14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Nil’in yakası Duygu Güvenç 4 iki Erdoğan’a öfke l Temerütçüler: Türk mallarını boykot etmek için başlatılan kampanyayı genişletebiliriz. Türkiye’den bu yönde açıklamalar devam ederse tepkimiz büyür. Bizim devrimimize karışamazsınız. Artık Osmanlıcılık yapamazsınız. “El Ezher Mısır’ın Vatikan’ıdır” sözü çok ünlüdür. Erdoğan’ın, El Ezher Şeyhi’ne lanet okumasının ardından Türkiye’ye tepkiler iyice artmış. Türk mallarına yönelik protesto başlamış. Tahrir devriminin ardından Mısır’ı ziyaret eden ilk devlet başkanı olan Abdullah Gül’ün 2011’deki çabasını bugün Mısır’da anımsayan yok. Mursi’nin gitmesi için imza kampanyasını başlatan Temerrüt Hareketi’nin öncüleri, “Türk mallarına boykot başladı. Bu hareketi genişletebiliriz” derken, işadamları Erdoğan’ı ikna etmek için randevu bekliyor. Temerütçüler, Erdoğan’a öfkenin en büyük ortak noktaları olduğunu da vurguluyor: “Türk mallarını boykot etmek için başlatılan kampanyayı Öfkenin genişletebiliriz. Biz zaten artık dışavurumu Türk mallarını almıyoruz. ayakkabı... Türkiye’den bu yönde açıklamalar devam ederse tepkimiz büyür. Bizim devrimimize karışamazsınız, bizim Büyük İmamıza karışamazsınız. Artık Osmanlıcılık yapamazsınız.” Kültür Bakanlığı ise festivallere Türkleri çağırmama kararı almış. Buna karşın Türkiye burslarına başvurularda bir düşüş yok. Gençler Türkiye’de okumak için birbiriyle yarışıyor. Ama Türkiye’den gelen açıklamalara karşın Mısır’dan da tepkiler artarak devam ediyor. En son Mısır Odalar Birliği Başkanı, “Türk hükümeti ve temsilcileriyle işbirliğimizi durduruyoruz” dedi. Siyasetçiler arasında orta yol arayanlar ise işadamları. TürkiyeMısır İş Konseyi Başkanı Muhammed Kasım, Türkiye ile iş yapan bir isim. İki ülke arasında ekonomide sağlanan ivmenin kaybolmaması için yürüttüğü çabanın yanı sıra, bir yandan da Türk mallarına ve ortak projelere karşı Mısır’da artan tepkiyi durdurmaya çalışıyor. Kasım, çabalarını, “Türk mallarına karşı bir protestonun başlamasını önlemeye çalışıyorum. Mısırlılara da anlatıyorum. ‘Türkler çıkınca Çinliler girecek’. Ama ne yazık ki çok baskı var. Son olarak Ezz Çelik Grubu, ki pazardaki payları 38 Mısır’daki değişikliğin ardından Muhammed el Baradey ülkeyi milyon dolar, Türkiye’den alımı durdurmayı ilk terk edenlerdendi. Baradey’in ardından yardımcısı Cemile İsmail, şimdi seçim için hazırlanıyor ama kızgınlığını gizlemiyor: planlıyor. Birçok firma Türk mallarına karşı “Baradey ülkeyi terk ettiğinden beri görüşmedim. Bunun boykot çağrısına katılabilir. Bunu önlemek etik, prensip meselesi olduğunu söylemesine rağmen, ben için uğraşıyorum çünkü 50 bin Mısırlı Türk hâlâ onun gitmekte büyük hata yaptığını düşünüyorum.” firmalarında çalışıyor. Türkiye tarihini göz Mısır’da MK’ye yönelik gözaltı ve tutuklamaların ardından çok önüne alarak Mısır’ı yargılayamazsınız” diye sayıda kişinin sakalını kestiği iddiası doğrulanamayacak ama beklenen iddialardan biri. Bir kadın siyasetçi olan Cemile İsmail anlattı. ortak nokta ‘Askeri Operasyon Türk Ekonomisini Olumsuz Etkiler’ KRYNİCA AB ile siyasi ilişkilerimizin neredeyse donma noktasına geldiği şu dönemde, Türkiye’nin Avrupa ile temel bağını ekonomik ilişkiler oluşturuyor. Avrupa’nın içinden geçmekte olduğu krizin de doğal olarak Türk ekonomisine yansımaları oluyor. Polonya’nın Krynica kasabasında düzenlenen 23. Uluslararası Ekonomi Forumu’nda herkesin yanıtını aradığı temel soru şuydu: 5 yıl önce Lehman Brothers’ın çöküşüyle ABD’de başlayan ve sonra Avrupa’ya sıçrayan ekonomik kriz bitti mi? Günter Verheugen, Türkiye’nin tam üyelik adaylığı açıklandığı dönem Genişlemeden Sorumlu AB Yetkilisi’ydi. Alman siyasetçi daha sonra, AB Komisyonu’nda Sanayileşmeden Sorumlu Yetkili olarak Başkan Yardımcılığı görevi yürüttü. Emeklilik sonrası şimdi bir Alman üniversitesinde ders veriyor. Verheugen’e göre “Kriz henüz geçmedi. Özellikle 2014 çok ciddi sıkıntılara gebe olabilir”. Avrupa ekonomisinin en büyük sorunu, “rekabetçi olmaması”. Küresel krizden etkilenmemenin tek yolunun, “en yüksek, yaratıcı teknolojiyi en yüksek kalitede üretebilmek” olduğunu belirten Verheugen’e göre “Böyle bir üretim ortamı genelge ile olmaz ama hükümetler inovasyonun yeşereceği ortamı belirleyecekleri politikalarla yaratabilir”. İspanya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ‘havlu attığı’ krizi büyümesini sürdürerek atlatan Polonya için ‘mucize’ tanımı yapılıyor. Polonya’nın başarısının sırrını eski Başbakan Jan Bielecki’den dinledik. Kendisi, Türkiye’de örneğine zor rastlanacak bir görev almış, şimdiki Başbakan Donald Tusk’a bağlı Ekonomik Konsey’e başkanlık ediyor. Bielecki, hiçbir komplekse kapılmadan kendi başarılarının arkasında Almanya’nın ekonomik başarısının yattığını açık dille anlatıyor. O da “Avrupa’daki kriz henüz bitmedi” uyarısını ihmal etmeden, ülkelerin finansal kurumlarının temelini sağlamlaştırması gerektiği çağrısı yapıyor. Lazslo Andor, AB’nin Çalışma ve Sosyal Politikalar alanındaki en üst yetkilisi. Kıtanın en büyük sorunu ‘işsizlik’. AB ortalaması yüzde 11. Avro bölgesindeki ortalama yüzde 12. Bu sorun Avrupa’yı büyük bir sosyal kriz riskiyle karşı karşıya getirmiş durumda. İşsizlik temelli ekonomik ve sosyal krizlerin birinci mağdurları ise ‘gençler’. Birlik içinde özellikle genç işsizliği azaltmak için pilot uygulamalara başladıklarını anlatıyor AB yetkisili. Hedef: Üniversite bitiren her mezunun 4 ay içinde bir işe yerleştirilmesi. Ancak Çek siyasetçiye göre AB ülkeleri, ‘borç’ kapatmaktan inovasyona dayalı yeni yatırımlara pay ayıramıyorlar. İşsizliğin mağduru gençler ‘Askeri yönetim istemiyoruz’ Sakalımı kesip kaçmazdım ise MK’ye “Sakallarınızı kesip saklanmayın” diyor: “MK nasıl bir örgüt ki sadece koltuklarını yitirmemek için destekçilerini, en önde de kadınları ve çocukları ateşe atıyorlar? Empati yaptığımda eğer lider bensem, ben sorumluysam kaçıp halkımı terk etmezdim. Onları kalıp savaşmaya, direnmeye ve şehit olmaya çağırırdım. Ama hayır, onlar Mursi’yi koltukta tutmak için anlaşmalar yaparken insanları şiddet uygulamaya, yürüyüşlere ve hayatlarını feda etmeye teşvik ettiler. Ben olsaydım onların liderleri gibi kaçmazdım. Sakalımı kesip Libya’ya kaçmazdım. Bunu yapanlar erkek. Ben bir kadınım, ama bunu yapmazdım.” İşadamları randevu bekliyor Kasım gibi, konseyin Türk başkanı olan Atilla Ataseven de Mısırlı meslektaşlarıyla Ankara’yı ikna etmek için hem Başbakan Erdoğan’dan, hem de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan randevu bekliyor. Ataseven, “Mısır’ı anlamak için tek yönlü bakış açısıyla bakarsak eksik olur. 25 Ocak devrimine kürtaj yapıldı; erken doğum oldu. Önce MK sadece 4 bakanlık istiyordu, başkanlık istemiyordu. Bugün ise Mısır toplumu kendini yeniden tarif etmekte, hasta adam olmaktan çıkmak için kendi reçetesini kendi yazmaktadır” dedi. l Mübarek'in parası ekonomiye girecek Hüsnü Mübarek’in cezaevinden çıkarılması Mısır’da çok da önemsenmiyor. Mursi döneminde de Mübarek’in birçok bakanının serbest bırakıldığını hatırlatanlar, “Mübarek’in milyonlarca doları şimdi zor durumdaki Mısır ekonomisine aktarılacak. O artık siyasete dönemez. Ama bu bir pazarlığın parçası” sözleriyle yorumluyor kararı. l Mısır’daki Sosyal Demokrat Parti Gençlik Kolları Genel Sekreteri Ahmed Enany, yönetim değişikliğine şu an için destek verse de askerin kalmasını istemiyor: “Askeri bir yönetim istemiyoruz. Siyaset askerler için değil. Biz de sivil demokratik bir ülke olmak istiyoruz. Asker halkın isteği üzerine geldi ve ‘asker yönetimi devredecek’ diyerek yönetim değişikliğini savundu. Mısır’daki seçimler 2014’te yapılacak. Hedefimiz kabineye ve parlamentoya mümkün olan en çok gencin girmesi...” CHP gençlik kollarıyla da temasta olduklarını söyleyen Enany, “Türkiye’deki Gezi ile en büyük benzerlik gençlerin önde olması” derken, partinin Genel Başkan Yardımcısı Farid Zahran ise ordunun desteğini olumlu karşılayarak, “Eğer ordu destek vermeseydi bu halk hareketi başarılı da olabilirdi, başarısız da. Ama devrim süreci çok uzun olurdu, belki iç savaş çıkardı. Mısır ordusu her zaman halk iradesinin yanında yer alır” değerlendirmesini yaptı. MK’nin siyaseti boykot etmesini beklemediğini vurgulayan Zahran, “Henüz ilan etmediler ama ufukta yeni bir parti kuracakları görünüyor” dedi. Avrupa’daki sosyalist hareketlerin coşkusunu kaybettiğini söyleyen Zahran, “Mısır’daki hareket sosyal demokrasinin yeniden doğduğunun göstergesi. Ve bu Avrupa’nın devrimci hareketlerinden daha radikal ve daha değişimci olacak” dedi. Zahran, “Erdoğan, popülaritesini kaybetti. Adeta çıldırdı. Sorun Mursi’yi desteklemesi değil ama bunu daha demokratik yapabilirdi. Açıklamaları çok talihsiz. Artık bölge insanı Erdoğan’dan nefret etmeye başladı” sözleriyle tepkisini dile getirdi. in’deki yavaşlama dünyayı sarsacak Orta Asya liderlerine danışmanlık yapan Japon ekonomist Tetsuji Tanaka ise ABD ekonomisinde gözlenen iyileşmenin Çin ve Avrupa ekonomileri için geçerli olmayacağına işaret ediyor. Yıllardır yüzde 10’lar seviyesinde büyüyen Çin ekonomisinde gelecek yıl için yüzde 7’ler beklentisi olduğunu kaydettikten sonra, “Çin’deki yavaşlama dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de hissedilecektir” uyarısında bulunuyor. Ekonomik olarak büyüyebilecek ülkeleri ise Rusya, Endonezya ve Güney Afrika olarak sıralıyor. Ç skeri operasyon Türkiye’yi etkiler Ekonomik Forum’un gündeminde yer almayan Suriye konusunu sorduğumuzda Japon ekonomist, askeri bir operasyonun ham petrol fiyatını artırmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, “Japonya ve Türkiye gibi petrol üretmeyip ithal eden ülkelerin ödeme dengeleri, petrol fiyatlarındaki artıştan çok ciddi biçimde etkilenecektir” dedi. Olası bir operasyondan ekonomik açıdan mutlu çıkacak ülkeyi tahmin etmesi de hiç zor olmadı: Rusya... A Gezi Parkı ve OlimPiyatlar Tanaka aynı zamanda ülkesinin ulusal olimpiyat komitesi üyesi. Bugün Arjantin’de oy kullanacak Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin 100 üyesinden 4’ünü ikna ile görevlendirilmiş. Polonya’nın küçük dağ kasabası Krynica’daki toplantılarda dahi ‘Tokyo2020’ rozetini yakasından bir an olsun çıkarmadı. Bugünkü oylamanın sonucuyla ilgili, “Bize göre sonuç belli: Yüzde 60 oyumuz garanti!” diyor... Türkiye’nin Madrid’in de gerisinde kalacağını ileri süren Tanaka’ya göre bunun en önemli nedeni, “Gezi Parkı demokratik protestolarına orantısız şiddet uygulanması!” HHH Bizse olimpiyatların İstanbul’a verilmesini umut ediyoruz. Hem de Tanaka’nın öne sürdüğü gerekçe nedeniyle. İstanbul seçilirse, tüm dünyanın gözü 2020 yılına kadar Türkiye’nin üzerinde olacaktır. Gezi Parkı ve diğer hak ve özgürlük taleplerine gösterilen şiddetin tekrarlanması dışarıdan gelecek tepkiler nedeniyle hiç de kolay olmayacaktır. l Kamuoyu yoklamaları Mısır’da kamuoyu yoklamaları çok yeni. Telefonla halkın nabzını tutan Baseera şirketi, 27 Ağustos tarihli son anketinde “MK’nin devam etmesini destekliyor musunuz” sorusu yöneltilmiş. 1395 denek üzerinde yapılan anketin sonuçlarına göre Mısırlıların yüzde 69’u MK’nin devam etmesine karşı. Yüzde 78 ise MK yönetiminin beklediklerinden kötü olduğunu söylüyor. Yüzde 57 şiddetin sorumlusu olarak MK’yi görüyor. Gösterilerin başlamasından kısa süre, yani Mursi’nin 1 yılı dolmadan önce, 27 Haziran’da yapılan anket Mursi’nin desteğinin düştüğünü gösteriyor. Bu ankette Mursi’nin performansı ancak yüzde 32 tarafından başarılı bulunuyor. Bitti Mısır’da bir duvar yazısı: Mısır ve Mursi. Karıştırma...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle