01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2014 CUMA 12 işarettir. Arkadaşlar biz burayı kazdık, boşuna uğraşmayın, demektir. Bu nedenle oralarda bir şey bulamazsınız’!” HHH Burdur’un İbecik köyündeki Bubon antik kentinde iki köylü bir Roma imparatorunun tunçtan heykel başını bulduktan sonra, burada yoğun bir yağma yaşanmıştı. Ben “Türkiye’nin ilk kadın de olayı araştırmaya gittiğimde, arkeoloğu” Prof. Dr Jale olayla bağlantılı önemli bir kişi, İnan’ın yarın doğumunun 100. cezaevinde tuttuğu anı defterini yıldönümüdür. Türkiye’nin ilk bana verdi. arkeologlarından, İzmir ve Efes Sonrasında konuştuğum Jale müzelerinin kurucusu, İstanbul Hanım şöyle yanıtladı: Arkeoloji Müzesi Müdürü Aziz “70’li yılların sonunda ABD’de Ogan ile Mesture Hanım’ın kızı uluslararası bir toplantıda olarak İstanbul’da doğdu. Boston Müzesi Müdürü Ailecek gittikleri İzmir’i Türkiye’den insan boyundan 1919’da Yunanlar işgal büyük 1012 tunç heykelin ettiklerinde babasını ABD pazarında satışa çıktığını tutukladılar. Komşu Rum ailesi, söylemişti. Bundan haberimiz Ogan’ları himayeleri altına aldı, olmamıştı.” babanın 3 gün sonra özgürlüğe 1983’te emekli oldu. kavuşmasını da sağladı. Parkinson rahatsızlığı HHH bulunduğu 90’lı yılların Liseden sonra “Aleksander başında birlikte Bubon’a gittik. von Humboldt Vakfı’nın” bursu Orada çalışmalara başladı. ile, arkeoloji okumak üzere Heykellerin çıktığı “sebastion”u 1934’te Almanya’ya gitti. İkinci (imparatorluk kült salonu) buldu. yılında Türk devletinin bursunu Dar bir alandı. Bu kadar dar kazanarak eğitimini sürdürdü. bir alanda bu denli görkemli Ancak savaşın çıkışına heykellerin olamayacağını doğru devlet geri çağırdıysa savlayacaklara karşılık, işçileri da 1939’da, “Sorumluluk heykel kaidelerine çıkarttı. kendilerine ait olmak üzere geri Savı çürüttü. Daha da önemlisi çağrılan öğrencilerin eğitimlerini kaidelerde imparatorların adları sürdürebileceklerini” açıklaması yazılıydı. Sonrasında koluma üzerine “ailesine danışmadan” girdi, tepeden aşağıya indik. kabul etti. HHH Berlin’e döndü. Hava Son yıllarda Perge saldırılarında çalışmalarını Tiyatrosu’nda görkemli Roma çoğu zaman binanın bodrum heykellerini katında sürdürdü. buldu. Antalya Bir saldırıda ev Müzesi’nde sahibesi, “Bombalara sergilenmeden, aldırmıyorsun. kendi “telif Sinirlerin çelikten hakkını” korumak mi” diye sorunca için yayın “Yoo, yalnızca yapmadan önce sizin bağırarak fotoğraflarını bombaların yönünü çekip değiştiremeyeceğinize haberleştirmeme inanıyorum” demişti! izin vererek Doktorasını alçakgönüllüğünü 1943’te tamamlayıp gösterdi. Türkiye’ye döndü. Perge’de HHH “Yorgun Herkül” Önceden tanıştığı heykelinin Türkiye’nin en önemli Jale Hanım Apollon belden aşağı mühendislik ve Tapınağı önünde. bölümünü buldu. matematik bilimcisi Üstünü kaçakçılar yurtdışına Mustafa İnan, 1944’te bir gün kaçırdılar. Bir gün Nev York bir sigara paketinin arkasına Metropolitan Müzesi’nde bir Almanca “evlenme önerisini” heykel gördüm. Bunun Jale yazdıktan sonra, altına “Evet mi? Hayır mı?” sorusunu ekledi. Hanım’ın bulduğu heykelin üstü olduğunu algıladım. Fotoğrafını Kızlar o tarihlerde doğrudan Antalya Müze Müdürü Kayhan “evet” diyemedikleri için Jale Dörtlük’e ilettim. Uyuşumu Hanım da sigara paketine doğruladı. Almanca olarak “Evet mi hayır Jale Hanım’ı arayıp olayı mı bilmiyorum! Bildiğim bir şey anlattım. Yanıtı şöyleydi: varsa, o da seni beğendiğimdir” “Bu heykel, ünlü Yunan diye yazdı. İnan, yanıtı “evet” heykelci Lysippos’un yaptığı olarak kabul etti, bir yıl sonra tunç heykelin Roma kopyasıdır. Hüseyin doğdu. Dünyada 52 kadar benzeri HHH vardır. Bunlar yere düşünce 1946 yılında İstanbul genelde böyle kırılırlar. İlla da Üniversitesi Klasik Arkeoloji onun parçası diyemeyiz!” Kürsüsü’nün kurulmasına Düş kırıklığına uğradım. katıldı, Prof. Dr. Arif Müfit Uçağa atlayıp İstanbul’a Mansel’in asistanı oldu. Aynı kendisiyle konuşmaya yıl Antalya’da Side kazısına geldim. Resimleri gösterince, başladılar. heyecanlandı, doğru yolda Bir keresinde Prof. Mansel’in olduğumu söyledi. Bakanlığa İstanbul’dan para getirmesi başvurup Boston’a gidip üç gün gecikti. İşçiler kanıtlamak istediğini bildirdi. huzursuzlaşınca Jale Hanım, Bakanlık kabul etti. Antalya “İsterseniz beni rehin alın, Müzesi’ndeki alt bölümün isterseniz çalışın. Profesör kesik yerinin kopyasını çıkardı. geldiğinde paranızı alacaksınız!” Ancak Boston’daki üst dedi. Ona “Jale Hanım” yerine bölümün altında bulunan “Ceylanım” diyen işçiler kaideden dolayı uyum olmadı. aralarından konuştuktan sonra Amerikalılar zevkten dört “Ceylanım! Size güveniyoruz…” köşeydiler. Bakanlığa yeniden yanıtıyla kazıyı sürdürdüler. gitmek için başvurdu. İlk Bir başka kazıda devletten denemenin başarısızlığından para gelmeyince, kazıyı dolayı Jale Hanım tamamlayabilmek için özel gönderilmedi. arabasını sattı. Bunun üzerine kendi parası HHH ile Boston’a gitmeden önce Bir yıl sonra Perge kazısına Antalya’daki heykelin alçıdan geçtiler. 1953’te doçent, 1963’te profesör oldu. Mansel’in tüm kopyasını yaptırdı. ölümünden sonra Side ve Perge Benden Türkiye’nin Amerikalı avukatlarına “Heykelin kazı başkanlıklarını yürüttü. altındaki kaidenin çıkarılmasını Side’deki Roma hamamının sağlamalarını” söylememi müzeye dönüştürülmesini istedi. sağladı. Gereken yapıldı. İki parça Side’de ayrıca deniz “cukkadak” uyuştu. Müze kıyısındaki Apollon Tapınağı’nın Müdürü, Jale Hanım’ın elini sütunlarını ayağa kaldırdı. öperek kutladı. Döndüğünde Günümüzde turistler bu “Gerçekte benim değil, tapınaktan günbatımını senin elini öptü!” sözleri ile duyguyla izliyorlar. alçakgönüllüğünü bir kez daha HHH gösterdi. Burdur’un Bucak ilçesindeki 20 yıl boyunca bakanlık Kremna antik kentinde kaçak dalga geçti. Ancak 2011’de kazılar üzerine, bakanlık Jale dönemin Bakanı Ertuğrul Hanım’ı görevlendirdi. İlk Günay ve yardımcılarının günlerin anısını bana şöyle inatçı izlemeleri ile Türkiye’ye anlatmıştı: getirildi. Sonrasında, o “Kazıya nereden günlerde ABD’de olduğu için başlayacağımı araştırdıktan “Başbakan Recep Tayyip sonra, yerel köyden işçilere Erdoğan’ın uçağı ile getirilen kazı yapılacak alanlara kazık Yorgun Herkül unvanını” çaktırmaya başladım. Bir ara kazandı, her nedense Jale işçilerin gülüştükleri dikkatimi Hanım’dan söz edilmez oldu. çekti. ‘Neden gülüşüyorsunuz?’ Yalnızca Türkiye’de değil, soruma şu yanıtı verdiler: ‘Hocanım! Bakın bazı yerlerde dünyada antik heykel sanatını en iyi bilen bir uzman olan Jale bir taş var. Onun üzerinde biraz Hanım’ı saygıyla anmak benim küçük, onunda üstünde de için vefa borcudur. daha küçük bir taş var. Bu bir DIŞ HABERLER [email protected] ‘Fukuşima’dan davacıyız’ (AP) İlk Türk Kadın Arkeolog! Nükleer santralı inşa eden 3 şirket, 1400 kişinin sembolik tazminat talebiyle karşı karşıya. Dış Haberler Servisi Japonya’da 2011’de kaza meydana gelen Fukuşima Daiçi Nükleer Santralı’nı inşa eden 3 şirket hakkında dava açıldı. Toshiba, GE ve Hitachi şirketleri hakkında, kazanın yol açtığı tahribatı tazmin etmeleri talebiyle 1400 kişi ortak başvuruda bulundu. Dava açanların 38’i Fukuşima şehri sakini, 400’ü de yabancı. Davacılar, santralı kuran 3 şirketin, 40 yıl boyunca gerekli güvenlik geliştirmelerini yapmadıklarını, konuya dikkat çekmek amacıyla kişi başına bir dolarlık tazminat davası açmaya karar verdiklerini duyurdular. Söz konusu şirketlerin yetkilileri, konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındılar. Japonya’da mevcut yasalara göre kazadan sadece santralı işleten şirket TEPCO sorumlu tutulabiliyor. Davacıların avukatı Akihiro Şima, nükleer santrallardaki güvenlik sistemine ilişkin sorunları gündeme getirmek istediklerini, bugüne kadar kazayla ilgili adları anılmayan 3 şirketi bu nedenle dava ettiklerini söyledi. Kaza, 2011’de yaşanan deprem ve tsunaminin ardından meydana gelmişti. Kazayla ilgili birkaç soruşturma yapıldı. Parlamentonun atadığı komisyon tarafından yapılan ve yayımlanan soruşturma sonuçlarına göre kazanın başlıca nedeni tsunami. Ancak raporda tsunaminin yaratabileceği tahribatı öngöremeyen TEPCO ve piyasa düzenleyicilerle şirketler arasındaki kuşkulu ilişkiler eleştirilmişti. Fukuşima santralı ve çevresinde sadece radyasyonun etkisiyle 1600’ü aşkın kişinin ölümüne yol açan kazadan beri büyük ölçüde sorun yaşanmamakla beraber, santraldaki reaktörlerden Pasifik Okyanusu’na radyasyonlu su sızmaya devam ediyor. İnsan Hakları Gözlem Örgütü, Şam yönetimini muhalifleri destekleyen bölgelerde binlerce evi yerle bir etmekle suçladı. Örgüt, söz konusu bölgelerin uydu görüntülerini yayımladı. (AFP/AP) EL KAİDE ŞÜPHESİ ‘Bazı bölgeler haritadan silindi’ de yıkıldığı yönündeki savunmasını destekleyecek çok az kanıt bulunabildi. Raporda, yıkımların askerler tarafından denetlendiği ve genellikle hükümet kuvvetleriyle muhalifler arasındaki çatışmaların ardından gerçekleştirildiği kaydedildi. Örgüt, sivillere ait binaların yıkılması ve “toplu cezalandırma”nın savaş suçu olduğunu ve uluslararası mahkemeler tarafından cezalandırılması gerektiğini de savundu. Bölge sakinleri de yıkımlardan önce kendilerine bilgi verilmediğini ve tazminat almadıklarını söylediler. Şam’ın kuzeydoğusundaki Kabun bölgesinde bir restoran sahibi, yıkım sırasında zorla uzaklaştırıldığını ve gözaltına alınmakla tehdit edildiğini anlattı. Kimyasal Silahları Önleme Örgütü (OPCW) ise Suriye rejiminin kimyasal silahların imhasında yavaş davrandığını duyurdu. OPCW Başkanı Ahmet Üzümcü, BM Genel Sekreteri Ban Kimun’la görüştüğünü ve çalışmaların hızlandırılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını söyledi. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper da kimyasal silahları imha etmeyi kabul eden Suriye rejiminin biyolojik silah yapma kapasitesine sahip olabileceğini savundu. Clapper, Şam’ın biyolojik silahları üretecek duruma gelmiş olabileceğini belirtti. Bağdat’ta rehine krizi kanlı bitti Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’ın doğusunda dün bir devlet kuruluşunun binasını basan militanlar, içerdekileri rehin alarak polisle çatışmaya girdiler. Üzerlerinde intihar kemerleri olan 6 saldırganın, devlete bağlı ulaşım şirketinin ana kapısında bir minibüsü havaya uçurmaya çalıştıkları, ancak bomba patlamayınca bir militanın kendini havaya uçurduğu, daha sonra da ikinci bir militanın üzerindeki bombayı patlattığı öğrenildi. Geri kalan 4 militan binadakileri rehin alırken binayı abluka altına alan güvenlik güçleri birkaç saat sonra düzenledikleri operasyonla 4 militanı öldürerek rehine krizine son verdiler. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Saad Maan İbrahim, saldırganların 1’i polis, 2’si çalışan 3 kişiyi öldürdüğünü, 8 kişiyi de yaraladığını duyurdu. Bölgede Ulaştırma ve İnsan Hakları Bakanlığı gibi başka hükümet binaları da bulunuyor. Saldırının sorumluluğunu üstlenen olmadı, ancak bölgede benzeri saldırılar düzenleyen El Kaide bağlantılı Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünden şüphe ediliyor. Ülkede 30 Nisan’da yapılacak seçimler öncesinde özellikle Anbar vilayetinde IŞİD’le güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalar endişe yaratırken son saldırı da seçimler sırasında güvenliğin sağlanması konusunda kaygıları artırdı. Yine Bağdat’ta dün bir market ve bir restoran yakınlarında patlayan bombalar 6 kişinin hayatını kaybetmesine yol açarken bu ay ölenlerin sayısı 900’e çıktı. Dış Haberler Servisi İnsan Hakları Gözlem Örgütü, Suriye rejiminin başkent Şam ve Hama kentinin muhalefeti destekleyen bölgelerinde binlerce evi yıkarak “toplu cezalandırma” yaptığını duyurdu. Uydu görüntülerini medyaya dağıtan örgüt, raporunda, rejimin buldozerler ve patlayıcılarla bazı bölgeleri “haritadan sildiği” belirtirken, “yasadışı yıkımların Suriye yönetiminin kabarık suç listesine eklendiğini” belirtti. New York merkezli örgüt, Temmuz 2012Temmuz 2013 arasında Hama’da 7, Şam’da 5 yıkımın belgelendiğini, uydu görüntüleriyle 200 futbol sahası büyüklüğünde 1 milyon 400 metrekare alanın yerle bir edildiğinin saptandığını bildirdi. Uydu görüntülerinde söz konusu bölgelerin yıkımdan önceki ve sonraki hali görülebiliyor. Rapora göre, muhalifleri destekleyen bölgelerde binlerce kişi evsiz kalırken, Şam yönetiminin, evlerin ruhsatsız olduğu ve şehir planlama çalışmaları çerçevesin CENEVRE’DE İKİNCİ TUR 10 ŞUBAT’TA CENEVRE (AA) Cenevre’de Suriye barış görüşmelerinde taraflar 10 Şubat’ta 2. tur görüşmelere geçme konusunda genel uzlaşma sağladı. BM Suriye Özel Temsilcisi Lahtar İbrahimi, Suriyeli muhalifler ve rejim heyetlerinin dünkü görüşme de Suriye’de ölenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunduklarını belirtti. Suriye barış görüşmelerinin 7. gününde soruları yanıtlayan İbrahimi, zaman zaman zor anlar yaşadıklarını, bazı anların ise umut verici olduğunu kaydetti. ABD, Rusya’yı NATO’ya şikâyet etti Dış Haberler Servisi ABD, orta menzilli nükleer füze testi yapan Rusya’yı nükleer silahları yasak eden anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. New York Times’ın haberine göre, ABD’li yetkililer Rusya’nın 2008 yılından bu yana karadan havaya güdümlü füze denemeleri yaptığına inanıyor. ABD’nin suçlamayı açıkça yapmadığı ama durumu NATO üyelerine bildirdiği açıklanırken Washington’ın geçen yıl birçok kez Rusya’nın bu girişimleri nedeniyle endişelendiği ancak gündeme getirecek kadar kararlı davranmadığı da belirtildi. Bir NATO yetkilisi durumun silahların kontrolü anlaşması açısından ciddi bir sorun olduğunu vurguladı. Yanukoviç yatağa düştü ‘IŞİD çekiliyor’ Yurt Haberleri Servisi TSK’nin misillemesinin ardından Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) mensuplarının bölgeden çekilmeye başladığı iddia edildi. Suriye’nin Halep kentinin Azez ilçesinde muhalif Özgür Suriye Ordusu ve IŞİD arasındaki çatışmalar sürerken, önceki gece IŞİD mensuplarının ateşlediği bir havan topu mermisi Kilis’in Çobanbey Hudut Karakolu yakınına düşmüş, TSK bölgeye tank, obüs ve ağır makineli silahlarla misilleme yapmıştı. Yerel kaynaklar, TSK’nin misillemesinin ardından IŞİD mensuplarının bölgeden çekilmeye başladığını iddia etti. Sınırda oluşan sessizlik ve IŞİD’in çekilmeye başladığı iddiası üzerine Türkiye’ye sığınan Türkmenler, tekrar ülkelerine dönmeye başladı. Güvenlik güçleri ise sınır hattındaki önlemlerini en üst seviyede tutuyor. Zırhlı araçların konuşlandırıldığı sınır hattında sık sık askeri yetkililer de inceleme yaparak gelişmeleri takip ediyor. Eksi 19 derecede eylem sürüyor. (Fotoğraf: REUTERS) Dış Haberler Servisi Ukrayna’da muhalefet, hükümetin muhaliflerin kamu binalarındaki işgale on beş gün içinde son vermeleri koşuluyla gözaltına alınan protestoculara yönelik olarak çıkardığı af yasasını reddederken Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’in hastalanarak yatağa düştüğü bildirildi. Cumhurbaşkanlığı resmi sitesinde yapılan açıklamada Yanukoviç’in “yüksek ateşe yol açan soğuk algınlığı” nedeniyle tedavi altına alındığı belirtildi. Koşullu affın “kabul edilemez ” olduğunu söyley en muhalefet liderleri, kamu binalarındaki işgallere devam edeceklerini duyurdu. Muhalif liderlerden Vitali Klitço, Bağımsızlık Meydanı’nda mücadeleye devam çağrısı yaparken muhalif Anatavatan Partisi milletvekili Andriy Parubiy de, “Biz yasanın koşulsuz çıkarılmasını söylemiştik” dedi. El Cezire muhabirlerine dava BD yaptırımı düşünüyor AB Dış ilişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Kiev ve diğer kentlerdeki şiddet olaylarının kendisini şoka uğrattığını ifade ederken ABD yönetiminin de Ukrayna’ya yaptırım seçeneğini gözden geçirdiği belirtildi. A Dış Haberler Servisi Katar merkezli El Cezire televizyonunun 20 muhabirinin “İslamcı Müslüman Kardeşler örgütüyle bağı olma, teröristlere yardım etme ve yalan haber yapma” suçlamasıyla Mısır’da yargı önüne çıkarılacakları bildirildi. Suçlamanın El Kaide bağlantılı bir terör örgütünün, yüksek rütbeli bir polis yetkilisine suikast girişimini üstlenmesinden bir gün sonra yapılması dikkat çekti. Aralarında BBC’nin eski Kahire temsilcisi Peter Greste’in de bulunduğu gazetecilerden ikisinin İngiltere, birinin Avustralya, birinin Hollanda, diğerlerinin de Mısır vatandaşı olduğu belirtilirken sadece 8 El Cezire muhabirinin tutuklu olduğu kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle