15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2013 PAZARTESİ [email protected] 14 DIŞ HABERLER ABD Dışişleri Bakanı 27 Ağustos’tan beri görüşmediği Türk mevkidaşını Paris’e çağırdı Davutoğlu’na davet Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry dün sabah Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu telefonla arayarak Paris’e davet etti. Görüşmede, Suriye’de rejimin elindeki kimyasal silahların imhasına ilişkin olarak Rusya ile ABD arasında varılan mutabakat çerçevesinde önümüzdeki dönemde izlenecek yöntemin ele alındığı bildiriliyor. Kerry’nin bugün Fransa’nın başkentinde konu hakkında çeşitli ülkelerle görüşmelerde bulunacağını da belirterek, Davutoğlu’nu da Paris’e davet ettiği öğrenildi. Davutoğlu’nun bugün Paris’e giderek, başta ABD olmak üzere ilgili ülkelerden muhataplarıyla Suriye’deki durum hakkında temaslarda bulunması öngörülüyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, KerryDavutoğlu görüşmesi iki bakanın önceki günkü telefon görüşmesinin devamı niteliğinde oldu. Davutoğlu ve Kerry en son 27 Ağustos’ta görüşmüş, ondan sonra Rusya ve ABD arasındaki görüşmelerde Türkiye devre dışı kalmıştı. ABD ile Rusya arasında varılan, Suriye’nin kimyasal silahlarının uluslararası denetime bırakılmasıyla ilgili anlaşma Şam yönetimi tarafından “Zafer” olarak değerlendirildi. Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar, anlaşmanın ülkesinin krizden çıkmasına yardımcı olacağını ve ülkesine karşı açılacak bir savaşı önleyeceğini söyleyerek, Rusya’ya teşekkür etti. Avrupa Birliği (AB) ve NA Suriye: Zafer kazandık ABD Dışişleri Bakanı John Kerry dün İsrail’deydi. Kerry, Suriye’ye karşı güç kullanma seçeneğinin hâlâ geçerli olduğunu söyledi. (AP) TO da anlaşmayı memnuniyetle karşıladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Şam yönetimine Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ve Birleşmiş Milletler personeline derhal Suriye’deki tüm tesisleri denetleme izni vermesi çağrısında da bulundu. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de ABD ve Rusya arasında varılan mutabakatın Suriye’de kimyasal silahların imhası hedefi doğrultusunda önemli bir adım olduğunu söyledi. İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino da “ilk iyi adım” olarak niteledi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, mutabakatın aynı zamanda kanlı Suriye iç savaşını durdurması bakımından da iyi bir adım olduğu belirtildi. Arap Birliği ve Çin de, ABDRusya mutabakatını memnuniyetle karşılayanlar arasında. ABD Başkanı Barack Obama ise dün İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile karşılıklı mektuplaştıklarını ilk kez doğrulayarak, Suriye’ye askeri operasyonun askıya alınmasının İran’ın nükleer silah üretmesini önlemek için güç kullanma tehdidini ortadan kaldırmadığını söyledi. Amerikalı Cumhuriyetçi senatörler John McCain ve Lindsey Graham ise ABDRusya anlaşmasının anlamsız olduğunu savunarak, ABD’nin dost ve düşmanlarının, anlaşmayı ABD’nin zayıflığı olarak değerlendireceğini belirttiler. Katılımcı Demokrasiye Alternatif Uygulamalar ve Sistem Bugün dünyanın çok büyük bölümünde demokrasi yerine antidemokratik resimler egemendir. 1) Askerin silah gücü ile iktidarı ele geçirdiği resimler. 2) Sermayenin gücünü kullanarak iktidara gelenler. 3) Dinin gücünü kullanarak, dine dayalı devlet olarak katılımcı demokrasiye alternatif uygulamalar. Bugün Avrupa ülkelerindeki demokrasilerde durum artık tamamen değişmiştir. Silah gücü ile iktidara gelmek tarihin derinliklerine gömülmüştür. Franco, Salazar ve Çavuşesku son örneklerdir. Avrupa’nın büyükleri kapitalist temele dayanmalarına karşın artık bugün durum değişmiştir. Sermayenin karşısına sendikal hareketlerle örgütlenerek işçiler, memurlar, tarımcılar ve sivil toplum kuruluşları (STK) bir denge oluşturmuşlardır. Bu denge katılımcı demokrasiyle iç içe geçmiştir. Ancak Avrupa demokrasilerinde küresel rekabet içinde “ülke dışında kural dışı işler görülebilir”. İçeride demokratik refah içinde yaşayan Avrupa ülkeleri “dışarda askeri ya da dini darbe yaptırabilirler”. Ortadoğu, Afrika ve bazı azgelişmiş Asya ülkelerinde bu duruma sıkça rastlarız. Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve birkaç Latin Amerika ülkesinde demokrasi vardır. Kısacası 7 milyarlık dünyada katılımcı demokrasi içinde yaşayan ülkeler sadece 1 milyarı biraz aşan nüfusu kapsar. Geri kalan ve büyük çoğunluğu oluşturan dünyada ise göstermelik demokrasiler, askeri, bürokratik, dini diktatörlükler egemendir. Demokrasiye alternatif olan antidemokratik rejimlerde asker, sermaye ve din tek başlarına değil karma bir biçimde de iktidara gelebilir; Asker ile sermayenin ortaklığı, Din ile sermayenin ortaklığı söz konusu olabiliyor. 5+1’i oluşturan ülkeler bir anlamda küresel sistemin de yöneticileridirler. Bu anlamda dünyada, “oligarşik bir küresel düzen” egemendir. BM ve küresel sistemdeki oligarşi, kısacası antidemokratik yapı, dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun antidemokratik bir yapı içinde bulunmasına neden olur. “Atina demokrasisi” dünyada az sayıdaki büyük devletlerin yerküreye egemen olmalarını sağlar. Bugün Suriye’yi tartışırken ABD ve Rusya’yı konuşmamız gibi. ABD ve Rus savaş gemileri anılırken Suriye halkının yok sayılması ve anılmaması bu dengesiz realitenin sonucudur. Dünyada “sistemin” ve uluslararası gelişmelerin oligarşik yapı içindeki 56 büyük devlet tarafından belirlenmesi demokrasinin yaygınlaşamamasındaki en önemli engeldir. Bir çelişki gibi görünse de “sonuca olumsuz etki etmektedir”. Dünyadaki oligarşik yapı “bir realitedir”; yüzyılların oluşturduğu tarihsel bir sonuçtur. Büyüklerin içindeki Avrupa son 200 yılın uygarlığının öncüsü ve hazırlayıcısı olmuştur. Uygarlığın ve gelişmenin öncüsü olanlar küresel kısırdöngüyü de beraberinde getirmişlerdir. Büyükler, nükleer askeri güçleri sayesinde kendi “ulusal çıkarları” için güç kullanarak galip gelmişlerdir. Güçleri sayesinde “sistemin ve çıkarlar dengesizliğinin” belirleyicisi olmuşlardır. Son 60 yıl içinde akan insan kanı büyüklerin aralarında rekabet ederken bölge ülkelerini de iç savaşlara ve çatışmalara sürüklemişlerdir. Küresel boyutta sistemin işleyişi (veya işlemeyişi) dünya uluslarının büyük çoğunluğunun antidemokratik bir yapı içinde yaşamalarına neden olmaktadır. Son birkaç yılın gelişmesinde konu Suriye ve Mısır’dır; aktörler ise ABD, Rusya, Avrupa ve biraz da Türkiye’dir! Bu resim dünya düzeninin göstergesidir; Belirleyici olanlar. Aracı olanlar. Ve üzerinde çalışılanlar “sistemin” kısa bir özeti gibi sıralanırlar… l ABDRUSYA MUTABAKATI Türkiye takvime takıldı DUYGU GÜVENÇ Körfez’le dostluk bitecek ÖZGÜR ULUSOY Suriyeli muhaliflerle yakın ilişkide bulunan, Erbil’de Kürtİsrail Enstitüsü başkanlığını yürüten Davut Bağıstani, Ankara’nın Kürt açılımının kendisinin beklediği üzere bir yere varmadığını söylerken Türkiye’nin Suriye’de de kaybeden taraf olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için “birileri müzik çalıyor, onlar dans ediyor, ama niçin, hangi müziğe dans ettiklerini bilmiyorlar” ifadesini kullanılan Bağıstani’ye göre son gelişmelerle belirsizlik sürecine terk edilen Suriye, Türkiye’nin de başını belaya sokmaya aday. Bağıstani, Davutoğlu’nun “sıfır sorun” politikasında sıfırın yanına bir eklediğini belirterek Türkiye’nin komşularla 10 sorun politikasından da söz etti. Karmaşık Ortadoğu trafiğinin ilginç isimlerinden Bağıstani, Katar dönüşü Suriyeli muhaliflerin toplantısıyla aynı dönemde bulunduğu İstanbul’da, gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Ankara’nın açılım politikasının sonuç vermediğini, çünkü amaç sorunu çözmekse bunun “mafyayla, aracıyla olmayacağını” söylerken Ankara ile Barzani arasındaki ekonomik bağlara dikkati çeken Bağıstani “Türkiye bu konuda ciddi olmadı, AKP kendiyle oynadı, cezaevine atıyorsun, biraz Suudi Arabistan, Katar bunlara biraz şey yapıyordu o da gidecek. O dostluk da kalmaz. Ben demiyorum fazla, 15 güne kadar” diyen Bağıstani, sözlerini şöyle noktaladı; “Kürtlerin çok dostu olmadığını biliyoruz ama Türkiye’nin düşmanı da az değil, bunu da Türkler bilsin. Ne bizim dostumuz fazla, ne onların düşmanları az. Bu yükün altından kalkamazlar.” Davut Bağıstani ANKARA Suriye’ye yönelik olası bir operasyonu askıya alan RusABD mutabakatını Ankara beğenmedi. Bu durum Dışişleri’nin açıklamasına, “Açıklanan takvim uzundur ve rejim tarafından istismar edilmeye müsaittir” ifadesiyle yansıdı. Ankara’nın kaygısı, Suriye sorununun İranlaşması ve İran’ın nükleer müzakereleri gibi 10 yıllar boyunca devam etmesi. Nitekim, Libya’nın da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ile 2003’te başlattığı imha süreci hâlâ devam ediyor. Davutoğlu, Suriye’de varılan mutabakatın yol haritasına yönelik kaygılarını bu ziyaret sırasında gündeme taşıyacak. Ankara’ya göre mutabakattaki soru işaretleri şöyle: 4 Uzmanların kasım ayına kadar Suriye’de çalışmalarına başlaması hedefleniyor. Bu iki ay neden boşa geçiyor. Hemen başlansın. 4 Suriye’deki kimyasal silahlar ülke dışına çıkartılacaksa bu süreç 2014 ortasına kadar neden ucu açık bırakılıyor? Ülke içindeki imha zaman alabilir, ama ülke dışına çıkartılmaya hemen başlanmalı. 4 2014 ortasına kadar süre verilmesi, Beşşar Esad’ın bu zamana kadar iktidarda kalacağı anlamına da geliyor. Bu anlaşma Esad’a beyaz çek vermemeli. 4 Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (KSYÖ) Yürütme Kurulu’na sunulacak olan karar taslağının süreci nasıl ilerleyecek? Kimyasal silahlara odaklanıp krizin diğer boyutu unutulmamalı. 4 Birleşmiş Milletler’de çıkacak karar KSYÖ’nün kararına atıfla çıkacak, ancak Esad yönetimine yönelik olası yaptırımları net olarak içermiyor. Özellikle yol haritasına uyulmaması halinde Esad’ın muhalefeti gerekçe göstermesi ve bir kez daha zamana oynaması kaygı verici. Davutoğlu sıfırın yanına bir koydu: Komşularla 10 sorun Karma olanlar 600 PKK’li çekmişler, sen onları çıkartmak mı istiyorsun, getirmek mi? Dağdaki memleketine dönmek istiyor” dedi. KP Kürt halkını küçük gördü’ AKP’nin ne elde etmek için böyle bir oyuna kalkıştığı konusunda “Ortadoğu havası, Arap Baharı bilmem Arap kışı mı, bu olunca AKP kendini daha fazla kaybetti” diye açıklayan Bağıstani, “Öyle zannetti ki, Osmanlı İmparatorluğu dönemi gibi şeyler oldu, Kürt meselesini Kürt halkını çok küçük gördüler, yanlışlık burada” yanıtını verdi. Bir dönem Erdoğan Esad baharı yaşandığını anımsatan Bağırtani, “Diyorsun açılım, insanları tutuyorsun ‘A l MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI ‘Ankara tutumunu değiştirmeli’ MOSKOVA (ANKA) Türkiye, istişareler amacıyla ağustos ortasında Ankara’ya çağırdığı Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’yı eylül başında geri gönderirken Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, ancak Türkiye’nin tutumunu düzeltmesi halinde Mısır Büyükelçisi Abdurrahman Salahaddin’in Ankara’ya dönmesinin söz konusu olabileceğini söyledi. Fehmi, Rus medyasına yaptığı açıklamada, istişareler için ağustos ortasında Kahire’ye çağırdıkları Ankara Büyükelçisi’ni yakın ge ahar kanlı kışa döndü’ “Şimdi bakıyorsun, dönüş başladı, Mısır’da zaten biliyoruz, Tunus’ta da artık bu mesele yürümez. Libya’da nasıl. Bahar mahar kalmadı, kanlı bir kış oldu” diyen Bağıstani şunları söyledi: “Ortadoğu’da, İslam âleminde neredesin, onda da hiçbir mevkiin yok, kaybettin onu da. Türkiye’de ister istemez, 14 milyon Alevi var, bu Aleviler Suriye durumuna karşı duygusal. Sen gidiyorsun, Nusra’yı, radikalleri destekliyorsun, bir de diyorsun, ben Amerika’nın ben Avrupa’nın ortağıyım. Öyle olmaz.” Bağıstani, Türkiye’nin El Nusra’ya verdiği desteğe ilişkin, “Silah veriyor, para veriyor, ilaç veriyor, lojistik bakımından her şeyi yapıyor” diye konuştu. ‘B lecekte Türkiye’ye göndermek niyetinde olmadıklarını ve Türk hükümetinin Mısır’daki durumla ilgili yaptığı “sert açıklamaları” geri almasını beklediklerini belirtti. Mısır Dışişleri Bakanı, “Türkiye’den halen hiçbir bahanenin, hiçbir mantığın olmadığı tutumundan vazgeçtiğini yansıtan somut eylemleri bekliyoruz” diye konuştu. Ankara, Muhammed Mursi’nin darbeyle cumhurbaşkanlığından indirilmesinin ardından Mısır’ın yeni yönetimiyle ilgili sert açıklamalarda bulunmuştu. Bombalı araçlarla Irak’ın çeşitli kentlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda 39 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı. Başkent Bağdat da dahil olmak üzere 11 farklı şehirde gerçekleşen saldırılarda, bomba yüklü 14 araç infilak etti. Başkentteki patlamalardan biri Bağdat İl Genel Meclisi Başkanı Riyad el Adad’ın konvoyunun yakınında meydana geldi. Adad saldırıdan yara almadan kurtuldu, ancak bir koruması hayatını kaybetti. (REUTERS) vurdular l BUZLAR KIRILIYOR İranİngiltere buluşması Dış Haberler Servisi İran ile İngiltere ay sonuna doğru New York’ta görüşme kararı aldı. Dışişleri bakanlarının yapacağı görüşmede taraflar, diplomatik ilişkileri düzeltme amacıyla bir araya gelecek. İngiltere Başbakanı David Cameron, buluşmayla ilgili “Seçimlerden sonra yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye bozulan diplomatik ilişkileri düzeltmeyi denememiz gerektiğini yazdım” dedi. İki ülke diplomatik ilişkileri, Tahran’da 2011 yılında İngiltere Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıdan beri soğuk. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a göre daha ılımlı bir politika izliyor. Japonya son reaktörü kapattı Dış Haberler Servisi Japonya, faaliyetteki son nükleer reaktörünü de süresiz olarak kullanıma kapattı. Japonya’nın batısında bulunan Ohi kentindeki 4 numaralı reaktör, bugün sabah erken saatlerden itibaren elektrik üretimine son verecek. Uzmanlara göre, en erken aralık ayına kadar nükleer santrallarını kapalı tutacak olan Japonya, 1960’lı yıllardan sonra ilk kez bu kadar uzun süre boyunca nükleer faaliyetlerini durdurmuş olacak. Japonya’da 11 Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunami, Fukuşima nükleer santralında reaktörlerin erimesine sebep olmuş ve bunun sonucunda da nükleer sızıntı yaşanmıştı. Halk sağlığını tehdit eden bu olaydan sonra Japon halkı, nükleer santralların kullanılmasına karşı çıkıyordu. Kazadan sonra santrallar programlı bakımlar veya güvenlik endişeleri nedeniyle kapatılmış ve yeniden açılmamıştı. Japonya’da geçen yıl mayıs ve haziran aylarında nükleer santrallar kapalı kalmış ancak santral işletmecisi, Ohi’deki reaktörün yeniden açılmasına izin vermişti. Deprem ve tsunami felaketi öncesi, nükleer santrallar Japonya’da elektriğin yüzde 30’unu üretiyordu. Fukuşima felaketinden sonra Japonya yüksek miktarda kömür, sıvı doğalgaz ve çeşitli yakıtlar ithal etmek zorunda kalmıştı. Fukuşima felaketinden bu yana Japonya’da elektrik faturaları da yüzde 30 arttı. Elektrik şirketleri ise Japonya’nın 50 santralından bazılarının açılması için başvuruda bulundu. AFGANİSTAN Kadın polise saldırı Dış Haberler Servisi Afganistan’ın Laşkar kentinde kimliği belirlenemeyen bir kişinin silahlı saldırısı sonucu bir kadın polis ağır yaralandı. Afganistan’da birçok kişi gibi tek isim kullanan Nigar’ın yedi yıldır polis memuru olduğu ve Laşkar Havaalanı’nda adli suçlar araştırma bürosunda çalıştığı öğrenildi. Aynı bölgede temmuz ayında İslam Bibi adlı bir kadın polis daha öldürülmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle