04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Adalet Bakanlığı, Gezi’deki eylemin barışçı olduğunu belirtti 9 kendi kanını dökmeye başlar. Başkasının kanını emeyim derken, farkına bile varmadan kendi kanını kurutur. Ve bir süre sonra, kendini ayaklar altında bir post olarak bulur. HHH İnsanoğlunun da başına gelenlerin çoğunda, bu kan hırsının, “Bana bir şey olmaz” özgüveniyle birleşmesinin rolü vardır. “Bana bir şey olmaz” özgüveninin arka yüzü, “Herkes bana karşı” korkusudur. İkisi de megalomani işaretidir. İnsan kendini fazla beğenmeye başladı mı, hiçbir hatasında suçu kendinde aramaz. Suçlular, ona karşı çıkanlardır, onu çekemeyenlerdir: Dış mihraklar, gizli odaklar, haşhaşçılar... Sanki evlerdeki haram kutularını onlar dolarla doldurmuştur. Sanki “paralel devlet”e bunca yıl onlar göz yummuştur. Sanki günbegün gözler önüne serilen bu “rüşvet çarkı”nı onlar kurmuştur. Ama çatışmadan beslenenler, bunları görmez. Her eleştiriyi kişisel alır, üstüne düşünmez. Oğlu rant pazarlığına aracılıkla mı suçlanıyor; tutup kolundan savcılığa teslim etmek yerine kişisel cezalandırma vaat eder; “Evlatlıktan reddederim” der. Savcılar, yargıçlar üstüne mi geliyor; “Size en güzel adliye saraylarını yaptım, nankörler” diye tersler. Yolsuzlukların üstüne mi gidiliyor; “Hedef benim” diye gürler. HHH Kendini beğenmişin gıdası, kitlelerin alkışıdır. Sıkıştıkça meydanlara sığınır, alkışlardan güç alır. Aldığı o güçle muhaliflerine saldırır. Yolsuzluğu soruşturan savcıyı, evde haram kutularını bulan polisi, rüşvetçiye tutuklama kararı veren yargıcı, rant zincirini yazan gazeteciyi, biat etmeyen işadamını, itiraz eden bürokratı hedef alır. Köşeye sıkıştıkça, en küçük itiraza bile tahammülü kalmaz. “Medya yetmez, sanal ortam da emrime girsin, bütün yargıçlar bana biat etsin. Dünya beğenmiyorsa çeksin gitsin” diye meydan okur. İktidar baltasının kan kokusunu almıştır bir kere... O baltayı daha iştahla yalamaya başladıkça, giderek kendi kanını döktüğünü fark etmez olur. Zamanla mecalsiz kalır, kurur. HHH O yüzden, varsa gerçekten memleketin kanını kurutmak isteyen avcılar, düşmanlar, yabancılar... İçerde tam dişlerine göre avlar buldular. Ortaya kanlı bir balta koymaları yetti. Ötesini onlar aralarında halletti. ‘Duran Adam’ iyi ama çevresi kötü EMİNE KAPLAN Kanlı Balta Bir yerde okumuştum: Kutup ayısı avcıları, delik post para etmediği için avlarını kurşunla vurmazmış. Kurnaz bir yöntem keşfetmişler: Karların içine bir balta yerleştirirlermiş. Baltanın keskin tarafına kan sürerlermiş. Ayı, kan kokusuna gelir ve yalamaya başlarmış. İştahla yaladıkça baltanın demiri kendi dilini de kesermiş. Giderek kendi kanını yalamaya başlar, ama o, aldığı tattan ötürü bunu fark etmezmiş. Bir süre sonra dildeki kesikten akan kan, ayının damarlarını kurutur ve onu cansız halde karlar üzerine serermiş. Avcı da gelip derisini yüzermiş. HHH Doğadaki tüm canlılar için geçerlidir bu: Kan kokusunun cazibesine kapılıp iştaha gelen, giderek ANKARA TBMM Anayasa Komisyonu’nda “Demokratikleşme Paketi” için oluşturulan alt komisyonda, Gezi olaylarındaki “Duran Adam” eylemleri gündeme geldi. Adalet Bakanlığı yetkilileri, söz konusu eylemleri yapan kişilerin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak “Tabii ki barışçıl gösteridir, şiddet içermeyen bir eylemdir. Ancak etrafında oluşan kalabalık kamu düzenini bozabilir” açıklamasını yaptı. TBMM Anayasa Alt Komisyonu, hükümetin “Demokratikleşme Paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısıyla ilgili olarak bakanlık ve kurumların yetkililerini dinledi. Adalet Bakanlığı yetkilileri, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefetten AİHM’de Türkiye hakkında 60 dolayında dosya bulunduğu bilgisini verdi. CHP’li Ali Özgündüz, kolluk güçlerinin eylemlere müdahalesinde orantısızlık olduğunu söyledi. Gezi olayları sıra Nefret suçlarıNa iNceleme Komisyonda, tasarıda farklı cinsel tercihleri olanların nefret suçları kapsamına alınmaması da tartışıldı. Konuyla ilgili olarak diğer ülkelerdeki yasal çerçevenin incelenmesi, nefret suçunun “söz, eylem ve yazı” ile işlenmesi durumunda nasıl bir yasal yaptırım getirileceği konusunda hukukçuların çalışma yapması kararlaştırıldı. Köy isimlerinde Kürtçe yasağını kaldıran düzenlemeye itiraz eden MHP’li Nevzat Korkmaz, “Nerede duracak bu değişiklik, karışıklığa neden olur mu” sorusu üzerine İçişleri Bakanlığı yetkilileri, köy isimlerinin halkın talebi üzerine değişebileceğini belirterek “İsmin değişmesi için o yerin halkının onayı ile başvuru yapılması gerekiyor” görüşünü dile getirdi. piti dışında kullanılması durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağına ilişkin tasarıda bir hüküm olmadığı uyarısında bulundu. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yetkilileri, “Böyle bir durum görev suiistimaline girer ve Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilir. Özel hayatın gizliliğinin de ihlali olur” görüşünü dile getirdi. ‘Belediye başkanının da görüşü alınsın’ Toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlenmesinde TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri ile en çok üyeye sahip 3 sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temsilcilerinin görüşünün alınmasına ilişkin düzenlemeyle ilgili olarak yeni öneriler gündeme geldi. Özgündüz’ün, bu konuda o yerin belediye başkanının da görüşünün alınması önerisi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, “Mantıklı bir öneri” diyerek olumlu yanıt verdi. sındaki “Duran Adam” eylemlerini de gündeme getiren Özgündüz, “Bu eyleme AİHM nasıl bakar, cezalandırılmalı mıdır” sorusunu yöneltti. Bakanlık yetkilileri, söz konusu eylemlerin barışçıl ve şiddet içermeyen bir eylem olduğunu belirtirken “Ancak etrafında oluşan kalabalık kamu düzenini bozabilir” yanıtını verdi. Özgündüz, “Böyle diyorsunuz, ama bu eylemi yapan ve destek verenleri o süreçte polis toplayıp götürdü, gözal tına aldı, ne olacak şimdi” dedi. Özgündüz’ün bu sözlerine bakanlık yetkilileri yanıt veremedi. Tasarıda yer alan “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilebilir. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamaz” düzenlemesi tartışma yarattı. Özgündüz, kayıtların şüpheli ve suç delillerinin tes Birand ve Hrant Birini dün andık, diğerini bugün anacağız. İkisinin de ne kadar önemli işler yaptıklarını ve bu topluma neler kattıklarını bir kez daha hatırlayacağız. Birand hakkında günlerdir yazılıp söylenenlere baktıkça gülümsüyorum. Oysa bugün normalleşen tabuların üzerine erken gitme cesareti yüzünden bu devlet ne çok eziyet etti ona... Genelkurmay, “vatana ihanet”le suçladı. İstihbarat, suikast emri çıkarttı. Bürokrasi yolsuzluk dosyası açtı. Asker, sahte andıç hazırlattı. Meslektaşları bu yalanı manşete çıkardı. Patronlar işten attı. O, her seferinde kendi çabası, iradesi, yeteneğiyle ayağa kalktı. Hrant’ta durum daha da ağır: Onu düşman sayıp yıllarca tehdit ettiler, sonra da devletin işbirliğiyle katlettiler. Hâlâ da bir hukuk komedisi içinde gerçek katillerini gizleyerek hayaletiyle savaşıyorlar. Onları anarken onlara bunu yapanları unutmayalım. Anılarını yaşatırken bari bu ikiyüzlülükten kurtulalım ki çektiklerine değsin. Ve bu ülkeye yaşarken sundukları katkı, ölümlerinden sonra da devam etsin. ÖlDÜrÜlmesiNe iliŞKiN DaVa Ve YÜrÜtÜleN sOruŞturma DeVam eDiYOr Dink, 7 yıldır adalet bekliyor İstanbul Haber Servisi Agos gazetesinin genel yayın yönetmenliğini sürdürürken 19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin dava ve yürütülen soruşturma, cinayetin 7. yılında devam ediyor. Davanın iddianamesini son HSYK kararnamesiyle Gebze Cumhuriyet Savcısı olarak atanan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen ve dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcısıyken kendi isteğiyle düz savcılığa geçen Selim Berna Altay hazırladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin geçen yıl hükme bağladığı dava, Yargıtay’ın bozma ve onama kararlarının ardından yeniden görülüyor. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından ortaya atılan iddiaları anımsatarak dosyanın yeniden ele alınmasını istedi. Davanın bir sonraki duruşması, 12 Şubat’ta yapılacak. Yolsuzluk soruşturmasını başlattığı için Tekirdağ’a atanan savcı Muammer Akkaş’ın baktığı dosyaya hangi savcının verileceği ise henüz belirlenmedi. HraNt’ıN arKaDaŞları Hrant’ın Arkadaşları “Hrant için adalet için” sloganı ile bugün saat 13.30’da Taksim Divan Oteli önünde toplanarak Dink’in öldürüldüğü Osmanbey’deki Agos gazetesinin önüne yürüyecek. Dink için ilk anma, Gedikapaşa Surp Hovhannes Ermeni Kilisesi’nde yapılacak pazar ayininden sonra saat 12.45’te Balıklı Ermeni Mezarlığı’ndaki kabri başında yapılacak. Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda da saat 19.30’da anma etkinliği düzenlenecek. aGOs’a YÜrÜYeceK ‘Adı caddeye verilsin’ ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink’in adının İstanbul Şişli’de bir caddeye verilmesi için yasa teklifi verdi. Dink’in adının bir caddeye verilmesi teklifinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde reddedildiğini anım satan Tanrıkulu, Dink’in adının bir caddeye verilmesinin toplumsal barışa katkı yapacağını vurguladı. Bu arada kayıp yakınlarının bulunması ve sorumluların yargılanması için her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri, 460. eylemlerinde Hrant Dink’i andı. Dink, ka yıp eyleminin destekçileri arasında yer alıyordu. Eyleme Gezi’de öldürülen Ethem Sarısülük’ün ailesi de destek verdi. Cumartesi Anneleri, 1996’da gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Beyoğlu Belediyesi işçisi İsmail Şahin’in akıbetini sordular. ali ismail’iN aDli tıP raPOru Darp ile ölümü arasında bağ var laştırıcı ve kanamayı artırıcı etkisiyle ölümün meydana gelmesi arasında ilişki olduğuna da vurgu yapıldı. Mahkemeye ulaşan raporda Korkmaz’ın olay günü hastaneye gittiğinde tespit edilen sağ omuz arka kısım, sırtta yaygın ekimoz ve sağ spakula (kürek kemiği) kırığına neden olan yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokmadığını, ancak kırığın hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyecek nitelikte olduğu açıklandı. Yine raporda dikkat çekici bir bölümde, Korkmaz’ın kafa bölgesinde de saçlı deride kanama sonucu oluşan şişlik, sağ yüzünde kırık, beyinde kanama, kafa travması, kafa ve yüz bölgesine yönelik travmaların olduğu, bunların yaşamı tehlikeye sokacak bir durum olmadığı, fakat yüzdeki kırığın hayati organlarının fonksiyonlarını orta derecede etkileyebilecek güçte olduğu ifade edildi. ‘Gezi tutsaklarını bırakın artık’ Nurtepe’deki gözaltılarda ailelerini arayanlara müdahale CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi direnişine destek amacıyla düzenlenen gösterilere katıldıktan sonra bir sokakta eli sopalı sivil polisler ve eli sopalı kişiler tarafından dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu detaylı rapor hazırladı. Raporda Ali İsmail Korkmaz’ın darp edilmesi ile ölümünün arasında bağlantı olduğu belirtildi. Rapor, Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin isteği üzerine İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca hazırlandı. 16 sayfalık raporda Korkmaz’ın 2 Haziran 2013’te gerçekleştiği bildirilen darp olayına bağlı yaralanması ile 10 Temmuz 2013’te ölümü arasında illiyet bağı olduğu açıklandı. Ayrıca kullandığı ilaçların, darp sonucu beyin kanaması oluşumunu kolay İstanbul Haber Servisi Gezi Tutukluları Aileleri Platformu üyeleri oturma eylemlerinin 30. haftasında da Galatasaray Lisesi önünde toplanarak çocuklarının serbest bırakılmasını istedi. Platform açıklamasında “7 aydır iddianamenin olmadığı, hakkın, hukukun, adaletin keyfi uygulandığı bir mizansen oynanıyor. Bizim çocuklarımız rüşvet almadı, yolsuzluk yapmadı, onur ve özgürlük mücadelesi verdiler. Çöken yok hükmünde olan adalettir, hukuktur. Çocuklarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. AKP zulmüne boyun eğmeyeceğiz, tek bir tutuklu kalmayana kadar mücadeleye edeceğiz” denildi. Aileler, gazeteci Hrant Dink’i de anarak, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganı attı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin hasta tutuklulara dikkat çekmek için her hafta yaptığı “F Oturması” eyleminde, “Ölüyorlar! Daha ne kadar sessiz kalacaksınız” diye soruldu. Açıklamayı Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük okudu. Çocuklara da tazyikli su İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün sabah erken saatlerde Kâğıthane’nin Nurtepe semtinde 10 adrese helikopter destekli operasyon düzenledi. DHKPC’ye yönelik olduğu belirtilen operasGözaltına alınan eşi Gazi yonda 7 kişi gözaltına alındı. Nefes’ten haber almak üzeVatan Caddesi’ndeki Emniyet re 3 yaşındaki oğlu Mahir ile Emniyet’e giden Esen Nefes, binası önünde gösteri yaparak “Polis kocamı sabah 06.00’da gözaltındakilerin serbest bıyaka paça döverek gözaltına alrakılmasını isteyen aralarındı. Kucağımda çocuğum var, da küçük çocukların da busu sıkılıyor. 24 saattir kocamlunduğu gruba polis tazyikli dan haber alamıyorum” dedi. su ile müdahale etti. Özel harekât şube müdürlüğü ve çevik kuvvet şube yet Müdürlüğü’nün Vatan Cadmüdürlüğü polislerinin de destek desi’ndeki yerleşkesine götürülverdiği operasyonda, 7 kişi gö dü. Halk Cephesi’nden bir grup, zaltına alınarak İstanbul Emni İstanbul Emniyeti önünde topla narak oturma eylemi başlattı. Polis eylemcilere tazyikli su sıktı ve yerlerde sürükleyerek Emniyet önünden uzaklaştırdı. Son iki yılda 152 avukata dava açıldı İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, avukatlara yönelik operasyonun 1. yıldönümünde “Avukatlara yönelik eski bir tehdit olarak devlet tehdidinin iki yıllık bilançosu” başlıklı bir rapor hazırladı. Buna göre İstanbul’da 20112013 arasında 152 avukat hakkında dava ve soruşturma açıldı. ÇHD ve davalarından 16, KCK avukat davasından 11’i tutuklu 47, ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu davasından 5’i tutuklu 22 avukat yargılanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle