29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 50 FOTOĞRAFIN YER ALDIĞI SERGİ ANKARA CERMODERN’DE 15 Kültür Servisi CerModern ve Dirimart işbirliği ile gerçekleşen, Türkiye’nin dört bir yanından panoramik 50 fotoğrafın yer aldığı Nuri Bilge Ceylan’ın “Panoramik Bakış” sergisi, Ankara CerModern’de açıldı. 1980 yılında başladığı fotoğrafçılığa filmlerinin yoğunluğu nedeniyle bir süre ara veren Nuri Bilge Ceylan’ın, “Uzak” filmi sonrası gittiği Kapadokya’da çektiği bir kare ile başlayan fotoğrafa dönüş serüveni, yurtdışında ve İstanbul’da açtığı sergiler sonrası “Panoramik Bakış” adı altında devam ediyor. Sergideki doğanın, insanın ve tarihin izlerini daha önce hiç görmediğimiz kompozisyonla anlatan kareler, kendi deyişiyle “film için mekân arayışını bahane ederek memleketin dört bir yanında çektiği” enstantaneleri barındırıyor. Küratörlüğünü Heinz Peter Schwerfel’ın üstlendiği sergi 26 Mart 2015 tarihine dek görülebilir. Nuri Bilge Ceylan’dan ‘Panoramik Bakış’ Fotoğrafın gizleri... İstanbul Modern’de Şahin Kaygun’un fotoğraf sergisi... O bir öncüydü. Yetenekliydi. Araştırmacıydı. Atılımcıydı. Cesur yürekti. Aramızdan ayrıldığında 41 yaşındaydı. (195192) Şahin Kaygun’u 70’li yılların sonlarında tanıdım. Resim, grafik ve fotoğrafı bir arada yüLaleper Aytek rütür, tiyatrolardan, sergilerden çıkmazdı. Öğrenmeye tutkuluyce kahroldum; sonra bayıldu. Farklı alanları izler, onlara kendi yaratıcılığını, yorumlarını, dım! Sergide bunlardan biri var, hem de devasa bodeğerlendirmelerini katardı. Disipyutta!) linler arası sanat dili yaratma yoSadece teknik beceri ya lunda ilerledi. Çok geniş bir sanatda teknik deney değildi çı, dost çevresi vardı. Anımsıyoonun ki. Aynı zamanda iç rum, coşkusunu paylaşır, hüznünü dünyasını, duyarlığını dıgizler, duyarlılığını dışavururdu. şavurma çabasıydı. Evet, Dost canlısıydı. Şahin Kaygun’u o bir dışavurumcu ressamtanıyıp da onu sevmeyen var mıydı da sanki... Kuralların ve dı? Hiç sanmıyorum. İstanbul Modern’deki sergiyi do alışılagelmişin dışına çıkma, kendi inandığı yollaşırken işte önce bu yukarıdakida ilerleme, sınırları zorleri düşündüm. bir kez daha hayran oldum. Poloroid üzerine, fotoğ lama, meydan okuma, işinin özüydü. Yukarıda cesur raf üzerine yaptığı müdahaleler... yürek demem ondan. Orijinal negatifi kazıma, renklenSergi küratörü Sena dirme, boyama... Eklemeler, çıkarÇakırkaya’ nın saptamamalar... Fotoğrafı o bir anın ötesiŞahin Kaygun’un sergide yer alan sı önemli: “80’lerin pone taşıma... O anı farklılaştırma.... Zeynep Oral portresi. litik ortamında yaşaSanki bir rejisör, bir tiyatro yönetnan bireysel bunalım ve bu sergi kaçırılmayacak bir fırsat... meni... Tasarlanmış sahneler... Foiçe kapanmanın sanat alanıntoğrafı dönüştürme... Boşuna dealeper’e rağmen Paris daki yansımalarının hissedilememiş: “Ben fotoğraf çekmiyobildiği dönemi ele alan sergide, Laleper Aytek’in “Non Parum, fotoğraf yapıyorum” diye... Kaygun’un çalışmaları zamaris” adı 14. kişisel fotoğraf sergi(Benim iki farklı portremi çekmişnın ruh halini kişisel bir bakış si Fransız Kültür Merkezi’nde Koç ti. Bana benzeyen ve hiç benzeaçısıyla dışavuruyor.” Üniversitesi’nin katkılarıyla açıldı . meyen... Sonra telefon edip “ArOnu tanımayan genç kuşak için Sanatçı bu sergide, hiç tanımatık mavi saçlısın” dediğinde öndığı, yabancısı olduğu, dilini bilmediği bir coğrafyaya, bir ortama savrulmuş... Niyetini sanki baştan açığa vuruyor: Bu sergiyle, bir kenti keşfetmekten çok, kendi deyişiyle “bazen kırılgan, kimi eğreti olsa da uzun zamandır belki de ilk defa cesaretli bir iç(e) bakışın, kendine ait duymayı beklediği bir sesin ya da itirazlarının kapısını aralamaya” çalışıyor. Serginin isim anası Zeynep Avcı... “Hayır Paris” dese de sanatçıya rağmen, tuhaf bir biçimde, bu fotoğraflar buram buram Paris kokuyor! İnsanlar, mekânlar, sokaklar, kaldırımlar, ışıklar, gölgeler... Siyah beyaz fotoğraflarda, büyütülmüş ayrıntılarda, Paris’in görüntüsünden çok ruhuna bakıyormuşum duygusuna kapılıyorum... Duvardaki çatlak, bakıştaki umut, ellerdeki bezginlik, camekândaki ışık, bedendeki yorgunluk, eteğin kıvrımlarındaki iştah, kaldırımdaki su damlası, kurulu sofra, çocuğun saçlarındaki afacanlık... Üst üste bindirmeler... Aynalardan, camlardan, sulardan yansımalar... Her biri ve her birindeki sayısız ayrıntı, nice anlatıya, nice önermeye, nice duyguya gebe... Fotoğraflara baktıkça, söylenmeyeni duymaya, gösterilmeyeni görmeye, anlatılmayanı dinlemeye başlıyorum. Fotoğrafın gizi bu olsa gerek. Laleper Aytek sergisi 31 Ocak, Şahin Kaygun sergisi 15 Şubat’a dek sürüyor. Kaçırmayın! ŞAHİN KAYGUN... LALEPER AYTEK... GÖRÜNMEYENİ GÖSTERMEK... Cumhurbaşkanı ve oğlu Bilal Erdoğan’dan Emrah Serbes’e bir dava daha Kültür Servisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan, yazar Emrah Serbes’e bir kez daha hakaret ettiği iddiasıyla dava açtı. Geçen aylarda “Burada Laf Çok” adlı TV programına katılan Serbes, konuşması arasında “Gezi şehitlerini unutmadıklarını” belirterek konuşmasına, “Bu ülkenin gençleri senden korkmuyor. Ben 33 yaşındayım, ben de senden korkmuyorum. İstediğiniz zulmü yapın, gözlerimizde korkuyu göremeyeceksiniz. Bizim hükümetler hep ucuz kabadayılık yapıyorlar. Siz ucuz kabadayıysanız ben de Behzat Ç’nin yazarıyım” diye devam etmişti. Sel Yayıncılık, “Yumuşak Makine” davasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyor ‘İşlenmemiş suç ertelenemez’ Kültür Servisi Sel Yayıncılık, Beat Kuşağı’nın önemli temsilcilerinden William S. Burroughs’un “Yumuşak Makine” adlı kitabı hakkındaki “müstehcenlik” davasında, “kovuşturmanın ertelenmesi” kararına karşılık, Yargıtay’ın temyiz taleplerini reddetmesinin ardından, davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı. Kitap hakkında 2011 yılında halkın ar ve hayâ duygularını incittiği gerekçesiyle “müstehcenlik” davası açılmış, bilirkişi raporlarıyla kitabın edebi eser olduğunun kanıtlanmasına karşın, yerel mahkeme 5 Temmuz 2012’de “kovuşturmanın ertelenmesine” karar vermişti. Yayınevi de kararın “üç yıllık bir denetimi de beraberinde getirdiği, sansür ve otosansür mekanizmalarının devreye sokulmasını amaçladığı” savıyla karara itiraz etmişti. Ne var ki, Yargıtay ve sonrasında İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yayınevinin temyiz talebi reddetti. Yayınevi tarafından yapılan açıklamada, “Davanın açılış nedenlerinin boşa çıkarıldığı bir yargı sürecinin ardından beraat yerine, ortada işlenmiş bir suç varmışçasına verilen bu erteleme kararına karşı temyiz başvurusunda bulunduk. Talebimizde ısrarcıyız; bu kez de dosyayı ifade özgürlüğü, çalışma hürriyeti ve adil yargılanma haklarımızın ihlal edildiğinin tespiti ve bundan dolayı taleplerimizin karşılanmasına karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşıyoruz. Herhangi bir kitabın edebi niteliği olup olmadığına yalnızca okurun karar verebileceği görüşümüzün altını bir kez daha çiziyoruz” denildi. L Mersin Devlet Opera ve Balesi, Taşçılı köyünde konser verdi Köylüler enstrümanlarla tanıştı MERSİN (DHA) Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), kent merkezine 40 kilometre uzaklıktaki, Tarsus ilçesine bağlı Taşçılı köyünde, opera, bale ve çoksesli müziği herkese sevdirmek amacıyla mini bir konser verdi. Konserde şef Anıl Aydın öncülüğünde, Hakan Bölükbaşı, İrina Vitalina, Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı ve Funda Hayfavi’nin aralarında olduğu sanatçılar, çeşitli müzik türlerinden eserler seslendirdi. Konser sonrası Orkestra Müdür Yardımcısı Tarık Aydoğan ve orkestra sanatçıları, köy halkına enstrümanların tanıtımını yaptı. Ardından da sanatçılar 7’den 70’e herkese viyolonsel, viyola, trompet, trombon, flüt gibi enstrümanları çalma fırsatı verince ortaya renkli görüntüler çıktı. MDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Aslı Utku Engin, “Çocuklarımız bizim için çok kıymetlidir. Hepsi, ülkemizin hazinesidir. Bu nedenle de sanatı onların ayağına getirdik” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle