01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Erdoğan konuştukça Merkez Bankası faizi tahminlerin üzerinde yükseltse de siyasi gerginlikler nedeniyle piyasalarda güveni tam olarak sağlayamıyor. Başbakan Erdoğan’ın önceki akşam yaptığı konuşmada faizlerin yükseltilmesine karşı olduğunu yinelediğini vurgulayan İngiliz Financial Times, “Erdoğan faiz artışlarına karşı güçlü antipatisini kamuoyu önünde ifade etmeye devam ettikçe Türkiye’nin enflasyonla mücadelede ciddi olduğuna inanmak zor” yorumunda bulundu. Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını 10 milyar dolar daha azaltma kararı gelişmekte olan piyasalarda satış baskısını artırırken, Türkiye’de Fed’den çok Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kur ve faizle ilgili yorumları etkili oldu. Başbakan Erdoğan’ın önceki akşam ekonomi ile ilgili “alışılmışın dışında” adımlar atılabileceğini söylemesi, bazı analistler tarafından sermaye hareketlerine kontrol getirilebileceği şeklinde yorumlandı. Dolar/TL 2.3010’a kadar yükseldi. Borsa İstanbul da 60 bin 931 puana inerek Temmuz 2012’den bu yana en düşük seviyesine geriledi. Fed’in tahvil alımlarını aylık 10 milyar dolar daha azaltarak 75 milyar dolardan 65 milyar dolara düşürmesiyle gelişmekte olan piyasalarda satış baskısı zaten artmıştı. Çin’de açıklanan imalat verisinin altı ayın en düşük seviyesine inmesi de piyasaları olumsuz etkiledi. Ancak dış risklere Erdoğan’ın açıklamaları da eklenince TL yine diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha fazla düşüş yaşadı. Gün içinde 2.3010’a kadar yükselen dolar/TL’de yükseliş, önceki kapanışa göre yüzde 1.8’i bulurken diğer gelişmekte olan para birimlerinin kaybı yüzde 1’in altında kaldı. Başbakan Erdoğan’ın faiz lobisi söylemlerinden sonra Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi yükseltme konusunda uzun süre çekinceli davranması sonrası piyasalarda yaşanan güven bunalımı henüz atlatılamamışken Erdoğan’dan hâlâ benzer açıklamalar gelmesi, tedirginliği artırıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, öğle saatlerinde yaptığı açıklamada sermaye hareketlerine herhangi bir kısıtlama getirilmesinin ya da serbest kur rejiminde bir değişikliğe gidilmesinin gündemlerinde olmadığını söyledi. Şimşek’in açıklaması sonrası kur gevşedi, borsa artıya döndü. Serbest piyasada dolar piyasalar karışıyor Erdoğan’ın, “ekonomi ile ilgili alışılmışın dışında” adımlar atılabileceğini söylemesi, dün piyasalarda sermaye hareketlerine kısıtlama getirileceği yorumlarına neden olunca dolar yine 2.31 liranın üzerine çıktı. Bunun üzerine Maliye Bakanı Şimşek kur rejimini değiştirmek konusunda herhangi bir gündemleri olmadığını açıklamak zorunda kaldı. Açıklamayla piyasalar az da olsa toparlandı. Analistlere göre, böyle giderse yüzde 12 faiz bile piyasaları kurtarmaya yetmeyecek. 2.2520 TL’den kapanırken; borsa yüzde 0.99 yükselişle 62 bin 701 seviyesinden günü tamamladı. Türkiye’de yaşanan gelişmeler dış basının da gündeminde yer aldı. İngiliz Financial Times (FT) politikacıların para politikasına karışmayı bırakması gerektiğinin altını çizdi. FT, “Örneğin, Erdoğan faiz artışlarına karşı güçlü antipatisini kamuoyu önünde ifade etmeye devam ettikçe, Türkiye’nin enflasyonla mücadelede ciddi olduğuna inanmak zor olacak” ifadesini kullandı. Wall Street Journal’a konuşan Royal Bank of Scotland’dan gelişen piyasalar stratejisti Abbas AmeliRenani, piyasanın hızla dikkatini Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmelere çevireceğini belirtti. Renani, martın sonunda yapılacak yerel seçimler yaklaşırken ülkenin finansal gereklilikleri ile ilgili yaşanacak endişelerin daha fazla dalgalanmaya neden olabileceği uyarısında bulundu. FxPro’dan başekonomist Simon Smith ise “Çoğu zaman sermaye çıkışlarını ve düşen para birimini durdurmak için yapılan faiz artışları işe yaramaz. Sadece geçici rahatlama sağlar çünkü yaşanan güven kaybının üstesinden gelmek için faiz artışı yeterli değildir. Hatırlayın, ekonomisi iyi iş çıkardığı için Türkiye faizleri artırmıyordu. Şimdi ise para birimi tüm zamanların en düşük seviyesini gördüğünden, enflasyon yükseldiğinden ve muhtemelen daha da yükseleceğinden faiz artışına gitti” dedi. Ekonomi Servisi Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kurdaki artışın herkesi etkilediği kadar kendilerini de etkilediğini belirterek, Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin “Faizi bekleyip de faizin yükselmesinden sevineceğim hiç aklıma gelmezdi. Sanayici olarak yüksek faizi sevmiyorum. Çünkü teşebbüsü öldürür, işi öldürür, o yüzden yüksek faiz taraftarı değilim” dedi. Murat Ülker, 2010’da TMSF’den 106 milyon dolara satın aldıkları iştirakleri Dosu Maya’nın 220 milyon dolara Fransız Le Saffre’a satışı için sözleşme imzaladıklarını açıkladı. Geçen yılın Murat Ülker: Yüksek faiz teşebbüsü öldürür son günlerinde ABD’li çikolata şirketi DeMet’s Candy’yi 221 milyon dolara almak için Brynwood Partners ile hisse alım sözleşmesi imzaladıklarını hatırlatan Ülker, bu satın alma ile Kuzey Amerika pazarındaki faaliyetlerini büyütmeyi hedeflediklerini söyledi. Ülker, yakın zamanda satın aldıkları DeMet’s Candy’nin kalitesinden memnun kalırlarsa Godiva için de ürün üretmek istediklerini belirtti. Gözde Girişim’in yüzde 11.57 pay sahibi olduğu Türkiye Finans’taki hisseleri de satmak istediklerini söyleyen Ülker, “Bu konuda yabancı bir fon ile görüşüyoruz” dedi. 2.30’DAN DÖNDÜ IMF BAŞKANI DA UYARDI IMF Başkanı Christine Lagarde, 2014’te gelişmiş ülkelerin para politikalarının, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini zora sokabileceği uyarısında bulundu. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sıcak para akışına bağımlı olan gelişmekte olan ülkeler, Fed’in piyasalara sürdüğü para miktarında kısıtlamaya gitmesiyle endişe yaşıyor. Para kısma politikası, yatırım fonlarının gelişmekte olan ülkelerden geri çekilmesine neden olduğu için bu da bu ülkelerin ekonomilerini olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye Umman’dan bile geride Ekonomi Servisi Yüksek enflasyon, borç stoku ve düşen büyüme oranları ile Türkiye ekonomisi rekabet gücünü kaybediyor. TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından oluşturulan Türkiye’nin Küresel Rekabet Düzeyi raporuna göre, kırılgan ekonomik yapısı ile rekabet gücünü hızla kaybeden Türkiye, pek çok alanda, Estonya, Umman ve Kazakistan gibi ülkelerin gerisine düştü. Rapora göre Türkiye 140 ülke arasında makro ekonomik istikrarda 55’ten 76, teknolojik altyapıda 53’ten 58, iş gücünün etkin kullanımında ise 124’ten 130’uncu sıraya geriledi. Enflasyon, ülke kredi notu, kamu borç stoku, tasarruf oranı, enflasyon gibi ve Muharrem Yılmaz ‘Bırakın B’yi C’yi, A planları bile yok’ u Bugünkü gelişmelerin aylar öncesinden belli olduğunu hatırlatan CHP İstanbul Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Aydın Ayaydın, “Merkez 67 ay öncesinden faizleri 0.5 oranında artırmalıydı. Ekonomik cinayet işlendi” dedi. MUSTAFA ÇAKIR (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Etkili olmazsa B ve C planı benzeri bir çalışmamız olabilir” açıklamasını değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Aydın Ayaydın, “Bu hükümetin, bu ekonomi yönetiminin bırakınız B ve C planını, A planının dahi olmadığından eminim. Sadece piyasaya yeni bir önlem alırız mesajı veriyorlar” dedi. Uzun süredir bir kriz geleceğinin belli olduğunu söyleyen Apaydın şöyle devam etti: “Bol likidite döneminin kapandığı, Fed’in parasal genişlemeyi daralttığı çok açık ve net. Bundan en çok Türkiye gibi kırılgan ekonominin etkileneceği belli. Buna karşın Merkez Bankası’nın (MB) faizleri tedricen artırmamış olması ekonomik bir cinayettir. Eğer 67 ay önce 0.5 gibi başlasaydı bugün bu kadar sert bir müdahaleye ihtiyaç kalmayacak, dövizde ani yükselme yaşanmayacaktı. MB hükümetten icazet almadan faiz artırımına dahi cesaret edemiyor. 6 milyar doları boşu boşuna sattılar. Yine de dövizi durduramadılar. İçerideki ve dışarıdaki yatırımcının MB’ye güveni kalmadı. Bu beceriksizlik devam ettikçe dolar da artmaya devam eder.” rilerin temel alındığı makro ekonomik istikrarda Türkiye Şili, Rusya, Estonya ve Umman’ın gerisine düştü. Türkiye, işgücü kapasitesinin etkin bir şekilde kullanılmasını baz alan sıralamada da Barbados, Malezya ve Kazakistan’ın gerisinde kaldı. Finansal piyasaların gelişmişliğinde 44’ten 51’e, teknolojik altyapı bakımında 53’üncü sıradan 58’inci sıraya geriledi. ‘Pazar büyüklüğü’ açısından da bir sıra gerileyen Türkiye 144 ülke arasında 16’ıncı oldu. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Türkiye’nin inovasyon ve verimlilik odaklı bir yapıya geçmesi gerektiğini belirterek hükümetin “Mikro Ekonomik Rekabetçilik” alanında reformlara hız vermesi gerektiğini anlattı. ‘Köle değil işçiyiz, sendikayla güçlüyüz’ İstanbul Haber Servisi – HAKİŞ Konfederasyonu’na üye Limanİş Sendikası üyeleri, sendikaya üye olmak isteyenlere baskı yaptığı gerekçesiyle Kumport firmasını protesto etti. Firmanın Ambarlı tesisleri girişinde bir araya gelen işçiler ile destek veren Emek Partisi, DİSK Gıdaİş, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği üyeleri ve EğitimSen 7 No’lu temsilcilerinin de bulunduğu grup, “Köle değil işçiyiz. sendika ile güçlüyüz’’ ve “Kumport’a sendika gelecek başka yolu yok’’ pankartı açtı. Limanİş İstanbul Şube Başkanı Sabri Erdemir, sendikalaşma hakkını hiçe saydığını söyledi. Kadın Emeği Platformu üyeleri, sendikal örgütlenmeyi engellemek için onlarca işçiyi işten çıkarıldığı öne sürülen Punto Deri fabrikası önünde 189 gündür eylem yapan işçileri ziyaret etti. Zeytinburnu’nda bulunan fabrika önünde “Kadınlar direnişçilerin yanında” yazılı pankartı açan üyeler adına konuşan Nebile Irmak torba yasada kadın istihdam paketine karşı olduklarını belirterek “Kadın emeğine saldırılara karşı daha güçlü, örgütlü ve kararlıyız. Emek mücadelesinin başarıya ulaşması için kadınları katmalıyız” dedi. Garanti’den 3 milyar 6 milyon TL net kâr milyar 65 milyon 134 Ekonomi Servi bin TL destek sağlasi Garanti Bankadı. Bankanın özsersı, 2013’te 196.9 milmaye kârlılığı yüzde yar TL aktif büyüklü13.7, aktif kârlılığı ğüyle, 3 milyar 6 milise yüzde 1.7 arttı. yon TL net kâra ulaşGaranti Bankası Getı. Bankanın konsonel Müdürü Ergun lide olmayan finanÖzen, “2013’te nette sal tablolarına göre, açtığımız 65 şubeyGaranti’nin mevduat büyüklüğü 119 mil Ergun Özen le, yıllar önce koyduğumuz bin şube yar 209 milyon 227 bin TL seviyesine ulaşırken, hedefimizi aştık. TL mevnakdi ve gayri nakdi krediler duatta sektörün üzerinde aracılığıyla ekonomiye 163 büyüdük” dedi. Punto Deri işçisine destek CHP, TUSKON’a da sahip çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi (İDDB) üyesi milletvekilleri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın iş dünyası ve işadamı örgütlerini hedef alan açıklamalarını kınayan yazılı bir açıklama yaparak “TÜSİAD’a ‘vatan haini’, on binlerce üyeye sahip TUSKON’a, ASKON’a ‘ananasçı’ yaftası, dünyanın dört bir yanında, ülkesi için gecesini gündüzüne katan, vergisini veren işadamlarımıza en hafif tabirle haksızlık ve insafsızlıktır” dediler. “Vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir” denen açıklamada, “Bir ülkede, Başbakan kendisinden farklı düşünen işadamlarını tehdit ediyorsa, bankalar batırılmaya çalışılıyorsa, yargı baskı altına alınıyorsa, polisjandarma yargıyı dinlemiyorsa, ‘benden ve benden değil’ diye yargıç ve savcılar değiştiriliyorsa, içerde dışarıda savaş diliyle konuşuluyorsa, o ülkenin yatırım için güvensiz olduğunu söylemenin neresi yanlış, neresi hainliktir” sorusunun altı çizildi. ‘Sendika hakkı gasp ediliyor’ DİSK’e göre, 2018’de işçilerin yarıdan çoğu sözleşme hakkını kaybedecek, üçte biri tek sendikaya mahkum olacak. Ekonomi Servisi DİSK Araştırma Enstitüsü’nün Resmi Gazete’de yayımlanan işkollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin 2014 Ocak ayı istatistikleri üzerinden hazırladığı raporda, “AKP işçinin örgütlenme iradesine kelepçe vurmaya devam ediyor. Milyonlarca işçinin toplusözleşme hakkının gasp planı adım adım işliyor” dendi. Raporda özetle şunlara yer verildi: * Geçen yıl ocak ayında yetki istatistikleri yayımlanınca, Türkİş’e bağlı 3, DİSK’e bağlı 3 toplamda 7 sendika yüzde 1 barajının altında kalıp sözleşme yapma yetkisini yitirmişti. * Ocak 2014’te istatistiklere göre yalnızca 3 sendika toplusözleşme imzalayabilir hale geldi. Bunların üçü de hükümete yakın Hakİş üyesi. * Daha önce yetkisini kaybeden sendikalardan yalnızca Türkiye Gazeteciler Sendikası geçici yüzde 1’lik işkolu barajını geçti. * Sağlık sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde binlerce taşeron işçisinin sendikal hakları gasp ediliyor. Taşeron şirketler tek taraflı SGK bildirimlerinde işçileri ayrı ayrı işkollarında gösterip yetki gaspına yol açıyor. Bakanlık da bu ihlalleri destekliyor. * İşkolu barajı 2018’den sonra yüzde 3 olacak. 7 işkolunda yetkili sendika kalmayacak. İşçilerin yüzde 51’i fiilen toplusözleşme yapamayacak. 8 işkolunda ise tek sendika kalacak. Sigortalı işçilerin yüzde 31’i de sendika seçme hakkını kullanamayacak. * İşkolu barajı, anayasa ve ILO sözleşmelerine aykırıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle