02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2014 CUMA 10 EKONOMİ [email protected] 2015 yılının bir hayli zor geçeceğini belirten Dinçer, iş dünyasına da güçlü örgütlenme önerdi Bütün işverenler birleşin u Türkiye’nin arka arkaya düşük büyüme bandına girdiğine dikkat Dinçer, yeni Türkiye’de daha güçlü ses olabilmek için güçlü örgütlenmeye gereksinim duyulduğunu söyledi. Vergisini ödeyene Fed Faizi Niçin Yükseltsin? Güncel ekonomik tartışmalar, beklentiler arasında Fed’in (Federal Reserve ABD Merkez Bankası) faiz oranını yükseltmesi, bunun zamanlanması ağırlıklı yer tutuyor. Fed’in 2015 yılında faiz oranını yükseltmesi genellikle bekleniyor. Yalnız zamanlaması konusunda görüş ayrılıkları var. 2015 yılının ilk çeyreğinde, en geç ilk yarısında faiz artışı bekleyenler olduğu gibi, faiz artışının 2015 yılının son aylarına doğru kayacağını öngörenlerin sayısı da az değil. Fed faizi niçin yükseltsin? İrdelenmesi, yanıtının aranması gereken temel soru budur. ABD’nin açıklanan ekonomik verilerinden hareketle, soruya yaklaşmak gerekir. Açıklanan verilere göre ABD, gelişmiş ekonomiler içinde en hızlı toparlanan ekonomidir. ABD’de ekonomik büyüme hızlanıyor, işsizlik düzeyi azalıyor, olağan işsizlik oranına yaklaşılıyor, güçlü USD’ye karşın dış açık azalıyor, bütçe açığı görece daralıyor, finansal pazarlarda sorun, istikrarsızlık gözlenmiyor, öngörülmüyor. Bu verilerin ışığı altında Fed faiz oranını niçin yükseltsin? Neoliberal para politikasına göre faiz oranı yükselmesinin ekonomiye yansıması, etkisi, tüketim harcamalarının, yatırım harcamalarının kısılması, kredi maliyetinin artması, kredi hacminin daralması, ekonominin yavaşlaması yönünde olur. Faiz yükselmesi sistemik bir risk oluşturduğundan, menkul kıymet piyasalarında değer kayıplarının yaşanması da beklenir. HHH ABD’de ekonomik veriler olumlu yönde gelişirken, gidiş yönünü saptıracak önlemler niçin alınsın, politikalar değiştirilsin? Tüketim, yatırım harcamalarını kısmayı, istihdam düzeyini düşürmeyi gerektirecek nedenler var mı? Ekonomik göstergelere bakıldığında bu soruya olumlu yanıt verilemez. Fed’in bu koşullarda faiz oranını yükseltmesi akılcı bir seçenek olamaz. Fed iyiye gidişi niçin bozsun? Faiz oranının yükseltilmesi ne zaman ve hangi koşullarda gerekli olabilir? (1) ABD’de ciddi bir enflasyon beklentisi, enflasyon baskısı oluştuğunda; (2) ABD süreğen dış açığını fonlamada zorlandığında; (3) ABD’den diğer ülkelere doğru sermaye çıkışı, sermaye kaçışı başladığında... Veriler, ABD ekonomisinde ciddi bir enflasyon tehlikesinin başladığını göstermiyor. Böyle bir olasılık belirdiğinde Fed, izlediği örtülü nominal çapa olarak nitelendirilen para politikası stratejisi gereği, önleyici bir önlem olarak faizleri yükseltir. ABD süreğen dış açık veren bir ekonomi. Dış açığını, ağırlıklı olarak cari işlemler fazlası veren ülkelere borçlanma senetleri, tahvil satarak fonluyor. Son dönemde Çin, bu bağlamda ABD’nin en önemli partneri. ABD, Çin’e önemli boyutta tahvil satarak dış açığını fonlayarak faiz haddini düşük tutabiliyor. ABD dış açığını fonladığı sürece fonlama maliyetini yükseltmenin de akılcı bir yönü yoktur. HHH Verilere göre ABD’den sermaye çıkışı, sermaye kaçışı da söz konusu değil. Bilakis ABD güvenilir bir liman olarak görüldüğünden, ekonomisi toparlandığından, ülkeye sermaye girişi var. Özetlenen çözümleme doğru ise Fed’in yakın bir gelecekte faiz oranını yükseltmesini haklı kılacak ekonomik gerekçesi yoktur. Peki, öyleyse Fed’in faiz yükseltmesi niçin gündemde? Fed, para politikası aracı olarak sözle yönetmeyi de kullanıyor. “Faizi yükselmek izlenimi yaratarak yönlendirmede tehdit öğesi oluşturuyor” beklenti yaratıyor. ABD, tüketici fiyatları hızlı yükselmedikçe, dış açığı fonlamada zorlanmadıkça veya ülkeden sermaye çıkışı, kaçışı olmadıkça fiilen faizi yükseltmez. Fed söylemiyle bir yerde kafa karıştırıyor, beklenti yaratıyor, doları güçlü tutuyor. Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Haluk Dinçer, “Belli ki 2015 yılı çok zor bir yıl olacak” değerlendirmesi yaparak Türkiye’nin düşük büyüme bandına girdiğini ve bu durumun benimsendiğini dile getirdi. Dinçer, iş dünyasının örgütlenme modeli üzerine de görüşlerini açıklayarak daha güçlü bir ses için daha güçlü örgütlenme gerektiğini söyledi. Dinçer, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) 10. Kuruluş Yılı Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, hem iş dünyası olarak kalkınma ve büyüme sürecini nasıl gördüklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunacağını hem de iş dünyasının örgütlenmesine ilişkin bazı görüşlerini dile getirme arzusunda olduğunu belirtti. Örgütlenme konusunda, iş dünyasının ortak çarpanlar etrafında daha güçlü birlikteliklere gereksinim duyulduğunu anlatan Dinçer, “İş güvenliği, rekabet, nitelikli istihdam, eğitim gibi pek çok ortak çarpanı olan iş dünyasının dağınık örgüt yapısı, iş dünyasının gündem belirleme ve katılımcı gücünü de sınırlıyor. Bu dağınık yapının yarattığı boşluk da sistemin diğer unsurları tarafından dolduruluyor; ancak maalesef katılımcılık geri kalıyor, kararlar, uygulamalar eksik karşılık buluyor” dedi. Dinçer, küresel olarak yaşanan son gelişmelere ilişkin “Belli ki 2015 yılı çok zor bir yıl olacak. Yine de dünya ekonomisinin yüzde 3.5’lar civarında büyümesi mümkün” değerlendirmesini yaptı. Dinçer, çözüm sürecinin önemine dikkati çekerek “çözüm sürecinin başarıyla sürdürülmesi, Türkiye’nin potansiyel büyümesine 1 puan kadar katkıda bulunabiliyor” dedi. indirim sağlansın Haluk Dinçer Ümit Boyner Ali Babacan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, yapılan afların sosyal barışı bozmaması gerektiğini söyledi. Bundan 10 yıl önce daha yaşanabilir bir Türkiye için, ulusal ekonomi politikalarının oluşturulmasına, rekabet gücünün artmasına ve uluslararası entegrasyona katkı sağlamak amacıyla iş insanları olarak bir araya gelindiğini anlattan Onatça, hedefe ilerlerken bağımsızlık, şeffaflık, demokrasi, insana ve çevreye saygının temel değerlerini oluşturduğunu belirten Onatça, 10 yıl boyunca zorlu koşullara, engellere rağmen hedeflerinden ve değerlerinden ödün vermediklerini söyledi. “Gelir dağılımında çok kötü bir tabloya sahip ülkelerden biri oluşumuzda, yaşadığımız sosyal sorunlarda, 6,5 yıllık eğitim ortalamamızın etkisi var” diyen Onatça, Babacan’ın çözmesi amacıyla bazı sorunları şöyle özetledi; l Dönemsel çıkarılan vergi afları, kayıtlı çalışan mükelle u Her dört bir yılda bir değişik adlarla vergi affı yapıldığını söyleyen Onatça, vergisini ve primini düzenli ödeyen iş insanlarının mağdur edildiğini ve onlara da teşvik verilmesi gerektiğini dile getirdi. fi haksız rekabetle baş başa bırakıyor. Vergisini düzenleyen mükellefe de SGK pirimini ödeyenler gibi yüzde 25’lik teşvik verilsin. l Suriye’den alınan göç nedeniyle ciddi sosyoekonomik sıkıntılar çeken kentler var. Özellikle sınıra yakın kentlerde sosyal ve ekonomik sorunların giderilmesi çerçevesinde atılması gereken adımları bekleniyor. l Federasyonlardan gelen geri bildirimlerin birçoğunda teşvik sisteminden kaynaklanan iller arası haksız rekabet sıkıntısı yer alıyor. Aynı ilin sınırları içinde gelir dağılımında önemli farklılıklar arz eden ilçeler mevcutken, teşvik sisteminde daha spesifik yeni bir çalışmaya ihtiyaç var. l Kayıt dışılık bir türlü Süleyman çözülemedi. Barış süreci katkı sağlar Yeni teşvik ve W20 yolda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ticari krediler içinde yer alan üretime ve yatırıma yönelik krediler için bir teşvik mekanizması getireceklerini söyledi. TÜRKONFED zirvesinde konuşan Babacan “Bununla ilgili çalışmaları bir aya kadar açıklamış oluruz” dedi. Babacan, G20 toplantılarında B20 ve L20’nin yanı sıra kendilerine bir de W20 önerisi geldiğini açıklayarak, kadın yani “Woman” başlığına ilişkin çalışmalara başladıklarını bir ay içinde diğer ülkelere ileteceklerini ve kabul görmesi halinde artık W20’nin de görüşmeler içinde yer alacağını dile getirdi. Onatça Doğalgaz aboneliğinde işlem bedeli zammı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2015’de doğalgaz dağıtım şirketlerinin abonelerden tahsil edeceği bağlantı tarifeleri, iç tesisat proje onayı, kontrolörlük, güvence bedelleri, test ve işletmeye alma işlem bedellerine zam yaptı. Doğalgaz abone bağlantı bedeli için dağıtım şirketine ödenecek tutar, 2015’te 33 lira artarak 393 lira olacak. TPAO da özelleşiyor Bakan Yıldız TPAO’nun özelleştirileceğini ‘yapısal değişikliğe ihtiyacı’ var ifadesiyle dile getirdi. Model olarak da THY özelleştirmesi modelinin kullanılacağını belirtti. Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) yapısal değişikliğiyle ilgili tüm hazırlıkların tamamlandığını ve Bakanlar Kurulu’na sunulacağını söyledi. Türk Hava Yolları modeli tarzında bir özelleştirme uygulanacağını belirten Yıldız, “Kamu özel sektörle beraber halka açık, blok satış modelini tartışmak kaydıyla mutlaka buna ihtiyaç var. Bu şu ana kadar aslında bizim daha önce yapmamız gereken bir konu ve önemli bir başlıktır. Bunu da gerçekleştireceğimize inanıyorum” dedi. anlaşmaya varılamadığını belirten Yıldız, iki toplantı daha yapılacağını ve yılbaşına kadar karar verilmesini istediklerini söyledi. Petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen vergi oranlarının yüksekliği nedeniyle tüketiciye indirimin sınırlı yansımasına Yıldız, petrol fiyatlarındaki düşüşün tükeciyi de vuracağını söyleyerek şöyle açıkladı: “40 dolarlara düştüğü anda, maliyeti 40 doların üstündeki tüm kuyular durma noktasına gelir. Bu arzın azalması, bu da tüketimi tehditi anlamında. ‘Ne olursa olsun düşsün’ mantığını, tüketiciyi tehdit eden unsur olması gerekçesiyle doğru bulmayız” dedi. Ayrıca Yıldız, Irak Elektrik Bakanı Kasım elFehdavi ile kapasitesi 3 bin megavat olan elektrik üretim santralı anlaşmasını dün imzalayacaklarını bildirdi. Romanya baseninde petrolgaz bulguları olduğunu söyleyen Yıldız, “Shell ile 300 milyon dolarlık sondaj yatırımı yapacağız” dedi. Tüketiciye tehdit netleştirilmedi Yıldız: ‘Türk Akımı’ Rusya’nın yeni boru hattı içi teknik çalışmalara başlandığını söyleyen Yıldız, “Buna ‘Türk Akımı’ diyelim, bununla alakalı konu da netleştirilmedi. Ancak bu, gerçekleştirilebilecek bir konudur. Belki 2019, belki 2020’ye kadar inşaat ve diğer konular değerlendirilecek” dedi. Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Kirill Molodtstov da basın açıklamasında, Türkiye’ye doğalgaz iletimi için yapımı planlanan sualtı doğalgaz boru hattının tasarım aşamasının 12 ile 18 ay süreceğini söyledi. Rus gazına indirim konusunun Gazprom’la görüşüldüğünü ancak İndirimde anlaşamadılar ‘Kamu yatırım yapmaz, satar‘ Ekonomi Servisi Kamu malı olan her şeyin özelleşebileceği gibi kamunun yatırım yapmayacağına dair planlarının hazır olduğunu söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2019’a kadar stratejik planı yaptıklarını ve yayınladıklarını söyledi. Yıldız özelleştirmenin önünü açma gerekçelerini şöyle açıkladı: “Türkiye liberalleşen ve özelleşen bir yapıyı tercih etti. Ne zaman? 12 yıl önce ve kanunda madde var, arz güvenliğiyle alakalı bir problem yaşamıyor olması halinde kamu yatırım yapamaz. Ben bakan olarak ‘herhangi bir yatırım, bir santral yapın’ diyemem. Bunu özel sektör yapacak ve zaten özel sektörün önünü açtık. Çünkü Türkiye uluslararası sermaye ile büyümesini gerçekleştiriyor.” MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ 2.2599 1.8674 2.8128 3.5382 2.3353 1.9662 7.7056 12 ARALIK 2014 EFEKTİF ALIŞ 2.2583 1.8588 2.8108 3.5357 2.3318 1.9589 7.5900 SATIŞ 2.2674 1.8909 0.38024 2.8221 3.5619 2.3538 0.30336 1.9826 7.9236 0.31516 0.60776 1.9232 SATIŞ 2.2640 1.8796 2.8179 3.5566 2.3503 1.9751 7.8065 0.37752 0.37937 0.37726 0.29955 0.30266 0.29934 0.31234 0.31444 0.31212 0.60215 0.60324 0.59763 1.9033 1.9159 1.8963
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle