05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2014 PAZAR 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Hayda, klasik ne şiş yansın ne kebap üslubuna sığındı. İyi şeyler nasıl olabilirmiş onu açıkladı... Sözündeki anlamsızlığın farkına vardığının ertesi günü; canım iyi şeyler olacak dedikse, partiler bir araya gelerek HSYK sorununa çare üretsinler, demek istedik diyerek düştüğü açmazın içinden kurtulacağını sandı. Bir de parlak bir öneride bulundu. “Çare” üretilinceye kadar AKP HSYK yasasının Meclis Genel Kurulu’na inmemesini istiyor... Bu öneride bulunacağı yerde devletin başı olarak üç erkten yargının bağımsızlığının devletin temel taşlarından biri olduğunu öyle anımsatarak değil, doğrudan üstüne giderek yorumlayan bir gerekçeyle ve ancak bu kadarına gücüm yetiyor anlamına gelen bir davranışla … ... yasa Meclis’ten geçer önüne gelirse; ancak veto ederek geri göndermek olacağını da söyleyemiyor. Kısık sesle bu öneriyi basına açıkladıktan sonra:. Asıl sorunun yargıya bağımsızlık güvencesinin sağlanmasını, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının önünü kapatan engellere son verilmesini anayasa değişikliği için ön koşul olarak açıklayan ana muhalefetin... .... bu haklı isteklerine hükümetin karşı çıkmasına, en azından görmezden gelmesine engel olmasını sağlamak olacağı yerde, gerçekleşme olasılığı zayıf önerilerle görevini yerine getirmiş olmanın huzuru içinde cuma namazı için doğru camiye... HHH Diğerinin aynı gün imam hatiplerin 100. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşma bir Başbakan’ın değil, adeta bir baş imamın konuşması... Müslüman Müslümana tuzak kurmaz diyor. Müslümanların diğer bir grup Müslümanla (cemaatle) son 11 yıl içinde yargıdan medyaya, orduya dek hemen her alanda, her devlet kurumunda kurdukları kumpaslardan ve bu kumpasların son bir iki ay içinde ortaya çıkan sonuçlarından söz etmiyor... Son olayları hükümeti yıkmak için kumpas, darbe ve suikast diye açıklayan bir anlayış biçimi var. Başbakan nedense darbelerden söz ediyor ama dilinden düşürmediği darbelere neden olan yolsuzluk ve rüşvet olaylarına değinmiyor. Bu davranışıyla nedeni olmayan darbelerden söz ediyor. Başbakan’ın mantığı, olayları nalıncı keseri gibi hep kendine yontuyor. HHH HSYK’ye verdiği son biçimle yargıyı avucunun içine aldığı, hukukun üstünlüğüne darbe vurduğu içeriğindeki iç ve dış uyarılara, önerilere kulakları kapalı. Ayın 21’inde Brüksel’e, Avrupa Birliği’ni resmen ziyaret edecek ve günlerdir AB’den Avrupa Parlamentosu’ndan, ABD’den gelen eleştirileri ya Batı dünyasının bir üyesi olduğunu, olmaya özendiğini anımsatarak yanıtlayacak... .... ya da? Batılı demokrasilerde HSYK ve benzeri kurumlara üyelerin nasıl seçildiğinden örnekler vererek en mükemmel savunmadır, saldırıdır diyerek HSYK modelinin Türkiye koşullarına uygun olduğunu içeren konuşmalar yapacak. Ama acaba Başbakan: AB sözcülerinin açıktan söylemediği, ancak AB’nin görüşlerinin barometresi Batı medyasında, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının hasır altı edildiği bir ülke ile adaylık görüşmelerinin yeniden askıya alınması olasılığından söz edildiğinin... ....farkında mı, yoksa görüyor, biliyor da umursamıyor mu? HHH RTE’nin demokratik kuralları çoğunluğuna dayanarak oligarşik düzene dönüştürmeye yönelik çabalarını dizginleme olasılığının olmadığı bu süreç, bir fıkrayı akla getiriyor... Bir gazeteci sinir doktoru Ord. Prof. rahmetli Fahrettin Kerim Gökay ile konuşuyordu. Sordu: “Üstat, dünyanın böylesi birbirini yiyip bitirmesi, yüzyılların ürünü olan medeniyetlerin yakılıp yıkılması bir cinnet değil midir?” Fahrettin Kerim kısa süre düşündükten sonra: “Vallahi” dedi: “Bu hususta size cevap veremeyeceğim.” “Neden?” “Çünkü şimdilik çoğunluk onlarda!” Rüşvet merkezi MEHMET MENEKŞE CHP lideri Kılıçdaroğlu Amasya’da Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirdi: GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AMASYA CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu, partisinin aday tanıtım programına katılmak için gittiği Amasya’da “Bizim ayakkabı kutularımızdan dört buçuk milyon dolarlar çıkmıyor, emek ürünü, alın teri ürünü bamya çıkıyor” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasında, AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk eleştirilerini sürdürdü. Başbakan Erdoğan’ın mağdurları oynamaya devam etmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, “O bakan çocuklarının yatak odasına sekiz para kasasını darbeciler mi koydu? Darbeciler mi bakanın koluna 700 bin liralık saat taktı?” diye sordu. Başbakanlık koltuğunun şikâyet ve mağdurları oyalama yeri olmadığını yineleyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlar nasıl doyacaklar ben merak ediyorum. Yolsuzluk yok diyemiyorlar, rakamlar yanlış diyorlar. Hırsızlığı yapan ne kadar çaldığını da bilir. Kul Mağduriyeti bitmedi Bizim kutumuzda emek var Uçak ile Merzifon havaalanına gelen ve buradan karayolu ile Taşova ilçesine geçen Kılıçdaroğlu’nu yüzlerce konvoyluk araç takip etti. Taşova Cumhuriyet Meydanı’nda bir vatandaş Kılıçdaroğlu’na ayakkabı kutusu içinde Taşova bamyası hediye etti. Bamyayı eline alarak konuşan Kılıçdaroğlu, “Kutularımızdan dört buçuk milyon dolarlar çıkmaz. Emek ürünü, alın teri ürünü bamya çıkar” diye konuştu. hakkı yemeden bu serveti yaptım diyorsan başımın üstünde yerin var. Kul hakkı yiyerek bu serveti yaptınsa benim görevim senden hesap sormak, ben bu hesabı sorarım. Senin oğlunun bir vakfı var ve bir işadamı yirmi dönüm araziyi buraya bağışladı. Bu vakıf ne iş yapar? Bu vakıf paraları nereden alır? Yirmi dönümlük arazi senin oğlunun vakfına niçin bağışlanır? Bir işadamı başbakanın oğluna beş kuruş almadan yirmi dönüm arazi bağışlıyorsa, bu rüşvetin adıdır işte. Bunun hesabını sandıkta değil mahkemede vereceksin. Çete başı sensin, Taşovalı Mehmet efendinin oğlundan senin oğlunun ne üstünlüğü var? Senin oğlunun ayrıcalığı rüşvetin, yolsuzluğun toplandığı merkezdir. Dört bakanın rüşvete battı, hâlâ mağdurları oynuyorsun. Bu ülkede işsizlik varsa, üç yüz bin öğretmen atanamıyorsa bunun sebebi Erdoğan’dır.” Daha sonra Amasya’ya dönen Kılıçdaroğlu, Hamit Kaplan Spor Salonu’nda Amasya ve ilçelerinin belediye başkan adaylarının tanıtımına katıldı. İl yönetiminin binasının açılışını yaptı. CHP’nin kalelerindeki başkanların değişebileceği belirtiliyor İlçelerde hassas dengeler AYŞE SAYIN n İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 10 Ocak’ta düzenlediği fuhuş operasyonunda bir gece kulübü işletmecisinin polis tarafından dövüldüğü şikâyeti üzerine kimlikleri saptanan personelin görevden uzaklaştırılarak haklarında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Emniyet’in açıklamasında, görüntülerin incelendiği belirtildi. Görevden alına komiser hakkındaki idari soruşturmanın sürdüğü kaydedildi. n İstanbul Haber Servisi TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi Genel Kurulu dün Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Oditoryumu’nda başladı. Oda yönetimi için 3 grubun yarışacağı seçim de bugün aynı yerde gerçekleştirilecek. Seçimde, Demokrat Makine Mühendisleri Grubu’nun adayı Zeki Arslan, Meslekte Birlik Grubu’nun adayı Gürkan Özensoy, Değişim Grubu’nun adayı Doç. Dr. Metin Gümüş’ün listeleri yarışacak. n ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazandıran numaralar “20, 25, 30, 36, 42, 46” olarak belirlenirken 6 bilen 2 kişi, 753 bin 772 lira 50’şer kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 725 lira 80’er kuruş, 4 bilenler 38 lira 5’er kuruş, 3 bilenler 5 lira 85’er kuruş ikramiye alacak. Dayakçı polislere soruşturma MMO’da seçim var 2 kişiye 753 bin lira ANKARA Geçen perşembe günü toplanan parti meclisinde 72’si il 900 yerde adayını kesinleştiren CHP yönetimi için en sıkıntılı süreç, İstanbul, Ankara ve İzmir’de partinin “kalesi” konumundaki ilçelerde yaşanacak. CHP yönetiminin, parti içinde “krize” neden olacağı ve toplu istifalara yol açacağı kaygısıyla bu ilçelerin adaylarını açıklamayı en sona bırakma kararı aldı. Bu çerçevede şubat ayı başında yapılması planlanan PM’de İstanbul’da CHP’de olan belediyelerden Şişli hariç, 11 ilçede başkanların yarıya yakınının değişeceği konuşulurken Ankara Çankaya’da Bülent Tanık’la yola devam edilip edilmeyeceği belirsizliğini koruyor. İzmir’de Konak’ta ise mevcut başkan Hakan Tartan’ın yerine Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da desteklediği Sema Pektaş’ın adaylığı güçlü olasılık olarak gösteriliyor. CHP İstanbul’da Şişli adayını, büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül’e bıraktı. Sarıgül’ün son bir karar değişikliği olmazsa kendi yerine 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün torunu Hayri İnönü’yü önermesine kesin gözüyle bakılıyor. İstanbul’da Fatih’te Sabri Erbakan, Ümraniye’de Sacit Eyüboğlu’nun Sarıgül’ün önerisiyle aday gösterildiği biliniyor. Sarıgül’ün Çekmeköy için önerdiği Hüseyin Avni Sipahi’nin adaylığının da geçen perşembe günkü PM’de açıklanması bekleniyordu. Ancak CHP yönetimi sürpriz bir kararla bu ilçeyi görüşmedi. Sarıgül’ün, yerel yönetim çalışmaları için oluşturduğu Bilim Platformu’nda yer alan eski İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer’i Beşiktaş’tan aday göstermek istediği dile getirilirken genelmerkezde PM üyesi ve eski milletvekili Çetin Soysal konuşuluyor. Maltepe’de Deniz Baykal’a yakınlığıyla bilinen mevcut belediye başkanı Mustafa Zengin, değişebilecek başkanlar arasında gösteriliyor. CHP’nin değiştireceği yerler arasında geçen Avcılar’da ise Kılıçdaroğlu’nun “kadın aday” göstermek istediği belirtiliyor. Bakırköy’de ise Ateş Ünal Erzen’in değiştirilip de yıllarında adliyeden kültür sanata, üniversiteden siyasete, spordan çevreye kadar her alanda habercilik yaptım. O günlerde yardımcı doçent olan Prof. Ülkü Bayındır’dan Altay’ın kaptanı Mustafa Denizli’ye kadar, o dönem kurduğum ilişkilerin çoğu eskimeyen dostluğa dönüştü. Uluslararası İzmir Fuarı ayrı bir hazineydi. Yıldız Kenter, Nejat Uygur, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Erol Günaydın, Ferhan Şensoy, Abdullah Şahin, Hadi Çaman ve daha pek çok tiyatro sanatçısının haberini yapıp tanıştığım anlar hâlâ belleğimdedir. HHH Levent Kırca ile de o günlerde tanıştım. Mesleğin ilerleyen yıllarında gazetedeki idari sorumluluklarım arttığı için Levent Kırca ile uzun süre yüz yüze gelemedik. Taa ki Silivri günlerine dek... Silivri yargılamalarıyla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı duran insanların, demir parmaklıkların ardındaki tutsaklara nasıl güç verdiğini tarif edemem. Filistin askısından daha ağır bir işkence havasında geçen yargılamalar sırasında kamuoyunun da yakından tanıdığı kişiler gelince tutukluların yüzünde bir gülümseme belirirdi. Sanki onlar bizi az sonra salondan alıp götürecek. Bir anda öylesine mutlu ve güçlü hissederdik kendimizi. Onların başında Levent Kırca geliyordu. Öyle usulen, “İşte geldim, gördünüz, sizi destekliyorum” görüntüsü vermek için 5 dakika kalıp giden bir yanı da yoktu. Tutuklanıp yanımıza gelmek dahil her şeyi göze almış, kararlılıkla zulme karşı duruyordu. Sadece duruşmalara gelmekle kalmadı. Silivri’de yaşananları sanatın gücünü kullanarak tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya duyurdu. Azınlık ve İçeridekiler oyunu sadece zulmü anlatmakla kalmaz, Kırca’nın duruşunu da ifade eder. Toplumun Silivri gerçeğini görmesinde en büyük paylardan biri onundur. HHH Kırca ile duruşma salonunda çok güzel selamlaşmalarımız, birbirimizi güçlendirme söylemlerimiz oldu. Ancak yazdığıoynadığı oyunlarla ilgili benden kaynaklanan nedenlerle iyi bir iletişim kuramadık. Özgürlükte 5 dakikalık bir görüşme ile kurabileceğiniz iletişimi, hapiste ortalama 3 günde gerçekleştirebilirsiniz. İçeridekiler oyununun başlangıcı ve benim yazdığım Yargıtatör oyununun kitap olarak basımı, çocuklarımın okul sorunu yaşadığı günlere denk geldi. Ailecek benim tutukluluğum dahil her şey ikinci plana düşmüştü. İletişim sorunu özgürlük sonrasında da devam etti. Sevgili Kırca’nın telefonuna ertesi gece yanıt vermek için aradım, ulaşamadım. Yeniden ulaşmak için ısrar etmem gerekirdi, son bir aydır 50’yi aşkın yerleşim yerinde konuşma yapma ve ziyaretlerde bulunma yoğunluğundan yapamadım. Sevgili Kırca 12 Aralık Pazar günü her zamanki mertliği ve açık sözlülüğüyle benim bu tutumumu eleştiren bir yazı yazdı. Bu aşamadan sonra telefon yerine yazıyla sağlam ve herkese açık bir iletişim kurmanın daha sağlıklı olacağını düşündüm. Yeri gelmişken, pek çok dostumdan benzer sitem aldığımı, sadece zaman sorunundan kaynaklanan nedenlerle onlara ulaşamadığımı vurgulamak isterim. Ağırlaştırılmış sitem cezasına çarptırılmış durumdayım desem yeridir. Hapiste Levent Kırca özgürlüğümüzdü, bugün de öyle... Kırca ile yüz yüze gelemesek de hep gönül gönüleyiz. Fotoğraflar: VEDAT ARIK ÖZLEM GÜVEMLİ CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, TMSF’nin 16 yıl önceki borcunu bahane göstererek tüm mal varlığına ve banka hesaplarına el koymasına çok sert tepki gösterdi. Sarıgül, “Dün (önceki) akşam 16.30’dan sonra başka bir Sarıgül var. Göreceksiniz. Sandılar ki Sarıgül’ü korkutabilirler, durdurabilirler, döndürebilirler. Biz neymişiz bakar mısınız” dedi. Bir insan için en önemli olan şeyin evlatlarının suratına güzel bakabilmek olduğunu söyleyen Sarıgül, oğlunu sahneye çağırdı. Gözyaşlarını tutamayan Sarıgül oğluna sarılarak “Ben Emir’e ve Ömer’e her şeyin hesabını veririm. Onlar Gezi’de yitirdiğimiz evlatlarımızın hesabını nasıl verecekler?” dedi. Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen “İktidar yolunda İstanbul Buluşması” etkinliğinde CHP’nin İstanbul’un 21 ilçesindeki belediye başkan adayları tanıtıldı. Törende TMSF’nin mallarına el koyma kararına iliştin değerlendirmelerde bulunan Sarıgül “Rakip faullü oynamaya başladı. Taksim’de 3 ağaca tahammül edemeyenler Sarıgül’e hiç tahammül edemez” dedi. TMSF binasının Şişli Belediyesi’nden ıslık çalınsa duyulacak mesafede olduğunu dile getiren Sarıgül, salondakilere “Islıklarımızı TMSF’ye gönderelim” diye seslenince bütün salon ıslıklarla TMSF’yi protesto etti. Konuşmalar sırasında sahnedeki ekrana Gezi Direnişi’nde öldürülen gençlerin fotoğrafları yansıtıldı. Ekonomi Servisi TMSF, kuruma devredilen bankalardan Bankekspres AŞ’den kullanılan ve bugüne kadar tahsil edilemeyen banka kaynağının tahsili amacıyla yapılan inceleme sonucunda, borçlu olduğu tespit edilen ve aralarında banka hâkim ortağı Korkmaz Yiğit ile Mustafa Sarıgül’ün de bulunduğu 9 kişi hakkında icrai takibat başlatıldığını açıkladı.Yazılı açıklamada, “Kurumumuz kamu alacağını tahsil görevini ifa ederken tamamen kayıt ve belgeler ile mevzuat kapsamında objektif kriterleri esas alarak hukuk kuralları içinde hareket etmiştir. Kurumumuzun kamu alacağının tahsil edilerek batık bankalardan dolayı halkımızın sırtına yüklenen maliyetleri azaltmak yönündeki çalışmaları bundan sonra da devam edecektir” denildi. BALBAY MUMCU ANMASINDA KONUŞTU ‘Faili meşhur ‘Artık başka bir Sarıgül var’ cinayetler’ SELAHATTİN GÖKATALAY TMSF’den açıklama ğiştirilmeyeceği ise net değil. CHP’nin Beyoğlu’nda Grup Yorum’un solisti Hilmi Yarayıcı’yı aday göstermesi bekleniyordu. Ancak bu ilçede seçimi mutlaka almak isteyen CHP, biraz daha bekleme kararı aldı. Bu ilçede Sarıgül’ün eski eşi Aylin Kotil, eski PM üyesi Gülseren Onanç, Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı Tarkan Konar’ın isimleri ön planda. CHP’nin Ankara’da ise en sıkıntılı ilçesi Çankaya. Mevcut Başkan Bülent Tanık’ın yanı sıra Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat, eski Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, eski Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş’in bulunduğu 30 dolayında aday adayı yarışıyor. Ankara’da büyükşehire MHP kökenli Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi nedeniyle partide “denge” için Çankaya’da da “Alevisol” dengesinin gözetileceği konuşuluyor. Eski Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen’in oğlu Alper Taşdelen ile Özpolat’ın isimleri bu çerçevede değerlendiriliyor. CHP yönetiminin Tanık’la yola devam da edebileceği belirtiliyor. Dikili’de ise mevcut Başkan Osman Özgüven’in yerini koruyacağına kesin gözüyle bakılıyor. MALATYA CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Malatya İl Örgütü’nce düzenlenen ‘Uğur Mumcu ve Demokrasi’ konulu konferansa katıldı. Balbay, gerek Uğur Mumcu, gerek Hrant Dink, gerekse Gezi Direnişi’nde işlenen cinayetlerin ‘faili meçhul değil faili meşhur’ cinayetler olduğunu söyledi. Balbay, konferansın ardından 2007’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i anma etkinliğine katıldı. Dink’in doğduğu Malatya Merkez Salköprü Mahallesi yanındaki Taşhoran Kilisesi önünde düzenlenen etkinliğe katılmak için gelenlere yaptığı konuşmada Balbay, Türkiye’nin her milletten, her dinden, her etnik kimlikten insanlarla barış içinde yaşamaya büyük özlem duyduğunu söyleyerek “Bu anma günleri de göstermektedir ki, Türkiyemiz yakın geçmişte çok büyük acılar yaşadı. Bu cinayetlerin aydınlanmaması yeni cinayetleri doğurmuştur” dedi. Balbay, Dink’in katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen dava sürecindeki yaşanan gelişmeler nedeniyle Hrant Dink’in kanının akmaya devam ettiğini söyledi. Mustafa Balbay, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından emniyette, yargıda ve çeşitli kamu kurumlarında yaşanan görevden almalarla ilgili bir soruyu da yanıtladı. Balbay, yaşananları ‘meslek kıyımı’ olarak değerlendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle