04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘İmralı mesajı’ sıkıntısı Öcalan’ın zaman zaman akraba ve avukatları aracılığıyla verdiği mesajlar ile HDP heyeti aracılığıyla yaptığı açıklamalar arasındaki çelişkiler üzerine HDP heyeti İmralı’nın daha net mesaj vermesi için koşulların oluşturulmasını talep ediyor MAHMUT LICALI Dururlarsa Düşecekler Kafalar karışık; peki niye? İç içe geçmiş, birbirini çürüten gelişmeler mi var? Paradokslar bizi hareketsiz mi bırakıyor? Siyaset yorumcuları olarak genellikle bu türden görüntülerle karşılaştığımızda kendimizi kilitlenmiş hissederiz. Aslında karışıklık görüntüdedir. Aksayan ve çok kısa süre içinde yanlışlığı ortaya çıkan analizlerdeki ısrar ya öngörülerden psikolojik nedenlerle vazgeçilmek istenmediği için ya da ihmal edilebilir olgular ideolojik nedenlerle bir yana bırakılmadığı içindir. HHH Ama sonunda o yanlış tahminlerden, öngörülerden vazgeçmek zorunda kalırız. Pragmatik, oportünist politikacı ise kolaylıkla değişen olgularla kendine yeni, kısa vadede işe yarayacak bir çizgi tutturmayı ve bırakmak istemediği paradigmasının her şeye rağmen doğrulandığını söylemeyi sürdürecektir. O yolunu değiştirmeyi düşünmez, somut gerçekleri kolayca kabul etmez. Zorlayıcı olgulardan hoşlanmaz. Böyle durumlarla karşılaştığında da başvuracağı hazinenin tarihin deposunda bulunduğunu bilir. Hatta neredeyse determinist bir güvenle zorbalığa doğru ilerler. İlerledikçe korkusunun, korkudan kaynaklanan kararlılığının arttığı görülecektir. HHH Siyasetçinin karşısında yer alan muhalif ise zaman yitirmeden doğru analize dayalı bir tutum almak durumundadır. Çünkü oportünist, pragmatik ve giderek zorbalaşan siyasetçi hızla onun hareket alanını daraltmayı, kısıtlamayı ve nihayet eylemini imkânsızlaştırmayı başaracaktır. Burada “önünde sonunda yıkılır giderler” ya da “zulmün artsın” gibi kuşkusuz moral değerler taşıyan ama pratik olarak işe yaramayan sloganların yararı yoktur. HHH Kobani’de ne olup bittiği sır değil. Ama öncelikle bilinmesi gereken Suriye’nin kuzeyinde özerklik için savaşan ve belli bir düzen tutturmuş bölgeye, Irak’ta ve Suriye’de devlet kurduğunu iddia ve ilan eden, tüm Müslümanların kendine biat etmesini isteyen bir “Halifenin” yönetiminde savaşan bir terör örgütü saldırıyor. İkinci temel bilgi bu örgütün ABD’nin Irak işgalinin bir ürünü olduğu, Sünni Selefi tarikinde korku yaratmaya, teröre bel bağladığı, Sünni kesimlerden yalnız askeri değil, moral destek de sağladığıdır. Kendi yarattığı Frankensteinları yönetemeyen stratejik ve maddi çıkarları tehlikeye giren Batı ise sonrası belirsiz ve karanlık bir strateji ile askeri güce başvuruyor. Mümkünse Kobani direnişçilerini ehlileştirmeyi deneyecektir. Bu durum IŞİD’i antiemperyalist, PYD’yi de işbirlikçi yapmaz... HHH Peki, Türkiye burada nerede? Türkiye savaşın sınırında, kendine çizdiği yanlış hedefler, ideolojik akrabalıklar ve Batı’ya bağımlılık arasına sıkışmış bir parti tarafından yönetiliyor. Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin özerk yapılarının kalıcılaşmasından korkuyorlar; “Irak’takine mecbur kaldık şimdi bir ikincisi üstelik PKK bağlantılı olana hiç tahammül edemeyiz” demekteler. O kadar ki, milliyetçi kesime “terörü ortadan kaldırıyoruz”, halka “silahları susturduk, artık analar ağlamıyor”, Kürt siyasilerine “işte yavaş yavaş sorunları çözüyoruz” diye sunulan “çözüm sürecini” bile gözden çıkarabilecek durumdadır bu parti. HHH Burada bir karışıklık yoktur. Karışıklık daha çok kafalarda. Analizlere sıkıştırılan ideolojik takozlardadır. Sıkışmış iktidarlar, tarihin küf kokan deposuna el atar, burunları uzamadan savunamadıkları “önlemlerle” sessizliği sağlamaya çalışırlar. İktidar olmanın doğal sonucu saydıkları yolsuzlukları örtmek, dış politikadaki beceriksizlikleri, ekonomideki kötü gidişi gözlerden gizlemek zorundadırlar. İktidarı kaybetme korkusunu, baskıyı artırarak yenmeye çalışıyorlar. Muhalefete düşen ise kafa karışıklığına prim vermeden, tartışmaya dayanıklı sağlam analizlerle, Ankara Vişnelik’te bir araya gelen sol muhalefetten arkadaşların hazırladığı “Haydi!” programı gibi programlarla ortaya çıkmaktır. O zaman iktidarın bocaladığı da görülecektir. “Durmak yok yola devam” dedikleri budur. Biliyorlar, dururlarsa düşecekler çünkü. ANKARA İmralı’da yapılan görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan’ın mesajlarını HDP heyetinin kamuoyuna açıklamasının yanı sıra, zaman zaman görüştüğü avukat ve akrabaları aracılığıyla da verilen mesajlardaki farklılıklar, çözüm sürecinde sıkıntı yarattı. HDP, Öcalan’ın mesajlarının kamuoyuna daha sağlıklı ve şeffaf bir şekilde verilmesi için İmralı ile görüşen heyetin genişlemesi ve Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesini talep ediyor. Çözüm süreci kapsamında HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP İmralı heyeti Öcalan ile bugüne kadar defalarca görüştü. İmralı ziyaretlerinin ardından HDP heyetinin duyurduğu süreçle ilgili görüş ve değerlendirmeleriyle, Öcalan ile zaman zaman görüşen akraba ya da avukatlarının açıkladığı mesajların tonunun çoğunlukla uyuşmadığı belirlendi. ‘NE ZAMAN GİTSE BAŞIMIZ BELAYA GİRİYOR’ Akil insanlar heyetinde yer alan Muhsin Kızılkaya da bir televizyon kanalında konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Mehmet Öcalan ne zaman İmralı’ya gitse başımız belaya giriyor. Ya Abdullah Öcalan’ın söylediklerini anlamıyor ya da kardeşiyle bir sorunu var. Yine İmralı’dan dönünce ‘süreç bitmiştir’ gibi şeyler söyledi ve olaylar başladı. Abdullah Öcalan yazılı olarak müdahale edince ortalık duruldu. Çok açık ki bu işler Mehmet Öcalan ile olacak işler değil” diye konuştu. yoktur” dediğini aktarmıştı. Mehmet Öcalan görüşmesinden bir hafta önce 1 Ekim 2014 tarihinde adaya giden HDP heyeti ise Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili olarak, “Dar anlamda yürütülen görüşmelerden, müzakere yanı ağır basan bir kararlılık ortaya çıkmış ve bu düzeyde mutabakata varılmıştır. Gelinen noktada yol haritasının eylem planı da ortaya çıkmış bulunmaktadır. Artık birincil önemi haiz olan şey bu yol haritası ve eyMehmet Öcalan Son olarak Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, Kurban Bayramı dolayısıyla 7 Ekim 2014 tarihinde gittiği İmralı dönüşünde kamuoyuna Abdullah Öcalan’ın ağzından çok sert mesajlar iletmişti. Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın, “Çözüm için 15 Ekim’e kadar biz bekleriz. Gelen heyetlerle dediklerimizi onlara aktarırız, ondan sonra da yapacağımız bir şey kalmaz. Çözüm diye bir şey yoktur. Müzakere diyorlar, müzakere diye de bir şey lem planının anlamlı bir ilkeler bütünlüğü ile çerçevelenmesidir” şeklindeki olumlu mesajını kamuoyuna duyurmuştu. Yaklaşık bir hafta arayla Öcalan’dan gelen iki mesaj arasında ciddi farklılıklar bulunması çözüm sürecinde sıkıntı yarattı. Heyetin görüşmelerinin dışında Öcalan’ın kamuoyuna ulaşan mesajlarında ciddi farklılıklar olması HDP’de de tartışma yarattı. HDP içinde Kobani eylemlerinin ardından çözüm sürecinde hassas bir dönemden geçilirken Öcalan’ın mesajlarının daha sağlıklı ve doğru bir şekilde kamuoyuna ulaşmasının büyük önem taşıdığı vurgulandı. Kobani eylemlerinin ardından HDP heyeti de geçmişteki görüşme trafiğinin aksine bu kez İmralı ziyaretinden önce Kandil’e gitme kararı aldı. Heyet bugüne kadar önce İmralı’ya daha sonra Kandil’e gidiyordu. Ancak bu kez HDP heyeti önce Kandil’e gitme ardından İmralı’yla görüşme kararı aldı. Heyet bu hafta sonu Kandil’e gidecek. Önce Kandil sonra İmralı ESKİ HDP MİLLETVEKİLİ HATİP DİCLE, ARINÇ’IN ‘DÜNYAYı BAŞLARINA YIKARIZ’ SÖZLERİNE SERT TEPKİ GÖSTERDİ Arınç’a kabadayı benzetmesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Abdullah Öcalan’ın başka bir cezaevine nakledileceği haberleriyle ilgili “Bizim, Öcalan’ın böyle bir talebi yok” dedi. Kürkçü, nakille ilgili soru üzerine “Daha iyi koşullarda, daha çok dışarıyla temasına imkân veren bir cezaevinde çalışma imkânına kavuşturulması talebi var ve bunda ısrarlıyız. Ama bu söyleneni bilmiyorum. Böyle bir fısıltı varsa bunun anlamı üzerinde düşünülmesi lazım. Öcalan’ın güvenliği, sürecin güvenliği anlamına gelir. Keyfi davranılmamalı” dedi. HDP, Öcalan’ın naklinde temkinli Demir cinayeti için özel ekip BATMAN (Cumhuriyet) Kobani protestoları sırasında Batman’da 22 yaşındaki Emrah Demir’in silahla vurularak öldürülmsinin ardından HüdaPar Batman adlı Twitter hesabından Demir’in kanlar içinde yerde yatan fotoğrafı paylaşılarak, “Hüdapar Batman İl Teşkilat binasına saldıran Hdpkk’li saldırgan kahraman HüdaParlılarca engellendi” yazısı paylaşılmıştı. Batman Cumhuriyet Başsavcısı Kasım Tüten, cinayet saatlerinde elektriklerin kesik olduğuna dikkat çekerek, “Her şey araştırılıyor” diye konuştu. Tayyar, Buldan’ın üzerine yürüdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın, TBMM Genel Kurulu kürsüsünde Kobani eylemlerinde çıkan olaylarla ilgili olarak “Bu ölümlerin yaşanmasında tek sorumlu Cumhurbaşkanıdır” demesi üzerine AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Buldan’ın bulunduğu kürsüye doğru yürüdü. TBMM Genel Kurulu’nda HDP’nin Kürt basını ve Kürt basın emekçilerinin öldürülmesinin araştırılmasına ilişkin önergenin görüşmelerinde Tayyar, HDP’ye yönelik “Kobani bahanesiyle kan aktıysa bu kan sizin ellerinizdedir” diye konuştu. Buldan, Tayyar’a, “Benim vicdanım ile senin vicdanın aynı kefeye asla konulamaz. İğneyi önce kendinize sonra çuvaldızı da lütfen başkasını batırın. Tek sorumlu cumhurbaşkanıdır” diye konuştu. AKP sıralarından Buldan’a tepkiler yükseldi. Buldan’ın “Kutuplaşmayı derinleştiren, şiddeti körükleyen açıklamalar yapmış olayların başlamasına sebep olmuştur. Selahattin Demirtaş o açıklamayı yapmasaydı bile halk sokağa çıkacaktı. Ben senin gibi vicdansız değilim. Ölümün ne olduğunu bilen bir insanım” sözleri üzerine Tayyar kalkarak kürsüye doğru yürüdü. Tayyar’ı araya giren milletvekilleri engelledi. Genel kurulda verilen arada da Buldan’a tepkiler sürdü. İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Edebiyat Fakültesi’nde haftalardır devam eden IŞİD gerginliğinin ardından öğrenciler ortamın sakinleşmesi için inisiyatif aldı. Karşıt görüşlü öğrenciler karşılıklı adımlar atarak KobaniIŞİD kavgasını bir süreliğine durdurdular. İstanbul Üniversitesi’nde geçen pazartesi günü çıkan olaylarda gözaltına alınan 39 öğrenci önceki gece serbest bırakıldı. Müslüman Gençlik, solcu öğrencilere “Bizi yanlış anladınız. Polis ablukasını protesto için gelmiştik” mesajı yolladılar. Solcu öğrenciler de bir süre Kobani afişleri asmama kararı aldı. İÜ’de tansiyonu öğrenciler düşürdü 9 gün dayanabildi ALİ AÇAR Kobani eylemleri sırasında Sultanbeyli’de iki grup arasında kalarak başına isabet eden taş ile yaralanan ve 9 gün yoğun bakımda kalan Serdar Aslan (36) hayatını kaybetti. Kuaför dükkânı bulunan 2 çocuk babası Aslan’ın ölümüyle gösterilerde yaşamını yitirenlerin sayısı 47’ye çıktı. Aslan’ın Sultanbeyli Abdurrahman Gazi Camii’nde kılınan cenaze namazında konuşan acılı baba Hayati Aslan “Benim başım yandı, kimsenin yanmasın. Artık analar ve babalar ağlamasın diye dua ediyorum” dedi. Baba Aslan, “Oğlum çok güçlüydü ancak 9 gün dayanabildi. Çok mücadele yaptım yıkılmadım ama oğlumla yıkıldım” dedi. Tabuta sarılan kardeş Savaş Aslan, “Abi beni yalnız bırakıp nerelere gittin” diye ağladı. Aslan’ın tabutuna Türk bayrağı ve Trabzon Spor forması konuldu. T24 muhabirine tehdit Yurt Haberleri Servisi T24 Muhabiri Hikmet Durgun, Kobani ile ilgili yaptığı haberlerden dolayı sosyal medya üzerinden tehdit edildi. Durgun’un kişisel Facebook hesabına Mansur Mansur adlı kullanıcıdan “Senin kafanı keseceğim” mesajı geldi. Mansur’un profil resminde de IŞİD’in logosu var. Twitter’da ise Devletelislam adlı kullanıcı “senin kafanı koparacağım” diye yazdı. Durgun, 2 gündür tehdit edildiğini belirterek, can güvenliği endişesi yaşadığını söyledi. Ağbaba, medyaya baskıya Serdar Aslan, Mert ve Muhammed adında 2 çocuk babasıydı. DİYARBAKIR (DHA) Eski DEP milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Mesele Kobani değil, mesele Kobani bahanesiyle çok özledikleri ayaklanmayı gerçekleştirmek. Dünyayı başlarına yıkarız” sözlerine sert yanıt verdi. Siyasetçilerin üsluplarına dikkat etmesi gerektiğini belirten Dicle, “Bu, kabadayıların sokakta birbirlerine söyleyebileceği sözler olabilir” dedi. DTK Eşbaşkanı Dicle, Kobani için düzenlenen eylemler, PKKHizbullah çatışması ve çözüm süreci ile gazetecilere açıklamalarda bulundu. Dicle, olaylarda hayatını kaybeden insanların kendi insanları olduğunu, hepsine başsağlığı dileğinde bulunduğu belirterek “1990’lı yıllarda JİTEM gibi kurumların bu çatışmaları provoke ettiğinin canlı tanıkları olan insanlarız. Çok net söylüyorum, PKK ve bütün birimleri ‘HüdaPar’ı hedef alan bir politikamız yoktur’ diyorlar. İkincisi, ‘HüdaPar’ı IŞİD ile aynı tutmuyoruz, aynı kefeye koymuyoruz’ diyorlar. Oysa şimdi Diyarbakır’da duyuyorum ki o gün bazıları şu propagandayı yap Hatip Dicle mış, ‘HüdaPar ile IŞİD aynıdır’ diye. Düşünün, halkın tepkisini nerelere yöneltiyorlar. Nasıl ki 1990’larda JİTEM bunu yapmayı sağlayıp çatıştırdıysa bugün de paralel devlet denen bu mekanizma bölgede bir PKKHizbullah çatışması adı altında karanlık eylemler tezgâhlamak istiyor. Tabanımız bu oyunlara düşmemeli, hükümet de bunları açığa çıkarmalıdır” diye konuştu. “IŞİD ile PKK’nin farkı yoktur” söyleminin güvensizlik ve kırılma yarattığını vurgulayan Dicle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üsluba dikkat etmek lazım. Biz dikkat ediyoruz ama lütfen hükümet, muhalefet ve siyasetçiler de üsluplarına dikkat etsin. Sayın Arınç’ın kullandığı ‘Dünyayı başlarını yıkarız’ sözleri. Bu, kabadayıların sokakta birbirlerine söyleyebileceği sözler olabilir” dedi. dikkat çekti ABD’nin Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı hava operasyonunun etkili olduğu söyleniyor BAKAN ÇELİK TWITTER’DAN AÇIKLADI: CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, dün, TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye’de gazetecilerin sorunlarını dile getirdi. Ağbaba, “AKP’nin özgür basının önüne koyduğu üç seçenek, ölüm, şiddet, cezaevi... Hiçbiri olmazsa işsizlik. 8 gazete olarak aynı manşeti atmazsanız vergi cezası ödersiniz. Gerçekleri ortaya çıkarırsanız ensenizden vurulursunuz” dedi. Şiddet gören gazetecilerin fotoğraflarını gösteren Ağbaba, “Suçu gazetecilik olan Ahmet Şık bu hale gelebiliyorsa sizin eserinizdir” dedi ve Özgür Gündem, Azadiya Welat çalışanı Kadri Bağdu cinayetinin aydınlatılmasını istedi. IŞİD Kobani’den çekiliyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet) IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları 32. gününü geride bırakırken ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun hava operasyonlarının ardından IŞİD’in gerilediği ve çekilmeye başladığı belirtiliyor. Uluslararası ve yerel kaynaklar IŞİD’e karşı önemli kazanımlar elde edildiğini ancak IŞİD’i yenmenin zaman alacağını vurguladı. 1 haftadır çatışmaların gözle görülür ölçüde azaldığı Kobani, dün en sakin gününü yaşadı. ABD’nin Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı yürüttüğü ve “Doğal Kararlılık” adını verdiği operasyon sürerken son günlerde hava saldırılarının yoğunlaşmasının ardından IŞİD’in Kobani’deki mevzilerinden çekildiği belirtiliyor. Pentagon sözcüsü John Kirby yoğunlaşan hava saldırılarında “birkaç yüz militanın” öldürüldüğünü kaydetti. Amerikalı yetkililer hem Irak hem Suriye’de önemli kazanımlar elde ettiklerini söyleseler de Kirby, Kobani’de tehlikenin henüz geçmediğini belirtti. Koalisyonun başına atanan emekli General John Allen da IŞİD’in yenilmesinin zaman alacağını ekledi. Kobani’deki Kürt yetkili İdris Nassan, BBC’ye IŞİD’in daha önce kentin yüzde binasına PKK saldırısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, 20 kişilik PKK’li bir grubun Türkiye’nin Roma Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’ne saldırdığını bildirdi. Çelik, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: “Roma’da bakanlığımız müşavirliğine bir saldırı oldu. 20 kişilik PKK’li grup, müşavirlik önünde düzenledikleri eylem sırasında binaya saldırıda bulundu. Binamıza sis bombası atıldı. Bu saldırıyı lanetliyoruz. Roma Müşavirliğimize geçmiş olsun diyorum. Yurtdışında özveriyle ülkemizi temsil eden tüm müşavirlerimize bir kere daha selam ve sevgilerimi iletiyorum. Müşavirlerimizin ve ataşelerimizin bu saldırılar karşısında ülkemizin değerlerini daha büyük bir azimle tanıtacaklarına inancım tamdır.” Roma’da müşavirlik GAZ BOMBASI, VİRANŞEHİR’DE CAN ALDI Yurt Haberleri Servisi IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını protesto eylemleri sırasında Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde 9 Ekim günü Gölbaşı Mahallesi’nde polisin biber gazıyla müdahalesi sırasında, biber gazı atılan binanın merdivenlerinde bulunan 28 yaşındaki Aynur Kodin, düşerek ağır yaralanmıştı. Beyin kanaması teşhisiyle Balıklıgöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kodin, 7 günlük yaşam mücadelesini dün kaybetti. Kodin’in cenazesi otopsinin ardından Viranşehir’de toprağa verilecek. Sınırdaki nöbet eylemine askerin müdahalesinde gaz bombası kapsülüyle başından vurularak beyin kanaması geçiren DBP MYK Üyesi Semra Demir’in durumu ise ciddiyetini koruyor. Demir’in, Şanlıurfa’da tedavisi sürüyor. 40’ını kontrol ettiğini, birkaç gün içinde yüzde 20’sinden fazlasında kontrolü yitirdiğini aktardı. Nassan, “Daha fazla hava saldırıları, silah ve mühimmata ihtiyacımız var” dedi. YPG’nin doğu ve güneydoğu bölgelerini “temizleme” operasyonuna başladığı ifade edilirken IŞİD’in top atışlarıyla ilçedeki 3 hastaneyi hedef almasının ardından doktor ve ilaç sıkıntısının yaşandığı öğrenildi. IŞİD’in gerilemesiyle Kobani nispeten normale dönmeye başlarken sınırda da sessizlik hâkim oldu. Kobani’den Türkiye’ye sığınan 350 kişiden 149’u Suruç Kapalı Spor Salonu’nda tutuluyordu. Bu kişilerden 40’ı daha dün sınır dışı edildi. HDP Milletvekili İbrahim Ayhan, Kobanililere kendi istekleriyle ülkelerine döndüklerine dair kâğıt imzalatıldığını söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun gelenlerin YPG’li olduğu ve izin verildiği halde gitmedikleri yönündeki sözlerine yanıt veren Ayhan, “Katliamdan kaçtılar. 5 yaşında çocuklar, hamile kadınlar, yaşlılar mı YPG’li? Sorgulandılar YPG’li olduklarına dair en ufak bir kanıt bulunamadı” dedi. Bu arada ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Kobani ve çevresinde IŞİD hedeflerinin son iki günde 14 kez vurulduğunu bildirdi. Örgütün 19 binasının vurulduğu duyuruldu. Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ta önceki gece PKK’nin gençlik yapılanması YDGH üyesi bir grup, Ömer Kabak Meydanı’nda toplanıp yolu trafiğe kapattı. Ses bombası ve molotofkokteyli atan göstericilere polis, biber gazı ve basınçlı su ile müdahale etti. Diyarbakır Çınar’da Demokratik Özgür Kadın Hareketi üyeleri Kobani için yürüdü. Siirt’te DBP Siirt İl Saymanı M. Emin Sezek’in de aralarında olduğu 5 kişi, Antalya’da SDP PM üyesi Hasan Özseçen’in de olduğu 6 kişi, Bursa’da 13 kişi gözaltına alındı. Olaylarda 24 gözaltı daha Anaokulunun bayrağını indirdiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Ankara Altındağ Belediyesi Anaokulu’nda 12 Ekim’de bayrak direğindeki Türk bayrağının ipini keserek indiren dört bölücü terör örgütü mensubunun yakalandığını, ikisinin hakkında yasal işlem başlatıldığını bildirdi. TSK sitesindeki açıklamaya göre önceki gün bir terörist, Suriye’den yasadışı olarak Türkiye’ye giriş yaparken yaralı olarak yakalandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle