05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Bankalararası Kart Merkezi verilerilerine göre, kredi kartı ödemeleri ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12 artarak 36.8 milyar liraya çıktı. Kredi kartı ödemelerinin yüzde 28’ini oluşturan taksitli ödemeler, yüzde 23’e geriledi. EKONOMİ [email protected] PÜİS’ten tehdit Maliye, SGK, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, belediyeler, TEDAŞ ve kalkınma ajanslarına olan borçlar için başvurularını 31 Aralık’a kadar yapabilecek. 11 Yurttaş yine karta yüklendi Fiyatların bayi kârlarının indirilmesiyle değil, vergiyle düşürülmesi gerektiğini söyleyen İşverenler Sendikası ve TABGİS başkanları, “Sorunlarımız çözülmezse istasyonları kapatırız” dedi. Vergi affına bir ay erteleme 2016 turizm yılı olacak Rusya Kültür Bakanı Vladimir Medinskiy, TürkiyeRusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısında iki ülke arasında 2016’nın “turizm yılı” ilan edilmesi projesinin ele alınacağını söyledi. Türkiye, ‘İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni 26 yıl gecikmeli onayladı Ekonomi Servisi Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 1988’de yapılan 75’inci Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilen “167 Sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni onayladı. 26 yıl gecikmeli onaylanan sözleşmeye dair kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak 1988’den beri Türkiye’de, verilerine ulaşılamayan binlerce inşaat işçisi öldü. 2010’dan itibaren hızla büyüyen inşaat sektöründe denetimlerin yetersizliği nedeniyle ölüm oranları da arttı. 2009’da 156 olan inşaattaki iş cinayeti sayı1988’de Uluslararası sının toplam işçi Çalışma Konferansı’nda ölümleri içindeki kabul edilen ‘İnşaat oranı yüzde 13.3 idi. 2010’da saİşlerinde Güvenlik ve yı 475’e yükseSağlık Sözleşmesi’ni lerek toplam işçi imzalamayan ölümleri içindeki Türkiye’de, 26 yılda oranı da yüzde 33.1’e yükselbinlerce inşaat işçisi öldü. İnşaat sektörünün di. 2011’de son 12 yılın en yükhızla büyümesine sek inşaat işçirağmen denetimlerin si ölümü yaşandı ve sayı 570’e yetersizliği ile sadece AKP iktidarı döneminde ulaştı. Toplam işçi ölümlerinin 4 bin 965 inşaat işçisi içindeki oranı yaşamını yitirdi. da yüzde 33.5’e çıktı. AKP iktidarı döneminde toplam ölen inşaat işçisi sayısı 4 bin 965 oldu. Kanun maddesi ile Türkiye “Giriş” hariç, 5 bölümden ve toplam 44 maddeden oluşan sözleşmeyi kabul eden 26’ncı ülke oldu. Sözleşmeyi imzalayan her üye, sözleşme hükümlerinin uygulanmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlü. Ancak işçi sağlığı uzmanları uygulamaların yeterince yapılacağından şüpheliler. Binlerce ölümden sonra Niteleme, Betimleme, Aşağılama Eleştirileri önlemek, muhalif sesleri kısmak, eleştirenleri cezalandırmak amacıyla yönetenlerce sürekli hakaret davaları açılıyor. Hürriyeti bağlayıcı cezaların yanı sıra yüksek, gerçekten susturucu parasal, maddi tazminat taleplerinde bulunuluyor. Oranını bilmiyorum ama dava açanlara tazminat ödenmesine ilişkin mahkeme kararları basına yansıyor. Hakaretin unsurları nelerdir? Niteleme, kişiyi tanımlama, tasvir etme, betimleme ile kişiye hakareti, aşağılamayı nasıl ayırt edeceğiz? Niteleme, tanımlama, aşağılama sözcükleri arasında bir ayrım yapmazsak, kavramlara açıklık kazandıramazsak, “hakaret davaları”, fikir özgürlüğünün başında Demokles’in kılıcı gibi asılı kalacak, baskı aracı oluşturacaktır. Sıfatların, açıklanması lügatlerde hatta bazı tanımlar yasalarda yer almıştır. Kişinin edimi, davranışları lügatlerde hatta yasalarda yapılmış tanımlara uyuyorsa, o kişi hakkında “hırsız, sahtekâr, düzenbaz, dolandırıcı, hilekâr” sıfatlarını kullanmak hakaret sayılabilir mi? Eylemi, edimi, davranışı, bu nitelemelere uyan bir kişiyi, başka hangi sıfatlarla tanımlayabilirsiniz? Eyleme, edime, davranışa uygun olmayan sıfatları kullanılması yanıltıcı olmaz mı? HHH Kişiler bazen betimlenirken, davranışları, fiilleri tasvir edilirken tarihi olaylardan, tarihi kişiliklerden yararlanılıyor, diğer canlıların davranışlarıyla da benzerlikler kuruluyor. Benzerlikler, benzer davranışlara, benzer kişiliklere yollama yapılması hakaret sayılabilir mi? Benzetmeler yapmazsanız, benzerlikleri ortaya koymazsanız, o kişiliği nasıl betimleyecek, gözler önünde canlandıracaksınız? Benzerlikler, benzetmeler, mizah türünde, karikatür şeklinde de olsa aşağılama olarak nitelendirilemez. Aşağılama olarak algılanıyorsa, kişinin davranışlarını, değer yargılarını değiştirmesi gerekir. Aşağılama, hakaret konusunda genelleme yapılamaz. Kişiye göre değerlendirme yapılması gerekir, aşağılama kişiye özgüdür. Bir kişi için niteleme, tanımlama sıfatı, sözcüğü, diğer bir kişi için gerçeğe uygun olmayabilir, kamuoyunda yanlış, küçültücü izlenimler uyandırma amacıyla kullanılmış olabilir. Hakaret davalarının fikir özgürlüğünü sınırlamaması, kişiler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmaması için, niteleme, tanımlama, hakaret kavramlarına açıklık getirilmesi gerekir. Bu konuda görüş, içtihat geliştirecek olan merci de yüksek yargı organlarıdır. Türkiye’de her alanda olduğu gibi yargı alanında da itibar kaybı yaşanıyor. Yargı alanında yaşananları eğitim yetersizliğine bağlıyorum. 1980’li yıllarda başlayan yanlış tutumların, politikaların sonuçlarını yaşıyoruz. HHH Türkiye’de vakıf üniversitelerinin açılması, devlet üniversitelerinin sayısının artması için gerekleri yapıldığı sürece kimse karşı çıkmaz, hatta destekler. Ancak üniversite kurmak bir yerleşke bulup içine bilgisayar donanımı oturtmak değildir. Eğitim kalitesini eğitmenler ve öğrencileri belirler. Eğitmensiz öğretim kurumu, hele hele üniversitede hiç olamaz. Yalnız adı üniversite olarak kalır. Ayrıca bu bağlamda bir kolaylığa da kaçıldı. Hukuk fakülteleri açmak araç, gereç, laboratuvar hatta yetişkin öğretim üyesi gerektirmediğinden, her üniversitede kolayca hukuk fakültesi açıldı. Bir de çok sayıda öğrenciyi üniversiteye yerleştirmek başarı sayılınca, düşük puanlı öğrencilerin önemli bir bölümü, seçim hakkı da tanınmaksızın hukuk fakültelerine yerleştirildi. Günümüzde yargıda yaşananlar, geçmişte, yapılan hataların bir ürünü, bir sonucudur. Aynı hataların daha vahimini yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz. İnşaatta durum vahim İşçi ölümlerinin en çok yaşandığı inşaat sektörü en örgütsüz sektörlerin başında geliyor. TÜİK’e göre, 2 milyona yakın işçinin çalıştığı sektörde 1 milyon 655 bin kayıtlı işçi var. Bu işçilerden sadece 40 bini sendikalı. Ancak sendikalı işçiler kamu sektöründe. İnşaat sektöründe toplusözleşme kapsamındaki özel sektör işçi sayısı bini bile bulmuyor. İnşaat sektöründe sendikal örgütlenme binde bir bile değil. Sendikasız, denetimsiz ve iktidarın özel teşviki ve koruması altındaki inşaat sektöründe ölüm patlaması yaşanıyor. Ortalama olarak her on vakadan biri inşaat sektöründe meydana gelirken bu sektörde meydana gelen vakaların yüzde 5’i ise ölümle sonuçlanıyor. Bu oran diğer sektörlerdeki oranın 5 katına yakın. Toplam ölümlü vakaların yüzde 32’si inşaat sektöründe meydana geliyor. İş cinayetlerine karşı Diyarbakır’da miting MAHMUT ORAL eş madenciden yalnız biri sendikalı CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanıtlaması amacıyla verdiği soru önergesi, madenlerdeki durumun açıklanmasına da ışık tuttu. Soma’daki maden faciası sonrası madencilerin sendikalara üyeliklerine ilişkin veriler ve Türkiye’de kaç maden işçisinin bulunduğu, maden işçilerinin kaçının sendikalı olduğu, sendikalı maden işçileri üyelik sayıları itibarıyla hangi sendikalara üye olduğu sorularının yer aldığı önergeye verilen yanıtta, yaklaşık beş madenciden yalnız birinin sendikalı olduğu görüldü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, verdiği yanıtta 190 bin 346 maden işçisinden sadece 38 bin 492’sinin sendikalı olduğu bilgisini verdi. B DİYARBAKIR Son dönemlerde sürekli olarak gündeme gelen iş cinayetlerine ilişkin olarak Diyarbakır’da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğünde KESK ve TMMOB İl Koordinasyonu tarafından kitlesel miting düzenlendi. Yürüyüş sırasında sendika ve odaların flamalarının taşındığı yürüyüş kollarında “Bijî berxwedana Kobani (Yaşasın Kobani direnişi)”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Yaşasın işçilerin direni şi” sloganları atıldı. Mitinge katılan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, AKP döneminde 15 bine yakın insanının iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Türkiye’yi bir taşeron cumhuriyetine çevirenin bizzat AKP iktidarı olduğunu vurgulayan Beko, “AKP’nin çıkardığı yasalarla yerel yönetimlerde 120 bin kadrolu işçi çalışırken, taşeron işçi sayısı 750 bini geçmiştir” diye konuştu. KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Kösel de işçilerin, sermayenin açgözlülüğü nedeniyle öldüğünü dile getirerek, “canımız kaç para eder?” diye sordu. Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ ‘Yandaşa’ akan reklam soru önergesi oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu bankaları ile kamu kontrolündeki şirketlerin reklam tercihlerini “yandaş” medyadan yana kullanması TBMM gündemine taşındı. CHP İstanbul Millet vekili Aydın Ayaydın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ’ın yanıtlama sı istemiyle verdiği soru önergesinde kamu bankaları (Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank) ile kamu kontrolü ve etkisi altındaki şirketlerin (Türk Telekom, Avea, Turkcell, TOKİ, Emlak GYO ile bunların projelerini üstlenen şirketler) son dönemdeki reklam ve ilan tercihlerinin; tiraj, reyting, erişim ve etkinlik kriterleri yerine siyasi talimatla, “yandaş” diye tabir edilen medya kanalları ve aracı reklam şirketlerine kaynak transferine dönüştüğü haberlerine dikkat çekti. Ayaydın, söz konusu kuruluşların her birinin 2014 yılı reklam bütçesinin ne kadar olduğunu sordu. United Biscuits işçi çıkarıyor Ekonomi Servisi Kısa süre önce Ülker tarafından rekor bir fiyata satın alınan İngiliz bisküvi markası 680 işçiyi çıkarma kararı aldı. Şirketin, Glasgow McVitie fabrikasında ilk etapta 166 işçinin işine son verilecek. BBC İskoçya’da yer alan habere göre United Biscuits; bu değişimlerin operasyonu modern, etkili ve rekabetçi hale getirmek için gerekli olduğunu söyledi. İskoçya’daki GMB sendikası konuyla ilgili bir açıklamaya yaparak Noel’e yaklaşılan günlerde işten atılma açıklamasının çok kötü bir zamanlama olduğunu ifade etti. GMB İskoçya Bölgesel Sekreteri Harry Donaldson, “Geçtiğimiz aylarda Glaskov’daki McVitie fabrikasını devralan Murat Ülker bu ay 700 işçiye, 202 kişilik bir iş kaybının olacağını söyledi. Bu haber Noel’e yaklaşılan günlerde yılın en kötü zamanında geldi” dedi. Doğu Glaskow Bölgesi parlamento üyesi olan Margaret Curran durumu personele ezici bir darbe ve doğu sınrının karanlık günü diye tanımladı. Curran, “İşten çıkarılanlar için bir trajedi ve doğu sınırı içinse büyük bir darbe olacak. Fabrika yönetimine acil bir toplantı talebinde bulundum ve GMB Sendikası’ndaki yetkilerle konuştum. Bu bildiriden et İş cinayetleri Economist’te Ekonomi Servisi Economist dergisi, yeni sayısında Türkiye’deki iş güvenliği sorununu başlıklarına taşıdı. Haberin başında iki yıl önce Esenyurt’ta bir alışveriş merkezi inşaatında çıkan yangında 11 işçinin öldüğüne yer veriliyor. Kazayla ilgili olarak 50 kişilik çadırda 100 kişinin kalmakta olduğu hatırlatılıyor. Dergi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2002’de iktidara gelmesinden bu yana en az 14 bin 455 işçinin iş kazalarında öldüğünü belirtiyor. Soma ve Ermenek’te yaşanan maden kazalarına da yer verilen haberde yoğun inşaat çalışmalarının devam ettiği Esenyurt’taki sorunlar da mercek altına alınıyor. Sosyal antropolog Ayşe Çavdar Esenyurt’la ilgili “Suç, uyuşturucu, işsizlik, etnik gerilimler, Suriyeli mülteciler. Hepsi orada” açıklamasında bulundu. Güvence isteyeceklerdi Kan parası değil adalet istediler Mecidiyököy’de Torunlar İnşaat’a ait inşaatta 6 Eylül tarihinde 10 işçinin ölümü ile sonuçlanan kazada, savcının takipsizlik kararı vermesi protesto edildi. Halkın Mühendis Mimarları ve Devrimci İşçi Hareketi’nin üyeleri dün öğle saatlerinde, kazanın meydana geldiği inşaat şantiyesi önünde “İş kazası değil katliam! 10 işçinin katili Torunlar’dan hesap sorucağız” pankartı açarak, “Katil devlet hesap verecek”, “Kan parası değil, adalet istiyoruz”, “Kaza değil katliam, hesap soracağız” sloganları attı. kilenen herkes için elimden geleni yapacağım” dedi. Satış sonrasında sendika sözcüleri, “Şirketin yeni sahiplerinden işgücü ve yeni yatırımlar konusunda güvenceler isteyeceğiz. Yönetimle olan saygıya dayalı ilişkimizin değişmeyeceği ve şirketin yeni Türk sahiplerinin United Biscuits’te bağımsız sendikaların oynadığı rolü bildikleri konusunda da güvence isteyeceğiz” açıklamasında bulunmuşladı. AÇIKLAMA 16 Kasım’da yayımlanan “ODTÜMülkiye Çekişmesi” başlıklı haberde Hasan Ersel’in adı yanlışlıkla geçmiştir. Düzeltir, özür dileriz. KURŞUNLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN Esas No: 2006/374 Esas Karar No: 2013/73 Davacı BağKur tarafından davalılar Mehmet İpteş, Gülentur Otobüs İşletmesi, Olimpik Tur Otobüs İşletmesi, Aydın Tekstil Turizm Nak. Tic. Ltd. Şti. ve diğerleri aleyhine mahkememize açılmış bulunan Rucuen alacak davasının sonunda; HÜKÜM: 1 Davanın Kabulüne, 2 Toplam 3916 TL ölüm aylığının tahsis onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 12,00 TL cenaze yardımının tahsis onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 236,50 TL tedavi masrafının ödeme tarihi olan 11/03/1998 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 3 284,47 TL nispi harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 4 013 yılı AAÜT’ye göre hesaplanan 1320,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5 1202,78 TL posta, 172,00 TL tebligat ve 250,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1624,78 TL yargılama masrafının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ilişkin 16/07/2013 tarihinde karar verilmiştir. Söz konusu karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Tüm araştırmalara rağmen adresleri tespit edilemeyen Davalılar Olimpik Tur Otobüs İşletmesi, Aydın Tekstil Turizm Nak. Tic. Ltd.Şti’ye gazete ilanından sonra 7 gün içinde kendisine tebliğ edilmiş sayılacağı ve HUMK’nun 509510 maddeleri gereğince işlemli davetiye yerine kaim olacağı ilan olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76641) T.C. UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Davacı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Davalılar Yüksel Alaşehirli vs. arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma davası nedeniyle; T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 775 sayılı Kanuna istinaden yaklaşık 450.000,00 m2 yüzölçümlü “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” sınırları içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” içerisinde kalan taşınmazlardan Uşak ili Merkez Durak Mah. 2064 ada 175 parsel sayılı 227,00m2 taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş olmakla, davalılar Yüksel Alaşehirli, Hatice Başakcı, Cemal Alaşehirli, İbrahim Alaşehirli, Mehmet Alaşehirli, İrfan Alaşehirli, Meral Işık (Alaşehirli), Ayşe Tüccar (Akşehirli), Ali Cengiz Alaşehirli’ye ait taşınmazın Kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapuya davacı adına tescili için mahkememizin 2014/165 Esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı, a İlgililerin tebligat ve ilan tarihinden itibaren Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, b İlgililerin kamulaştırma işlemine karşı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açması ve dava açtığına ve yürütmenin durdurulmasına dair karar aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal üzerinde davacı tarafından talep edilen irtifak veya mülkiyet haklarının tapuya tescil edileceği, c Açılacak davada husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, d Mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Uşak Şubesi nezdinde açılacak hesaba yatırılacağı, davaya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ve delillerin ilan ve taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, e İlgililerin iki haftalık süre içerisinde delil ve savunmalarını bildirmedikleri takdirde yargılamanın yokluklarında yapılıp karar verileceği hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi uyarınca ilan olunur. 04/04/2014 T.C. UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI Davacı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Davalılar Aslı Coşkun (Dinç) ve diğerleri arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma davası nedeniyle; T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 775 sayılı Kanuna istinaden yaklaşık 450.000,00 m2 yüzölçümlü “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” sınırları içinde kalan taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, “Uşak Merkez Durak Mah. ve Sarayaltı Mahalleleri Gecekondu Önleme Bölgesi” içerisinde kalan taşınmazlardan Uşak ili Merkez Durak Mah. 2064 ada 350 parsel sayılı 306,00m2 taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş olmakla, davalılar Aslı Coşkun (Dinç), Müge Dinç, Mehtap Acar (Dinç)’e ait taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapuya davacı adına tescili için mahkememizin 2014/163 Esas sırasında kayıtlı davanın açıldığı, a İlgililerin tebligat ve ilan tarihinden itibaren Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, b İlgililerin kamulaştırma işlemine karşı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargıda iptal davası açması ve dava açtığına ve yürütmenin durdurulmasına dair karar aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal üzerinde davacı tarafından talep edilen irtifak veya mülkiyet haklarının tapuya tescil edileceği, c Açılacak davada husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, d Mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Uşak Şubesi nezdinde açılacak hesaba yatırılacağı, davaya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ve delillerin ilan ve taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, e İlgililerin iki haftalık süre içerisinde delil ve savunmalarını bildirmedikleri takdirde Yargılamanın yokluklarında yapılıp karar verileceği hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. Maddesi uyarınca İLAN olunur. 04/04/2014 ESAS NO: 2014/165 Esas ESAS NO: 2014/163 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76701) “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76704)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle