28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2014 CUMA 6 HABERLER seçimlerinde AKP dışındaki seçmenlerden alınacak destekle Erdoğan’ın yüzde 44 seviyesine ulaşabileceği sonucuna varmış. Tanla, “Artısıyla eksisiyle bu rakamın cumhurbaşkanı seçilmek için yeterli ‘yüzde 50 artı 1’ oyu bulması imkânsız” diye değerlendiriyor. İzmir’deki davada avukatlar, tutuklulukta ısrar eden mahkemenin ‘insanlık suçu’ işlediğini savundu ‘Hesabı kim verecek?’ OZAN YAYMAN Gül’e de İletilen Köşk Anketi: İZMİR Kamuoyuna “Askeri Casusluk” olarak yansıtılan gizli belge ve bilgi bulundurma davasında sanıkların ardı ardına serbest bırakılmasının ardından avukatları, 2 yıla yaklaşan tutuklulukların hesabını kimin vereceğini sorguluyor. Avukatlar, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin tutuklulukta ısrar ederek, “hürriyeti tehdit” suçu işlediğini, bu nedenle cezalandırılmaları gerektiğini savunuyor. Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 397 sanıklı sözde Askeri Casusluk davası kapsamında sanık avukatlarının itirazlarını değerlendirerek geçen günlerde toplam 40 sanığı tahliye etmişti. Cezaevlerinde ise sadece, “devlete ait gizli bilgileri temin et me” suçunu düzenleyen TCK 327. maddeden yargılananlar bulunuyor. Ancak yine bu maddeden yargılanan ve kurulduğu savlanan örgütün bir numaralı ismi olarak gösterilen işadamı Bilgin Özkaynak’ın muhasebecisi Mehmet Aksu, önceki gün salıverilmişti. Aksu’nun tahliye olması üzerine diğer sanık avukatları, müvekkillerinin salıverilmesi için yeni dilekçeler verdi. Sanık avukatlarından Nevzat Güleşen, tutuklulukta ısrar eden hâkimlerin ve savcıların insanlık suçu işlediğini ve bunun cezasının çok ağır olacağını söyledi. TCK’nin 257. maddesinde, kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı ceza almalarına vurgu yapıldığını söyleyerek, “İz Hürriyeti tahdit suçu mir’deki yargılamada hâkim ve savcılar hürriyeti tahdit suçu işlemişlerdir” dedi. Adil yargılama olmadığı ge rekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gideceklerini bildiren Güleşen, “Ama öncelikle bu hâkim ve savcıların kötü niyetli oldukları, suç işledikleri mutlaka tespit edilmelidir. İzmir’deki yargılama 98 tutukluyla başladı. Alınan kamu görevlileri, insanlığa karşı olan bu suçu 98 kez işlediler. Bunun cezası çok ağır olacak” diye konuştu. Halen tutuklu sanık subaylardan Onur Süer’in avukatı İlker Savran da, müvekkilinin 327. maddeden yargılandığını ancak aynı TCK maddesinden tutuklu olan Mehmet Aksu’nun serbest bırakıldığını söyle yerek, “Gerekli itirazı yaptık. Benzer durumdaki Onur Süer’in de serbest kalması gerekiyor” dedi. Avukat Savran, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Haksızlıklar yaşandı engel olamadık” açıklamalarını da anımsatarak, “Bu bile başlı başına serbest bırakılma gerekçesi olmalı” diye konuştu. Avukat Murat Ergün de delillerin sahteliğini en başından bu yana gündeme getirdiklerini ancak mahkeme heyetine kabul ettiremediklerini söyleyerek “Ne olursa olsun er geç bu delillerin sahteliği ortaya çıkacaktır. Ancak bu süreçte sağlığını kaybedenlerin, ailesi mağdur olanların uğradıkları zararların da telafi edilmesi gerekiyor” dedi. Bakanın sözledi... Erdoğan İlk Turda Seçilemez Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile AKPcemaat ayrışmasının halkı nasıl etkilediğini gösteren kamuoyu yoklamasının sonuçları Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın köşesinde yayımlandı. Yolsuzluk dosyaları ve AKPGülen Cemaati savaşının, halkın siyasi tercihine nasıl yansıyacağı ise merak ediliyor. Bu merakı gidermeye yönelik ilk sonuçlar kısa süre önce siyaset bilimci ve siyasal alan araştırmacısı Bülent Tanla tarafından Cumhuriyet’te yayımlandı. AKP’nin 30 Mart yerel seçimlerinde yüzde 3540 bandında bir oy alacağını tahmin ediyor Tanla. Kendisiyle dün yaptığımız görüşmede, önce Gezi Parkı protestoları, ardından da 17 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sonrasında yaşananların bu yıl yapılacak ikinci seçim olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine etkisi üzerine bir çalışmasının da olduğunu belirtti. Tanla’nın yaptırdığı kamuoyu yoklamasına göre, “Başbakan Erdoğan birinci turda cumhurbaşkanı seçilecek halk desteğine kesinlikle sahip değil...” Erdoğan’ın önündeki üç yol Tanla’ya göre Erdoğan’ın ilk turda seçilememesinin siyasi anlamı büyük: “İlk turda seçilemezse, ikinci turun garantisi yok. Muhalefet, karşısındaki adayda birleşebilir. AKP için bu çok büyük bir risk. 11 yıllık başbakanlıktan sonra seçilememek Erdoğan ve AKP açısından rencide edici ve onur kırıcı olur.” İşte bu olasılık yüzünden önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın kritik bir siyasi hamle yapacağını tahmin eden Tanla’ya göre ortada üç olasılık mevcut: 1. Anayasayı değiştirip parlamento tarafından seçilmek. 2. AKP tüzüğünün “3 dönem” kuralını değiştirip başbakan kalmak. 3. Siyasete veda etmek. İstanbul’daki KCK davasında tutuklu sanık mahkeme heyetiyle dalga geçti: ‘Sonuçları Gül’e de aktardım’ Tanla, elindeki araştırma sonuçlarını ve özellikle de “Erdoğan’ın Köşk seçiminde birinci turda sandıktan çıkamayacağı” yönündeki bulguları geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de aktarmış. Tanla’ya Gül’ün tepkisini de sorduk. Dinlemiş ama yorum yapmamış!.. Resmi misiniz paralel mi? İstanbul Haber Servisi Terör örgütü PKK’nin üst yapılanması KCK’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 77’si tutuklu 204 sanığın yargılandığı davada sanık avukatları davanın durdurulmasını istedi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tarafsızlıklarını şüpheye düşürecek herhangi bir nedenin bulunmaması, sanık avukatlarının da bu yönde somut hiçbir delil gösterememesi nedeniyle avukatların istemini reddederek duruşmayı 3 Nisan’a erteledi. Mahkeme heyeti ayrıca tutuklu sanık Nihat Oğraş ve 3 avukat hakkında savunma sınırlarını aştıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri’de görülen davada söz alan tutuklu sanık Nihat Oğraş, özel yetkili mahkemelerde “cemaat hegemonyası”nın olduğunu, her yer için demokrasi ve özgürlük istediklerini belirterek “Şüpheleniyoruz ve size sormak istiyoruz; resmi devletin yargısı mısınız, yoksa paralel devletin, örgütün, çetenin yargısı mısınız?” dedi. Duruşma salonundaki izleyicilerin Oğraş’ın sözlerini alkışlaması üzerine mahkeme başkanı Kazım Kahyaoğlu, seyircilerin tamamının dışarı çıkartarak ara verdiğini söyledi. Verilen aranın ardından söz alan tüm sanıkların avukatı Ercan Kanar, “Sanıkların tutukluluk haline son verilmesi dışında vereceğiniz her karar kuşkulu olur. Özel yetkili mahkemelerin geldiği aşamayı, yasal düzenleme tartışmalarını dikkate alarak mahkemenin faaliyetini durdurun” diye konuştu. Avukat Baran Doğan da mahkemenin insani bir karar vermesi gerektiğini belirterek mahkemenin yargılamadan çekilmesi ve davayı bırakmasını talep etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı Kazım Kahyaoğlu, avukatlara söz vermeyeceğini söyledi. Avukatlar ve sanıklar heyetin kararını alkışla protesto etti. Kahyaoğlu, duruşma salonundan avukatları ve sanıkları da çıkararak ara karar vereceğini söyledi. l Gizli tanık ifadesiyle hapse girenler haklarındaki suçlamaları hâlâ bilmiyor AKP’nin oylarını 3540 bandında öngören Tanla, Cumhurbaşkanlığı Yüzde 50’yi bulamıyor Hükümete Bağlı ‘Bağımsız’ Kurul! Hükümet hafta başında yayımlanan bir kararla, Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu (TİHAK) işkenceyi takip için kurulması gerekli ulusal önleme mekanizması olarak belirledi. Türkiye’nin 27 Eylül 2011’de taraf olduğu Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolü’ne göre ülkeler, işkencenin önlenmesi için cezaevleri, karakollar ve ıslahhanelerde habersiz denetim yapacak bağımsız “ulusal önleme mekanizmalarını (UÖM)” kurmak zorunda. Resmi Gazete’de 28 Ocak’ta yayımlanan karar ile Türkiye UÖM olarak, hükümete bağlı Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu belirledi. Yani yürütme organına bağlı olan ve işkenceye karşı birinci dereceden denetlenmesi gereken cezaevleri ve karakolların denetimi için BM Sözleşmesi’ne açıkça aykırı şekilde yürütmeye bağlı bir kurum yetkilendirildi. Karar yayımlanır yayımlanmaz insan hakları örgütleri ve muhalefetten tepki yağdı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de sert tepki göstererek şu değerlendirmeyi yaptı: “Hükümetten bağımsız olması, bağımsız işlemesi gereken mekanizma için başbakana bağlı bir kurum belirlendi. Bu büyük bir aldatmacadan başka bir şey değil. Hükümet hem BM hem de Türkiye’de insan hakları ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla adeta dalga geçiyor.” Türkiye İnsan Hakları Vakfı ise “Siyasal iktidarın işkenceyi önleme perspektifi samimiyetten uzak. Kararnameyi ve bu kararname ile UÖM olarak belirlenen Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu meşru görmüyoruz” açıklamasını yaptı. karar açıklandı Avukatlar olmadan Neden tutuklandık Avukatlar ve sanıkların bulunmadığı salonda kararını açıklayan mahkeme, heyetin davadan çekilmesi yönündeki taleplerin reddine karar verildiğini açıkladı. Mahkeme heyeti ayrıca tutuklu sanık Nihat Oğraş ve 3 avukat hakkında savunma sınırlarını aştıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma, 3 Nisan’a ertelendi. neden ÖZLEM GÜVEMLİ Gezi eylemleri sırasında 18 Haziran günü yapılan şafak baskınlarında MLKP üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 17 kişi, 6 Ocak’ta tahliye edildi. 7 ay boyunca iddianame hazırlanmaması ve dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle haklarındaki suçlamaları bilmeden tutuklu kalanlar, şimdi neden serbest bırakıldıklarını da bilmiyorlar. Aynı operasyonda tutuklanan diğer 17 kişinin tutukluluğu ise hâlâ sürüyor. Serbest bırakılanlardan Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümü 3. sınıf öğrencisi Sercan Genç (22), “Neyle suçlandığımızı da, neden tutuklandığımızı da, neden tahliye edildiğimizi de bilmiyoruz” diyor. ESP’yi hedef alan operasyonda tutuklanan tüm isimler gizli tanık Melek’in ifadeleri ile cezaevine girmiş. Sercan Genç’e de gizli tanığın ifadesine göre diğer tutuklanan isimler gibi 2012 yılında Sancaktepe’de taşıdığı bombanın yanlışlıkla patlaması sonucu hayatını kaybeden Yasemin Çiftçi için düzenlenen anma törenine, cenazeye, SGDF’nin İzmir Dikili’deki Gençlik Kampı’na katılmasıyla ilgili sorular yöneltilmiş. ‘İçimde kalmasın diye soruyorum’ 1 Mayıs mitingine, Deniz Gezmiş anmasına katılmasıyla ilgili sorulara da muhatap olan Sercan Genç’e savcı, Gezi eylemleri ile ilgili de ilginç bir soru sormuş: “Sanırım Gezi eylemlerine katıldığımı gösteren fotoğrafım ellerinde yoktu. O yüzden savcı ‘İçimde kalmasın diye soruyorum Gezi’ye gittin mi’ dedi. Ben de içimde kalmasın diye ‘Milyonlarca insan gibi ben de Taksim’e gittim’ yanıtını verdim.” ‘Kendi çektiğim fotoğraf delil oldu’ bırakıldık? Faili meçhul davaları kaçırılıyor GEREKÇE GÜVENLİK MAHMUT ORAL Yeni tahliye olan Ali Sönmez Kayar da yasal bir siyasi parti olan ESP’ye üye olanların yasadışı örgüt üyesi olmakla suçlanmasına tepkili. 1 Mayıs öncesinde afiş asarken kendi cep telefonu ile çekilen fotoğrafının, gittikleri bir piknikte yine kendi fotoğraf makineleri ile çektikleri fotoğrafların karşılarına illegal örgüt üyeliği delili olarak çıktığını anlattı. Savcılıkta “hükümeti devirmeye teşebbüs, halkı galeyana getirmekle” itham edildiklerini dile getiren Kayar, “Ben halkı galeyana getirmedim. Taksim’e 3 Haziran’da gittim. Yani halk beni galeyana getirdi” diyor. CEMAATÇİLERE ‘TWEETLERİ İKİYE KATLAYIN’ DEMİŞ ‘Peygamber’li kaset savaşları ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKPcemaat geriliminde yeni ses kayıtları internete sızdırıldı. Twitter’da “Gizli Arşiv” kod adıyla cemaat aleyhine mesajlar paylaşan hesap tarafından You Tube’a yüklenen 5 ayrı yeni ses kaydında ilginç ayrıntılar yer alıyor. Ses kayıtlarında tarih olarak; 22 Kasım 2013 yazıyor. Telefonda Fethullah Gülen olduğu ileri sürülen kişiye rapor verdiği ve TUSKON yetkilisi olduğu iddia edilen bir kişi; Türkiye’deki cemaatçilerin rüyalarında Hz. Muhammed’le Fethullah Gülen’i birlikte gördüklerini söylüyor. Söz konuşu kişi rüyalarda Hz. Muhammed ile Gülen’in birlikte il il Türkiye’yi gezdiğini belirtiyor. Telefonda Gülen’le konuşan kişinin “Peygamber Efendimiz sosyal medyada tweetleri ikiye katlayın buyurdu; beraber buyurmuşsunuz. Bir de toplu namazlara iştirak etmişsiniz hocam” ifadelerini kullandığı duyuluyor. Gülen olduğu iddia edilen kişi de buna yanıt olarak “siz de öyle yapın” diyor. sında 13 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil DİYARBAKIR Doğu’da işlehakkında açılan dava güvenlik genen faili meçhul cinayetlere ilişkin davalar, güvenlik gerekçesiyle baş rekçesiyle geçen aylarda Çorum’a ka illere alınıyor. Diyarbakır’ın Li nakledildi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Aşağı Ölçek köyünce ilçesinde 2223 Ekim 1993’te de çobanlık yapan Nezir Tekçi’nin Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ile 26 Nisan 1995’te gözaltına alınabirlikte üçü asker 17 kişinin yaşarak öldürülmesi ve cesedinin mamını yitirdiği olaylarla ilgili döyınla parçalanmasıyla ilgili emekli nemin Diyarbakır Jandarma Alay Albay Ali Osman Komutanı emekli AlAkın ile Yarbay bay Eşref Hatipoğlu Şırnak Barosu Başkanı Kemal Alkan’ın ile Üsteğmen Tünay Nuşirevan Elçi, “Devlet bu yargılandığı daYanardağ’ın yarva da Eskişehir’e gılandığı davanın 3 kadar aciz mi? Davaları gün önce Eskişehir’e mağdurlarından kaçırıyorlar. alındı. Hakkâri’de 15 yaalınmasının ardınDavalar takip edilmesin diye 2010’da şındaki Enver dan, ertesi gün, başka ile alıyorlar” dedi. Turan’ı öldüren Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 köylüDiyarbakır Barosu Başkan ve tutuksuz yarnün gözaltına alına Yardımcısı Nahit Eren de “Yasa gılanan Uzman G.S. hakrak öldürülmesiyhükmü amacına aykırı şekilde Çavuş kında açılan dale ilgili dönemin Bouygulanıyor. Karar siyasi. Art va Yozgat’a naklu 2. Komando Tuniyet arıyoruz” dedi. ledildi. Muş’un gay Komutanı emekBulanık ilçesinli Tuğgeneral Yavuz de 2009’da DTP’nin kapatılmasını Ertürk’ün müebbet hapis istemiyprotesto eden kalabalığa ateş açılle yargılandığı dava da Eskişehir’e ması sonucu esnaf Turan ve Megönderildi. tin Bilen’in öldürülmesiyle ilgiŞırnak’ın Silopi ilçesinde 20 yıl li dava kamu güvenliği gerekçesiyönce 6 köylünün gözaltına alınle Samsun’a alınmış, sanıklar bedıktan sonra kaybolduğu gerekçeraat etmişti. Mardin’de 2004’te 12 siyle dönemin Şırnak 23. Jandaryaşındaki Uğur Kaymaz ve babama Sınır Tugay Komutanı Tuğgesı Ahmet Kaymaz’ın taranarak ölneral Mete Sayar ve 5 asker hakdürülmesiyle ilgili özel harekât pokında Şırnak’ta açılan dava, gülisleri hakkında açılan dava da güvenlik gerekçesiyle geçen aylarda venlik gerekçesiyle Eskişehir’e Ankara’ya taşındı. Mardin’in Derik ilçesinde 19931994 yılları ara alınmış, 4 polis beraat etmişti. Kod adı Engin 6 Ocak’ta tahliye edilen Hüseyin Şahin hakkındaki iddialar da aynı. Onu diğerlerinden ayıran ise örgüt üyeliği ile bağlantılandırılmasına yol açan “Engin” ismi. Polis ve savcı Engin’in örgüt içindeki kod adı olduğunu savunuyor. İsim karmaşası nedeniyle haberde nüfustaki adının kullanılmasını isteyen Hüseyin Şahin kod adının öyküsünü şöyle anlatıyor: “Doğduğumda ailem bana Engin adını vermiş ama babam nüfusa kaydettirmeye gittiğinde babasının adı olan Hüseyin’i yazdırmış. Bana hiç kimse bugüne kadar Hüseyin demedi. Bana ailem de dahil herkes Engin diyor. Ben cezaevindeyken ailem ile telefonda konuşuyorum. Orada da kanıtı var dinlesinler. Bana Engin diyorlar. Annem babam bana neden örgüt içindeki kod adımla hitap etsinler?” Gizli tanık ifadesine göre AKP’nin bazı il ve ilçe binalarına bomba atmakla suçlandığını ifade eden Şahin “2011’den beri teknik takipteymişler. AKP binalarına bomba attıysam beni niye tutuklamadılar da eylem yapmaya devam etmeme göz yumdular ya da bombaları attıysam beni şimdi niye bıraktılar? Resmen faili bulunmamış eylemleri üzerimize yıkmaya çalıştılar” diyor. ASKERİ CEZAEVİ YÖNETMELİĞİ VE DAVA AÇMA YOLLARI Bakanlığın sitesinde ‘manidar’ bilgiler BARKIN ŞIK ANKARA Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy ve Askeri Casusluk davaları nedeniyle yüzlerce subay ve astsubay cezaevine girip çıkarken Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) resmi internet sitesinin, “Faydalı Bilgiler” bölümünde çok “manidar” iki başlık yer aldı. MSB, “Askeri Cezaevi Yönetmeliği” ile “Dava Açma Usul ve Yolları” başlıklarını faydalı bilgiler olarak resmi internet sitesine koydu. Askeri Ceza Kanunu ile diğer kanunlara göre askeri ceza ve tutukevlerinde infazı gereken hürriyeti bağlayıcı cezalar ile tutuklama kararlarının yerine getirilmesi esaslarına ilişkin hususları düzenleyen yönetmelik, tam metin halinde MSB internet sitesinde yer aldı. Sitede yer alan diğer faydalı bilgi ise “dava açma usul ve yolları” oldu. Dilekçe örneklerine, harç miktarlarına, posta giderlerine ve dava açma süreleri ile iptal davalarına ilişkin bilgilerin verildiği sitedeki bilgilendirme başlıkları şöyle oldu: “Kimler Dava Açabilir; Hangi Çeşit Davalar Açılır; Dava Açma Şartı; Dava Açma Usulü; Verilecek Kararlar; Kararların Hukuki Sonuçları; Dava Açma Süresi; Yürütmenin Durdurulması; İptal Davası Dilekçe Örneği.” Sitede bu bilgiler yer alırken, Balyoz davası sanığı muvazzaf askerler, bir süre önce askeri cezaevi yönetmeliğinin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle