etti. Ergün, yaptığı yazılı açıklamada, “Ak Parti teşkilatlarında görev yapmış olmanın devletten maaş almayı hak ettirdiği bir Ak Parti Allah korusun yozlaşmanın eşiğine gelmiş demektir. Gerek Necmettin Erbakan Üniversitesinin bir arka bahçe gibi kullanılması, il başkanlığında görev alan isimlerin kadro verilerek ödüllendirilmesi, gerekse de resmi kurumların avukatlığını Ak Partili yöneticilerin yapması etik ve adil olmayan uygulamalardan bazılarıdır. Paralel yapı ile mücadele edeceğini açıklayan yeni il başkanının yönetiminde paralel yapıya yakın isimlerin bulunması, hükümet karşıtı açıklama yapan ve Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ağır hakaretlerde bulunan Sivil Toplum Kuruluşu yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle yollarımızı ayırdığımız bir ismin de yeni il yönetiminde yer alması manidardır” ifadelerini kullandı.  C M Y B   
            
    
