04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 2014 CUMA CUMHURİYET [email protected] SAYFA Ergun Çağatay’ın merceğinde elli yıl: KÜLTÜR 15 Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Kadriye Kenter görevden alındı ‘Ölüm fermanına’ direniş! İçimden, beni bu fotoğraflara bunca çeken ne diye düşünüyorum: Bireysel ve toplumsal belleğime seslenmeleri mi? Gerçeklik duygusuyla, estetik mükemmellik arasında sağladıkları denge mi? Çağrışımlarla kendi öykülerimi anlatmama yol açmaları mı? Gerçeğin aynı zamanda sahici olduğunu ispatlamaları mı? Yoksa bu fotoğrafları çekenin çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın, İzmir coğrafyamın bir parçası olması mı? Galiba hepsinin biraz payı var... Öyleyse baştan başlayayım: Fotoğraf sanatçısı Ergun Çağatay’ın Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi’nde açılan ve 25 Ekim’e dek sürecek olan “Merceğimde 50 Yıl” başlıklı fotoğraf sergisinden söz ediyorum. ris semalarında aramızdan aldı. Yıllar sonra, Paris Orly Havaalanı’nda herkesi hedef alan bir bomba patladı. 1983 yılında ASALA’nın koyduğu bomba, geriye on ölü ve sayısız yaralı bıraktı. Associated Press ve Gamma Fotoğraf Ajansı’nın elemanı, dünyanın dört bir yanından çektiği fotoğrafları Time/Life grubu dergilerinde ve daha nice yayın organında yayımlanan fotomuhabiri Ergun Çağatay, o gün, o anda Orly Havaalanı’ndaydı. Tepeden tırnağa yanmıştı. Koma’dan çıktığında ameliyatlar ve beş yıl sürecek tedavi dönemi başladı. Ölümle yaşam arasında gidip geliyordu. Bir daha fotoğraf makinesin eline alamayacağına inanıyordu. Ellerini hiç ama hiç kullanamadığı o günleri çok iyi anımsıyorum. Yıkılmadı, yılmadı, hiç pes etmedi. O ölümle yaşam arasında gidip geldiği günlerde karar verdi “Türkçe Konuşanlar” (Turkic Speaking Peoples) kitabını yapmaya. Yanık elleriyle sarıldı bu düşünceye ve de düşlerine... Fotoğraf, düşlerinden hiç ama hiç çıkmamıştı ki! 14 yılda tamamlandı bu proje. 110 bin kilometre kat edip 35 bin kare fotoğraf çekti Arta Osya’da. Ergun ÇağatayDoğan Kuban editörlüğünde bu dev eser önce İngilizce (2006) sonra Türkçe (2008) yayımlandı. Dünyanın dört bir yanına dağıldı. Sergide o kitaptan da seçmeler var. Yurtiçinde ve yurtdışında sergiler, belgesel filmler, kat edilen yollar... Terörün ölüm fermanını da yendikten sonra doludizgin devam etti, yaşamaya ve fotoğraf çekmeye... Şimdilerdeki düşü bir Çin kitabı gerçekleştirmek. Başaracağından hiç kuşkum yok... Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi’nde Ergun Çağatay’ın sergisi 25 Ekim’e dek sürecek. Kaçırmayın! BBT’de değişim Kültür Servisi Türkiye’nin ilk ve tek ödenekli ilçe tiyatrosu olan Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Kadriye Kenter görevden alındı. Daha önce aldığımız bilgilere göre Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Kenter’in istifasını istemişti. Kenter’in yerine tiyatronun Genel Sanat Yönetmenliği’ne vekâleten Aytekin Özen getirildi. Tiyatorunun sahne direktörü olan Özen, tiyatronun kuruluşundan bu yana oyunculuk ve yönetmenlik yapıyor. Tiyatronun genel sanat yönetmenliği için seçimler Mayıs 2015’te yapılacak. yaratma peşinde Fotoğrafta daha iyiyi Nicedir, hepimizin elindeki cep telefonları, harika birer fotoğraf makinesine dönüştü... Bir düğmeye basmamızla o minicik alet ideal ışık ayarını, ideal mesafe ayarını otomatik olarak anında yapıveriyor. Hatta çerçevelemede dahi size önerilerde bulunuyor. Ne dersiniz? Artık “gözümüz kapalı” fotoğraf çekebilir miyiz?.. Teknik olarak belki “gözü kapalı” fotoğraf çekilir ama gelin görün ki “yürek kapalıysa” bu iş olmuyor. Ergun Çağatay’ın bu sergide yer alan fotoğraflarına bakıyorum. Yalnız gözünü değil, gönül gözünü, yüreğinin gözünü, belleğinin gözünü de açarak çektiği fotoğraflar. Tüm yaşamını fotoğrafçılık mesleğine, fotoğraf sanatına adamış, bu yolda büyük mücadele, çok emek, çok çaba vermiş, özveride bulunmuş Ergun Çağatay, “Benim açımdan bu meslek öldürüldü” diyor. O, teknolojinin getirdiği yenilikleri ve sağladığı kolaylıkları hiçbir zaman sevmedi, şimdi de sevmiyor. Çünkü daha iyiyi yaratmak için kolay değil, zor olanın; tembellik, kopyacılık değil emeğin gerekliliğine inanmıştı. Sergidekiler, kendi deyişiyle “Fotoğrafın ölüm fermanı verilmeden önce çekilen” fotoğraflar ... O “daha iyiyi” saptamak ve sımsıkı tutabilmek için yoğun emek, dikkat, özen ve göz açıklığı, gönül açıklığı gerektiren fotoğraflar... Her birinin altında tarihleri var: 40 yıl önce, şimdiki katakullilerin yapılamadığını bilerek bakıyoruz bu fotoğraflara... O nedenle 60’ların Bodrum’unu, 70’lerin Birgi ya da Göreme’sini gördüğümüzde, gören gözün farklılığıyla çarpılıyoruz.. Hasankeyf, Sultan Ahmet ya da Âşık Veysel fotoğraflarının bunca farklılığına şaşmıyoruz. Paris sokaklarından Uppsalaİsveç’in doğasına; New York’tan Moskova’ya, St. Petersburg’a savrulurken daha önce hiç görmediğimiz özgünlükle kanatlanıyoruz. Orta Asya cumhuriyetlerinden seçilmiş fotoğrafların ritmi ve devinimi başımızı döndürse de bunların hiçbir dijital fotoğrafın olamayacağı kadar kalıcı olduklarını görüyoruz... Bu yazının başlığını koyarken Ergun Çağatay’ın, “fotoğrafçılığın ölüm fermanı” diye nitelediği dijital fotoğrafa direnişini düşünüyordum. Yazıyı yazarken onun bir başka “ölüm fermanına” da direndiğini anımsadım. Ergun Çağatay İzmirliydi. Kız kardeşi İlgün, sınıf arkadaşımdı. Bir uçak kazası, onu çok genç yaşta lise yıllarında Pa BELGESEL FİLMLER NHKM’DE ‘Sansür oradaysa biz buradayız’ Yaşamla ölüm arasında Kültür Servisi 51. Altın Portakal Film Festivali’nden, uygulanan sansür nedeniyle çekilen filmler ve yönetmenleri, Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde buluşuyor. Festivalden çekilen yönetmenlerin filmleri “Sansür oradaysa biz buradayız” sloganıyla bugün, yarın ve pazar günü ücretsiz olarak seyirciyle buluşacak. İlk film olan Reyan Tuvi’nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” bugün saat 18.00’de Ruhi Su Salonu’nda gösterilecek. DT’de dikiş tutmuyor... SELDA GÜNEYSU Genel Müdür Mustafa Kurt’un istifasıyla başlayan ‘deprem’ etkisi sürüyor... C H P İS T A N B U L M İL L E T V E K İL İ UMUT ORAN ANKARA Genel Müdür Mustafa Kurt’un istifası Devlet Tiyatroları’nı (DT) karıştırdı. Kurt’un istifasının ardından başrejisör Ali Hürol, Ankara DT Müdürü Şekip Taşpınar ve Ankara DT Müdür Yardımcısı Serdar Kayaokay da istifa etti. Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kurt’un istifasını kabul ederek, Kurt’u kurumdaki kadrosunda “DT rejisörü” olarak değil, Strateji Geliştirme Başkanlığı’nda görevlendirdi. Kurt’un söz konusu görevlendirmeye itiraz ettiği belirtilirken, kendisinin “taciz ettiği” öne sürülen kurum personeli C’nin bakanlığa “taciz” değil, “mobbing uygulandığına yönelik” şikâyet dilekçesi verdiği kaydedildi. Kurt’un beklenmedik istifasının ardından, kuruma yönelik tartışmalar sonrasında başrejisör Ali Hürol, Ankara DT Müdürü Şekip Taşpınar ile Müdür Yardımcısı Serdar Kayaokay da görevlerinden istifa etti. Hürol, Taşpınar ve Kayaokay’ın istifa gerekçelerinin ise “Genel müdür Kurt ile kurum hakkında dile getirilen haksız durumlar” olduğu dile getirilirken, Kurt’a bir şok da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan geldi. Lemi Bilgin’in apar topar görevden alınmasının ardından bir buçuk u Başrejisör Ali Hürol, Ankara DT Müdürü Şekip Taşpınar ve Ankara DT Müdür Yardımcısı Serdar Kayaokay da istifa etti. Kurt, ‘bakanlığın sürgün yeri’ olarak nitelenen Strateji Geliştirme Başkanlığı’nda görevlendirildi. ‘Her fırsatta TÜSAK’a övgüler düzen’ Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik’e genel müdürlük teklif edildiği ileri sürüldü. yıl önce vekâleten atanan Kurt, genel müdür olmadan önce kurumda “rejisör” kadrosundaydı. Kurt, istifasının ardından kendi kadrosuna dönmeyi bekliyordu. Ancak bakanlık Kurt’u “rejisör” olarak değil, “bakanlığın sürgün yeri” olarak da anılan, daha önce görevden alınan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in de görevlendirildiği Strateji Geliştirme Başkanlığı’na gönderdi. Kurt’un söz konusu duruma, “Asaleten değil, vekâleten atanan bir genel müdür olduğu, bu nedenle kendi kadrosunda görevlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle itiraz edeceği öğrenildi. Öte yandan Kurt’un istifasının ardından bazı internet sitelerinde “Kurt’un sansürden değil, hakkında açılan taciz soruşturması nedeniyle istifa etmek zorunda kaldığına” yönelik haberler yer aldı. Kurt’un, kurumun dış ilişkiler biriminde çalışan C. adlı bir kadını “taciz ettiği” iddia edildi. Ancak Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, söz konusu şikâyet 15 Eylül 2014 tarihinde bakanlığa yapıldı. C.’nin dilekçesinde, Kurt’un, “kendisini görevli olduğu dış ilişkiler biri minden uzaklaştırdığı, sorumluluklarını azalttığı ve kendisine mobbing uygulamakla suçlandığı” dile getirildi. uyguladın mı?’ Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerinin de önceki gün itibarıyla Kurt’a, C’nin şikâyetiyle ilgili olarak, “Mobbing uyguladığınız söyleniyor. Mobbing uyguladınız mı? C’nin görev yerini değiştirdiniz mi? Hangi gerekçelerle C.’nin görev yeri değiştirildi” gibi sorular yöneltildiği kaydedildi. Kurt’un ise “mobbing” iddialarını reddettiği ve hakkında çıkan “taciz” haberlerine ilişkin de dava açacağı kaydedildi. Cumhuriyet, 26 Ağustos’ta, sanat kurumlarını lağv eden Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) Yasa Tasarısı Taslağı’na “hayır” bildirisine imza atan bürokratların tek tek görevden alındığını yazmıştı. Bakanlığın bu bildiriye imza atan Kurt’un da “üstünü çizdiği” ve Kurt’un yerine “her fırsatta TÜSAK’a övgüler düzen” Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik’in genel müdür yapılmak istendiği dile getirilmişti. Bakanlıkta, Kurt’tan boşalan koltuğa Birecik’in oturacağına yönelik iddialar yeniden gündeme geldi. Birecik’in, dün, bakanlıkta müsteşarlık bazında toplantıya katıldığı ve kendisine genel müdürlük teklif edildiği ileri sürüldü. ‘Mobbing DT’de sular durulmuyor. CHP İstanbul M mine taşıdı. O illetvekili Umut Oran, ko ran, Kültür ve nu Turizm Bakan yu TBMM gündenıtlaması istem ı Ömer Ç iy le ve rdiği soru öner ti: “DT Genel gesinde, şu soru elik’in yaM ü d ü rü ları yö Musta fa Kurt’u istifa ya siz mi zorl fa Kurt neden istifa etti? M neltadınız, bu doğ dir? Argo bir ustaru cü fa Kurt, İstan mle nedeniyle oyun mu k ysa gerekçeniz neal len ‘Güneş Bat bul DT’de önceki gün pröm dırılıyor? Mustaar iyeri ge ke n Bile Büyük’ oy lunduğu için k ununun, argo rçekleştirial d ır ıl m replikle as ı tali na direndiği d uyumu doğru matı verdiğiniz ve Kurt’u r bund mudur? Sansü r biriminiz m a bui var?” ‘Sansür birimi m i var?’ Birecik bakanlığa mı gitti? CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ERCAN KARAKAŞ ‘Taciz’ değil ‘mobbing’ ‘Eleştirel düşünce yok ediliyor’ CHP Kültür ve Sanattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş da yaptığı açıklamada, “AKP iktidarının sanata ve sanatçılara yönelik sansürcübaskıcı tutumunun sürdüğünü” kaydetti. Bakan tarafından göreve getirilen Kurt’un bu gibi müdahalelerin sansür olduğunu ve kabul edilemeyeceğini belirttiğini dile getiren Karakaş, “Bu son olay ve istifa da göstermektedir ki, AKP hükümeti sanata ve sanatçıya yönelik baskı ve sansürünü devam ettirmektedir. Bu demokrasi için olmazsa olmaz olan ifade özgürlüğünün ve eleştirel düşüncenin yok edilmesi demektir. AKP hükümeti kültür ve sanat üzerindeki baskılara son vermelidir. Sanat özgür olmalıdır, sanatçı özgürce üretebilmelidir” dedi. ‘Bakan açıklama yapsın’ TİYATRO OYUNCULARI MESLEK BİRLİĞİ Tiyatro Oyuncuları Mes ya lek Birliği’nden (TOMEB) Münel Ge ise pılan açıklamada dahaledür Kurt’un “sansür” mü n isını lerine karşı çıkınca istifas Baın ay “S ek, ler irti bel i diğ ten işiliğikandan kurumun tüzelk reper, ığı ad ınm tan nin tanınıp hatuvara ve oyunlara müda beklima le hakkında bir açıkla ceye yoruz. Sanata, söze, düşünler cir zin an ışıl çal vurulmaya uzun hiçbir baskı döneminde anlay gu ömürlü olamamış, uy nda lar tarihin kara sayfaları Mü l ne Ge ve ır rd yer almışla ce ön yıl bir ek ger rt, dür Ku ele tim TÜSAK’a diğer yöne ıçık rşı ka te manlarıyla birlik da sın ifa ist bu ise şında, gerek ildi. doğru davranmıştır” den ‘Sansür sebebi din istismarına karşı çıkış’ Bakanlığın repertuvardan kaldırılmasını istediği “Güneş Batarken Bile Büyük” adlı eserin yönetmeni Kazım Akşar da asistanı aracılığıyla Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, şunları dile getirdi: “‘Tiyatroda sansür provaya kadar indi?’ başlıklı yazınızda konu ile ilgili düzeltme yapmanız gereken unsurların olması sebebiyle size ulaşıyorum. Yazınızda; ‘Oyunlardan bu sözcükler temizlendi’ diye bilgi vermişsiniz. Ancak; olayın doğrusu şu şekildedir. Bakanlık ‘Güneş Batarken Bile Büyük’ adlı eseri repertuvardan kaldırmak istemiştir. Genel Müdür Mustafa Kurt, Kazım Akşar’ı ‘GÜNEŞ BATARKEN BİLE BÜYÜK’ÜN YÖNETMENİ AKŞAR arayarak, oyunda geçen ve bakanlığı rahatsız eden birçok kelimenin oyundan çıkarılarak, yeni haliyle tarafına iletilmesini talep etmiştir. Sayın Akşar, bu talebi reddetmiştir. Oyun; çıkarılması talep edilen bir tek kelime dahi çıkarılmadan, prömiyer yapmıştır. Ayrıca; oyunda sansürlenmek istenen kelimelerin her ne kadar erotik içerikli olması sebep gösterilse de sansürlenme sebebinin erotik kelimelerden dolayı değil; sanata baskıya, dini istismara, savaşın vahşiliğine karşı söylenen cümlelerden kaynaklandığı herkes tarafından bilinmektedir.” KÜLTÜR SANAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle