25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2013 PAZARTESİ 4 DÜNYA BARIŞ GÜNÜ aksim’de İstiklal Caddesi’nden başlayarak Cumhuriyet Anıtı’na doğru ele ele tutuşarak zincir oluşturmak isteyen yurttaşların önüne polis set çekerek insan zinciri oluşturmalarını önledi. T Savaş Kimin Savaşı? Barış Neyin Barışı?... 30 Ağustos 2013 Başkomutanlık Meydan Savaşı kutlandı. 1 Eylül 2013, Dünya Barış Günü kutlandı. Kurtuluş Savaşı, Türkiye’nin bağımsızlık savaşının efsanesidir. Olamaz denilenin olduğu, yapılamaz denilenin yapıldığı bir efsane. Nasıl bir durumdur ki 30 Ağustos Zaferi’nin kutlandığı gün, eski Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere bağımsızlık yanlısı generaller, subaylar hapistedir. Bu görüntü de bir an içinde gelip geçmektedir. Gene bu tarihte, 30 Ağustos 2013’te Türkiye, Amerika’nın ve Batı ülkelerinin yanında, hatta önünde Suriye’ye karşı bir savaş hazırlığı içindedir. Türkiye Suriye’ye neden savaş açmak istemektedir? Suriye Türkiye’ye saldırmak üzere midir? Hayır. Suriye Türkiye’den toprak mı istemektedir? Hayır. Suriye Türkiye’nin düşmanı mıdır? Hayır. Amerika Ortadoğu’da sınırları değiştirmek istemektedir. Neden budur. Amerika, İngiltere ve Batı ülkeleri Ortadoğu’nun petrollerini kontrol etmek istemektedir. Neden budur. Irak bu nedenle yağmalanmıştır. Irak parçalanmıştır. Irak yalanlarla, sahte kanıtlarla işgal edilmiştir. Türkiye Irak işgaline yardımcı olmuş, milyonu aşan sayıda Iraklının ölümüne, yaralanmasına dolaylı destek vermiştir. Şimdi yeni hedef Suriye’dir. Gene Türkiye Amerika’nın ve Batı’nın öne sürdüğü bir vurucu güç olma istemindedir. Suriye savaşı, Türkiye’nin savaşı değildir. Ama Türkiye en büyük zararı görecektir. Çünkü Suriye, komşu ülkesidir. Mısır olayı da farklı değildir. Türkiye, yönetimdeki dinci iktidarın Mısır’da kendine yakın gördüğü kesimi destekleyerek orada yaşanan iç savaşa katılmıştır. Dökülen kanların sorumluluğuna ortak edilmiştir. Demokrasi ve özgürlükler bu savaşların bahanesi olamaz. Çünkü Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt söz konusu olunca ne demokrasi bahane olmaktadır ne de özgürlükler. Bunlar oralarda da yoktur, ama bu ülkeler Amerika yandaşıdır ve sorun yoktur. Bu denli açık bir tabloyu Türk halkı kabul edecek midir? Bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. HHH Türkiye’de yaşanan “çözüm süreci” neyin barışıdır? PKK, yıllarca terör örgütü olarak silahlı çatışma çıkarmış, Kürt halkının temsilcisi olduğu savıyla güneydoğu bölgesini savaş alanına çevirmiştir. Yıllar boyunca süren silahlı çatışmalarda binlerce asker, binlerce PKK’li ölmüş, yaralanmış, sakat kalmıştır. Şimdi PKK terör örgütü olmaktan çıkarılmış, “aktivist” ilan edilmiş, hapisteki liderleri Abdullah Öcalan görüşme ortağı yapılmış, bir anlaşma alanında buluşma amaçlanmıştır. Bu süreç bir “iç barış” olarak nitelenmekte, inişler çıkışlar yaşanmaktadır. “Çözüm süreci” denen süreç, “Türkiye Kürdistanı”nın kurulma anlaşmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti o bölgede karakol yapamamaktadır. O bölgenin egemenliği Kürt gruplarının eline geçmiştir. Partileri vardır, bayrakları vardır, liderleri vardır. İktidarla bu oluşumun son pazarlıkları yapılmaktadır. Bu oluşumda da Avrupa’nın açık desteği, Amerika’nın onayı vardır. Ortadoğu Kürdistanı Irak, Suriye, Türkiye, İran üzerinde kurulma aşamasındadır. Türkiye “çözüm süreci” adı altında bu yapıyı görüşmektedir. Kürt temsilcileri bunu açık söylemekte, siyasal iktidar “analar ağlamasın” sloganının arkasına saklanmaktadır. Bu denli açık bir tabloyu Türk halkı kabul edecek midir? Bu da önümüzdeki günlerde görülecektir. HHH Türkiye buraya adım adım getirildi. Bilerek, istenerek, emperyalist kapitalist güçlere teslim edilerek, bağımsızlığından vazgeçirildi. Bütün sağ iktidarların adım adım bu blok tarafından kullanılmaya hazır hale getirdiği ülke artık dış güçlerin elinde hareket eden bir siyasetin esiri yapıldı. Demokrat Parti ile başlayan süreç Adalet Partisi ile sürdürüldü, ANAP ile çizgisi daha düzeltildi. Sağ siyasetin tıkandığı noktalarda 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleriyle müdahale edilerek rota hep Amerika ve Batı yanlısı doğrultuda tutuldu. Son olarak da Amerika karşıtı dinci politik lider Erbakan, kendi yanındakiler tarafından alanın dışına itilerek Amerikan yandaşı dinci iktidar Türkiye’nin başına getirildi. Yaşanan süreç budur. HHH Bağımsız Türkiye artık Amerika ve Batı’ya bağımlı Türkiye’dir. İktidara muhalefet, “terör eylemi” sayılmaktadır. Toplumu susturmak için polis devleti kurulmaktadır. Yargı tarafından gaz maskesi “terör silahı”, pala “masum” sayılmaktadır. Türk halkı bunu kabul edecek midir? Önümüzdeki günlerde bunu hep birlikte göreceğiz. Budur… Halk ‘barış’ polis ‘yasak’ dedi ‘İnsan zincirine’ biber gazı ve kalkanlarla müdahale edildi, Gezi Parkı kapatıldı ALİ AÇAR 1 Eylül Dünya Barış Günü için İstanbul’da “Barış Zinciri” oluşturmak isteyen yurttaşlara polis Taksim’de biber gazı ve kalkanlarla müdahale etti, Gezi Parkı’nı yurttaşların kullanımına kapattı. Dolmabahçe’de ise Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne çıkan bütün yollar TOMA ve çevik kuvvet polislerince kapatıldı, Bezmi Âlem Camii önünde CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da içinde bulunduğu grup polislerce kalkanlarla iteklendi. Polisin müdahalesine tepki gösteren Tanrıkulu,“Burada insanların barış talebi engelleniyor. Barış bir gün herkese lazım olacak. Böyle bir şey olabilir mi” sözleriyle tepki gösterdi. İstanbul’un birçok noktasında insan zinciri oluşturan yurttaşlar sık sık “Her yer Taksim, her yer direniş”,“Gel bakalım, gel bakalım. Barış için gel bakalım. Savaşı bırak, kollarını aç; insanları sev bakalım” şeklinde slogan attı. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlamak amacıyla dün İstanbullular başta Sultanahmet, Eminönü, Kabataş, Dolmabahçe, Ortaköy, Bebek, İstinye, Sarıyer, Taksim, Üsküdar, Kadıköy, Bostancı, Maltepe, Pendik, Bakırköy ve Yenikapı olmak üzere kentin birçok noktasında “Barış İçin El Ele” sloganıyla insan zinciri oluşturmak için sokağa çıktı. Taksim’de İstiklal Caddesi’nden başlayarak Cumhuriyet Anıtı’na doğru ele ele tutuşarak zincir oluşturmak isteyen yurttaşların önüne polis set çekerek insan zinciri oluşturmalarını önledi. Polis daha sonra biber gazı sıkarak ve grubu kalkanlarla iterek Sıraselviler Caddesi’ne doğru uzaklaştırdı. Bu sırada gruptakiler “Barışa barışa kazanacağız”, “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları attı. Müdahale sırasında arada kalan gazeteciler duruma tepki gösterince polisle kısa süreli tartışma yaşandı. Grup daha sonra İstiklal Caddesi’nden Galatasaray Lisesi önüne doğru insan zinciri oluşturarak yürüdü. Etkinlikler akşam saatlerinde de deam ederken zaman zaman gerginlikler yaşandı. İstiklal Caddesi’ndeki Cezayir Sokak’ta toplanan göstericilere polisin müdahalesi sert oldu. 4 kişi gözaltına alındı. Gösteriler geç saatlere dek sürdü. Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında barış zincirine katılmak isteyenler Dolmabahçe’ye geldi. Polis ilk gelen LGBT’li gruba izin vermedi. Bunun üzerine grup üyeleri uzaklaştı. Daha sonra gelen gruba ise polis Beşiktaş’taki Başbakanlık Ofisi’ne doğru zincir kurmasına izin vermedi. Bunun üzerine gruptakiler Kabataş’a doğru zincir oluşturdu. Bir süre sonra CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da gelerek zincire katılmak istedi. Bu sırada çevik kuvvet ekipleri talimat üzerine geldi. Kasklarını giyen polisler Tanrıkulu’nun da aralarında bulunduğu grubu önlerine katarak sürükledi. Tanrıkulu, polis şefiyle tartışarak müdahalenin kanunsuz olduğunu söyledi. Barışın herkese lazım olacağını belirten Sezgin Tanrıkulu, “Barış herkese lazım olacak. Buna bile tahamül edilmiyor” diye tepkisini gösterdi. Polis daha sonra grubun Kabataş’a doğru insan zinciri oluşturmasına izin verdi. Öte yandan Beşiktaş maçı için Çarşı’da toplanan taraftarların önü polisler tarafından kesilirken Başbakanlık Ofisi’ne çıkan bütün yollar TOMA ve çevik kuvvet ekipleri tarafından kapatıldı. Barış zinciri oluşturmak için dün yüzlerce kişi de Bebek Parkı’nda toplandı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve eski milletvekili ve PM üyesi Çetin Soysal’ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi barış taleplerini haykırdı. Üsküdar sahilindeki eyleme de 500 kişi katıldı. İZLENİM... Her yer Taksim her yer polis! ARİF KIZILYALIN Haziran ayındaki Gezi Parkı eylemlerine katılanlar için “marjinal gruplar”, “dış mihraklar”, “bölücüler, terör örgütleri” yakıştırmalarında bulundular.Keza Ankara, Hatay, İzmir ve Mersin’dekileri de aynı sınıfa soktular; fişlediler! Peki, “Dünya Barış Günü”nü kutlamak, “sevgidostluk” zinciri oluşturmak için Taksim başta olmak üzere meydanlara koşanlara ne ad verecekler? Acaba “BAĞZI”ları ne kulp takacak Dünya Barış Günü etkinliklerine? İşte bu sorular damgasını vurdu 1 Eylül’e... Evet, dün Taksim’de TOMA’ların gölgesinde bir dizi “saçma sapan” yasak eşliğinde kutlandı Dünya Barış Günü, daha doğrusu kutlanmaya çalışıldı. Öncelikle Gezi Parkı’nın “barış güçleri”nce işgal edileceği söylentisinden çok korkmuş olacak İstanbul Valiliği, yine haziran ve temmuz aylarındaki “kapatma” uygulamasına başvurup Taksim’in göbeğinde “polis zinciri” oluşturdu. Gezi Parkı yetmeyecek, Taksim Meydanı’yla Cumhuriyet Anıtı da “yasaklı bölgeler” ilan edildi ilerleyen saatlerde. Oysa insanlar el ele tutuşuyor, “barışçıl” sloganlar atıyor, gökkuşağı tonlarındaki Peace (Barış) bayraklarıyla İstanbul’un merkezini renklendiriyorlardı. Buna bile tahammül edilememiş olsa gerek, barışçı grup kalkan ve cop gösterimiyle İstiklal’e sürülecekti. Sivil polisler de direnenleri çoluk çocuk demeden gözaltına aldı. Bu hengâmede meydanda el ele tutuşan gençlerle “masumca” öpüşerek 1 Eylül’ü kutlayan gençler de “polis baskısı’sına hedef oluyorlardı. Aynı saatlerde Galatasaray Lisesi önünde toplanan bir başka grup da polis ablukasına karşın Dünya Barış Günü’nü kutluyordu. Aynı dakikalarda CHP Beyoğlu ilçe binasının hoparlörlerinden çalan Volkan Konak ve Sabahat Akkiraz türküleri gençleri coşturuyor, kimileri “Her yer barış, her yer direniş” sloganları atıyordu. İstiklal’in ucunda ise çoğunluğunu Beşiktaş Çarşı Grubu’nun oluşturduğu ve aralarında tek tük F.Bahçeli ile G.Saraylının bulunduğu grup, tribünlerden bilinen “Kurabiye Polis...” sloganını atmaktan geri kalmayacaktı. Birçok polis bu sloganı tebessümle izlerken, maç deneyimi olanlar yumruklarını sıkarak beklemeyi tercih etti. Ancak iş iktidar ve Erdoğan eleştirisine geldiğinde kasklar takılıp, kalkanlar kaldırılıyor ve “Devam ederseniz kafanıza gazı yersiniz” mesajı veriliyordu. Nitekim akşamın ilerleyen saatlerinde ‘Gaz’ mevsimi Cezayir sokakta açıldı. Taksim’in eğlence mekanlarına konuşlanan yüzlerce polisin özellikle içki satan yerlerin önünde barikat oluşturması dikkatlerden kaçmadı. 4 kişi gözaltına alındı Amirden uyarı: Basmayın! İstiklal Caddesi’nde eylemciler yere serdikleri bezin üzerinde barışı resmetti. Bazı polisler resmin üzerinden geçerken amirleri “resme basmayın” uyarısı yaptı. Bunun üzerine polisler resmin üzerinden atlayarak karşı tarafa geçtiler. Polis, eylemcilerin İstiklal Caddesi’nde yürümelerine izin vermeyerek, Tophane’ye doğru yönlendirmek istedi. Grup daha sonra yere oturarak, “Barışa uzanan eller kırılsın” ve “Her yer Taksim, her yer direniş” şeklinde slogan attı. Dolmabahçe’de de gerginlik El ele ve rengârenk... ntalya’da Konyaaltı Kent Meydanı’nda toplanan ‘Konyaaltı Çapulcu Meclisi’ üyesi 200 kişilik grup adını veren grup ele ele tutuşarak oluşturdukları insan zinciriyle bir süre sahilde yürüdü. Daha sonra tekrar Kent Meydanı’nda toplandı. Kent Meydanı’nda toplanan grup burada bir basın açıklaması yaptı. Muğla’nın Bodrum İlçesi Gümüşlük ve Gündoğan beldelerinde de oluşturulan iki ayrı barış zincirinde renkli görüntüler ortaya çıktı. (DHA) A Bebek’te yoğun katılım ANTALYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle