04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan’ın ‘Hayırsever’ dediği Rıza Sarraf’ın adı FBI raporunda 7 Suikasta yardım etti mi? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan Tayyip Erdoğan’a İran asıllı Mansour Arbabsiar’ın, Rıza Sarraf arasındaki ilişkiyi, FBI raporunda geçen Türk şirketlerini ve Sarraf’ın İran Devrim Muhafızlarına Bağlı El Kuds Gücü ajanı olup olmadığını sordu. Erdoğan’ın Sarraf için “hayırsever bir işadamı” ifadelerini anımsatan Oran, “Hayırsever iş adamlarının icraatları arasında yabancı bir ülkedeki bir büyükelçinin suikastı için finansal yardım yapmak bulunmakta mıdır?” sorusunu yöneltti. Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi Adil elCubeyr’i 2011’de Washington’da bir restoranda öldürmeyi planlayan, bu suç nedeniyle Mayıs 2013 tarihinde ABD Mahkemeleri tarafından 25 yıl hapis cezasına çarptırılan İran asıllı ABD vatandaşı Mansour Arbabsiar’a Rıza Sarraf bağlantılı iki şirket tarafından 1.5 milyon dolar gönderildiğinin FBI tarafından tespit Kadın Adayların Şansı Kavgada yumruğun sayılmadığı günlerdeyiz. Her şey mubahtır bu kavgada diyorlar. Yalan, dolan, çarpıtma, demagoji, inleme, dinleme, yumruklama, uçan tekme... Ne oluyor? Seçime gidiyoruz! Seçim öncesi iktidar partisi ile, “aman bu kavgada çözüm süreci tehlikeye girmesin” kaygısındaki BDPHDP ile ana muhalefet CHP ve MHP Meclis çatısı altında kapışırken parlamento dışındaki sol partiler de bir şekilde memleket meselelerine ciddi çözümler üreterek müdahil olma çabasındalar. Ama ana muhalefet bu kavgada kimdir, tam olarak çıkarmak pek mümkün olmuyor. AKP karşısındaki “ana muhalefet”in ve kavgada yumruk saymayanın asıl “cemaat, hizmet” her ne derseniz olduğu iddiası ciddidir, AKP’nin ise iktidarını korumak için hukukla her türden ilişkisini hepten kestiği ortadadır. “Cemaat ana muhalefetinin” belediye başkanlıkları için bildiğimiz,0 bilebildiğimiz kadarıyla adayları yoktur. Ve şimdi en çok merak edilen konular arasında bu “ana muhalefet”in seçimlerde AKP’yi destekleyip desteklemeyeceğidir. Bu durumun seçim sonuçlarını ne kadar etkiliyeceği de merak konusu. Bense bir başka konunun meraklısıyım. HHH Bu yerel seçimlerde en dikkate değer konu, ki bana sorarsanız genel seçim sonuçlarından daha önemlidir yerel seçimler, kaç kadın belediye başkanının seçileceği, yerel meclislere kaç kadın adayın girebileceği konusudur. Belki bu kavgada erkek yumruğu daha etkili sayıldığı, küfürleşmenin gırla gittiği, Başbakan’a göre bile “ağır tahrik”in yumruklaşma nedeni olarak kabul edilebildiği koşullarda erkekler daha başarılı olduğu için kadınlara sıra gelmemektedir. Ben yine de kadın adaylar konusunda meraktayım. Tabii çokça kadın aday listelere girmiş olabilir bazı partilerde, ama seçilebilir yerlerde mi bu adaylar, o daha çok önem taşıyor benim için. BDP’nin seçilebilir yerlerde kadın adayları var ve bu da doğrusu övgüyle karşılanmalı. CHP’de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ndan başka bir aday yok. Belki benim eski kentim Nazilli’de ve İncirliova’da kadın adayların şansı olabilir. Başka aday var da ben yanılıyorsam büyük bir zevkle düzeltirim. HHH İstanbul’da henüz tüm ilçelerin adayları açıklanmadı. Özellikle CHP’nin kadın adaylar konusuna önem verdiği söylendiğine göre, bu konuda da sürpriz yapar belki CHP liderleri diye bir umudum var. Örneğin İstanbul’un büyük ilçesi Kadıköy’de kadın aday adayları var. Belki başka ilçelerde de vardır. Kadıköy’deki aday adaylarından birisi de belediyecilik konusunda deneyimli İnci Beşpınar. İnci’yi tanıyorum ama benim kefilliğimin hiçbir önemi yok. Önemli olan onun deneyimleridir. Kadıköylülere yazdığı mektupta bu deneyimin izlerini görmek mümkün. Bir de onun Kadıköy’de oldukçe geniş bir yelpazeden destek alabileceğini biliyorum. Hani şimdi sağdan, muhafazakâr kesimlerden oy istemek moda ya, belki bu kez de soldan destek almayı düşünebilir CHP yöneticileri. HHH Kadınların her kademede görev almalarının siyasetin rengini değiştireceğinden hiç kuşku duymuyorum. Bu nedenle partiler kadınlar için özel kontenjanlar ayırırlar, olumlu, pozitif ayrımcılıktan söz ederler. Peki uygularlar mı? Göstermelik olarak uyguladıklarını biliyorum. Ama önemli olan seçilebilir yerlerde kadınlara şans tanımaktır. Bu kez göstermelik olmasın, haydi gösterin bakalım. Fbı raPorundakİ şİrketler İncelendİ mİ? “FBI tarafından yapılan araştırmalara göre, Arbabsiar’a gönderilen para El Kuds Gücü tarafından yönetilen bir banka hesabından kendisine iletilmiştir. MİT tarafından sunulan Arz Notu’nda, ‘Azra İthalat ve İhracat Ticaret Limited Şirketi’ ve ‘Hacer Mücevherat Kuyumculuk Turizm Otomotiv Gıda Tekstil Sanayi Limited Şirketi’nin asıl sahibinin Rıza Sarraf olduğu, bu şirketlerin de göstermelik şirketler olduğu yönünde bilgi bulunmaktadır. Bu şirketler hakkında herhangi bir mali ve adli inceleme başlatılmış mıdır? Bu şirketlerin banka hesapları yabancı bir güvenlik kuruluşu tarafından mı kullanılmaktadır? Bütün bu bilgilere rağmen Rıza Sarraf hakkında, 26 Aralık 2013 tarihinde ‘hayırsever bir işadamı’ ifadesinde bulunduğunuz görülmektedir. Hayırsever işadamlarının icraatları arasında yabancı bir ülkedeki bir büyükelçinin suikastı için finansal yardım yapmak bulunmakta mıdır?” edildiği ortaya çıkmıştı. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran da bu konuyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle iki ayrı soru önergesi verdi. Oran önergesinde, “Uluslararası kaynaklara göre Mansour Arbabsiar bir şahıs tarafından aranmış, suikast için anlaşılan fiyat olan 1.5 milyon doların yarısının kendisinin Meksika’ya geçişinden sonra ödeneceği bildirilmiştir” dedi. Mansour Arbabsiar’ın gerçekten Meksika’ya gitmeye çalıştığını, ancak Meksika hükümeti tarafından havalimanından geri çevrilerek 28 Eylül 2011 tarihinde geri gönderildiği John F. Kennedy havalimanında FBI tarafından yakalandığını bildiren Oran, Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti: “Mansour Arbabsiar ilk ifadesinde ‘İran Devrim Muhafızlarına Bağlı El Kuds Gücü tarafından işe alındığını, finanse edildiğini ve yönlendirildiğini’ söylemektedir. MİT raporuna göre 1.5 milyon dolar suikast parası gönderen Rıza Sarraf, İran Devrim Muhafızlarına bağlı El Kuds Gücü personeli midir? İran hükümetine ait herhangi bir idari birimle herhangi bir bağlantısı bulunduğu yönünde tarafınıza iletilen bir bilgi var Sarraf’ın ajan olduğu iddia edildi. mıdır?” akP, 37 kez değİştİrdİ hükümetcemaat savaşı İstanbul boğazı’ndakİ ranta sıçradı İhale yasası delik deşik SERTAÇ EŞ ‘Mehtap’ soruşturması AYKUT KÜÇÜKKAYA ANKARA Aralık ayında başlayan ve yarım kalan yolsuzluk operasyonlarının ardından Kamu İhale Yasası’ndaki son 11 yıllık değişimleri inceleyen inşaat mühendisi ve avukat Ali Rıza Yücel, çarpıcı gerçekleri ortaya koydu. Yücel, yürürlüğe girdiğinde yalnızca 8 fıkra olan yasanın “İstisnalar” bölümünün 19’a yükseldiğini, son 11 yılda yasanın 37 kez değiştirildiğini dile getirdi. Yücel, “Kamu İhale Yasası’nı devre dışı bırakan düzenleme sayısının 60 civarında olduğunu tespit edebildim. Uygulamalarla keyfilik, rüşvet, yolsuzluk, eş dost akraba kayırmayı önlemek amacıyla kurulan barikatların çoğu kaldırıldı” dedi. Yücel’in araştırmasına göre ihale yasası yürürlüğe girdiği 2003’te 2, 2004’te 3, 2005’te 2, 2007’de 5, 2008’de 4, 2009 ve 2010’da birer, 2012’de 4, 2013’te ise tam 7 kez değiştirildi. Bu değişikliklerle birçok ihale “İstisnalar” kapsamına alındı. Yücel, yasa yürürlüğe girdiğinde istisnalar bölümünün 8 fıkradan oluştuğunu dile getirdi. Yücel, “Yani Kamu İhale Yasası’na tabi olmayan mal ve hizmet alımlarıdır bunlar. Ancak bilahare hem fıkra içerikleri genişletilmiş hem de yeni fıkralar eklenerek fıkra sayısı günümüzde 19’a çıkmıştır” dedi. AKP’nin çıkardığı birçok yasayla ihale yasasının devre dışı bırakıldığını anlatan Yücel, Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü mülkiyetindeki taşınmazların satılması, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenmesi ve Sağlık Bakanlığı’nın kamu özel işbirliğine ilişkin düzenlemenin bunlardan yalnızca birkaçı olduğunu kaydetti. Yücel, “Dünyanın en büyük sağlık kompleksi olarak ihale edilen Ankara Etlik Sağlık Kampusu, Türkİtalyan ortaklığıyla üç yılda tamamlanacak, 2 milyar 400 milyon TL’ye mal edilecek. 25 yılda devletten 8 milyar lira kira alacak. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi, petrol piyasasının düzenlenmesi de bu kapsamdadır. İhale yasasını devre dışı bırakan düzenlemelerin sayısı benim tespit edebildiğim kadarı ile 60 civarındadır” değerlendirmesini yaptı. “Çerçeve Anlaşmalar”ın da ihale yasasını devre dışı bırakan uygulamalardan olduğunu, başta yalnızca sağlıkta hizmet ve mal alımı getirilen düzenlemenin “yapım işleri” de eklenerek tüm kamuyu kapsayacak şekilde genişletildiğini belirten Yücel, şöyle konuştu: “Süresi 4 yıl ve bir istekli ile yapılabilir oluşu dikkate alındığında, yöntemin rekabet ve eşitlikten yoksun, istismara açık, idarenin işini dilediğine verebilme imkânına sahip olduğunu söylemek olanaklıdır.” Yücel, TOKİ’nin ise tanınan pek çok imtiyaz ve yetkinin yanı sıra, sözleşme esaslarının Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek olması nedeniyle bakanlıklar üstü bir konumuna getirildiğine dikkat çekti. Maddi boyutu 20 milyar TL olan ve okullarda tablet bilgisayar dağıtımını ve akıllı tahta kurulumunu içeren FATİH Projesi’nin de ihale yasası kapsamı dışına çıkarıldığını anımsatan Yücel, “Kaynakların verimli kullanılması ilkesi rafa kaldırılmıştır. Uluslararası standartlardan uzaklaşılmıştır. Yasada keyfilik, rüşvet, yolsuzluk, eş dost akraba kayırmayı önlemek amacıyla kurulan barikatların çoğu kaldırılmıştır” dedi. SarıyerGaripçe yo lu üzerindeki 50 milyon TL değer biçilen 40 dönümlük arazi soruşturmalık oldu. Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen AKP İzmir Milletvekili İlhan İşbilen’in kurucuları arasında bulunduğu Mehtap Eğitim Vakfı, İstanbul Boğazı’na nazır arsanın kendilerine bağışlandığını belirterek tel örgülerle çevirdi. Suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında Orman Bakanlığı’ndan görevli iki müfettiş bölgede incelemelerde bulundu. Bakanlık müfettişlerinin ilk tespitine göre arsa bağışlanmadı; mahkeme kararıyla şahıslara satışı yapıldı. Bu gelişme üzerine bilirkişi tayin edildi. Bilirkişi heyeti önümüzdeki günlerde etrafı jiletli tellerle çevrilen bu değerli arazinin ne kadarlık bölümünün vakfa ait olduğunu araştıracak. Evyap firmasının sahibi Fikret Evyap ile Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen AKP milletvekili İşbilen’in kurdukları “Mehtap Eğitim Vakfı” bir süre önce SarıyerGaripçe yolu üzerindeki 40 dönümlük Boğaz manzaralı ormanlık araziyi tel örgülerle çevirdi. Mehtap Eği 3. Köprü’ye bakıyor Boğaziçi Öngörünüm Alanı’nda kalan arazinin bir bölümünün imar uygulamasına tabi olduğu belirtiliyor. Arazi 3. Boğaz Köprüsü’nü güzel bir açıdan görüyor. 1 2 Vakıf arazinin bağışlandığını ve arazinin tapusunun vakfın üzerine geçirildiğini belirtiyor. Tüm prosedürün de yasalara uygun olduğunu ifade ediyor. Biz de AKP’li vekil İşbilen’e konuyla ilgili iki soru yönelttik; ancak yanıt alamadık. İşte yanıtsız kalan iki sorumuz: Bu önemli ormanlık alanın vakfa bağışlandığı belirtilmektedir. Bu araziyi vakfa kim bağışlamıştır, ismini açıklayabilir misiniz? Yapımı süren 3. Boğaz Köprüsü’ne hâkim bir bölgede bulunan ve değeri yüksek bu arazi üzerinde vakıf olarak ne yapmayı planlıyorsunuz? Yanıtsız kalan iki soru tim Vakfı sadece Sarıyer’in değil, İstanbul’un en değerli arazileri arasında gösterilen Boğaz manzaralı ormanlık arazinin kendilerine bağışlandığını söyledi. Bu süreçte Garipçe yolu üzerinde Koç Üniversitesi’ne gelmeden Atatürk Ormanı’nın tam karşısına düşen 899 ada, 54 parsel üzerinde bulunan Boğaz manzaralı ormanlık arazinin sessiz sedasız el değiştirmesi soruşturmalık oldu. Aralık 2013’te yapılan suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2013/166336 sayısıyla soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Baş savcılığı olayı Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bir yazıyla bildirdi. Bakanlık da olayın araştırılması için iki müfettiş görevlendirdi. Müfettişler Necat D. Kırıkçı ve Ali Kaya, arazinin krokisini Sarıyer Kadastro Müdürlüğü’nde incelerken tapu kayıtlarına göre arazinin M.B. ve O.C.H.’ye ait olduğunu; 40 bin metrekarelik orman alanının mahkeme kararıyla satışının yapıldığını tespit etti. Bu gelişme üzerine iki müfettiş arazide inceleme yapılması için harita mühendislerinden oluşan bir bilirkişi heyetinin atanmasını istedi. Önümüzdeki günlerde bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulunarak kroki ile vakıf tarafından çekilmiş tel çitin uygun olup olmadığını araştıracak. Erdoğan’ın tatilini geçirdiği koy, gözden ırak tutulmak isteniyor Müdürlerin yerleri değişti dİYarbakır emnİYet müdürlüğü Villanın yolunu da gizlemişler OZAN YAYMAN İZMİR Çeşme Yarımadası’nın en bakir köylerinden biri olan Zeytineli’nde yaşam 407 nüfusuyla akıyor. Köyün hemen yanı başındaki Sarpdere bölgesi Hacılar Koyu’nda, dönem dönem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da konuk olduğu 21 villa bulunuyor. Söz konusu villaların imara aykırı olduğu İzmir İl Özel İdaresi’yle, İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından raporla belgelendi. Ancak villaların yıkımı bugüne kadar gerçekleşmediği gibi yenilerinin yapımı da sürüyor. Zeytineli’nde yaşayan köylüler, evlerinin çatısını bile aktaramadıkları halde, yanı başlarında villalar yapılıyor olmasına sert tepki gösteriyorlar. Yağmur sırasında akan suları engellemek için çatılarını onardıkları için farklı tarihlerde toplam 50 köylü hak kında soruşturma başlatıldığı ileri sürülüyor. Villaların yer aldığı Hacılar Koyu’na doğru giden yolda ilginç bir ayrıntı dikkat çekiyor. Köyün içinden geçilerek gidilen yol kısa bir süre önce asfaltlandı. Ancak yaklaşık 3 kilometrelik yolun giriş kısmından itibaren 200300 metrelik bölümü, toprak ve taşlık olarak duruyor. Köylüler, başkalarının kullanmaması için böyle bir düzenleme yapıldığını düşünüyor. Dile getirilen bir başka unsur da, Zeytineli köyünün tek turistik tesisi olan ve Devlet Hava Meydanları’na ait otelin kısa bir süre öncesi kapatılması. Kapatmanın, Hacılar Koyu’ndaki villa sa kinlerinin rahatı için olduğunu öne sürüyorlar. Villaların olduğu alan tel örgülerle çevrili ve üzerinde “özel mülktür girilmez” yazılı. Tel örgü içerisinde yazkış sürekli güvenlik görevlileri yer alıyor. Güvenlik görevlileri, yaklaşan kim olursa müdahale ediyor. Sadece 21 villa sahibinin kullanımında olan alan, yerel yönetimin her türlü sorumluluk sahasının dışında kalıyor. Ancak yerel seçimlerin ardından değişecek yerel yönetimler yapısı nedeniyle Zeytineli köyü de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk sahasında yer alacak. Bu anlamda İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun evvelce kayıt altına aldığı imara aykırılık durumunun gereğini yerine getirecek birim de, İzmir Büyükşehir Belediyesi olacak. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İstanbul’da 17 Aralık’ta başlatılan ve bakanlara uzanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardınan binlerce polisin yeri değiştirilirken dün de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde 9 şube müdürünün görev yeri değiştirildi. Son emniyet müdürleri kararnamesiyle merkeze alınan Recep Güven’in yerine atanan Diyarbakır Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, hizmetin gerekliliği ve verimliliği açısından 9 şube müdürünün görev yerlerinin karşılıklı olarak değiştirildiğini belirterek “Yeni atanan polis memurları yok. Bu sadece karşılıklı yer değişikliği” dedi. Diyarbakır’daki atamalar şöyle: “Asayiş Şube Müdürü Emin Tığlı Çocuk Şube Müdürlüğü’ne, Çocuk Şube Müdürü İsmail Güneş Asayiş Şube’ye, Trafik Şube Müdürü Ibrahim Can Personel Şube’ye, Personel Şube Müdürü Vakkas Aslan Bütçe Şube’ye, Bütçe Şube Müdürü Adem Yılmaz ise Hukuk İşleri Şube’ye, Muhabere Şube Müdürü Nihat Urgancı Siber Suçlar Şube’ye, Trafik Şube Müdürü Seyyit Cingöz Şehiriçi Trafik Denetleme Şube’ye, Siber Suçlar Şube Müdürü Ali Zeytin Bölge Trafik Şube’ye, Muhabere Şube Müdürü Yardımcısı İshak Çelik Muhabere Şube Müdürlüğü’ne atandı.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle