Katalog

SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2014 PAZAR kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR ‘Kemanım hayatın kendisi’ Kültür Servisi Dünyanın en büyük keman virtüözlerinden Shlomo Mintz, 22 Ocak Çarşamba akşamı İş Sanat’ta olacak. Üstelik piyanist İtamar Golan ve çellist Dmitri Yablonski gibi iki usta müzisyenle birlikte. Mintz’in müzik yaşamı ödüllerle dolu. Diapason D’Or (1981), Premio Accademia Musicale Chigiana (1984), Edison Award (1985), Grand prix du Disque (19929798) bunlardan birkaçı. Mintz, Golan ve Yablonski’den oluşan muhteşem üçlü, konserde, Schubert’in Piyano, Keman ve Çello İçin 2 No’lu Üçlüsü ile Beethoven’ın Piyano, Keman ve Çello İçin 7 No’lu Üçlüsü Arşidük’ü seslendirecek. “Kemanım hayatın kendisidir” diyen Shlomo Mintz ile müzik eğitimine başladığı günlerden günümüze, müzik yaşamını, müzikle ilgili düşüncelerini konuştuk. 616 yaşları arasında Ilona Fehrer ile, 1621 yaşları arasında da Juilliard Müzik Okulu’nda Dorothy DeLay ile çalıştınız. Bu iki öğretmenle çalıştığınız için kendinizi şanslı hissediyor musunuz? Ünlü keman virtüözü Shlomo Mintz, müzik yaşamı ve düşüncelerini Cumhuriyet’e anlattı Nejat İşler yoğun bakımda MUĞLA (AA) Oyuncu Nejat İşler, Bodrum’daki özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Bir süredir siroz hastalığıyla mücadele eden ve Bodrum’daki özel bir hastanede tedavi gören oyuncu Nejat İşler’in durumunun ağırlaştığı belirtildi. Ünlü sanatçının hastanenin yoğun bakım ünitesine kaldırıldığı öğrenildi. İşler’in tedavi altına alındığı Acıbadem Bodrum Hastanesi Başhekimi Dr. Aydın Aksoy, “Solunum cihazına bağlı olduğu için uyutulan hastamızın tedavisi halen yoğun bakım ünitesinde devam etmektedir. Hastamızda gelişen septik şok sonucunda akciğerleri çok ciddi şekilde etkilenmiştir. Septik şok, çoklu organ yetmezliği ile seyreden ve yüksek hayati riskin oluşabildiği klinik bir tablodur” dedi. Shlomo Mintz, 22 Ocak’ta piyanist İtamar Golan ve çellist Dmitri Yablonski’yle birlikte İş Sanat’ta olacak. Muhteşem üçlü, Schubert ve Beethoven gibi iki dev bestecinin yapıtlarını seslendirecek. Her ikisinin de kemana yaklaşımı çok farklıdır aslında. Keman repertuvarımın büyük bir kısmını Ilone Feher ile çalışmış olsam da onun yaklaşımı daha müzikal ve anlatıma odaklıdır. Öte yandan Dorothy DeLay, daha matematiksel bir yaklaşım sergiler. Farklı teknik özelliklerin senkronizasyonunu temel alır. Alanında bir ilk olan böyle bir “akademi”yi başlatırken nasıl bir amacınız vardı? İstediğiniz sonuçları alabildiniz mi? Bu akademi ilerleyen bir süreç aslında. Ve mükemmel bir kurum oluşturmak, bir kemancı, bir viyolacı ya da bir şef olmaktan çok farklı bir sorumluluk yüklüyor. Bu soru, tam anlamıyla mükemmel bir akademi kurabildiğimizde çok daha anlamlı olacaktır. Şu anda bunun üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Dinleyicinizi her zaman büyülüyorsunuz. Üslubunuzda büyük bir zenginlik var; sahnede tüm bir bilgi ve deneyiminizi birleştirdiğiniz görülüyor. Bunun sırrı nedir? Bunun bir sırrı yok… Sadece çok çalışmakla, yetenekle ve tabii ki şansla ulaşılabilen bir şey. Bunu kelimelerle ifade etmek çok da kolay değil aslında. “Umut Kemanları” projesi de keman yapımcısı Amnon Weinstein ile birlikte size ait. Sahipleri gettolarda ve II. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında ölen 24 keman restore edildi, sergilendi ve konserlerde çalındı. Bu proje dünyada nasıl bir etki uyandırdı? ‘Sesler insanlığı birleştirir’ Muhteşem bir geri dönüş aldık. Projenin gerçek bir mesajı vardı. Bunu müzisyenleri savaşlardan ve diğer insanların hatalarından uzak tutmak şeklinde ifade edebiliriz. Böylece sanatın gücünü emekle birleştirdiğimizde seslerin insanlığı ve evreni birleştirdiğine şahit olabiliriz. Başta Çaykovski Yarışması olmak üzere birçok önemli müzik yarışmasında jüri üyeliği yapıyorsunuz? Yarışmalarda bir kemancının performansını değerlendirirken en çok neye dikkat ediyorsunuz? Tabii ki yeteneğin farkına varmak önemli ama performansı değerlendirmek de eşdeğer ölçü ‘Orkestra büyük bir enstrüman gibidir’ Bugüne kadar pek çok ünlü orkestra şefiyle çaldınız. Bunlar arasında sizi en çok etkileyen hangileri oldu? Chicago, Berlin, Viyana ve Philadelphia orkestraları ilk olarak aklıma gelenler, her biri de çok değerli orkestralar. Ama tabii onların başarılarını değerlendirirken, çalıştıkları şefleri de göz ardı etmemek lazım. Orkestra büyük bir enstrüman gibidir ama ondan iyi bir sonuç elde edebilmek için harika şeflere ihtiyacınız var. 2012’de Birinci Online Müzik Akademisi’ni başlattınız. de önemli. Yani bir performansı duyduğunuzda, bu iki faktör her zaman birbirini tam olarak karşılamayabilir. Bu durumda doğru değerlendirip karar verebilmek önemli. Eğer dürüst bir değerlendirme yapıyorsanız, bazı kararlar çok zor olabiliyor. Klasik müzik dışında ne tür müziklere ilgi duyuyorsunuz? Farklı alanlardan müzisyenlerle çalışmalar yapıyor musunuz? Çok nadiren de olsa bazı çalışmalarım oluyor. Ben müziği “iyi müzik” ve “kötü müzik” olarak değerlendiriyorum. Yaptığım bu ayrım, benim bir projenin başlamaya değer olup olmadığına karar vermemde yardımcı oluyor. Türkiye ile ilgili izlenimleriniz? Türkiye birçok çeşitliliği içinde barındırırken, bir bütün olabilmeyi başarmış bir ülke. Ülkeniz ile belki 40 yılı aşan bir dostluğumuz var. Her ziyaretimin yeni bir keşifle sonuçlandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ülkenizin dünyada en çok sevdiğim ülkelerden biri olduğunu da samimiyetle söyleyebilirim. Derginin ‘babası ve direği’ Ara Güler’di ‘İz’ bıraktı Kültür Servisi Foto muhabiri Ara Güler’in genel yayın yönetmenliğini yaptığı fotoröportaj dergisi “İz”, maddi yetersizlikler nedeniyle 49’uncu özel sayısını çıkararak yayınını durdurdu. Ara Güler’in “İz”inden gittiklerini belirten derginin koordinatörü Gölnur Cengiz, “Bize miras kalan tüm parasal zorluklara direnerek yola devam ettik. Ne yazık, şimdilik sonuna geldik” diyor. İz’in 49. özel saAra Güler’den yısını “derginin babası ve direği” Ara iyi haber Güler’in siyahbeyaz Kültür Servisi Kroİstanbul fotoğraflarınik böbrek yetmezliği nena ayırdıklarını belirdeniyle Şişli Memorial ten Cengiz, “KavgaHastanesi’nde tedavi gömız ilk fırsatını bulren foto muhabiri Ara Güduğumuzda virgüler dün yoğun bakım serlün konduğu yervisinden çıkarıldı. Yapılan den devam edecek. açıklamada, Güler’in duruYeniden ‘Merhaba’ munun iyiye gittiği bildirildi. diyeceğimiz güne Ara Güler’in servis takibine alınarak diyaliz tedavisine kadar ‘Hoşça kalın’” devam edileceği belirtildi. diye veda ediyor. Fransız cam sanatının öncüleri Arkas Sanat Merkezi’nde Camın şairleri Kültür Servisi 22 Ocak’ta İzmir’deki Arkas Sanat Merkezi’nde cilerinden Daum Kardeşler ve ünlü tasarımcı René Lalique’in dünyanın çeşitli noktaaçılacak “Camın Şairleri” sergisiyle, Lucien Arkas’ın sanat Sergide, larından bir araya getirilmiş örneklerikoleksiyonunun bilinmeyen bir bölümü gün yüzüne çıkani görme şansı yakalayacak. cak. Fransız cam sanatının öncülerinden Émile Gallé, Art Nouveau Kendini her fırsatta “mutluluğun emekçiDaum Kardeşler ve René Lalique’in eserleri, 27 akımının önemli si” olarak tanımlayan Emile Gallé, 19. yüzNisan’a kadar Arkas Sanat Merkezi’nde sergilenecek. temsilcileri Gallé, yıl sonunda, cam tekniğinde yenilikler yaBir sanatsever ve koleksiyoner olarak sanata saderatmış, Fransız cam sanatının canlandırılce resim ve heykel penceresinden bakmanın kısıtlaDaum Kardeşler ve masında ve Art Nouveau üslubunun gelişyıcı bir bakış açısı olduğunu düşündüğünü söyleyen Lalique’in dünyanın çeşitli tirilmesine önderlik eden öncü tasarımcılarLucien Arkas, bu yeni sergide dekoratif sanatların en merkezlerinden gelen ve dan biri olmuştu. güçlü halkalarından biri olan cam sanatını sanatseDaum camları, August ve Antonin Daum Karverlerle buluşturuyor. Arkas Koleksiyonu’nda deşlerin çabaları ve yaratıcılıkları ile tanınmış, on20. yüzyılın başlarında Fransa’da filizlenen Art Noyer alan eserleri ların çocukları ve torunlarının katkılarıyla da günüuveau akımının cam sanatındaki en önemli üç temsilcisi, sunulacak. müze uzanan çizgide Avrupa’da sanatsal camın seçÉmile Gallé, Daum Kardeşler ve René Lalique’e ait eserkin markalarından biri olmuştu. lerin yer alacağı sergide, Arkas Koleksiyonu’ndan 160 eseFransız kuyumcu René Lalique ise, modern mücevher tasarırin bulunduğu geniş bir seçki sanatseverlere sunulacak. “Camın Şairleri” sergisinde, ziyaretçiler, Art Nouveau akımının mına getirdiği yeniliklerle Art Nouveau estetiğini mücevhere dekoratif sanatlar alanındaki en büyük temsilcisi Émile Gallé’yi ta uyarlamış, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında mücevnıyarak, öncülüğünü üstlendiği cam sanatındaki yenilikçi anlayış her ve cam tasarımlarıyla Art Nouveau akımına önemhakkında fikir sahibi olacak ve Nancy Ekolü’nün en büyük temsil li katkılarda bulunmuştu. Émile Gallé imzalı lamba. Tosca operası Antalya’da Kültür Servisi Antalya Devlet Opera ve Balesi, G. Puccini’nin Tosca operasını tekrar sahneye taşıyor. Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Kenan Korbek tarafından sahneye konulan eser, 21 Ocak Salı akşamı saat 20.00’de Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak. Tosca operası, güçlü bir kadın figürünün etrafında dönen üçlü bir ilişkinin hikâyesini anlatıyor. Cogito’da ‘Gezi’ KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT Kültür Servisi Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan üç aylık düşünce dergisi Cogito’nun bu ayki dosya konusu “Nörobilim, Felsefe ve Toplumsal Dönüşüm”. Dergi bu üç ana konudan yola çıkarak işgal hareketlerinin anarşist kökenlerine ve Gezi olaylarına ışık tutuyor. Dergide, Koç Üniversitesi tarafından düzenlenen “Nöroloji, Biyoloji Felsefesi ve Yapay Zekâ” başlıklı sempozyumda sunulan tebliğlerin bir bölümü yer alırken bilinç, benlik, ahlak, özgür irade, deneyim gibi felsefe geleneğinin yapıtaşlarını teşkil eden meseleler de nörobilim dalında kaydedilen gelişmeler ışığında değerlendiriliyor. Kültür Servisi Bedri Baykam’ın Piramid Sanat’taki “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” başlıklı sergisine paralel etkinlikler düzenleniyor. Bedri Baykam’ın sergi kapsamında hazırladığı Kennedy suikastını anlatan 9 saat 45 dakikalık video gösterilecek. Bugün sabah 11.00’de başlayıp 23.00’te bitecek “maraton” film gösteriminde, 2 saatlik aralar verilerek yarım saat boyunca söyleşiler de yapılacak. Piramid Sanat’ta film gösterimi