05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Kılıçdaroğlu, ‘Geleceği Birlikte Kuruyoruz’ toplantısı için Diyarbakır’a çıkarma yaptı HABERLER 7 çözüm anketi FIRAT KOZOK / MAHMUT ORAL DİYARBAKIR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçimlere dönük başlattığı “bölge toplantıları” kapsamında geldiği Diyarbakır’da Kürt sorununun çözümü için 12 maddelik “öneriler” listesi açıklarken bölgedeki örgüt yöneticilerine, kendilerini tanımladıkları “etnik/dini kimliğin” de istendiği “çözüm süreci için öneri anketi” uyguladı. “Eskiden bölgede rozet takamıyorduk” diyen Kılıçdaroğlu, bugün artık CHP’nin Türkiye’nin her bölgesinde varlık gösterdiğini söyledi. Sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüşen CHP Lideri, anadilde eğitim için aralarında pedagogların da bulunduğu komisyon oluşturduklarını açıkladı. Kılıçdaroğlu, komisyondan çıkacak sonuca uyacaklarını da kaydetti. CHP, “Geleceği Birlikte Kuruyoruz” toplantıları çerçevesinde Diyarbakır’da bölge toplantısı düzenledi. Kente girişinde bölgedeki 15 ilden gelen parti teşkilatları tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, partililerle yaptığı toplantının ardından kent sokaklarında esnaf ziyareti yaptı, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, toplumun kavgadan bıktığını ve barışa susadığını belirterek anaların çocuklarını güvenli bir şekilde askere ve okula göndermesini istediklerini ifade etti. Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Diyarbakır’a “fabrika” yerine, “hapishane” sözü verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Hapishane sözü verdi, oyları topladı. O nedenle buradan bütün Diyarbakırlılara sesleniyorum; işsizlik mi var, evet var. Sizden sadece ve sadece 4 yıl için yetki istiyorum. Kadınları sabahın köründen akşama kadar 50 lira için PTT’nin önünde kuyruğa diziyorlar. Buradan bütün kadın kardeşlerimize sesleniyorum; 50 lira için seni o kuyruğa dizen namerttir.” Kılıçdaroğlu, Kürt sorununa da değindiği konuşmasında herkesin sorunu kendine göre tanımladığına işaret etti. “Adı ne olursa olsun ortada bir gerçek var. 30 yıldır devam ediyor mu, evet ediyor” diyen Kılıçdaroğlu, CHP olarak sorunun güvenlik önzüm arayışlarında Batı kamuoyunun hissiyatı dikkate alınmalı, çözüm zamana yayılmalıdır”, “Görüşmelerin yol haritası kamuoyu ile paylaşılmalıdır”, “Çözüm arayışlarında yaşanan gizli görüşmeler ve ittifaklar yerine TBMM’nin hesap veren ve soran siyasi meşru kimliği ön plana çıkarılmalıdır”, “Sadece PKK muhatap alınmamalıdır”, “Sadece Öcalan muhatap alınmamalıdır”, “Anadilde eğitim olmalıdır”, “Kamu hizmetleri çokdilli gerçekleştirilmelidir”, “Bölgeye ekonomik yönden pozitif ayrımcılık teşvik edilmelidir”, “Silahlar susmadan siyasi temas gerçekleştirilmemelidir”, “Yerel yönetimler güçlendirilmelidir”, “Özerk yönetim arayışı desteklenmelidir”, “Komşu ülkelerde yaşanan şiddet olaylarına karşı CHP’nin mevcut söylemi devam ettirilmelidir”, “CHP diğer etnik grupların ve azınlıkların sorunlarını daha fazla gündeme getirmelidir.” Esnafı ziyaret eden Kılıçdaroğlu sivil toplum temsilcileriyle görüştü. Sorular üzerine, “Elbette 3738 Dersim olayları yaşanmıştır. Ancak bunların siyaset malzemesi yapılmasını, insanların acıları üzerinden rant devşirilmesini doğru bulmayız” diyen Kılıçdaroğlu, HDP ile ittifak sorularına 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in sözünü anımsatarak, “Şu an gündemimizde yok. Siyasette 24 bile uzun zamandır” dedi. Anadilde eğitim konusunda pedagogların da bulunduğu komisyon oluşturduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, buradan çıkacak karar uyacaklarını açıkladı. lemleriyle çözülemeyeceğini hep dile getirdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “35 yıldır sorunu çözmeyi güvenlik güçlerine havale ettiler. Kimler; siyasiler. Biz de dedik, 30 yıllık tecrübe yetmedi mi? Akan kan yetmedi mi hâlâ? Sorunu demokrasi ve özgürlükle çözeceğiz” dedi. Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Kılıçdaroğlu, kendilerinin sürece karşı oldukları yönünde bir imaj oluşturulmaya çalışıldığını vurgularken “CHP Kobanili Kürt’e, Kerküklü Arap’a, Türkmen’e, Şengalli Ezidi’ye karşı IŞİD’in yanında yer almayacak kadar onurlu bir partidir” dedi. Kılıçdaroğlu, toplantıda Kürt sorunu konusunda partisinin “çözüm reçetesini” ise “Seçim barajının yüzde 3’e çekilmesi, Diyarbakır’a demokrasi ve insan hakları müzesi, zorunlu göç mağdurlarının geriye dönüşünün sağlanması, Roboski katliamının ve bütün faili meçhullerin aydınlatılması, mayınlı arazilerin temizlenmesi, koruculuk sisteminin kaldırılması, AB Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın onaylanması, çözüm sürecinin TBMM zemininde yürütülmesi, inanç üzerinden siyasete son verilmesi” olarak sıraladı. CHP, Diyarbakır’daki bölge toplantısında Doğu ve Güneydoğu’dan 15 ilden gelen örgüt temsilcilerine anket dağıttı. 2015 genel seçimlerinde yapılacak çalışmalarda bölge beklentilerini belirlemeyi amaçlayan ankette, katılımcılara kendi etnik kimliğini nasıl tanımladığı soruldu. Kürt sorununun çözümüne ilişkin önerilerin de sorulduğu ankette şu seçenekler yer aldı: “Temel insan hakları, PKK ile pazarlık konusu yapılmadan tanınmalıdır”, “Çö CHP’den bölgede Lucretius’u Hatırladım Yeniden Katolik dünyasının lideri Papa geldi. Fırsattır, tam sırasıdır Lucretius’u hatırlamanın. Hatırlamanın zamanıdır; çünkü uzayın ve atomun derinliklerine doğru bitimsiz yolculuğumuz hurafenin yaşayabileceği alanı daraltıyor. Ne Vatikan’da ne de başka bir yerde yaşama alanı kaldı hurafenin. Yine de hâlâ karanlığı yendiğimizi söyleyemiyoruz. Bilimin ışığı parladıkça karanlığı özleyenlerin sayısı da arttı. IŞİD’ler, Boko Haram’lar yeryüzünü kana buladılar. Neden? Nasıl oldu bu? Atoma doğru yolculuğun mantığını kuran evrenin sırrını tam da orada arayanları küçümsediğimiz, bilimi yığınlardan gizlemenin sırrını keşfeden, gelişmeyi her aşamada frenlemeyi, teknolojinin sınırları içine hapseden sisteme boyun eğdiğimiz için olabilir mi? Geçmişin derinliklerine tıpkı atomun derinliklerine daldığımız gibi dalsaydık, gelişmenin diyalektiğini peygamber İsa’dan 94 yıl önce doğan şair Titus Lucretius gibi görseydik belki de boyun eğmeyecektik. HHH Bugün derinliklerine doğru yolculuğumuzu büyük bir heyecanla sürdürdüğümüz atomun iç dünyasını Demokritos’un izinden giderek anlatan Lucretius diyordu ki; “İnsan olsun hayvan olsun tüm fani canlıların özgür iradesi vardır ve bunun nedeni temel parçacıklardaki tesadüfi sapmalardır.” Diyordu ki, Lucretius; “Tüm hareketler önü sonu belli upuzun bir silsile olsa, özgürlüğün imkânı kalmazdı; kaderin buyruğuna uygun nedenler ezelden itibaren birbirini takip ederdi. Fakat biz o kaderin elinden özgür iradeyi çekip alıyoruz.” HHH Dogmaların bağnazlığı ile hüküm kuranlara, kısır akılların determinist rüyalarıyla karşımıza çıkanlara, onlara boyun eğenlere, yarın ne olacağını bize büyük bir kesinlik ve böbürlenmeyle söyleyenlere, biatı öğütleyenlere Lucretius’u, o büyük ozanı okumalarını salık veriyorum. Büyük bir şairdi Lucretius. Onun “Evrenin Yapısı” adlı uzun şiirini unutulmaz şairimiz Turgut Uyar ile yine unutulmaz hikâyecimiz Tomris Uyar birlikte çevirdiler. Norgunk Yayınları’ndan çıkmıştı. Peki ama ben durup dururken sırf Papa Türkiye’ye geldi diye mi hatırladım Lucretius’u? HHH Zorbalığın bize sunduğu gelecek haritası can sıkıyor da ondan hatırladım. Gençler “Eee! Yeter artık” diye sokaklara çıktılar da ondan hatırladım. “Eşit falan değilsiniz” diye aşağılanmak istenen kadınlar “Gelecek keyfinize göre çizdiğiniz, içinde bize yer bırakmadığınız haritalarla şekillenmeyecek, geleceği sizin saçma sapan ‘doğrularınız’ değil, bizim çoktan kazandığımız hakkımız, hukukumuz belirleyecek” dediler de ondan hatırladım. İşte Lucretius’un şu sözlerini tam o sırada hatırladım: “Şurada kazanırken / yaşama gücü, bakıyorsun, yenik düşüyor şurada / Ağlanırken, yas tutulurken bir yanda / gözlerini güneşli dünyaya açan bebelerin / çığlıkları karışıyor ağıtlara / gün geçmiyor, gece geçmiyor ki karışmasın / bir bebe çığlığı ağıt seslerine / acıyla sevinç çatışmasın birbiriyle.” HHH Bilimle kapışmada her geçen gün mevzi yitiren Vatikan’ın Papa’sı geldi de tam o sırada aklıma geldi Lucretius. Sarayının önünde Papa’yı karşılayanı izlerken hatırladım Lucretius’u. Sonra yeniden okudum. Uzayın ve atomun derinliklerine doğru bitmez tükenmez yolculuğun sonsuz zaferini bir kere daha kavradım. “Öyle değil böyle olacak, bebeler şöyle okuyacak, delikanlılar şöyle bilecek, kadınlar eve kapanacak, Türkler böyle susacak, Kürtler sesini kesecek, Aleviler camiye gidecek, şuraya kanal açılacak, buraya kışla yapılacak” diyene itiraz edenlerin haklılığına iman ettim de ondan hatırladım Lucretius’u. HHH Doğumla ölümün sonsuz dansı IŞİD’e, Boko Haram’a, zorbalığın hiçbir türüne gelecek vaat etmiyor. Beklenmedik durumlardan, atom altı parçacıkların düz bir çizgi izlemeyen bilinmezlerinin sonsuz çarpışmasından güç alıyor hayat. O hayatımıza yön veren ışıktan öylesine habersizler, sığındıkları hurafeyi “çağdaşlık” sandıkları teknoloji ile yaşatmaları öylesine imkânsız ki, işte o nedenle gençleri, kadınları, gözleri ışık içindeki insanları anlayamıyor, tehditlerle yıldırmaya çalışıyorlar. Boşunadır, baş edemeyecekler. Çünkü onlar doğumdur, hayattır; hurafe ise o sonsuz dansta yitip gidecek olandır. Kendisidir ölümün. HDP ittifakı Çözüm anketi ‘Akan kan yetmedi mi?’ 12 soruyla reçete Kılıçdaroğlu toplantının basına kapalı bölümünde teşkilatın sorularını yanıtladı ve isteklerini sıraladı. CHP’nin aile sigortası projesini iyi anlatamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu konudaki çalışmaların yoğunlaştırılmasını istedi. “Eskiden bölgede rozet takamıyorduk” diyen Kılıçdaroğlu, bugün artık CHP’nin Türkiye’nin her bölgesinde varlık gösterdiğine işaret etti. CHP kadrolarından “iktidara inanarak” çalışmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, “Partimiz için ‘iktidar olmaz’ diyen il ve ilçe başkanları lütfen görevlerinden istifa etsin” uyarısı yaptı. Kılıçdaroğlu, yurttaşlarla yapılan konuşmaları da “sonuna kadar dinleme” çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, ayrıca teşkilata “Parti merkezlerini sigara merkezleri yapmayın. Oraya kadınlar, gençler gelecek. Güneşten sararmış, solmuş afişleri, tabelaları değiştirin, yenisini koyun” diye seslendi. Cezaevlerindeki Hizbullahçılardan PKK’lilere, Ergenekon tutuklularından adli tutuklulara kadar herkesin sorunuyla ilgilendiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hizçbullahçılar bize oy verir mi? Hayır. Ama bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyorsak, hep birlikte olacağız” diye ekledi. ‘İktidar olmaz diyen gitsin’ İMRALI HEYETİ ÖCALAN’LA GÖRÜŞTÜ Eylemsizlik çağrısı gündemde MAHMUT LICALI ANKARA Çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklığın ardından 38 gün sonra gerçekleşen İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’ın, bugün, HDP heyeti aracılığıyla çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçilmesiyle birlikte, örgüte yönelik “eylemsizlik” çağrısı yapacağı ifade ediliyor. Kritik görüşmede PKK’nin silahlı güçlerini Türkiye sınırları dışına çıkararak silahsızlanmayla ilgili konuların da ele alındığı belirtiliyor. HDP heyetinin bugün yapılacağı duyurulan İmralı ziyareti sürpriz bir şekilde dün gerçekleşti. Heyete yeni katılan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle’yle birlikte HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP heyeti dün 38 gün sonra Abdullah Öcalan ile görüştü. Bundan sonra yapılacak İmralı ziyaretlerinde Dicle’nin yer alacağı, Ceylan Bağrıyanık’ın daha sonra yapılacak görüşmelerde gidebileceği ya da başka bir ismin heyete dahil olabileceği kaydediliyor. yaretinden dönen Baluken, heyete örgütün silahsızlanma da dahil olmak üzere süreç çerçevesinde atılması gereken adımlar ve yöntemler konusunda görüşlerini aktardı. Edinilen bilgiye göre, İmralı ziyaretinde HDP heyeti hem Kandil’de yapılan görüşmeler hem de Ankara’da hükümet yetkilileriyle yapılan görüşmelerle ilgili Öcalan’a bilgi verdi. Davutoğlu, “Bütün devlet erkanına başbakan olarak, talimat olarak söylüyorum. Hiç kimse vatandaşa el öptürmeyecek” dedi. Durdurulan bir inşaat şirketinden ev alan vatandaşlar, belediye binasının karşısındaki Erzurum Adalet Sarayı önünde aracından inen Davutoğlu ile görüştü. Gruptan bir kişi bir anlık dalgınlığından yararlanıp Davutoğlu’nun elini öperek sorunlarını anlattı. calan’dan eylemsizlik çağrısı İmralı ziyareti öncesinde Kandil’e giden Baluken’in KCK yöneticilerinden önemli mesajlar getirdiği ifade edilirken, Abdullah Öcalan’ın da dünkü görüşmede örgüte yönelik kritik çağrılar yapabileceği kaydediliyor. Edinilen bilgiye göre, İmralı’da yaklaşık 4 saat süren görüşmede örgütün silahlı güçlerini Türkiye sınırları dışına çekmesi, şiddet eylemleri başta olmak üzere müzakere aşamasına geçişle eylemsizliğin sağlanmasının önemi ele alındı. Öcalan’ın bu kapsamda heyet aracılığıyla çok önemli mesajlar verdiği belirtilirken, Öcalan’ın örgüte yönelik eylemsizlik çağrısı yapabileceği dile getiriliyor. Görüşmede sürecin ikinci aşaması olan müzakerelere geçiş için oluşturulması öngörülen izleme heyeti de ele alınırken, Kobani’de yaşanan gelişmeler ve Ortadoğu’da yaşanan olaylarla ilgili konular da gündeme geldi. Ö Van’a Bingöl’e git’ Yurt Haberleri Servisi Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendi tavsiyesinin ardından Tunceli’ye gittiğini belirterek “Tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama gitti Tunceli Valliği’nin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? Hakkâri’de de, Van’da da, Bitlis’te de, Bingöl’de de bekliyoruz, vatanın her bir köşesinde bekliyoruz” dedi. Davutoğlu, Kâzım Karabekir Spor Salonu’nda düzenlenen AKP Erzurum İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada isim vermeden Fethullah Gülen’i memleketinde eleştirdi. Davutoğlu, haklarında bedduaların edildiğini, en ağır hakaretlerin yapıldığını, yurtiçinden ve yurtdışından yürütülen faaliyetlerle Türkiye’nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını savundu. Davutoğlu, “Bizim yüreğimizin ne anlama geldiğini gidin bir sabah vakti Kerkük’e indiğimizde kucaklaştığımız Türkmenlere sorun. Eğer cesaretimizi ölçecekseniz gidin bunu bombalar altında Dağutoğlu: Hakkâri’ye, kucaklaştığımız Gazzelilere sorun” dedi. Bahçeli’nin “devlet el öpmez” dediğine dikkat çeken Davutoğlu, “Gerekirse Tunceli’de olduğu gibi 80 yaşındaki bir Alevi dedenin, bugün de yolda beni karşılayan hacı baba, o da 90 yaşında, kalabalığın arasından gelerek beni kucaklayan ve gözyaşlarıyla dua eden o hacı dedenin, hacı babanın elini ben öperim, onurla öperim, devlet olarak öperim. İşte aramızdaki zihniyet farkı bu” diye konuştu. atip Dicle, 21 yıl sonra Kulislere yansıyan iddiaya göre IŞİD’in Kobani’ye yönelik dün itibarıyla saldırıların artırması da görüşmenin bir gün önce yapılmasında etkili oldu. HDP heyetinde Dicle’nin yer alacağının resmi olarak iletilmesi, DÖHK üyesi Ceylan Bağrıyanık’a vize çıkmaması üzerine HDP heyeti adaya dört kişi gitti. En son 1993 yılında Öcalan ile görüşen Dicle böylece 21 yıl sonra tekrar Öcalan ile görüştü. HDP heyeti İmralı ziyareti öncesinde İstanbul’da bir araya geldi. Kandil zi H Bahçeli: Alevilerle meselemiz yok’ SELDA GÜNEYSU Akdoğan: Bırakın bu kandırmacayı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm süreci konusunda HDP ve PKK’ye yönelik sert ifadeler kullandı. Akdoğan, AKP’nin Etimesgut 5. Olağan İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmada, çözüm süreciyle ilgili “Bir kandırmacadır gidiyor. İnsanlar, vatan evlatları hayatını kaybediyor. 40 bin insan hayatını kaybetmiş, yüz milyarlarca dolar imkân heba edilmiş. Toplumda herkes birbirine farklı gözle bakmaya başlamış” ifadelerini kullandı. Kendilerinin “böyle geldi böyle gider” demediğini söyleyen Akdoğan, kamu düzeni ve güvenliği konusunda PKK’ye şu sözlerle yüklendi: “Yol keseceksin, adam kaçıracaksın, makine yakacaksın, yatırımı engelleyeceksin, insanları kaçıracaksın, haraç alacaksın, sonra neymiş efendim ‘eylemsizlik’ varmış. Bırakın bu kandırmacayı... Söz verdiysen, sözünü tutacaksın, tutmuyorsan biz gereğini yaparız, bunu yapma gücüne ve imkânına da sahibiz” dedi. bugün Resmi açıklama Hükümetin Türkiye içinde örgütün silahsızlanması ve çekilmesi konusundaki koşullarına Öcalan’ın vereceği yanıt bu anlamda örgütün nasıl hareket edeceğini de belirleyecek. HDP heyeti kritik görüşmeyle ilgili yazılı açıklamayı bugün yapacak. ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1979 yılından bu yana ilk kez Tunceli’ye gittiğini belirterek “Alevilerle ilgili bir meselelerinin olmadığını” söyledi. MHP lideri Bahçeli, olaylı Tunceli gezisi dönüşünde, bir grup gazeteciyle sohbet etti. Bahçeli, 1979’da üniversite öğrencisi olduğunu ve Asistanlar Derneği’nin başkanlığını yaptığını, Tunceli’ye bu tarihte Fırat Üniversitesi’nin bir toplantısı dolayısıyla gittiği ni anımsattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Alevi açılımı” kapsamında açıkladığı kentteki Tunceli Üniversitesi’nin adının “Munzur Üniversitesi” olarak değiştirilmesiyle ilgili olarak da Bahçeli, “Onun bir anlamına bakmak lazım. Sözlüğe baksınlar ne anlama geldiğini...” dedi. Bahçeli, olaylı Tunceli gezisi sırasında neden cemevi ziyaretini iptal ettiğine ilişkin olarak da şunları söyledi: “Bizim Alevilikle ilgili açıkladığımız 10 maddelik önerimiz ortada. Bunu okusalar, burada bizim Alevilerle ilgili bir meselemiz olmadığını görürler. Tunceli’de tek cemevi var. Biz, bu sorunların çözülmesi için önerilerimizi ortaya koyduk. Onlar bizi kabul etmiyorsa, bu bizim yaklaşımımızı değiştirmez. Onlar huzurlu olsun.” Alevilerle kaynaşma için ailelerin çocuklarına Yavuz Selim ve Şah İsmail’in isimlerinin ortaklaşacağı “Yavuz İsmail” adının konulmasını da öneren Bahçeli, “Bu İsmail Selim de olabilir... Bu şekilde artık toplumda geçmişten gelen kaynaşma sağlanmalı” görüşünü dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle